25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 AĞUSTOS 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA DBI Nadir Nadi,1940'ta yayımlanan 'Alman Realitesi' başlıklı yazısında 'Nazi'leri övdüğü savıyla hedef gösteriliyordu Haksızcayapılan suçlama Başyazar Nadir Nadi Miyase İlknur -3-v Nadir Nadi (soldan beşinci) Atina'da gazeteci dostianyla... Ayakta duranlar: Sedat Simavi (sol basta), Mümtaz Faik Fenik (soldan üçüncü), Zekeriya Sertel (cn sağda). f "T 7"aşamı boyunca ılkelı \e Y tııtarlı bır kışılık J~ sergıleyen Nadir Nadi, yazarlığın dışında gazete patronu kımlığını de taşımasına karşın hıç bır donemde ruzgâra gore yelken açanlardan oünadı Nadı'nın 83 yıllık yaşarrunda onu eleştırmek ısteyerüere fazla malzeme çıkmaması, haklı olarak bazı çevTelen ofkelendınyor Kala kala ellenndekı tek malzemeye sanlıyorlar Araya karbon kâğıdı konmuş gıbı yıllardır Nadir Nadı'yı "Birzamanlar Nazi Almanyası'nı öven yazılar yazdı" dıyerek karalamaya çalışıyorlar Nadı'nın 30 Temmuz 1940 tanhlı Cumhunyet'te yayımJanan "Alman Reaütesi" başlıklı yazısını da delıl olarak gostenyorlar Nadi, bu yazısında ne nazızmı ovuyor ne de Turkıye'nın Nazı Almanyasrna destek olmasını savunuvordu Somurgecılık sayesınde hızla buyuyen ve dunya pazarlannı ele geçıren Ingıltere \e Fransa'nın Avrupa'da hızla sanayıleşerek kendı pazarlanna yonelen Almanya'yı bolme gınşımının başansızlıkla sonuçlandığını ve 18 yuzyıldaortayaçıkan mıllıyetçılık akımının Almanyada da tezahurunun kaçınılmaz olduğunu belırten Nadir Nadi, Avnıpa dev letlennın bu realıteyı gormek zorunda olduğunu vurguluyordu Savaşta tarafsızlığı yeğlemeK Nadir Nadi, boyle bır yazıya neden gerek duymuştu 9 Bunu anlamak ıçın oncelıkle o donemde sa\aşa gırmeyerek tarafsızlığını koruyan Turkıye'nın savaşa gıren ulkelerle ılışkılenne \e o gunlenn gundemını belırleyen tartışmalara bakmak gerekir Muttefık dev letlerden Ingıltere ıle Turkıye arasında 12Mayıs 1939yılında ımzalanan karşılıklı ışbırlığı ve yardım anlaşmasının dorduncu maddesı uyannca, Turkıye ve Ingıltere. herhangı bınne yonelık bır tecavuz hareketının olması halınde, dığen bu tecavuzu kendıne yonebk sayacak ve her turlu yardımı yapmayı hak olarak gorecektı Turkıye aynı anlaşmayı Fransa'yla da yapmıştı Işte bu anlaşmayı gerekçe gostererek bazı çevTeler. Turkıye"nın neden Almanya'nın ıstılasına uğrayan Ingıltere ve Fransa"nın yanında savaşa gırmedığını soruyor ve savaşta tarafsız kalmayı yeğleyen ıktıdan "Türk milletinin erkekliğini öldürmekle" suçluyordu Bu arada bır yıl sonra Almanya ıle Turkıye arasında bır tıcan anlaşma ımzalanması da ışe tuz bıber ekmış, Ingıltere ve Fransa'yı destekleyen çevTelen kızdırmaya yetmıştı Turkıye ne yapıp edıp savaşa gırmelı ve Ingıltere ıle Fransa'nın yanında saf tutmalıydı Zıra başlangıçta yenılmış gıbı gorunseler de zafer nıhayetınde Ingıltere v e Fransa'nın olacaktı Bu tartışmalar gunumuzdekı tartışmalara ne kadar da benzıyor O gun Turkıye'nın Almanya'yakarşı muttefıklerın yanında savaşa dahıl olmayışına uzulen çevTelerın gunumuzdekı uzantılan da, Turkıye'nın Irak'ta ABD'yı desteklemek ıçın kuzeyden cephe açmav ışına hayıflanıp "Tarihi bir firsatuı kaçınkhğınr soylemıyormu7 Yazının özu Içende bu tartışmalann olduğu donemde Nadir Nadı'nın dıle getırdığı realıtenın ozu şuy du "Birinci Dünva Savaşı'ndan venik çıkan Mmanya'nın Versailles Anlaşmasının intikamını almak için erinde gecinde Ingütere ve Fransa ile hesapiaşması KaçınılmazdL Vlnıamanın askeri gucünü artürmak için yıllardır çanşoğı biliniyordu. İngiltere ve Fransa gibi buyuk kapitaiist ülkder, ekonomik olarak kendilerini (ehdit eden Alnıanya'nın önünu kesmek için Birinci Dünva Savaşı'nda Almanya'nın birtiğini parçalamaktan medet umdular. Ama olmadL Karşdıkh yardunlaşma imzaladığunız iki nıüttefîkinıizden biri (Fransa) savaşı bırakuktan sonra bizim savaşa girmemiz, Env er Paşa'nın 1914'teyapüğını gölgeye itecek bir çılguıhk olabilirdL Aynca müttefîklerimiz anlaşmada vaat ediJen malzeme yardımını da dişe dokunur bir şekilde yapmamışlardı. O nedenle bizim bu savaşta tarafsız kalmamız ve ülke çıkarlan neyi gerektirhorsa öyle davranmamız gerekir. Alman realitesini Avrupa devietieri görmek zorundalar. Almanya ile ticari anlaşma v apmamız Türkrje'nin çıkannaysa bundan rahatsız olnıamak gereküf tşte Nadır Nadı'nın goruşlen ve sozlen bundan ıbaret Yukandakı goruşler yıllardan ben Nadır Nadı'nın "Nazj"lığının belgesı olarak sunuluyor Nadı'ye bu suçlamalan yoneltenlerle, bugun Turkıye'nın çıkarlannı gerekçe gostererek Irak'ta "Amerikan reaütesrnı savunanların aynı çevxeler olduğunu anımsatmakta vararvar Başyazanmız Nadir Nadi annesi Azime Nadi ile birlikte. Nadi'dengazetecilikdersi Fotoğraf ARA GULER (Cumhurijet Arşhi) ŞÜKRAN SONER O tanhlerde yukselen değerler ınsanlan bugunun boyutlarında kırletmemış ol- malı kı. Akademı'nın tarıhı bınasında. atolyelere ışık v ermek gıbı masum bır gerekçe ıle tav andan cam v apılması ımar usulsuzluğu kapsamında. haber de- ğentaşı^ordu Habenyakalamıştım Donemın sorumlu muduru Okta\ Kurt- böke, "Istersen bir de Nadir Bey 'le ko- nuş. Ne de olsa sorumlu sayılacak \ka- denıi Dekanı kotnşusu, en \akm arka- daşlanndan biri, her gün beraberler" anlamında bır uyanda bulundu Ben he- nuz kadrosuz çomez gazeteci, Nadır Na- di "yı doğrudan telefonla aradım Olayı anlatmaya başladını Unlu "Eee" nıdala- n gıderek sabırsız yukseldı Sonunda day anamay ıp sozumu kesh "Biırün bunlan bana nive anlaüyorsun. Sen ga- zeteci değil misin? Haber değerini ken- din olçersin, varsa yazarsın. Bana nive soruyorsun?" u Ama dekan çok yakuı ar- kadaşınızmış" dıye kendımı savxınmaya çalıştım Sesı kıbarlığından asla fazla yukselmese de gerçekten kızdığının be- lırtısını v erdı ~Arkadaşım olmasından sana ne? Sen gazeteci değil misin? Haber degeri varsa v^azmavacak mısuı?'" dıye konuşmava noktalavıverdı Tabıı kı ha- ber yazıldı v e gazetede de yennı aldı Bugunun kırlı ıhşkılen ıçınde aykın bır ornek olarak kalıyor değil mı° Rahmetlı Selahattin Güler alaydan, polıs habercı- lığınden yetışmış bır şef Emnıyet mu- durlennden en alt kademeye pohslerle bıre bır arkadaş Ama ışınde oylesıne tı- tız kı, hem çok ıçlı dışlı hem de çok me- safelı Haksız, usulsuz bır ışı duyduğun- da bağınp çağınyor. onlann da korku ıçınde hesap verdıklenne tanık oluyo- ruz Sıyasal, sol eğılımı yok gıbı Benım oğrencı, ışçı olaylarına ılışkın polısın taraflı. haksız rolunu ortaya kov an ha- berlenmın batmamasına olanak yok Şef olarak haberlen o okuyor Istedığı gıbı oynayabılır Kımı cumleler elbette çok batıyor u Buraya geL nasıl olduğunu an- lat" anlamında ıtırazlan da oluv or Ama bır kez bıle, polısı kollamayı, sansur an- lamında tek bır cumleme dokunduğunu anımsamıyorum Bır gun Taksım'de po- lısle oğrencıler arasında yoğun bır çafış- ma yaşanırken o da orda v e çok buyuk bır rastlantı olarak. bellı haberlenmden bana takmış bır polısın kargaşada copia kafama vurmaya çalıştığına tanık olu- yor Hızla araya gınnce de copu kafası- na o yıyor Nadir Nadi'ye hayranlık Hastanede saatlerce gozlen gormedığın- de, bılıncı açılana kadar ne kadar çok ağlamıştım Hıç sozunu bıle ettırmezdı Nadır Nadı'nın adını, sozlennı, bız ço- mez gazetecılere ders, kulağımıza kupe olsun anlamında ne kadar sık geçınrdı Bu kadar ayn dunyalardan boylesıne bır ozdeşleşmenın ancak gazetecilik kımlı- gınde odaklanabıleceğını o zamanlar pek kavTayamaz, Selahattin Ağabey"ın Nadır Nadı'ye hayranlığını kendıme tam açıklayamazdım Yarın: sosyal açılımda öncü Basında bomba gibi patlayan yau "Abnan Reatitesi" başlığını taşıyan yazı Cumhunyet'te yayımlandıktan sonra kıyamet kopar Basmda ve hukumet katında bomba etkısı yaratan bu yazıdan sonra yaşananlan Nadır Nadi şoyle anlatıyor "Yazı benim gerçek eğüimlerimi şüphesiz bir hayH aşıyordu. Ben bir Atatürk milliyetçisi idim, ırkçı, gerici, somurgen ve saldırgan millryetçiliğe daima karşı idim. Fakat nihayet v apöğını da milktimin emperv aJistler arasındaJd o korkunç boğuşmada durup dururken gume gHmesini onlemeye çanşmaktan ibaretti. Yazı, bomba gibi patladı. O sabah Refık Saydam, Ankara'dan eve telefon ederek babamla konuştu. Babamın: 'Ne var camm r> Ne olmuş yanı' dediğini yan odadan duyuyordum. Başbakan yaanın çok kötü olduğunda direniyormuş. Yazı>x, ancak basıldıktan sonra Refik Saydam'dan biraz önce gören babam, Hükümet Başkanı'na da bu "hata'yı ertesi günü kendi vazacağı bir yazı ile düzelteceğini vaat etsevdi, mesele herhalde fazla dal budak salmadan çözülecekti. Baba oğlunu savunuyor Fakat babam, önceden görmediği, belki de yüzde yüz paylaşmadıgı oğlunun yazjsnu, Başbakan'a karşı savunuvordu. Bu yüzden kıyamet koptu! Hemen bütün gazeteler tek cephe halınde Cumhuriyet'e karşı hücuma geçtiler. Tanruun günü bizi hırpalamaya çahşryor, \lmanya TürkiyeŞe saJdırnıak nivetinde imiş de ben de 'Bırakın gelsın' demişim gibi bir dil kuilanryorlardı. Gerçek nıaksadımı daha iy i anlarmak ve ortalığı yatışürmak isteğiyle 31 Temmuz günü Cumhuriyet'e 'Tek Devlet Hegemonyası Bır Hayaldır' başhğı aJûnda bir yazı yazdun. Flskos ve dedlkodu Fakat dostlar bir kez azmışlardı; susmak bilmiyoriardı. tş yazı ile de kalmadı. Fiskos ve dedikodu makineleri dört duvar arasında neler uydurnıuyordu. Babam Almanlardan para almışü. Yazıyı o yazmış, altma da benim imzamı atmışb. Gestapo hesabına çalışan bir Ahnan kıa beni baştan çıkarmıştL Ona bağlanmıştun, telkinlerinden kendimi kurtaramryordunı. Hoşgörürlüklerine en güvendiğim yazarlar bile Vrvana'da okurken nazizmin etkisi altına girdiğinı için yolumu şaşn-dığnnı beürtij'ordu. Sürüden ayrılmakla suç işlenüştim; kurtlara yediriyorlardı beni. Saldıranlar arasında en güçlüsünü, en ünlüsünü karşıma alarak kendimi sav unmak istedim. Fakat sinirü idim ve kendimi güç tutuyordum. O nedenle Huseyın Cahıt Yalçın'a hitaben bir yazı yazdım." Yarın: Hüseyin Cahit Yalçın'a yanıt
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear