Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA
+
CUMHURİYET 7 KASIM 2002 PERŞEMBE
SEÇIM 2002
Prof. Dr. Ayata, IMF programlan ve yolsuzlukların 3 Kasım seçimlerine damgasını vurduğunu söyledi
TepkioylanAKP'yeaküIŞEKKANSU
ANKARA - ODTÜ Sosyoloji Bö-
lümü Başkanı Prof. Dr. Sencer Aya-
ta, son seçımlerde AKP'ye akan oy-
lann "IMFprograrn]arına.varlıkiıke-
sime, yolsuzhıklara yönetikbir tepki"
olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ayata, se-
çımJerin sonuçlanna ilişkin Cumhu-
riyet'in sorularma şu yarutlan verdi:
- AKP'ye yönetişteki toplumsal ge-
rekçe>i nerede aramalıyız?
- AKP'ye yönelişin nedeni, esas so-
runu geçim sıkıntısı olan nüfusun
önemli bir bölümünün AKP'yi bir
kurtuluş ümidi olarak görmesi ve bu
konuda diğer partileri çok ciddıye al-
mamasıdır. AKP oylan içinde bu an-
• Sol ve sağ arasında sınıfsal aynmın hiç bu kadar net olmadığını
belirten Prof. Dr. Sencer Ayata, "Sol lokomotif olarak varlıklı orta
sınıfların, sağ ise mağdur ve çalışan sınıflann oylanna dayanarak
yükseldi" dedi. Ayata, sandığa gitmeme tavnnın ise merkez sağ ve sol
seçmenin hayal kınklığı ve isteksizliğinden kaynaklandığını söyledi.
lamda bir tepki ve umut varken diğer
yanda siyasi ve ideolojik oylar da var.
Bu kesimler tercihlerini SP'den de-
ğil, AKP'den yana kullanmışlardır.
- Bunun içerisinde savlandığı gibi
28 Şubat'a da tepki var mı?
- Kanımca var, ama daha çok siya-
sal ve ideolojik tabandan var. Diğer sa-
yısal bakımdan kabank olan tabanın
tepkisi ise ekonomik krize, IMF prog-
ramlanna, bu programlan uygulayan
hükümete ve yöneticilere, kaynakla-
n elinde tutan varlıklı kesimJere, si-
yaset ve iş dünyasında yolsuzluklara
kanşanlara yöneliktir.
- Ama AKP de IMFyle çaüşmadı-
ğmı açıkça ortaya koydu_
- AKP uzun süre seçmene IMF prog-
ramlanna tepki göstererek seslendi. Ik-
tidarolasıhğını görmeye, IMF'ye kar-
şı çıkışla krize yol açabileceği sonu-
cuna varmaya başladığında ise, IMF
programına bazı revizyonlar dışında
bağlı kalacağını söylemeye başladı.
Ama, seçmen AKP'yi "Bizi mağdur
eden siyasetçilerden,varükb kesimler-
den, dış güçlerden hesap soracak, on-
larakafatutacak" dıye algıladı zaten.
- Merkez sağın çöküşünü nasıl de-
ğeriendiriyorsunuz?
SEÇtMDE DE ÜLKENtN AYNASI
IstanbuVda
'merkez soV
alarmı
BARIŞ DOSTER
Seçim sonuçlan, 18 Nısan 1999 genel seçimlerine
oranla, toplam sol oylann büyük ölçüde azaldığını
ortaya koyarken Istanbul'da, DSP ve YTP'nin
toplam oylannın, bir milletvekili çıkarmaya bile
yetmediği görüldü. tstanbul seçmeninin, ülke
genelindeki sonuçlara büyük ölçüde koşut bir
tercihte bulunduğu, TBMM'ye giren iki partinin
Istanbul'daki oy oranlannın ise Türkiye
ortalamalannm 3-4 puan üzerinde olduğu dikkat
çekti. 1950'den bu yana, ülke genelindeki seçim
sonuçlanyla genellikle örtüşen tercihlerde bulunan
îstanbul halkı, geleneğini 3 Kasım'da da bozmadı.
Kesin olmayan sonuçlara göre, îstanbul ortalaması
yaklaşık yüzde 37 olan AKP'nin, 3 seçim
bölgesindeki oy
dağılımının da çok
dengelı olduğu gözlendi.
AKPl.böIgedeyüzde
36.35,2. bölgede yüzde
37.52, 3. bölgede ise
yüzde 37.84 oy aldı.
Türkiye genelinde yüzde
34.2 oy alan AKP'nin,
Istanbul'da ülke
ortalamasının 3 puan
üzerinde oy aldığı
saptandı.
• DSPve
YTP'nin toplam
oylannın bir
milletvekili
çıkarmaya bile
yetmediği
Istanbul'da,
seçmen 'güçlü
olan partiden'
yana tercihte
bulundu.
Büyük gerfleme
Büyük kentlerde, her
zamanülke
ortalamasının üzerinde çıkan toplam sol oylar ise
çok açık biçimde geriledi. 1999 seçımlerinde ülke
genelinde yüzde 22'yi geçen DSP oylan, yüzde
8.7'lik CHP oylan ile birleştiğinde, merkez sol
oylar, yüzde 30'u aşıyordu. Merkez sol oylar, bu
kez, CHP'nin '99 seçimlerindeki oyu kadar, yani
yaklaşık yüzde 9 dolayında azaldı. CHP'nin yüzde
19.4 oyu, DSP'nin yüzde 1.3 ve YTP'nin yüzde
1 .2'lik o>oı ile birleşince merkez sol oylann
toplamı, DSP'nin 99'da tek başına aldığı oya
ulaşamadı bile. Bu durum, merkez sol açısından
"kınnızı alarnı" verirken bu kulvardaki seçmenin,
güçlü olan partiden yana tercihte bulunduklannı
bir kez daha ortaya koydu. tP, TKP ve ÖDP de
kentte umduklannı bulamadılar. Seçımlere çok
iddialı giren DEHAP da kentte başansız oldu.
Birköye
üçvekil
3 Kasım seçimkrinde,
Afyon merkeze bağh
Çakırköy'den3
miUervekiliMedis'e
girdL Birlikte büyüyen
HaülÜnIütepe,CHP
Afvon; Halil Aydoğan
AKP Afyon; AB Dinçer
iseCHPBursa
minervekilioldu. 550
nüfuslu Çakırköy halkı
ise "Artik Ankara'ya
gittiğimizde
sorunlannua kendi
vekUierimize
anlatacağız" dedL (AA)
Mıüıafazakâr vrfasizhk
OKTAY EKİNCt
"Bodnunhılar erken biçer eld-
ni. fdeğe kurban gittin Bodrum
HâkunL" diye başlayan Ege tür-
küsünü anımsaym...
tdam verdiği delikanlıya âşık
olan genç kadın hâkimin öyküsü-
nü kuşaktan kuşağa taşırken "menı-
leketini"de belirtir: "Hâkiın Ha-
nnn'ın yeri Kütahya Tavşan, Hâ-
kim Hanım sen eyle-
din bizleri perişan-."
Bu nedenle hem
Bodrum Hâkimi tür-
küsünü anımsayıp
hem de Tavşanlı' nın
tarih kokan sokakla-
nnda gezinenler. bu
kültür mirası esld ev-
lere bir başka gözle
bakar, adeta "tdsunlannT hısse-
derek seyrederler. Gelin göriin ki
bir süredir bu gizemh evlerin yüz-
lerinden düşenin biri bin parça...
Tavşanh'nın o Tnuhafazakârb-
ğryla" övünen belediye yönetimi,
zamana karşı yaşama direnişinde-
ki geleneksel evlen de "mııhafa-
za" etmek için çaba göstereceği
yerde, tutmuş ahnlanna birer tabe-
la asarak bakın neler yazımış:
"Bu binaya,2863 sayıhKT.VIK.
Kanunu ve Koruma Yüksek Ku-
rulu Uke kararianna göre her çe-
şit inşai ve fıziJd müdahalede bu-
lunulması yasakür. Aynca can ve
mal güvenfiği açsmdan binaya yak-
laşılmaması rica olunur^"
Evlerin dili olmadığından, bu
cümledeki kandırmacayı söyleye-
miyor, "müdahaknnT değü, *izin-
sizmüdahaknin" yasak olduğunu
• AKP'den Kütahya milletvekili seçilen
Tavşanlı Belediye Başkanı Hüsnü Ordu,
eski evlerin üstüne tabela asıp "Koruma
yasası tehlike yaratıyor" diyerek bunlan
yıkanlara cesaret verdi, oylan da topladı..
belirtemiyorlar... Yasadaki ızın ku-
ralının ise "uygun projeyle onar-
mak" anJamma geldigi aynı tabe-
lada "gizir turulduğundan, bele-
diyenin "küttür mirasmı gözden çı-
kanbğuu" anlatamıyorlar...
En t
makbuT aday
Tavşanh'daki eski eserlere işte
böylesine "vefaszhk" eden mu-
hafazakâr belediye başkanı Hüs-
nü Ordu, aynı tabelalan asıp tarih-
sel zenginliğini yıkıma terk ettik-
ten sonra AKP'den aday da oldu...
Üstelik o kadar itibar gördü ki 1.
sıradan gösterildi... Şimdi de
TBMM'de "Kütahya mflletveld-
K" olarak yer ahyor... Ata mirası-
na karşı halkın sevgisini arttırmak
şöyle dursun, adeta "nefret" duy-
gulannı körüklercesine uyanlar
asarak belediyedeki "ihmalini"
gizleyen bu dinci si-
yasetçi, şimdi parla-
mentoda ne yapacak
dersiniz?..
Bunun yanıtmı za-
ten RecepTavyip Er-
doğan seçim mey-
danlannda vermiş;
"SlT kararlan ide-
olojiktir, kaldıraca-
ğız" demişti... Yani, bukültürvar-
lıklarının "onanlarak korunma-
smT öngören 2863 sayılı yasayı de-
ğiştirmek; yerine tarihi binalan
apartmanlara dönüştürmeyi ko-
laylaştıracak bir yasa getirmek,
böylece imar rantırun tüm engel-
lerini yok etmek... Sakın böylesi
bir yasayı da Tavşanlf nın eski be-
lediye başkanı "tabdacıhk dene-
yimleriyle" hazırlıyor ohnasın?..
- Bence ilk olarak yıpranmışlık ge-
liyor. Ikinci neden; 1980 sonrası mey-
dana gelen kısır çekişmelerin seçme-
ni bıktınnası, merkez sağ siyasetin
halktan ve Türkiye gerçeklerinden
kopmuş ohnasıdır.
- AKP kadrolan farkh mı?
- Farklılar. Her anlamda kenara, iş-
çiye, çaüşanlara, çiftçiye aile köken-
leri, yaşam çevTeleri açısından daha ya-
lonlar. Bu seçimde ilginç bir durum
ortaya çıktı: Seçmenin bir bölümü la-
ik Cumhuriyeti, çağdaş yaşamı öne çı-
kanyor, bir başka kesim din referans-
lı AKP'yi yükseltiyordu. Merkez sağ
bu iki gelenek arasında bocaladı.
-Sohıno\ oranında düşüşyaşanma-
smı nasıl değertendinnek gerekiyor?
- Solda yüzde 32"den
22'ye doğru bir düşüş ya-
şandı. CHP'nin bu seçim-
detribirincioydeposu, var-
lıklı, yüksek eğitimli, dış
dünyaya açılmış, laik ya-
şam tarzını vurgulayan
kentli orta sınıf, ikinci bü-
yük blok Aleviler oldu.
Üçüncü olarak uzun sü-
redir CHP'ye oy verme
ahşkanlığı olan bölgeler
ve toplum kesimleri bun-
lan ızledi. Yani klasık CHP
seçmenleri.
- Bunun anlamı nedir?
- AKP'nin yükselişin-
den rahatsız olan bu kesim
CHP'de toplandı. Oylar,
laikliğin savunulmasına
verildi.
- Yani, sol işlevini sağa
rrubcraktı?
- Şunu söyleyebilirim:
Sol ve sağ arasında sınıf-
sal aynm hiç bu kadar net
olmadı. Sol lokomotif ola-
rak varlıklı orta sınıflann,
sağ ise mağdur ve çalışan
sınıflann oylanna dayana-
rak vükseldi.
- îktidardaki AKP nasıl
bir görüntü çizer?
- AKP TBMM'de san-
daryelerin üçte ikisini tem-
sil ediyor. Bu kadar yük-
sek bir oranla Meclis'te
temsil edilen bir partinin
çok sorumlu davTanması
lazım. Ya gerçekten mer-
kez sağın bütün özellikle-
rini ortaya koyacak ya da
Islamcı tabanının partisi
olacak. Bu ikisi arasında
kolay kolay gidiş geliş ya-
pamaz. Yaparsakaybeder.
- Seçime kabhnada son
7 seçimin en düşük oranı
gerçeldeşti. Bunun anlamı
nedir?
- Seçmen, partisinin
önemli değişiklikleri ya-
pacağını, önemh hizmetler
getireceğini gördüğü za-
man ona daha canla başla
sahip çıkar. Merkez sağ
ve solda seçmenin böyle bir
heyecanı yoktu. Sandığa
gitmeme, merkez sağ ve
merkez sol seçmenin ha-
yal kınklığı ve isteksizli-
ğinden kaynaklanmakta-
dır.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
AKP: 28 Şubat ÜPİinii
1) Son seçimler, sonuçlan itibanyla büyük bir top-
lumsal olaydır. Ekonomik, sosyal boyutlan çok büyük
birtoplurnsal dalgalanmayaşadık. Sandıktan çıkan bu-
nun siyasi sonuçlandır.
2) Bizler genellikle sonuçlara bakar ve değeriendir-
me yapanz. Sonuçlan önceleyen süreçler bu değerlen-
dirmelerin içine pek gırmez. Orneğin 12 Eylül ve sonuç-
lanna veryansın ederiz. ama 12 Eylül'ü yaratan politika-
lar ve kişiler bu değeıiendirmelerden düşer. Dahası on-
lan mazlum bile gorürüz. Ama büyük olayları hazırlayan
koşullarhepdahaönemlidir. O koşullarolacaklan azçok
haber verir.
3) Toplumsal sonuçlan buyük olan olaylann büyük so-
nuçlar doğurması, eşyanın doğasına uygun düşer. Bu
tür olaylar değiştirici niteliktedir. Aslında doğa ve toplu-
mun işleyişi bu açıdan birbınne benzer. Doğada da bü-
yük olaylar, deprem, iklim değişikliği, göktaşı çarpma-
sı vb. çevresini değiştirici özelliğiyle ortaya çıkar.
•••
4) Seçimler öncesi, hatta 94'ten beri yaşadığımız bü-
yük dalgalanmalar, büyük ekonomikçöküş,büyük ış-
sizlik, büyük yoksullaşma, milyartarcadolarla ifade edi-
len büyük hortumlama, büyük yolsuzluklar ve vurgun-
lar.. ve bunlara yol açan büyük siyasal ve bürokratik çü-
rümenin, sıradan sonuçlara yol açması beklenemezdi.
5) Bu durumun doğurtucu ve değiştirici sonuçlan ol-
ması doğaldır. Türkiye'de çalışanlann toplumsal ve si-
yasal örgütlenmelen yeterli düzeyde olsaydı, bu çökü-
şün sonuçlannı sandıktan önce başka biçimlerde de ya-
şardık.
6) Fakat yine de çok ilginç ve çok farkh yönleri olan
bir tarihi an yasadık. Genç Parti'nin ortaya çıkışı ve
yüzde 7.2'lik başansı, bu anın anahtar rollerinden biriy-
di.
7) Seçim sistemindeki, büyük çoğunluk partilerini ık-
tidara getirme düşüncesinin de, demek ki ancak böyle
durumlarda gerçekleşebileceği gorüldü.
8) Bugünkü AKP'nin ardında, yaşanan 28 Şubat sü-
reci vardır. 28 Şubat sürecı de o dönemde Türkiye'nin
her bakımdan içinde bulunduğu çıkmazlardan kurtul-
ma çabasıdır. 28 Şubat çok önemlidir. Değiştirici ve dü-
zenleyici olmuştur.
9) AKP, aslında 28 Şubat sürecınin ürünüdür. 28 Şu-
bat, Türkiye siyasetine bela en büyük siyasal şarlatanı
mezara gömerken (töreni 3 Kasım'da yapıldı!), AKP'nin
de temellerini atmıştı.
10) Şüphesiz, AKP'nin kökeni belli. Ama o, kökeni-
nin kendisı değil. Zaten olması da zor. AKP, ebesi 28 Şu-
bat'la birlikte yaşanan değişim sürecinin parçasıdır. AKP
bu süreci yaşadığı içın büyük yönelişin muhatabı ola-
bildi. Yoksa Erbakan sandığa gömülmezdi!
11) öncekı gun Kanal 7'de, önde gelen bir iş insanı-
nın yorumunu duyunca hayretler içinde kaldım. Can
Paker, halkın bu seçimle 28 Şubat'a ağzının payını ver-
diğini söyleyiverdi! Seçmen, 28 Şubat'a destek verdik-
leri için DSP.ANAR DYP'yi elemiş! Peki süreçte olma-
yan MHP? önemli bir sosyal vakfın başkanı, halkımıza
dünyanın bu en yüksek siyasal bilincini atfeden de-
ğeriendirmelerde bulunuyorsa, eh pes doğrusu! Bu ya-
zının dördüncü maddesinde yaşananlar, demek kı, Pa-
ker'in koltuğundan gönülmeyen ve işitilmeyen tınşkadan
nağmelerdir!
• ••
12) Gazetemizın dünkü başyazısının mantığı ve baş-
lığı durumu özetliyor. önyargı ve ınançlar değil, bekle -
gör, anlama - kavrama, süreci izleme ve doğru sonuç-
lar çıkarma, gereken bilimsel tutumdur.
13) Seçimler öncesi siyasal yapılanma veya örgütlen-
me, Türkiyemizi bozguna uğratmıştı. Bu yapının tasfi-
yesi iyidir ve ülkenin lehinedir.
14) Artık eski yapının tekran mümkün değil, bu aşıl-
dı. Yeni siyasal yapılanmalann, yaşadığımız süreçte şim-
di daha gerçekçi, daha genç, daha ileriye yönelik, da-
ha kamusal.. ortaya çıkması için umut doğdu. Siyasal
yenilenme, geleceğimiz için şart değil miydi?
15) AKP, ülkeyi. yapısındaki bileşenler arasında güç-
lü birşekilde va rolan "dinci" damardan mı yönetecek?
Bunu bilmiyoruz. Bu "damar", Türkiye'de azınlıktadır. Azın-
hğın dayatması, çabuk çözülur. Türkiye'yi uhrevi değil,
bütün kurallanyla dünyevı yönetmeyi becerebılirlerse, Av-
rupa'nın "muhafazakârdemokratlan" olmayı başanrve
merkez partisi olabilirter. Türkiye'nin önünü açabilirier.
16) Esas misyonlan nedir? Yönetimi ve ülkeyi dinsel-
leştirmek mi? (Tannsal buyruğu yerine getirme inancı)
Veya diğer partilerin başaramadıklannı gerçekleştire-
rek, ülkeyi mutluluğa ve refaha taşımak, demokratik ve
özgür bir konuma yükseltmek mi? Yani siyasal bir id-
dialan mı var, yoksa dinsel bir iddialan mı? Yoksa her
ikisini de gerçekleştireceğız, bıçiminde hayalci bir sav-
lan mı?
17) Politika gizli kapaklı yapılacak bir iş değil. Reali-
te, reel durum, takıyyeyi gerektirmez. Şimdilik verdikle-
ri işaretler, ınanç ve önyargılarla değil, merakı, anlama-
yı, kavramayı ve buna göre politika üretmeyi gerektir-
mektedir.
18) Sonuçta, sol dünya görüşü ile "muhafazakâr de-
mokrat" görüş bırbirinden zaten farklıdır. "Muhafazakâr
demokrat" görüşün ne olduğunu öğrenme fırsatımız
olacak.
[email protected].
Vefat
Merhum Halil İbrahim Güngören ve merhume Sacide Keskin'in oğullan,
Beyza-Faruk Salman, Safı Salrnan, merhume Perihan Sokullu ve Bedia Sokullu'nun yeğenleri,
Zeynep-Faruk, Ayşe Sabuncu, Dilek Tez, Fatoş Tez ve Artemel ailesinin kuzenleri,
EJâ-Emre Gönen. Elif Güngören Farney ve Ahmet Güngören'in babalan,
Cem ve Selim Gönen'in dedeleri, Fulya San'nın hayat arkadaşı
Mimar
Erkal Güngören
1
ımızı
kaybettik. Aziz naaşı 7 Kasım 2002 Perşembe günü Teşvikiye Camii'nde kılınacak
öğle namazını takiben Zinrirlikuyu Kabristanı'nda defnedilecektir.
Ailesi
AYANCIK SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 2002 29
Davacı Timur Gençali vekili Av.Recep Çelik, tarafından açılan, izale-i şüyu davasının davalılan olan Ayancık
\ılı Mahallesi'nden Şükriye Yüksel (Yakup kızı) AIi kızı Fatma Yüksel. Hasan oğlu Şakir Yüksel, Hasan kızı
Ş;fika Aksoy. Hasan kızı Ünzile Çetinkaya, Hasan kızı Züriye Ünal. Hasan kızı Melek Öner, Hasan kızı Şük-
nn Ünlü. Hisarcıklı, Zeki oğlu Faruk Yüksel, Zeki oğlu Haluk Yüksel, Zeki oğlu Zeki Yüksel, Mehmet kızı
Fıtma Bayır, Sabri oğlu Hüseyin Avni Bayır, Sabri kızı Evlide Kaplan, Mehmet oğlu Hüseyin Baş, Ömer oğlu
"Vûsuf Turan, Salih oğlu Rıza Sungurlu, Salih oğlu Salih Sungurlu, aleyhine mahkememizde ikâme olunan iza-
le-i şüyu davasının verilen ara karan gereğince: Yukanda isimleri yazılı bulunan davalılann açık adreslerinin
neçhui olduğundan: mahkememizin 20.05.2002 tarihli oturumundaki verilen ara karan gereğince ve mahke-
nıemizin 1995/5 Esas 2001,129 sayılı karan temyiz üzerine Yargıtay 6. Hukuk Daıresi'nin 11.02.2002 tarih ve
6)3-891 sayılı ilamı ile bozularak geldiğinden; Yargıtay bozma ilamı ile duruşma günü davalılara tebliği edile-
nediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olmakla;
HMUK'nin 213. ve 377. maddeleri gereğince ilan tarihinden itibaren 8 gün (sekiz) sonra dava dilekçesinin
ttbliği ile yargıtay bozma ilamının tebliği edilmiş sayılacağı söz konusu ilanın yapılarak duruşmanın da 18/1 \>
2)02 tarihi olduğundan; duruşma gününden önce ilanen tebliğine ve dunışmaya gelmediklerinde mahkemenin
VÎ duruşmanın yokluklannda yürütüleceği ilanen tebliğ olunur. 20.05.2002 Basın: 45418
Ölmeye vakit yok
Diyordun
Gözlerim yüzünde kaldı
Seninkiler bende
Ellerimiz üşüyor
Söyleme kimseye
Bubam benim
OZAN
MÜŞTAK ERENUS'u
yitirdik.
Dostlan onu, 7 Kasım Perşembe (bugün)
Moda Camii'ndeki öğle namazı sonrası
Nakkaştepe Mezarlığı'na uğurlayacak.
Bilgesu - Ali - Özlem Erenus
Muzaffer Erenus - Mücevher Esiner
Galiba hayat;
bir beyaz sayfaya yazılmış,
Birkaç satır, bir şür
Belki de bir cümleden ibaret...
Cümlelerin, satırların, şiirlerin,
Yazdıkların, kitapların...
Belki de cümle hayatındır
Sana hayranlığım.
Güle güle Müştak baba...
Av.FÎKRETÎLKÎZ
DENİZLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 2002-115
Davacı Sabri Dıdın \ekili tarafından davahlar Ceylan Motorlu Araç. Tic. San. A.Ş.
ve Osman Şen aleyhine açılan Menfi Tesbit-Istirdat davasmda;
Davalı Osman Şen. Serhatpaşa Mah. Kocasinan Cad. No: 54-52 Yedpa Tic. Merke-
zı üstü, Kayışdağı-Maltepe-Istanbul adresinde oturur iken adına çıkartılan davetiye-
nin tebliğ edilemediğı. tüm araştırmalara rağmen bulunamadığmdan da\a dilekçesi ve
duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmekle 28.11.2002 günü saat 9.00'da
kendisi veya temsil ettireceği vekille davasını takip ettirmesi. aksı halde yargılamaya
yokluğunda de\am edileceği ve bu şekilde karar verileceği, bu nedenle dava dilekçesi
ve meşruhatı ilanen tebliğ olunur. Basın: 67951
ZEYTİNBURNU SULH HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
Esas No: 2002/1007
Karar No: 2002/1115 Hâkim: Kemal Güzel 20998
Kâtip: Zanf Nalbantoglu
Hüküm ÖzetıMahkememize ait 2002/1007 esas,
2002' 1115 karar sayılı 25.09.2002 tarihli ilam ile Îs-
tanbul, Zeytinbumu. Telsiz Mahallesi, Cılt: 9, Hane:
1277'de nüfusa kayıtlı Mazlum ve Aysel'den olma
1975 d.lu Göksel Nesrin, vesayet altına alınarak ken-
disine annesı Aysel Nesrin vasi tayin edilmiştir.
25.09.2002 Basın: 68523