Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 8 EKİM 2002 SALI
OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
EVET/pAYIR
Yarın Ne Getinecek?
Bahçedeyim. Ekim güneşi alabildiğine mutlu-
luk veriyor. vermek istiyor! Güneş, mavilik, çiçek-
ler, ağaçlar, karşıda dağlar» tepeler, köy pazanna
gtdenler, okula koşan çocuklar...
Şuanherşeyiyi.hoş!.. Ponponçiçeklerinemi-
nik beyaz kelebekler hop oturup hop kalkıyor.
Ikişer ikişer havada bale yapıyor. Iki günlük ya-
şamlarını sevışerek geçirmek, mutlu olmak iste-
ğindeler... Ama bıri var, yalnız, yapayalnız! O da
uçuyor, o da çiçeklere konuyor, Ama yalnızlığını
duyunjyor yine de!..
Cumhuriyet'in "Bilim Teknik" ekini okuyorum
'On yıl sonra dünyaya bakış'. Milattan önce
25O0'de tekerieği bulmuş insanoğlu... O gün bu
gün teknik ilerlemiş, bilim ilerlemiş... Bizleryeti-
şememişiz bu koşuşmaya! Geri kalmışız. Erdal
Inönü'ye göre "Ikiyüz Yıl!..." O kadar mı? Ben-
ce çok, daha çok!.. Bilime yasak koymuşlar, sa-
natayasak.. nasılolurda ilerleyebilirdik buncaya-
sakla. korkutmayla. baskıyia!..
Einstein, "Gelecek savaşlaıia ve devrimlerle
değil, bilimsel yaratışlarla yaratılır" demiş, ama
öyle mi olmuş? 0, fızik, kirnya vb. buluşlar... In-
sanlığı "insan" mı etmiş, yoksa birer canavar mı?
Her keşif her buluş neye yaramış? Olsa olsa da-
ha çok insan öldürmeye, daha çok ev bark, kent
yıkmaya; elindegüçolanın, olmayanı ezmeye, kö-
le yapmaya...
Kelebekler uçuyor. Biri bana doğru gelmeye kal-
kıştı, öteki engelledı. Belki dişi olanı, gel, sevişe-
lim, bırak insanoğluna koşmayı, ondan ancak za-
rar gelir mi diyor? On yıl sonrası? Ya on yıl önce-
si, ya elli yıl öncesi? Bir dalsam anılara, kopup gi-
derim şu ekim sabahından bir başka ekime, ka-
sıma...
Saraçhanebaşı'ndaki ünlü fınnın önündeki kuy-
rukta ekmek almayı beklediğim gün... Yağmur-
luydu, soğuktu. Savaş kapıdaydı, Alman ordula-
n Trakya'ya saldırdı saldıracak. Karne ekmeği mi-
nicikti, kiloluk ekmeğin dörtte biri annemle bana!..
Neyse ki annem bakkaldan makarnalan almıştı,
üç beş kilo da patates... Hiçbirşey bulunmuyor-
du. Halk içindi tüm sıkıntılar. Paralılar gemilerini
en büyük fırtınada bile yürütüyorlardı! Beklemiş-
tim, itilip kakılmıştım o 1941 Ekim günü o küçük
ekmek parçası uğruna!...
On yıl sonra ne olacak?
Bırak onu, yann ne olacak, yann?
Savaş kapımızda. dünya efendisi bir kovboy,
takmış takıştırmış tüm silahlan, "Dünya benim"
diyor. "Sen bana borçlusun, emrimdesin"diyor.
Bir Kürt devleti kuruluyor. Bush efendi Afganis-
tan'a, Orta Asya'ya, Ortadoğu'ya göz koymuş..
petrolüne en başta...
Gidin alın birkaç paket makarna.. beş on kilo
patates. Yann onlan bulmak zorlaşacak... Ben
bu sıkıntılan çokyaşadım. Benim kuşağım dene-
yimlidir!.. Yann çok yakın. On yıl sonra ne olacak?
Boş verin! Bugün ne olacak, siz ona bakın!
Egemenlik Partilerin mi, Ulusun mu?..
Siz karar verin: Egemenlik partilerin mi, yoksa ulusun
mu?.. tstanbul birinci bölgeden (Anadolu yakası)
bağımsız milletvekili adayı olarak bu önerilerim ve
eleştirilerim bu seçim için geçerli değil. Gelecek
seçimler için geçerli olmasmı dilerim.
Prof. Dr. Ahmet ERCAN
lürkiye'de seçimler,
partiler ve bağunsız-
larolarak üd seçenek-
lidir. Partfler belli bir
siyasalgörüşü taşıyan
örgütlerdır, bağnnsıziarise kişisei
görüşü yansıtan halk hareketidir.
Partilerde adaylar, aday adaylan
arasından üst seçici kurul ya da bu-
gün olduğu gibi genelbaşkanca ön-
ceden seçilip, halkın önüne ko-
nur. Ben seçtim, sen buna oy ver
denir. Bagmişplarda ise aday, doğ-
rudan halkın içinden çıkar ve hal-
kın önüne seçilmek üzere kendi-
si gelir. Bagpmsctor, siyasi değMr-
ler.
Ancak, Türidye'de gerçeği halk
yönetimi olan demokrası, zaman-
la zümre yönetimine ve parti dü-
kalığına dönüşmüştür. Genel baş-
kan istemezse, halk çok yararlı ol-
sa da içinden birini seçemez. Bu-
günkü seçim uygulamasında par-
tfler ve bağımsızlar eşit koşullar-
da seçmenin önüne gelmesi gere-
kirken, durum böyle değildir. Bu-
günkü seçim düzeni bağımsızlan
(halk hareketi vs) değil, partfleri
(zümreyönedmini) seçtirmek üze-
re düzenlenmıştır Bağnnsziar,ya-
ni halk yok sayılnuşar. tşte kanıt-
lan ve önerilerim.
l - Bilindıği gibi çok partfli dö-
neme geçildiğinde, oylann çalın-
masım önlemek üzere, birleşikoy
pusulası yöntemi geliştirilmiş ve
bu pusula sandık görevlilerince
ve seçmene verilerek, kapalı böl-
mede işaretlenmesi yöntemıne gi-
dilmiştir. Böylece ayn ayn parti-
lerin oy pusulalannın çalınması
önlenmiştir.
2- Oysa, bağımsız adaylann oy
pusulasının zarfin kapatıldığı ka-
palı bölmede tutulması sürdürül-
müştür. Kapalı bölmeye giren ba-
zı seçmenler, muhtarlık seçimle-
rinde çok görüldüğü gibi, oy pu-
sulalannı çalarak, adayın seçilme-
sine engel oluşturagelmişlerdir.
Bu durum partfler ile kişisei aday-
lann seçilebilme haklannda eşit-
sizlik ve karmaşıkhk yaratmak-
tadır.
Gelecek için önerilerim
Siyasal partilerin adlan nasıl bir
oy pusulasında topluca yer alıyor-
sa, tüm o bölgeden bağımsız aday-
lar için başvuranlann adlan da ay-
n bir birleşik oy pusulasında top-
lucayer almalıdır. Bu pusula ıçer-
de değil, sandık başında görevti
tarafindan seçmene verilmeb'dir.
Böylece bağımsız adaylar için pu-
sula çalınması önlenmiş olacaktır.
3- Aynca, sandık görevlisince,
geleneksel olarak seçmene oy pu-
sulası verilirken, mühür de veril-
mekte ve istediği partiye mührü
vurması açıklanırken "îçerideba-
ğunsız aday için oy pusulası var, is-
tersen zarfiçine biınu değil oradan
istedigin bağımsızadaya iKşkin pu-
sulası koyabfliran" denılmekte-
dir. 0 nedenle özellikle az bilgili
seçmenin parti ve bağunsız seçe-
neğinde oy vermesi güçleşmek-
tedir. Bunun için de önerim:
a- Seçmene biri, partilerarası
birleşik oy pusulası \ e öbürü ba-
ğımsız adaylar birleşik oy pusula-
sı olmak üzere iki oy pusulasının
sandık başında verilmesi,
b- Bu iki ayn seçeneğın ayn
renklerde olması,
c- Pusulalar verilirken; bağun-
sız adaya vermek istiyorsan şu pu-
sula üzennden beğendiğin ad üze-
rine, eğer partilere oy vereceksen
şu pusula üzennden istediğin par-
tinin üzerine mühür vuracaksın
diyerek açıklama yapılmalıdır.
ç- Seçmen, bölmede seçimını
yaptıktan sonra seçimın gizlDik il-
kesidoğrultusunda yapılması ne-
deniyle, herilrîpusulayıdaaynı zarf
içine koyarak oy sandığına atma-
sı sağlanmahdır.
4- Türkrye'de kişflerin halenyüz-
de20'si okuryazar değfldir. Ancak
oy kullanma hakkı vardır. O neden-
le, birleşik oy pusulalannda par-
tinin admmyaru sıra simgeside yer
almaktadır. Okuyup yazması ol-
mayan seçmen, ışarete bakarak
(at, kelebek, el, yıldız, ay, ampul,
altı ok gibi), mührü vurabilmek-
tedır. Oysa bağunsızadaylann bu
seçeneğiyoktur. Bağımsız aday oy
pusulalannda yalnızca adayın adı
unvam ıle (Prof. Dr. av, müh. ecz.)
yazılmaktadır. Benzerbiçunde ne
adayın bir simgesi vene de bir res-
mi yer almaktadır. Seçmen oku-
yup yazma bilmedigi için bağım-
sız adaylardan hangisinın kim ol-
duğunu seçme olasılığı yoktur.
Kaldı ki unvan belirtilmedigi için
aynı kentte aynı adlı 10'larca kişi
vardır. Bağımsıziar için önerim:
Soruna çözüm; bağımsıziar için ya-
pılacak birleşik oy pusulalannda
bağımsız adaylann yalnızca adı
ve bölgesi değil, unvam ve fotoğ-
rafi da yer almalıdır.
5- Bazı partfler, seçim için dev-
ktyardımıalmaktave aynca aday
adaylannın her birinden 2 milya-
ra yakın geri çekilemez bir öde-
nek alarak seçime girmektedir.
Bu yolla çoğu varlıklı olmuştur.
a. Oysa bağunsız adaylar hiç-
bir yarcunı almamaktadır.
b. Durum böyle iken, partfler
için oy pusulalan Yüksek Seçim
Kurulu'nca basıhrken, bağnnsız
adaylar kendi oy pusulalannı 500
milyonla 2.5 milyar TL. bir üc-
reti karşılayarak) yapürmakta-
dff. Önerim:
a. Bağnnsız adaylar için, birle-
şik bağunsız oy pusulası da Yük-
sek Seçim Kurulu'nca hazırian-
mahdır.
b. Aynca, ya hiçbir parti seçim
yardmu ahnamah,ya da tüm par-
ti ve bağnnsız adaylar eşittik flke-
sine göre seçim yardımı almalı-
dır. Sayın Yüksek Seçim Kuru-
lu'nun Türkiye için üst lendiği
bu zor görevi takdirle karşılıyo-
rum. Ancak, bihndığı gibi Türki-
ye Cumhuriyeti demokratik bir
ülkedir ve seçimler, partiler ve
bağımsızlararası eşitiik ilkesine
göre yapılmalıdır. Oysa yukanda-
ki nedenlerle seçme ve seçilme
haklannda eşitstdik vardır.
Seçımlere gıdilmeden önce bu
eşitsizliğın gıderilmesini, tersi
durumunda, seçimlerin yapılış
biçiminin toplumsal türeye (ada-
lete) ve Avrupa İnsan Haklan
Sözleşmesi'ne karşı ters oldu-
ğundan bu biçimiyle yapılmama-
sı gerekir. Siz karar verin: Ege-
menlik partilerin mı, yoksa ulu-
sun mu?.. Istanbul birinci bölge-
den (Anadolu yakası) bağımsız
milletvekili adayı olarak bu öne-
rilerim ve eleştirilerim bu seçim
için geçerli değil. Gelecek se-
çimler için geçerli olmasmı
dilerim.
'Görev Zaran' Rezaleti!...
Ismail DOĞANAY Yorgıtay, Emekli Daire Başk.
18
Hazıran 1999
gün ve 4389 sa-
1
yıh "Bankalar
KanumTnun 3. maddesı
hükmü ile bankacüık ala-
nındaki uygulamayı de-
netlemek ve mevduat ta-
sarruflannın "güvenceal-
tmda" tutulmasını sağla-
mak üzere kurulmuş, "ida-
ri ve mati" özerkliğe sa-
hıp ve bu arada "kamutü-
zefidşfliğİBİhaiz'' Bankacı-
lık Düzenleme ve Denet-
Anadolu Sigorta,
sigortacılıkta yepyeni
bir dönem atıyor
Maksimunı Maksimum Maksimum
Hizmet Hizmet Hizmet
Hasar oaetn
Maksimumf
Hizmet J
MAKSİMUM HİZMET SİGORTACILIĞt İLE
SİZ DE TANIŞIN, BİR KASKO YAPTIRIN,
HAYATINIZI KOLAYLAŞTIRIN.
ANADOLU
SİGORTA
Anadolu Sigorta bir TÜRKİYttBANKASIkuruluşudur.
www.anadolusigorta.com.tr
Daha fazta bitgi için 0212350 o 350'yi arayın, size en yakın Anadolu Sigorta acentesini öğrenin.
leme Kurulu'nun yöne-
timlerine el koyduğu 20
bankadan -değişik şekill-
lerde- "hortumlanan" ya
da geri dönmeyen krediler-
den oluşan fakat adı ge-
çen kurul tarafından "gö-
revzaran" adı altında "Ta-
sarruf Mevduatı Sigorta
Fonu" bünyesine aktan-
lan ve vatandaşlann ver-
dikleri vergı ve tüketim
mallanna -şu ya da bu ad-
la sık sık yapılan zamlar-
la kapatılmaya çalışılan
para (zarar) tutan, kesin
bir şekilde açıklanmayıp
gizli tutulmakla beraber
gazete haberlerine göre.
Mayıs'2002 tarihi itibany-
la 24 milyar dolan geç-
mektedir.
Bilindiği üzere, bütün
dünyada bankalar, birer
"itibar" ve "güven" mü-
esseseleridir. Bankalann
bu özel durumlan ve üst-
lendikleri görevleri gere-
ği olarak -özellikle kamu
bankalan- "siyasaliktidar-
larm" yerli yersiz müda-
hale ve yönlendirmelerin-
den uzak kalabilecek ya-
sa hükümleriyle donatıl-
mış bulunmalan zorunlu-
dur. Oysa bizde ve özellik-
le de koalisyon hükümet-
lerinde, hükümeti oluştu-
ran siyasal partiler, kamu
bankalanmn yönetimleri-
ni ellerine geçirebilmek
ve bu suretle de 0 banka-
lardan kendi siyasal yan-
daşlanna çok düşük faiz-
lerle, (sınırsız ve hatta te-
minatsız) kredi sağlamak
ya da 0 bankalara aym si-
yasal partiye mensup ol-
duklan halde, girdiklen
milletvekili seçimini kay-
betmiş eski parlamenterle-
ri "bankayönetimkunılu
üyesi" olarak işe sokup
milletvekili emekli ma-
aşından ayn "ek" bir üc-
ret daha alabilmelerini sağ-
lamak için, kendi aralann-
da ne şekilde bir "çekişıne
ve pazariığa* giriştikleri-
nı bütün Türkiye çok iyi
bilmektedir. Bilindiği üze-
re, Türkiye'de, Ziraat Ban-
kası, Halk Bankası ve bir
de Emlak Bankası olmak
üzere üç "kamu bankası"
bulunmaktadır. Bu üç ban-
kanın yönetimi , iktidan
yani koalisyonu oluşturan
üç parti arasında da pay-
laşılmıştır.
Gerek bu üç kamu ban-
kasında ve gerekse özel
bankalarda meydana ge-
len "hortumlamavebaûk
kredi" olaylannın tama-
mı, "Bankacınk Düzenle-
me ve Deneüeme Kurulu"
tarafindan Tasarruf Mev-
duatı Sigorta Fonu kapsa-
mına "görev zaran" adı
altında, tamamen, halkın
sırtına yüklenmiş bulun-
maktadır. Hortumlanan ya
da gen dönmeyen batık
kredilerden oluşan "görev
zaran'nın ne miktara ulaş-
tığını -bankacılık sırn ba-
hanesi ile gizli tutulduğu
için- çok az kişi ancak bil-
mektedir.
Bizce, "görev zaran",
hukuksal anlamda, banka-
cılıkla ilgili bir görevin ye-
rine getirihnesi sırasında,
0 görevli kişinin dikkat-
sizliği ya da ihmalinden
ya da üçüncü kişi tarafin-
dan yapılan bir eylem so-
nucu oluşan zarara denir.
Örneğin bir banka vezne-
danmnyorgunbir anınıda,
birbankamüşterisine yan-
hşhkla fazla ödemede bu-
lunması sonucu meydana
gelen "kasaaçtğı" ya da si-
lahh kişilerce bankanın so-
yulması ya da bir merkez-
den bir şehre otomobille
para nakledilirken ototno-
bilin soyulması, otomobil-
de yangın çıkması nede-
niyle, nakledilen parala-
nn yanması vesair neden-
lerle bir zarar meydana
gelmesi ancak "görevza-
ran" sayılır.
Bile bile ve planh bir şe-
kilde banka içini boşaltan
ve hatta görsel basmdan
da bütün bir Türkiye'nin
izlediği üzere, gece yansı,
sahibibulunduklanbanka-
ya gelerek yanlannda ge-
tirdikleri çuval ve ba\ ulla-
ra nka-basa paralan dol-
durup görüren ya da ya-
kuüarmm kurduklan *pa-
ravan" şirketlere aktaran
teminatsız ve asla geri dön-
meyeceği başlangıçta apa-
çık olan krediler karşılığı
olarak, "hısnn-akraba" ya
da "siyasal yandaşlara"
açıktan para veren banka
yöneticilerinin, bu kasdi
"ağır hizmet kusurundan
ka\naklanan" bir zarar,
hukuken, asla ve kat'a "gö-
rev zaran" sayılamaz ve bu
şekilde meydana gelen
banka zararlannm, Türk
Ticaret Kanunu'nun
336/b.5 ve 4389 sayılı Ban-
kalar Kanunu'nun 17.
maddelerı hükümlerine
göre, bu zarara sebebiyet
verenlerden "şahsen ve
mütesdsflen" tahsili gere-
kir.
Eski hukukta, bir, "hfle-
işerHjç" deyimi \'ar idi. Bu
deyimi, bugünkü anlaümı
ile ifade etmek istersek,
"işi kılıfina uydurmak"
olarak değerlendirebili-
riz. Bankalardan hortum-
lanan, fakat "Bankacıhk
Düzenleme ve Denetieme
Kurulu" tarafindan Tasar-
ruf Mevduatı Sigorta Fo-
nu kapsamına aktanlan
sözde "görev zaran" pa-
ralar, Hazine tarafindan
yüzde 70 faizle ve "iç
borç" adı altında toplanan
paralar olup bunu da el-
bette bu yoksul halk öde-
yecektir. O halk ki, yoksul-
luk, işsizlik ve pahalılık
nedeniyle, ortalık karar-
maya başladıktan sonra
"semt-pazar" yerlerinde-
ki çöplüklere atılmış olan
çürük domates ve başka
sebze artıklanm ya da so-
kak aralanndaki "çöp bı-
donlanra" kanşnrarak, ev-
lerinde kendisini bekleyen
aç çocuk ve eşlerine yiye-
cek bir şeyler götürmeye
çalışan ya da deniz kena-
nndakı "bahkçı" iskelele-
rinde, balıkçılann attıkla-
n ezilmiş balıklan topla-
yıp evlenne götüren 0
"halk" dediğimiz zavallı-
lann yamnda, babası ban-
ka hortumcusu olup, taki-
bat başlar başlamaz he-
men Amerika 'ya kaçan ve
daha sonra orada yakala-
nıp Türkiye'ye getırilerek
bir süre hapis yattıktan
sonra öbür banka hortum-
culan gibi dışaraya salı-
verilen, bir banka sahibi-
nin oğlu da -yamndaki ko-
rumalan ile birlikte- Is-
tanbul'da gittiği bir eğlen-
ce yerinde, dansöz olarak
sahneye çıkan bir kadının
şerefıne yedi şişe şampan-
ya patlatarak ya da Türki-
ye'nin en gözde deniz sa-
hili sayılan yerlerdeki köşk
ve villalannda tıpkı eski-
si gibi, 0 şatafatlı hayatla-
nna devam etmektedirler.
Onlann hortumladıklan
paralar da hâlâ "görev za-
ran" sayılmaktadır.
Türkiye'nin 40 yıllık si-
yasal hayatına damgasını
vuran bir zatın "hortum-
cu" yeğeni de -en son ola-
rak- hapisten çıkması
suretiyle, iki yıla yakın bir
süreden beri çektiği "yar-
gı zuhnü" de (!) artık sona
eramiş bulunmaktadır.
mce
okutari
vardı.INGILIZCE
Yetişkinlere, çalışanlara, ilkögretim ögrencilerine
Tel: 0216 • 346 26 25 • 345 11 29
Huzur Giyim Yanı Kadıköy - İstanbul
KOOP-C'den
DUYURU
Kooperatifimizin her yû düzenlediği geleneksel
dayamşma yemeği bu yıl "Cumhuriyet Yemeği"
adıyla 19 Ekim 2002 Cumartesi günü saat
19.30'da Ahırkapı'dakı ARMADA HOTEUde ya-
pılacaktır. Yemek Cumhuriyet ailesi ve okurlanna
da açıktır.
İZLENCE
• 19.30 toplantının açılışı
• Açıhş konuşması (llhan SELÇUK)
• Gece müziği
• Popüler müzik, Ahırkapı romanlan ve Grup
Akdeniz)
• Ebru AYGÜN, Şengül YAŞAR, Cenk ÇAKICI
(Halk türküleri)
Not: Davetiyeler KOOP-C merkezinden sağlanabilir.
Adres: Basın Saravı No: 1 Kat: 4
Cağaloğlu/îstanbul
Tel: (0212) 520 21 91-92 Fax: (0212) 520 50 23
8 Ekim 1978 tarihinde
Bahçelievler katliamında
yitirdiğimiz
TÎP üyesi ârkadaşlarımız
Faruk Ersan, Latif Can,
Serdar Alten, Efrairn Ezgin,
Salih Gevenci,
Osman Nuri Uzunlar,
Hürcan Gürses'in
'Âcılarını yüreğimize, anılarını
beynimize gömdük".
Unutmayacağız.
Arkadaşları
ŞİŞLİ 1. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞl'NDEN
EsasNo:2001 1585
Davacı Mustafa Mesut Öncel vekilı tarafindan da-
valı Inci Öncel aleyhine ıkâme edılen boşanma dava-
sında
Davalı Inci Öncel'in tüm aramalara rağmen 1. Orta
Sok. llkar Apt. No: 42,13 Göztepe adresinde buluna-
madığı, adına teblıgat yapılamadığından ılanen tebli-
gat yapılmasına karar verildığınden davalı Inci Ön-
cel'in duruşma günü 25.02.2003 günü saat 10.30'da
duruşmaya gelmesi. davaya karşı diyeceklerini 10 gün
ıçinde bildirmesi, duruşmaya gelmediği. diyeceklerini
süresinde bildirmedığı takdırde adına HUMK'nun
509. maddesi gereğince teblıgat yapılmış sayılacağı.
gıyabında karar venlecegı ılan olunur. Basın: 61002
ANTALYA ASLİYE 2. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2001 347 Karar No: 2002/664
Davacı Nihal Yural tarafindan Abdulkadir \'ural
hakkında açılan boşanma ve müşterek çocuk Döndü
Nazlıcan'ın velayetının davacı anneye venlmesine da-
iraçtıklan davanın yapılan yargılaması sonunda:
Konya ili Bozkır ilçesı Sorgun kö)^. hane 74. cilt,
64'te nüfusta kayıtlı Nıhat kızı 1975 d.lu Nihal Vural
ile Musa oglu 1966 d.lu Abdulkadir Vural'ın boşan-
malanna. müşterek çocuk 1995 d.lu Döndü Nazlı-
can'ın velayetinin annesi Nihal'e verilmesine. davalı
babanın istediği takdirde müşterek çocuk ile her yıl
temmuz ayının 1. günü saat 9.00'dan son gün saat
20.00'ye kadar ve sömestre tatilinin 1. günü saat
9.00'dan son gün saat 20.00 kadar ve sömestre tatili-
nin 1. günü saat 9.00'dan 10. günü saat 20.00'ye kadar
ve Ramazan ve Kurban bayramlannın ıkinci. üçüncü
günleri. ikinci günü saat 9.00'dan üçüncü günü saat
20.00'ye kadar şahsı münasebet kurabılmesıne, her-
hangi bir nafaka talep edılmedığinden takdire yer ol-
madığına. 51.078.000. lira yargılama gıdennı davalı-
dan almacak davacıya verilmesine. 175.000.000. lira
ücreti vekâletın davacı vekiline ödenmesine Yargıtay
yolu açık olmak üzere 9 7'2001 tarihinde karar veril-
miş olup ışbu karar adresinde bulunmayan davalı Ab-
dulkadir Vural'a karar tebliği yerine geçmek üzere ila-
nen tebliğ olunur. 27 8 2002 Basın: 53808
BAĞCILAR SULH HUKUK
MAHKE\IESt'NDEN
Esas No: 2000 677
Davacı SSK Genel Müdürlüğü vekili tarafindan
açılan, (davalı Musa Çelık aleyhine) alacak davasının
yapılan açık yargılaması sonunda venlen kararda 75.
742.2lO.TL'nin 7.7.1999 tarihınden itibaren işletile-
cek kanunı faizi ile birlikte davalılar Şahsen Akgün
ve Veysel Akgün'den ahnarak davacı kuruma öden-
mesine karar venlmiştir.
Güneşli Fevzi Çakmak Cad. No: 10. D: 3 Bağcılar
adresinde ikamet ettikleri bildirilen davalılar Şahsen
Akgün ve Veysel Akgün'ün yapılan zabıta araştırma-
sında adreslerinin tespıt edilemediğmden karann ilan
yolu ile tebliğine karar venlmiştir.
Davalılar Şahsen Akgün ve Veysel Akgün'e gazete-
nin ilan tarihinden 7 gün sonra tebliğ edilmiş sayıla-
cağı ve tebliğ tarihınden 8 gün sonra kanuni yollara
başvurulmadığı takdirde kendılerı açısından İcararın
kesinleşeceğı ılanen tebliğ olunur. Basın: 60577