23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 EYLÜL 2001 ÇARŞAMBi 14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr Özkaya 'nın çalışmaları 26 Eylül 'e dek Fransız Kültür Merkezi 'nde görülebilir 'KENDt YOLUNDAN GtDENLER' -45 dakikahk bu video filminde, Serkan Özkaya'ıun arkadaşlan rol ahyor. Günlük yaşamdan sıradan kesitier içeren, kolektifbir iş yaratma düşüncesinin devamı niteliğinde oluşturulan film, yaşamın sıkıcıbğına karşıJık sanat üzerinden tanımJanan hayatuı ne kadar hejecanü olduğunu vurguluyor. Dil veyabancılaşmaüzerine• Özkaya'nın iki yıllık bir süreçte oluşturduğu ve Kültür Merkezi'nin sinema salonunda dört seans halinde gösterilecek 'Dördü Bir Yerde' adh çalışma sırasıyla 'Zenciler Birbirine Benzemez', 'Kendi Yolundan Gidenler', 'Ciddi Kültürü Yık' ve 'Amerikan Dolan' filmlerinden oluşuyor. ÖZLEM ALTUNOK 'Bitmez Tükenmez Kaynak Ola- rak Sanatçı', 'Slide Show GalerisF ve "Bir Sanat GaJerisinin Gerçekte Nasıl Olması Gerektiği' başlıklı iş- leriyle tanıdığımız Serkan Özka- ya, genç çağdaş sanatçılanmızdan biri. Özkaya'nın Yapı Kredi Sanat GaJerisinin vitrinini dialarla kap- ladığı 'Bir Sanat GaJerisinin Ger- çekte Nasıl Olması Gerektiği' adh yerleştirmesi, geleneksel galeri an- layışına caddeye dönük olmasıyla karşı gelerek izleyici ile hem iç hem de dıştan izlenebilir bir ilişki kura- rak bütünleşmeyi hedefliyordu. Kolektifbir yaratimm peşinde Sanatçının bugünden itibaren Fransız Kültür Merkezi'nde gös- terilecek dört \ideo filmı ıse yine 'kokktifleşmiş bir iş' yaratma düşün- cesinin devamı niteliğinde oluştu- rulmuş çalışmalar. fletişimkurma- nın ve sürecin önemli hale geldiği 'Bir Sanat Galerisinin Gerçekte Na- sıl Olması Gerektiği' yerleştırmesı, Özkaya ıçin dönüm noktası olmuş. Bu yeni çalışma, hem video fîlm- leriyle sinema salonuna taşınarak hem de filmlerde yer verilen insan- larla, kolektif bir işin sürekliliğini taşıyor. Özkaya'nın iki yılhk bir sü- reçte oluşturduğu ve Kültür Merke- zi'nin sinema salonunda dört se- J^NÜMNOKTASI-'BirSanatGaJerisi'nin Gerçekte NasılOlması Gerektiği' adh yerieştirme geçenyıl YapıKredi Sanat Galerisi'nin vitrinini kaplavarak, geleneksei galeri anlayışına caddeye dönük olması) la gönderme yapıyordu. ans halinde gösterilecek filrrder, bir yandan da dil ve yabancılaşma so- rununu irdeliyor. llk video filrni 'KendiYolundan Gidenler', arkadaş- lannın başroJde olduğu, günlük ya- şamdan sıradan kesitleri içeriyor. Bu insanlara, kafasına maske ta- kan bir itirafçı, özellikle Hollywo- od filmlerinde gördüğümüz klişe replikJerle -aşk, ihtiras, cinayet gi- bi- eşlik ediyor. Aralannda hiçbir bağ yokken bu iki durum arasında karşıtlık üzerinden bir ilişki kuru- luyor. Yaşamın bir yaşam olarak sı- kıcılığı ile sanat üzerinden tanım- lanan hayatın ne kadar müthiş, he- yecanlı olacağının ilişkisi bu. Ikınci film olan 'Amerikan Do- lan' ise Nantes'de çekilmış. Özka- ya, yine benzer şekilde çevresin- deki insanian çekerek montajlan- mış şeklini arkadaşlanyla izlerken o anda yaptıklan yorumlan, sohbet- len kaydedip bu konuşmaları da filmin üzerine eklemiş. Üçüncü film ise 42 dakikahk bir gösteri: "Ciddi Kültürü Yık". Bar- bara Schtütz ve Aleksander Bre- ner'in Manifesta 3'te yaptığı bir korsanperformans ve sonrasında on- larla yapılan röportajın görüntülü kaydını içeriyor bu film. Sanata sa- natla müdahaleyi içeren performans ve bu eylemın uygulayıcılan tara- fından daha sonra dillendirilen et- kinlik, bir belgesel niteliğinde. 'ZencüerBirbirine Benzemez' ad- h film ise sanatçının, yaşlan 30 ci- vannda olan, yabancı okul mezunu, master yapmış, iyi işlerde çahşan, iyi eğitimli' 9-10 arkadaşıyla ger- çekleştirdiği bir çalışma. Film, top- luluk bir araya geldiğinde televiz- yon görüntüleri eşliğinde yapılan konuşmalann kaydından oluşuyor. Ve gittikçe bu 'iyi eğitimli cevher- lerin' televizyonda izledikleri şey- ler ya da birbirlerine dair konuş- malar üzerine sonu gelmeyen, içe- riksiz sohbetler oluşmaya başhyor. Özkaya burada, televizyon eşliğin- de kültürel yapıyı karşısına alarak yabancılaşmamn, yahıızlığm, bir topluluğa ait olmanın ince sınırın- da sınıflararası aynmın ortadan kalk- tığım vurguluyor. Bu insanlann as- lında yaşamalaruıın tek nedeni cu- martesi akşamı televizyona bakarak grup içerisinde kendılerini yitirip birey olmaktan sıynlıp toplulukla bir olmak. Aradaki tek fark, bu duru- mun maça giderek değil de konu- şarak sağlanıyor olması. Bu dört video gösteriminden oluşan işler, aynca fotokopiyle çoğalolmış bir ki- tap olarak 'Dördü Bir Yerde' başh- ğı altında satışa sunuldu. Kısırdöngüyü kırmak Daha önceki çahşmalannda sa- nat tarihi içinden seçtiği konulara yoğunlaşan sanatçı, ilham aldığı kurumun, yani sanat kurumunun dar bir kesime hitap ettiğini düşü- nüyor ve bu kısırdöngüyü kırmaya çahşıyor. Yaşamdan ve sanattan il- ham alarak bağlantı kuracağı işler arasında 3 Temmuz'da Paris Cent- re National de la Photographie'de gerçekleştirdiği 'PostOl' sergısı de yer alıyor. Erden Kosova ile birlik- te ele aldığı 'Sıztanmanın Nesi Var' başlıklı yerleştirme, yine sürecin varlığını ortaya koyacak bir çalış- ma. Birkaç projeksiyon, televiz- yon, video, kaset, kayıt cihazlan ve fotokopilerin bulunacağı sergi mekânında bir sürü görüntü, ses ve video kaydı kopya edilebilecek. Sergi, tek bir yapıt yerine çoğaltı- larak sunulan bir çoğulluk taşıya- cak. Özkaya 3 Kasım'da ise 'Bir Sanat Galerisinin Gerçekte Nasıl Olması GereJdiği' adh yapıtmı bu kez 'Utrecht'te Yaşryor ve Çahşı- yor' adı altmda Hollanda'da sergı- leyecek. Bunun dışında önümüz- deki günlerde Tokyo ve Sao Pa- olo'da 'Söylenti Şehri' ve Hous- ton'daki 'Fotofest' sergilerinde de ya- pıtlanyla yer alacak olan sanatçı, ye- ni film projesi için aralık ayında Kanada'ya gidiyor. SahnanRöşdü,ABD'deyeniyayımlanan 7. romanı Tury-Öfke''yi, ekim ayı içinde, Toronto ve Vancouver'deki 'Uhıslararasr 2 ayn yazarlar şenliğinde okumaya hazırlanır- ken, sonsaldın olayından sonraKanada'da- ki okuma gezilerini belirsiz bir tarihe erte- Jedi. Daha banşçıl ve üımlı birdönemi bek- leyeceğini belirtiyor ünlü yazar. Maük So- lanka adlı roman kahramanmın ruhbİlinı- sel depremlerini irdelediği yeni yapıtında, Londra'dan New York'a göç eden bir ente- lektüelındramını öyküleyen Rüşdü, Ingiliz- ceyi bir mücevherustasının yeteneğıyle kul- landığını yine kanıtlıyor zor beğenir oku- runa. Anglo-Hint kökenli roman kahramanı şu tanımla çıkıyor karşımıza: "CinseUiğin, si- yasaflığm, acının, dışlanmışkğın en dip bö- lümündcn ve en üst doruğundan, Jdmi za- man Oedipal denen anne tutkunluğuyla iç içe bir kökenden kaynaklanır öfke. Yarao- nmgündoğumuduröfke.Esmgücünün,öz- günlüğun, tutku ve siddetin, yıkBnm ve üz- gûnün ülkesidir öfke. Ahp-verdigimiz dar- beteriyfe, giderek, bir kez daha doğrulama- vacağmuz bir umutsuz çizgiye sürüJder bi- Londra'dan, New York'un Manhattan'ına taşınan öfke, geride yoğun birbunahma itil- miş ve terk edilmiş bir ailenin de dramıdır. Yaşamın bitımsız bir coşkuyla sürüp gıtti- ği Manhattan"da, Amerikan popüler kültü- rünün çokyönlüçelişkilerle biçimlendiği ev- reni ırdeleyen Saiman Rüşdü, "ÇirkinAme- rika'yı veçirknıAmerikah'yı" alaylı gözler- le seyreder: *Hep kendini öven bir kesinti- siz ve Idbirii görüntü var önümde. Hşp ye- niden paketienen, tekflliğe itilmiş, 22 mil- TORONTO FİLM FESTÎVALt SONUÇLANDI Kıişdu n u n y e m kitabı LMKe g ~Tj~Jjl ••#••»•• ENGİNASKIN yontakNewYork,ktosalAmeri- <# ^H # # £ £ £ # C £ f £ W J §JW/ LM/ M/ m/M/ 'Ameliey ye gitti ka'nın simgesidir arnk Mafl de- nen kapalı çarşı kültürünün içmdeyinpgtantş,günaistres'e boğuhnıs,bcp)di$e)eriela)DU- şan bir Amerika'dır bu." Hemen her böhîmüyie sanki Sahnan Rüşdü'yle bütünleşen roman kahra- manı, Kafka karmaşası- mn karamsar gerilimini dillendirirken, Lilh'put- Blefiıscu adlı düşsel bir Pasifik adasmdan ge- len Neela adh bir sevgiliyle örtü- şüyor. Roman kahramanı Malik Solan- ka. Jonathan Swift'ten algı- lanılan bir tema- da, siyasal darbe- lerin, şiddetve dev- rimcilerin labirentle- rine sürükler bizi. Düşsel yaratının uçsuz bucaksız boyutlarda, göz kamaştırıcı bir şiirsellıkle gö- nendiğisonroma- nıyla, fanteziyle gerçeğin örgülendiği bir başucu yapınna imza atan Rüşdü, hayranlannı coş- kuya boğuyor. Kanada'da KnopfYayınevi'nin çıkardığı 259 sayfahk roman 35 Kana- da Dolan'na sanhyor. Salman RüşdiLj okumaya I uluslararası şenlik"1 okuma gezilerini Ameri\ saldınlar nedeniyle TORONTO(AFP)-Buyıl, 54 ülkeden 326 fıhnin gösterildiği, 26.Toronto Ulus- lararasıFilnıFestrvali. 16 Eylül'desonuç- landı. Adı Cannes, Beriin ve Vfenedik film festivalienyle birlikte anılan fesnvalde. "Halkın Seçtiği'' adlı en önemli ödülü, yönetmenlığını Jean-PierreJeunet'in yap- tığı, 'Le Fabuleın Destin d'AmeHe Poula- in' adlı fıhn aldı. Ingilizceye 'AmeKe' adıyla çevrilen filmin konusu, dış dünya- ya İcapanık bir garson kızın, kendi umar- sızhğını göz ardı ederek başkalanna ada- dığı bir yaşam vesonun- r daonlariçinaradığımut- | luluk ve sevgiyi kendisi- ? nın de bulması. Fransa'da haftalarca en ıyiler kate- gorisinde yer alan film, geçen mayıs ayında Can- nes Festivali'ndendışlan- " mış, seçici kurul sert tep- kilere hedef olmuştu. s Film, kasım ayında Amerika'da gösteri- me girecek. Festivalde, aynı ödül kategorisinde ikin- cıliği, Hındistan doğumluyönetmen Dig- vijay Singh'in 'Maya' adlı fılmi, üçüncü- lüğü ise Hıntlı yönetmen Mira Naff'in 'Monsoon Wedding' adh fılmi aldı. Yö- netmenliğini Cezayir kökenli Fransız Ya- mnıa Bengııigui'nin yaptığı Fransız yapı- mı 'Sundaj-, God WUling' adh film, Ulus- JararasıFilm Eleştirmenleri Federasyvnu olan FIPRESO'nin ve dört üyenın kara- nyla 'En İyi Film Ödûlü'nü aldı. FIP- î* ilmde, içe dönük bir kızın başkaiarına adadığı yaşamından kesitier anlatılıyor. RESCIjürisinın bu dalda anılmaya değeı bulduğu diğer iki film, yönetmenlığini VaJeskaGrisebach'uı üstlendiğı Avustur- ya-Alman yapunı 'Be My Star' ve yönet menhğini Aşgar Massobagi'nın yaptığı Kanada yapımı 'KhaJed' adh fıhn. Toronto'nun büyük kent belediyesınin kurduğu 'TorontoCity' adlı 25 bin dolar- lık ödül, yönetmenlığini Zacharias Ku- nuk'un üstlendiğı Kanada yapımı "Atanar- juat' adlı fılme venldi. 15 bin dolarhk 'C5ty-TV adh ödül ıse 'En iyi Kanada Ffl- mi' kategonsınde, Kana- dah genç yönetmen Se- an Garrity'nin 'Inertia adh yapımınaverildi. Ka- nada'nın dünyaca ünlü bağımsız devlet belgese film yapımcısı Nationa Film Board'a ait olan 'NFB>JohnSpottonÖdü- — l hl'2500dolarlıkparave 7500 dolarlık servis ödüllerinı içeriyor du. Bu dalın ödül alan yapıtı Kanada ya pımı 'Dzama' oldu. 'TheVVolksvagenDb- covery Ödülü'nüyse 'The Chkken Rice War' adh bir Singapur fümi aldı. 11 Eylül günü Amerika'ya yapılan te rörist saldınlaruı ardından festival dahi hndeki kırmızı hah töreni ve tüm partilet ıptal edilmişti. Festival yöneticisi Piers Handling, verdiği demeçte, yaşanan tra jediden herkesin büyük üzüntü duyduğu nu, yıllargeçse bile bu acınınasla unutula- mayacağını söyledi. DEFNE GÖLGESİ TURGAY FtŞEKÇt 'Geldim Gördüm../ Alışılmadık bir özyaşam öyküsü llhan Mi- maroğlu'nun Geldim Gördüm Geçtim Git- tim'i (Pan Yayıncılık). Bu alışılmadık olmanın nedenleri, Mima- roğlu'nun alışılmadık kişiliğinden başlayıp içinde yaşadığımız dünyanın alışılmadık k o şullarına dek yayılabilir. 1926 doğumlu Mimaroğlu. Çocukluğu, ilk- gençliği Cumhuriyet'in ilk yıllarında geçmiş. 1959'dan bu yana ABD'deyaşıyor. Elektro- nik müzik yaprtlarıyla ünlü, dünyaca bilinen bir bestecimiz. 1990'ların başlarında gazetemizde yazdı- ğı ve yeni dünya düzeni üstüne ilk izlenim- lerin yansıdığı unutulmaz yazıları geldi aklı- ma. "Işsiz Güçsüz Düşsüz" başlıklısı şöyle başlıyordu: "Yürürken sokaklarda, orada burada bir uyanyazısı çıkıyorkarşıma: 'Kal- dırımlara çöp atmayınız; insanlar yatıyor oralarda." "Bir özgeçmiş" ait başlığıyla sunulan ki- tap, yazarın yaşamından türiü kesitier sun- masının yanında çağımız toplumlarına, bi- reylerine, sanata, olgulara bakışlar, değer- lendirmeler getiriyor. Mimaroglu'nun ülkesinden aynlmaya ka- rar vermesi Demokrat Parti iktidarıyla baş- lıyor: "Menderesgelenedeğin Türkiye'den başka yerde yaşamak aklımın köşesinden geçmemişti. Sorunlan olan bir ülkede ya- şıyor idiysem de nerenin sorunlan yok ki? Gül gibi ülke işte! Menderes geldiğinde gü- lûn dikenleri katlanılmaz olmaya başladı." Bu kötüye gidişle bir bilim-kurgu romanı yazmayı düşlero yıllarda: "Bu ara, 2008 yı- lındaki Türk parasının değeri öylesine dü- şecekti ki dolar 80 lira olacaktı. İyi ki bırak- mışım yazmayı o kitabı." Türkiye'den kırk iki yıl önce aynlmış olma- sına karşın yazdıkları içinde ülkemizin yakın yıllarına ilışkin izlenimler de önemli yer tutu- yor. Bunlardan biri Taksim'deki Marmara Oteli üstüne: "Otel dediğim The Marmara dedikleri. Tepedeki lokantanın manzarası güzel olsa gerekti. Gece karanlığında bile The Topkapı, The Salacak, The Haydarpa- şa seziliyordu." Bandırma hızlı vapurundan da haberii Mi- maroğlu. Şöyle diyor "Açıkyeriolmayan va- pur olamaz! Sigara içilen yeri olmayan va- purolamaz. Adı Adnan Menderes olan va- pur olamaz! Adı Turgut Özal olan vapur olamaz!" Abdullah Öcalan için de farklı bir önerisi var: "Unutturulmalı öcalan. Asılırsa unu- tulmaz. Efsane olurüstelik.. Bunun şaşmaz yolu öcalan'ı besteciyapmak... Birbeste öğretmeni görevlendirilsin. öcalan'a zorla bestecilik öğretilsin. Pop müziği bestecili- ği değil. Yaylı dörtlüler, üflemelibeşlileryaz- maya başlasın öcalan. Giderekopera da yaz- sın. Sonra, Amerika'yagönderilsin... Buara Türkhükümetiparayatınmıyapıp öcalan'ın operasını New York City Opera'da oynat- sın. Böylece öcalan unutulur gider." Geldim Gördüm Geçtim Gittim, çok gül- düren bir kitap. Öyle olaylar aktarılıyor ki gülmemek elde değil. Kitabı okurken, ünlü tiyatrocularımızdan biri, bu metinlerden tek kişilik bir oyun yapsa, ne çok izleyici toplar diye de düşündüm. Kitabın güldüren yanlan herkes için. Bir de sonrası var: Bu gülünecek şeylerin kaç ki- şiyi ağlatacağı. Gülünecek denli ağlanacak da bir yapıt karşımızdaki. Yaşadığımız gün- lere, çağa öfke saçan bir kara güldürü. Bir de şu var: Özellikle son yıllarda çok sa- yıda insanımızABD'ye gitti. Orayayerleşen- ler var, bir süre kalıp dönenler var. Izlenim- (erini dergi, krtapsayfalannadökenlervar. Fer- han Şensoy'un Ingilizce Bilmeden Hepini- ze I Love Vou'da yazdıkları bir yana, Mima- roğlu'nunki denli keskin bir eleştirinin izleri- nin görülmemesi nasıl yorumlanmalı? K Ü L T Ü R I Ç İ Z t K K Â M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear