01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
NJSAN 2002 SALI CUMHURİYET SAYFA ekonomi(acumhuriyet.com.tr 11 Bahkçıya AB vtzesi • AMCARA(ANKA)- ABGenei Sekreterliğı'nce oluşturulan balıkçılık çalışma grubu, Türkiye orijinJi balıkçıJık ürünlerinin AB'ye ihracatında üye ülkeJer tarafindan özel koşullar aranmasını önledı. Avrupa Komisyonu karanyla Türkiye, balıkçılık ürünlennin ithalatına ılışkin birinci listedeyeraldı. Buna göre, Türkiye orijinli balıkçılık ürünJerinin AB'y e ihracatında üye ülkeîer tarafindan özel koşullar istenmeyecek. Su uriinJeri tesislerinin listesinin yayunlanmasıyla bu tesisler AB tarafindan da onaylanarak tanınacak. Rezerv harekâtı • Ekonomi Servisi - Merkez Bankası (MB) hafîada bir defa yaptığı 4 hafia vadelı Türk Lirası döviz alım ihalelerinin miktannı 100 trilyon liraJan 250 trilyona çıkardı. MB artık ihalelerde teklif geloemesi halinde ise ihabye çıkılan miktarlan 1 scoraki gûne aktararak hedeflediği rutarlan yakılamaya çalışacak. Kafteye19aday • Ekonomi Servisi - KaDer tarafindan verilen Ulual Kalite Ödülleri'ne bu yl, kamu kategorisinde 9, sıvil toplam kuruluşlan kategorisinde 3, işletme kategorisinde 7 olmak iizer; toplam 19 kuruluş ada? oldu. KalDer taraindan yapılan açıkamaya göre, Iflusal Kalre Ödülleri'ne bu yıl ada} olan bazı kuruluşlar şöyl;: "Kocaeli Sanayi Odan, Milli Eğitim Bakaıhğı Eğitim Arasırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı, Kadköy Anadolu Lisesi, Boğıziçi Üniversitesi Mezonlar Derneği (BtMED), Bosch San. Tic. ^Ş" ÖİEnin yeni bajkanı Bozkurt • AVKARA (AA) - Uğur Bayî'dan boşalan Öze^eştirme tdaresi BaşLmlığı'na (ÖÎB) Enen Piyasası Diisıleme Kurulu üyesi Turgrt Bozkurt'un getirimesine yönelik karaname Başbakanlığa göncrildi. Yakeköğrenirnini Orta Dogı Teknik Üniversitesi îdarlimler Fakültesi'nde yapa ve San Diego State UrthTsity tş İdaresı Faküesi'nde pazarlama ve isrtme alanında eğitim göre Bozkurt, halen Ener Piyasası DiLzaleme Kurulu üyela görevinde bulımyor. Kunm • .AKARA (ANK\) - Telemünikasyon sekrt T inü düzenlemek ve denesmekle göreendirilen Teleımünikasyon Kurju'nun faaliyette oldTEi 2 yılhk dönemde ;ıks:gı kritik iüzeemelerin neredeyse amaıa. sektörde faaliyet îös-trn aktörlerce ^arje"! götürüldü. Düzatemelerle ilgili )larapeş peşe açılan lav-£,j kurumun etkin bir e ve denetleme ; yerine ;etiresini olanaksız hale ;etir Liberal ekonomi kurallarına bile ters bir anlayışla THY'nin yer hizmeti vermesi engellendi Sırurtanımaz özelleştirme• Yaklaşıkl.5yıl önce, tam da özelleştirme hazırlıklan sürerken zarar eden kuruluş olarak tanıtılan THY'nin, yer hizmetleri ruhsatının iade edileceği açıklandı. Ekonomi Servisi - Kriz yılı 1994'ten ortalama bir yıl önce- sinekadar, en fazla dö\iz girdi- si sağlayan kurum özelliğiyle Türkiye'nin "attmyunuırtiayan tavuğu" THY üzerine oynanan oyunlann sonu gelmiyor. Özel- leştırmenin ileri gelen savunu- culanndan eski Özelleştirme îdaresi Başkanı Uğur Bayar'ın bile yerhizmeti yapması "özeJ- lestirmeninruhunaavtan değfl" dediğı THY'nin A grubu yer hizmetleri ruhsatının iadesi İco- nusunda karar aldığı açıklandı. Özelleştirme Yüksek Kuru- lu'nun (ÖYK) yasalara da aykı- HAVA-İŞ SENDtKASI VE KİGEM DAVA AÇACAK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Hava Yollan'nın (THY), yer hizmetleri alanında faaliyette bulunmasını engelleyen özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) karan, iptal istemiyle yargıya götürülüyor. Hava-Iş Sendikası ve KÎGEM, 120 milyon dolarlık yılJık ciroya sahip olan yer hizmetleri pazanndan THY'nin çekilmesine neden olan bu karann iptalini isteyecek. ÖYK karannın, "THY'nin yer hizmetleri faalryetinde bulunmak üzere ITaştırma Bakanhğrndan almış olduğu ruhsat çerçevesinde yürütmeyi öngördüğü çahşmalann ÖzeBeştirme fefeefesine ayJan" olduğu ifadesiyle hukuki dayanağının olmadığına dikkat çekiliyor. Hava-lş Genel Merkez Yönerim Kurulu, KlGEM'le birlikte THY'nin A tipi ruhsatıru hükümsüz kılmaya yönelik karannın yürütmesinin durdurulması ve iptal istemiyle dava açacaklanru bildirdi. n dayatmalannın peşinden alı- nan bu karar, yer hizmeti veren özel sektörfirmalan HAVAŞ ve taşeronu Çelebi için "kârmkat- lanmasL THY için ise miryon- larca dolarhk zarar" anlamına geliyor. "özefleştirmenin feJsefesine'' aykın olduğu gerekçesiyle yer hizmeti vermemesi gerektiği ÖYK'de karara bağlanan THY, uçak yükleme-boşaltma işleri- ni Çelebi'den almak üzere Ulaştırma Bakanlığı'na başvu- rarak yaklaşık 3.5 milyon dola- n peşin olmak üzere, 14.5 mil- yon dolar karşıhğında A sınıfi yerhizmetleri ruhsatı aldı. An- cak, ÖYK karşı çıktı. Olumsuz karannı Bayar'ı da suçlayarak kamuoyuna açıklayan ÖYK'nin bu yaklaşımı îstan- bul Ticaret Odası'nın "en faz- la döviz girdisi sağlayan kuru- luşlar'' sıralamasında yılda en az 800 milyon dolarla birinci sırada yer alan THY'nin "bffle büeçökerulmesi" anlamına ge- liyor. Çünkü THY'ye yer hiz- meti venlmesi izni verilseydi; kurum hem Atatürk Havalima- nı'nda HAVAŞ ve Çelebi tara- findan, "sözJeşmeli, gelip geçtci işçflerle, yannı düşünmeyen ka- iitesiz hizmete miKonJarca do- lar" aktarmaktan kurtulacak hem de yabancı havayollanyla "hizmet takası" yaparak yurt- dışmda yine milyonlarca dolar yer hizmeti parası ödemekten kurtulacaktı. Üstelik Türki- ye'deki maliyet daha düşük ol- dugu için THY'nin örneğin Lufüıansa'yla yapacağı bir hiz- met takası anlaşması kurumun kânnı kat kat arttıracaktı. llk oyun değiL. Yer hizmeti ruhsatının iptali, 1990 yılından bu yana özelleş- tirmekapsamında olan ve çeşit- li yöntemlerle sürekli "bile bile zarara uğraolan" THY'de oy- nanan oyunlann ilki değil. THY'de son 10 yılda yaşanan- lar ve kurumun performansını yansıtan göstergeler incelendi- ğinde özelleştirme öncesi uy- gulanan "ucuzlafma operasyo- nu" net biçimde ortaya çıkıyor. llk olarak 1999 yılında zarar etmeye başladığı açıklanan THY'nin aynı yıl toplam 217 triryon 400 milyar lira yatınm gerçekleşrirdigi ise kamuoyun- dan saklandı. Satılmak istenir- ken trilyonluk yatınmı göz ardı edilerek mali durumu "70 tril- yonKra zarar" olarak açıklanan THY, takip eden dönemlerde de trilyonlarca liralık amortisman ayniarak zararda gösterildı. Sahte fatura kullandığı iddia edilen 372 inşaatçıdan 363'ü kamudan ihale alan müteahhitler İnşaatnaylonfaturaya teslim• 1250 dava dosyası üzerinde yapılan araştırmaya göre, sahte fatura kullanırnınm yüzde 29.7'si inşaat, yüzde 17.1 'si tekstil, yüzde 11.2'si akaryakıt, yüzde 10.7'i sağlık, yüzde 10. 3'ü ihracat sektöründe. BANUSALMAN ANKARA -Yardımcı Doç. Dr. Faruk Güç- lü'nün, ağır ceza, asliye ceza ve Yargıtay'a ula- şan 1250 sahte fatura kullanımına ilişkin dos- yalara yönelik inceleme- sinde çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Çalışmada, sahte fatura kullanımı- mn yüzde 29.7'sinin in- şaat, yüzde 17.1 'inin tekstil, yüzde 11.2'sinin akaryakıt, yüzde 10.7'si- nin sağlık, yüzde 10.3 'ünün ihracat sektö- ründe olduğu saptandı, tzzet Baysal Üniversite- si Iktisadi Idari Bilimler Fakültesi Öğretim Üye- si Yardımcı Doçent Güçlü, kasıtın cezalan- dırmalarda asli unsur ol- duğunu vurgularken, Vergi Usul Yasası'nda naylon fatura kullanımı- na ilişkin suç tanımında "bilerek" sözcüğünün çıkartılmasuıı teknik ha- ta olarak yorumladı. Güçlü. "Bu teknik hata; sahtecüıği ve devieti do- landırmayı meslek hali- ne getirenlerin sanldığı dayanak olmaktan çıka- ntanah"dedi. Güçlü'nün 1250 dava dosyası üzerinde yaptığı incelemeler sonucunda çıkanmlan şöyle: ^ Yasayla tanımlanan sahte fatura kavramına uygun olarak açılan da- valann 375'i sahte fatu- ra düzenleyenlere, 875'i sahte fatura kullananlara ilişkin. • Sahte fatura kullan- dığı iddia edilen 372 in- şaatçının 363'ünün ka- mudan ihale alan müte- ahhitlerdir. • ihracat sektörü ve ihracatla uğraşan tekstil sektörü, ihracat teşvikle- ri ve KDV iadesi nede- niyle yaygın sahte fatu- ra kullanılan bir sektör haline gehniştir. ^ Akaryakıt bayileri- nin çok önemli bölümü sahte fatura kullanmak fiilinden sanık duru- mundadır. • Sağlık malzemesi alım-satımı yapan medi- kalciler ve eczanelerin de başı sahte fatura dü- zenlemek fiili nedeniyle ağnmaktadır. Özellikle SSK,Bağ-KurveEmek- li Sandığı'na düzenle- nen sahte faturalardan incelememize konu olan kısmın tutan 500 trilyon lira dolayındadır. • Hurdacıhk sektörü- nün neredeyse yüzde 80'i sahte fatura üzerine işlem yapmaktadır. Işçiler yürüdü Konya'daki Köy Hizmetleri BöJge Müdürlüğü'nün çaiışanJan, kurumun kapatüması karannı protesto için skıganlar esliğinde yürüdûler ve ardmdan "depresyon" şikâyeti ile viziteve çıkülar. Köy Hizmederi fa Müdüriüğü önünde bir araya gelen Köy Hizmetleri Bölge ve fl Müdürhığü çalışanlan, sendika temsilcfleri ve kendOerine destek veren KarayoDan Bölge Müdüriüğü çahşanlan, Ankara Caddesi'ni trafıge kapatarak yüriiyüş düzenledfler. Pofisin geniş güvenBk önlemi ve uyansı ile caddenin bir şeridini trafığe açan eyiemciler, "Konya Bölge Müdürhığü kapaölamaz", "IMF defol" sloganlan atarak yaklaşık 3 kflometre yürüdûler. Alkışiar eşfiğinde SSK ZindankaJe Dispanseri önüne gelen eylemcfler, burada "depres\t)n" şikâyetrvle toplu olarak viateye çıknlar. Sendikacdar, bu karardan vazgeçilene kadar eylemlerini sürdüreceklerini, gereldrse Ankara'ya kadar yüriiyüş düzenleyeceklerini ifade eöüer. (Fotoğraf: AA) ÎŞÇİMNEVRENÎNDEN ŞÜKRAN SONER Düpüst Türkiye Uzun zamandır değişik görüşlerin, reyting uğruna horoz dövüşü havasında, polemikten uzak tartışıldı- ğı birtoplantı izleyememiştim. Sahibinin sesi medya- da ya çıkariar sınırlan içinde tek sesli, tek yanlı beyin yıkanıyor ya da demokratik göriintü için, gerçekleri, değişik çözüm yollarını yansıtma amacından çok uzak, kitlelerin kafasını daha çok kanştırmaktan, boş öfke boşaltmaktan başka işe yaramayan kısır tartış- malı, bol gürültülü oturumlar düzenleniyor. Ege-Koop'un "Dürüst Türkiye" genel başlığı altın- da "Siyasette Değişen Dengeler", "Ekonomide Ara- yışlar","Avrupa BitiiğiSöreci", "Medya ve Siyaset" alt başlıklan ile düzenlenen toplantıstnda, değişik gö- rüşlerin polemik seven, vitrine oynayan taraflanndan çok dürüstlerinin seçilmesine özen gösterilince, izle- yebilenler farklı pencerelerden önemli bilgilere, ger- çeklere ulaştılar. Sağda ve solda oy oranlan yüzde onlarda dolaşan, seçmenleri ile güven bunalımına düşmüş siyasi par- tilere alternatif yeni oluşumlann ya da lider değişim- lerinin gündemde oldugu şu günlerde siyasette de- ğişen dengelere gerçekçi bakıldığında ortaya çıkan tablo, vitrinlerde görülenden çok başka. Değişim ara- yışlannın kilitlenen, kirlenen, seçmeni ile güven bu- nalımı yaşayan siyasetin çıkmazından kaynaklandt- ğmda herkes buluşuyor. Gelin görün ki gerek yeni olu- şumlar ve gerekse yeni pazarlanan liderierie yapılmak istenenler ağırlıklı bir vitrin süslemeyi geçemiyor. Herşeyden önce programlar, siyasal yapılanma il- kesel ve örgütsel anlamda baştan sona degişmeden, aynı yapılanmaya yeni isimler ister parti ister kadro olarak gelsin.. bir şeyleri değiştiremeyeceği ortaya çıkıyor. Türkiye'de siyasetin çıkmazı, ne öyle iki ka- demeli seçimte ne de kimi yasa düzenlemeleri ile aşı- lacak gibi değil. Ekonomik arayışlarda, kriz nedenleri ve çıkış yolla- n tartışılırken gündeme getirilenler ağırlıklı çıkargrup- larının çıkartan çerçevesinde kalmış bulunuyor. Kriz nedenleri tartışılırken, ortak sorumluluğu bir diğerine atmak yaklaşımlan ağır basarken, elbette krizden çı- kış reçeteleri de önceliklerin kendi çıkarlan doğrultu- sunda olması yolunda veriliyor. Türkiye'nın medyatik gündeminde, 12 Eylül sonrası birbirinin devamı olan, küreselleşmeci, tek yanlı açılma politikalannın, öza- lizm ile gelişen anlayışlann, düzenin sorgulanması yok. Oysa Türkiye'nin tarihinde yaşanan en derin ve en uzun süreli ekonomik krizin, birbirine eklenen olum- suz halkalarla oluştuğunu, krizden zarar gören bir gruba öncelik veren reçetelerie asla işin içinden çıkı- lamayacağını görmek gerekiyor. En önemlisi de kri- zin odağındaki işsizlik ve yoksullaşma sorunlannın çözümüne öncelik verilmeden öngörülen tüm kurtu- luş reçetelerinin, kurtuluşu getirmekten çok uzak ka- lacağı atlanıyor. Türkiye'de vitrinlerde Avrupa Biriiği süreci de, AB'den yana ya da karşısında olmak kısıriığında tar- tışılıyor. Oysa Türkiye'nin en büyük sorunu galiba ül- ke olarak kendi geleceğine yönelik kendi gelişme he- deflerinin çizilememesi. AB üyeliği, ülkenin gelmek, yakalamak ıstediği gelişme düzeyinin, olsaolsabiralt diliminde yer aJacak amaçlardan biri olabilir. Türkiye ancak böyle bir durumda AB üyeliğine alınmazsa içi- ne düşebileceği boşluktan kurtulabilir. Çizdiği geliş- me, demokratikleşme açılımlan ile sağlıklı ayakta du- rabilir. AB'nin üyelik koşullannın dayatma olmaması, AB- Türkiye ilişkilerinin karşılıksız bir aşk ya da Türkiye çı- karianna aykın gelişmemesi de, Türkiye'nin açılımla- nnın "AB üyeliğiuğrunazorunlu"çerçevesinde kal- mamasına, bu ülkenin, yaşayanlannın çıkartan ölçü- leriyle olmasına bağlı. Türkiye, medya ve siyasetin birbirini olumsuz etki- lemesi ve kirletmesinin bedelini ağırödüyor. Zaten ya- pılan araştırmalar da halkın medyaya ve siyasete yi- tirdiği güveni ortaya koyuyor. Siyasi variığını medya desteğine bağlamış siyasi yapılanma, siyaset üzerin- deki ağıriığını holding çıkarianna kullanan medya Tür- kiye'de yaşanan krizi, toplumsal kirlenmeyi besleyen olumsuz olgular. Medyada kuralsız çalıştırma gazetecilik mesleğinin kirlenmesine, gazetecinin özlük ve kimlik haklannın korunamaması ile birlikte toplumun doğru bilgilenme hakkının gasp edilmesineyol açmaktadır. Medya hol- dinglerinin tekel ve monopol yapılanmalannı daha da güçlendirecek, haksız rekabet ve kirli ticaret ilişkile- rini daha da pekiştirecek yeni RTÜK yasasında dire- tilmesi, siyasilerin medya patronlarına teslim olmuş- luğunun tipik bir göstergesidir. Toplum; gerçeklersaklandığı, herşeysansüriendi- ği için olup biteni öğrenmekten, çıkarlanndan yana tepki vermekten bile uzak. örgütsüz kalmaktadır. Si- yasetin sağlıklı bir yapıya kavuşmasının olmazsa ol- maz koşulu, medya tekellerinin şantajından kurtulma- sıdır. özgür, toplumun bilgilenme hakkına saygılı, sağ- lıklı bir medya yapılanması da ancak varlık nedeni, ana işlevi gazetecilik olan, gazeteciliğin holding çıkarian- na kullanılmadığı bir durumda geçerii olabilir. [email protected] Borsa şirketlerinin esas faaliyetlerinden elde ettikleri kârlar yüzde 60 azaldı Üretmeden, satmadan kârEkonomi Servisi - Yeni yılın ilk çeyreğini kârla ka- patarak krizin etkilerini üstünden atmış gıbi görü- nen borsa şirketleri, geçen bir yılı bir yandan eriyen özsermayelerini yerine koymaya uğraşarak, diğer yandan da üretimi, satışı birkenara bırakıp kur fark- lanndan doğan zararlanm kapatmaya çalışarak geçir- di. tç talep yetersizliği ne- deniyle üretimini yeterli düzeyde arthramayan bir- çok şirket, stoklanyla sı- mrlı satışlarla yetinmek zorunda kaldı. fstanbul Menkul Kıymetler Borsa- sı'nda işlem gören ve bi- lançolanm açıklayan 206 şirketin, 2002'nin ilk 3 ayındaki toplam kân, TL değerlenince 522 milyon dolar (711 trilyon lira) net kâra ulaştı. Ancak şirketle- rin esas faaliyetlerinden et- riklen kâr, 610 milyon do- lardan 240 milyon dolara düştü. Böylece 2002'nin ilk üç ayında da bir türlü üretim faalivetlerine hareket ka- tamayan şirketlerin esas faaliyetlerinden ettikleri kârlar yüzde 60 oranında gerilemiş oldu. Toplam sa- tış miktarlan dolar bazm- da yüzde 14 oranında ge- rileyerek 6.8 milyar dola- ra düşerken söz konusu TL değerlendi kârlar arttı 206 şirketin TL bazında satışlan yüzde 48'lik artış- la 9.2 katrilyon liraya yük- seldi. Sermayeleri üzerindeki krizin etkilerini silmeye çalışan 206 şirketin toplam özsermayeleri ise dolarba- zında yüzde 24 oranında artarak 6.4 milyar dolara yükselirken TL bazında yüzde 57 oranında artan özsermayeler 8.7 katrilyon liraya çıktı. Bilançolannı açıklayan 206 şirketin toplam aktif- leri ise geçen yılın ilk üç ayına oranla yüzde 43 ar- tışla 20.3 katrilyon liraya ulaştı. Önde gelen hol- dingler de 2002'nin ilk çeyreğini kârla kapattı. Koç Holding yılın ilk 3 ayında 10.2 trilyon, Saban- cı Holding 16.9 trilyon li- ra net kâr açıkladı. <DDK YÖNETtMKURULU ÜYESİKEMAL ÇEVİK: Niyetmektubu benibağlamaz OLCAYBÜYÜKTAŞ MARMARtS - Iki gündür işverenler tarafindan Istanbul Yaklaşımı 'nm yaşama geçme- mesi konusunda bilgisizlik ve beceriksizlikle suçlanan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kemal Çevik. "EVIF'yeverikn niyetmekrup- lannda Merkez Bankası'nın inızası var. Belli müzakereler yapılmadan mektupohışturul- maz. Niyet mektubu beni bağ- lamaz. Ben EMF'nin müstem- leke menıunı değüin)" dedi. Bağımsız idari otoritelerin Türkiye'de çok yeni olduğu- nu, ancak bunlann gerçekten bağımsızhklannı koruyarak faaliyetlerini sürdürmesi ge- rektiğini dile getiren Çelik, "Özerklik hiçbir siyasi kuru- hıştan ya da herhangi bir bas- kıolmadan kendi karar organ- laruun verdiği karar doğrultu- sunda hareket ermesi demek- tir" dedi. Bu doğrulruda ban- kalarla ilgili her türlü tasarruf yetkisinin BDDK'de olduğu- nu ve BDDK yerine bir başka- sının herhangi bir taahhütte bulunamayacağını vurgulayan Çevik, bu taahhüdün niyet mektubunda olsa bile, kuru- mun karannın alınmasının ve kurumu temsilen de başkanı- nın imzasının zorunlu oldugu- nu savundu. ERDEMİR'den Cebze'ye yatırım Ekonomi Servisi - Ereğli Demir ve Çelik Fabrikalan TAŞ'nin (ERDEMtR), yas- sı çefik ürün kullanıcılan- nın yoğunlaşan taleplerini karşılayabibnek üzere kur- duğu, yıüık 150 bin ton ka- pasiteli Çelik Servis Merke- zi, Gebze Organize Sanayi Bölgesi'nde inşa edildi. Toplam 30 bin 440metreka- relik alanda, yaklaşık 10 bin metrekare kapalı alana ku- rulan tesiste özellikle beyaz eşya, otomoriv, makine ima- lat sektörlerinin ihtiyacı olan özel boyutlandınlmış dekape, soğuk haddelenmiş ve galvenizlenmiş saca, es- nek ve isteğe uygun olarak kenar kesme, boy kesme ve dilme işlemleri uygulanı- yor. Müşterilerinin spesifik özelliklerde ihtiyaç duydu- ğu ürünleri yüksek kah'tede, küçük tonajlarda ve zama- nmda temin edebilecekleri, teknik destek ve satış sonra- sı servis hizmeti alabilecek- Ieri ERDEMİR Çelik Ser- visleri dün hizmete açıldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear