23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 AĞUSTOS 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(a cumhuriyet.com.tr 15 Viğit Bener, "Eksik Taşlar"da 12 EylüPün baba-oğul ilişkisine yansımalannı aktanyor Sürgünün artbndan kalanlarNE^NAÇALtDİS 'Eksik Taşlar' Yiğit Bener m ilk romanı. 12 Eylül döneminde Brük- sel'e kaçmak zorunda kalan baba Erdinç ve oğul Devnm'ın hikâyesi üzerine kurulu. Kimi zaman ilişki uçurumlan. kimi zaman cinselliğe farklı bir açıdan bakıldığı romanda herkes kendinden bir şeyler bulu- yor.... -Romanınızdagünümüzve 12 Ey- lül iç içe... BENER - Bugünlerde geçen bir öyküyü romana aktanrken 12 Ey- lül'ün benim kuşağımdaki insanlar- da bıraktığı izlere değinmemek mümkün değil. 12 Eylül kişisel ta- rihimızde de bir milat değilse bile. önemli bir dönüm noktası, nasıl kı bir gece ansızın yaşamlanmıza gir- diyse. romana da öyle girdi.. -12 Eylül döneminde yurtdışına kaçmak zorunda kalanlar hangi zorluklaria karşılaştılar? BENER - Siyasi mülteciler dış- lanmışlıgı yaşadılar. Yaşadıkları topluma uyunı sağlayamadılar. Si- yasi misyonla gelmişlerdi. o da ha- vada kaldı. Türkiye nostaljisi için- de yaşadılar, zaman geçtikçe Türki- ye'den de koptular. Üstelik siyasi saldınlara hedef oldular. Devlet ta- rafından 'vatan haini" ve 'kansız' olarak nitelendırildiler. Ait olduk- ları siyasi gruplar da onlan bir nevi kaçak olarak gördüler, unutuldular. 'Cinsellik bilinmiyor' - Erdinç tipik Türk erkeği özellik- lerini taşımıyon.. BENER-Erdinç bu toplumda ye- tişmiş biri. Erkek kimlığine kazın- mış kusurlan o da taşıyor. Durumu, farkında olduğu için sorguluyor. As- lmda kadınlar onu sorgulamış ama o da bu sorgulamayı ciddiye almış. Klasik erkek kimliği. biz erkeklen kendi insanı özümüzden uzaklaştı- ran, duygulanmızı ığdış eden. taciz- ci, saldırgan, ilkel yaratıklara dö- nüştüren bir kımlik. Bu kimliğin kü- çücük erkek çocuklara bebeklikle- rinden itibaren toplum tarafından dayatılmasının esas amacı da sandı- ğımız gibi "üstün niteliklerden ötü- rü" bizlere sözde bazı "ayncahk- lar" bahşetmek değil, aksıne bizle- rı savaşlarda ölen ve öldüren birer savaş makinesi olarak kullanılabilir hale getirmektir. Dolayısıyla Er- dinç. ahmak birer maço olmanın er- keklerin gerçek çıkarı olmadığını düşünüyor. Açıkçası ben de ona ka- tıhyorum. " Toplumu radikal bir pencereden eleştiriyorsak sadece ekonomik yapıyla yetinmeyip en temel insan ilişkilerinden biri olan kadın-erkek ilişkisini de radikal bir şekilde . .• •. sorgulayabilmek gerekiyordu. O dönem bu yeterince yapılamadı. Kanımca bunun bir nedeni de Avrupa'da 1960'larda yaygınlaşan kadın hareketinin Türkiye'ye ancak 1980'lerden sonra gelebilmesidir. " - Erdinç'in feminizme yaklaşımı da oldukça farkü... BENER - Erkeklerin yaptığı bir hata var, o da erkek egemen toplum- la mücadeleye sadece kadın hakla- rı perspektifinden bakmak. Oysa yapılması gereken şey, bir yandan kadınların haklı mücadelesine des- tek verirken bir yandan da erkek egemen toplumu erkek gözüyle de eleştirmek, bir anlamda ikincı bir cephe almaktır. Bunun yolu da ön- celikle kendinıizi, kendi kimliğimi- zi sorgulamaktan geçer. kadınlarla ilişkimizi yeniden gözden geçir- mek, onların eleştirilerini ciddiye alarak eşitlik temelinde ilişki kur- maya çahşmak gerek. Bu da haliy- le zor bir süreç, sadece