25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA + CUMHURİYET 7 KASIM 2002 PERŞEMBE SEÇIM 2002 Prof. Dr. Ayata, IMF programlan ve yolsuzlukların 3 Kasım seçimlerine damgasını vurduğunu söyledi TepkioylanAKP'yeaküIŞEKKANSU ANKARA - ODTÜ Sosyoloji Bö- lümü Başkanı Prof. Dr. Sencer Aya- ta, son seçımlerde AKP'ye akan oy- lann "IMFprograrn]arına.varlıkiıke- sime, yolsuzhıklara yönetikbir tepki" olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ayata, se- çımJerin sonuçlanna ilişkin Cumhu- riyet'in sorularma şu yarutlan verdi: - AKP'ye yönetişteki toplumsal ge- rekçe>i nerede aramalıyız? - AKP'ye yönelişin nedeni, esas so- runu geçim sıkıntısı olan nüfusun önemli bir bölümünün AKP'yi bir kurtuluş ümidi olarak görmesi ve bu konuda diğer partileri çok ciddıye al- mamasıdır. AKP oylan içinde bu an- • Sol ve sağ arasında sınıfsal aynmın hiç bu kadar net olmadığını belirten Prof. Dr. Sencer Ayata, "Sol lokomotif olarak varlıklı orta sınıfların, sağ ise mağdur ve çalışan sınıflann oylanna dayanarak yükseldi" dedi. Ayata, sandığa gitmeme tavnnın ise merkez sağ ve sol seçmenin hayal kınklığı ve isteksizliğinden kaynaklandığını söyledi. lamda bir tepki ve umut varken diğer yanda siyasi ve ideolojik oylar da var. Bu kesimler tercihlerini SP'den de- ğil, AKP'den yana kullanmışlardır. - Bunun içerisinde savlandığı gibi 28 Şubat'a da tepki var mı? - Kanımca var, ama daha çok siya- sal ve ideolojik tabandan var. Diğer sa- yısal bakımdan kabank olan tabanın tepkisi ise ekonomik krize, IMF prog- ramlanna, bu programlan uygulayan hükümete ve yöneticilere, kaynakla- n elinde tutan varlıklı kesimJere, si- yaset ve iş dünyasında yolsuzluklara kanşanlara yöneliktir. - Ama AKP de IMFyle çaüşmadı- ğmı açıkça ortaya koydu_ - AKP uzun süre seçmene IMF prog- ramlanna tepki göstererek seslendi. Ik- tidarolasıhğını görmeye, IMF'ye kar- şı çıkışla krize yol açabileceği sonu- cuna varmaya başladığında ise, IMF programına bazı revizyonlar dışında bağlı kalacağını söylemeye başladı. Ama, seçmen AKP'yi "Bizi mağdur eden siyasetçilerden,varükb kesimler- den, dış güçlerden hesap soracak, on- larakafatutacak" dıye algıladı zaten. - Merkez sağın çöküşünü nasıl de- ğeriendiriyorsunuz? SEÇtMDE DE ÜLKENtN AYNASI IstanbuVda 'merkez soV alarmı BARIŞ DOSTER Seçim sonuçlan, 18 Nısan 1999 genel seçimlerine oranla, toplam sol oylann büyük ölçüde azaldığını ortaya koyarken Istanbul'da, DSP ve YTP'nin toplam oylannın, bir milletvekili çıkarmaya bile yetmediği görüldü. tstanbul seçmeninin, ülke genelindeki sonuçlara büyük ölçüde koşut bir tercihte bulunduğu, TBMM'ye giren iki partinin Istanbul'daki oy oranlannın ise Türkiye ortalamalannm 3-4 puan üzerinde olduğu dikkat çekti. 1950'den bu yana, ülke genelindeki seçim sonuçlanyla genellikle örtüşen tercihlerde bulunan îstanbul halkı, geleneğini 3 Kasım'da da bozmadı. Kesin olmayan sonuçlara göre, îstanbul ortalaması yaklaşık yüzde 37 olan AKP'nin, 3 seçim bölgesindeki oy dağılımının da çok dengelı olduğu gözlendi. AKPl.böIgedeyüzde 36.35,2. bölgede yüzde 37.52, 3. bölgede ise yüzde 37.84 oy aldı. Türkiye genelinde yüzde 34.2 oy alan AKP'nin, Istanbul'da ülke ortalamasının 3 puan üzerinde oy aldığı saptandı. • DSPve YTP'nin toplam oylannın bir milletvekili çıkarmaya bile yetmediği Istanbul'da, seçmen 'güçlü olan partiden' yana tercihte bulundu. Büyük gerfleme Büyük kentlerde, her zamanülke ortalamasının üzerinde çıkan toplam sol oylar ise çok açık biçimde geriledi. 1999 seçımlerinde ülke genelinde yüzde 22'yi geçen DSP oylan, yüzde 8.7'lik CHP oylan ile birleştiğinde, merkez sol oylar, yüzde 30'u aşıyordu. Merkez sol oylar, bu kez, CHP'nin '99 seçimlerindeki oyu kadar, yani yaklaşık yüzde 9 dolayında azaldı. CHP'nin yüzde 19.4 oyu, DSP'nin yüzde 1.3 ve YTP'nin yüzde 1 .2'lik o>oı ile birleşince merkez sol oylann toplamı, DSP'nin 99'da tek başına aldığı oya ulaşamadı bile. Bu durum, merkez sol açısından "kınnızı alarnı" verirken bu kulvardaki seçmenin, güçlü olan partiden yana tercihte bulunduklannı bir kez daha ortaya koydu. tP, TKP ve ÖDP de kentte umduklannı bulamadılar. Seçımlere çok iddialı giren DEHAP da kentte başansız oldu. Birköye üçvekil 3 Kasım seçimkrinde, Afyon merkeze bağh Çakırköy'den3 miUervekiliMedis'e girdL Birlikte büyüyen HaülÜnIütepe,CHP Afvon; Halil Aydoğan AKP Afyon; AB Dinçer iseCHPBursa minervekilioldu. 550 nüfuslu Çakırköy halkı ise "Artik Ankara'ya gittiğimizde sorunlannua kendi vekUierimize anlatacağız" dedL (AA) Mıüıafazakâr vrfasizhk OKTAY EKİNCt "Bodnunhılar erken biçer eld- ni. fdeğe kurban gittin Bodrum HâkunL" diye başlayan Ege tür- küsünü anımsaym... tdam verdiği delikanlıya âşık olan genç kadın hâkimin öyküsü- nü kuşaktan kuşağa taşırken "menı- leketini"de belirtir: "Hâkiın Ha- nnn'ın yeri Kütahya Tavşan, Hâ- kim Hanım sen eyle- din bizleri perişan-." Bu nedenle hem Bodrum Hâkimi tür- küsünü anımsayıp hem de Tavşanlı' nın tarih kokan sokakla- nnda gezinenler. bu kültür mirası esld ev- lere bir başka gözle bakar, adeta "tdsunlannT hısse- derek seyrederler. Gelin göriin ki bir süredir bu gizemh evlerin yüz- lerinden düşenin biri bin parça... Tavşanh'nın o Tnuhafazakârb- ğryla" övünen belediye yönetimi, zamana karşı yaşama direnişinde- ki geleneksel evlen de "mııhafa- za" etmek için çaba göstereceği yerde, tutmuş ahnlanna birer tabe- la asarak bakın neler yazımış: "Bu binaya,2863 sayıhKT.VIK. Kanunu ve Koruma Yüksek Ku- rulu Uke kararianna göre her çe- şit inşai ve fıziJd müdahalede bu- lunulması yasakür. Aynca can ve mal güvenfiği açsmdan binaya yak- laşılmaması rica olunur^" Evlerin dili olmadığından, bu cümledeki kandırmacayı söyleye- miyor, "müdahaknnT değü, *izin- sizmüdahaknin" yasak olduğunu • AKP'den Kütahya milletvekili seçilen Tavşanlı Belediye Başkanı Hüsnü Ordu, eski evlerin üstüne tabela asıp "Koruma yasası tehlike yaratıyor" diyerek bunlan yıkanlara cesaret verdi, oylan da topladı.. belirtemiyorlar... Yasadaki ızın ku- ralının ise "uygun projeyle onar- mak" anJamma geldigi aynı tabe- lada "gizir turulduğundan, bele- diyenin "küttür mirasmı gözden çı- kanbğuu" anlatamıyorlar... En t makbuT aday Tavşanh'daki eski eserlere işte böylesine "vefaszhk" eden mu- hafazakâr belediye başkanı Hüs- nü Ordu, aynı tabelalan asıp tarih- sel zenginliğini yıkıma terk ettik- ten sonra AKP'den aday da oldu... Üstelik o kadar itibar gördü ki 1. sıradan gösterildi... Şimdi de TBMM'de "Kütahya mflletveld- K" olarak yer ahyor... Ata mirası- na karşı halkın sevgisini arttırmak şöyle dursun, adeta "nefret" duy- gulannı körüklercesine uyanlar asarak belediyedeki "ihmalini" gizleyen bu dinci si- yasetçi, şimdi parla- mentoda ne yapacak dersiniz?.. Bunun yanıtmı za- ten RecepTavyip Er- doğan seçim mey- danlannda vermiş; "SlT kararlan ide- olojiktir, kaldıraca- ğız" demişti... Yani, bukültürvar- lıklarının "onanlarak korunma- smT öngören 2863 sayılı yasayı de- ğiştirmek; yerine tarihi binalan apartmanlara dönüştürmeyi ko- laylaştıracak bir yasa getirmek, böylece imar rantırun tüm engel- lerini yok etmek... Sakın böylesi bir yasayı da Tavşanlf nın eski be- lediye başkanı "tabdacıhk dene- yimleriyle" hazırlıyor ohnasın?.. - Bence ilk olarak yıpranmışlık ge- liyor. Ikinci neden; 1980 sonrası mey- dana gelen kısır çekişmelerin seçme- ni bıktınnası, merkez sağ siyasetin halktan ve Türkiye gerçeklerinden kopmuş ohnasıdır. - AKP kadrolan farkh mı? - Farklılar. Her anlamda kenara, iş- çiye, çaüşanlara, çiftçiye aile köken- leri, yaşam çevTeleri açısından daha ya- lonlar. Bu seçimde ilginç bir durum ortaya çıktı: Seçmenin bir bölümü la- ik Cumhuriyeti, çağdaş yaşamı öne çı- kanyor, bir başka kesim din referans- lı AKP'yi yükseltiyordu. Merkez sağ bu iki gelenek arasında bocaladı. -Sohıno\ oranında düşüşyaşanma- smı nasıl değertendinnek gerekiyor? - Solda yüzde 32"den 22'ye doğru bir düşüş ya- şandı. CHP'nin bu seçim- detribirincioydeposu, var- lıklı, yüksek eğitimli, dış dünyaya açılmış, laik ya- şam tarzını vurgulayan kentli orta sınıf, ikinci bü- yük blok Aleviler oldu. Üçüncü olarak uzun sü- redir CHP'ye oy verme ahşkanlığı olan bölgeler ve toplum kesimleri bun- lan ızledi. Yani klasık CHP seçmenleri. - Bunun anlamı nedir? - AKP'nin yükselişin- den rahatsız olan bu kesim CHP'de toplandı. Oylar, laikliğin savunulmasına verildi. - Yani, sol işlevini sağa rrubcraktı? - Şunu söyleyebilirim: Sol ve sağ arasında sınıf- sal aynm hiç bu kadar net olmadı. Sol lokomotif ola- rak varlıklı orta sınıflann, sağ ise mağdur ve çalışan sınıflann oylanna dayana- rak vükseldi. - îktidardaki AKP nasıl bir görüntü çizer? - AKP TBMM'de san- daryelerin üçte ikisini tem- sil ediyor. Bu kadar yük- sek bir oranla Meclis'te temsil edilen bir partinin çok sorumlu davTanması lazım. Ya gerçekten mer- kez sağın bütün özellikle- rini ortaya koyacak ya da Islamcı tabanının partisi olacak. Bu ikisi arasında kolay kolay gidiş geliş ya- pamaz. Yaparsakaybeder. - Seçime kabhnada son 7 seçimin en düşük oranı gerçeldeşti. Bunun anlamı nedir? - Seçmen, partisinin önemli değişiklikleri ya- pacağını, önemh hizmetler getireceğini gördüğü za- man ona daha canla başla sahip çıkar. Merkez sağ ve solda seçmenin böyle bir heyecanı yoktu. Sandığa gitmeme, merkez sağ ve merkez sol seçmenin ha- yal kınklığı ve isteksizli- ğinden kaynaklanmakta- dır. PERŞEMBE ORHAN BURSALI AKP: 28 Şubat ÜPİinii 1) Son seçimler, sonuçlan itibanyla büyük bir top- lumsal olaydır. Ekonomik, sosyal boyutlan çok büyük birtoplurnsal dalgalanmayaşadık. Sandıktan çıkan bu- nun siyasi sonuçlandır. 2) Bizler genellikle sonuçlara bakar ve değeriendir- me yapanz. Sonuçlan önceleyen süreçler bu değerlen- dirmelerin içine pek gırmez. Orneğin 12 Eylül ve sonuç- lanna veryansın ederiz. ama 12 Eylül'ü yaratan politika- lar ve kişiler bu değeıiendirmelerden düşer. Dahası on- lan mazlum bile gorürüz. Ama büyük olayları hazırlayan koşullarhepdahaönemlidir. O koşullarolacaklan azçok haber verir. 3) Toplumsal sonuçlan buyük olan olaylann büyük so- nuçlar doğurması, eşyanın doğasına uygun düşer. Bu tür olaylar değiştirici niteliktedir. Aslında doğa ve toplu- mun işleyişi bu açıdan birbınne benzer. Doğada da bü- yük olaylar, deprem, iklim değişikliği, göktaşı çarpma- sı vb. çevresini değiştirici özelliğiyle ortaya çıkar. ••• 4) Seçimler öncesi, hatta 94'ten beri yaşadığımız bü- yük dalgalanmalar, büyük ekonomikçöküş,büyük ış- sizlik, büyük yoksullaşma, milyartarcadolarla ifade edi- len büyük hortumlama, büyük yolsuzluklar ve vurgun- lar.. ve bunlara yol açan büyük siyasal ve bürokratik çü- rümenin, sıradan sonuçlara yol açması beklenemezdi. 5) Bu durumun doğurtucu ve değiştirici sonuçlan ol- ması doğaldır. Türkiye'de çalışanlann toplumsal ve si- yasal örgütlenmelen yeterli düzeyde olsaydı, bu çökü- şün sonuçlannı sandıktan önce başka biçimlerde de ya- şardık. 6) Fakat yine de çok ilginç ve çok farkh yönleri olan bir tarihi an yasadık. Genç Parti'nin ortaya çıkışı ve yüzde 7.2'lik başansı, bu anın anahtar rollerinden biriy- di. 7) Seçim sistemindeki, büyük çoğunluk partilerini ık- tidara getirme düşüncesinin de, demek ki ancak böyle durumlarda gerçekleşebileceği gorüldü. 8) Bugünkü AKP'nin ardında, yaşanan 28 Şubat sü- reci vardır. 28 Şubat sürecı de o dönemde Türkiye'nin her bakımdan içinde bulunduğu çıkmazlardan kurtul- ma çabasıdır. 28 Şubat çok önemlidir. Değiştirici ve dü- zenleyici olmuştur. 9) AKP, aslında 28 Şubat sürecınin ürünüdür. 28 Şu- bat, Türkiye siyasetine bela en büyük siyasal şarlatanı mezara gömerken (töreni 3 Kasım'da yapıldı!), AKP'nin de temellerini atmıştı. 10) Şüphesiz, AKP'nin kökeni belli. Ama o, kökeni- nin kendisı değil. Zaten olması da zor. AKP, ebesi 28 Şu- bat'la birlikte yaşanan değişim sürecinin parçasıdır. AKP bu süreci yaşadığı içın büyük yönelişin muhatabı ola- bildi. Yoksa Erbakan sandığa gömülmezdi! 11) öncekı gun Kanal 7'de, önde gelen bir iş insanı- nın yorumunu duyunca hayretler içinde kaldım. Can Paker, halkın bu seçimle 28 Şubat'a ağzının payını ver- diğini söyleyiverdi! Seçmen, 28 Şubat'a destek verdik- leri için DSP.ANAR DYP'yi elemiş! Peki süreçte olma- yan MHP? önemli bir sosyal vakfın başkanı, halkımıza dünyanın bu en yüksek siyasal bilincini atfeden de- ğeriendirmelerde bulunuyorsa, eh pes doğrusu! Bu ya- zının dördüncü maddesinde yaşananlar, demek kı, Pa- ker'in koltuğundan gönülmeyen ve işitilmeyen tınşkadan nağmelerdir! • •• 12) Gazetemizın dünkü başyazısının mantığı ve baş- lığı durumu özetliyor. önyargı ve ınançlar değil, bekle - gör, anlama - kavrama, süreci izleme ve doğru sonuç- lar çıkarma, gereken bilimsel tutumdur. 13) Seçimler öncesi siyasal yapılanma veya örgütlen- me, Türkiyemizi bozguna uğratmıştı. Bu yapının tasfi- yesi iyidir ve ülkenin lehinedir. 14) Artık eski yapının tekran mümkün değil, bu aşıl- dı. Yeni siyasal yapılanmalann, yaşadığımız süreçte şim- di daha gerçekçi, daha genç, daha ileriye yönelik, da- ha kamusal.. ortaya çıkması için umut doğdu. Siyasal yenilenme, geleceğimiz için şart değil miydi? 15) AKP, ülkeyi. yapısındaki bileşenler arasında güç- lü birşekilde va rolan "dinci" damardan mı yönetecek? Bunu bilmiyoruz. Bu "damar", Türkiye'de azınlıktadır. Azın- hğın dayatması, çabuk çözülur. Türkiye'yi uhrevi değil, bütün kurallanyla dünyevı yönetmeyi becerebılirlerse, Av- rupa'nın "muhafazakârdemokratlan" olmayı başanrve merkez partisi olabilirter. Türkiye'nin önünü açabilirier. 16) Esas misyonlan nedir? Yönetimi ve ülkeyi dinsel- leştirmek mi? (Tannsal buyruğu yerine getirme inancı) Veya diğer partilerin başaramadıklannı gerçekleştire- rek, ülkeyi mutluluğa ve refaha taşımak, demokratik ve özgür bir konuma yükseltmek mi? Yani siyasal bir id- dialan mı var, yoksa dinsel bir iddialan mı? Yoksa her ikisini de gerçekleştireceğız, bıçiminde hayalci bir sav- lan mı? 17) Politika gizli kapaklı yapılacak bir iş değil. Reali- te, reel durum, takıyyeyi gerektirmez. Şimdilik verdikle- ri işaretler, ınanç ve önyargılarla değil, merakı, anlama- yı, kavramayı ve buna göre politika üretmeyi gerektir- mektedir. 18) Sonuçta, sol dünya görüşü ile "muhafazakâr de- mokrat" görüş bırbirinden zaten farklıdır. "Muhafazakâr demokrat" görüşün ne olduğunu öğrenme fırsatımız olacak. obursali@cumhuriyet.com.tr. Vefat Merhum Halil İbrahim Güngören ve merhume Sacide Keskin'in oğullan, Beyza-Faruk Salman, Safı Salrnan, merhume Perihan Sokullu ve Bedia Sokullu'nun yeğenleri, Zeynep-Faruk, Ayşe Sabuncu, Dilek Tez, Fatoş Tez ve Artemel ailesinin kuzenleri, EJâ-Emre Gönen. Elif Güngören Farney ve Ahmet Güngören'in babalan, Cem ve Selim Gönen'in dedeleri, Fulya San'nın hayat arkadaşı Mimar Erkal Güngören 1 ımızı kaybettik. Aziz naaşı 7 Kasım 2002 Perşembe günü Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle namazını takiben Zinrirlikuyu Kabristanı'nda defnedilecektir. Ailesi AYANCIK SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2002 29 Davacı Timur Gençali vekili Av.Recep Çelik, tarafından açılan, izale-i şüyu davasının davalılan olan Ayancık \ılı Mahallesi'nden Şükriye Yüksel (Yakup kızı) AIi kızı Fatma Yüksel. Hasan oğlu Şakir Yüksel, Hasan kızı Ş;fika Aksoy. Hasan kızı Ünzile Çetinkaya, Hasan kızı Züriye Ünal. Hasan kızı Melek Öner, Hasan kızı Şük- nn Ünlü. Hisarcıklı, Zeki oğlu Faruk Yüksel, Zeki oğlu Haluk Yüksel, Zeki oğlu Zeki Yüksel, Mehmet kızı Fıtma Bayır, Sabri oğlu Hüseyin Avni Bayır, Sabri kızı Evlide Kaplan, Mehmet oğlu Hüseyin Baş, Ömer oğlu "Vûsuf Turan, Salih oğlu Rıza Sungurlu, Salih oğlu Salih Sungurlu, aleyhine mahkememizde ikâme olunan iza- le-i şüyu davasının verilen ara karan gereğince: Yukanda isimleri yazılı bulunan davalılann açık adreslerinin neçhui olduğundan: mahkememizin 20.05.2002 tarihli oturumundaki verilen ara karan gereğince ve mahke- nıemizin 1995/5 Esas 2001,129 sayılı karan temyiz üzerine Yargıtay 6. Hukuk Daıresi'nin 11.02.2002 tarih ve 6)3-891 sayılı ilamı ile bozularak geldiğinden; Yargıtay bozma ilamı ile duruşma günü davalılara tebliği edile- nediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olmakla; HMUK'nin 213. ve 377. maddeleri gereğince ilan tarihinden itibaren 8 gün (sekiz) sonra dava dilekçesinin ttbliği ile yargıtay bozma ilamının tebliği edilmiş sayılacağı söz konusu ilanın yapılarak duruşmanın da 18/1 \> 2)02 tarihi olduğundan; duruşma gününden önce ilanen tebliğine ve dunışmaya gelmediklerinde mahkemenin VÎ duruşmanın yokluklannda yürütüleceği ilanen tebliğ olunur. 20.05.2002 Basın: 45418 Ölmeye vakit yok Diyordun Gözlerim yüzünde kaldı Seninkiler bende Ellerimiz üşüyor Söyleme kimseye Bubam benim OZAN MÜŞTAK ERENUS'u yitirdik. Dostlan onu, 7 Kasım Perşembe (bugün) Moda Camii'ndeki öğle namazı sonrası Nakkaştepe Mezarlığı'na uğurlayacak. Bilgesu - Ali - Özlem Erenus Muzaffer Erenus - Mücevher Esiner Galiba hayat; bir beyaz sayfaya yazılmış, Birkaç satır, bir şür Belki de bir cümleden ibaret... Cümlelerin, satırların, şiirlerin, Yazdıkların, kitapların... Belki de cümle hayatındır Sana hayranlığım. Güle güle Müştak baba... Av.FÎKRETÎLKÎZ DENİZLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 2002-115 Davacı Sabri Dıdın \ekili tarafından davahlar Ceylan Motorlu Araç. Tic. San. A.Ş. ve Osman Şen aleyhine açılan Menfi Tesbit-Istirdat davasmda; Davalı Osman Şen. Serhatpaşa Mah. Kocasinan Cad. No: 54-52 Yedpa Tic. Merke- zı üstü, Kayışdağı-Maltepe-Istanbul adresinde oturur iken adına çıkartılan davetiye- nin tebliğ edilemediğı. tüm araştırmalara rağmen bulunamadığmdan da\a dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmekle 28.11.2002 günü saat 9.00'da kendisi veya temsil ettireceği vekille davasını takip ettirmesi. aksı halde yargılamaya yokluğunda de\am edileceği ve bu şekilde karar verileceği, bu nedenle dava dilekçesi ve meşruhatı ilanen tebliğ olunur. Basın: 67951 ZEYTİNBURNU SULH HUKUK MAHKEMESt'NDEN Esas No: 2002/1007 Karar No: 2002/1115 Hâkim: Kemal Güzel 20998 Kâtip: Zanf Nalbantoglu Hüküm ÖzetıMahkememize ait 2002/1007 esas, 2002' 1115 karar sayılı 25.09.2002 tarihli ilam ile Îs- tanbul, Zeytinbumu. Telsiz Mahallesi, Cılt: 9, Hane: 1277'de nüfusa kayıtlı Mazlum ve Aysel'den olma 1975 d.lu Göksel Nesrin, vesayet altına alınarak ken- disine annesı Aysel Nesrin vasi tayin edilmiştir. 25.09.2002 Basın: 68523
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear