Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET 28 HAZİRAN 2002 CUMA
JVLJLiJ. LJJhL kultur@cumhuriyet.com.tr
}
m
jT Artist 2002 Fuan etkinlikleri Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'na taşmıyor
eni mekândayeni hedefler«ÖZLEfrlALTUNOK
Bu iıl 12.'sı düzenlenecek olan
istanbıJ Sanat Fuan .Artist 2002, ye-
n i nelânı Lütfi Kırdar Kongre ve
Sergi Sırayı 'nda 24 - 29 Eylül tarih-
leri arsın'da gerçekJeşecek. Sanat
Galenaleri Derneği ve tkon Turizm
.AŞ tanfından düzenlenecek olan
etkhlıl. 11 yıldır kullandıgı mekâ-
ıxı Tepoaşı TÜYAP'tan sonra yeni
açılmlir % e hedeflerle taşıruyor ye-
rıi rrekâ-una. 12 yıJdır sergi ve kong-
r e o"gaıizasyonu yapan Ikon Tu-
rizm A> Yönetim Kurulu Başkanı
AH GÜKB. amaçlannın Artist 2002
Fuar 'mTürk sanahnın dünyaya açıl-
dığı /erolarak konumlandırmak ol-
duığunusöylüyor.
Bu yıki fuarda .Artist 2002 Proje
Grutu gibi birçok yenilik de günde-
tne gelecek. 'Genç Ressamlar' ve
'Genç Deştirmenler' dallannda iki
ayrı yarşmanın düzenleneceğı et-
kinlikte.yanşmada dereceye gıren-
lere herr para ödülü hem de Avru-
pa'nın cnemli sanat merkezlerine
seyahat jdüllen verilecek.
- Yeni nekâm beKrlemeniz ve me-
kânın gttirdiği olanaklar neler ol-
du?
ALİ GÜRELİ - Yeni mekân ola-
rak biz Lütfi Kırdar Kongre ve Ser-
gi Sarayı'nın sergi kısmını. yani iki
yıl önce lamamJanmış olan Rumeli
salonlanra seçtik. Toplam 8000 nr'lik
bir alana yayılan fuar, sergi, toplan-
tı arnaçlı çağdaş teknolojiyi içeren
bir altyapıya sahip. Lokasyon olarak
ulaşırn açısından da önemli bir yer-
de. Öncesinde yapılan 11 fuar et-
kinliği kendi içinde başanlannı ta-
şıyor ki bugüne gelmiş, ancak son
birkaç yılda gördüğümüz kadanyla
çeşitli İcalite anlayışianndan ödün-
ler verilmiş ya da verilmek zorunda
kalınmış. Dolayısıyla bazı önde ku-
ruluşlann çekildıği bir etkinlik ha-
line gelmjş. Ilk talep, bize bu gale-
rilerden geldi. Birinci olarak dikkat
ettiğimiz husus, fiziksel anlamda lo-
kasyon, sergi sunumu ve ışıldandır-
yıldır sergi ve kongre organizasyonu yapan Ikon Turizm AŞ Yönetim Kurulu
Başkanı Ali Güreli, amaçlannın Artist 2002 Fuan'nı Türk sanatının dünyaya açıldığı
yer olarak konumlandırmak olduğunu söylüyor.
mada daha nitelikli şeyler yapmak.
Sergileme koşullan da ilk defa bu fu-
arda ele almacak, sunulan ürünü en
iyi gösteren ahşap malzeme ve nok-
ta ışıklandırması kullanılacak.
4
Sunum ve ulaşım daha uyguıT
- Mekân değjşiklijjinin nedenini,
sunum açısmdan TÜYAP'm zor bir
mekân obnasma bağiayabUir miyiz?
GÜRELİ - Hem sunum hem de
ulaşım açısından daha uygun yeni
mekân. Bu fiziksel görüntü yanın-
da sanat ürünlerinin niteliğinin zen-
ginleştirilmesi, ulusal ürünlerin ni-
telikli olanlannın seçilmesi, ulusla-
rarası katılımın arttınlması amacı-
mız. Biz organizasyonu mart ayın-
da üstlendik, süremiz kısıtlı da ol-
sa, uzun soluklu düşünüyoruz. Ilk yıl
fuan olabilecek en iyi seviyeye var-
dırmak, sonraki yıllarda da konu-
nun açısını genişletmek istiyoruz.
Türkiye'deki ulusal sanatı, ulusla-
rarası sanat pazanna bir geçiş nok-
tası haline dönüştürmek istiyoruz.
- Mekânın getirdiği avantajlar ya-
nında ftıaruı son yıllarda uğradığı
kan kaybmı durdurabilecek ne gibi
etldnhkler olacak?
GÜRELİ - Birinci adım daha ön-
ce bu etkinlikten çekilmiş olan ni-
telikli galerilerin geri dönmesini ba-
şarmaktı, bunu sağladık. Ikinci adım.
uluslararası katılımı arttırmak. Bu-
nun için de öncelikle Istanbul 'daki
mevcut .AB üyesi ülkelerin konso-
losluklanyla görüşmeler yaphk ve bu
ülkelerden bazı hareketlenmeler sağ-
lamaya çalıştık.
Tabii bütün bunlar aslında 2003 'te
meyve verecek projeler. Bunun ya-
nında etkinliğin niteliğini arttıracak
etkinlik öncesi ve sonrası çahşma-
lanmız olacak.
- Fuann bugüne dekhep klasiğe ya-
km bir çizgisi oldu. Güncel sanat) da
içineafauı biretkinlik düzenlenıeyi dü-
şunmuyor musunuz?
GÜRELİ - Bu konuda da bazı ku-
ruluslann hareketlenmesi gerekiyor.
Borusan, Proje4L ile bağlantı kur-
duk; enstalasyon, performans gibi
farklı çalışmalan sunabilmeleri için
onlara bedelsiz mekânJar önerdik.
Yurtdışı bağlantılarımız da var. Art
Basel'la görüştük. belki de ileride bir-
likte bir etkinlik de düzenleyeceğiz.
'Açıhştan önce safjş yapılacak'
-Katihm açısından bekJentiniz ne-
dir?
GÜRELİ - Ziyaretçi sayısının 70
binin üzerine çıkmasını hedefliyo-
ruz. Bir hedef de bugüne kadar ger-
çekJeştirilmiş olan bu tür etkinlikJe-
rin ticari anlamda en verimlisini yap-
mak. Bu yüzden yine bugüne kadar
uygulanmamış bir şey yapacağız.
Açılıştan bir gün önce Türkiye'de-
ki yakJaşık 1500 koleksiyoneri da-
vet ettiğimiz programda, onlara ser-
gileri gezmesi ve satın almalannı
teşvik anlamında öncelik tanıyaca-
ğız. BöylelikJe açılıştan önce büyük
bir satış gerçekleştirmeyi amaçhyo-
nız.
Bu yıl 75-80 galeriyi ağırlayabi-
leceğiz, önümüzdeki yıl büyüyecek.
Önümüzdeki yıllarda ise şehrin fark-
lı mekânlannda heykel, enstalasyon
gibi içerikieri farklı olan etkinliİde-
ri ayn mekânlarda sunmayı düşü-
nüyoruz.
-Bir anlamda bienal gibi daha ha-
reketii ve interaktif bir etkmüge dö-
nüştürmeye çahşıyorsunuz?
GÜRELİ - Evet, ona doğru gide-
bilir. Bienalle eşzamanlı olarak bir
etkinlikle birbirlerini tamamlayacak
bir bütünü sunabiliriz. Böyle karşı-
lıklı bir etki zaten söz konusu Istan-
bul Kültür ve Sanat Vakfı'yla. Ku-
rulmaya çalışılan Istanbul Çağdaş
Sanat Müzesi'nin de tanıtımını ya-
pacağız burda.Sanat ortamını yeni-
den canlandırmak gerekiyor. Bunun
için herkesin desteğini bekliyoruz.
(Avnntılı bilgiiçin Tel: 0212231
30 21)
Fransız Kültür Merkezi tek kişilik bir Moliere uyarlamasma ev sahipliği yapacak
Reklam fOmleri
için yapnğı
müziklerie tanınan
Rahman Alün, her
yıl tüm dünyadan
sadece 10 Idşinin
davet edildiği
'ASCAP Fflm
Müziği AtöKesi'ne
gitme şansuu elde
eden ilk Türk
sanatçısı oldu.
Bencilliğin esiriDon Juan
HollywoocPda
bir TürkKültür Servisi-Film mü-
ziği dalında geleceğin Os-
car sahiplerini keşfetmek
amacıyla her yıl Holhnvo-
od'da yapdan ve ünlü film şır-
keti 20th Century Fox spon-
sorluğunda gerçekleşen 'AS-
CAP Film Müziği Atölye-
a'ne (Film Scoring Works-
hop) bu yıl ilk defa Türki-
ye'den genç bir yetenek da-
vet edildi. Reklam filmleri
için yaptığı müzikJerle tanı-
nan Rahman Altm, her yıl
tüm dünyadan sadece 10 ki-
şinin davet edildiği bu atöl-
yeye gitme şansını elde eden
ilk Türk sanatçısı oldu.
HoUyvvood'da bir ay süre-
since. birçoğu Oscar ödüllü
ünlü besteciyle birlikte çalı-
şacak olan Alnn, atölyenin
sonunda kendisine ait film
müziği bestelerini 20th Cen-
tury Fox'un film müziği or-
kestrasına çaldırarak 'Or-
kesrra Şefî' sıfatıyla orkest-
rayı yönetme firsatını yaka-
layacak. Alnn, görüntü üze-
rine dramatik bir duyarhlık
ile orkestral müzik yazmak
olarak nitelenebilecek 'fîlm
scoring'in ilkini, yeni sezon-
da göstenme girecek ve baş-
rollerini Teoman ve Seiami
Şahin'üı paylaştığı, Mısır-
Türkiye ortak yapımı 'ÎVfum-
ya Fîrarda' adlı filmde ger-
çekleştirdi.
Sanatçının portfolyosunda
7O'ten fazla single, tanjtım
filmi, belgesel müziklerinin
yanj sıra 'Çekflmeyen Füm-
lerin Müzikleri' aduu verdi-
ği ve henüz yayımlanmayan
bir albümü de yer alıyor.
Kültür ServJsi - Fransız Kültür Merke-
zi, bugün ve yann saat 20.00'de Fransız
tiyatro yönetmeni Serge DangJeterre'in
hem yönetip hem de oynacağı Moliere
uyarlaması "SadeceBenim Don Juan'rnı"
adlı tek kişilik oyuna e\' sahipliği yapa-
cak.
Sahne tasanmı Kham Lhane Phu'ya
ait olan oyun, sahibi olduğu tiyatro top-
luluğu ile yeni bir turne hazırlıgı yapan
'Raymond' karakterinın etrafinda gelişi-
yor. Topluluk Raymond'un en sevdiği ya-
pıtlardan biri olan Moliere'in 'Don Juan'
adlı oyununu sahneleyecektir. Ray-
mond'un bu yapıta ilgi duymasının asıl
sebebi, bilinçaltında oyundaki açıkgöz,
genç kızlan ve alacaklılannı güzel söz-
lerle kandıran 'Don Juan' karakterine kar-
şı bir tür hayranlık duyması ve kendisin-
den de birtâkım izler bulmasıdır.
Bu hislerini giderek abartan Raymond
oyunu takıntı derecesinde sahiplenir ve tüm
hazırlıklannı neredeyse tek başına yapar.
Dekorlarla ilgilenır, kostümleri onanr hat-
ta suflörün işini bile kendisi üstlenir. Bü-
tün oyunu ezberler. tşi o kadar ileri götü-
rür ki gurur ve bencilliği yüzünden tüm
rolleri kendisi oynamak zorunda kalır. Ne
de olsa bu sadece onun 'Don Juan'ıdır.
Oyunun 1952 dogumlu yönetmeni Ser-
ge Dangleterre, 1975 'ten bu yana çok sa-
yıda projede yönetmenliğin yanı sıra oyun-
culuk, ışık ve dekor tasanmcılığı, sena-
ristlikve başka birçok görevde yer almış
bir sanatçı. 70'li yıllann sonuna doğru
bir yandan da klasik şan eğitimi alan
Dangleterre, 1978'de dünyaca ünlü La
Mauvaise Herbe Topluluğu'na katıldı ve
aynı dönemde çeşitli sinema ve televiz-
J. H. Fragonard'ın Don Juan'ı betimleyen ünlü resnu.
yon filmlerinde de rol aldı. 1987"de Cla-
udeBourgeyx"in 'Yasak Ziyaret'i (Visite
Interdite) ve Boby Lapoüıte'ın şarkıla-
nndan ve metinlerinden oluşan tek kişi-
lik şovu 'J'ai Pas Le Chois, Je Chante
Boby Lapointe' ile kitlelerce tanındı.
Dangleterre, aynı şov ile Fransa'da ve
yurtdışında çok sayıda tume gerçekleştir-
di. 1990'dasahnelediği 'FiDerMezarhğı'
(Le Cimetıere des Elephants) adlı 1993 'te,
MarivaiK'nun 'Legs'adlı ve 1995'te 'Ge-
cenin Sesleri' (Les Bruits de la Nuit) ad-
lı oyunu ile Avignon Festivali'nde büyük
ilgi gördü. Yönetmenin en son sahnele-
diği oyun ise 96'da N. Vaillant ve C.Val-
lat ile birlikte A. Daudet'nin 'Le Secret
de Mahre CornieOe' oyunu oldu.
(0 212 252 61 55)
İŞTİSAN, 2002-2003 tiyatro sezonu repertuvarıyla ilgili bir açıklama yapti:
Kültür Servisi- İstanbul Şehir Tlyat-
rosu Sanatçdan Dernegi (ÎŞTÎSAN),
geçen günlerde açıklanan 2002-2003
tiyatro sezonu repertuvan hakkında
yazılı bir açıklama yaptı. 31 Mayıs
2002 tarihinde ŞükrüTüren tstanbul
Şehir Tiyatrolan Genel Sanat Yönet-
menliği göre\inden alınıp yerine Nu-
rullah Tuncer getirilmişti.
İŞTİSAN tarafindan kamuo>Tina ya-
pılan açıklama şöyle: "Istanbul Şehir
Tiyatrosu'nun geçen günlerde atanan,
sij'asi ve bürokratik çevrelerin müda-
haksine dirençgöstermek konusunda-
kigereldi trürfigi gösterememesinden en-
dişe duyduğumUiOi daha önce açıkla-
dığımızyeni yöneticileri, icraatuıa ma-
alesefbu end^emizde ne kadar hakb ol-
Bir Adam Yaratmak
duğumuzu ortaya koyan bir oyiuı ttste-
si ve davranış biçinûŞie başlamışnr.
Şehir Tîyatrosu'nun atannuş yöne-
ticileritiyatronun88 yılhk geleneİderi-
ni tiyatro mesJeğinin «rensel kuralla-
nnı hiçe sayarak, tiyatro çalışanlan-
nın ve rejisörierin fikrine başvurma
nezaketi bile gostermeden eflerine tu-
ruşturulnıuş izlenimi veren oyun Kste-
sini thatnjnun ilan panosuna asarakyö-
rürlüğe ko\ makta hiçbir sakınca gör-
memişlerdir.
İstanbul halkuun vergileriyle varb-
ğını sürdüren ve Cumhuriyet ilkeleri-
nin bir tek harfinden bile ödün verme-
den bugünegelen ŞehirTıyatrosu'nun
rejisör, oyuncu veteknikpersonelidev-
redışıbırakılarak 2002/2003 sezonun-
da sahneye konması öngörülen dokuz
oyiından yedisi için tiyatro dışından
yönetmen getirUmesi aynca anlamh
görünmektedir.
Kuruluşundan buyanapekçokola-
ğanüstü dönem yaşanmasına karşın
sanatsal özgâriüğünden ödün verme-
yenveperdelerini binlerceo>nnla acan
Şehir Tivatrosu'nda 65 yıl önce zaten
oynannuşbir oyunun tekrar sahneien-
mesini 'Şehir Tiyaûrosu'nda Ozgür-
lük!' başhğı alündaveren ban basın or-
ganlannın hezeyanuıa bazı nıeslektaş-
lannuzın da ortakolmasını doğru bul-
muyoruzve nıesleki ahlakadına birke-
re daha düşünmeleri için kendilerini
uyarmak istiyoruz... Tivarromuzun
yönetimini sürdüren meslektaşlanmı-
nn aksine 'ümmi bir toplum' (*) için-
de yaşadtğunızı düşünmüyoruz,
Şehir Tiyatrosu'nun 88yılhk geçnû-
şinde pek çok şey olup bitmiş, künler
gehniş kinuer geçmiştir-. .\ma Şehir Ti-
yatrosu büyük önder Atatürk'ün gös-
terdiği 'Muassır Medeniyeder' yohın-
da üzerine düşeni yapnuşör ve bun-
dan sonra da yapmaya devam edecek-
tir...
Ohıp bitenlerkral olduktansonraba-
basuıı yerlerde sürüyen çocuğa baba-
sjnınsö\1ediğisözlerihaürlatrvT)r_ "Ben
sana kral olamazsuı demedinı ki...'
Büyük kurumlarda her an her şey
olabilirsiniz. Bir gün kral bir gün soy-
tart Tryatro sanatı.pekçok>anılsanıa-
yıiçinde banndınr. Tivatroda bir kral
yaratmak birinıza atmak kadar kolay-
dır. ama 'Bir Adam Yaratmak' o ka-
dar da kolay değfldir_".
YAZIODASI
SELtM ÎLERİ
Ruh Dağı'
Ruh Dağı Çinli bir yazarın romanı. Gao Xing-
jian Çin'de yaşamıyorartık. Siyasal rejimle uyu-
şamadığından 1988'de Paris'e göçmüş. Yaza-
ra ve esere 2000 yılı Nobel Edebiyat Ödülü ve-
rilmiş.
Nobel Edebiyat ödülü, ilkgençlik, gençlik yıl-
larımda, Türkiye'de çok önemsenirdi. O zama-
nın büyük yayınevleri aylar öncesinden hazırlı-
ğa başlar, ödüle aday yazarfarın yaprtlarını Türk-
çeye çevirtirlerdi.
Biz okurlar heyecanla beklerdik.
Sonraları Nobel Edebiyat ödülü'nden soğu-
dum. Dünya edebiyatında dönüm noktası bir-
çok yazara, şaire bu ödülün verilmemiş olması
aklımı karıştırdı.
Nobel'i yıllardır umursamıyordum. Ruh Da-
ğı'na başlarken de eser konusunda kaygılıy-
dım.
Yalnız kitabı dilimize kazandıran Gülseren
Devrim adı bende gençlik yıllarımın okuma coş-
kularını uyandınyordu. Gülseren Devrim'in çe-
virilerini lise yıllanmdan anımsarım.
Gözümü kapar kapamaz Atatürk Erkek Lise-
si, Taksim, Beyoğlu. Dadandığım kitabevleri. Kı-
sıtlı harçlığımla alabildiğim sınırlı sayıdaki ki-
tap...
Sartre'ın Hüıriyetin Yollan -Üstelik üç citti- Türk-
çeye yeni kazandınlıyor. Sartre'ı Duvafdan, Iş
Işten Geçf/'den tanıyoruz. Camus'ylearaların-
daki tartışmayı falan biliyoruz.
Ama en önemli yapıtının Hürriyetin Yolları ol-
duğuna dair bir söylentidir dolaşıyor. Hürriyetin
Yolları'nı ne yapıp ne edip ediniyorum ve oku-
maya başlıyorum. Üç cildi de Gülseren Devrim
çevirmiş...
Tam o sıralarda doğum günüm geliyor. (Do-
ğum günlerimden demek daha nefret etmiyor-
muşum.) üse sondayım galiba. Teknik Üniver-
site'de okuyan, çok sevdiğim birarkadaşım var:
Önder Yetiş.
Doğum günümde önder bana Şolohov'un
Vatan İçin Dövüştüler'ini armağan ediyor. Çe-
virmen, Gülseren Devrim. Vatan İçin Dövüştü-
ler, bence, Şolohov'un en incelikli eseridir. Türk-
çesine de vurularak okuyorum...
Kitaplığımda bir yerde o kitap. Yarın öbür gün
karşıma çıkar. Ilk sayfasında önder'in mutlu yıl-
lar dileyen elyazısı, imzası. Herha/de otuz dört
yılöncesinintarihiyle. Amaşimdibirzamankay-
ması, bir aldanış içindeyim: O günleri sanki ya-
şıyorum, o günleri bir kez daha o günlerdeki gi-
bi gençlikle yaşıyorum!
Ruh Dağı da biraz böyle bir roman. Çin'in ni-
ce yıkımlardan önceki duygu, duyuş, gönül ta-
rihine akıp gidiyor. Bir yandan da şimdiki, ger-
çeklikteki, somut Çin çıkıyor karşımıza, yıkım-
lar çıkıyor. Gao Xingjian insan ve yazar olarak,
besbelli, çok acı çekmiş.
Mao, Kültür Devrimi, bunlar hep uzaktan gü-
zel gelirdi bizim kuşağa. Çin'de insanlığın aydın-
landığı sanısı günlerimizi işgal ederdi. Bu, Her
Gece Bodrum'a kadar böyle sürdü. Sonra ora-
da, Emine'nin bakış açısından, birörnek giydi-
rilmiş, birörnek yaşatılan insanların mutlu ola-
mayacaklarını yazdım. Rüya öylece sona erdi.
Ruh Dağı, sayısız görünümle, yitirilen her şe-
yi dile getiriyor. Bir Kafka karabasanı.
Kafka karabasanı ama, Uzakdoğu'ya özgü
şaşırtıcı birşiirsellikle, Kafka'nın hukukdilinden
edindiği ürkütücü ve olağanüstü, hep mesafeli
dili, Ruh Dağı'ndaki idil havasıyla asla örtüşe-
mez.
Gülseren Devrim, çevirisinde idil havasını yet-
kinlikle estirmiş. Ruh Dağı'nı Türkçeden tat ala
ala okuyorsunuz. Günlerce okudum, büyüleyi-
ci bir anlatımla baş başaydım.
'Ben' ve 'sen' anlatımlannın koşuşup durdu-
ğu Ruh Dağı'nı, okumadıysanız, bir an önce
okuyun. Bu eserde roman sanatı onurunu ko-
ruyor...
Takvimde İz Bırakan:
"Çocukluğunun mutsuz bir çocukluk olma-
dığını, yağmurdan sonra yol kenannda oluşan
derelerde leğenyüzdürmekiçin dedenden bas-
tonunu ödünç alabildiğinisöylüyorsun." Ruh Da-
ğı, Doğan Kitap, 2002.
Güney Koreli tenora ödül
• PARİS (AFP) - Güney Koreli tenor Yikun
Chung, 'II. Monte Carlo Ses Ustalan
Yanşması'nda birincilik kazandı. Seul
Üniversitesi'ni bitiren Chung, 1969 yılında
Milan Verdi Konservatuan'ndan mezun oldu.
Sanatçı, daha önce Cenevre, Toulouse, Bilbao,
Madrid ve Viyana'da yapılan yanşmalarda ödül
aldı. Bu yıl finalde .\merika'dan, Kore'den
Bulgaristan'dan, Romanya'dan, Israil'den ve
Fransa'dan yorumculann yanştığı 'Monte
Carlo Ses Ustalan Yanşması', beş yılda bir
gerçekleştiriliyor.
K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K
K Â M İ L M A S A R A C I
(*) Nurullah Tuncer - Zaman -
03,06.2002