bir toplum- sal sistemle değil, bu sistemin içsel- leştırilmesi uzantılanyla da müca- dele etmeyi gerektiriyor. - Türkiye'de cinselliğin yaşanış bi- çünini nasü değerlendiriyorsunuz? BENER - Türkiye'de'gerçekten cınsellik alanında boğucu ve tümüy- le ikiyüzlü bir ahlaka dayalı zihni- yet var. Bunun esas nedeni bence, tutucu erkek egemen toplum yapı- sının Türkiye'de yeterince sarsılma- mış olmasıdır. Burada yaşayaeagmız kural dışı bir cinselliğin bedeli, özellikle de kadınlar açısından o kadar ağır ki. insan ya boyun eğmeyi seçiyor ya da kural dışı bir cinsellik yaşarken bı- le kendini savunmak için toplumsal ahlakla uyumlu görünmeye çalışan ikiyüzlü bir tutum sergilemek zo- runda kalıyor. Bu tabloda marjinal kesimler dışında, özgürlüğe ve fark- h arayışlara pek yer yok. - Cinselliğin genellikle tabu olarak görüldüğü bir si\asi gelenekten gel- diğiniz halde siz cinselliği doğal bir ihtiyaç olarak vurgulujorsunuz? BENER - Toplumu radikal bir pencereden eleştirryorsanız, sadece ekonomik yapıyla yetinmeyip en te- mel insan ilişkilerinden biri olan ka- dın-erkek ilişkisini de radikal bir şe- kilde sorgulayabilmek gerekiyordu. O dönem bu yeterince yapılamadı. Kanımca banun bir nedeni^e Avru- pa'da 1960'larda yaygınlaşan kadın hareketinin Türkiye'ye ancak 1980'lerden sonra gelebilmesidir. Bana kalırsa feminizm Türkiye'de kadınlar arasında ne yazık ki hâlâ yeterince güçlü ve yaygın değil. Bu durumda cinselliğin doğal bir ge- reksinim, bir zevk ve sevgi alışveri- şi olarak algılanması çok zor. Çün- kü Erdinç'in de belirttiği gibi. gele- neksel yapıda cinsellik sadece er- keklerin "iktidarlannıtartmayaya- rayan", ahp satılan, bir şeyler elde etme karşılığmda "verilen" bir şey. Çekici hiçbir yönü yok! Ne zaman- ki kadın-erkek ilişkilerini boğan o erkek egemen yapıyı çatırdatıp eşit ilişkiler kurmayı başannz. o zaman cinsellik gerçek işlevine yeniden ka- vuşabilir. 'Mevcut düzen alternatifsiz' - Kadınlann yaşayamadığı özgür- lükleri erkekler çok daha rahat ya- şayabiliyor. Bunun temel nedeni kıs- kançhk mı? BENER - Zina dediğimiz şey as- lında tahmin ettiğımizden de yay- gındır. Erkeklerin çapkınlıklan bili- nir, ama bu işi tek başlanna yapma- dıklanna göre, demek ki çapkınlık yapan bir o kadar da kadın var! An- cak bu noktada kıskançlık nedir so- rusunu da sormak gerek. Kıskanç- lık sevgi belirtisi olarak sunulur top- lumda, bence mülkiyetçi bir temel- de kıskançlık aksine sevgisizlik gös- tergesidir. Sevdiğiniz insanın sizin izin verdiğiniz alanlar dışında mut- luluk ya da zevk aramasını yasakla- mak demektir. Bunun sevgiyle ne alakası var? Gerçek sevgi, o insanı kendinden bağımsız bir özne olarak kabul etmektir. Bağımsız öznelerin de farklı arzulan olabilir. 0 insanı seviyorsanız eğer, onun sizden ayn yaşadıklanna da saygı duymak zo- rundasmız. Ama tabii kadının erke- ğin malı mülkü olarak gördüğü bir toplumda cinselliğin özgürce yaşa- mak isteyen kadınlar öldürülür! Bir tek erkekler çapkınlık yapabilir, a- ma onların da bu işi kimlerle yaptı- ğı bilınmez! - 12 Eylül aile ilişkilerinden neler götürdü? BENER - Romandaki baba-oğul ılışkisi bir yönüyle de 1980 öncesi kuşakla sonraki kuşak arasındaki kopukluğu da simgeliyor. Çünkü 12 Eylül'ü yaşamış olan kuşağın top- lum belleğinden izleri silinmek is- tendı. O kuşağın ve yapmak istedik- lerinin yok sayılmasmın esas ama- cı, mevcut düzenin alternatıfsiz ol- duğu düşüncesinı yaymaktır. Bence artık bu tabuyu da yıkmak gereki- yor. Elbette o kuşağın hatalannı da sorgulamak gerek. Ancak o kuşak farklı bir toplum yaratmayı becere- mediyse de yirmi yıldır ülkeyi yöne- tenlerın de neyi becerdikleri ortada! Bu yüzden yeniden her şeyı sorgu- lamaya, yeniden alternatifler üret- meyi, daha insancıl bir toplum ara- yışının düşünü kurmaya baş- lamalıyız. B.erlin de yaşayan Türk ve Alman müzisyenlerden kurulu • Orientation 'un Doublemoon tarafından lisans edilen "Bosporus Bridge" (AImanva/Pantegue, DMOOİ3-2001) adh çahşması, geçen günlerde müzikmarket raflarındaki verini aldı. Orientation'dan ilk albüm heyecanıKültür Servisi - Berlin'de yaşayan Türk ve Alman müzisyenlerden kurulu Orientation'un Doublemoon tarafından lisans edilen "Bospo- rus Bridge" (AlmanyâPantegue. DM0013- 2001) adlı çahşması. geçen günlerde müzik- market raflanndakı yerini aldı. Soul, caz \ e dans müziğı türierinın. insanın yüreğine işleyen ara- besk ezgiler \e \unnalılar ile harmanlandığı, zengin kültürel tatlar içeren müziklerinden oluşmakta. Albümde duyduğunuz. geleneksel Türk müziği ve Ortadoğu ezgıleri. her yerde çalınabilen, her kulağa seslenen yapılannın dı- şında yepyem bir biçimde düzenlenip yorum- lanmış Orientation'un "Bosporus Bridge" albü- müne katkıda bulunan müzisyenler; müzik, söz, bas, \vah vvah bas ve tuşlularda Andreas Advo- codo.müzik. söz ve saksofonlarda Turgay Ayay- dınh, rap ve vokalde AzizaA,vokalde Pınar De- mireL^okal ve neyde Günay (Ayaz Kaplı). per- küsvon ve dofta Levent Yıldınm, keman. per- küsvon, çello \e kemençede Murat Sakaryalı Ensembie,söz Cavidan Bafcıve ÖzlemAya\ dm- h, kanun Onder, müzik Cooper Boettcher ve Ü- naJ Yiiksel yer almakta. Aynca albümde duy- duğumuz ses tasanm unsurlannın tamamı JJ. Cooper's Liquid Lounge'e ait. Berlin'de yaşa- yan grubun lıderlen ve aynı zamada "Bosporus Bridge"in prodüktörleri olan Andreas "Advo- cado" ve Turgay Ayaydınh ile yaptığımız tele- röportaja zaman zaman albümde rap ve voka- liyle yer alan Aziza A da katıldı. Yakında Do- ublemoon'dan yeni albümü çıkacak olan sanat- çıyı Zitty dergisi (Berlin), 97'de çıkan ilk albü- mü "Es Ist Zeit"ten sonra yüz önemli kişiden biri ilan etmiş. - Biıükte çahşmaya nasıl başladuuz? TURGAY - Müziğe 13 yaşında abimin Al- manya'da düğünlerde çalan orkestrasında sak- sofon çalarak başladım. Düğün müzisyenı ola- rak yani. Muhittin Paydaş (Iskender Pa>daş'ın babası) ilk hocam oldu. Sonra Berlin'de ders al- maya başladım, caz ve Türk müziğı kanşık, bu arada düğünlerde çalma olayı hep sürüyordu. Andreas ile tanıştıktan sonra onun acid caz gru- buna misaf ir olarak katıldım, caza geçiş için da- ha iyı oldu bu. Sonra Andreas da bizim düğün- lerde bascı olarak misafir oldu grubumuza, böylece aynlmaz bir ikili olduk. Dünyada bir- çok ülkede festıvallerde çaldık. Almanya'ya geldığinde Tarkan ile tanıştık. 97'de onun Av- rupa turnesinde Orientation olarak ön grup ola- rak yer aldık. - Albüm yapnıa fikri nasıl doğdu? TLIRGAY - Sürekli birlikte çalmaya başlayın- ca yavaş yavaş bir grup oluşturma fikri gelişti birlikte ve Orientatıon'ı 1995"te kurduk. Al- büm çıkmadan önce canlı canh performansla- ra çıkmaya başladık. ufak çaplı turaeler derken 97 "de önce kendi, sonra Aziza A'nın "Es lstZe- it" albümünü Almanya'da çıkardık. Her iki al- büm için de aşağı yukan iki y ıl çalıştık. Çünkü acelemiz yoktu, birçok kulüpte çalıyorduk, be- ni Almanya'da tanımaya başladılar. çaldığım makamlar caz gibi değil, daha özgür çalmak için makam kurallanna uymuyorum pek, Türk makamlanna daha fazla yöneliyorum. Çünkü sevdiğim ve kendimi yakın bulduğum müzik Türk müziği. - Türkiye'de birlikte çahşmak istediğiniz mü- zisyenler var mı? Çalışmalannı beğendiğıniz, takip etriğiniz müzisyenler var mı? ANDREAS - Erkan OgUTj Laço Tavfa'dan Hüsnü ŞenlendiricL Burhan Öcal. AZİZA A - Sezen Aksu, Sertab Erener, Erkin Korav, Banş Manço'yu isterdim. Şebnem Fe- rah, Bülent Ersoy. TURGAY - Orhan Gencebay, Müslüm Gür- ses. Kibariye. Erkan Oğur, Laço Ta>fa. Burhan OcaL (Eskiden rahmetli Ergun Şenlendirici ile çalmıştım.) - Farklı müzikal geçmişleriniz var ve bu albü- me daha zengin bir sound olarak yansımış, bi- raz bu farkhhktan bahseder nüsiniz? ANDREAS - Turgay melodik yapıma ağırlık veriyor, ben Batı armonılerini katıyorum, son- ra beraber aranje ediyoruz. TURGAY - Türk ve Arap ritimlerini funk. R&B, caz, Drum'n Bass ve House ile kombine edip akustık olarak Türk geleneksel enstrüman- lan ile modern elektronik soundlarla birleştir- meye çalışıyoruz. - Aziza A. Beıün'de >aşıyorsun ve Muhikulti adh bir rad>o progranu yapbğuu bUiyonız, bi- raz bahseder misin? Neler çauyorsun, kaç sene- dir programcıhk >^apıyorsun, Türk müziği din- lenıe imkânın oluvor nıu? AZtZA A - Her cumartesi üç yıldır saat 15.00'te SFB Radio Multikulti adlı programda DJ ve Almanca moderatörlük yapıyorum. Türk müziğınin zenginliğini tanıtmaya çalışıyorum. SFB Internarional'da. World Müzik çalmakta, programcılık yaptığım için Türk müziği dinle- me imkânım oluyor. Değişik projelerle ilgilen- diğim için (müzik tiyatro) çok ilginç ve yeni projelerle de ilgilenmeye çalışıyorum. - En yakın projekrnuzin neler olduğunu öğ- renebilir miyiz? AZİZA A - Kendimi drum'n bass'ta deniyo- rum, tiyatro ve yeni hip-hop workshoplara ha- zırlanıyorum, sağlıklı ve "fit" kalmaya, aynca sevdiğim arkadaşlanm ve ailemden uzak kal- mamaya çalışıyorum. ANDREAS - Sürekli live bir şeyler kaydedı- yorum stüdyoda, şu an Turgay'ın solo live al- bümünün prodüksiyonu için hazırlanıyorum. Artık Turgay'ın saksofon çalış şeklini bir al- büm olarak kaydetmenin zamanı geldi diye dü- şünüyorum. TÜRGAY-Türk makamlanna çok ılgi duyul- duğunu gözlemliyorum ve bu konuda uzman- lanndan ders almak istiyorum. Türkiye'de çok konser vermek istiyorum. Çok heyecanla bek- lediğim 22-24 Ağustos arası Berlin Makaber'de gerçekleşecek konserimi live kaydedeceğiz. "Bağdat Hırsızı" adlı eski filmin tekrar göste- rimi sırasında çalınmak üzere müzik hazırla- maktayım. 28 Ağustos'ta Reinbeckhallen'de. Berlin'de bir açıkhava sinemasmda çalacağız. Alda, Lincoln Center Theatre'da • Kültür Servisi - Oyuncu Alan Alda, bu sonbaharda Lincoln Center'da sahnelenecek Peter Parnell'in yazdığı 'QED' isimli oyununda Nobel ödüllü fizik profesörü Richard Feynman'ı canlandıracak. 30 Eylül'den itibaren pazar ve pazartesı günlen Vivian Beaumont Theatre'da sahnelenecek ve resmi açılışı 22 Ekım"de yapılacak olan oyunu Gordon Da\ idson yönetiyor. Parnell, 'QED'yı. Feynman ve Ralph Leighton tarafından yazılan 'Tu\a or Bust' adlı kitaptan esinlenerek yazmış. Edinburgh Festivali başhyor • Kültür Servisi - Edinburgh Festivali. 11 Ağustos günü. 100 bin kişinin katılacağı bir geçıt töreniyle başlayacak. Komedi, müzik, görsel sanatlar \ e tiyatro alanlannı kapsayan festıvalde. bilet satışları rekor düzeyde. 49 ülkeden toplam 600 tiyatro topluluğunun, oyunlannın sahneleneceği festıval, aynca caz, film ve kıtap etkinliklerine de ev sahiplıği yapacak. Ikinci Dünya Savaşf ndan sonra, Avrupa'da kültürel bağlann gelişmesine öncülük eden festıval, bu yıl Joan Rivers, Alan Davies. Julian Clary, Clıve James, Rjch Hall ve Nıcholas Parsons gibi sanat dünyasının en iyi ısimlerinı buluşruracak. Zubin Mehta onurlandırıldı • SAiNTIAGO (AFP) - Tanınmış Hınt asıllı orkestra şefi Zubin Mehta, müziğiyle kültürel yaşama yaptığı katkılardan dolayı Şili tarafından 'Gabnela Mistral Ödülü' ile onurlandınldı. 64 yaşındaki Mehta, ödüiü almak üzere bu hafta içinde 1981 yılında 'Yaşam Boyu Müzik Direktörü Odülü'yle onurlandınldığı ve özdeşleştırildıği lsrail Filarmonı Orkestrası'yla birlikte Şili"ye gidecek. Mehta. Şilı'de kaldığı süre içinde 14 ve 15 Ağustos tarihlerinde iki konser yönetecek. Energy Wagon hareket ediyor • Kültür Ser\isi - Bu yıl ılkı My Loathing, Yüz Derece. Psycho 1/2, Sore, Flatspin ve Kurban'ın katıhmı ile gerçekleşen Energy Wagon 9 Ağustos'a kadar de\am edecek. Pazar gecesi lstanbul Kemancı Bar'da ilk konserlerini veren topluluklann bundan sonraki durağı bugün Izmır Punta Bar \e çarşamba günü Bodrum Kalesi olacak. Ska. punk, alternatif metal. funk. Anadolu rock tarzında müzik yapan gruplar; geleceğın bılinçlı dinJeyicilerine Türk müziğinin dünya akımlanna yaklaşurunı tanıtmavı hedeflemekte. Hughes'ün mektupları bulundu • Kültür Servisi - Ingiliz Kürüphanesi, 3 yıl önce kanserden ölen şair Ted Hughes'ün, bibliyografya uzmanı bir çalışma arkadaşına yazdığı, Amerikalı yazar ve şair Sylvia Plath ile olan fırtınalı evlilıği ve Plath'ın 1963'te intihanndan sonraki tartışmalarla ilgili düşüncelerini içeren bazı mektuplannı elde ettığını açıkladı. Kütüphanenin elde ettiği 143 mektubun. İngilız şair Hughes tarafından yaklaşık 30 yıllık dönem içinde. çahşmalannın rehberi ve eleştirmeni olarak gördüğü Keith Sagar'a gönderdikleri olduğu belırtildi. Mektuplar arasında, Hughes'ün ölümünden birkaç ay önce Hazıran 1998"de kaleme aldığı, Plath için 'Doğum Günü Mektuplan' adlı ağıt niteliğindeki şiir kitabını yazarken hissettiklerini tartıştığı 14 sayfahk mektubu da bulunuyor. Engelliler Festivali başlıyor • Kültür Senisi - Bu yıl 14-19 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek olan 2. Uluslararası Engelliler Sanat Festivali Istanbul'da yapılacak. Festıval kapsammda bu yıl 18 ülkeden 400'e yakın sanatçı katılacak. Bunun yanı sıra Avusturyalı caz sanatçısı Christine Jones da konser verecek. Geçen yıl tzmir'de yapılan festivalin amacı dünyadaki tüm engellilerin dayanışması ve engellı olmanın sanat yapmaya engel olmadığını kanıtlamak. BUGUN • ENKA VAKFI'nda saat 21.00'deAng Leenın yönettiği Kaplan ve Ejderha filmi gösterilecek. (276 22 14) • BEYOĞLUSİNEMASInda Yaz Şenliği kapsamında gerçekleşen Onat Kutlar anısındakı gösterilerde Bryan Singer'ın yönettiği Dövüş Klübü filmi yer alacak. (251 32 40)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear