25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 AĞUSTOS 2003 RAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 I oman nsttayfflhnÇ % mzi, tta Nnm vastn ytttmş Insana bettzer! D E N İ Z S O M Etektronik posta: defrasomecumhuriyetcom.tr www.denizsom.coni Tef: 0.212.512 05 05 Fafcs: 0.212,512 44 9? - Yolsuzluk laiklikle ilgilrymiş... "Lavık olduâumuz sivasetcilerie ilaili olmasın!" ZürriyetAyşe Meral: "Mehmetçiğin görevi kendi vatanını savunmaktır, ABD askerine kalkan olmak değil... Amerikanofiller, zürriyetiniz yetiyorsa Irak'a kendi çocuklannızı gönderin." MarşYenîden düzenlemişler "Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçaky Dönmeyip Amerika'da, arianmaksızın yaşayacak./ O benim milletimin hırsızıdır, yurdu soyacaky Hortumladıklan benimdir, milletimindir ancak./ Çalma kurban olayım hepsini, ey hırslı çakaiy Gariban halkıma da bir pul bırakacak kadar alV Olmaz sana götürdüğün paralar sonra helal/ Hakkını vermezsen burdaki ortaklarının behemehal." ürk Standartları Enstıtüsü ya da kısaca TSE, berberlerve kapıcılardan sonra bakkallarada "standart" getirmiş... Bakkallarda aranan standartları ınternet ortamındaki "www.kent- haber.com" sitesinden öğreniyoruz: TSE, sadece bakkallara standart koymakla kalma- mış, hiç üşenmeyip, bakkal çıraklarına da öyle bir stan- dart getirmiş ki, akıllara zarar... Yok artık öyle, eline üç kuruş para geçer geçmez bakkal dükkânı açmak! Bir kere, her şeyden önce, kişilikli olacaksın, kişilik- li! Sonra da; en az üç yıl bu meslekte çıraklık yapmış olacaksın. Işletmecilik bilgin olacak. Iş hijyeni, müşte- ri iletişim becerisi, tüketici davranış bilgisi, satış yön- temleri, ticari matematik, temel matematik, şarküteri tezgâhtarlık, bilgisayar okur/yazarlığı, Türkçe, mate- matik, muhasebe, ekonomi, ticaret bilgisi, toplam ka- lite yönetimı, kooperatifçılık, iş güvenliği meslek ders- lerini almış olacaksın... fürkçe'yi doğru kullanıp, baş- kalanyla rahat iletişim kurabileceksin, iş kolundaki ge- Şen Bakkal Ali lişmeleri takip edebilmek için seminerlere katılacak- sın... Haa bunlan başarmış olsan bile, öyle hemen bakkal olup, köşeyi dönmek yok hemşehrim... Psikolog raporun olacak. Yani, eğer en ufak ruhsal bir problemin varsa, vay haline... Nice imtihanlardan geçip, anaları ağlamış, ne badi- reler atlatıp, üniversite bitirmiş gencecik insanlar boş- ta gezip, 'iş, iş' diye inim inim inlerken, sen hiçbir ça- baya katlanmadan, 'Şen Bakkal Ali' diye tabela asa- caksın ha? Var mı öyle üç kuruşa beş köfte? Standar- dın olacak hemşehrim standardın! Ellerine sağltk TSE'm benim, ellerine sağlık. Yalnız bi- zim, halk olarak senden birkaç isteğimiz var. Hazır elin değmişken, şu banka hortumculanna, vurgunculara, yalancı siyasetçilere, fakir-fukaraya, ekonomiye de bir standart getirsen de bizim yüreğimize kovalar dolusu soğuk sular serpsen olmaz mı ha? örneğin; bilmem kaç milyar dolara kadar hortumlamaya müsaade edip, da- ha sonrası için, standarda aykın desen... Siyasetçile- rin, seçim meydanlannda attığı yalanların da bir stan- dardı olsa mesela, 'Her meydanda bir çuval yalan, stan- dart dahili olup, gerisi için cezai yaptırımlar uygulana- caktır' desen... Işsizler için, cinnet geçirme ve toplu in- tihar standartları koysan... Orman yangınlan için de bir standart koyup, her yaz yakılacak alanlan ve yakma za- manlannı belirleyip, ilgilileri bu sıcaklarda uğraştırma- san... Biz inanıyoruz ki, sen bütün bunlan halledebile- cek kapasitede bir kurumsun... Yapabileceğine inan- dığımız için söylüyoruz tüm bunları... öyle ya, bu mem- lekette bakkallar gibi, tek tük de olsa ayakta kalabilmiş, sadece standardı eksik neler var daha. Haydi görelim seni.. Hayırlı başarılarının devamı temennileri ile TSE'cim." AtMete Neptun: "Ata A binenin tek derdi m şeriattı... At ise w demokrattı, J. sırtından şeri attı!" SESSİZ SEDASIZ (!) Yüksek Yerilim Hattı erdincutku ' yahoo.com Yangınlar sonrası soluk alamaz oldu güzelim yurdumuz; ülkemize ORMAN NAKLİ yaptıralım! Kazanmak, diğerlerinin de kazanmasıdr öykü Ayşegül Tokatiı'dan geldi: "Birkaç yıl önce, Seattle özel Olim- piyatlan'nda, zihinsel özürlü olan do- kuz yanşmacı 100 metre koşusu için başlama çizgisinde toplandılar. Başlama işareti ile birlikte hepsi bir- den yanşa başladılar. Bir hamlede başlamadılar belki a- ma, yanşı bitirmek ve kazanmak için istekliydiler. Yanş başlar başlamaz içlerinden bir delikanlı tökezleyip yere düştü ve ağ- lamaya başladı. Diğer sekiz yarışmacı delikanlının hıçkınklannı duydular ve yavaşlaya- rak geriye baktılar. Sonra hepsi yönlerini değiştirdi- ler. Geriye dönerek gencin yanına geldiler. İçlerinden Down Sendromlu bir kız eğilip delikanlının yanağına bir öpücük kondurdu ve 'Bu onun daha iyi olma- sını sağlar' dedi. Sonra dokuzu birden kol kola girdi- ler ve bitiş çizgisine doğru hep birlikte yürüdüler. Stadyumdaki herkes ayağa kalkıp dakikalarca bu yürekli insanlan alkış- ladılar. O gün orada bulunan herkes hâlâ bu öyküyü anlatıyor. Çünkü öğrendikleri birşeyvardı; ha- yatta önemli olan şey sadece kendi- miz için kazanmaktan ziyade kimi zaman yavaşlamak anlamına gelse bile kendimizle birlikte diğerlerinin de kazanmasına yardım etmektir." ÇED KOŞESI OKTAY EKİNCİ 'Zeytinin Anavatanı'nda... Şenlik programının yer aldığı küçük broşürde; "Söylenceler yurdu İda Dağf nm eteklerinden dosthıkdeniziEge'veuzananzey- tin yeşili bir bektedir ZeytinlL.'' denilenyerdeyiz... Aynı tanımın devamındaki; "Zeus'un Truya savaşını izlediği Gargaros tepesinden aşağı iner- ken Sankız'm saçlaruun rüzgâr- da uçuşmasım. Kazdağı Gökna- n'nın büyüleyici güzelliğini, Ha- sanboğuldu'da Sabahattın Ali'nin sanrlanndaki buruk bir aşköyküsünü, Sutüven'de Musta- fa Seyit Sutüven'in şiirini yaşar- sınız™" denilen bir cennetin de sanki tam ortasındayız... Bizlerin, yani şu güzel yurdu- muzun doğa ve kültür hazinele- rini geleceğe de koruyarakaktar- mak için deli divane olanlann, "iktidarla" neden çatıştığımızı, Zeytinli BeJediyesi'nin bu daveti- ni okudukça sanki daha bir açık "kavTamaya" başladım... Çünkü bizler. gelecek kuşakla- ra, yaşadığımız şu "cennet dûn- yayT bozmadan armağan erme- ye niyetlenmişiz... "Onlar" ise hem bize hem de torunlanmıza ve herkese, yaşadığımız ve bil- fa Tan'la beraber. çevre zenginli- ğımizin yaşam ve kalkınmayla nasıl buluşması gerektiğı üzerine söyleştik. Beledıye Başkanı Şadan Aytaç. kısa konuşmasında; "Görevegeî- diğimizdeo bu yana inşaatçıhğın değil zeytinciliğin hizmetinde- yiz_" derken bunu kanıtlayan uy- gulamalannı da şöyle özetledi: "Bizden önceki dönemlerde ruh- sat alnuş 1600 kadar yeni yapının dışında. son 4.5 yılda izin verihniş yapılann sayısı iki eön parmakla- nnı geçmez_ Buna karşın, bir za- manlar birlikte yaşadığunız Rumlardan kalma taş evlerin $*• ralandığı dar sokaklan ve bunla- nn iki yanından akan çay sulann- da oynaşan güneşin panlülannı gözümûz gibi koruyoniAj 1 Aynı zamanda bir 1ARİŞ uz- manı olarak da tüm Ege Bölgesi üreticileriyle diyalog kurarak zeytinciliğimizin "tarihsdkökle- rine" yakışır bir düzeye çıkması mücadelesini veren, Ziraat Yük- sek Mühendisi Dr. Mustafa Tan da dedi ki: "Sadece zeytinyağı as- hndaberyönüyie bir meyve suyu- dur; zeytin meyvesinin kendi su- yudur_ Diğer tüm bhkisel yağlar KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak " turk.net Yıl 1939™ Zeytin fıdanı seferbeıüği (Cumhuriyet arşivi) mediğimiz bir "öbür dünya cen- netini" vaat ederek ormanlara, StT alanlarına, yeşile ve tarihe göz dikıyorlar... Böyle olunca. Dr. Mustafa Tan'ın dediğı gibi; "Zeytin ağa- cınm anavatanı Anadotu olması- na rağmen,zeytinciüktevezeytin- yağuıda bu kutsal meyveyibizden öğrenenkrden bile çok gnide ka- lan" bir üretim ve beslenme yok- sulluğu yaşıyoruz... Imar, turizm ve emlak rantı uğ- runa zeytinliklenmizi "cehenne- me" çeviren yapılaşmaya engel olmak bir yana. yeni yasalarla bu cennetin artık tümüyle "öbür dünyaya" havale edilmesi için de anayasayı bile değiştirme hırsı içindeler... Altınkum bahçelerinde Önceki hafta (1-3 Ağustos 2003) yapılan "5. Zeytin ŞenBk- leri" için Zeytinli"nin Edremit Körfezi kıyısındaki ünlü "Alon- kum" bahçelerinde düzenlenen "Kent ve Yaşam SöyleşUeri"ne katıldık. Arkeolog ve yazar dostumuz Burçak Evren ve zeytincihğimi- zin "militan'' uzmanı Dr. Musta- ise rafıneri edflerek üretikbüir... Işte bu özelüğidir ki zeytin tüm kutsal kitaplarda da insanoğlu için en önemli yaşam ve sağlık kaynağı olarak yer anmşar-." Peki, yasalar bir yana, acaba şu kutsal kitaplann bile sözünü din- lemeyen böylesi bir zeytin düş- manı yapılaşmanın. yıllardır en "inannuş" kesimleTce bile sürdü- rüknesi, acaba nedendır?.. Bu sorunun yanıtını da Burçak Evren"den şöyle dinledik: "Yok ettiğimiz değerier arasında. geri gehnesi mümkün olmayan en önemli zenginliktarihtnu. Kühür mirasınıortadan kakhnnca,arnk beOeğimiz de kalmryor ve akhnı yitirmiş bir toplumun yaratüğı tahribat, geleceği daha da karan- ÇÎZGÎLÎK KÂMİL MASARACI kamilmasaraciı ı mynet.com HARBl SEMÎHPOROY semihporoyfa yahoo.com KEDİ LEVO APTÜÜKA aptull'd hotmail.com TEK T3OST OU>U$4J y Zeytinli Belediyesi'nın duyar- lı yönetimı ile şenliğı başanyla kotaran Gülçin Cömert ve çalış- kan arkadaşlannı; "Zeytinin ana- vatanı cennetimizi" koruma ve yaşatma çabalanndan ötürü kut- luyorum... Dansı "Cenneti öbür dünyaya bırakanlann" başına... Oekinci(o cumhuriyetcom.tr. TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAN 10 Ağustos tcwtcmunUaz-arikan.com TARIGEMISININ UCUZ GBZILBRt 1363'TE BUGÜN, PENİZCİLıK BANKASt'NIN YOLCU GeMİLERİNDEH TAgt, BİR OİZİ TU- R/SrİIC AKDENlZ SEFE&LEfZİUiU İLKİNE BAŞLAMIÇTI- "2O GÜUDE 4OLıtoAN"SLO6A- fJIYLA SUMULAN GS2İ, İÇ TU&İZMİ O4/V- KARŞlH, rUZLAR OAMA ÇOK R(N İÜSİSİUİ ÇEKMİŞ, rA&l GEMfSİNE UCltZ 6E2İCER.İ NEpENİYLa "SEDAVA GEMt " ADf </E/Z/lM/fT/. İSTAHBUI. 'OAN BAŞLAYAM 2O GÜMLÜK GEZİLER IÇİM, SA- 8AH,ÖĞLE,4KŞAM YEAAEIO-ERİYLE 8İO.İK- TE, KİŞİ SAŞtfJA 1. MEl/Kİ SlLErİ 37? TL, 2..MEl/Kİ 2.73 TL> 3. MEl/Kİ İSE 4OO Tt-'YDf.'. - PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU Menttnçıtlaflialfve. 'ÇMratfföhatlamak'Uzeriıe Bin yıl düşünsem iki 9enç insanın yaşamlannı birleştirecekleri, ortaK mutluluklara, sevinçlere, hü- zünlere, acılara atacaklan bir "nikâh"m sinirlerimi bu denli yıpratacağı, beni bu denli gereceği aklı- ma gelmezdi... "Olay" sonuçta o genç çiftin dik- dörtgen bir masanın uzun kenarlanndan birine yan yana oturması, karşıianna nikâh memurunun geç- mesi, masanın kısa kenariannda birer tanığın yer almasıyla başlayan ve imzalann atılmasıyla son bulan, kurallan baştan belli olan ve oldukça kısa süren birseremoniydi- Gen Ç çrftio imza sonrasın- da nikâh salonunun Kapısında durup çağnlılarta- rafından kutlanması, kesenin elverdiği ölçüde mü- zikli, danslı, yeme içmeli birdüğün töreni düzen- lenmesi de bu "o/ay"m alışılageldik uzantılarıydı. Fakat ülkemizde son zamanlarda tanık olduğu- muz nikâhlarda, düğünlerde işin ölçüsü kaçmış; kendisine konu bulmakta zorlanan renkli medya- nın da pompalamasıyla evlenenleri ve onlann ya- kınlannı ilgilendiren "özel" bir olay olmaktan çıkıp bir görgüsüzlüğün diz boyuna yükseldiği bir "top- lumsal skandal"a dönüşmüştür. Sayfalannda ma- gazin haberlerine en çok yer veren gazetelerden biri olan Posta bile Akfil'in ortaklan Mermerci ai- lesinin kızlarının düğünündeki o görgüsüzlük sınır- lannı da aşan "sosyetik ilkellik" karşısında "Bu ka- danna da pes!" türünden bir manşet atma gerek- sinimi duymuştu. • • • Türkiye'de birçok şey gibi nikâhlar, düğünler de çığınndan çıkmış, Skandal" sınırlannı zoriayan bir gösteriş yanşına dönmüştü. Insan, parası ve ser- vetinden başka hiçbir şeyleri olmayan kimi beyin- siz, görgüsüz, kültürel altyapıdan yoksun, sonra- dan görme zenginlerin bu tür abukluklarına ta- hammül edebiliyordu. Parayla, pulla, servetle ken- di benzerieri arasında saygınlık satın alma, onla- nn "başka bir şey olamamalan "ndan kaynaklanan çaresizlikleriydi. Paralan da kendilerinindi sonuç- ta, ister şampanyaya çevirip içinde yıkanırlar, is- terierse havai fışek yapıp gökyüzüne fırlatıriardı. Fakat düğün sahibi, bu ülkenin geleceğine yön verecek, yazgısını belirleyecek bir makamın sahi- biyse iş değişiyordu. Lütfi Kırdar Kongre Salo- nu'nda düğün töreni düzenlemek bugüne kadar kitlesel sünnetlerin piri Kemal Özkan'ın bile aklı- na gelmemişti. Eğer 14 bin kışiye düğün çağnsı gönderildiğine ilişkin basında yer alan haberler gerçekse bu 80 yıllık Cumhuriyet tarihinde bir re- kordu. Bu "o/a<Jand/ş/"düğünebasıngünlerdirçokge- niş yer veriyordu. Söz gelimi, üzerinde nikâh ma- sasının yer alacağı yükseltinin 60 cm. olacağını, ni- kâh töreninin 17.30'da başlayacağını, nikâh şeker- lerinin gümüş işlemeli kutularda dağrtılacağını, ge- lin adayının Fatih'teki evlerinin 150 metre uzağın- daki Fıratmar Market'ten eve karpuz, taze fasul- ye ve patlıcan getiren bakkal çırağı Mehmet Ak- kaya'ya da bir düğün davetiyesi verildiği, damat adayının dondurma gereksinimini Mado'dan gi- derdiği gibi birçok aynntıyı biliyorduk. Fakat düğün sahibi, nikâh tanıklannın kim ola- cağını, genç damat Bilal oğlumuz ile gelin ada- yı Reyyan kızımızın nikâh töreninde ne giyecek- lerini bir "sır" gibi saklıyordu. O bunu sakladık- ça kamuoyumuz da meraktan çatlayacak gibi oluyordu. ••• Her bireyi yaşamını gönenç ve mutluluk içinde sürdüren, düğün sahibinin sakladığı bu "gizler"\n dışında hiçbir sorunu, derdi, kaygısı olmayan Tür- kiye kamuoyu, yüce Allah'ın izniyle kendisini gün- lerdir çatlatacak gibi olan bu büyük merakından nihayet bugün kurtulacak. Ben de bu meraklı ka- muoyunu izlerken keman yayı gibi gerilen sinirle- rimi gevşetmenin yollannı arayacağım. Allah herkese ne muradı varsa versin, herkes mutlu olsun... Çıldıracağım yoksa... Amaya insan çıldırarak rahatlıyorsa? (e-posta: dkavukcuoglu« superonline.com) (Faks:0212-234 68 74) B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDA.NSAĞA: 1/ Bir banka- nın müşterisi- ne verdiği kredi mektu- bu.2/Kısahl- lı bir av köpe- ği cinsi... Konya'nın Karapınar il- çesinde küçük birgöl. 3/Ge- g milerin ona- nldığıüstüör- y tülühavuz... Çamaşı- rm az kirli ve köpük- lü son suyu. 4/ Bir renk... 1944'te Ban- dırma yakınlannda batan Türk yolcu ge- misi. 5/ Peru'nun başkenti... Osmanlı devletinde iki alay- dan oluşan askeri bir- 8 I lik. 6/ Üzerine yapı 9 | yapıhnak için aynl- mış yer... Tuzağa dü^ûrülen şey. II Bir fakültede araştırmave öğretimbirimi... Mesafe. 8/Birgezege- nin çekiminde bulunatak onun çevresinde dolanan daha küçük gökcismi. Doğalgazın önemli bir bile- şeni olan gaz. 9/ Bir sişDrta ortaklığının, sigorta etti- ği paranın bir bölümür,^ olabilecek zarara karşı baş- ka bir ortakhğa yemdfcn sigorta ettirmesi işi. YUKARTOAN AŞAClYA: 1/Gezgin derviş... Yahancı paralann ulusal para cin- sinden değeri. 2/ Bir TOnu ya da nesnenin başlıca özelliklerinı yansıtaci biçünde hazırlanmış tasla- ğı... Bu- topluluğu oluituran bıreylerden her biri. 3/ Üzerine yazı yazılan Uoaklanmış ceylan derisi... Is- kartamal. 4/Ilave... N'ersin'inbirilçesi. 5/Erbiyum elementinin simgesi. Asker. 6/ Arrika'da yaşayan bir antilop... Yiğit, karjaman. 7/Eyerin arka bölü- mü... Soyundan gelin^kimse. 8/"— şey:aşk ve şi- ır/ Bunlar kuşkuyla çı-jeşir" (Cemal Süreya)... Çok iri bir kertenkele türii 9/Bir hukuksal sınıriamamn kaldınlması... Odennesi g e r eken bir paranm öde- , me gününden önce vtnien bir bölümü
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear