22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7OCAK2003SALI 14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr TİYATRO DÜNYASINDAN DÎKMEN GÜRÜN Bu adreste bulunamadı1930 seçimlerinde Nasyonal SosyaüstPar- ti parlamentoda 107 koltuğa sahip olmuş ve Almanya'nın ikinci büyük partisi durumu- na gelmişti. 1931'deki işsizlik hareketi, Darmstadler Bankası'nın iflası ve Başba- kan Bruening'in, büyük toprak sahiplerinin baskısıyla, Hindenburg tarafından istifaya zorlanması Nazilerin gücünü arttınr- ken Hitler'in tırmanışı da aynı ölçü- de hız kazanacaktı. 1931'de yinele- nen seçimlerde Nasyonal Sosyalistler artık ülkenin en güçlü partisi duru- mundadır ve yaşlı Hindenburg'un güç- süz çabalanna karşın, halka 'özgürlük, işve aş' vaat eden Hitier 1933 yılı so- nunda şansöb/edir. Nazizmin baş dön- dürücü bir hızla yükselişinde elbette- ki geleceği net gören Thyssen gibi sa- nayi devlerinin destekleri ve umut da- ğıtım furyasında bezgin halkın şart- landınlmışhğı yadsınamaz. Önlenemez tırmanışlar Amerikalı gazeteci Kressmann Tay- lor'ın tkinci Dünya Savaşı'ndan he- men önce, 1938'de yazdığı 'Bu Adres- teBulunamadı' adlı kitabı, önsözde de belirtildiği gibi, Neonazizmin doğup yükseldijgi 199O'lı yıllarda yeniden basıldı. Önce îngiltere'de ve geçen se- zon da Paris'te tiyatro sahnesine taşın- dı. Burada da, Gencay Gürûn'ün çe- viri ve rejisıyle Tiyatro İstanbul da buluşuyor seyirci Kressmann Tay- lor'un yapıtıyla. tki eski dost ve iş ortağı olan Max Eisenstein ve Martin Schulse'nin kar- şılıkh mektuplannı ıçenr 'Bu Adres- te Bulunamadı'. Yazışmalar 1932- 1934 yıllannı kapsar. Yazann amacı bir anlamda Hitler'in tırmanışa geç- tiği dönemin tanıklığını yapmak, bir anlamda da böylesine kaypak, tehli- keli ortamlarda insan yapısındaki za- aflann sivnlişini ve kişısel çıkarlann neden olduğu yıkımlan belirlemek- tir. Her zamanki gibi, kitlesel etkile- şimin ötesinde kişisel hırslar önlene- mez tırmanışlara zemin hazırlayacaktır. 'Bu Adreste Bulunamadı' tiyatromuzun iki deneyimli oyuncusunu bir araya getiri- yor; Can Gürzap (Martin) ve Cihan Ünal (Max). Yaluı oyunculuklar kaçınılmaz ola- rak mektuplara farklı bir boyut katıyor ve bir anlamda salt yüzeydeki çırpıntılan yan- sıtan yazışmalann ilgiyle izlenmesini, din- lenmesini sağlıyor. Kressmann Taylor'ın uzunlu kısalı on sekiz mektubu bu iki dost arasında oluşan uçurumda faşizmin ayak ses- lerinin yankılanışını vermek amacını güdü- yor. Bu açıdan bakıldığında da yapıt tabii ki belli bir değişimin temeline oturuyor, eşimdi, sizleri mektuplarla başbaşa bırakmadan önce... diliyoruz ki, tarih tekerrür etmeyecek, butürden öyküler sadece birhikâye olarak kalacak ve yaşadığımız hayatta acı gerçekler olarak karşımıza çıkmafirsatı bulamayacak. ama içerik bağlamında kodlann çok belir- gin olması 'Bu Adreste Bulunanıadı'nın yu- muşak karnını oluşturuyor. zaman ve mekân duvarı Almanya'da yaşayan Martin ile Amerika'da kalmayı yeğleyen Max' in ilk dönem yazışmalan kişisel yaşamlanna dö- nüktür. Da\Tanışlanndaki rahatlık, tonlanndaki yumuşaklık bu iki insa- nı ortak iş ve kazanç ötesinde karşı- lıklı sevgide buluşrurur. Can Gürzap ve Cihan Ünal'ın yorumlan bu bu- luşmanın altını abartısız oyunculuk- larla çizer. Max ve Martin arasında- ki ilk kopuş ve gerilim belki de Mar- tin'in şu sözlerinde yatar "ülkedebir gûç harekete geçiyor," ve olaylar bir çorap söküğü gıbı beklenen sona doğ- ru ilerler. Kjşısel bağlamda gerçek- leşen beklenmeyen son ıse Max'in ze- kâsının ötesinde, onun adreste bulu- namayan kız kardeşine ve haksızlı- ğa karşı duyduğu acının ürünüdür. Gencay Gürün; Can Gürzap ve Ci- han Ünal gibi başanlı oyuncularla sahneye taşıdığı 'Bu Adreste Buluna- madı'yı bir okuma tiyatrosu olarak ele ahnak yerine kişiler arasında ör- düğü zaman ve mekân duvan ile ola- ya dramatik bir bütünlük kazandır- mış. Oyuncular kimi zaman arala- nndaki bu görünmez duvarı aşarak sanki karşı karşıya, birbirlerinin gö- zünün içine bakarak oynarken kimi zaman da kendi sınırlan içinde kalı- yorlar. Bu değişimler Max ve Mar- tin'in ilişkilerindeki giderek artan gerilimi entonasyonlann ötesinde be- lirginleştiriyor. Işık ve özellikle mü- zik yine aynı amaca hizmet ediyor. Ersin Satgan'ın fazla detay içerme- yen sahne tasanmında kademe kade- me açılarak ortaya çıkan gamalı haç motifi ıse bir noktaya kadar olaylan desteklemesine karşın, yalın oyuncu- luklar içinde abartıh bir çizgi olarak kalıyor kanımca... 33 YILLIK EFSANEDEN İKİ CD'LÎK SEÇKİ Eskimeyen SantanalarKûltür Seryisi - 1969da Woods- tock Festivali ile başlayan Santana efsanesi 33 yılı geride bırakırken usta gitarcının unutulmaz yapıtlar- la dolu kariyerindeki önernli parça- lardan oluşan iki CD'lik 'The Es- sential Santana' adlı albüm, Sony Müzik Türidye etiketi ile kaset ve CD formatında piyasada. MTV ve benzeri uluslararası müzik kanalla- nnın 'SupernaruraT albümü ile keşfettiğı Carlos Santana, ondan sonra çıkan 'Shaman' adlı albümü ile listeleri ve TV kanallannı kasıp kavuruyor. Yeni çıkan toplama CD ise sanatçının her biri birer rock ldasiğı olan tarihi eski, fakat ken- disi hiç eskimeyen parçalanndan oluşuyor. Albümde 'Oye Como Va', 'BbckMagk Woman', Hold On', 'EvD Ways\ 'Jingo', 'Soul Sac- riffce' ve 'Samba Pa Ti' gibi unu- tulmaz parçalar yer alıyor. ARSLAN KAYNARDAĞ VE ÎKİDÜŞÜNCE KÎTABI Cumhuriyet vefelsefeKültür Servisi - Kültür Bakanlığı Cumhuriyet Kitaplığı Dizisi'nin ilk kitabı Türkiye'de Cumhuriyet Dönemi'nde Felsefe adıyla yayımlandı. Arslan Kaynardağ'ın bu kitabında bizdeki felsefi düşünceye, felsefe etkiiüiklerine, filozoflara, söyleşilere ilişkin altmış bir yazı bulunuyor. Arslan Kaynardağ ile ilgili yeni bir kitap daha var: Lise Oğrencfleri Felsefe Sempozyumu. Söz konusu sempozyumu Türkiye Felsefe Kurumu geçen yıl Antalya'da belediyenin katkısıyla düzenlemiş ve Arslan Kaynardağ'a saygı armağanı olarak sunmuştu. Türkiye Felsefe Kurumu tarafından yayımlanan kitapta yine Cumhuriyet dönemi felsefesiyle ilgili aynntılı öğretmen ve öğrenci bildinleri bulunuyor. Oyunun bir seansının tüm biletleri destek için Cem Vakfı'nca alındı 'KaygusuzAbdal'a ödül 'a'"ecede Cem Vakfı Genel Merkezi 'nce Sevgi Sanlı 'ya, Sönmez Atasoy 'a, Nasuh Barın 'a, Ethem Özbora 'ya, Hale Eren 'e, Önder Arık'a, Erol Akyavaş adına eşi llona Akyavaş 'a ve oyuncular adına Yetkin Dikinciler 'e plaket verildi. Kültür Servisi - îstanbul Devlet Tiyatrosu'nun (ÎDT) 'Kaygusuz Abdal' adlı oyununun 4 Ocak Cumartesi günkü seansının bütün biletleri, Cem Vakfi (Cumhuriyetçi Eğitim Kültür Merkezi Vakfı) tarafından satın alındı. Oyun öncesinde Cem Vakfı Genel Merkezi tarafından oyunun yazan Sevgi SanlTya, yönetmem Sönmez Atasoy'a, koreografisini yapan Nasuh Bann'a, dekor tasanmcısı Ethem Özbora'ya. kostüm tasanmcısı Hale Eren'e, ışık tasanmcısı Önder Ank'a, dekorda resimleri kullanılan ressam Erol Akyavaş adına eşi llona Akyavaş'a ve oyuncular adına Yetkin Dikinciler"e plaket verildi. Ödül törenine katılamayan Sönmez Atasoy ve Adil Arslan'ın plaketlerini de Nasuh Bann aldı. Cem Vakfı Başkanı Prof. İzzettin Doğan, oyunla ilgili düşüncelerinı "Büyük bir hazinenin kapılaruu aralıyor. Burada 13. yüzyılda Hacı Bektaşı Veli, Mevlana, Yunus Emre döneminin ürettiği o evrensel değerlerin imkânlar verdiği ölçüsünde sergilenmesine tanık oluyoruz. Bu oyunun sergilenmesi ve halka hitabı, Türkiye'de güzel şeylerin olmaya başladığuun bir kanıü. Televole kültürünün yaşama egemen olduğu bir toplumda yaşıyoruz. Tasavvufun devreye gjrmesiyle beraber halkın düşünce derinUğinin artacağma inanıyorum. O açıdan da bu oyun önemli bir başlangıç oluşturuyor. Temennim, bu tür oyunlann hem tarihimizi, hem kendi kültürümüzü, hem de inancırmzı su üstüne çıkarüp evrenseDiğini sadece nalkunıza değfl, tüm dünyaya sunabilmesi" sözlenyle açıkladı. Herkes görmeli... Bu seansı kapatmalannı Cemevi'nin 'Kaygusuz Abdal' oyununa bir katkısı olarak nitelendıren Doğan, birkaç seans daha kapatmayı düşündüklerini belirtirken hem başka bir dünyayı tanrmalan, hem de Türkiye'nin üstünde oturduğu hazinenin gün ışığına çıkması için bu oyunu toplumun tüm kesimlerini gelip görmeye teşvik etmeye çalışacaklannı vurguladı. Doğan, bu oyunu Aleviliği tanıtmak adına başlangıç olarak cesaret verici bulduğunun altını çızdi. Rüyadaki Haeı Bektaş Oyunun yazan Sevgi Sanlı ise duygulannı "Ben Hacı Bektaş köyüne ilk gittiğim gece biraz bakunsız bir otelde, içinde yaolmış gibi duran bir odada kaldun. Otel görevlileri sadece bir gece birinin odada yatnğını söylediler. Ama ona karşıhk o gece rüyamda Hacı Bektaş'ı gördüm. Ve sanki dünyam degişti. Onun için bir şey yapmak istedün. Ama daha çok Kaygusuz'a yöneldim. Çünkü Hacı Bektaş haklanda yeteri kadar belge yoktu. Ve bu akşam onun insanlanndan -bizim de insanlanmız hiç şüphesiz- böyle bir ödül ahnak beni inanılmaz duygulandırdı. Çok muüuyum. Bu geceye katilan Bektaşi oğullanyla tanışmak, onlann ne kadar mütevazL, ne kadar derin, ne kadar hoş insanlar olduklannı bir daha görmeme olanak verdi" sözlenyle dile getirdi. YAZI ODASI SELİMİLERİ GünahŞehriİstanbuld) Yakup Kadri'nin eserinde istanbul bir günah şehridir. Ünlü romancımız, 1889 yılında Kahire'de doğ- du. 13 Aralık 1974 tarihinde Ankara'da öldii. Geçmişi on sekizinci yüzyıla dayanan Karaos- manoğulları ailesinden geliyordu. Altı yaşınday- ken ailesiyle birlikte Manisa'ya gitti. Izmir Idadi- si'ndeokudu. 1905'te Mısır'a döndü, Iskenderi- ye'de Frerler Mektebi'ne girti. 1908'de Istanbul'a geldi. Peyam, Ikdam gibi ga- zetelerde yazıları yayımlandı. Fecr-i Ati edebiyat topluluğuna katıldı. Milli Mücadele'de, 1921'de Ankara'ya geçti. Cumhuriyet'ten sonra Mardin (1923-1931), Manisa (1931 -1934) milletvekili ol- du. 1934-1954 arası Tiran, Prag, Lahey, Bern el- çiliği görevlerinde bulundu. 27 Mayıs'tan sonra, 1961-1965 arası tekrar Manisa milletvekiliydi. Son görevi, Anadolu Ajansı yönetim kurulu baş- kanlığıydı. Cenazesi Istanbul'a getirildi, Beşiktaş'ta Yahya Efendi Mezarlığı'na gömüldü. Anamın Kitabı'nda (1957) çocukluk anılannı, Va- tan Yolu'nöa (1958) Kurtuluş Savaşı günlerini di- le getiren Yakup Kadri, Gençlik ve Edebiyat Ha- tıralan'nda (1969) bir dizi edebiyatçının portresi- ni çizer. Andığım son eserde, on dokuzuncu yüzyılın so- nu ve yirminci yüzyılın başındaki İstanbul, Kadı- köyü, Çamlıca, Beyoğlu, Boğaziçi gibi semtleriy- le yaşanmışın imbiğinden süzülerek belirir. Bu anı kitabında Çamlıca'nın bir Bektaşi tek- kesiyle alafranga Beyoğlu'nun karşıtlığı, ama bir yandan da handiyse iç içeliğı dikkate değerdir. Alaturka İstanbul dingin dünyasını yitirmeye koyulmuştur. Batılılaşma usul usul her yere sızar ve en tutucu çevrelerde bile varlığını duyumsa- tır. Alafrangayla birlikte saltanat kuran bir başka nitem, çökkünlüğün ta kendisidir. Gençlik ve Edebiyat Hatıralan'nın Abdülhak Şinasi Hisar'a aynlmış, o kadar duyarlı sayfalarında, bir Boğa- ziçi yalısının çöküp gidişine tanıkhk ederiz... Yakup Kadri, ilk romanı KiralıkKonak'tan (1922) başlayarak, hemen hemen bütün romanlarında, Istanbul'un tarihi dönemlerini, Özellikle tarihi dö- nüm noktalannı, bir çöküş estetiği ve perspekti- fı içinde kaleme getirmiştir. Böylesi bir zamandizinsel sıralamada, yazarın son romanı Hep O Şarkı (1956) başı çeker, Ab- dülaziz dönemi (1861 -1876) yıllannı yansıtır. Dönelim Kiralık Konak'a: Eser, Tanzimat Istanbul'undan başlayarak bir- kaç dönem ve kuşağı art arda ve bir arada anla- tır. Birinci Dünya Savaşı günlerindetrajik bir son- la noktalanacaktır. Kiralık Konak'ta İstanbul, geleneksel, görenek- sel dünyasından adeta gönüllü biçimde uzakla- şarak; ilişkide, davranışta, giyimkuşamda, hatta mimaride şaşırtıcı bir başkalaşımı yaşar. Istanbul'un bütün hayatı, özellikle yüksekzüm- relerde "rokokolaşmıştır". Yazar, "rokoko" söz- cüğüyle, içi alabildiğine kof, dışı cicili bicili, süs- lü yeni İstanbul hayatını simgelemek ister. Romanın savaş dolayısıyla Istanbul'a göç eden- lere ve savaş vurguncularının sofralarına aynlmış sayfaları, toplumsal çelişkileri yansıtmak açısın- dan eşsiz tasvirlerle yüklüdür. Bu eserde Büyükada'daki gezi sahnesi, birde, demin andığım içki sofralannın sonuncusu, ro- manın da son sahnesi beni yıllar yılı etkilemiştir. Büyükada sahnesınde bireyin cinsel yaşamına iliş- kin acı dolu saptayımlar etkileyiciyken; romanın son sahnesinde, bireyselle toplumsal ansızın bir- leşir, kan emici işbirlikçiliğın bireyi ne kerte dü- şürebileceğı yansıtılır. Rokokolaşmış İstanbul, belli bir zümreye, haksız kazançla, sözümona mutluyaşamalarsunarken, büyük çoğunluğuyı- kıp geçmekte, ölüme sürüklemektedir... Takvimde tz Bırakan: "Sana doya doya." Ziya Osman Saba, "Deniz- leraşın" BUGÜN • CEMAL REŞtT REY'de 19.30'da Nicolai Tudor keman resitali. (0 212 232 98 30) • NARDİS'te 21.30'da Habbecik konseri. (0 212 244 63 27) • AKBANK KÜLTÜR SANAT MERKEZİ'nde 'Jazz Günleri' kapsamında 20.00'de Tuna Ötenel konseri. (0 212 252 35 03) UZAKDOĞU FİLM FESTÎVALİ • tZMİR SANAT StNEMA SALONU'nda 16.00'da usta yönetmen Shyam Benegal'in duygusal fihni 'Zubeyde', 18.30'da ise sıra dışı yönetmen Masami ObarTnin macera ve gerilim dolu fihni 'Ölümcül Öfke'nin gösterimi. (0 312 490 51 40) Sefarad Yahudi şarkıları • Kültür Servisi - Borusan Kültür ve Sanat Merkezi Etkinlikleri çerçevesinde bugün saat 19.00'da Schneidertempel Galata'da îsrailli şarkıcı Hadas Pal-Yarden, Sefarad şarkılannı seslendirecek. Yarden'e Yurdal Tokcan (ut), Göksel Baktagir (kanun) ve Yinon Muallem'in (perküsyon) eşlik edeceği konserde, Osmanlı împaratorluğu'nun üç büyük kenti olan İstanbul, îzmır ve Selanik'in Sefarad Yahudi şarkılannın yorumlanmasınm yanı sıra Sefarad kültürü de tamtılacak. BEKSAV'da Kieslovvski seçkisi • Kültür Servisi - BEKSAV ocak ayında ünlü Polonyalı sinemacı Krzysztof Kieslowski'nin fihnlerini Istanbullu sinemaseverlerin beğenisine sunacak. Özellikle 'Beyaz, Mavi, Kırmızr üçlemesiyle bilinen yönetmenin daha az bilinen Amatör. Sonsuz ve Dekolog başlıklı filmleri de bu seçkıde sunulacak. (0 21&349 91 55)-(0 212 249 01 50)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear