Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SCTFA CUMHURİYET 29 EYLÜL 2001 CUMARTESİ
HABERLER
DUNYADA BUGUN
%Lt SİRMEN
Inayasa Tartışması
"argıtay Başkanı Sami Selçuk'un çoğu
ıtişüncelerine katılmayabilirsiniz, üstelik ko-
uşma biçemini ve adli yılın açılış törenlerin-
te. yüksek yargının sözcülüğünü yapmak
enne egosunu öne çıkanp herkesin önün-
üesergilemesini de bir yüksek yargıç için ya-
kşıksız bülabilirsiniz.
Amadoğrusunu isterseniz, Oktay Ekşi'ye
ocrıderdiği, dünkü Hürriyet'te yayımlanan
nektubundaki kimi görüşlere katılmamak
danaksızdır.
1982 Anayasası'nın, anayasa düşüncesi-
re aykırı olduğu bir gerçek. Çünkü anaya-
salar, bireye karşı devletin gücünü sınırla-
yan metinlerdir, 1982 Anayasası ise tam ter-
s. 1982 Anayasası sureta hak ve özgürlük-
leri sıralar, ancak, her madde bir "ama" ile o
czgürlüğün özünü de sınırlayıverir. Bu yüz-
cfendir ki 1982 Anayasası bir anayasa degil,
• "ama yasadır".
Sayın Selçuk'un, bu parlamentonun yap-
tıjı anayasa değişikliğini hafrfsemesi, üslup
apısından eleştiriye neden olsa da bir ger-
çegin de altını çiziyor.
Hepimiz açıkça görmeliyiz ki bu anayasa
degişikliğinin gerçek mimarları şu anda hu-
kuken onu gerçekleştirenler değil, Türki-
ye'ye AB havucunu gösterip sonra da "Bak,
şımdi cici ol, anayasanı çağdaş ölçütlere
uydur, yoksa karışmam haaa!.." diyenlerdir.
• • •
Üstelik, kabul etmek zorundayız ki deği-
şikliğin hukuki mimarları, çağdaş ölçütlere
uyma ve Türkiye'nin çıkarlarına yanıt verme
konusunda da çok başarılı olamamışlar,
ölüm cezası ile ilgili olarak çağdışı ve gerici
bir tabanın sızlanmalarına kulak verip "suç
ve cezalara ilişkin esaslan" düzenleyen 38.
maddedeki değişiklikte, ölüm cezasını, sa-
vaş hali dışında tümden ortadan kaldırmak
yerine, terör suçlarında yine saklı tutmayı
yeğlemişlerdir.
Bunu yaparken 11 Eylül 2001 olayını ba-
hane etme kurnazlıklarının tutmayıp ters te-
peceğini de bir türlü görememişlerdir.
Türkiye'nin, teröristlerin iadesi yolundaki
birçok talebinin geri çevrilmesindeki hukuki
neden, hep bizde ölüm cezasının varlığı ol-
muştu.
11 Eylül olayının bu gerekçeyi ortadan kal-
dıracağını, bundan böyle teröristlerin ölüm
cezasına rağmen bize kuzu kuzu iade edi-
leceklerini düşünmek için ise oldukça saf ol-
mak gerekir ki...
•••
38. madde ile ilgili bu saptamayı yaptıktan
sonra, biz tartışmanın özüne dönelim yine.
Yargıtay Başkanı söz konusu mektubun-
da, Türkiye'nin "komünizmden demokrasi-
yeyenigeçen ülkelerin" (deyim kendisinin-
dir) demokratikleşme hızlannın bizden kat
kat fazla olduğunu söyledikten sonra soru-
yor:
, "...Biz neden bu denli geciktik? Neden
hep çalarsaatle uyanıyoruz?
Bunlann üzerine eğilmek gerekmez mi?"
Soru çok yerinde.
. Doğrusu, bu soruyu soracakcesareti olan,
yanıtını, gevelemeden arama yürekliliğini de
göstermek zorundadır.
Bu yanıtı ararken de, bir tek dönem hariç,
rbütün demokratikleşme adımlarının dışarı-
dan gelen baskılarla atıldığını göz önünde
bulundurmakta yarar vardır.
Iç dinamiğin üstün geldiği tek dönemde de
itici gücün tabandan yukarıya doğru mu,
yoksa yukarıdan aşağıya doğru mu çahştı-
ğının üzerinde durmak da zorunludur sanı-
nm.
• Türkiye'nin son elli yılda yaptığı, zamanı-
nın ileri ölçütlerini yansıtan tek anayasası
olan 1961 Anayasası'nın oluşmasında da
toplumun dinamik kesimlerini ateşleyenlerin,
onların ardında duranların kimler olduğunu
da şöyle bir düşünürsek ve bu toplumun
gerçekten kendi sivil inisiyatifiyle hiçbir ana-
yasa yapmadığını, son yıîlardaki en büyük si-
vil inisiyatifinin de kerizmatik liderin, kefili ol-
duğu 1982 metnini, yüzde 90 küsur ile onay-
lamak olduğunu da saptarsak, sorunun
yanıtını bulma yolunda ilerlemeye başlanz.
İHD acıkladi:
MköylüPKK'ti
diyeöldürüldü
DtYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Güvenlik güçlerinin
sürdürdüğü operasyon-
larda terörist diye sıra-
dan yurttaşlann öldü-
rülmesi savlanna yenı-
leri eklendi. IHD, Şır-
nak'ın Beytüşşebap il-
çesinde öldürülen \e
PKK'li olduklan açık-
lanan 2 kişinin köylü-
ler olduğunu iddia etti.
Van'da da sağır bir ço-
cuğun askerlerin kur-
şunlanna hedef olarak
yaşarmnı yitirdiği öne
sûrüldü. Beytüşşe-
bap'ta 7 Eylül günü Öl-
dürülen 62 yaşındaki
HaKt Aslan ve 47 ya-
şındaki Ebuzeyt Aslan
ile ilgili olarak OHAL
Valiliği'nden 14 Eylül
•günü yapılan açıkla-
Şırnak kırsalın-
da gerçekleştirilen
operasyonda 2 PKK'li-
nin öldürüldüğü, biri-
nin de yaralı olarak ya-
kalandiğı belirtildi.
Ancak Halit ve Ebu-
zeyt Aslan'ın PKK'li
olmadığı ve ürünlerini
toplamak için Van'dan
Beytüşşebap'a gittikle-
ri belirlendi. İHD Böl-
ge Temsilcisi Hanefı
Işık yaptığı açıklama-
da, kayıplann ailesine,
15 Eylül günü kimliği-
ni açıklamayan bir kişi-
nin telefon ederek
"Ağabeyleri Halit ve
Ebuzeyt Aslan'ın Yeşi-
löz Köyü Geçitü Mez-
rası Dereyatağı Mevki-
si'nde korucu ve asker-
lerin kaüldığı bir ope-
rasyonda öldürüktüğü-
nü" aktardığını söyle-
di.
Hükümet, F tiplerinin kaldıı ılması için başlatılan eylemde diyalog adımı atmadı
Ölümoruçlannda 72kayıpANKARA/tSTANBLX (Cumhuri-
yet) - Sıyasi tutuklu ve hiikümlülerın
F tıpi cezaevlerındekı "tecridin" kal-
dınlması istemıyle başlattıklan ölüm
oruçlanna destek için Ankara'da ey-
lemlerinı sürdüren ölüm orucu 1. ekıp
direnışçisı AyşeBaştimur(30) ve TA-
YAD'h Özlem Durakcan (23) ıkı sa-
at arayla yaşarmnı yıtırdi. Barikatların
sağlamlaştınldığı, polislerin avukat-
larla yapılan görüşmeler sonucu ma-
halleyi terk ettığı Küçükarmutlu'da
önceki gün yaşamını yıtiren Ali Rıza
Demir için dün tören düzenlendı. De-
mir'in cenazesi, törenin ardmdan Adı-
yaman'a gönderildi. Tutuklu ve hü-
kümlülerle ailelerinın, ölüm orucu ey-
lemınde 1. yıla yaklaşılırken her ge-
çen gün ölümler artıyor. 19 Aralık
2000 tarihinde gerçekleştınlen "Ha-
yata Dönüş" operasyonu ile bırlıkte
yaşamlannı yitirenlerin sayısı 72'ye
yükseldı. Hükümet ölüm oruçlarını
görmezden gelirken ölümlenn sona
erdirilmesi amacıyla hiçbir kesim di-
yalog ıçın adım atmıyor. Ankara Tuz-
luçayır'daki Şahintepe Mahallesı'nde
bulunan bir evde "cezaevindekievlem-
cilere destek" amacıyla sürdürülen
ölüm orucunda, sağlık durumu nede-
nıyle tahliye edılen hükümlü Ayşe
Baştımur ve TAYAD 'lı Özlem Durak-
can, hayatlannı kaybetti.
Baştımur'un. eylemının 341. gü-
nünde, Durakcan'ın ise eylemının 74.
gününde yaşamlannı yıtırdıkleri belir-
tildi. *HayataDönüş<1
operasyonunun
ardından Çanakkale Cezaevfnden
Kütahya Cezaevfne sevk edılen Baş-
tımur. tedavı amacıyla Ankara Numu-
ne Hastanesı'ne kaldınldıktan sonra
CMUK'mn 399. maddesine göre tah-
liye edıldı. Özlem Durakcan ise ceza-
evınde akrabası olmamasına karşın
tutuklu ve hükümlülenn taleplennin
kabul edilmesi isteğiyle ölüm orucu-
na başlamıştı.
Ölüm orucu eyleminin sürdüğü
evın bulunduğu sokağı panzerlerle
araç ve yaya trafiğine kapatan polis,
yaklaşık 10 kişiyi gözaltına aldı. Po-
lis, cenazelerin evden çıkanlması sı-
rasında evde bulunan ve slogan atan
4 kışıyi dahagözaltınaaldı.
Ayşe Baştimur ile Özlem Durak-
can'ın cenazeleri, Mamak Belediye-
si'ne ait cenaze aracıyla Adli Tıp Ku-
rumu'nun morguna kaldınldı. Yapı-
lan otopsilenn ardından Özlem Du-
rakcan memleketi Çorum'da, Ayşe
Baştimur ise Ankara'da toprağa veril-
di. Küçükarmutlu'daki Sanyer Boğa-
ziçi Cemevi'nden saat 13.00 sırala-
nnda çıkartılan Ali Rıza Demir'in ce-
nazesi, karanfillerle süslü katafalka
konuldu. "Ali Rıza Demir ölümsüz-
dür", "Bedel ödedik, bedel ödetece-
ğiz" ve "Kahramanlar ölmez, halk
yenflmez" sloganlanyla yürüyen top-
luluk, Demir'in cenazesini Adli Tıp
Kurumn'un morguna götürecek olan
ambulansa yerleştirdiler. Morgda ya-
pılan otopsinin ardmdan cenaze, top-
rağa verilmek üzere Adıyaman'a gön-
derildi.
Bakanlık tasarı hazırladı
Tedaviyi kabul
etmeyenden
belge istenecek
ANKARA (ANKA) - Sağlık Bakanlı-
ğrnınhazırladığı 'Tıbbi Hizmetlerin Kö-
tü Uygulamasından Doğan Sorumluluk
Yasa Tasansı'na (Malpraktis) göre hasta.
bilınci yerindeyken tıbbi müdahaleye ızın
vermediği halde hayatı tehlikesı söz ko-
nusu ise doktora ızin vermediğıne dair ya-
zılı beyanda bulunacak.
Doktor. hastanın izin veremediği du-
rumlarda en az bir şahitle birlikte düzen-
lenecek bir tutanak ile durum tespıti ya-
parak hasta dosyasına işleyecek ve hasta-
nın izin vermediği müdahale dışındaki
öbbi hizmetlere devam edecek.
Heldme karar yetldsi
Açlık grevi yapan veya ölüm orucu tu-
tan kişinin, sağhklı karar veremeyecek
duruma gelmesi veya komaya girmesi du-
rumlannda ise hekım, hastasının menfa-
atine olduğuna inandıgı tıbbi hizmeti ver-
mek yetkisine sahip olacak.
Bakanlık, yasa tasansıyla bekâret kont-
rolünü kısıtlayıcı önlemler de alıyor. Ta-
sanya göre sağlık personeli, Cumhuriyet
savcılıklan veya mahkemelerin bekâret
kontrolüne ilişkin karannın dışındaki is-
temleri yerine getirmeyecek.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
m \ isurM Ptüvynsovpri FEnm^
İNSANHAKL
İSTANBUL
r / j r P ı ' - 4/rnlri ^ *"P* cezaevlerine ve tecride karşı sürdürülen ölûm orucu eylemi 345. gününe girerken tnsan Haklan
SİsbblZ lCuKl DeıWği(tHD)üyeleıtfc
siyahsessiztepki"eylenıiyleAdaktBakanhğı'mbü-kezdahadhaloğaçağn^
•* Yaklaşık 50 kişinin ÎHD önünde 5 dakika kadar sessizce oturmasıvla gerçekleştirilen eylem sonunda
açıklama yapan tHD tstanbul Şube Başkanı Eren keskin. de\ letin cezaevlerine sistematik haskı u> guladığını öne sürdü. "'Sistematik baskının
göstergesi, geçmişte yapılaa Diyarbakır ve L lucanlar katiiamlandır" dh en Keskin, 19 Aralık operasyonundan bu yana 72 kişinin öunesine kar-
şm devletin çözüm bulma yönünde somut bir adım atmadığuu söyledi. Toplumu, hücretipicezaevlerine karşı yürütülen mücadeleye duyarta ot-
maya çağu*an Keskin, "F tipi cezaevlerinin işkence olduğunu kabul etmek için solcu olmak gerekmez" diye konuştu. (Fotoğraf: ALPER LZBUL)
Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi
TMûye
UOdmuhı
mohkûmANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu)- Türkiye,
Avrupa Birliği'ne (AB)
adayhğı sürecinde Ulu-
sal Program'da kurul-
masını taahhüt ettiği in-
san haklan danışma
kurulu ve insan haklan
ihlali inceleme ve araş-
tnma heyetlerinin olu-
şumunu tamamlama
aşamasına geldi. Dev-
let Bakanı Nejat Arse-
ven," İnsan Haklannın
Korunması" başlıklı
bir genelge yayımlaya-
rak, insan haklanna yö-
nelik uygulamalarda
teftiş ve denetim meka-
nizmalannm eksiksiz
işletibnesini istedi.
Arseven, Avrupa İn-
san Haklan Mahkeme-
si 'nde (AİHM) bugüne
kadar Türkiye aleyhine
açılan davalardan
140'ının kaybedildiği-
ne işaret ederken insan
haklannda uygar de-
mokratik toplumlann
standartlannın yaşama
geçirilmesini istedi.
VaBler uyankh
Arseven, önceki gün
yayımladığı genelge ile
valileri uyardı. Adalet,
Içişleri ve Dışişleri Ba-
kanlığı'na da gönderi-
len genelgede "insan
haklanmn korunması-
nın* Türkıye'nın Ulu-
sal Program'da taahhüt
ettiği konular arasında
olduğuna dikkat çekil-
di.
Avrupa tnsan Hakla-
n Sözleşmesi ve Işken-
cenin ve Gayri Insani
ya da Küçültücü Ceza
ve Muamelenin Önlen-
mesine Dair Avrupa
Sözleşmesi'nin uygu-
lanmasının önemine
dikkat çeken Arseven,
AİHM'de Türkiye
aleyhine sonuçlanan
kararlann da yaptınm
olarak kamuoyuna
açıklandığını belirtti.
Arseven, Türki-
ye'nin anayasada da
ifade edıldiğı gıbi insan
haklanna saygı temeli
üzerine kurulu laik ve
sosyal bir hukuk devle-
ti olduğunu vurguladı-
ğı genelgesinde; bu
kapsamda TBMM in-
san Haklannı inceleme
Komisyonu, Başba-
kanlık'ın eşgüdümün-
de İnsan Haklan Koor-
dinatör Üst Kurulu ve
Başbakanhk İnsan
Haklan Başkanlığı'nın
kurulduğunu anrnısat-
tı.
Uç ayda bir rapor
Arseven; yakalama,
gözaltına alma ve ifade
alma yönetmeliğinin
uygulanması, işkence
ve kötü muamele iddi-
alan hakkında süratle
işlem yapılması için
Adalet Bakanlığı ve
Içişleri Bakanlığı'ndan
3 ayda bir alınan rapor-
lann, başkanı olduğu
tnsan Haklan Üst Ku-
rulu'nda değerlendiril-
diğini söyledi.
insan haklan eğiti-
minin önemine de işa-
ret eden Arseven, bu
konuda seminerlerin
düzenlenmesi gerekti-
ğini, insan haklan ki-
taplığı oluşturulması-
mn önemini vurguladı.
Arseven, toplumda en
zayıf gruplar olarak ta-
nımladığı "çocuklar,
özürlüler ve kadınlar-
la" ilgili sorunlann ön-
celikli olduğunu belirt-
ti. Çocuk işçiliğinin ön-
lenmesi ve sokak ço-
cuklannın eğitimine
ağırlık verilmesi gerek-
tiğini anlatan Arseven,
Türkiye'de insan hakla-
nmn uygar demokratik
toplumlann standartla-
nnda yaşama geçiril-
mesini istedi.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Uruguay'ın ünlü muhalif yazan
Eduardo Galeano, Cumhuriyet ga-
zetesinde dün yayımlanan makale-
sinde Henry Kissinger'in "Her kim
ki destek sağlar, finanse eder yahut
teröristlere ilham verir, bunlar en az
teröristler kadar suçludur" sözünü
aktanyor ve bu sözler üzerine şu yo-
rumu yapıyor "Eğer durum buysa,
şimdiki acil görev, Kissinger'i bom-
balamak olur. Kissinger'in suç dos-
yası Bin Ladin ya da dünyadaki her-
hangibir teröristten çok daha kaba-
nktır. Üstelik bu suçlar, dünyanın çok
daha fazla sayıda ülkesinde işlenmiş-
tir. Endonezya, Kamboçya, fran, Gü-
ney Afrika, Bangladeş ve Akbaba
Pfanı'nın (Plan Condor) kirli savaşın-
dan çok çekmiş bütün Gûney Ame-
rika ülkelerinde devlet terörûne 'des-
tek, finans ve ilham' sağlamıştır."
Galeano, terorizm konusunda da
farklı ve başka bir boyuta dikkat çe-
kiyor "Düşük teknolojili terorizm ile
yüksek teknolojili terorizm arasında,
dinsel fanatiklen'n terorizmi ile piya-
Düşük Teknolojili ve Yüksek Teknolojili Terorizm
sa fanatiklerinin terorizmi arasında,
umutsuzlann terorizmi ile güçlülerin
terorizmi arasında ve zincirinden bo-
şalmışpsikopatın terorizmiile soğuk-
kanlı, üniformalı profesyonelin tero-
rizmi arasında epey bir ortak nokta
vardır. Hepsi, insan hayatını hiçe say-
ma noktasında buluşuyor."
• • •
Galeano'nun sözleri, bizi derin bir
uykudan uyandınyor gibi. Günlerdir,
tekyanlı bir "terorizm" bombardıma-
nı altındayız. New York'ta, VVashing-
ton'da binlerce insanın canına kıyan
"terörist" de, 11 Eylül 1973'te Şili
Başkanlık Sarayı'nı bombalayıp Baş-
kan Allende'yi ve binlerce insanı kat-
leden CIA darbesini yapanlar "terö-
rist" değil mi?
Batı dünyasının çifte standardını,
son olaylardan sonra daha açık bir
şekilde yaşıyoruz. Sovyet yanlısı
Babrak Karmal ile Batı arasında sı-
kışıp kalan ve giderek acımasızlaşan
Afganistan'ın radikal Islamcı yöneti-
cileri, ne zamandan beri "terörist" sa-
yrimaya başladılar?
• • •
Günler geçtikçe, "Haydi yürüye-
lim" diyen hava dağılıyor. Ilk günler-
de hemen "terorizmi"yok etmek üze-
re harekete geçeceğini söyleyen ve
ülkemizde de belli çevrelerde heye-
can yaratan hava, şimdi yerini daha
dikkatli sözlere ve daha derin tartış-
malara bırakıyor. Galeano, Wallers-
tein, Chomsky gibi ünlü muhalifle-
rin sesi daha fazla çikıyor. Oniarın
ABD'ye yönelik eleştirici yaklaşımla-
rı dikkat çekiyor.
ABD'de gelişen intikam ve kısas
mantığının, dünyayı daha da yaşan-
maz bir hale getireceği artık yüksek
sesledilegetiriliyor. Dünyadaki büyük
dengesizlik, şimdı teröre kaynaklıke-
den bir durum olarak tartışılıyor.
ABD'nin on yıllardır yaptığı insanlık
dışı suçlar gündeme geliyor. Filistin
sorunu şimdi daha ciddi bir sorun
olarak düşünülüyor. Afganistan'daki,
Pakistan'daki yoksulluk ve bu ülke-
lerin kötü kaderi, şimdi daha büyük
bir dikkatle masaya yatınlıyor.
• • •
Şimdi geriye dönerek her şeyi ye-
niden gözden geçirelim. Sovyetler,
Arap ve Islam dünyasında laikliğe
yatkın Baas rejimlerini desteklerken
ABD ve Batı, Islam dünyasının des-
pofk ve muhafazakâr yönetimlerini
tercih etti. Oralardaki şeriatçı bağ-
nazlığa arica çıktı. Sovyetlerin dağıl-
masıyla birlikte önce Baas rejiminin
artıklanylahesaplaşmayaşandı. Irak,
Suriye, Libya gibi ülkeler Batı dünya-
sıyla dolaylı ya da doğrudan çatış-
malara girdiler. Mısır, Enver Sedat'ia
birlikte saf değiştirdi. Pakistan, Afga-
nistan gibi ülkeler Batı'nın Sovyetle-
re karşı desteklediği şeriatçı yöne-
timlere sahiptiler.
Şimdi ne oluyor? "Yeşilkuşak" pro-
jesinin sona erdiği yeni bir döneme
girdiğimiz anlaşılıyor. ABD, kendi
bahçesindeki terslikleri temizlemeye
girişiyor. Bunu da nasıl yapabileceği-
ni henüz anlamış değiliz. Bin Ladin gi-
bi arkasında kaç kışi olduğu bilinme-
yen bir kişinin yakalanması için dün-
ya ayağa kaldınlıyor. Diyelim ki, Bin
Ladin yakalandı, sonra ne olacak?
"Terör ûreten bataklık" nasıl kurutu-
lacak? Bunun bir formülü var mı?
Daha doğrusu, kendisi birçok terör
eyleminin örgütleyicisi veya sorumlu-
su olan ABD bunu nasıl başarabile-
cek?
Galeano, Ahmet bin Beila'nın bu
yılın başında yaptığı bir konuşmada-
ki şu sözlerie durumu özetliyon "Da-
nayı bile delirten bu sistem insanlan
da delirtiyor." Dünyanın bu delirme-
yi tartışması gerekiyor. Danalan bile
delirten acımasız ve aç gözlü sistemi
tartışması gerekiyor.