22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK Kanatlanyla Manş'ı geçti CALAIS (AA) - Avusturyalı paraşütçü Fehx Baumgartner, Ingiltere ile Fransa arasındaki 34 kilometrelik Manş Denizi'ni dün sabah paraşütle geçmeyi başardı. AFP muhabirinin bıldirdiğine göre, 34 yaşındaki paraşütçü, uçakla çıktığı 9 bin metre yükseklikten serbest atlayışa geçti. ıngiltere'nin Dover bölgesi üzerinde uçaktan atlayan Baumgartner, saatte 200 kilometreden fazla hızla, 10 dakika kadar düşüşe geçti. Karbon kanatlı paraşütünü, Fransa'nın Calais liman kentinin batısuıdaki Blanc-Nez burnunun bin metre üzerinde açan paraşütçü, yerel saatle 06.23'teyere indi. Paraşütçü, 9 bin metre yükseğe Skyvan tipi çift motorlu bir uçakla çıktı. Maceraperest paraşütçü, atlayışın başında solunum cihazından yararlandı, o yükseklikte hava sıcaklığı eksi 50 derece civannda olduğu için de özel giysi kullandı. Manş, ilk kez paraşütle geçilmiş oldu. Genel Yayın Yönetmenı: İbrabim Yüdız # Yazıişleri Müdürü: Safim Alpaslan # Sorumlu Müdür Mehmet Sucu # Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara Istıhbarat Cengiz Yıldırım • Ekonomı Öz- lem Yüzak 9 Kültür Egemen Berköz 9 Spor Abdülkadir V ücelman 9 Makaleler' Sami Ka- raören 9 Oüzeltme Abdullah Vazıcı 9 Bıl- gı-Belge. Edibe Buğra 9 Vurt Haberlerı Meh- met Faraç 9 A\rupa Temsılcısı Güra_\ Öz Yaytn Kurulu. îlhan Selçuk (Baş- kan). Emre Kongar (Daruşman), Orhan Erinç, Hikmet Çctin- kaya, Şükran Soner, İbrahim Yıl'dız. Orhan Bursalı. Musta- fa Balbav, Hakan Kara. AnkaraTemsılcibi Mustafa Balbav ^taturkBuKanNo 125,Kat4. Bakanlıklar Tel 4195020Chatı. Faks 4195027«tzmırTemsılcısı SerdarKıakHZnaBh 1352S2 3Tel 44)1220. Faks 4418^45 # Adana Temsılcısı Çetin \ iğenoğlu, inönuCd 119 S No I 1, Tel 363 12 1 l.Faks 363 12 15 AntalyaTemsılcısı 4hmetOruçoğlu CumhumetCad 80 5 Tel 0242 248005" Fax 2430509 Müessese Muduru Erol Erkut • Bılgı tşlem Ahmet Korulsan • Sa- tış Fa/ilel Kuza • Genel Mudur Cmı Çnğdırç • Ge- nel Mudür Yrd I Sanş) Titav Mntto Dölen # Vfüdur \ rd ı Pazariamaı HaLan *car # MüduT ^ rd ıFınans \z Operas\onı Erfaju Ozriemır • Pazariama Dırektorû Tihj Tosun Tel 0212 " 4 ;? 00 Faks 0212 354 32 y 1 *t sm Cmn Hater \\msı Basın ve\a\ınuhk A S Turkocağı Cad ; 94! Caöaloglu "Î43M tsttnbd PK. 24^ ^ulea ^4435 kt ıij2i: ^i:nîn;r:ohaıı Faks (U212I511 85 95 Basb: Merkez Gazctt Deıp Basım YavıncıIıkSarne T»c \Ş BarturfeBulıdn No 125 Beşıta}-lsl Geacl IHğınm: BBD Mer^ez . AĞLSTOS2003 Imsak. 4.01 Güneş 5.52 Öğle 13 18 Ikmdı l 7 10 <Ucşam20 30 Yatsı 22 09 allard'ın çalışmalarına eleştiri: 100 metrede bir yerleşim var. Tufanı Basra'da arayın Karadenizbatıkdolu• Prof. Dr. İsmet Gedik Nuh Tufanı'nm kesinlikle Karadeniz'de olmadığını söyledi. Gedik'e göre Nuh'un gemisini Karadeniz'de aramak öküzün altında buzağı aramak gibi. Gedik, Robert Ballard ve ekibinin bulabileceği gemilerin Venedik ve Cenevizlilere ait olabileceğini de sözlerine ekledi. Y UZDE 48 BAŞARI Universite kısırlıkla savaşıyor tZMÎR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Evli çıftlenn yaklaşık yüzde 15'indekarşılaşılan çocuksuzluk sorununa, Ege Ünıversitesi Aile Planlaması ve Kısırlık Uygulama ve Araştırma Merkezi çare anyor. 14 yıldır ıleri tıbbın tüm olanaklannı kullandıklannı belırten Merkez Müdürü Prof. Dr Erol Tavmergen, *EÜ Aile Planlaması ve İnterfîlite (Kısırlık) Araşnrma ve Uygulama Merkezi 1988 yınnda Türkiye'nin ilk tüp bebek merkezi olarak Prof. Dr. Refık Çapanoğlu başkanhğuıda çalışmalanna başladı. Türkive'de vapılan IVF-ET (Tüp bebek) gebeliği 18 Nisan 1989 yılında bir kn çocuğunun merkezimizde dünyaya gelmesiyle başanyla sonuçlandT dedı Merkezde, 25 yaş altında yüzde 48.98 oranında başan sağlanıyor. TRABZON (Cumburiyet) - Karade- MzTekıikÜfflV€râtesi(KTl)Jeo)oji>lü- hendisiiği Öğretim İ yesi Prof. Dr. İs- met Gedik, Nuh Tufanı'nın kesinlikle Karadeniz'de olmadığını söyledi. Ge- dik, kültürün başlangıç noktası ve Nuh Tufanı'nın nerede olduğunun belirlen- mesi yönünde Basra Körfezi'nde çalış- ma yapıhnası gerektiğini bildirdi Gedik, Sinop civannda oluşan kültür düzeyinin 7 bin yıl öncesinden dünya- ya ulaşmış kültür düzeyınden daha ge- ri olduğunu belirtti. Bölgenin 10-12 bin yıl öncesinin coğ- rafik hantası incelendiğinde deniz se- vıyesınin yaklaşık 100 metre daha dü- şük olduğunun görüldüğünü ıfade eden Gedik, şunlan söyledi: "Aynca ikümin de en ıbman deniz se- viyesinde olması nedeniyle ırmakve de- re agızlan olan tüm deniz kenarlannda insanlaryerieşmişlerdir. Dolayısıyla Ka- radeniz'de dere ve ırmak ağızlannda her 100 metreye kadar infldiği zaman bir yerleşim yerine rasdanabilir. Bu doğal bir olaydir. Ama Nuh'un gemisini Ka- radeniz'de aramak öküzün altında bu- zağı aramaktır. Sinop'ta batık bir gemi de bulabilir- ler. Ama bu buldukian gemi Nuh'un gemisi değil de Cenevizlilere, Venedik- Klere veya daha esld uygarhklara ait ge- miler olabitir." Ballard iznini aldı Karadenız'ın 7 bm 500 yıl önce açık denızlerle bağlantısı olmadığını belir- ten Gedik sözlenni şöyle sürdürdü: Imogen Bailey for PCTA "7 bin 500yıl önce İstanbul Boğaa açh larak Karadeniz'e su dohnaya başladı. Bu olaydan sonra Karadeniz'in su sevi- yesi 50-100 metre arasuıda yükseldi. Dolayısıyla esld yerleşim yerleri sular anında kaİdı. Kültürün başlangıç nok- tası ve Nuh Tufanı'nın nerede olduğu- nun beMrlenmesi yönünde Basra Kör- fezi'nde çahşma yapdması gerekn-." Bu arada araştırmacı Robert Ballard, "Nuh Tiıfanı"nın ızuıı bulmak amacıy- la "Knorr" adlı gemisiyle Karadeniz'e geldi ve önceki gün gereklı ızni aldı. I i HelpThaiElephants.com | DÖVÜLMÜŞ VE ZİNCİRE VURULMUS. Hayvan haklan savunucusu örgüt PETA Tayland'dald fil katnamma dikkat çekmek için çarpıcı biryolseçti. Avustrah ah modcl Imogen Baiky'i ayaklarmda ve eDerinde prangalarla objektif kar- şısına geçiren PETA. mankenin sırtına da kamçı izleri boyadı. Bu yolla Tayland'daki fılleriıı içler acısı durumunu anlatmaya çalışan PETA insanlara da önemti bir mesaj verdi: Zincire vurunnuş, dövübnüş ve tacizedibniş filkrin en az insanlar kadaryaşamaya hakkı var~ (Fotoğraf: RELTERS) 6 MİUMLİKBÖCEK Eniyi yüksek atlamacı Haber Merkezi- Dünyanm en ı>ı yüksek atlayıcısının 6 mm boyundakı bir böcek olduğu belirlendi: Çayır köpük böceğı Philaenus spumarius (Homoptera: Cercopidae). Nature dergisinin son sayisındakı makaleye göre, bir Ingıliz hayvanbilimcisi, çayır köpük böceğinin 70 cm'den daha fazla zıplayabildıgini tespit etti. Bılim adamına göre, ağustosböceğini andıran böcek arka bacaklannı mancınık gibı kullanarak kendini yükseğe fırlatabihyor. Böcek, bacaklannda depoladığı kas enerjısıni zıplamak için kullanıyor. Araştırmacı, aynı yeteneğe sahip olsaydı insanın 200 metrelık yükseklığe kadar sıçrayabileceğini belirtti. İzmir'i bir de buradan görün! Otelimiz bugün açıiıyor! izmir yeni renkler, yeni keyifler ve yepyeni bir hizmet anlayışıyla buluşuyor... Agamemnon Thermal SPA h Wellness Center Stargate Night Club Punta Restaurant Manzara Restaurant Brasserie Restaurant Le Jardin & Lobby Bar La Scala Bar & Foyer Bar Pool Bar Ballroom Meeting Rooms Boardroom Club Lounge Business Center CROVVNE PLAZA 9 IZMIR HAVAALANINA SADECE 15 DAKİKA UZAKLIKTA OLAN YENİ ADRESİNİZDE, YENİ KEYİFLER SİZİ BEKLİYOR... Inclraltı Mavkii 10. Sok. No:67 35340 Izmlr / TURKEY Tel.: +90 232 292 13 00 Fax: +90 232 292 13 13 www.crowncplaza.com tales9cplzmfr.com Taytor ateyhine tazminat davası • LOSANGELES (AA)-Ünlüfılm yıldızı Elizabeth Taylor'm, Lps Angeles kentinin Bel Air semtindeki malikânesinde çalışan bahçıvanı, sanatçı aleyhine tazminat davası açtı. William Van Muyden adlı j bahçıvan, sanatçının | malikânesınin bahçesini Disneyland'a benzer hale getirmek için gösterdiği çabalann ve 10 yılhk çalışmasının karşıhğı [ olan 294 bin dolan alamadığı için sanatçıdan belirtilmeyen miktarda ' tazminat istiyor. Bvis' i keşleden Taylor. • MEMPfflS (A\) - Rock'n roll kralı Elvıs Presley'i keşfeden plak yapıması Sam Philips, 80 yaşında yaşamını yitirdi. Philips'in, St. Francis Hastanesi'nde solunum yetmezliğinden öldüğü belirtildi. Memphis'te 1952 yılında Sun Plak şirketini kuran Philips, 1953 yıluun yazında, annesinin doğum günü için yazdığı 2 şarkının kaydedilmesi için Sun stüdyosuna giden Presley'nin yeteneğini keşfetmişti. Philips, Presley'nin 1954'te ilk kaydının yapımcılığını üstlenmişti. Sam Philips, 1956'da Presley'nin kontratını RCA'ya 35 bin dolara sattı. C R O W N O Z D İ I E K Y A T I R I M I D I VATİKAN (AA) - Papa II. Jean Paul eşcinsel evlilikleri ve devlet yardımına dayalı yaşam birlikteliklerine karşı "evTensel savaş açtığını" resmen ilan etti. Vatikan'ın "Inan Öğreti Orgam" adlı kurumu, asıl adı Karol Wojtyla olan tarihteki ilk Polonya asıllı Papa II. Jean Paul'ün (84) onayıyla, eşcinsel evliliklerine karşı dünya kampanyasının başlatıldığını bildirdi. Iman Öğreti Organı, dünyanın tüm halklarına da çağnda bulunarak eşcinsel evliliklerin "ahlakaaykın olduğunun" bilinmesi ve buna karşı tavır alınmasını istedi. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN Türk, Aklını Başına Topla!..' ...Peki, 'so/cu'muduriar? Evet, olabilir! En azın- dan, 'ilenci' (progressiste) sayılabilirier 12Mart, 12 Eylül öncesinde, öğrencı hareketlenne -kıyı- sından, köşesınden- bulaşmışlardır; hatıralann- da gözaltına alınmak, sorguya çekilmek, hüküm giymek bulunabilir; artık hepsi avukat, hekim, eczacı, dişçi, mimar, mühendis, vs; yâni Serbest Meslek sahibi ve mesleklerinin kuruluşlannda 'faal' üye, zaman zaman, yönetim kurulu üyesı, sekreter filân! Hangisiyle konuşsanız, doner dolaşır lâf poli- tikaya dökülür; rakip 'hizipler'öen bâşlayıp, 'mu- hâlıfdernek' ya da 'örgütler'e ulasırsınız; arala- nnda ganp, bir bakıma amaçsız ve acımasız, bit- mez tükenmez, çekişme! Neyin kavgasını veri- yorlar? Aralanndaki yoksa, genişletilmiş 'izzeti- nefıs savaşlan' mıdır; ya da beyhûde harcanmış gençlik yıllannı, olumlu eylemlerle telâfi etmek teşebbüsü mü? 'Sivil Toplum örgütleri', ülkemizde neden -ay- nen siyasi partiler gıbi, somut ve geçertı eylem programlan geliştirecekierine; daha çok bireysel ve bireyci, karşıtlıklarla zaman kaybediyorlar? Niye kendilerini ne kadar fazla 'So/'da, ne kadar hızlı 'ilerici' sayarlarsa, o kadar yalnız ve soyut- lanmış olurlar? Nıçin aynı davâ için, benzeramaç- lı üç örgüt birden kurulur; üçünün, birbiriyle uğ- raşmasından, asıl amacı gerçekleştirmek imkân- sızlaşır? Bu sorulan da, işin olumsuzluklannı da, daha çok uzatabilirsiniz; meslek kuruluşlan üze- rindeki bu 'gözlemler'; ikı damla su kadar, öğren- ci kuruluşlartndaki ya da siyasi partilerdeki 'göz- lemler'e benzer; buradan baktınız mı, ülkemiz- de, siyasi tavır koymuş sivil toplum kuruluşlan, havanda su dövmektedir. lyi ama, neden? Kültürsüzleçtlrllmeden olmasın, ha? Fikrin eyleme dönüşmesi, toptumsallaşmasıy- la, -yâni kalabalıklarca benimsenmesiyle- mümkün; alnına 'solcu' ya da 'ilerici' etketini yapıştardın mı, ister öğrenci ol, ister meslek kuruluşu, ister siyasi parti; savunduğun prog- ramı soyut lâf olmaktan çıkanp, somut eyle- me dönüştürmek zorundasın; bu da ancak, çtkartannı savunduğun halkla özdeşleşebilir- sen olun o yüzdendir ki 'klâsik' demokrasi- lerde, 'ilerici' ya da 'solcu' hareketier, bütü- nüyle 'Üretim Gücü'ne, yani Işçi sınrfı'na yas- lanıyor -ki Gâzi'nin ünlü deyimiyle, bu da- 'ga- yet tabiidir'! O zaman soru şu mu? Acaba bizde işcilerle -onlan savunmak iddiastndaki- aydınlar ve kuruluşlan arasındaki bağlanu, bir türiü iste- nildiği gibi kurulamıyor; 'özdeşleşme' (ıdenti- fiication) bir türlü tam anlamıyla gerçekleşe- miyor da, ondan mı; öğrenci örgütleri de, si- vil toplum kuruluşlan da, siyasi partiler de 'boşa işliyorMan amaçlannı unutup, ya birbir- leriyle uğraşıyorlan ya da zaman içinde, ufa- lanıp gidiyortar. 'Özdeşleşme'den geçtim, ba- na sorarsanız. 'Yakınlaşma'dan bile söz edile- mez; siz hangi meslek odası genel kurulunda, 1le- riciler'\r\, 'lşçiler'\e iş ve guç birlıği yapmayı, cid- di olarak ele alıp tartıştığını işittiniz? Hangi öğren- ci kuruluşu, öğrencileri filân sendikanın 'Ozelleş- tirme'ye karşı başlattığı grevı 1 desteklemeye dâ- vet etti? Hele aralanndaki 'uyuşmazlık' hiç bitmez! Eğn oturalım, doğru konuşalım ne yukarda'öy- le bir niyet ve teşebbüs vardır; ne de 'aşağıda' bu düzeyde bir 'beklentı'; ikı büyük ve etkili güç, iki paralel -ama ayn- nehır gibi, aynı istikâmete boşuna akar; ortalıkta, dedikodudan geçilmez; sonuç derseniz, sıfıra sıfır, elde var, sıfır! Neden böyle oluyor? Neden Italya'da, Fransa'da, Is- panya'da, 'Üretim Gücü'yle aynı çıkariann ar- kasında duran 'sivil toplum kuruluşlan'; prensıp olarak, 'mutâbakat' halinde eylem koyabiliyoriar da, Türkiye'de bir 'mutâbakatsızlık'ür gidiyor? 'Kûltürsüzleştirilme'den olmasın, ha? 'Farklarr. çok farkiı'... Almanya'da, Fransa'da, ispanya'da, *yu- karsı' ile 'aşağısı' -aydın kesimi ile halk, dolayısıyla işçiler- arasında, kültürel düzey- de, sadece 'derece farkı' vardır; iki taraf, ay- nı kültürel atmosferde yaşayıp, aynı değeıier sistemine inanırlar; oysa bizde, aradaki fark, 'derece farkı' değil, 'mahiyet farkıdır 1 ... Hadi bunu, bir örnekle, somutlaştıralım. Onlarda, sö- zün gelişi, belkı 'yukarsı'senfonikorkestra, 'aşa- ğısı' akordeon konseri dinlemeyi sever, olsun, aradaki fark sadece 'derece' farkıdır; zira ikisi de 'çok seslı mûzık' tercihı içindedir. Bizde öyle mi, 'yukarsı' 'çokseslimüziği' yeğler, (alafrangadır); oysa 'aşağısı', 'tek sesliden' şaşmaz (alaturka) bu da son derece önemli, bir 'mahiyet' fark- lılığı doğurur ki, o yüzden 'yukarsı' ile 'aşağı- sı' arasındaki 'özdeşleşme' olabilemez; tam tersine, *yukarsı' -yâni aydın kesimi-, 'aşağı- sını', -yâni işçileri filân'- 'adamdan saymaz', onlan 'adam etmeyi' -yani kendisi gibi Vaban- cılaştarmayı- düşünür, bunu 'marifet sayar"; 'keyfiyef böyle olunca, nasıl 'özdeşlesebilir- ler'ki? Emperyalizm'in ('Sistem'in), aydını ulusal kül- türünden soğutup, kendi (ecnebi) kültürüne kay- dırma operasyonu (Albertini'nin deyimiyle 'Kül- türsûzteştirme'), işte bu işe yanyor ne aydın- lar, işçilerine güvenip onlan benimseyebiliyorlar; ne de işçiler, aydınlannı ciddiye alıp, onlara gü- veniyoriar. Bu 'terslik', bizim gibi, klâsik geliş- me şemasına uygun gelişmeyen ülkelerde; 'aşağıdan yukanya, özdeşteşmiş toplumsal ey- lem' imkânını, ortadan kaldınyor; halkla ay- dını birbirine düşürüyor; elbette bu durum, o ülkeleri sömüren 'ecnebiler'le, o 'ecnebiler'in ülkenin içindeki ortaklanna' yanyor. Türk, aklını başına topla! 'Ulusal'dan 'Evren- seFe yönelmeyi bıl, 'ulusal kültür sentezi'n yap! e-mail:tilahan' isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 / 260 19 88
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear