25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2-4 EYLUL 2002 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER îstanbuJHaberServisi- Sırke- ci'de bir döviz bürosuna giren kimliği belirsiz kdşi ya da kişiler içerde bulunan 750 bin Euro ile bir miktar Türk Lirası'nı alarak kayıplara kanştı. Ankara Caddesi üzerinde bu- iunan SadetiinKaya'nın sahip ol- duğu Devlet Döviz Bürosu'na gelen çalışanlann dış kapıyı açık bulmalan üzerine olay yerine ge- len polis ekipleri, yaptıİdan ince- lemeler sonucunda içerde bulu- nan 750 bin Euro ile bir miktar Türk Lirası'nın çalındığını tes- pit etti. Pazar günü akşam saatlerinde gerçekleştirildiği belirlenen soy- gunda dış kapının le\7eyle zor- lanarak açıldığı, güvenlikkame- rasının da 30 saniye içinde kase- tin alınarak devre dışı bırakıldı- ğı belirlendi. Olayın oldukça pro- fesyonel bir şekilde gerçekleşti- rildiğine dikkat çeken polis yet- kilileri, suçlulann yakalanması için geniş çaph soruşturma baş- lattldiğını belirttiler. tSTE4NBUL(AA)-Kalp has- talığı sonucu 3 gün önce vefat eden emekli büyükelçi Nec- det H. Kent (92), toprağa ve- rildi. Kent'in cenazesi, Bebek Camii'nde öğleyin kılınan na- mazın ardından kaldınldığı Zincirlikuyu Mezarhğı'nda defhedildi. Camideki tören sırasında, Kent'in oğlu, Efes îçecek Gru- bu Başkanı Muhtar Kent, geli- ni Define Kent torunlan Cem ve Selin, taziyeleri kabul etti. 2. Dünya Savaşı sonrası New York Başkonsolosluğu yapan Necdet H. Kent, Türkiye'nin Polonya, Tahran, Tayland, Varşova, Hin- distan, Stockholm, Bangkok ve Yeni Delhi başkonsolosluk ve büyükelçiliklerinde görev üstlendi. Marsilya'da görev yaptığı 1941-44 yıllan arasın- da çok sayıda Musevi için Türk vatandaşhğı kimlik belgesi çı- kartan Kent, yüzlerce kişinin ölüm kamplanna gönderiîme- sini önlemişti. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Yargı ve Sonuçları Adaletin nasıl dağrtıldığına, bir türlü aklım ermi- yor. Bir elinde kılıç, bir elinde terazi tutan "hanıme- fendinin", gözlerinın bağlı olmasının "hikmetini" bir türlü anlayamam. Bunun, "sembolik değeri" konu- sunda da, ciddi kuşkulanm var. Adalet dağıtan ki- şinin gözlerinin kör değil, tam tersıne, çok açık ol- ması gerekir. Fakat hukukçu arkadaşlan bu konu- da, yıllardan beri asla ikna edemiyorum. "Adaletin gözü kör, kılıcı keskindir" vb. gibisinden. anfamsız LIKYA MÖ 5. yüzyıl r • r - - i - * .. ; BİZANS 11. yüzyıl TURKIYE 21. yüzyıl Biz, yerel bilginin değerini iyi biliriz. Türkiye'nin değerli bir markası var: Advantage. Advantage Card hizmetleri. HSBC çatısı altında Bundan böyle Advantage'ın yerel başansı HSBC'nin sürecek. Keyifli alışverişler... global deneyimi ile birleşecek. 444 0 111 T i wvvw.hsbc.com.tr Dünyanın yerel bankası tSBC Bank A Ş larafmdan \a\ımlanmıftır sioganlar dile getiriyorlar. En devrimcisinde. en de- mokratında bile, aynı ha- vayı görüyorum... Adalet ve Kalkınma Par- tisi Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Necmettin Erba- kan, Sayın Akın Birdal ve HADEP Genel Başkanı Sayın Murat Bozlak hak- kında, Yüksek Seçim Ku- rulu'nun aldığı karan anla- mam da mümkün değil. Hele "eli kanlı" katillere aday olabilme yolu açıl- mışken, yukarda isimleri- ni saydığım dört siyaset- çi ve kim olduklannı bile- mediğim, (söylentiye gö- re) yaklaşık elli siyasetçi- nin, TCK Md. 312 nede- niyle önlerınin kesılmesi- ni anlamak, son derece zor. Yanlış anlaşılmamak için altını özenle çizmeliyim ki, laik Cumhuriyetimizi, bir Islâm şeriatı düzenine çe- vimne çabalarına sonuna kadar karşıyım. Zaten dün- ya üzennde hıçbirdemok- raside, demokrasiyi yok etme özgürlüğü yoktur. Ve bu nedenle, 28 Şubat 1997 "muhtırası"nın da hersatınnı desteklıyorum. Refahyol doneminde ya- pılanları ve yapılmak iste- nenleri, unutmamak ge- rekir. Maalesef toplumla- nn "hafızası" da, kimi za- man çok unutkan oluyor. O zamanlar, "Demok- rasi neymiş, ben Müslü- manım" ya da, "Çok şü- kür ben demokrat değil, Müslümanım" vb. gibisin- den yazılar yazan kimi ga- zetecilerin, şımdi demok- rasi ve özgürlük nutuklan atmalannı, derin birtebes- sümle karşılıyorum. Fakat "Siyasal Islâm "a karşı mü- cadele edilirken, demok- rasiyi de ortadan kaldır- mamak gerekir. Zira bura- daki mücadele; "demok- rasiyi ortadan kaldırmak isteyenlere karşı", oldu- ğuna göre. bu mücadele- yi yürütürken demokrasi- nin ortadan kaldırılması çok garip olur. • • * Yasa maddelerı ortada iken, farklı yargıçlann, fark- lı "kanaaîiere" sahip ol- malarına aklım ermiyor. Yüksek Seçim Kurulu'nun son kararından önce de, bu konudaki şaşkınlığımı defalarca dile getirmiştim. Bazı konular, bencedeyo- rumaaçıkolabilirler. Fakat bazı konularda farklı yo- rumlann yapılmasına, ak- lım ermiyor. Örneğın. Sayın Sabih Kanadoğlu'nun çok de- ğerli bir hukukçu olduğu konusunda hiç kuşkum yok. Ve Yargıtay'a yaptığı başvuruyu okuduğum za- man, haklı olduğunu dü- şündüm. Fakat eski Ada- let Bakanımız Sayın Hik- met Sami Türk dostu- mun da, hukuk bilgisi ve yorumlama yeteneğı ko- nusunda. asla kuşku du- yamam. Aynı konuda tü- müyle farklı bir yorum ge- tirince, şaşırdım kaldım. Yüksek Seçim Kurulu, söz konusu siyasetçilerin "aday olamayacaklanna " değgin karan, (en azından ikisi için) çoğunlukla, ya- ni dört-üç almış. Yani as- lında bu karar, "tekkisinin" karan. Eğer o "tek kişi" farklı oy kullansaydı, aday- lıklar onaylanmış olacak- tı... Işte bu durum, benim yargının işleyişine olan gü- venimi sars/yor. Böylesine yaşamsal konuda bir ülke- nin kaderi, "tek bir kişi- nin", şu ya da bu yönde kanaat sahibi olmasına bağlı olursa, çok ciddi so- runlanmız var demektir. • • • "Birülkenin kaderi" rfa- desini, dikkatle ve bilinç- le kullandım. Zira bu ka- rann hem uluslararası po- Iftikada. hem yasal yapı- mızda ve hem de siyasal yaşamımızda çok ciddi et- kileri olacak. Muhtemel etkiler konu- sundaki düşüncelerimi, birkaç yazı biçıminde dile getireceğim.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear