01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 MAYIS 2002 PAZAR HABERLER İstanbul Radyosu yayınına 6 Mayıs 1927'de spiker Sadullah Gazi Evranoz'un tarihi anonsuyla başladı Türkiye radyolan 75 yaşîhda tSKENDER ÖZSOY Tarih 6 Mayıs 1927. lstanbul'daki radyo alıcılanndan spiker Sadullah Gazi Evranoz'un şu anonsu duyulmaktadır: "Allo... Al- lo._ Muhterem samün. Burası tstan- bul TeJsLz Telefonu. 120O metre tûl- u mevç, 250 kilosaykıl. Bugünkü tecriibe neşriyatımıza başlıyoruz." Işte İstanbul Radyosu 75 yıl önce ya- yuuna bu tarihi anonsla başlamıştı. Insanlık tarihinin sayılı önemli icat- lanndan sesin bir yerden başka yere nakline dayanan radyo yayınlan dün- yada ılk kez 1920 yılında ABD'de, ertesi yıl da Fransa'nın başkenti Pa- ris'te başladı. Uygur Kocabaşoğlu, 1980 yılında Ankara Üniversitesi Sı- yasal BilgilerFakültesi Yayınlan ara- sında çıkan Şirket Telsizinden Devlet Radyosuna adlı kitabında Türkiye de ilk radyo yayın deneylerinin 1921- 1923 yıllan arasında yapıldıgına işa- ret ediyor. Adı geçen kitaptan, 1945 yılında Basın Yayın Genel Müdürü olan Nedim Veysel llkin'in Türki- ye'de radyonun iÜk kez denenişini şöy- le anlattığını öğreniyoruz: "22 yıl önceki hatıralanmı yok- luyorum. Gözlerimîn önünde şu manzara canlanıyor: Esid tstanbul Darülfûnunu'nun konferans salonundayız. Orada yer- li ve yabancı büyük bir davetli ka- lababğı toplanmıştır. Salonun pen- cereye yakın bir köşesine, geniş bir masa üzerine iri boyda bir sandık büyüklüğünde simsiyah bir alet yer- leştirilmiştir. Üzerinde, yanında yi- ne en iri boydan rrombonlan andı- ran siyah hoparlörler göriiyoruz. tzahatı heyecanla dinliyoruz. Tec- riibeyi heyecanla bekliyoruz. Zira hemen iki adıtn ötesindeki Yüksek Muallim Mektebi'nden müzikli rad- yo neşriyatı yapılacaktır. Hoparlör- İerden cızırtılarla çıkan ses hâlâ ku- laklanmdadır. Bu ilk tecrübede da- ha çok parazit dinlemiştik." Ney lle zeybek şarkısı Aynı konu "tstanbul Radyosu, Anılar/Yaşantılar" adlı kitapta Ay- han Dinçin satırlanyla şöyle aktan- lıyor: "Öğretmen Okulu'nun kimya öğ- retmeni Rüştü Bey (Uzel) başiarın- da olmak üzere birkaç öğrenci de- neme yayını gerçekleştirmek için hazırhk yapmaktadır. Tarih 19 Mart 1923'tür. Henüz cumhuriyet ilan edilmemiş- tir. Öğretmen Okulu'nun bodrumundaar- tık son deneme yapılacaktır. İlk radyo ya- yını davetliler ve basın huzurunda gerçek- leştirilmeye hazırdır..." Bu deneme İstanbul Üniversitesi'nde de dinlenir. Deneme 20 Mart 1923 tarihlı Tev- hid-i Efkâr gazetesinde şöyle yer alır: "Şehrimizde telsiz telefon tecrfibeleri. Berlin, Paris, Moskova'daki konserleri ts- tanbul'dan da dinleyebilecek miyiz? Da- rülmuallinün muallimlerinıizden Rüştü Bey Ük tstanbul Radyosu'nda görev akuılardan bazılan. Arka sıra soldan sağa: Udi Nevres Bey. tamburi Refîk Fersan, AK Rıza ŞengeL Mesut Cemil ve Selâhattin Demircioğfu. Oturanlar soklan sağa: l'di Hayriye Örs, kanımi Vecihe Daryal ve kemençeci Ruşen Ferit Kam. (Fotoğraf: tstanbul Radyosu, Anüar/Yaşanniar adh kitaptan) 26 Kasım 1927 Programı Nâzım ve radyo tutkusu 19.00-Stüdyo MuibH y e f Şevkefza fash 1 9 - 3 0 - E s h a m -Tels,2 JeJefon Musiki Heyetı 20.50 -Anadolu Ajansj haberleri 2100 -Tefaiz Şartalanm d ü d e very üzünun işler ılati da seviyorum ılde ol şarkıla ilk spikeriSaduflaiı GaaEvranoz. bir aydan beri tstanbul halkına dahi Avru- pa'da ve Amerika'da birdenbire fevkalade taammüm eden telsiz telefon hakkında bir fikir verebilmek için tecrübeler yapmakta- dır. Dün Darülmualh'min konferans salonun- da bir nutuk, ney ile çalınan bir zeybek şar- kısı terennümatı. Darülfünun'dan vazıh bir surette dinlenebilmiştir..." Bu denemelerden dört yıl sonra Türkiye, ilk düzenli radyo yayınlarını başlatarak bu ko- nuda dünyanın pek çok ülkesinden önce dav- randı. Oysa dünyada ticari radyo yayınlan başlayalı henüz yedi yıl olmuştur. Aym yılın kasım ayında 1554 metreden Ankara Radyo- su yayına başladı. Ankara Radyosu'nun beş kilovatlık vericisi Babarahmanlar'daydı (Bu- günkü Telsizler). 1927 yılında dünyada 123, Türkiye'de iki radyo istasyonu vardı. Pünyaya açılan pencere Bir zamanlar ülkemızin dünyaya açılan tek penceresi olan İstanbul Radyosu'nun ilk stüd- yosu Sirkeci'deki Büyük Postane'nin üsfün- de, beş kilovatlık vericisi de Eyüp'ün Osma- niye (bugünkü Hasdal) köyündeydi. Radyonun yayınlan Türk Telsiz Te- lefon Anonim Şirketi (TTTAŞ) tara- findan PTT adına yapılıyordu. Şirket bu amaçla 8 Eylül 1926 tanhinde hü- kümetle on yıllık sözleşme imzala- mıştı. İstanbul Radyosu'nun ilk dönem programlan önceleri haftada üç gün- dü ve akşamlan yapılıyordu. Radyo- nun sanatçı kadrosu da keman, klar- net, kanun, ut ve iki okuyucudan olu- şuyordu. TTTAŞ'nin hükümetle im- zaladığı on yıllık sözleşmenin süresi 1936 yılında bitti. Bunun üzerine is- tanbul Radyosu'nun birinci dönem yayınlan sona erdi. Ancak Atatürk'ün 1936 yılında Mec- lis'i açış nutkunda radyo yayınlan ko- nusuna değinmesi ve radyoculuğun devlet eliyle yürütülmesini dilemesi hükümeti harekete geçirdi. Ve aynı yıl bugünkü Ankara Radyosu binası- nın temeli atıldı. Ankara Radyosu cumhuriyetin on beşinci yıldönümün- de, 28 Ekiml938 tarihinde dönemin Nafia Bakanı Aii Çetinkaya'nın ko- nuşmasıyla yayına başladı. Ilrtncl ve üçüncü dönem İstanbul da radyo yayınlan için bü- yük önem taşıyordu. Halk, radyo ya- yınlannın yeniden başlaması yolun- da hükümete baskı yapıyordu. Baskı- lann artması üzerine PTT, eldeki teç- hizatla Beyoğlu Parmakkapı Soka- ğındaki Ambassador Oteli'nın iki katıru kiralar ve 1936da istanbuJ Rad- yosu yeniden yayına geçer. Buradaki yayın 1938 yılına kadar sürer. Ulke lkinci Dünya Savaşı'nın olum- suzluklannı yaşamaktadır ve olup bi- tenden haberdar olmak ıstemektedir. Bu konudaki tek kaynak Ankara Rad- yosu'dur. Yurdun büyük bir bölümü Ankara Radyosu'nu dinlemektedir. Ama bu yayınlar İstanbul'a net ulaş- maz. Bunun üzerine İstanbul Radyo- su üçüncü yayın dönemine başlar. Yer bu kez Galatasaray Postane- si'nin ikinci katıdır. Radyo 1 Haziran 1943'te deneme yaymlanna başlar. istanbul Radyosu'nun üçüncü yayın dönemi, teknik eksikliklerin giderile- memesi sonucu 31 Mart 1944 akşa- mı sona erer. 1945 yılına gelindiğin- de bugünkü istanbul Radyosu'nun te- meli atılır. İstanbul Radyosu ilk deneme ya- yınlannı 4-6 Haziran tarihleri arasın- da Avrupa Güreş Şampiyonası'nda yapar. İlk naklen güreş yayınını Eşref Şefik anlahr. L'ç günlük deneme yayını başanlı ge- çince Basın Yayın Genel Müdürlüğü hazırlık- lannı hızlandırır ve kadrolaşma aşamasına ge- çilir. Radyoya müdür olarak Hasan Refik Er- tuğatarur. 1 Eylül 1949'daresmen deneme ya- yınlanna başlanır ve nihayet 19 Kasım 1949'da düzenli yayınlara geçilir. O gün saat 19.00'da yayın tstiklal Marşı'yla açılır. Spiker Selâhattin Küçük açılışı yapar ve sonra dönemin Cumhurbaşkanı tsmet tnö- nü'nün plağa kaydedilmiş konuşması yayım- lanır. ORTA KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2002 28 Parseller: 4357-4358-4359-4360 Mevkıi: Orta-Elmahk-Çobanovası Davacı Orta ilçesi, Kayılar Köyü ıle müdahil da\acı Malıye Hazınesı'nı izafeten Av. Halide Sandıkçıoğlu tarafından aşağıda kimliklen vazılı bulunan davalılar alevhi- ne mahkememizde görülen kadastro tespıhne ıtıraz da\asmın netıcesınde 29.11.1996 tarih ve 1996'188 karan Yargıtay'ca bozularak, dava yeniden esasa kaydı yapilmakla; Da\alılara bozma ilamma karşı diyeceklenni bildirmelen ıçın (adreslennin tespit edılemedığinden) kendılenne ılan yoluyla teblığ yapılmasma karar verilmiş olmakla adı geçen da\alılann duruşma günü olan 27.06.2002 giinü saat 09.00"da duruşma sa- lonunda hazır bulunmalan veya kendilerini bir vekille temsıl ettirmeleri. duruşmaya gelmedikleri takdırde duruşmarun yokluklannda devam edeceğı ve hiikmün de yok- luklannda venlecegı ılanen teblif olunur. 18.04.2002 Teblığ edilen davalılar: 1- Kamıl Memış. tbrahım oğlu. 2- Mehmet Tanık. Halil oğ- lu, 3- Hasan Tanık. Halil oğlu, 4- Sultan Tanık, Halil kızı. 5- Şerife Taruk, Halıl kızı, 6- Gülsüm Tanık. Halil kızı. 7- Adem Tanık. Halil oğlu. 8- Atıke Dursun, Hüseyin kı- zı, 9- Selım Dursun. Mustafa oğlu. 10- Hamdı Dursun. Mustafa oğlu Çankırı Orta/Elmalık Basın: 26068 ORTA KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2002 23 Parseller: 422 M222-4223-4224 Mevkiı: Orta-Elmahk-Çobanovası Davacı Orta ilçesi. Kayılar Köyü ile müdahil davacı Malıye Hazinesı'ni izafeten Av. Halide Sandıkçıoğlu tarafından aşağıda kımlikleri yazılı bulunan davalılar aleyhı- ne mahkememizde görülen kadastro tespitine itiraz da\asının netıcesinde 22.11.1996 tarih ve 1996/149 karan Yargıtay'ca bozularak. dava yeniden esasa kaydı yapılmakla: Davalılara bozma ilamına karşı diyeceklenni bıldırmeleri için (adreslennin tespit edilemedigınden) kendilenne ılan yoluyla tebliğ yapılmasma karar verilmiş olmakla adı geçen davalılann duruşma günü olan 27.06.2002 günü saat 09.00'da duruşma sa- lonunda hazır bulunmalan veya kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri. duruşmaya gelmedikleri takdirde duruşmanın yokluklannda devam edeceği ve hükmün de yok- luklannda venlecegı ilanen teblığ olunur. 18.04.2002 Tebliğ edilen davalılar: 1- Hatıce Kargulu. Hüseyin kızı. 2- Hasan Hüseyin Kargu- lu, Elmalık KSB, 3- Fatma Kargulu, Alı kızı, 4- Abdullah Kargulu, Kazım oğlu, 5- Gülten Kargulu, Mustafa kızı. 6- Elmas Kargulu. Mustafa kızı, 7 - Emine Kargulu, Mustafa kızı, 8- Hatıce Kargulu. Mustafa kızı, 9- Emıne Kargulu. Mehmet kızı. 10- Satılmış Kargulu, Mustafa oğlu, 11 - Mustafa Kargulu. Ahmet oğlu. 12- lbrahim Kar- gulu, Mustafa oğlu, 13- Mustafa Kargulu. Ahmet oğlu, 14- Fatma Kargulu, Mustafa kızı, 15- Mehmet Kargulu. Ahmet oğlu. Çankın Orta'Elmalık Basın: 26065 KARTAL1.İŞ MAHKEMESİ'NDEN İLAN Esas No: 2001 627 Karar No: 2002 49 Da\acı SSK Başkanlığı tarafından davalı Mehmet Kemal Göğüs aleyhıne mahkememizde açılmış bulu- nan rücuan tazminat davasında: Mahkememızin 2001-627 Esas, 2002 49 Karar 5.3.2002 tanhli karanyla davanın kısmen kabulüyle, Gülfidan için 1.053.797.168.- TL. peşın değe'rin 13.01.2000 onay tarihinden. Hamide için 140.025.164.- TL. peşın değerin 13.01.2000 onay tan- hınden. Engın için 242.118.512 TL. peşın değerın 13.01.2000 onay tanhınden. Ali için 12 471.155.- TL. peşın değenn 13.01.2000 onay tanhinden kadnye ıçın 351.502.703 TL peşin değerin 13.01.2000 onay tan- hınden elzem faizlerı. 60.140.000.- TL. davetıye \e ilan giderinın davacıya vekiline takdir olunan 179.995.000 TL. vekâlet ücreti ıle bırlıkte da\alıdan alınıp davacıva verilmesıne, 3.240.000 TL. başvurma harcı ile 97 195.000- TL. karar harcının davalıdan alınmasına. daır yasa yolu açık olarak davacı vekilının >1izüne karşı. davalının yokluğunda \erilmiş olup. ışbu ilanın yayımından itibaren 7 günlük teblığ müddetı so- nunda işleyecek 8 günlük tebîığ müddeti sonuna kadar davalı Mehmet Kemal Göğüs'ün yasal \ollara baş\ur- masına. başvurmadığı takdirde davalı yönünden kara- rın kesinleşeceğı hususu karar yerıne geçmek üzere ilanen teblig olunur. Basın: 26178 VEFAT Merhum Mehmet Akgünel ile Naciye .AJcgünel'in torunu: merhum Fatma Sabahat Şermet ve Mehmet Limbat'ın torunu, Birce Akgünel'in kardeşi, Mine ve Adnan .AJcgünel'in oğlu, Bıırç Mehmet AkgüneFi kaybettik. Cenazesi, 5 Nisan 2002 pazar günü öğle namazını müteakip Fatıh Camii'nden kaldınlarak Büyükçekmece aile kabristanına demedilecektir. AİLESİ ZEYTİNBURNU SULH HUKUK MAHKEMESİ Esas No: 2001 1406 Karar No: 2002397 Hâkım: Kemal Güzel 20998 Kâtip: Zarif Nalbantoğlu Hüküm Özeti Mahkememıze ait 2001/1406 Esas, 2002/397 Karar sayılı 12.4.2002 tarihli ilamı ıle Belir ve Hemsıle'den olma 2.4.1993 doğumlu Murat Aka vesa>et altına alınarak kendısine 1970 doğumlu Gülızar Aka vası tayın edılmiştır. 12.04.2002 Basın: 26205 FATİH 3. ASIİYE HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN 2000 656 Davacı İstanbul Lnıversıtesı Rektörlüğu tarafuıdan dava- lılar Fatma Sühe>la Onanç, Kadnye Selma Çamer. Nesıbe Süha Karabey mirasçılan Omer Turhan Karabey ve Remzi- ye Semra (Akı Karabev aleyhıne ikame olunan tescil davası- nın açık duru^ması sonunda tstanbul. Bevazıt. Ağa Çeşme Sokak No 10 11 adresınde ikanıet etmekte ıken yapılan zabıta tahkıkatı ve gazete ılanı- na rağmen bulunamayan davalılar Fatma Süheyla Onanç. Kadnye Selma Çamer ve Ömer Turhan Karabey Je Remzı- ye Semra (Ak) Karabe> hakkında Hâkımlıgimızın 19.2.2002 tanh 2000 656 Esas 2002 79 Karar sayılı ılamı ile '•Fatıh, Aqjaemını Mah. 1848 ada, 36 parsel sayılı 33.95 m2 mıktar- lı ve davalılar munM Zeynep Münıre Çamer adına mevcut tapu kajdının ıstımlak kanununun 17 maddesıne ıstınaden ıptalı ıle davacı ıdare adına tescılıne karar verilmiş olup ışbu karann gazete ıle ılanı tanhınden itibaren bir av zarfında ka- rar temyız olunmadığı takdirde karann kesınleştınleceğı hu- susu teblıgat venne kaım olmak ûzere ilanen teblıfi olunur 14 3 2002 ' Basın 26215 PAZAR ORHAN BLRSALI Arabesk ve Kaybedenler Reha Muhtar'ın, beyaz ceketi, kıllı göğsü ve kolyesiyle pek uyumlu olduğu arabesk tartışmasın- da bir taraf sahneyi terk edince, "Ulusalcılar ye- nildi" mi diyeceğız? Yo hayır, sadece. tezlerini yanlış ve genel politi- kalar olarak savunan seçkincı bir grubun, Ateş Hattı'nda, "burası fikir tartışmasından çıktı, şarkılı eğlence meydanına döndü" savı arkasına sakla- narak, "havlu atmasını" seyrettik. 10 parmağında 20 marifet, TRT'den sorumlu, egosu müthiş güçlü, kendi isteklen doğruttusunda yaptınmları daha da güçlü bakanın "arabeski ve oryantali" TRT'de yasaklama girişimı üzerine, doğ- rusu komik ve eglenceli bir hafta geçırdik. Konunun doruk noktası olan Ateş Hattı'ndaki programda da taraflar ılgınçtı. Ferdi Tayfur'un gi- tanyla, Orhan Gencebay'ın telefonla katıldığı, Tat- lıses'li "Arabeskçıler"\n yanında, aynca müzisyen Atilla Özdemiroğlu ve oyuncu Yasemin Alkaya vardı (ve arka planda da halkımız!)... "Arabesk'e karşı" masada da, Esin Afşar, Türk sanat müzikçileri ve üniversrteden ögretim üyelerı bulunuyordu. Bu grubun tezferı sakattı: Arabeske, "Arap etki- lenmesi" olduğu ve "insanlan hüzne sürüklediği" için karşı çıkıyorlardı. "Ulusal kültürümüz, müziği- miz, türkülerimiz, folklorumuz" vardı. Bunlara sa- hip çıkmalıydık. Bizım küttürümüzde arabesk, gö- bek havası, oryantal yoktu! Bunlan içimizden at- malıydık. TRT'nin, devtetin "kurallan" vardı, olması çok doğaldı. Bu kurallann yasaklama getirmesi de normaldı. • • • Bu grubun savunduğu görüşlerin sakat yanı, a) Arabeskin tam karşısında yer alan bale, ope- ra, modern dans, hatta tango, ça-ça, Batı müziği (pop ve klasik) gibi kültürlerin bizım "öz" külturü- müzle ilişkisini, savunduklan görüş açısından izahı- nın zortuğuydu (Zaten karşı değillerdü). b) Kendi kültürümüz ıçinde "sıkışmanın" bizi hangı Orta Asyatık ve ırkçı özümüze götürebileceği konusundaki tartışılmayan yandı. c) "Ulusal kültürümüz"ün tarifi konusundaki sı- kıntı ve tek yanlılıktı. Neydi "Ulusal kültür"? Eğer. Anadoluluksa, orada her şey vardı. Arap etkilen- meleri mi yok Anadoluluk içinde? Güneydoğu ille- rimiz ve yerieşmelerimizden bir kısmını, Arap kö- kenli yurttaşlarımızla birlikte kesip attık, Suriye'ye Irak'a vb. mi verdik de haberimiz yok? Yoksa "Ulusal küttürümüz", yine ortamdan ve 20 marifetli bakandan etkilenen bir başka bakanın söylediği "kına gecesi" mi? Anadolulu olan her şey bizim. Türkiye'nin her bir köşesindeki her şey, Balkanlısından Kafkasyalısına ve Güneydoğulusuna kadar hepsi, kültürumüzün bir öğesı, parçası, rengi, havası, suyu, kokusu. Bizim aydınlarımız fado'ya bayılır; kan, şiddet, kıskançlık, acı kokan flamingoyla titrer durur, bu kültürün piaklannı alır, örneğin radyo programlann- da ıssız ada parçalan olarak çalar, ama arabeske gelince aşağılayıcı tavır alır. Orhan Gencebay. ne kadar derin. gerçekçi, doğ- ru analızlere dayanan geniş bir müzik kültürüne sa- hip! Helal olsun ona.. Zaten kendi müziği içinde de kendini yenileyebilen ve minik devrimler yapabilen bir sanatçı Gencebay. Bütün Anadolu'yu sahiple- nen ve kemanıyla Tatlıses'e "arabesk yol" veren özdemiroğlu'na da hela! olsun. • • • Arabesk müziğın etkinlıği, ülkemizın geniş ço- ğunluğunun ekonomık, sosyal ve kültiirel duru- muyla yakından ilışkıli. Aslında "arabesk etkisi ve derinliği", toplumun "bilimsel değerlendirilmesin- de" de bir "ölçüt", bir "parametre" olarak ele alı- nabilır ve bu yanlış sonuç da olmaz. Toplumun önemli bir kesimi, ekonomik yoksun- luk, işsizlik ve mutsuzluk içinde yaşamını sürdürü- yorsa, bu koşullann, herkesin en yaygın olarak kul- landığı belki de tek sanat olan müzığe yansımama- sı olanaksız. Siz bu kesime, daha üst bir kültürün sanatını zaten iletemezsiniz. Veya hadi "kına gece- si yapalım" zırvalıklanyla da eğleyemezsiniz. Arabeskin hem de Anadolulu bir sentezle yay- gınlaşması Türkiye için doğaldır. Türkiye'nin koşul- lannın sonucudur. Bir kültürü yasaklamak, ucube akıllann eseri ola- bilir ancak. "Yoksulluğu, acı çekmeyi, umutsuzluğu, ağla- mayı, üzülmeyı yasakladım!" der gibı bir ucube ya- ni! • • • TRT'ye gelince... TRT tabii ki yasaklayıcı olamaz. Ancak, kamusal düzenleyıci ve denge gözetici bir işlevi vardır TRTnin... Özel televizyonlann reyting rekabetınin ıçine bü- tünüyle gömülüp duramaz TRT. özel televizyonlar bazen en alt kültürü yaymak için rekabete tutuşa- biliyorlar. Bunu çok sık görüyoruz. Ancak toplumsal denge kurmak ve düzenleyici olmak göreviyle TRT, bu alt kültür kavgası içinde güme giden değerlere, kültürlere, bilimsel gerçek- lere, olgulara daha fazla yer verir ve onlan gözetir. Özetle, Ateş Hattı'nda yanlış veya eksık savunu- lan tezler ve görüşler sahneyi terk etti. Bu tezlerin yanlışlığı da, genel kürtür polttikala- n olarak sunulmasındandı. Halbuki, bütün içinde bir görüş olarak, doğruluk paylan, şüphesiz çok daha yüksektir. [email protected] Krize rağmen haydi tatile! Bodrum Yahkavak'ta 15 Haziran'a kadar denize sıfır, yüzme havuzu 1 kişi yarım pansiyon 17.500.000. Yenilmez Motel Tel: 0252-385 40 55 Tel. Fax: 0252-385 40 13 VEFA LÎSESÎ 130 YAŞINDA 5 Mayıs 2002 Pazar günü saat 13.00'te Boza Günü'nde okulumuzda buluşalım. VEFA LÎSESÎ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear