Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
A ŞUBAT 2002 PERŞEMBE
-f
CUMHURİYET SAYFA
UYGARLIK DORUGU
Harun Yahya kitaplarını dağıtanlar, 'Bunlam Türk hükümetisponsor oldu' dediler
AdnanHocapropagandasıNtLGÜN CERRAHOĞLU
Bize nasıl sokulduğunu, yolumu-
zu nasıl kestiğini fark etmedik bile.
Burnumuzun önüne uzatılmış iki ki-
tap gördük yalnızca. Ve üzerlerinde-
ki imzayı: Harun Yahya...
Kitaplan bumumuza dayanan adam
yılışık bir gülümseme ve kötü bir tn-
gilizceyle sonra şunları söyledi:
"Bu kitaplar Türk hükümetinin
sponsoriuğuyla hazırlanmaktadır.
Bakm_ Size de vereHm_."
Avrupa ve Islam dünyasının dışiş-
leri bakanlannı bir araya getiren *uy-
gartiklar buhışması" förumunun ya-
pıldığı Çırağan Sarayı'ndayız.
"Le Monde" gazetesi muhabiri M-
cole Pbpe ve "Economisfin muha-
biri Amberin Zaman ile birlikte Çı-
rağan'ın otel kısmından AB-ÎKÖ pa-
neüerinin yapıldığı saray bölümüne
yürüyoruz. Ötelle sarayı birleştiren
koridorun üzerinde beklenmedik bir
anda karşımıza çıkan Adnan Hoca-
cılann bu yalan propagandası karşı-
stnda buz kestik.
tngilizce konuştuğumuz için bizi
yabancı delegasyonlara mensup bir
v e
dışişleri bakanlan îstanbul'da ilk kez bir araya
geliyor. 'Modern, laik, demokratik' Türkiye bu platformda, bir
'model olma' özelliğini sergilemeye çalışıyor. 'Türk hükümeti
arkamızda' palavrasıyla yabancılara yanaşmaya çalışan Adnan
Hocacılar bunu sabote etmeye çalışıyor. Ellerinde 'Danvin teorisini'
reddeden kitaplann promosyonunu yapıyorlar.
grup sanan şahıs. takma adı Harun
Yahya olan Adnan Hoca'run kitap-
lannı gözümüze baka baka, "Türk
hükümetinin sponsorhığunu yapoğı
kitaplar!" diye takdim ediyordu.
Bu toplantı hiç yeri olmasa da ha-
di diyelim... en abuğundan en uçu-
ğuna.. hertürkitap, broşiir dağıtımı;
propaganda faaliyeti demokratik öz-
gürlükler kapsamına girsin... Ama
bu yalan neyin nesi: "Türk hükü-
metinin desteği?.." Çırağan koridor-
lannda elinde iki kitapla dolaşan
adam belli ki yalnız değil.
Güvenliğin kuş uçurtmadığı sa-
lonlara Adnan Hocacılar nasıl gire-
bildi? Bu forumu kendilerine niye
hedef seçtiler?
Düşünebiliyor musunuz? AB ve
ÜCÖ ülkeleri dışişleri bakanlan tstan-
bul 'da ilk kez bir araya geliyor. "Mo-
dern, laik, demokratik" Türkiye bu
platformda, bir "model ohna" özel-
İiğioi, iki dünya arasında "köprü oJ-
ma" özelliğini dünya âleme sergile-
meye çalışıyor. Toplantının amacı,
temeli, varlık nedeni bu. Her şey bu-
nun için yapılıyor. "Türk hükümeti
arkamızda'' palavrasıyla yabancıla-
ra yanaşmaya çalışan Adnan Hoca-
cılar bunu sabote etmeye çalışıyor. Çı-
rağan Sarayı koridoriannda, ellerin-
de "Danvin teorisini" reddeden ki-
taplann promosyonunu yapıyorlar.
Lobi yapmaya kalkışıyorlar...
"Adnan Hoca şoku" dışında AB-
tKÖ forumu birçok açıdan çok ba-
şanhydı. Böyle bir forumun Îstan-
bul'da yapılrnası, 44 dışişleri baka-
ru, 73 ülke temsilcisinin Türkiye'nin
"uygarhk buhışması" davetine koşa
koşa gelmeleri, hiçbir konuda bir-
birlerine girmeden. kavga etmeden
"tstanbul ruhu" içinde konuşmala-
n, buluşmalan; "diyalog" çağnsın-
da bulunmalan, bunlar gurur verici,
hoş... Bu "organizasyonun" kısa sü-
re içinde eksiksiz denebilecek başa-
nyla kotanlması, gerçekleştirilmesi
de kıvanç verici gerçekten.
Ormandakl bülbül
"HABrTAT" zirvesinde olduğu
gibi sokaklan, yollan kesen bir po-
lis devleti görünümü yaratmaksızın
bu kadar çok sayıda VTP'nin güven-
liğinin sağlanabilmesi; konuşmala-
nn ardından metinlerin son sürat ba-
sın merkezıne yetiştirilmesi de gece-
sini gündüzüne katarak çalışan Türk
diplomatlannın ve güvenlik güçleri-
nin küçümsenmeyecek başansı...
Ancak göriinen o ki Istanbul do-
ruğu dışanya "gerçek bir 'event'
(olay)" olarak yansıtılamadı. BBC
ve CNN gibi global köyün haber ka-
nallannın "primetime" haberleri Is-
tanbul'daki uygarlık buluşması üze-
rinde değil; Müoşeviçduruşması, EN-
RON, Pakistan'da kaçınlan gazeteci
Daniel Pearl üzerine odaklaşmıştı.
BBC'nin Tım Sebastian'ı, CNN'in
Christian Amanpour u çapında star
gazeteciler yoktu Istanbul'da.
Amerikalılann deyimiyle "event
yaratmak", "event" (yani olayı) ya-
şamak ve bunu kahhmcılara yaşat-
maktan ibaret değil oysa ki. "Event
yaratmak" dünyanın gerisiyle -ola-
bilecek en gürültülü bıçimde- irribat
kurmaktan geçiyor. Dünyannı geri-
sine "olayı", -ses getiren biçimde-
yansıtmak demek oluyor. "tstanbul
ruhunu" sağır sultana duyurmak, -
tabiri caizse- "satmak" anlamına ge-
liyor...
Türkiye'nin halkla ilişkiler guru-
su Betül Mardin'in dediği gibi çün-
kü: "Ormanda bülbülötmüşve kün-
se duymamışsa, bülbül ötmemiş
savıhvor!"
GÖRÜŞ
Uygarlıklar
diyaloğuna
temel engel
Prof. Dr. TÜRKKAYA ATAÖV
Istanbul'daki "uygarlıklar buhışmasTnın başanlı bir
diyalog olması temennilerine kuşkusuz katılıyorum.
Ancak görüntünün arkasındaki dinamikkri de
araştırmaya ve kalıcı diyaloğa neyin engel olabileceğine
ilişkin doğru saptamalar yapmaya çalışmak da
görevimiz. Amerikan-Sovyet gerginlıği sona erdiğinden
bu yana. 'Soğuk Savaş'ı ideoloji ve güç mücadelesi
düzeylerinde (kendilenne göre) zaferle kapayanlann,
yeryüzûnü denetimleri altına almak için yeni çatışma
teorileri ûrettiklerini bilmemiz gerek. Şimdiki ABD
BaşkanıG.VV.Bush'unbabasının 1991 Körfez
Savaşı'yla birlikte "\eni Dünya DüzenT dediği
kavramın hemen ardından "Uygarlıklar ÇabşmasT
ortaya atılmıştı. Önce (sonunda bir soru işareti olan)
makalesi, sonra da (soru işareti kalkmış) kitabıyla bu
kavrama S. P. Huntington sahip çıktıysa da kelimeleri ilk
kullanan (Istanbul toplantısındaki) Bernard Lewis'di.
Ancak Huntington kendi kullanımına şu boyutu kattı:
1990 sonrasında ayakta kalan ideolojiyi ve onun
simgelediğı çtkarlan meşrulaştırmahedefı. Soğuk
Savaş'm eski şahinleri bu kavrama sımsıkı yapışırken
Üçüncü Dünya da, tslami kesim başta olmak üzere,
Batı'ya biraz daha yabancılaştı. Amerika'nın başını
çektiği Batı yeni bir "düşman"dan apaçık söz ediyordu.
KapitaİLzmın ıdeolojik hasmının yerine, bu kez. etnik ve
kültürel bir başkası konmaktaydı. Komünizmın yerini
başka bir değer sistemi alacaktı. Bu farklı yaşam
biçiminin içinde dinin özel bir yeri vardı. Kapitalizmin
kendi ise "fiberal demokrasi" ile karmaşık biçimde
herkesin kabul etmesı gereken bir "uygarhk" düzeyine
yüceliyordu. Sanki Batı kültür binkimi özene bezene ve
tarihin son aşaması olarak kapitalizmi yaratmıştı. Bu
"uygurfağuı" en seçkin karar verici si de herhalde 'oğul
Bush' olmalı. Bu görünümün ardında ise çok önemli
ekonomik çıkarlar var. Ashnda söz konusu olan.
ekonomik çıkarlar çatışması. İstanbul'dakı toplantıda
bunun altı çizilmezse. kanımca, kalıcı bir adım atılmış
olmaz. "Uygarhklar Çaüşmasr tezi sömürgeciliğin ve
emperyalizmin postmodern bir aşamasıdır; eski bir
hegemonyanın ıdeolojik değil ama uygarlık sözcüğüne
oturtulan yeni bir Haçlı Seferi'dir. Temelınde Batı'nm
ekonomik ayncalıklannın genişlerilmesi vardır. Bunun
saldırgan biçimde meşrulaşması için "uygarhk
farkhhğı'' öne sürülmüştür. Varlıklı uluslarla yoksullar
arasındaki uçunım bir yandan çığ gibi büyürken vahşı
bir ekonomik çıkar gerginlıği balon gibi şişırilerek
"Uygarhklar Çanşması" katına çıkanlmışnr. Malezyalı
siyasal bilimci C. Muzaffer buna "askeri harcamalan
Soğuk Savaş sonrasında da artürmak için uyduruhnuş
birefeane" diyor. Bush'un Saddam rejımine karşı
oluşunun temelınde petrolü Irak'tan. Suudi
Arabistan'dan sağladığı gibi alamayışı yok mu'1
Sanki
Batı'nm uygarlığı tehlikede ve onu yabancı kültürlere.
yani Müslümanlık ve Konfüçyüs inançlanna karşı
korumak zorunda. Edward Said'in yaptığı " oryantafist"
tanımına uyan kişıler Doğu'yu dünyadaki istikrann
kanseri gibi gören görüşe koşarak katıldılar. El-Ahram
yazan O. Abdel-LanTın dediği gibi. "Ban kendinden
olmayana karşı" Usamebin Ladin'in yandaşlannı
çoğaltan, Batı'nm bu yaklaşımıydı. Oysa masum
Batı'nm kapitalist uygarlıgınm kültürel tehdıtler altında
olduğu sa\-unması tek-kutuplu dengesizliği ancak
pekiştirir. yeni Bin Ladin'ler, gerginlikler ve çatışmalar
yaratır. Temel engel bu da çözüm yok mu° Bir
uygarlığın olgunluk ölçüsü başka uygarlığa
hoşgörüsüdür. Diyaioğun önündeki en büyük engele
doğru tanı konmaz ve diyalog için karşılıklı kabullenme
gerçekleşmezse. dünyayı büyük bir tehlike pusuda
bekliyor: Ne olduğunu iyi bildiğimiz kuv\et politikasma
bir de "uygarhk" boyutu eklemek ve ekonomik çıkara
"metanak" anlamlar da katmak. Böyle bir karşı karşıya
gelişte kitlesel yıkıma neden olacak çekirdekli silahlar
da söz konusu. Görevimiz kamuoyunu oyalamamak ve
doğruyu söylemek. Benim on yıl öncesinden bu yana
yurtdışında katıldığım toplantılarda, konunun birçok
altbaşlıklanna da ek olarak. asıl (1) kültürel tehdit
savırun gerisinde maskelenmış ama salt ekonomik
çıkarlar ve (2) her uygarlığın gelişmesinin vazgeçilmez
koşulunun karşıhkh hoşgörü olduğunu belirledik. Bu iki
saptamanın temelden bağlantısı var. Aydının, yurtseverin
ve dünya yurttaşlığmın göre\ i bu fasit daireyi kırmaktır.
tstanbul'da gerçekleştirilen 'Uygarhk Doruğu' tsmail Cem'in yapüğı kapamş konuşmasıyla sona erdL (Fotoğraf: AA)
Ecevifm 'Irak önkoşulsuz BM ile görüşmeye hazır' açıklamasıru Bağdat yalanladı
Iralv kHmecesi
BİLGE ESER
Dış Haberler Servisi - Başbakan Bülent
Ecevit, görüştüğü Irak Dışişleri Bakanı Na-
ci Sabri]nın BM Genel Sekreteri Koli An-
nan'a "Önkoşulsuz görüşmeye hazmz" me-
sajuıı gönderdiğini açıkladı. Başbakan, BM
Genel Sekreteri Annan'ın Irak'uı bu mesa-
jına henüz yanıt vermediğini söyledi. Ece-
vit yazılı açıklamasında, görüştüğü .<\rap
Birliği Genel Sekreteri
Amr Musa'nın da bu ge-
lişmeyi doğruladığını
açıkladı. Ecevit'in bu
açıklamasının ardından
Irak Devlet Başkan Yar-
dımcısı Taha Yasin Ra-
mazan, BM sılahsızlan-
ma müfettişlerinin dönü-
şüne izin vermeyecekle-
rini yineledi.
Dışişleri Bakanı lsmail
Cem ise, Associated
Press'e yaptığı açıklama-
da, denetimlerin farklı
şekilde yapılması duru-
munda Irak'ın BM silah
denetçilerinin geri dön-
mesine itirazuıı yumuşa-
tabileceğini söyledi.
Cem, Irak Dışişleri Ba-
kanı Naci Sabri ile yaptı-
ğı görüşmenin ardından
Bağdat yönetiminin tutu-
munda bir değışiklik gör-
mediğini söyledi.
Irak'a yönelik olası bir
Amerikan askeri harekâ-
tının engellenmesi, AB-
tKÖ Ortak Forumu'nda
diplomatik hareketliliğe
neden oldu. Toplantının
en gözde kahlımcılann-
dan olan Irak Dışişleri
Bakanı Sabri, önceki
günkü Başbakan Ece-
vit'le görüşmesinin ar-
dmdan dün de Cem ile
bir araya geldi. Sabri gö-
rüşmenin ardından yaptı-
ğı açıklamada, iki komşu
ülke olarak ortak çıkarlan bulunduğunu be-
lirterek ikili ilişkileri ele aldıklannı kaydet-
ti.
Cem, basın toplanhsı suasında Irak ile il-
gili bir soru üzerine şu açıklamalan yaptı:
"Kendi izlenimimi söyimbilirim ancak. Şu
anda fazJa bir değişiklik görmüyorum.
Komşumuz Irak'a ve Irak halkma -bir
AFGANÎSTAN DIŞÎŞLERÎ BAKANI:
n n • • 1 * 9 • • 1 • 1 • w •
Turkıye nın ışbırlığı
bizi memnun ediyor
Afganistan'daki geçici hükümetin
Dışişleri Bakanı AbduUah AbduDah,
Türkiye'nin Afganistan'daki Ulus-
lararası Güvenliğe Destek Gücü'nün
(ISAF) komutasını mart ayında dev-
ralacak olmasından memnuniyetduy-
duğunubelirtti. Abdullah, ISAF'nin
süresinin uzatılmasını ve görev ala-
nının genişletilmesini istedigini kay-
detti. Çırağan Sarayf nda yapılan
AB-tKÖ Ortak Forumu'nda sorula-
nmızı yanıtlayan Abdullah, ISAF'nin
liderliğini Ingiltere'den devralacak
Türkiye'nin Afganistan konusunda-
ki işbirliğinden son derece memnun
olduklannı söyledi.
Abdullah, Türkiye'nin banş gü-
cündeki yetkilerinüı ISAF için belir-
lenen güvenlik kurallan çerçevesin-
de olacağını belirtirken Türkiye'nin
varlığını, "istikrann sağlanmasma
ohunhıbir katkT olarak değerlendir-
di. Abdullah, geçici hükümetin
ISAF'nin süresi konusunda henüz
bir karara varmadığını belirtti. Ab-
dullah, hükümetin 6 ayhk süresinin
sona ereceği tarih olan 22 Haziran'dan
sonra da ISAF'nin devam etmesini
istedigini ifade etti. Abdullah aynca,
Afganjstan'daki istikrar ve güvenlik
sonınunun en aza indirilmesi için
ISAF'nin görev alanının başkent Kâ-
bil'den Afganistan'uı diğer kentleri-
ne de genişletilmesinin uygun olaca-
ğını söyledi.
Kaynak sorunu
komşudan beklenecegi gibi- bu gerüimin
azahnası için neler düşündüğümüzü uJaşür-
dık. Umuyorum bu geriKm, BM karaıian-
na uyum ve hayata geçmesi yotuyia sona er-
sin. Türkive olarak yapabDeceğimiz katküar
mevcuttur. Bu konuda kararbyız ve etkinn-
ğhniz de mevcuttur. Tabii ki bunu tek başı-
mıza yapacağız demiyorum. Irak'ın komşu-
larryla biıükte katJo sağ-
la\ abifiriz. Tabii ki bunun
için Irak tarafmda bir
açıhm ounası gereldyor,
bu bizim dısımızda bir
ola\ ama biz ısraıia dik-
kat çekmeyi sürdürüyo-
ruz."
Diplomatik kaynaklar
ise Sabri'nin Ecevit ile
yaptığı görüşme sırasın-
da da Bağdat yönetimi-
nin bazı açılımlar göste-
rebileceğini, ancak bu-
nun için BM'den bir kar-
şılık gebnesi gerektiğini
kaydettiler.
ırak Ecevit'i
yalanladı
Öte yandan, Ingiliz The Times ga-
zetesi, Türkiye ile Ingiltere arasuıda,
ISAF'nin komutasının Türkiye'ye
geçmesi konusunda üst düzeyde ya-
pılan görüşmelerin olumhı yönde ge-
h'ştiğini yazdı.
Gazete, tarnşmalı konulardan bi-
rini giderlerin oluşturduğunu, tngü-
tere'nin ISAF'nin komutasında oldu-
ğu sürece masraflannı kendisinin
karşıladığıru, ancak Türkiye'nin bu-
na yanaşmadıgını savundu. Haberde,
ABD'nin Türkiye'ye 20 mih/on do-
larlık kaynak aktaracağı da belutil-
di. Türkiye'nin, sonu belirlenmemiş
bir komuta görevine karşı olduğunu
kaydeden gazete, "Ankara'nın özel-
Hlde bu görevi kendi başma sona er-
dirme durumunda bırakılmak is-
temediğini''savundu.
INA ajansının haberine
göre Ramazan, BM mü-
fettişlerini kastederek
"Casus komitelerinin
Irak'a dönmeJerini gerek-
tiren bir durum yok" dedi
ve Irak'ın elinde hiçbir
kdtle imha silahı bulun-
madığını söyledi. Bağdat
rejiminin kitle imha silah-
lannın konuşlandınlması-
na karşı olduğunu söyle-
yen Ramazan, "BM, bu
tip silahlarla ilgfli 687 sayı-
h karannm 14. paragrafi-
nı yaşama geçirmeli ve
özeUikle Siyonist devletin
eündeki imha silahlannı
gözden geçirmeti" ifade-
sinı kullandı.
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Bir Bu Btsikti...
"Acemi imam insanı dinden çıkarır" demişler,
ama zamanımızda aynı tehlike usta imamlar için de
geçerli hale geldi.
Hele işin içine politika kanşırsa... AKP Genel Baş-
kanı Recep Tayyip Erdoğan'ın içki yasağına ilişkin
olarak Habertürk ekranlanndan izlenen görüşü din-
sel demokrasi tartışmasını yeniden gündeme getir-
di.
"Dinseldemokrasi"^dememin nedeni, böyle biröne-
rinin demokrasilerde uygulama olanağının bulunma-
yışından kaynaklanıyor.
Çünkü isteyen içki içer, istemeyen içmez ve bir-
birlerine karşı baskı uygulama haklan da yoktur.
Politikacı olarak bazı görüşleri gizleme zorunlulu-
ğu yüzünden demokrasiye sığınmaya kalkılınca ipin
ucu dinsel yönden de kaçrverir. Dinde kesin hüküm
bulunmasına karşın aynı konuda üzerinde birleşilen
bir hüküm bulmaya çalışmak, yani dinsel terimiyle
"icma-i ümmet"\ yaşama geçirmeye çalışmak din-
dar olduğunu söyleyen biri için olanaksızdır.
Ama oluyor işte...
Siyasal dinciierin, içki yasağı konusunda kendi-
lerine dayanak olarak ikide bir ileri sürdükleri ana-
yasanın 58'inci maddesinin yansı. "Gençliğin korun-
ması" kenar başlıklı maddenin, işlerine yaradığını san-
dıklan bölümü şöyle:
"Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuştu-
rucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kö-
tü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için ge-
rekli tedbirieri alır."
Mademki dini politikaya alet etmek için de olsa
anayasayı önemsiyor ve benimsiyorlar, maddenin
bilerek atladıklan birincı fıkrasını da biz anımsata-
lım:
"Devlet, istiklal ve cumhuriyetimizin emanetedil-
diği gençlerin müspet ilmin ışığında, Atatürk il-
ke ve inkılaplan doğrultusunda ve devletin ülke-
si ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kal-
dırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve
gelişmelerini sağlayıcı tedbirler alır..."
Görülüyorki, "müspet ilim" ile içinde laikliğin de
yer aldığı "Atatürk devrimi ile ilkeleri" aynı madde- ~
de yokmuş gibi bir tavır sergilemekle kendilerini ak-
layacaklannı sanıyorlar.
Dinsel bir gerekçeyle içki yasağını referanduma
götürme istekleri, Türkiye'yi bir Islam devleti olarak
algılama alışkanlıgından vazgeçmemiş olduklannı bir
kez daha ortaya koyuyor.
Neresinden bakarsanız bakın önerinin ilertutarbir
yani yok. Laik cumhuriyetin anayasası ile de bağ-
daşmıyor.
"öyleyse niye yazdın" sorusunu aklına getirenle-
re şu yanıt verilebilir.
"Laik cumhuhyeti koruma sevdalılan, kenann-
dan köşesinden de olsa laik cumhuhyeti örselemek
isteyenlere uyumadıklannı duyurma görevini de ye-
rine getirmek zorundadıriar."
oerinc@cumhuriyet.com.tr
Başanlı ve anlamlı bir organizasyon'
Medya toplantıya
büyük ilgi gösterdi
Haber Merkezi-ıKÖ
ve AB üyesi ülkelerden
tarihi katılırnın gerçek-
leştiği "tKÖ-AB Ortak
Forumu"nda, "tstanbul
Ruhu" ka\Tamı günde-
me gelirken, toplantı
hakkında dış basında
farklı yorumlar yapıldı.
LE MONDE Fran-
sa'da yayımlanan Le
Monde gazetesi, katı-
luncı ülkelerin ABD'yi
doğrudan eleştirmekten
kaçındıklannı. ancak
"ABD'nin mihtarist tav-
rrnıa bu konuda Avru-
pa'nm da desteğini talep
eden Müslüman ülkeler
için endişe kaynağı oldu-
ğunu" yazdı. ABD'ye
karşı en fazla sesini çı-
kartan ülkenin Fransa
olduğu belirtilen haber-
de, Ortadoğu sorunu ve
Irak'a yönelik olası as-
keri operasyonun, fo-
rumda çok sık gündeme
geldiği kaydedildi. Le
Monde, Avrupa'nın,
ABD'nin terörle müca-
delesini desteklediğini,
ancak diyaloğu ön pla-
na çıkartmak istedigini
yazdı.
DER TAGESSPI-
EGEL Ahnan basunn-
da küçük haberlerin ya-
ni sıra kısa yorumlarla
yer aldı. Liberal eğilim-
li Der Tagesspiegel ga-
zetesi forum ile ilgili ha-
berini "tslamdünyasıfle
görüşmeler yapmacık,
ama yine de bir başkn-
gıç" başhğı ile verdi. Bu
forumun bir iyi niyet
gösterisi olduğu belirti-
len, 64 Avrupa ve Islam
ülkesinin üst düzey tem-
silcilerinin îstanbul'da
bir şeyi engellemek için
bir araya geldikleri \TIT-
gulanan yorumda,
ABD'ye yönelik terör
saldınlannın ardından
Bahlılann uyandığı ve
birden bire Islam dünya-
suıa daha dikkatli bak-
ma ihtiyacı duyulduğu
kaydedildi.
FRANKFURTER
ALLGEMEVE "Drya-
log" başhğı ile gazetede
yer alan yorumda da,
"Kimi kültürlerin bir-
büieriyle çabşmasımn
karştsma, kültürlerin di-
yaloğu ik, terörün kar-
şısına hoşgörü küJtürii
ile çıkmazdı.' Ama Bata-
Hıristryanhgı ile Islam
Dürryası arasındaki sür-
tüşme alanının büyük-
lügü, tstanbul'da ahnan
iyiniyetii çağrdardan da-
ha fazlasına ihtiyaç ol-
duğunu gösteriyor" de-
nildi.
Reuter haber ajansı,
Irak Dışişjeri Bakanı Na-
ci Sabri'nin, Bağdat'ın,
Türkiye'nin olası bir
ABD saldınsını engelle-
yebileceği umudunda ol-
duğunu yazarken, AP
ajansı da, "tslam ülkele-
ri, Avrupa Birügi'nin
Ortadoğu anlaşmazhğı-
nın giderihnesi yönün-
de daha fazla çaba gös-
termesini istiyor" yoru-
munu yaptı.
tran News gazetesin-
de, "tran ve Türkiye,
Irak'm toprak bütünlü-
ğu konusunda hemnldr"
yorumuna yer verdi.
TheEgyptian gazete-
si de, forumun "tslam
De Ban arasmdakigörüş
a>nhklannıuzJaşürma-
ya çahştığma" dikkat
çekti.
Bu arada, medya ku-
ruluşlannın temsilcile-
ri. forumdaki organizas-
yonu çok başanlı bul-
dular. TIME'dan And-
rew Fmkel forumun tam
zamanında gerçekleşti-
rildiğini belirterek, bu
toplantının "iki uç ülke-
leri bile bir araya getire-
bfleceğmi" gösterdiğini
söyledi.
ED TV'den Başar
Kaddumi de. organizas-
yonun çok güzel olduğu-
nu ifade etti.