01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 ŞUBAT 2003 PAZAR CUMHURİYET SAYFA MUZIK ROJİN'INYENİALBOMÜÇIKTI Gölgedeki kadının duygulannı anlattıSon yıllarda etnik müzık çalışmalanyla dikkati çeken Rojin'in minı albümü "S-Gölge" Sony Music Türkiye tarafindan yayımlandı. Rojin'in 2000'deki "Ya Hep Ya Hiç"ten üç yıl sonra çıkardığı Si-Gölge, geleneksel ezgiler ve oryantal ritimlerin iç içe geçtiği bir çalışma. Lübnanlı bir anne ile Nusaybinli bir babanın Çukurova'da doğan kızlan Rojin, Ankara Devlet Konservatuvan'nı bitirdi ve çeşitli oyunlarda oynadı. Türkiye, IngiJtere ve Macaristan'ın ortak projesi olan Chasing Shadows adlı oyunda rol alan Rojin, bir yıl îngiltere'de kaldı. Rojin, 2001 yılında World Orient ve Rojin projesi çerçevesınde diinyanın pek çok ülkesinde halk şarkılan söyledi. İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK ., 3ifc.r3oJ.uK DÜRÜST TABİAILI İSTANBUL EFEîDÎSİ ABDÜLCAMBA21 ANAClllK/, KARİSÜLADE MACZSALAEI AnjelikaAkbar, Bach A L'Oriental'de Bach'ın eserleriyle doğunun vurmalı çalgılannı birleştirdi Oryantalle sarmaşdolaşHATİCE TUNCER Piyanist Anjelika Akbar'ın çaldığı Johann Sebastian Bach'ın notaianna, darbuka ritimleri eşlik ediyor. Sopranoyu ney izliyor, piyano araya giriyor, etnik vokal katıhyor, kopuz tuıılan kulaklan dolduruyor. Yenıden vurmalı çalgılar ve perdede Asena'nın dansı... Piyano. keman, modern dans ve yeniden sihirli parmaklann ritmi... Tekerlekli sandalyede Asena, kucaklaşmalar, gözyaşlan... Biraz klasik, biraz popüler, bıraz etnik... Anjelika Akbar'ın Mydonose Showland'deki perşembe ve cuma akşamı gerçekleştirdiğı Bach A L'Orientale gösterileri. Doğu daha baskın olsa da kendisinin de amaçladığı gibi Doğu ve Batı'nın kucaklaşmasıydı. Kazakistan'da doğan ve henüz 3 yaşında piyano eğitimı almaya başlayan Akbar, Ozbekıstan'dakı Taşkent Devlet Upsenky Müzik Okulu'nda 11 yıl piyano ve kompozisyon eğitimi gördü. Taşkent Devlet Konservatuvan'nda 5 yıl kompozisyon ve orkestrasyon eğitimi aldı. Özbekistan Milli UNESCO komıtesinde üyelik yaptı. Türklye'de kaldı UNESCO'nun uluslararası bir film projesine müzik yapan Akbar, eşiyle birlikte birçok ülke gezdikten sonra geldiği Türkiye'de kalışını kadere bağlıyor. Türkiye'ye geldiğinde 8.5 aylık hamile olan Akbar, yolculuğun sakıncalı olduğunu düşünüp doğumunu Türkiye'de yaptı. Doğum, çocuğun büyümesi derken Akbar 1993'te Türkiye vatandaşlığına geçtı. Hacettepe Üniversıtesi Devlet Konservatuvan'nda yüksek lisans yapan Akbar. Ankara Cniversitesi Devlet Konservatuvan'nda kurucu öğretim üyeliği yaptı. Kendi eserlerinin yeraldığı "Su"albümünü 1999'da çıkaran Akbar, MvakG'mn "Dort Mevsim"inin solo piyano uyarlamasını yaptı ve yorumladı. 2002'de pıyasaya çıkan bu albümün ardından Zara ve Rana Pirinççioğlu'yla hazırladığı "Bir'den Bir'e" albümüyle adı klasik müzik çevreleri dışında da duyuldu. Akbar, Bach A L'Orientale albümünde ve konserlerinde Johann Sebastian Bach'ın eserlerini Doğu ritimleriyle yorumluyor Akbar'a kopuz, ebow ve perdesiz gitanyla Erkan Oğur, vurmalı çalgılarda Mısırh Ahmet ve Mehmet Akatay, neyde Ercan Irmak, viyolonselde Reyent BoTükbaşı eşlik ediyor. Hollandalı soprano Djoke Winkler Prins'ın vokal yaptığı albümün klibinde Asena dans ediyor. Baharatlı ya$amın estntHert Akbar, Bach'ın notaianna darbukanın ritim tuttuğu Bach A L'Orientale albümüne ilişkin olumlu ve olumsuz eleştiriler alıyor. Akbar, müzikal eleştirilen kabul edebileceğrni, ancak felsefi olarak bu kucakJaşmaya eleştinnin yersiz olduğunu düşünüyor: "Doğu ve Baü kucaklaşnıası şu anda yaşanan bir süreç. Bach, Mozart, Beethoven, daha birçok bestecinin eserlerinde müzikal denemeler yapüdı. Bu müzikal denemeler o bestecilerin yüceliğini düşürmüyor. Bach, Doğu'ya gelmiş olsaydı buradaki ritimleri kullanırdt, buna inamyorum. Ben de bir besteciyim. Doğu'ya geldim, baharatlı hayaün esintileri beni sanh. Zaten ben Orta Asya'da doğdum. Doğu felsefesi, müziğL kûltürü, görsel sanatlan benim hayaümda büyük bir \er alryordu. Baü • Anjelika Akbar'ın Mydonose Shovvland'deki perşembe ve cuma akşamı gerçekleştirdiği Bach A L'Orientale gösterileri, Doğu daha baskın olsa da kendisinin de amaçladığı gibi Doğu ve Batı'nın kucaklaşmasıydı. "Dağ köyünde çobanın türküsü, Mozart'ın senfonisi, bir Hırvat dansının özünde aynı olduğıı" düşüncesi Bach A L'Orientale çahşmasının tenıel felsefesini oluşturuyor: "Türkiye'nin topraklarındaki hazineleri görmezlikten gelerek başka bir yerlere yürüyorsunuz. Eğer insan kendi öz toprağının kültürünü ve zenginliklerini bilmiyorsa o zaman gerçek anlamda diğer kültürlere de değer vermez. Bach A L'Oriental çalışmasında insanları hoşgörüye davet ediyorum." "Bu Bach'a bir ihanet değil. Bach olduğu yerde duruyor. Cazla Bach oluyor. Afrika enstrümanlanyla çalınıyor. Darbukaya sıra gelince eleştiriliyor. Tartışmalara yol açacağını bilerek yapıyorum. Çünkü savaşlann yaşandığı bu dünyada insanların farklıhklanna rağnıen güzellikler yaratabiliriz." düşünüyorum. Kültür alanında kendi inandığı dinden başka dinleri körii görenler gibi savaş olmaz. Kültür güzellik yaratmak için vardır." Akbar'la söyleşimızde sözün Asena'ya gelmesi kaçınılmazdı. Klibinde Asena'nın dans ettirilmesi, ticari ya da popüler olma kaygılardan mı kaynaklandığı sorumuzu yanıtlamaya. "Herkesin talaldığı nokta burası" diye başladı: 'Asena'nın iki yıl önce çıkmış olan bir ritim albümü vardı. Ben müzikoloğum ve bu topraklann müziği ile ilgüeıüyorsam ne varsa öğrenmem lazun. Ama daha önce dinlememiştim. Bir arkadaşımın evinde tesadüfen dinledim. O önyargılar. o imajlar benim kafamda yoktu. Orada bir ritim \~anh ve ben o ritmi müzisyen olarak alryapıda kullandüiı. Bach'm en sevdiğim prelüdlerinden birinin o ritme uyduğunu hissettim. Bu bir buluştu benim için. Ben Türkiye'nin magazin rarafinı izlemiyorum. OryantaJ dansöz değil, Batı gözüyle bir dansçı o. Asena'nın kendi dans hareketieriyle oluşturduğu ritimleri kullandım, onun için başkasını çağıramazdım. Daha sonra Bach'ın en sevdiğim eserlerini toparladım ve düzenledim ve hangi enstrümanı eklemek istediğimi düşündüm. Böviece Erkan Oğur, Ercan Irmak, Reyen Bölükbaşı, kemancılar, soprano, herkes bu aJbüme katkıda buiundu. Doğu'da Bach, Doğulu Bach gibi geniş yelpazede kullandık. Yani ben Bach'ı Doğu'ya davet ettim." sevglyl hatırlatmak Çalışmalannı ticari amaçlarla değil, "sevgiyi hatniatmak için" yaptığıru anlatan Akbar, klasik müziğin popülerleştırihnesini de yararlı buluyor: "Katı klasik müzik dinleyicileri istemezlerse dinlemeyebilirler. Bilmeyen insan için bambaşka bir dün> a açıüyor. İlk albümünı $u benim için son derece popüler bir çahşmaydı. Ama pop dinleyen insan için bu tam bir klasik müzik. İnsanlann bakış açısına bağlı yani. Böyle bir köprii inşa ettiğiniz zaman Bach en azından dokunulabilir oluyor." Sanatçıya destek klasik eğitinıi gördüm. Dünyanm bu iki önenıii kültürü. Doğu ve Batı, içünde zaten birieşmişti." Senfonl ve çobanın şarkısı Bach'a ihanet değil "Bach'a bu yapılır mı" dıye eleştırenlere, "Bu Bach'a bir ihanet değiL Bach olduğu yerde duruyor" dıyen Akbar. kucaklaşmanın şu anda dünya için en önemli şey olduğunu düşünüyor: "Cazla Bach oluyor, Afrika enstrümanlanyla çalınryor. Darbukaya sıra geBnce eleştirüryor. Taröşmalara yol açacağını bilerek yapıyorum. Çünkü savaşlann yaşandığı bu dünyada insanlann farklıhklanna rağmen güzellikler yaratabiliriz. Bu bir müzik deneyi değil. Bu yeni oluşan dünyanın ihtivacıdır." "Dağ köyünde çobanın türküsü, Mozart'ın senfonisi, bir Hırvat dansının özünde avnı olduğu" düşüncesi Bach A L'Orientale çalışmasının temel felsefesini oluşturuyor: "Türkiye'ye geldikten sonra klasik müzik çevrelerüün Doğu nıüziğine ve felsefelerine eleştirici ve küçümseyerek baküklannı gördüm. Bunun sebebini araştırmaya başladun. Türkiye'nin topraklarındaki hazineleri görmezlikten gelerek başka bir yerlere yürüyorsunuz. Eğer insan kendi öz toprağunn kültürünü ve zenginlikJerini bilmiyorsa o zaman gerçek anlamda diğer kültürlere de değer vermez. Bach A L'Oriental çalışmasında hoşgörüye davet ediyorum." Akbar, Doğulu Bach çahşmasıyla entelektüel bir aileden gelen iyi eğıtımli bir müzisyen olarak çevTesini bıraz şaşrrtmak istemiş. "Neden" desınler ve düşünsünler istemiş: "Gerçekten bu tarz çahşmada müzik benim için sadece araçür. O anlamı ararken belki benim o geldiğim noktalara gelecekler diye Akbar, geçmiş yıllarda Kazakistan, Özbekistan ve Rusya'da sanat ve müzik eğitiminin rüçbir ülkeyle kıyaslanamayacak kadar yüksek olduğunu anlatırken geleceğe olan umudunu da aktanyor: "Şündilerde eski kah'tede değil ama doğdugu ve o kadar yüksek seviyede sanat ve müzikle uğraşan bu tophımlar bir >erde durmaz. Rusya'da gözlerini kapatmak için sanata Önem veriti)or derierdi, ama Çaruk zamanmda da öyleydL Sonradan gelen bir şey değiL Biraz zaman gerekli; o değerier kaybolamaz, mutlaka ortaya çıkar. Moskova Konservatuvan'ndan bir soprano arkadaşm anlatüklannı hep hatniarun. Moskova Operası'mn temsillerinde seyircilerin çiçek atmasmı sanatçılar gözyaşlan içinde karşıhyorlarnuş. Çünkü o çiçeklerin neredeyse insanlann bir ayuk maaşı olduğunu biliyoriar. însanlar sanatçılara moral olsun, kendilerini iyi hissetsinler diye çiçek veriyorlar." Etnik özelllkler Sı (Gölge) mini albümünde Kürtçe, Türkçe ve Arapça sözlerin yer aldığı etnik özellikler taşıyan şarblar yer alıyor. Albume adını veren Si-Gölge şarkısında geleneksel Iran-Kürt ezgilerine Rojin Kürtçe söz yazmış. Si'de Rojin, babadan ağabeye, kocadan sokaktaki erkeğe kadar hep birilerinin gölgesinde yaşamak zorunda kalan bir kadının duygulannı anlatıyor. Si'nin Arapça versiyonu da lca Rabie (Bahar Geldi) adıyla hazırlanmış. Klip şarkısı Hejayı ise eğlenceli bir aşk şariası. Heja adlı bir delikanhya âşık olan genç kızın öyküsünün anlatıldığı şarkının Türkçe versiyonu Hizaya Gir'de sürekli tembellik yapan bir erkeğe kadının tepkisi dile geririliyor. Rojin Si-Gölge albümünde şarkı aralannda âşık kızın annesıni, tepkili kadıru canlandınyor. Hejayı ve Hizayı Gir'in remiks versiyonlannı hazırlayan Volkan Şanda. parçalan dans kulüplerinde çalınacak formata uygun hale getirmiş. SOPRANO WTNKLER PRINS Ney onu kalbinden vurduHolJandalı soprano Djoke Winkler Prins, Bach A L'Orientale projesine, sevmekten öte âşık olmuş. Anjelika Akbar'la "Bir'den Bir'e" albümünün Rotterdam'daki kayıtlan sırasında tanışmış. Prins'in Sevgi parçasına yaptığı vokalle başlayan arkadaşhk Bach A L'Orientale albümünde de sürüyor. Bach'ın C Minor prelüdü üzerine fantazı Isparta Gülü'nde vokal yapan Prins, konserler için Türkiye'ye geldi. Amsterdam Nederlandse Opera Stiching Stüdyosu'nda görev yapan Prins, Hollanda Dans Tiyatrosu'nun oyunlannda rol aldı. Almanya'dald birçok tiyatroda "Queen of the Night" rolünü oynayan Prins, uluslararası Entente Musical Topluluğu ile kayıtlar gerçekleştirdi. Klasik müzikte yeni çahşmalan gençler açısından önemli buluyor ve devam ediyor: "Genç insanlar bu çahşmalan sevecek ve klasik müzik se>erkr de bu düşünceye alışacaklar." Bach A L'Oriental'de Erkan Öğur'un çalışmalanna hayran olan Prins, kopuz sesini çok sevıniş. Yıllarca yan flütle çalışmasına karşın "Ney benim kalbime dokundu" diyen Prins, birlikte yürüdüğümüz Istiklal Caddesı'ndekı müzık marketlerde ney albümlen aradı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear