25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 0 HAZIRAN 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çiler: Kriz one çekildi • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - DYP Genel Başkanı Tansu Çıller, partisinin dünkü grup toplaniısında yaptığı konuşmada. sonbaharda gelmesi bekJenen kriz dalgasının öne çekildiğini ileri sürdü. Koalisyon ortaklannın barajı aşabilmek için AB istisman yaptığını söyleyen Çiller. Türkiye'nin AB ile tam üyelik müzakerelerine başlamasının bu ekonomik şartlarda çok zor olduğunu kaydetti. 'Özkan' sitemi EcevrTi kızdırdı • ANKARA (Cumhurnet Bürosu)-BazıDSP"lı millervekıllerini kabul eden DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit, tstanbul Milleftekıli Bahri Sipahi"nin "Partıde (Hüsamettin) Özkancılar, genel merkezcileraynmı yapılıyor. Bunun partiye zararı var. Bunlara son verilmelı. partide birlik ve beraberlik sağlanmalıdır" şeklındeki sitemine sinirlendi. Rahşan Ecevit. Sipahı"ye "Bu konuyu kapatalım"" karşılığını verdi. Yalçın Kiiçük eü'ye dönüyor • ANKARA (AA)- Ankara 8. Idare Mahkemesi. Prof. Dr. Yalçm Küçük'ün, Gazi Ünıversıtesı (GÜ) öğretım üyelığıne dönme istemınin rektörlükçe reddine ilışkın işlemınin iptaline karar verdi. Kararda. 2547 sayılı Yüksek Öğretım KanunıTnun 60. maddesinin (b) fıkrasında, "Yükseköğretim kurumlanndan. mahkeme veya disiplin kararlan ile çıkanlanlar hariç olmak üzere. herhangi bir nedenle kendi isteği ile aynlan öğretim üyeleri. başvurulan üzenne bu kanun hükümleri çerçevesinde kadro koşulu aranmaksızın tekrar aynldıklan yükseköğretim kurumlanna dönebilirler" hükmünün \er aldığına işaret edildi SHP'nin kadın il başkanları • ANKARA (AA)- Sosvaldemokrat Halk Partisi'nin (SHP). atadığı 14 ıl başkanı belirledi. SHP. bu hafta sonuna kadar toplam 41 il başkanını belırlemeyi hedefliyor. Sınop. Ağn ve Gümüşhane'de kadın il başkanlan görevlendiren SHP'de. belirlenen il başkanlan şöyle: Eyüp Altaylı (Istanbul). Ibrahim Tez (Ankara). Ulvi Güleç (Hatay), Ali Aslan (Manisa). Sevil Koyuncuoğlu (Sinop), Ruhi Aşıkoğlu (Kastamonu), Necıp Enver Demirer (Sakarya). Fatma Kotan (Ağn). Yaşar Yükselen (Kırşehir), Sevıl Dülgeroğlu (Gümüşhane). Mahmut Tuncer Caferoğlu (Erzuram). Erdoğan Dinçel (Karabük), Mehmet Yıldırmak(Bartın), Mehmet Ünlü (Osmaniye). ziyaret • ANKARA (Cumhuriyet) -Başbakan Bülent Ecevit'in eşi, DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit. DSP'li milletvekilleri ile görüştü. Ecevit çiftinin Oran Sehri'ndeki çalışma ofisine gelen ve yaklaşık 1 saat kahşan Ecevit ile görüşen milletvekilleri, herhangi bir sçıklama yapmadan svnldılar. 'Siyasi belirsizlik ülkeyi felakete sürükler, o zaman bizi erken seçim bile kurtaramaz' ÜTÜSİAD'dan sertuyarıEkonomi Servisi - Türkiye Sanayicileri ve Işadamlan Derneği (TÜSİAD) Yöne- tim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, siyasi belırsizliğin ülkeyi bir felakete sürükle- yebıleceğini belirterek "Bu gidişe dur denmezse iktidar partfleri felaketi kendi elkri\- le haorlamış olacaklardır" diye konuştu. Türkiye'nin ikinci bır eksi büyümeyi kal- dıramayacağını dile getıren Özilhan. "Çöküntüöylehız- h gerçekleşir Id erken se- çim' bfle bizi kurtaramaz" şeklinde konuştu. TUSİAD'ın, yılın ilk Yük- sek Istişare Konseyi (YÎK) toplantısuıtn açıhşında ko- • Türkiye'nin ikinci bir eksi büyümeyi kaldıramayacağını söyleyen TÜSlAD Başkanı Tuncay Özilhan, "Bu gidişe dur denmezse iktidar partileri tarihlerinin en büyük hezimetini kendi elleriyle hazırlamış olacaklardır" dedi. nuşan Özilhan, programın bütün çabasının iç borçlan kademeli bir biçimde azalt- mak olduğunu belirterek iç borcun yeniden tırmanışa geçmesininin ekonomik, po- litik ve sosyal açıdan çok bü- yük risk yarattığını söyledi. Özilhan, Türkiye ekono- misinin artık ikinci bir eksi büyümeyi kaldıramayacağı- nı belirterek " Bunun yarata- cağı yeni bir işsizlik dalgası- IU, sosyaJ olarak taşıyabilme- miz münıkün değfldir" şek- linde konuştu. Hükümetin mali piyasaları irrasyonel noktalara itecek davranışlar- dan kaçınmasının bunun için çok önernli olduğunu vur- gulayan Özilhan. "tktidar olsun, muhalefet olsun Tür- kiye'yi yönetme iddiasıyla sahnede bulunan ülkemizin tünı siyasi aktörkrinin gör- mesi gereken gerçek şudur: Siyasi belirsizlik ülkeyi bir felakete sürükleyebüir. Bu gi- dişe dur denmezse iktidar partileri tarihlerinin en bü- yük hezimetini kendielleriy- le hazırlamış olacaklardır. Muhalefet partileri ise oluş- masına katkıda bulunduk- lan enkazm alünda kalarak yönetilebilir ohnaktan çık- mış bir ülke devralacaklar- dır. Çöküntü öyle hızhgerçek- leşir ki en erken seçim bile bi- zi kurtaramaz" dedi. Özilhan, Türkiye'nin için- de bulunduğu durum göz önüne almarak TBMM'nin yazın da çalışmasını istedi. Türkiye'nin içinde bulundu- ğu sıkıntılan çıkarmasını is- teyen Özilhan, "Kopenhag kriterleri ile ilgili adımlar at- sın ki Türkiye'nin yolu açıla- bilsin" dedi. TÜSlAD Yüksek İstişare Konseyi (YÎK) Başkanı Mu- harrenı Kayhan ise konuş- masında Türkiye'nin önü- müzdekı aralık ayında Avru- pa Birliği'nden müzakere takvimi alması için ellerin- den gelen bütün baskıyı yap- tıklarını söyledi. Kayhan, Türkiye'nin birinci gündem maddesinin AB olması ge- rektiğini kaydetti. Niyet mektubu gönderildi Atıl istihdamda sözler tutulacak ANKARA (Cumhu- riyet Biirosu) - Hazıne Müsteşarlığı, 2. gözden geçırmeye ılişkın niyet mektubunun gönderildı- ğini açıkladı. Devlet Ba- karu KemalDerviş ın de ımzalamasıyla IMF'ye gönderilen mektupta, iş- letme hakkı devirlennde hangi şirketlere Hazıne garantisi venleceğine Haziran ayı sonuna ka- dar karar verileceğı be- lirtildi. Merkez Banka- sı'nın enflasyon muhase- besi uygulamasına da uygun koşullar oluşru- ğunda geçeceği kayde- dıldi. IMF Icra Direktörleri Kuru- ^IMF'ninl.lmifyar doiarlık kredi görüşmesinin önkoşuhı olatı niyetmektubunda, Ktnenk,aal istUıdütnm azattünutsına iiişkuıplanut 2002 Eyiiil sonuna kadar açJdanacağı ve işletme hakkı devirierinde hangi şirketlereHadne garantisi \vrüeceğine haziran ayı sonuna kadar karar verüeceği taahhütüyer ahk lu'nun 1.1 milyar do- larlıkkredi görüşmesi- nin ön ko- şulu olan niyet mek- tubu, dün IMF'ye gönderildi. Mektubun, Pamuk- bank'ınfo- nadevrinin ardından gönderil- mesi, Pamukbank'a iliş- kin gelişmelerin de mek- tuba yansıtıldığı değer- lendirmelerine yol açtı. Edinilen bilgiye göre Ke- mal Derviş ve Merkez Bankası Başkanı Sürey- ya Serdengeçti'nin im- zasını taşıyan mektupta şu taahhütler yer aldı: • KÎT'lerde.atılıstıh- damın azalhlmasına ihş- kin plan 2002 Eylül so- nuna kadar açıklanacak. Gerekmedikçe gönüllü emeklilik dışında bir iş- ten çıkarma olmayacak. • lcra-Iflas Yasası'na üişldn düzenleme hazır- lanacak. • Gelir Idaresi yeni- den yapılandırılacak. Temmuz ayı sonuna ka- dar bu çerçevede, bir de- netim koordinasyon bi- rimi oluşturulacak. • TÜPRAŞ'ın ıkincil halka arzı gerçekleştiri- lecek. TEKEL'inbünye- sinde yeni şirketler oluş- turulacak. Enerjide iş- letme hakkı devirleri ko- nusunda. Hazine garan- tısi verilebilecek yatı- nmcılar haziran ayı so- nuna kadar belli olacak. Kalanlar, 2002 Temmuz ayı sonuna kadar Özel- leştirme Idaresi Başkan- lığYna devTedilecek. • Yatınm ortamının ıyileştirilmesine yönelik çalışmalar hızlandınla- cak ve Yatı- nm Konse- yi'nin ilk toplantısı temmuz ayı içinde yapı- lacak. • Merkez Bankası uy- gun ortama geçildiğinde enflasyon muhasebesi- ne geçecek. İpekyolu 2002 SOtta erdi - Türk Sflahlı Kuvvetieri Banş Için Ortakhk Eğffim Merkezi (BtOEM) Ko- mutanlığıncadüzenlenen"İpekYolu-2002Ceneral/AmiralSemineri" sonaerdi.Seminerinsonaermesidola- yısıy la Kara Kuvvederi EDOK komutanhğı'nda sertifika töreni yapüdı. Törende, Cenelkurmay Başkanlığı Ha- rekât Daire Başkanı Korgeneral Köksal Karabay. seminere kanİan general ve amiraOere sertifıkalannı sundu. ERASLAN ÖZKAYA, 144 ÜYENÎN OYUNU ALDI Yargıtay, başkanını seçti SSK'ninya- tınmlan, 2002 yaurım programın- daki ilk haliyle tutula- cak. Emekli Sandığı'nda da tasarruf programı ya- pılacak. • Memurlar ve kamu görevlilenne yönelik etik ilkelerin belirlendiği ya- sa 2002 sonuna kadar yasalaştınlacak. • Vergi ıdaresinin ye- niden yapılandınlması konusunda haziran ayı sonuna kadar fonksiyon- lann yeniden tanımlan- dığı bir plan ortaya ko- nulacak. Kamu kuruluş- lannın birikmiş vergi borçlannın tahsili konusunda eylül ayı sonuna kadar bir plan hazırlanacak. ANKARA(CumhurivetBürosu)- Sami Sdçuk'un yaş haddınden emek- liye aynlmasıyla boşalan Yargıtay Başkanlığı'na, iki gün süren seçim- lerin ardından 1. Hukuk Dairesi Baş- kanı Eraslan Ozkaya seçildi. Yargı- tay Başkanlığı'na seçilen Özkaya, yaş sınınndan dolayı yaklaşık 2 yıl göre\- yapabilecek. Yargıtay Genel Kurulu'nda iki gün- dür süren seçimlerin dün yapılan be- şinci tunında, Yargıtay Başkanveki- lı Mater Kaban ile 1. Hukuk Daire- si Başkanı Eraslan Özkaya yanştı. Bu turda Özkaya 120, Kaban' 100 üye- nin oyunu aldı. 17 oy boş, 2 oy ge- çersiz sayıldı. Seçimlerin 6. tunında ise Özkaya 125, Kaban 101 üyenin oyunu aldı. Öğleden sonra yapılan se- çimlerin yedinci tunında, Eraslan Eraslan Ozkava. Özkaya 144 Yargıtay üyesinin oyu- nu alarak Yargıtay Başkanı seçilirken Kaban 85 üyenin oyunu aldı. Seçim- lerde, 8 üyenin oyu boş, 1 üyenin oyu ise geçersiz sayıldı. Yargıtay Yasası'na göre, başkan seçilebilmek için 250 üyenin en az 126'sının oyunu almak gerekiyor. Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya, 1939 yılında Hacıbektaş'ta doğdu. Ankara Gazi Lisesi'ni bitiren Özka- ya, Ankara Üniversitesi Hukuk Fa- kültesi'nden 1962 yılında mezunol- du. Ankara hâkim adayı olarak mes- leğe başlayan Özkaya, sırasıyla Hı- ms Cumhuriyet Savcılığı, Tuzluca ve Pazarcık hâkim yardımcıhğı, Pa- zarcık hâkim yardımcıhğı, hukuk hâ- kimliği ile Haymana ve Ankara hâ- kimliği görevlennde bulundu. Fran- sızca bilen ve yayımlanmış eserleri bulunan Özkaya. 27 Mayıs 1986 ta- rihinde Yargıtay üyeliğine seçildi. 15 Eylül 1994'te Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nda Birinci Hukuk Dairesi Başkanlığı'na seçilen Eraslan Öz- kaya'nın üç çocuğu bulunuyor. CHP'den enerjipolitikalarına eleştiri IZMİR(CumhuriyetEgeBürosu)- L luslararası bü- yük sermaye şirketlerinin Türkiye'nin enerji paza- nnı ele geçirmek için tüm güçleriyle seferber olduk- lanna dikkat çekilerek bu kıskaçtan kurtulmak için ulusal kaynaklann değeriendirilmesi istendi. CHP So- ma îlçe Başkanı Abdullah Saka. yanlış politikalann Soma'da da sıkıntılara neden olduğunu \Tirguladi. Ülkemizin savlananlann aksine, enerji kaynakla- n açısmdan zengin bir potansiyele sahip olduğuna dikkat çeken Saka, bugün kömür rezervierimizin 3'te birini, hidroelektrik potansiyelimizin de sade- ce 4'te l'ini kullanabildiğimizi anımsattı. Yurtıçı kömür, petrol ve doğalgaz aramalannın, 1985 ylında çıkanlan Maden Yasası ile hemen hemen dur- dunılduğunu kaydeden Saka, "Ülkemiz, özeDUde elektrik üretiminin büyük kısmı ithal doğalgaza da- yah enerji politikası etldsine alınmıştır. Enerjide çe- şitlilik oiması gerekir. Doğalgaza bagımlılık. bağım- sızhğınıızı tehdit ediyor. Ülkemizin güvenüği ile ilgili kurumlar bu konuva acil önlem almabdır" dedi. IRMIKI AYDIN ENGİN aengirva doruk.net.tr Ankara habercı takımının azı- lılanndan Adnan Keskin, bir kez daha kollannı sıvayıp yüce devletimizin derinliklerinde ko- tarılmış birkepazelıği gün ışığı- na çıkardı ve bize. "salakyerı- ne konduğumuzu" bir kez da- ha anımsattı. Radikal'in mutfa- ğında çalışan arkadaşlanmız da bu haberi gazetenın manşetine taşıyarak üstüne tüy diktiler. Bana da (bize de) bir kez da- ha midemizin öfkeden burkul- ması, yüzümüzün kızarmasın- dan ibaret bir çaresizlik kaldı. Olay özetle şu: Türkiye, devletin (yani deviet organlarının ve görevlılerinin) yurttaşlara karşı işlediği suçlar- dan dolayı, iç hukuk yolları tü- ketildiği takdırde Avrupa insan Hakları Mahkemesı'ne (AlHM'ye) başvurma hakkını 1987'de gönülsüz de olsa ka- bul etti. Ardından daAlHM Sekretar- yası'nı bunaltan bir sağanak başladı. 15 yılda 5000i aşkın başvuru. Bu 5000 başvurunun 1539'unun konusu ışkence. Yani devletin güvenlık kuv- vetleri yurttaşına ışkence yap- Akıllı Çözüm - Kurnaz Çözüm mış (Örnegin: B.k yedirmiş, fa- lakaya yatırmış, filistinaskısına çekmiş, cinsel organlanna elekt- rik vermiş, dövmüş, tecavüz et- miş, cop sokmuş, diş sökmüş). Yurttaşlar savcıya başvur- muşiar. Savcı dava açmış ya da açmamış. Yargı süreci baş- lamış ya da başlamamış. Baş- layan yargılamalar sonuçlan- mış ya da sonuçlanmamış. (Ma- nisa'da gencecik çocuklara iş- kence yapan polıslenn davala- rının hâlâsonuçlanmadığını bi- liyor musunuz?) Sonuçlanan davalarda işkence yapan gü- venlik görevlileri beraat etmış ya da beraata benzer cezalar- la yakayı sıyırmışlar. Yargıtay iti- razlan şöyle ya da böyle nok- talanmış. Boylece yurttaş(lar) iç hukuk yollannı tüketmış. Adil yargı hak- ları için son kapıyı çalmışlar: Av- rupa insan Haklan Mahkemesi. 15 yılda tam 1539 başvuru. AİHM, önüne gelen dosya- larda, Türkıye'dekı yargının ce- zalandırmadıklarından 157'sin- de işkence suçu işlendiği kara- rına varmış; 9'unda ise devleti suçsuz bulmuş. 400 dosyada ise AİHM, devleti haksız bula- cağı belli olunca, deviet "dos- tane çözüm" yoluna gitmeyı yeğlemiş. Yani yurttaşlara dö- nüp "Al istediğin tazmınatı ve- reyim; sen de davadan vaz- geç"demiş. Bugüne dek Türkiye Cumhu- riyeti Devleti suçlu bulunduğu davalardan dolayı 1.5 milyon dolarödedi. Daha 9 milyon 500 bin dolarödeyecek. Toplam 11 milyon dolar. Henüz karara bağ- lanmayan davalar da cabası... Bu paralar devletin kasasın- dan çıkıyor. Yani bılmem nere- de (diyelım Manisa'da) polis olup, sanık sorgusunu elektrik- le, falakayla,filıstinasktsıylayap- mayı hak bilen birtakım herifler işkence suçu işliyor ve deviet de kendi "memur-evlatlan"r\ın ye- diği haltı takır takır ödüyor. Elbet benden, senden, bizden topladığı vergilerden ödüyor... (Anımsayanlarınız çıkacaktır. Bu utancı ve enayi yerine kon- mayı sindiremediğım ıçın, benim vergi payımdan ödeme yapılma- ması için dava açmaya kalkış- mıştım. Epey Tırmık okuru da "Bende... Bende... Bende..." dıyerek ardım sıra sıraya gir- mişti. Ama Istanbul Barosu'nun hukuk uleması bizim yargı sis- temimizde böyle bir dava açı- lamayacağı fetvası verince su- sup oturmak ve "inşallah dev- iet aklını başına toplar da iş- kenceyi ciddı olarak önler" di- ye umutlanmaktan öte çare kal- mamıştı.) Deviet aklını başına toplamış. Bakmış ki öde öde bitmiyor; bakmış ki 1.5 milyon doları öde- miş, sırada 9.5 milyon daha var; bakmış ki sırada bekleyen dos- yalardan da ceza getdikçe ge- lecek... N'apmış? "Sorun"un iki olası çözümü, "so/ı/"nun iki olası yanıtı var: Akıllı çözüm: Işkenceyi ön- lemek. Ne yapıp edip işkence- ye son vermek. Işkenceyi aklı- na getiren güvenlik görevlisinin ürküp cayacağı bir "devletka- rarlılığı" göstermek. Kurnaz çözüm: Ödenecek cezaları cebınden (Hazine'den) karşılamak yerine, sırtından ata- cak bir yol bulmak. Örneğin bir özel fon oluşturmak. Fona fi- yakalı bir ad bulmak. ömeğin "Terör ve Terörle Mücadele- den Doğan Zararlann Karşılan- masıFonu "demek. Sonra akar- yakıt satışlarından yüzde al- maktan, kamu bankatennın kâr- larına; loto, toto, milli piyango gibi şans oyunlarının gelirlerin- den avteskerelerine; sıgaradan rakıya kadar bütün tekel mad- delerinden bu fona pay ayıra- rak fonun parasal kaynağını da oluşturmak. Yani eskiden iş- kence tazminatını genel bütçe harcamalanndan karşılayıp do- laylı olarak bizi aptal yerine ko- yarken şimdi doğrudan, adını koyarak bizden alma yolunu seçmek... • • • Soru: Sizce anayasasında "hukuk devleti" yazan yüce dev- letimiz bu iki çözümden han- gisini yeğlemıştir? POLTltKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Alman Islamı ProjesL. Alman Islamı Projesı askıya alınmıştı, ancak son günlerde bu konu yeniden gündeme getiril- di... Beriin'de yapılan bir toplantıda 'Alman Islamı Projesi'nin tartışıldığını öğrendim... 2000 yılının şubat ayıydı... Berlin'de 'Alman Islamı Proyes/'yle birlikte, Türklerin Almanlaştırılmasına ilişkin 'Uyanış Kül- türû' gündeme getirilmişti... Bu eylemin başını Almanya'da eğitim-araştır- ma uzmanı olarak tanınan Micha Brumlik çeki- yordu... Brumlik, 'Eğitim ve Bilim Sendikası'nın (GEW) yayın organına verdiği demeçte şöyle diyor: "Yabancı ülkelere göç eden toplumlara, kendi anadillerinde eğitim verilmesi ımtiyazının kaldınl- ması gerekir..." AJmanya'da 7 milyon 500 bin göçmen yaşı- yor... Bu sayının 2 milyon 400 bini Türkiye Cumhu- riyeti yurttaşı... Geriye kalanları ise Hırvatlar, Sırplar, Faslılar, Iranlılar, Pakistanlılar, AB ülkelerinden gelenler oluşturuyor... Almanya'da resmi verilere göre 'ulusal azın- lık' 90 bin kişiyle sınıriı kalıyor... Micha Brumlik'e soruyorlar: "Göçmenlere anadillerinde eğitim verilmesi ımtiyazının kaldınlması, hangi politik nedenlere bağlı?" Boımlik'in yanıtı hayli ilginç: "Bugün artık yabancı ailelenn çocuklannı, ne kendi toplumlanna ne de geldiklen Almanya 'nın altyapısını yansıtan bir kültüre yakın tutmak söz konusudur. Nitekım, yeniyeni yapılanmaya baş- layan farklı birkültürün doğuşu üzennde durmak gerektiğini düşünüyorum. Elbette ki, farklı top- lumlann kültürlerini birbirinden ayırarak yal- nızca bir tanesi üzerinde yoğunlaşmak ya da yalnızca kendi kültürümüzü ön plana çıkarma- nın yanlış olduğunu biliyorum. Fakat göç eden- lerin geldiklen topraklarda konuşulan dilin, her- kesin ortak bir değeri olarak benımsenmesi, her- kesin kendi dilinde eğitim görmesı ile doğan ayrılığı ortadan kaldıracaktır." • • • 'Alman Islamı Projesi'nin bir başka ayağı olan 'Uyanış Kültürü' bir asimilasyon (kendi içinde eritme) politikası degıl midir? Ben bu soruya daha önce bazı Alman politika- cılara sorduğumda şu yanıtı almıştım: "Bu ınsanlar Almanya'ya zorta getirilmediler, kendi özgür iradeleriyle geldiler. Geldikleri ül- kede, kendi dil, din ve kültürlerini gündemde tu- tan bir devietyöntemiyle karşılaşmayı bekleme- diklerini varsaymamız gerekir..." 1990 yılının başlannda Almanya bu görüşte de- ğildi... Tüm göçmenler kendi kültürlerini, kendi din- lerini geliştirmek için Alman hükümetinden des- tek görüyoriardı... Almanya'da 2000 cami bulunuyor... Köktendinci örgütlenme de buralarda yapılıyor... Alman anayasasının ikinci maddesi, okullarda din dersinin diğer dersler gibi verilmesinin önü- nü açık tutuyor... Bu ne demek oluyor? "Kiliseler yoluyla temsil edilen Hıristiyan ge- leneğinin Islam dininde cemaatler yoluyla sür- dürülmesi..." Milli Görüş örgütü, Alman anayasasını gerek- çe göstererek Berlin'deki okullarda 'Islam Der- s/'ni vermek için dört yıl önce yargıya başvurup 2001'de amacına ulaştı... Berlin'de kıyamet koptu!.. Milli Görüş'ünamacı, bu yargı karanyla tüm AJ- manya'da 'Islam Din Dersi' vererek 'kilise ver- gisi' gibi 'cami vergisi' toplamaktı... Bu para her yıl en azından 2,2.5 milyar mark ediyordu... • • • Bugün Almanya'da gelinen noktaya bakıldı- ğında şu gerçek ortaya çıkıyor: Aralannda 2 milyon 400 bin Türkiye Cumhu- riyeti yurttaşının bulunduğu 7 milyon 500 bin göçmen çocuğu, okullarda kendi dillerini ve kül- türlerini öğrenemeyecekler ama Islam dini ders- lerini Almanca alabilecekler!.. Kürt kökenli yurttaşlanmızı "anadilde eğitim" diyerek kışkırtanlar, AJmanya'da yaşayan TC yurt- taşlannın Islam kimliklerini öne çıkartıp yeni oyun- larhazırlıyorlar... Bunun adı da şu, Almanya'da: "Yeni kuşak yurttaşı!.." Bir başka deyişle de şöyle: "Bırakın Türk kimliğini, size Alman Islamı kim- liği yakışıyor..." hikmet.cetinkayaın cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Aydın Engin 'Kıtabın içinde, 12 yıllık siyasal göçmenliğime ilişkin epey ip- ucu, epey ayrıntı var. Keza Al- manya da Frankfurt gibi birfi- nans metropolünde taksi süren bir göçmenin 'ruh hali' de kita- bın çeşitli bölümlerineyansıyor. Aradan yıllar geçti. Hâlâ Frankfurt un sokaklanm ezbere biliyorum. i'aşamda bir daha hiç kullanmayacağım bir sürü 'çöp' bilgi belleğimde hâlâ canlı ve silinmiyor. Sizin açımzdan elinizdeki kıtap, kolay okunan, kımi kederli çoğu eğlenceli anılardan ibaret. Yazar açısmdan ise çok zorlu, çok boğucu 12 yıllık siyasal göçmenlik yaşamının yansını kapsayan biranılardemeti.' 12 Eylül darbesine Almanya'da bir otel odasında yakalanan, tam on iki yıl boyunca Türkiye'ye dönemeyen, siyasal sürgün ola- rak yaşadığı bu dönemin altı yı- lını Frankfurt'ta şoförlük yapa- rak geçinen gazeteci, tiyatrocu, oyun yazan. radyocu Aydın En- gin 'in anıları. DENEMELER YAYINLARI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear