Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 29 EYLÜL 2003 PAZARTESİ
8
Istaibul
HABERLERIN DEVAMI
TIİRKIYE
B 25 Sınop B 23 Adana PB 31
Edme B 27
Kocaelı B 25
Çarakkale B 26
Izm r B 28
Manısa B 28
Aycn B 30
Derızlı B 29
Zorguldak B 22 Antalya
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
PB
Y
PB
B
B
B
B
22
22
23
25
26
26
22
B 29 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siırt
Hakkâri
Van
PB
B
B
B
B
PB
PB
30
31
32
28
29
29
25
Y 16
Yurdun kuzeydo-
gu kesımlen parçalı
bulutlu, Doğu Kara-
denız ıte Kars ve Ar-
dahan çevreien sa-
ganak yağışlı, dığer
yerler az bulutlu ve
açık geçecek. Hava
sıcaklığı doğuda bı-
raz azalacak, dığer
yerlerde önemli bır
değişıklıkolmayacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
B
Y
Y
Y
Y
Y
PB
Y
1ü
12
9
18
17
17
21
14
Münıh Y 17 Zürıh
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
Y
B
<
Y
PB
Y
PB
14
20
25
16
23
23
23
27
Y 21 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflıs
Kahire
B
B
PB
B
B
B
Y
PB
1/
20
11
25
22
10
8
31
PB 30
'•• Parçalı bulutfu Sıslı "% 3u L:IU ^ Çok buütlu ı Yagmurtu Gok gunıltulu
İnanılır Gibi DeğiL
I Baştarafi 1. Sayfada
yana ortakJaşa uygu-
İanmıştır: bu alanda
da Türkiye'de bütiin-
leşen bir siyaset ve ka-
rarlılık geçerlidir.
Ancak AKP'nin, iş-
çi-memur-köylü bir
yana,Cumtıurbaşkan-
îığı. Ordu, yargı, orta-
öğrefinı ve üniversite-
ye dönük ilişkilerinde-
ki gerilinıi görmezlik-
ten gelmek mümkün
değildir.
Yalnız bu kadarla da
kalmıyor; Meclis'in
yüzde 66 çoğunluğuna
sahipAKP, yabancı bir
devletle yaptığı siyasal
anlaşnıayı, parlamen-
todaki kendi çoğunlu-
ğundan gizlenıek ve
kaçırmak yoluna mı
sapacak?
Devlet Bakanı Ali
Babacan'ın sözlerine
inanmak istemiyoruz.
Cumhuriyet
Kredide tarihi leke
Kurtarma
kazüarı
bitirilemiyor
ÖZGENACAR
AN'KARA - Karkamış
ve Ilısu barajlannın sula-
n altında kalacak 21 ören
yerinde zamana karşı ya-
pılan kurtarma kazılanna
Maliye Bakanhğı'nca 1.3
trilyon lira aynlmasına
karşın Devlet Su tşle-
ri'nin ilgisizliği nedeniy-
le bu yıl kazma vurula-
madı. DSt'nin tutumu
sonucunda, aralannda
Hasankeyf in de bulun-
duğu 21 Türk kazısı yapı-
lamadı.
1998 yıhnda Kültür
Bakanhği. DSf Genel
Müdürlügü ile ODTÜ
Tarihsel Çe\Te Değerle-
rini Araştırma Merkezi
(TAÇDAM) arasında im-
zalanan bır protokol ile
Fırat ve Dicle nehirleri
üzerinde öngörülen ba-
rajlann su toplayacağı
alanlann içinde kalacak
önemli ören yerlerinin ar-
keolojik kazılarla kurta-
nlması kabul edilmişti.
Arahk2002'deyapılan
üçlü toplantıda 2003 ya-
zında öngörülen bılimsel
kurtarma çalışmalan için
28 nokta belirlenmişti.
Bunlann yedisini yaban-
cı üniversiteler kendi
maddi olanaklan ile kar-
şılayıp kurtarma çalışma-
lannı bu yaz gerçekleş-
tirdıler.Buna karşılık
Karkamış'ta 6, Ilısu'da 15
Türk kazısı ıçin önce 500
milyar lira gibi çok yeter-
siz bir ödenek sağlanmış,
ancak daha sonra Maliye
bu ödenek miktannı 1.3
trilyon liraya yükseltmiş-
ti. Daha önce de bildirdi-
ğimiz gibi bu aşamada
dört Türk kazısı 2003 ça-
lışmalannrn dışındabıra-
kılmak istenmişti.
TAÇDAM Yönetim
Kurulu Başkaru Prof. Dr.
Numan Tuna gazetemı-
ze özetle şu açıklamayı
yaptı: "2003 yılı ödene-
ği için gerekli yasal sü-
reç yerine getirilmiş ol-
masına rağmen DSİ
Genel Müdürü Sayın
Profesör Veysel Eroğlu
tarafından onaylanma-
dığından henüz ODTÜ
TAÇDAM Proje Yöne-
timi'ne DSt ödeneğin-
den tek kuruş aktarıl-
mamıştır. Bu itibarla
tüm Türk kazıları yapı-
Imamaktadır ve kazı
başkanları ve ekipleri
bu belirsizlik içinde
üniversitelerin yeni eği-
tim yılı başına kadar
perişan edilmiştir.Artık
bn yıl Türk üniversitele-
ri söz konusu kazı ve
araştırma alanlannda
çalışmalarını yapama-
yacaklardır."
DSt'nin bu uygulama-
sı şu olumsuz sonuçlara
yol açmıştır:
1. Zamana karşı yapı-
lan kurtarma yanşında
bir yıl boşa gitmiştir.
2. Kullanılamayan 1.3
trilyon liralık ödenek
yanmıştır.
3. Üniversiteler bilım-
sel çalışmalannı yapa-
mamışlardır.
4. Yörede kazı ekıple-
rinin kullandıklan depo
ve tarla ldralan ödeneme-
diği için Kültür ve Tu-
rizm Bakanlığrnın önü-
ne yüklü bir fatura çık-
mıştır.
5. Dünya çapında be-
ğeni kazanan bılimsel ya-
yınlar yapılamayacaktır.
6. Proje ile ilgili olarak
çahştınlan uzmanlann
görevlerine son verilmiş-
tir.
7. Barajlaruı yapımına
tepki gösteren dış odakla-
nn dillerine onur kıncı
kozlar verilmiştır.
• Baştarafi 1. Sayfada
nıilyarlık kredi bir an-
lanıda buna gerekçe
olarak kullanılıyor. Di-
ğer bir gerekçe de Tür-
kiye'nin kırmızı çizgi-
lerinin Irak'a asker
göndererek daha iyi ko-
mnacağı. Bu doğru de-
ğil. ABD ile Ortadoğu
ve Irak'ta çıkarlarımız
örtüşmemektedir, ça-
rışnıaktadır.Artık bunu
kabul edip ona göre ha-
reket ermeliyiz" dıye
konuşru. SBF öğretım
üyesi Doç. Dr. Erhan.
ABD ile imzalanan eko-
nomik yardım anlaş,ması,
hükümetin Irak'a asker
gönderme karan ve ABD
ile ilışkilerin geleceği ko-
nulannda sorulanmızı
yanıtladı:
-Hükümetin ABD ile
imzaladığı 8.5 milyar
dolarlık kredi anlaşma-
sının bazı siyasi koşul-
lara bağlı olduğu orta-
ya çıktı. Siz bunu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
- Türkiye-ABD ilişki-
lerinde ilk kez siyasi ko-
şullara bağlı bir ekono-
mik yardım anlaşması
ımzalanıyor.
'Anlaşmanın başka
örneği yok'
ABD ile bugüne kadar
onlarca ekonomik anlaş-
ma var, ama siyasi koşu-
la bağlanmış tek bir ör-
nek yok. Siz hibe değil,
borç alıyorsunuz. Üstelik
faiziyle bunu geri ödeye-
ceksinız. Ancak bunun
için bazı siyasi koşullan
kabul ediyorsunuz. Bu-
nun örneği yok. Bakınız
2. Dünya Savası yıllann-
da ABD'nin çeşitli ülke-
leri tarafuıa çekmek için
yaptığı ekonomik yar-
dımlar var. Türkiye de
bundan yararlandınlıyor.
Ancak o dönemın koşul-
lannda bile ABD, bunu
benim tarafimda savaşa
girersen veririm, diyemi-
yor. Türkiye, savaşa gir-
memesine karşın bu yar-
dımlan almıştır.
-Anlaşmanın zaman-
laması sizce de ilginç
değil mi?
- Anlaşma önceki pa-
zar günü imzalaniyor.
Ancak Hazine'den so-
rumlu Devlet Bakanı
perşembe günü "Bizim
için önemli değil, zaten
ekonomiyi rayına
oturttuk" diyor. Madem
öyle, niye imzalaniyor?
Bu çelişkiler soru işaret-
lerine neden oluyor.
'Asker gönderme
karan verilmiş'
Şöyle bir izlenim orta-
ya çıkıyor: Hükümet as-
ker gönderme konusun-
da karannı zaten almış.
ABD ile bu konuda pa-
zarlıklarda anlaşılmış ve
şimdi de kamuoyunu
Meclis'ı iknaya dönük
adımlar atılıyor. Gerek-
çeler yaratılıyor. Yine
bugünlerde bazı gazete-
lere sızdınlan, mart ayın-
da tezkerenin reddedil-
mesi ile neler kaybettiği-
mizi anlatmaya çalışan
haberler de buna dönük
gibi. Oysa unuruluyor,
basına yansıyan o muta-
bakatlar imzalanamadı.
60 bin Amerikan askeri-
nin neden Türkiye'ye ko-
nuşlanacağı, bunlann ne
kadar süreyle Türkiye'de
kalacağı konulannda
ABD'den soru işaretleri-
ni giderecek yanıtlar alı-
namadı
- Hükümet ısrarla
Türk askerinin Irak'ta
işgalci olmayacağını
söylüyor. Ancak diğer
yandan yeni bir B\1 ka-
rarının zorunlu olma-
dığını belirtiyor. Yeni
bir BM karan olmadan
Irak'a asker gönderile-
bilir mi?
- Anayasanın 92. mad-
desi bu konuda son dere-
ce açık. Böyle bir karar
için uluslararası meşru-
iyet koşulu var. Aslında
hükümetin yeni bir BM
karan çıkmadan Mec-
Gül: Askerin görmesi gerekmez
BEHZAT BARIŞ
New York'ta bulunan Gül korumalanyla birlikte kenri dolaştı.
NEW YORK - Türkiye'nin, Irak
istıkranna katkıda bulunması, Ku-
zey Irak'ta tek yanlı hareket etme-
mesi koşullanm içeren 8.5 milyar
dolarlık kredr anlaşmasının, Ge-
nelkurmay'ın bilgisi olmadan im-
zalandığı bildirildi. Dışişleri Ba-
kanı Abdullah Gül, ABD temas-
lan sırasında gazetecilerin sorula-
n üzerine bunu doğrularken "Kre-
di anlaşmasını askerin görmesi
gerekmez. Dışişleri Bakanbğı,
Hazine ve hukukçular inceledi-
ler" diye konuşru.
Abdullah Gül, "siyasi koşullar"
içeren anlaşmayı savunurken şunla-
n söyledi:"Hiçbir şey gizli değil.
Bu yoldaki Kongre karan aylar
önce açıkiandı. îngilizce bilen
herkes metni okuyup anladı. Geç-
mişte biliyorsunuz, ABD Türki-
ye'nin Irak'a 30-40 bin askerle
girmesini istedi, Meclis reddetti.
Türkiye'nin aleyhine bir angaj-
man kesinlikie söz konusu değil-
dir. Öyle bir şey \ arsa krediyi red-
detmemiz mümkündür. Bizim
Kuzey Irak'ta zaten askeri var-
lığımız mevcut. Bir şeyleri zor-
layarak olumsuz netice çıkar-
nıaya çalışmanın doğru olmadığı
kanaatindejim."
lis'ten yetki istemesi bı-
le sakıncah, bu anaya-
saya aykın. Yeni bir BM
karan alınmadan Türk
askeri Irak'a göndenlir-
se, yine aynı statüde ola-
caktır, işgal gücü olacak-
tır.
-ABD,Türkiye'nin I-
rak konusundaki bir-
çok hassasiyetini bugü-
ne kadar dikkate alma-
dı. Asker gönderilirse
Türkiye'nin Irak'ta söz
hakkının olacağı söyle-
niyor. Sizce bu görüş ne
kadar gerçekçi?
- Türkiye'nin hassasi-
yetleri, Irak'ın toprak
bütünlüğü, PKK-KA-
DEK varlığının ortadan
kaldınlması ve Türk-
menler'in eözetilmesi.
Kuzey Irak'ta PKKfaali-
yetleri ne zaman üst dü-
zeye çıktı? Burada Çekiç
Güç varken. Dola\ısıyla
bizim asıl tehdit algıla-
mamız, onlara bu imka-
nı sağlayanlardan kay-
naklanıyor. ABD, Iran
karşıtı Halkın Mücahid-
lerinı daha savaş sırasın-
da bombalarken, P-
KK-KADEKiçin,sorun
çıkarmadıkça bekleye-
lim, diyor. Türkiye, I-
rak'ın toprak bütünlü-
ğünden bahsediyor. Oy-
saki Irak'taki ABD'li si-
vil yönetici Bremer,
"Türkiye istemediği
için değil, şu an AB-
D'nin çıkarlarına uy-
gun olmadığı için Kürt
devleti istemiyoruz" di-
yor. Bu, yann bir gün çı-
kanmıza olursa, bunu
kurdurtabiliriz anlamına
da gelebılir.
'Çıkarlanmız
örtüşmüyor'
Iraklı Kürt gruplara
venlen sözler var. Onla-
nn ABD'nin yardımla-
nyla bugün elde ettiğı
kazanımlardan vazgeç-
meleri çok güç. Türk-
menler konusunda ise
ABD sözlerinın hiçbin-
ni rutmadı. Türkiye'nin
şunu görmesi gerekıyor.
ABD ile birçok alanda
ortak çıkarlanmız olabi-
lir. Ancak Ortadoğu ve I-
rak"ta çıkarlanmız örtüş-
memektedir, çatışmakta-
dır. Bunu kabul edip ona
göre hareket etmemiz
gerekiyor.
'Üniversite medrese
tehdidialtımUC
Kıyım soıauıılıılan bin pişman!
Topluma Kazandırma Yasası'ndan yararlanmak için her yolu deneyen
Sıvas davası hükümlüleri 'eve dönmek' için Cumhuriyetçi de oldular
İLHAN TAŞCI
• Baştarafi 1. Sayfada
Yasa Tasansı Taslağı ile
hükümetin bazı iç ve dış
politikalan eleştirildi. Is-
tanbul Barosu'nda dü-
zenlenen basın açıkla-
masında, toplantının so-
nuç bildirisi, TBB Baş-
kanı Özok tarafından
okundu. Bildiride,
"Gerçek demokrasiye
ulaşma yolundaki ek-
sikJikJeri gidermek ve
ekonomik sıkıntıları
aşmak için toplumun
tüm kesimlerinin güç-
lerini birleştirerek or-
tak hedefe yönelnıesi
gerektiği" vurgulandı.
Bıldiriye şöyle devam
edıldı: "AdM yılın açüı-
şında yargınm ve ülke-
nin içinde bulunduğu
gerçekleri dile geriren
Yargıtay Başkam'nın
konuşmasını 'çirkin',
rektörlere 'edepsiz', her
konuda önce hukukun
üsrünlüğü' diyen Cum-
hurbaşkanımızın uya-
nlannı 'muhalefet yapı-
yor* olarak algılamak...
TBB ve baro başkanla-
rı, siyasi iktidarın son
giinlerde sergilediği bu
davranışlann, toplumu
saflara ayırmaya y öne-
lik sistemli bir politika-
nın uygulanması oldu-
ğnna inanmaktadır.
Oysa siyasi iktidarın,
demokrasiyi sadece ço-
ğunluk demokrasisi' ola-
rak algılamaması, par-
lamentodaki sayısına
güvenip ayaküstü yasa-
lar çıkarmaması gere-
kir."
Bildiride, YÖK Yasa
Tasansı Taslağı da eleştı-
rilerek "Ülkemizin bi-
lim, kültür, sanat ve de-
mokrarik yaşamına bü-
yük katkı ko>malan ge-
reken üniversitelerimiz.
bugünlerde "medrese"
anlayışının tehdidi al-
tındadır. Bu anlayıştan
çok uzak" reform ve dev-
rim' iddialarıyla. ope-
rasyon yapılmaya çalı-
şılmaktadır" denildi.
ANKARA - Madımak Ote-
li'ni ateşe vererek. 35 aydını
katleden Sıvas davasının hü-
kümlüleri, "Eve Dönüş" yasa-
sından yararlanabilmek için her
yolu deniyorlar. Yasadan yarar-
lanmak için başvuran hükümlü-
ler. katliamın "ıstırabını yaşa-
dıklarını"' belirtirlerken "Her-
hangi bir illegal örgüt veya
gizli bir ittifaka kajıt ve sem-
patileri" olmadığını sa\aındu-
lar. Yasadan yararlanabilmek
için "siyasi ve ideolojik amaç-
la suç işlemek için kurulmuş
terör örgütünün" üyesi olmak
gerekmesine karşın baş\Tiruda
bulunan hükümlülerden Faruk
Sarıkaya. ülkesinı çok sevdiği-
nı. bunun kanıtı olarak da ceza-
evinde düzenlenen "Cumhuri-
yetimizin 80. Yılı" etkınlikleri-
ne katılmasını gösterdi. Tarihe
kara bir leke olarak geçen Sıvas
katliamı sorumlulannın, Toplu-
ma Kazandırma Yasası "ndan ya-
rarlanabılmek için yaptıklan
başvurularda. her yolu denedik-
leri ortaya çıktı. 6 Ağustos'ta
yürürlüğe giren yasadan yarar-
lanmak isteyen katlıam sorum-
lulannın hemen hemen tamamı-
nın 7 Ağustos 2003 tarihinde
başvuru yaptıklan anlaşıldı.
Topluma Kazandınna Yasa-
sı'ndan yararlanabilmek için
başvTiran 49 hükümlüden bazı-
lannın ilginç "af dileyişleri"
şöyle:
Çetin Asamaka: 2 Temmuz
1993 tarihinde ilimizde olan e-
lim olaydan yıllardır ıstırap
içinde olduğuma tüm samimi-
yetimle sizleri temin ederim ki,
bu olaydan en ufak bir suçum
olduğunu kendime bile inandı-
ramıyorum. Ama adaletin verdi-
ği cezaya da boynum kıldan in-
cedir.
'Komploya maruz kaldım'
7 sene 6 ay ceza aldım ve tah-
liye edildim. Mahkemenizce 24
Ocak 2001 tarihinde yeniden tu-
tuklandım. Bu tarihten itibaren
yatmaktayım. Topluma Kazan-
dırmaYasası'ndan yararlanmak
istıyorum.
İİhami Çalışkan: 2 Temmuz
1993 tarihinde ilimizde olan e-
lim olaydan dolayı komploya
maruz kaldım. Bu olaydan yıl-
lardır ıstırap içinde olduğuma
tüm samimiyetimle sizleri te-
min ederim ki en ufak suçum
olduğuna inanamıyorum. Ama
adaletin verdiği cezaya da boy-
num kıldan incedir.
Serhat Özgentürk: Komplo-
ya maruz kaldım. Istırap içeri-
sindeyim. Sizi temin ederim ki,
olayla uzaktan yakından hiç ala-
kam yok. Bu tür olaylan da tas-
vip etmem mümkün değildir.
'Ülkemi seviyorum'
Faruk Sarıkaya: Herhangi
bir örgüte gizli ittifaka ne kay-
dım, ne sevgim, ne sempatim
vardır. Benım en büyük sevgim
ülkemdir. Bütün illegal
örgütlere karşı nefretim katlan-
mış, kendi ülkeme sevgim art-
mıştır. Cezaevi savcılığımn ha-
zırladığı Cumhuriyetimizin 80.
Yılı faaliyeti etkinliğine bilfiil
katıldım...
Osman Çıbıkçı: Hiçbir ille-
gal örgüt ile veya gizli bir ıtti-
fakla ne kaydım ne de ilişkim
olmadı. Tas\ip etmiyorum...
Yusuf Şimşek: Devlet Gü-
venlik Mahkemesi'nden 15 yıl
ağır hapis cezası aldım. TBMM
tarafından çıkarılan Topluma
Kazandırma Yasası'ndan yarar-
lanmak istiyorum. Dosyam in-
celenerek neticenin tarafima
bildirilmesini bilgilerinize say-
gılanmla arz ederim. Onlarca
hükümlü ise "Devletimizin ka-
nunlaştırmış olduğu Topluma
Kazandırma Yasası'ndan fav-
dalanmak istiyorum. Gereği-
nin yapılmasını arz ederim"
ifadesinin yer aldığı dılekçe ile
yetindiler.
Kısa dilekçeyle başMirarüar-
danbazılan şöyle: Mevlüt Ata-
lay, Ekrem Kurt,Yunis Kara-
taş, Muhsin Erbaş, Ali Teke,
Faruk Ceylan, Cafer Tayyar
Soykök, Merin Yokuş, Bekir
Çınar,AhmetTuran Kılıç,Ke-
nan Kale, Temel Toy, Yalçın
Kepenek, Bülent Karayiğit,
Harun Gülbaş, Ali Kurt, A-
dem Kozu, İbrahim Düzbiçer,
Erkan Çetintaş, Erol Sarıka-
ya, Muammer Özdemir, Fa-
ruk Belkavli, Gazi Tufan, Ha-
run Yıldız, Hayrettin Gül,
Durmuş Tufan, Bünyamin
Eliş, Zayim Bayat, Haydar Şa-
hinoğlu, Yıldırım Yûksel,
Ünal Berka.
Yurtdışma kaçtıkJan belirle-
nen Adem Ağbektaş, Ethem
Ceylan, Metin Ceylan, Meh-
met Yılmaz, Harun Kavak ile
Sedat Yıldınm'ın da yasadan
yararlanmak için başvurduklan
ortaya çıkmıştı. Topluma Ka-
zandırma Yasası'ndan yararla-
nabilmek için "siyasi ve ideolo-
jik amaçla suç işlemek için
kurulmuş terör örgütü" men-
subu olunması gerekiyor.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
de "resmi belgede sahtecilik" yaptıklan gerekçe-
siyle hüküm giyen DEHAP yöneticileri bugün sa-
vunmalarını verecekler. Yargıtay, büyük olasılıkla
karar için birkaç gün daha beklemeyi yeğleyecek.
Mahkûmiyet onanırsa gözler Yüksek Seçim Ku-
rulu'na çevrilecek.
Aradan bir yıl geçmiş olmasına karşın genel se-
çimler hâlâ tartışmalı ise, seçim hukukunu ciddi
bir biçimde sorgulamanın ve güçlendirmenin ka-
çınılmaz olduğunu kabul etmemiz gerek.
1 Ekim'de de Meclis'in yeni yasama yılının açı-
lışı var. TBMM Başkanı Bülent Annç, bazen ger-
ginliklerin "tarafı" bazen de "/7a/cem/"görünümün-
de oldu. Bakalım yeni yasama yılı hangi izlenim-
lerle açılacak.
Haftanın bu iki sıcak gündemini vurguladıktan
sonra başlığa geçelim.
AKP'nin son dönemdeki iç ve dış politikasına
baktığımızda şöyle bir tablo görüyoruz:
Dışarıda teslimiyet... Içeride meydan okuma!
Son örnek 8.5 milyar dolarlık ABD kredisinın ko-
şulları. Her alanda açıklığı savunan AKP hüküme-
ti, bu kredınin koşullanm gizli tutmuştu. Cumhu-
riyet'in ortaya çıkardığı belge kredinin. ABD Sa-
vunma Bakanhği, Dışişleri Bakanhği ve Hazine Ba-
kanlığı'nın üçlü onayıyla verileceğini ortaya koyu-
yor. Onayın temelinde de Türkiye'nin Irak'ta
ABD'y'e yapacağı işbirliğinin "düzeyi" var.
AKP'liler bu çok ağır ve kabul edilemez koşul-
lan savunamayınca topu bırbirierine atmaya baş-
ladılar. Hazineden sorumlu olanlar, "biz Dışişle-
ri'ne dunımu bildirdik, onlarsakıncayok, dedi" di-
yor. Dışişleri, "riskli bir durum olursa kredi redde-
dilir" türünden kaçamak yanıtlar veriyor. Kimi
AKP'liler de pişkinlikle çiğlik arasında gidip gelir-
ken, "hangi kredi onur çiğnemez ki" demekle ye-
tiniyor.
Uluslararası ilişkilere uyarlanan bir deyim vardır
Bugün borç alan yann emtr alır!
AKP hükümeti bu deyimi de ters çevirmiş gö-
rünüyor:
Deyim yerindeyse önce emir alınacak, sonra
borç!
Barolann çıkışı
Hükümetin YÖK yasasındayapmak istediği de-
ğişikliklerin ruhuna bakıp, şu değerlendirmeyi yap-
mıştık:
Bu konu aylarca manşet kaldınr!
Ne yazık ki öyle oldu. Geçen hafta başlayan üni-
versite akademik yılı açılışlanndaki konuşmaları
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve çevresi şöy-
le değerlendirdi:
"Anlaşılan rektöher kendi aralannda konuştular
ve açılışlarda hükümete yönelik sert mesajlar ver-
me karan aldılar. Bu açılışlar 15-20 gün sürecek.
Biz bunu baştan keselim, sert bir karşılıkla durdu-
ralım."
Bu değerlendirmeyi Kastamonu'da orman ürün-
leri fabrikası açılışında yasama geçiren Erdoğan,
işi "edep tartışmasına" getirdi. Arkası da yargıda
gelecek gibi görünüyor.
Bir hükümetin üniversitelerde kavgalı olmak bir
yana davalı olması. ne anlama gelir?
Biz bu yorumu daha ileri götürmeyelim, dün
Türkiye Barolar Birtiği Başkanı Özdemir Özok ile
48 baro başkanının altına imza attığı "ortak bildi-
riye" geçelim. Baro başkanları şu uyarıyı yapıyor:
"Iktidann son günlerde sürdürdüğü davranışla-
nn, toplumu saflara ayırmaya yönelik sistemli bir
politikanm uygulanması olduğuna inanmaktayız.
Üniversitelerimiz bugünlerde medrese anlayışının
tehdidi altındadır."
Erdoğan ve onun tepkisini taklit etmeyi siyaset
sayan AKP'Iİ bakanlar bu tür eleştirilere şu karşı-
lığı veriyorlar:
"Böyle konuşacağınıza girin siyasete, görün
desteğinizi!"
Bu anlayış AKP'nin siyaseti nasıl gördüğünü de
ortaya koyuyor:
Hizmet etmek değil, hükmetmek!
ankcum@ttnet.net.tr
Hep birlikte
deliriyoruz
ANKARA (AA; -
Dünya Sağlık örgütü
(WH0), dünya genelinde
ruhsal hastalıklardan et-
kilenenlerin sayısının gi-
derek arttığını bildirdi.
Görevi Güney Koreli
Jong Wook Lee'ye tes-
lım eden WH0 eski Ge-
nel Direktörü Gro Har-
lem Brundtland ın. gö-
revde kaldığı 1998-2003
yıllannı kapsayan rapo-
runda, dünya genelinde
insanlan tehdit eden et-
kenlere ve hastalıklara
işaretediliyor. Rapora gö-
re, dünya genelinde, ruh-
sal hastalık çeşıtlerinden
etkilenenlerin sayısı gide-
rek artıyor.
Sağlık hizmeti alan 4
kişiden birinin, çoğu za-
man ihmal edılmiş veya
teşhis edilememiş en az
bir ruhsal, nörolojik veya
davramşsal düzensizliği
olduğu tahmin ediliyor.
Intiharlar. dünyada
ölüm nedenleri arasında
13. sırada yer alıyor; 15-
44 yaş grubundaki ölüm-
ler arasında ise 4. sırada
bulunuyor. Aynca sakat-
lığa neden olan sebepler-
den de 6'ıncısını intıhar-
lar oluşturuyor. Hızla ar-
tış gösteren intihar vaka-
Iannın toplumsal bir teh-
dit unsuru haline gelmeye
başladığı vurgulanan ra-
pora göre, dünyada orta-
lama 40 saniyede 1 kişi
intihar ederek yaşamına
son veriyor. Depresyon,
şizofreni, iki kutuplu dü-
zensizlik, alkol bağımlılı-
ğı ve Alzheimer hastahğı,
özürlülüğeyol açan başb-
ca nedenler... Bu prob-
lemler. hızlı sosyo-ekono-
mik geçişler, yaşlanan nü-
fus, şiddet, sosyal düzen-
sizlik. savaş, fıziksel has-
talık ve fakirlik yüzünden
çoğahyor. Dünyada her
yıl, 10-20 milyon kişi ın-
tihara teşebbüs ediyor.
Ruhsal problemler tüm
ülkelerde görülüyor ama
çoğu ülkede ruhsal sorun-
lu insanlann yeniden en-
tegrasyonu ve bakımlan
için engeller bulunuyor.
Rapora göre, aşın alkol
tüketimi, genç erkekler
arasında artan bir prob-
lem olarak görülüyor.