25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 MART 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 - Genelkurmay, tezkereye yeşil ışık yakmış. "Sinvalizasvon hatası olmalı!" DemokAkrf Kökçe: "ABD, Türkiye demokrasisinin kararlarını tehditle karşılıyor, umursamıyor, uymuyor... Adamlar haklı, aksi takdirde Irak'a demokrasiyi götüremeyecekler... Şiarian da şu: Türkiye demokrasisi Irak demokrasisine armağan olsun!" Polisler Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner, bir genelge yayımlamış; askertiğini yapmamış polislerin, askerliğini ertelediğine ilişkin bir belge ibraz etmemesi halinde, hastalanıp rapor almış dahi olsa devlet memurluğu ile ilişkisinin kesilmesini istiyor. Devlet memurluğu ile ilişiği kesilen polis, müdür de olsa memur da olsa palas pandıras askere gitmek durumunda kalryor. Bu genelge biraz haksızlık kokuyor... ÖzellikJe kaza ve hastalık nedeniyle alınmış sağlık raporlannın geçerli sayılmaması haksızlığı gün yüzüne çıkartıyor. Y ıl 1918... Aylardan Ağustos... Mustafa Ke- mal Paşa, Yıldınm Ordusu Komutanlığı'na atanmış; Istanbul'dan Halep'e gidecek... Yo- la çıkacağı gece, Goıp Komutanı AJman Ma- reşal Falkenhayn'ın karargâhında bir Türk ve bir Al- man subay, küçük sandıklaria Mustafa Kemal'in Aka- retler'deki evine geliyor... Sonrasını Mustafa Kemal anlatıyor "Bunlar nedir, dedim. Alman subayı, 'Istanbul'dan aynlıyorsunuz, size Mareşal Falkenhayn tarafından bir miktar altın gönderilmiştir' dedi...Tercümanlık eden Türk subayına 'Bu sandıklar bana yanlış geldi. Ordu- nun Levazım Reisi'ne gönderilmek lâzımdı; benim için fazla kürfettir' dedim. Alman derhal, 'Efendim o da başka' dedi. Bizim subaya; 'Paranın miktannı bu su- baydan iyi tahkik et, huzurunda alındığına dair bir se- net yaz, ver, imza edeyim' dedim. Subay emrimi yap- tı, fakat Alman, imzalı senedi kabul etmek istemedi, tekrar 'Senedi alsın ve Mareşale versin ve siz de bu Kemal'in imzası paralan alması için Levazım Reisi'ne haber gönderi- niz' dedim. Bu sandıklar ve içindekiler, ordunun Levazım Reis- liği'nde ve benim bunlara karşılık verdiğim senet de Falkenhayn'ın mahrem dosyasında birkaç ay birbirle- rini bekler şekilde kaldılar. Yedinci Ordu Komutanlığı'ndan kendimi affettikten sonra, komutanlığa vekil bıraktığım Ali Rıza Paşa'ya bu sandıklan teslim ettim ve kendisinden aldığım se- nedi o vakit yaverlerim bulunan Cevat Abbas ve Sa- lih Bozok beylere vererek, kendilerine 'Hemen Fal- kenhayn'ın karargâhına gideceksiniz, bizzat kendisi- ni görüp bu senedi vereceksiniz ve benim kendisinde bulunan senedimi alacaksınız' emrini verdim. Yaver- lerim biraz sonra yanıma gelerek, 'Mareşal Falken- hayn size böyte bir para vermiş olduğunu hatırlamı- yor ve bu para için sizin imzanızı taşıyan hiçbir belge- nin kendisinde mevcut olduğunu bilmiyor' dediler. Tekrar yaverierime dedim ki 'Ikiniztekrar Falkenhayn'ın odasına gireceksiniz ve diyeceksiniz ki verdiğiniz al- tınlar olduğu gibi saklıdır. Belgeyi kaybetmiş olabilir- siniz, o halde verdiğiniz altınlan size iade edeceğiz. Al- dığınıza dair siz bize belge veriniz. Ve diyeceksiniz ki, bizi buraya gönderen Komutanın altın karşılığı mem- leket menfaatleri hakkında müsamaha gosterecek in- sanlardan olmadığını çoktan öğrenmeli idiniz. Parala- nnız duruyor, fakat bu paralardan daha çok kıymetli 'Mustafa Kemal' imzası s'ızde kalamaz. Ve müspet netice almadıkça karşıma gelmeyeceksiniz.' Birsaat sonra Falkenhayn'ın elinden benim imzamı taşıyan kâğıt parçasını alıp dönmüşlerdi. Kolaycatah- min etmek mümkündür ki Mareşal Falkenhayn beni, belki benden başka birçoklannı böyle sandıklarla al- tın vererek iğfal etmek yolunda idi." SESStZSEDASIZ(f) Yüksek Yerilim Hattı erdincutku ı yahoo.com INSANLIK SINAVInda üç yanlış bir doğruyu SAVAŞa götürüyor! Muz cumhuriyetleri üzerine bir deneme Stuttgart'tan Ahmet Arpad dostumuz yazıyor "Diyelim ki, günün birinde Türki- ye'deki siyasi partiler vakıflar kurdular. önce Türkiye'de sonra yurtdışında şube- ler açtılar. Geri kalmış Afrika ülkelerinde, Asya'da, Avrupa'da... Tabii 2.5 milyon in- sanımızın yaşadığı, ticari-politik-sportif ilişkilerimizin dorukta olduğu Alman- ya'da da... Siyasi partilerimizin vakıfla- nna bu ülkede yapacak iş çok. Başlan- nı kaşımaya bile zaman bulamayacak- lar... Etkinlik mi istiyorsunuz? Çok... Al- manya'da yabancılar, azınlıklann çetele- sini tutma, eğitim ve okul reformu, ırkçı- lık ve yabancı düşmanlığı, Yahudiler ile Çingenelerin sorunlan... Tabii bu arada ülkenin politikacılan, ekonomi ve bilim adamlan ile de sıkı fıkı olacaklar... Insan ve kadın haklan demekleri, yerel yönetim- ler, işadamları, sendikacılar ve değişik statüdeki sivil toplum örgütleri ile de iş- birliği yapacaklar. Akıllı davranıriarsa ken- dilerini vakıf olarak değil 'sivil toplum ör- gütü' diye de yutturabilirier. Tüm bunlan inandıncı diyalog programlan çerçevesin- de gerçekleştirirken NATO-AGSP gibi ne- denlerie askeri makamlaria da ilişki içine girebilirler. Bu arada Almanya'dan aka- demisyenler, aydınlar, gazeteciler sık sık Türkiye'ye davet edilmeli, onlar katman olarak kazanılmalıdır. Alman üniversitele- rindeki doktora öğrencilerine burs veril- mesi de çok önemlidir; çaba gösterilirse meyvesi kısa zamanda alınabilir. Bu okuduklannıza sakın inanmayın... Onlar sadece güldürü, kara mizah! Ola- mayacak şeyler... Siz yabancı ülkeleri 'muz cumhuriyetleri' mi sanıyorsunuz?" ABD'nin Doları IHL, Komşu Irak'm Nefreti mi? MUKTAZADEMİR 3 Kasım seçimleri öncesinde olası AKP iktidannın, kör topal işleyen laik-demokratik kaza- nımlanmızı tahrip edeceğinden endişelenmiştim. MEB, YÖK, Yargı gibi stratejik kurumlarda kadrolaştıklannı, türban benze- ri yapay tarbşmalarla, temel so- runlanmızın erteleneceğini, devlet yönetiminde - toplumda kamplaşmalar yaşanacağını düşünerek. karamsariığa kapıl- mıştım. Benzer sohbetlerin birinde li- beral Dostum, beni "fikri sa- bit" olmakla suçladı. Ona göre "AKP yönetimi gerici değildi". öyle sistemi değiştirmek gibi bir niyetleri de yoktu. Dahası ül- kenin yağmalanmasına, yani "hırsızlığa kesin tavırtı olacakla- nnı ve olası Irak savaşı konu- sunda ABD 'ye karşı daha yurt- sever politika izleyeceklerini" söylüyordu. ABD'nin onayı olmadan Tür- kiye'de iktidar olunmaz dos- tum; hacılar Kâbe'yi tavaf eder- ken, liderlerimiz neden her se- çimden önce Beyaz Saray'ı "tavafediyor" sanıyorsun? De- diysem de, Dostum düşünce- sini savunmaya kararlıydı. "Demokrasiye inanıyorsan, AKP iktidannı da demokrasinin bir sonucu olarak kabul et: Bi- raz toleranslı ol! Bildiğin birşey varsa konuş, yaz... Sonuçta her kazanım ülkemiz için" diyordu. "Onca iktidargeldi gitti. Sağcı- sı, liberali, milliyetçisi, sosyal demokratı... Hırsıza, uğursuza, kendi bankasını soyana hesap sordularmı? Kulaklanndan tu- tup çaldıklannı geri almak için gerçekçi-etkili bir çaba göster- dilermi?Hayıri.. Baklava çalan karnı aç çocuk 5 yıl ceza alır- ken, kendi bankasını soyarken yakalanan hırsızlar, her türiü konforu sağlanan özel odalar- da 15-20 ay kampaalınıp, son- ra bırakıldılar. Yasalar eksik ve hatalıysa neden düzeltmedi- ler?" Bunlan yapacaklannı mı söy- lüyorlar dedim. "Evet" dedi: "taahhüt de ediyorlar." Bunlann özleriyle sözlerinin farklı olduğunu, geçmişte çok ömeğini yaşadıgımızı söyleme- ye çalıştıysam da Dostum an- lamıyor, beni ikna etmek isti- yordu. "Hem bunlar namazın- da niyazmda inançlı insanlar. Onlarca yıl sistem ve yönetim biçimini eleştirdiler. 'Küfür dü- zeni' olarak nitelediler. Göre- ceksin, TBMM'de üçte iki ço- ğunluğa da ulaşacaklar. Yasal düzenlemeleriyaparak, yargıyı güçlendirecekler. Devleti so- yanlardan hesap soracak, ne- leri varneleriyoksa gerialacak- lar." Söylediklerinin çoğu önceki iktidariann da yapması gereken önemli düzenlemelerdi. Ancak yapmak istememiş veya yapa- mamışlardı. Dostumun söyle- dikleri ise teorik olarak doğruy- du ne yazık ki: "önyargılı olma" diyordu. "Yargı, Yürütme ve Yasama'nın gerekli önlemi al- dığı hiçbir ülkede böyle talan olmaz" diyerek iğnelemeye ça- lışıyordu."Devleti soyarakzen- ginleşme işi özendirildi: 'Itibar- lı' bir sektör haline getirildi! Şu gerdan kınp, akıl veren; 'Vatan - Millet' diye nutuk atanlara bak hele: Birçoğu hırsız!.. Kimi dev- letin parasını zimmetine geçir- miş, kimi müşterinin bankaya emanet ettiği tasanvfu çalmış, kimi özel şirketine aktaırnış, rûşvet karşılığı, kamu malını peşkeş çekmiş vb..." "Şöyle düşün" diyordu: "AKP Islamcı bir parti. Islami duyariılığı olan ve bu yanıyla politika yapan birparti, 'Cami- ler karargâh, kubbeler miğ- fer, minareler süngü' diyen bir lider, Müslümanlann ölümüne neden olacağını bilerek toprak- lannı, üslerini, limanlannı ABD'- ye kiralar mı? Ülkemizden kal- kan ABD uçaklannın Iraklı ço- cuklann üstüne bombayağdır- masına izin verir mi? Bir daha nasıl oy ister seçmeninden: Yüzlerine nasıl bakar?.." Dostum, seçimlerden sonra da sürdürdü savlannı saf saf... Ta ki, Tayyip Erdoğan, Bush görüşmesindeki TV görüntüsü- ne değin... Ertesi gün Dostu- mun sesi kesilmişti. "Bitti" de- di. "Buraya kadarmış! Fransız ve Almanlan kastederek, 'Bir telefon daha ediverseniz' di- yordu ya Bush'a yalvanrcası- na, işte o an sıtkım sıynldı Tay- yip Erdoğan'dan. Ulusal onu- rumuzu çiğnedi." "Takke düş- tü, kel göründü" öyle mi? De- dim. "Evet" dedi. "Kel değil, bunlann çapı da göründü. Pa- rayla, politikacının dini- imanı olmaz derlerdi, inanmazdım. Demek doğruymuş!..." Yazık ediyoruz ülkemize. Doğrudan bizimle ilgisi olmayan bir savaş- ta komşumuzdan yana olmak biryana, yedi kıta öteden gelen saldırganın yanında yer almayı çocuklanmıza ve Iraklı kuşakla- ra bin yıl geçse de anlatamayız. ABD'nin bütün serveti dahi, komşumuzun nefretine değ- mez... KtM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak((i turk.net ÇİZGÎLİK KÂMİL MASARACI r BULUT BEBEK MRAYÇÎFTÇI bulutbebekCa hotmail.com ^ I mecliSbeHiler'm > annesr de v-^ „ TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 7Mart ÖNCÛ FOTOĞRAFCI t?65'iE İU&UH, FOTVğKAPÇJUĞrN BA8ASISAYILAN JO- SEPH NIEPH08E HtEPCE(HİYEPS) FRAHSA'DA DOĞDU. YKJA8 SÜR£N ÇAUÇMALAROAN SOHRA, 1822'DE İLK KE2, GÖftUNTVYÜ £APrXYACAKr8ÖVLEC£ YEHİ BİR TBKUİK VE SAUAT PAL/N/N TEMELLERİHİ ATACAKTM. ÖNCELEHİ, 6RAVURLERİ ÇDĞALTMAK AAMC/YLA YO- LA ÇIKAN NIEPCE,BUNUN İÇİN, IŞIK7AN ETKİLENEH 6ÜMÛŞ KLORÜKÜ KUUANA&UCTî. ~ 'EUO6KAPHIE" ADlNl VERECEĞİ BU TEKNİĞi 6i- DEREM GEÜŞTiReCEK,1826'M İLK BAŞAKtU FO- TDĞfiAFMI DA ELPE EDECEKTİR. DAHA SONBA- LA&t, AYNI KONUDA ÇAUÇAN LOUIS DA6üERH£ İLE İŞ8İKL& YAFHCA, BEM8ERCS SÜRDÜRBCEKLERDİ. SOLDA, NIBPCE GÖKÛLÜYOÜ. Miepce.'/n Kendiiadıtıa kımrian VİZE KADASTRO MAHKEMESİ EsasNo-2001 137-158 Davacı Malıye hazınesı \ekılı tarafından da\ahlar Sabn>e Düşovalı \s ale\hıne Vıze ılçesı Topçuköy köyü 109 ada 156-157 parseller ile yı- ne da\a konusu Vıze ılçesı Topçuköy köyü 106 ada 121 parsele yönelik olarak açılan kadastro tespıtme ıtıraz davasının yapılan açık yargılaması sırasında venlen ara karar gereğınce; Mustafa Düşovah mırasçısı olduğu anlaşılan. tûmaraştırmalara rağmen adresı tespıt edılemeyen \e teblıgat yapılamayan Cmmü Düşovalı'nın davadan haberdar edılmesı bakımm- dan ılanen teblıgat yapılmasına karar venlmış olup adı geçen şahsın du- nışma günü olan 14.4.2003 tanhınde Vue Adlıyesı'nde yapılacak duruş- mada hazır bulunması \e\a kendısmı bir vekil ile temsıl ettırmesı, aksı halde jargılamanın yokluğunda yapılıp karar venleceğı teblığ yenne ka- im olmak üzere ılanen teblığ olunur. 27.1.2003. Basın. 8743 Muayene, Teşhis, Tedavi TÜRKKALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/lstanbul Tel: (212) 212 07 07 (pbx) Faks: (212)2126835 Intemet http^/www.tkv.org.tr e-mail: gen.sekreter gtkv.org.tr koordinatory1tkv.or9.tr Bahçelievler Leo Kulübü demek üyeliğinden ve yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğim, adı geçen kulüple (demekle) hiçbir ilişkimin kalmadığı kamuoyuna duyurulur. Asım Serdar Yılmaz I.Ü. Istanbul Tıp Fakültesi mezunuyum. 21239/24707 sayılı diplomamı kaybettim. Hükümsüzdür. Ş. ÇİĞDEM TANMAN Hüviyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. SEMRA FtKRİYE SOMERSAN Kirtenen Dünyamızı Fidan Dikerek Antalım ORMAN BAKANLIĞI ANKARA...ANKA,.. MÜŞERREF HEKİMOĞLU Damla Damla önce Idil Biret, sonra Suna Kan, biri tuşlarda, öteki tellerde başkentlılere güzel bir selam müzik dünyasından. Suna Kan'ı tanıyorsunuz, belli özel- likleri var. Sorulan kısa yanıtlar, öne çıkmaktan hoş- lanmaz ama nerde olursa olsun kimliğini, kişiliğini belli eder. Istanbul konserini sesi gülerek anlattı bu kez. Konseri oluşturan Bakırköy Belediyesi. Baş- kan Ahmet Bahadıriı'yı ben de selamlıyorum bu yazımla. Görevini sevgiyle, saygıyla yürüten bir başkan. Bakırköy'e güzel ses verdi. Suna Kan'ın konseri de karakış günlerinde beyaz bir selam mü- zikseveriere. Mozart'ın konçertosu güzel bir bu- luşma Bakırköy'de. Idil Biret'in piyanosu ile Suna Kan'ın kemanı mü- ziğin ötesinde bir olay bence. Yüzyılın yansını aşıyor dostluğumuz. Biri bacak kadar, öteki belime kadar ama güzel boy veren i- ki kız müzik dalında. Dünyaya seslendiler, bu top- rağın kızlan olmaktan geri kalmadılar hiç. Doruk- lara tırmandılar ama sessiz ve derinden. Mutlu bir olay, müzik dalında üretkenlik var. llk göz ağnsı onlar. Biriikte yürüdük uzun yolla- n, biriikte yaşadık tüm olayları, biriikte kutladık mutluluğu, biriikte ağladık yitik dostlara. Yeni ku- şaklar gündeme gelse de onlann sesi silinmedi gökkubbede. Tersine zamanla derinleşti, yıllaria boyutlandı. Düşüncemde çiçekler açıyor birden. O çiçekler- den birdemetle selamlıyorum bu güzel ikiliyi. Son- ra beyaz hayaller kuruyorum. Dallannda doruğa tır- manan sanatçılanmız adına bir ödül düşlüyorum. idil Biret ya da Suna Kan, doğrudan ya da ikisi adı- na bir ödül oluşturulamaz mı acaba? Kurumlardan ya da kişilerden destekle, bir çalgı ya da müziğin belli dallannda yetenekli gençler için bir yol açıla- maz mı? Uzun süre bekleyen çalgıcılar var çevrem- de. llgi ve destek olursa yeni ufuklara yönelebilir dallannda güzel açılımlara ulaşıriar. Yazarken gülümsediğinizi düşünüyorum. Belki de "Hadi canım sen de" diyebilirsiniz ama güzel olaylar böyle oluşuyor. Uluslararası düzeye varan sanatçılanmız adına, bir festival ile, müzikseverie- rin de katkısıyla güzel bir sahne açılabilir bence. Yazım sona ererken anımsadım birden, ülkemiz- de güzel bir şeyler oluyor. örnekleri sevinçle se- lamlıyoruz ama yetersiz. Bir-iki dönem önce yaşa- dığımız olayları, unutulmaz konserieri, oyunlan böyle başardık değil mi? Fazıl Say'ı kaç kişi tanı- yordu birkaç yıl öncesine kadar. Borusan Orkest- rası'nı kaç kişi dinledi? Ya da Yaylı Sazlar Üçlü- sü'nü, öteki saz gruplannı kaç kişi dinledi, hangi kentte, hangi salonda? Sorulan sorup, düşündükçe karalar basıyor. Oy- sa karanlığı delen ışık da var toplumda. Damla damla hissediyoruz, bir ışık seli oluşamıyor. Sözü- nü etsem gülümsersiniz ama, göller damla damla oluşuyor. Damlalar bir araya gelmezse karanlık ışı- ğı da yok ediyor! Ancak, toplumda ışığı yaşamak, sele dönüştürmek özlemı var. Okurianm belki de gülümser, hayalci diye omzunu silker ama hayal etmeden yaşamak olanağı var mı? Elbet yaşayanlar var. Çağnm onlara değil. Ses- sizliği, belirsizliği yoğunlaşan bir toplumda aydın- lığa varmak için hayalci olmak da bir başan değil mi? BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/Güzel sesli birkuş. 2/Ey- lemleriolum- suz yapan ek...Biryapı- 4 nın damında çevresiveüs- tü açık yer. 3/ 6 Atlann ayak- 7 lannda görü- „ len ve çabuk yürümelerini 9 engelleyen hastalık. 4/" — Güreli": Ga- zeteci ve yazan- mız... Yer jimnasti- ğinde bir hareket. 5/ Dar, uzun ve hafif biryanşkayıgı... " - --Charles": ABD'li caz şarkıcısı ve piya- nisti.6/Sahip...Biri- 8 nin duygulannı ok- ^ şayacak biçimde davranarak onu elde etmeye ça- lışma... Eski Mısır'da güneş tannsı. 7/Optik kay- dırma... Yemen'inparabinmi. 8/Bir şeyi,biryer- den bir yere çekerek götürüp getirmeye yarayın halat. 9/ Mısır unuyla yapılan yağlı bir yemek. YUKARIDAN AŞAĞIYA: \l Yagı alınmış süt, yoğurt ya da peynire verilen ai. 2/Trabzon'un Akçaabat ilçesinde bir göl... Fiji'rin başkenti. 3/ Iskambildeki maça rengine verilen >ir başka ad... Spor karşılaşması. 4/Üstten sağa dcğ- ru eğik olan basun harfi... Arjantin'in plaka işae- ti. 5/" — sesleri sönüyor perde perde / Athlar ks/- boluyor güneşin battığı yerde" (N. Hikmet)... "fe- ori. 6/ Bir tanm aracı... Letonya'nın başkenti. 7/ Adıl... Tavlada bir sayısı. 8/Çöl bölgelerinin yau başında yer alan, çalı ve kurakçıl ağaççıklann olış- turduğu bitki topluluğu. 9/Uzaklık ışareti... Bir ür bağımsızlığı olan büyük il. DUYGU A S E N A V» I A R 8 A H A N İ A I Opöncesi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear