23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 EYLÜL 2003 PAZARTESİ 8 Istaibul HABERLERIN DEVAMI TIİRKIYE B 25 Sınop B 23 Adana PB 31 Edme B 27 Kocaelı B 25 Çarakkale B 26 Izm r B 28 Manısa B 28 Aycn B 30 Derızlı B 29 Zorguldak B 22 Antalya Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas PB Y PB B B B B 22 22 23 25 26 26 22 B 29 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Siırt Hakkâri Van PB B B B B PB PB 30 31 32 28 29 29 25 Y 16 Yurdun kuzeydo- gu kesımlen parçalı bulutlu, Doğu Kara- denız ıte Kars ve Ar- dahan çevreien sa- ganak yağışlı, dığer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı doğuda bı- raz azalacak, dığer yerlerde önemli bır değişıklıkolmayacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn B Y Y Y Y Y PB Y 1ü 12 9 18 17 17 21 14 Münıh Y 17 Zürıh Berlın Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y Y B < Y PB Y PB 14 20 25 16 23 23 23 27 Y 21 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflıs Kahire B B PB B B B Y PB 1/ 20 11 25 22 10 8 31 PB 30 '•• Parçalı bulutfu Sıslı "% 3u L:IU ^ Çok buütlu ı Yagmurtu Gok gunıltulu İnanılır Gibi DeğiL I Baştarafi 1. Sayfada yana ortakJaşa uygu- İanmıştır: bu alanda da Türkiye'de bütiin- leşen bir siyaset ve ka- rarlılık geçerlidir. Ancak AKP'nin, iş- çi-memur-köylü bir yana,Cumtıurbaşkan- îığı. Ordu, yargı, orta- öğrefinı ve üniversite- ye dönük ilişkilerinde- ki gerilinıi görmezlik- ten gelmek mümkün değildir. Yalnız bu kadarla da kalmıyor; Meclis'in yüzde 66 çoğunluğuna sahipAKP, yabancı bir devletle yaptığı siyasal anlaşnıayı, parlamen- todaki kendi çoğunlu- ğundan gizlenıek ve kaçırmak yoluna mı sapacak? Devlet Bakanı Ali Babacan'ın sözlerine inanmak istemiyoruz. Cumhuriyet Kredide tarihi leke Kurtarma kazüarı bitirilemiyor ÖZGENACAR AN'KARA - Karkamış ve Ilısu barajlannın sula- n altında kalacak 21 ören yerinde zamana karşı ya- pılan kurtarma kazılanna Maliye Bakanhğı'nca 1.3 trilyon lira aynlmasına karşın Devlet Su tşle- ri'nin ilgisizliği nedeniy- le bu yıl kazma vurula- madı. DSt'nin tutumu sonucunda, aralannda Hasankeyf in de bulun- duğu 21 Türk kazısı yapı- lamadı. 1998 yıhnda Kültür Bakanhği. DSf Genel Müdürlügü ile ODTÜ Tarihsel Çe\Te Değerle- rini Araştırma Merkezi (TAÇDAM) arasında im- zalanan bır protokol ile Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde öngörülen ba- rajlann su toplayacağı alanlann içinde kalacak önemli ören yerlerinin ar- keolojik kazılarla kurta- nlması kabul edilmişti. Arahk2002'deyapılan üçlü toplantıda 2003 ya- zında öngörülen bılimsel kurtarma çalışmalan için 28 nokta belirlenmişti. Bunlann yedisini yaban- cı üniversiteler kendi maddi olanaklan ile kar- şılayıp kurtarma çalışma- lannı bu yaz gerçekleş- tirdıler.Buna karşılık Karkamış'ta 6, Ilısu'da 15 Türk kazısı ıçin önce 500 milyar lira gibi çok yeter- siz bir ödenek sağlanmış, ancak daha sonra Maliye bu ödenek miktannı 1.3 trilyon liraya yükseltmiş- ti. Daha önce de bildirdi- ğimiz gibi bu aşamada dört Türk kazısı 2003 ça- lışmalannrn dışındabıra- kılmak istenmişti. TAÇDAM Yönetim Kurulu Başkaru Prof. Dr. Numan Tuna gazetemı- ze özetle şu açıklamayı yaptı: "2003 yılı ödene- ği için gerekli yasal sü- reç yerine getirilmiş ol- masına rağmen DSİ Genel Müdürü Sayın Profesör Veysel Eroğlu tarafından onaylanma- dığından henüz ODTÜ TAÇDAM Proje Yöne- timi'ne DSt ödeneğin- den tek kuruş aktarıl- mamıştır. Bu itibarla tüm Türk kazıları yapı- Imamaktadır ve kazı başkanları ve ekipleri bu belirsizlik içinde üniversitelerin yeni eği- tim yılı başına kadar perişan edilmiştir.Artık bn yıl Türk üniversitele- ri söz konusu kazı ve araştırma alanlannda çalışmalarını yapama- yacaklardır." DSt'nin bu uygulama- sı şu olumsuz sonuçlara yol açmıştır: 1. Zamana karşı yapı- lan kurtarma yanşında bir yıl boşa gitmiştir. 2. Kullanılamayan 1.3 trilyon liralık ödenek yanmıştır. 3. Üniversiteler bilım- sel çalışmalannı yapa- mamışlardır. 4. Yörede kazı ekıple- rinin kullandıklan depo ve tarla ldralan ödeneme- diği için Kültür ve Tu- rizm Bakanlığrnın önü- ne yüklü bir fatura çık- mıştır. 5. Dünya çapında be- ğeni kazanan bılimsel ya- yınlar yapılamayacaktır. 6. Proje ile ilgili olarak çahştınlan uzmanlann görevlerine son verilmiş- tir. 7. Barajlaruı yapımına tepki gösteren dış odakla- nn dillerine onur kıncı kozlar verilmiştır. • Baştarafi 1. Sayfada nıilyarlık kredi bir an- lanıda buna gerekçe olarak kullanılıyor. Di- ğer bir gerekçe de Tür- kiye'nin kırmızı çizgi- lerinin Irak'a asker göndererek daha iyi ko- mnacağı. Bu doğru de- ğil. ABD ile Ortadoğu ve Irak'ta çıkarlarımız örtüşmemektedir, ça- rışnıaktadır.Artık bunu kabul edip ona göre ha- reket ermeliyiz" dıye konuşru. SBF öğretım üyesi Doç. Dr. Erhan. ABD ile imzalanan eko- nomik yardım anlaş,ması, hükümetin Irak'a asker gönderme karan ve ABD ile ilışkilerin geleceği ko- nulannda sorulanmızı yanıtladı: -Hükümetin ABD ile imzaladığı 8.5 milyar dolarlık kredi anlaşma- sının bazı siyasi koşul- lara bağlı olduğu orta- ya çıktı. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? - Türkiye-ABD ilişki- lerinde ilk kez siyasi ko- şullara bağlı bir ekono- mik yardım anlaşması ımzalanıyor. 'Anlaşmanın başka örneği yok' ABD ile bugüne kadar onlarca ekonomik anlaş- ma var, ama siyasi koşu- la bağlanmış tek bir ör- nek yok. Siz hibe değil, borç alıyorsunuz. Üstelik faiziyle bunu geri ödeye- ceksinız. Ancak bunun için bazı siyasi koşullan kabul ediyorsunuz. Bu- nun örneği yok. Bakınız 2. Dünya Savası yıllann- da ABD'nin çeşitli ülke- leri tarafuıa çekmek için yaptığı ekonomik yar- dımlar var. Türkiye de bundan yararlandınlıyor. Ancak o dönemın koşul- lannda bile ABD, bunu benim tarafimda savaşa girersen veririm, diyemi- yor. Türkiye, savaşa gir- memesine karşın bu yar- dımlan almıştır. -Anlaşmanın zaman- laması sizce de ilginç değil mi? - Anlaşma önceki pa- zar günü imzalaniyor. Ancak Hazine'den so- rumlu Devlet Bakanı perşembe günü "Bizim için önemli değil, zaten ekonomiyi rayına oturttuk" diyor. Madem öyle, niye imzalaniyor? Bu çelişkiler soru işaret- lerine neden oluyor. 'Asker gönderme karan verilmiş' Şöyle bir izlenim orta- ya çıkıyor: Hükümet as- ker gönderme konusun- da karannı zaten almış. ABD ile bu konuda pa- zarlıklarda anlaşılmış ve şimdi de kamuoyunu Meclis'ı iknaya dönük adımlar atılıyor. Gerek- çeler yaratılıyor. Yine bugünlerde bazı gazete- lere sızdınlan, mart ayın- da tezkerenin reddedil- mesi ile neler kaybettiği- mizi anlatmaya çalışan haberler de buna dönük gibi. Oysa unuruluyor, basına yansıyan o muta- bakatlar imzalanamadı. 60 bin Amerikan askeri- nin neden Türkiye'ye ko- nuşlanacağı, bunlann ne kadar süreyle Türkiye'de kalacağı konulannda ABD'den soru işaretleri- ni giderecek yanıtlar alı- namadı - Hükümet ısrarla Türk askerinin Irak'ta işgalci olmayacağını söylüyor. Ancak diğer yandan yeni bir B\1 ka- rarının zorunlu olma- dığını belirtiyor. Yeni bir BM karan olmadan Irak'a asker gönderile- bilir mi? - Anayasanın 92. mad- desi bu konuda son dere- ce açık. Böyle bir karar için uluslararası meşru- iyet koşulu var. Aslında hükümetin yeni bir BM karan çıkmadan Mec- Gül: Askerin görmesi gerekmez BEHZAT BARIŞ New York'ta bulunan Gül korumalanyla birlikte kenri dolaştı. NEW YORK - Türkiye'nin, Irak istıkranna katkıda bulunması, Ku- zey Irak'ta tek yanlı hareket etme- mesi koşullanm içeren 8.5 milyar dolarlık kredr anlaşmasının, Ge- nelkurmay'ın bilgisi olmadan im- zalandığı bildirildi. Dışişleri Ba- kanı Abdullah Gül, ABD temas- lan sırasında gazetecilerin sorula- n üzerine bunu doğrularken "Kre- di anlaşmasını askerin görmesi gerekmez. Dışişleri Bakanbğı, Hazine ve hukukçular inceledi- ler" diye konuşru. Abdullah Gül, "siyasi koşullar" içeren anlaşmayı savunurken şunla- n söyledi:"Hiçbir şey gizli değil. Bu yoldaki Kongre karan aylar önce açıkiandı. îngilizce bilen herkes metni okuyup anladı. Geç- mişte biliyorsunuz, ABD Türki- ye'nin Irak'a 30-40 bin askerle girmesini istedi, Meclis reddetti. Türkiye'nin aleyhine bir angaj- man kesinlikie söz konusu değil- dir. Öyle bir şey \ arsa krediyi red- detmemiz mümkündür. Bizim Kuzey Irak'ta zaten askeri var- lığımız mevcut. Bir şeyleri zor- layarak olumsuz netice çıkar- nıaya çalışmanın doğru olmadığı kanaatindejim." lis'ten yetki istemesi bı- le sakıncah, bu anaya- saya aykın. Yeni bir BM karan alınmadan Türk askeri Irak'a göndenlir- se, yine aynı statüde ola- caktır, işgal gücü olacak- tır. -ABD,Türkiye'nin I- rak konusundaki bir- çok hassasiyetini bugü- ne kadar dikkate alma- dı. Asker gönderilirse Türkiye'nin Irak'ta söz hakkının olacağı söyle- niyor. Sizce bu görüş ne kadar gerçekçi? - Türkiye'nin hassasi- yetleri, Irak'ın toprak bütünlüğü, PKK-KA- DEK varlığının ortadan kaldınlması ve Türk- menler'in eözetilmesi. Kuzey Irak'ta PKKfaali- yetleri ne zaman üst dü- zeye çıktı? Burada Çekiç Güç varken. Dola\ısıyla bizim asıl tehdit algıla- mamız, onlara bu imka- nı sağlayanlardan kay- naklanıyor. ABD, Iran karşıtı Halkın Mücahid- lerinı daha savaş sırasın- da bombalarken, P- KK-KADEKiçin,sorun çıkarmadıkça bekleye- lim, diyor. Türkiye, I- rak'ın toprak bütünlü- ğünden bahsediyor. Oy- saki Irak'taki ABD'li si- vil yönetici Bremer, "Türkiye istemediği için değil, şu an AB- D'nin çıkarlarına uy- gun olmadığı için Kürt devleti istemiyoruz" di- yor. Bu, yann bir gün çı- kanmıza olursa, bunu kurdurtabiliriz anlamına da gelebılir. 'Çıkarlanmız örtüşmüyor' Iraklı Kürt gruplara venlen sözler var. Onla- nn ABD'nin yardımla- nyla bugün elde ettiğı kazanımlardan vazgeç- meleri çok güç. Türk- menler konusunda ise ABD sözlerinın hiçbin- ni rutmadı. Türkiye'nin şunu görmesi gerekıyor. ABD ile birçok alanda ortak çıkarlanmız olabi- lir. Ancak Ortadoğu ve I- rak"ta çıkarlanmız örtüş- memektedir, çatışmakta- dır. Bunu kabul edip ona göre hareket etmemiz gerekiyor. 'Üniversite medrese tehdidialtımUC Kıyım soıauıılıılan bin pişman! Topluma Kazandırma Yasası'ndan yararlanmak için her yolu deneyen Sıvas davası hükümlüleri 'eve dönmek' için Cumhuriyetçi de oldular İLHAN TAŞCI • Baştarafi 1. Sayfada Yasa Tasansı Taslağı ile hükümetin bazı iç ve dış politikalan eleştirildi. Is- tanbul Barosu'nda dü- zenlenen basın açıkla- masında, toplantının so- nuç bildirisi, TBB Baş- kanı Özok tarafından okundu. Bildiride, "Gerçek demokrasiye ulaşma yolundaki ek- sikJikJeri gidermek ve ekonomik sıkıntıları aşmak için toplumun tüm kesimlerinin güç- lerini birleştirerek or- tak hedefe yönelnıesi gerektiği" vurgulandı. Bıldiriye şöyle devam edıldı: "AdM yılın açüı- şında yargınm ve ülke- nin içinde bulunduğu gerçekleri dile geriren Yargıtay Başkam'nın konuşmasını 'çirkin', rektörlere 'edepsiz', her konuda önce hukukun üsrünlüğü' diyen Cum- hurbaşkanımızın uya- nlannı 'muhalefet yapı- yor* olarak algılamak... TBB ve baro başkanla- rı, siyasi iktidarın son giinlerde sergilediği bu davranışlann, toplumu saflara ayırmaya y öne- lik sistemli bir politika- nın uygulanması oldu- ğnna inanmaktadır. Oysa siyasi iktidarın, demokrasiyi sadece ço- ğunluk demokrasisi' ola- rak algılamaması, par- lamentodaki sayısına güvenip ayaküstü yasa- lar çıkarmaması gere- kir." Bildiride, YÖK Yasa Tasansı Taslağı da eleştı- rilerek "Ülkemizin bi- lim, kültür, sanat ve de- mokrarik yaşamına bü- yük katkı ko>malan ge- reken üniversitelerimiz. bugünlerde "medrese" anlayışının tehdidi al- tındadır. Bu anlayıştan çok uzak" reform ve dev- rim' iddialarıyla. ope- rasyon yapılmaya çalı- şılmaktadır" denildi. ANKARA - Madımak Ote- li'ni ateşe vererek. 35 aydını katleden Sıvas davasının hü- kümlüleri, "Eve Dönüş" yasa- sından yararlanabilmek için her yolu deniyorlar. Yasadan yarar- lanmak için başvuran hükümlü- ler. katliamın "ıstırabını yaşa- dıklarını"' belirtirlerken "Her- hangi bir illegal örgüt veya gizli bir ittifaka kajıt ve sem- patileri" olmadığını sa\aındu- lar. Yasadan yararlanabilmek için "siyasi ve ideolojik amaç- la suç işlemek için kurulmuş terör örgütünün" üyesi olmak gerekmesine karşın baş\Tiruda bulunan hükümlülerden Faruk Sarıkaya. ülkesinı çok sevdiği- nı. bunun kanıtı olarak da ceza- evinde düzenlenen "Cumhuri- yetimizin 80. Yılı" etkınlikleri- ne katılmasını gösterdi. Tarihe kara bir leke olarak geçen Sıvas katliamı sorumlulannın, Toplu- ma Kazandırma Yasası "ndan ya- rarlanabılmek için yaptıklan başvurularda. her yolu denedik- leri ortaya çıktı. 6 Ağustos'ta yürürlüğe giren yasadan yarar- lanmak isteyen katlıam sorum- lulannın hemen hemen tamamı- nın 7 Ağustos 2003 tarihinde başvuru yaptıklan anlaşıldı. Topluma Kazandınna Yasa- sı'ndan yararlanabilmek için başvTiran 49 hükümlüden bazı- lannın ilginç "af dileyişleri" şöyle: Çetin Asamaka: 2 Temmuz 1993 tarihinde ilimizde olan e- lim olaydan yıllardır ıstırap içinde olduğuma tüm samimi- yetimle sizleri temin ederim ki, bu olaydan en ufak bir suçum olduğunu kendime bile inandı- ramıyorum. Ama adaletin verdi- ği cezaya da boynum kıldan in- cedir. 'Komploya maruz kaldım' 7 sene 6 ay ceza aldım ve tah- liye edildim. Mahkemenizce 24 Ocak 2001 tarihinde yeniden tu- tuklandım. Bu tarihten itibaren yatmaktayım. Topluma Kazan- dırmaYasası'ndan yararlanmak istıyorum. İİhami Çalışkan: 2 Temmuz 1993 tarihinde ilimizde olan e- lim olaydan dolayı komploya maruz kaldım. Bu olaydan yıl- lardır ıstırap içinde olduğuma tüm samimiyetimle sizleri te- min ederim ki en ufak suçum olduğuna inanamıyorum. Ama adaletin verdiği cezaya da boy- num kıldan incedir. Serhat Özgentürk: Komplo- ya maruz kaldım. Istırap içeri- sindeyim. Sizi temin ederim ki, olayla uzaktan yakından hiç ala- kam yok. Bu tür olaylan da tas- vip etmem mümkün değildir. 'Ülkemi seviyorum' Faruk Sarıkaya: Herhangi bir örgüte gizli ittifaka ne kay- dım, ne sevgim, ne sempatim vardır. Benım en büyük sevgim ülkemdir. Bütün illegal örgütlere karşı nefretim katlan- mış, kendi ülkeme sevgim art- mıştır. Cezaevi savcılığımn ha- zırladığı Cumhuriyetimizin 80. Yılı faaliyeti etkinliğine bilfiil katıldım... Osman Çıbıkçı: Hiçbir ille- gal örgüt ile veya gizli bir ıtti- fakla ne kaydım ne de ilişkim olmadı. Tas\ip etmiyorum... Yusuf Şimşek: Devlet Gü- venlik Mahkemesi'nden 15 yıl ağır hapis cezası aldım. TBMM tarafından çıkarılan Topluma Kazandırma Yasası'ndan yarar- lanmak istiyorum. Dosyam in- celenerek neticenin tarafima bildirilmesini bilgilerinize say- gılanmla arz ederim. Onlarca hükümlü ise "Devletimizin ka- nunlaştırmış olduğu Topluma Kazandırma Yasası'ndan fav- dalanmak istiyorum. Gereği- nin yapılmasını arz ederim" ifadesinin yer aldığı dılekçe ile yetindiler. Kısa dilekçeyle başMirarüar- danbazılan şöyle: Mevlüt Ata- lay, Ekrem Kurt,Yunis Kara- taş, Muhsin Erbaş, Ali Teke, Faruk Ceylan, Cafer Tayyar Soykök, Merin Yokuş, Bekir Çınar,AhmetTuran Kılıç,Ke- nan Kale, Temel Toy, Yalçın Kepenek, Bülent Karayiğit, Harun Gülbaş, Ali Kurt, A- dem Kozu, İbrahim Düzbiçer, Erkan Çetintaş, Erol Sarıka- ya, Muammer Özdemir, Fa- ruk Belkavli, Gazi Tufan, Ha- run Yıldız, Hayrettin Gül, Durmuş Tufan, Bünyamin Eliş, Zayim Bayat, Haydar Şa- hinoğlu, Yıldırım Yûksel, Ünal Berka. Yurtdışma kaçtıkJan belirle- nen Adem Ağbektaş, Ethem Ceylan, Metin Ceylan, Meh- met Yılmaz, Harun Kavak ile Sedat Yıldınm'ın da yasadan yararlanmak için başvurduklan ortaya çıkmıştı. Topluma Ka- zandırma Yasası'ndan yararla- nabilmek için "siyasi ve ideolo- jik amaçla suç işlemek için kurulmuş terör örgütü" men- subu olunması gerekiyor. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada de "resmi belgede sahtecilik" yaptıklan gerekçe- siyle hüküm giyen DEHAP yöneticileri bugün sa- vunmalarını verecekler. Yargıtay, büyük olasılıkla karar için birkaç gün daha beklemeyi yeğleyecek. Mahkûmiyet onanırsa gözler Yüksek Seçim Ku- rulu'na çevrilecek. Aradan bir yıl geçmiş olmasına karşın genel se- çimler hâlâ tartışmalı ise, seçim hukukunu ciddi bir biçimde sorgulamanın ve güçlendirmenin ka- çınılmaz olduğunu kabul etmemiz gerek. 1 Ekim'de de Meclis'in yeni yasama yılının açı- lışı var. TBMM Başkanı Bülent Annç, bazen ger- ginliklerin "tarafı" bazen de "/7a/cem/"görünümün- de oldu. Bakalım yeni yasama yılı hangi izlenim- lerle açılacak. Haftanın bu iki sıcak gündemini vurguladıktan sonra başlığa geçelim. AKP'nin son dönemdeki iç ve dış politikasına baktığımızda şöyle bir tablo görüyoruz: Dışarıda teslimiyet... Içeride meydan okuma! Son örnek 8.5 milyar dolarlık ABD kredisinın ko- şulları. Her alanda açıklığı savunan AKP hüküme- ti, bu kredınin koşullanm gizli tutmuştu. Cumhu- riyet'in ortaya çıkardığı belge kredinin. ABD Sa- vunma Bakanhği, Dışişleri Bakanhği ve Hazine Ba- kanlığı'nın üçlü onayıyla verileceğini ortaya koyu- yor. Onayın temelinde de Türkiye'nin Irak'ta ABD'y'e yapacağı işbirliğinin "düzeyi" var. AKP'liler bu çok ağır ve kabul edilemez koşul- lan savunamayınca topu bırbirierine atmaya baş- ladılar. Hazineden sorumlu olanlar, "biz Dışişle- ri'ne dunımu bildirdik, onlarsakıncayok, dedi" di- yor. Dışişleri, "riskli bir durum olursa kredi redde- dilir" türünden kaçamak yanıtlar veriyor. Kimi AKP'liler de pişkinlikle çiğlik arasında gidip gelir- ken, "hangi kredi onur çiğnemez ki" demekle ye- tiniyor. Uluslararası ilişkilere uyarlanan bir deyim vardır Bugün borç alan yann emtr alır! AKP hükümeti bu deyimi de ters çevirmiş gö- rünüyor: Deyim yerindeyse önce emir alınacak, sonra borç! Barolann çıkışı Hükümetin YÖK yasasındayapmak istediği de- ğişikliklerin ruhuna bakıp, şu değerlendirmeyi yap- mıştık: Bu konu aylarca manşet kaldınr! Ne yazık ki öyle oldu. Geçen hafta başlayan üni- versite akademik yılı açılışlanndaki konuşmaları Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve çevresi şöy- le değerlendirdi: "Anlaşılan rektöher kendi aralannda konuştular ve açılışlarda hükümete yönelik sert mesajlar ver- me karan aldılar. Bu açılışlar 15-20 gün sürecek. Biz bunu baştan keselim, sert bir karşılıkla durdu- ralım." Bu değerlendirmeyi Kastamonu'da orman ürün- leri fabrikası açılışında yasama geçiren Erdoğan, işi "edep tartışmasına" getirdi. Arkası da yargıda gelecek gibi görünüyor. Bir hükümetin üniversitelerde kavgalı olmak bir yana davalı olması. ne anlama gelir? Biz bu yorumu daha ileri götürmeyelim, dün Türkiye Barolar Birtiği Başkanı Özdemir Özok ile 48 baro başkanının altına imza attığı "ortak bildi- riye" geçelim. Baro başkanları şu uyarıyı yapıyor: "Iktidann son günlerde sürdürdüğü davranışla- nn, toplumu saflara ayırmaya yönelik sistemli bir politikanm uygulanması olduğuna inanmaktayız. Üniversitelerimiz bugünlerde medrese anlayışının tehdidi altındadır." Erdoğan ve onun tepkisini taklit etmeyi siyaset sayan AKP'Iİ bakanlar bu tür eleştirilere şu karşı- lığı veriyorlar: "Böyle konuşacağınıza girin siyasete, görün desteğinizi!" Bu anlayış AKP'nin siyaseti nasıl gördüğünü de ortaya koyuyor: Hizmet etmek değil, hükmetmek! ankcum@ttnet.net.tr Hep birlikte deliriyoruz ANKARA (AA; - Dünya Sağlık örgütü (WH0), dünya genelinde ruhsal hastalıklardan et- kilenenlerin sayısının gi- derek arttığını bildirdi. Görevi Güney Koreli Jong Wook Lee'ye tes- lım eden WH0 eski Ge- nel Direktörü Gro Har- lem Brundtland ın. gö- revde kaldığı 1998-2003 yıllannı kapsayan rapo- runda, dünya genelinde insanlan tehdit eden et- kenlere ve hastalıklara işaretediliyor. Rapora gö- re, dünya genelinde, ruh- sal hastalık çeşıtlerinden etkilenenlerin sayısı gide- rek artıyor. Sağlık hizmeti alan 4 kişiden birinin, çoğu za- man ihmal edılmiş veya teşhis edilememiş en az bir ruhsal, nörolojik veya davramşsal düzensizliği olduğu tahmin ediliyor. Intiharlar. dünyada ölüm nedenleri arasında 13. sırada yer alıyor; 15- 44 yaş grubundaki ölüm- ler arasında ise 4. sırada bulunuyor. Aynca sakat- lığa neden olan sebepler- den de 6'ıncısını intıhar- lar oluşturuyor. Hızla ar- tış gösteren intihar vaka- Iannın toplumsal bir teh- dit unsuru haline gelmeye başladığı vurgulanan ra- pora göre, dünyada orta- lama 40 saniyede 1 kişi intihar ederek yaşamına son veriyor. Depresyon, şizofreni, iki kutuplu dü- zensizlik, alkol bağımlılı- ğı ve Alzheimer hastahğı, özürlülüğeyol açan başb- ca nedenler... Bu prob- lemler. hızlı sosyo-ekono- mik geçişler, yaşlanan nü- fus, şiddet, sosyal düzen- sizlik. savaş, fıziksel has- talık ve fakirlik yüzünden çoğahyor. Dünyada her yıl, 10-20 milyon kişi ın- tihara teşebbüs ediyor. Ruhsal problemler tüm ülkelerde görülüyor ama çoğu ülkede ruhsal sorun- lu insanlann yeniden en- tegrasyonu ve bakımlan için engeller bulunuyor. Rapora göre, aşın alkol tüketimi, genç erkekler arasında artan bir prob- lem olarak görülüyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear