23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17AĞUSTOS2001 CUMA HABERLER DUNYADA BUGÜN ALt StRMEN Umut Tupizmde mi? BODRUM - Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyıla- nnda kriz yok, daha doğrusu görünmüyor. Bir ha- reketlilik, bir hareketlilik ki, sormayın. 2001 Türkiye'de hem büyük krizin, hem de ger- çek turizm patlamasının yılı oldu. Turizm yatınması ve işletmecisi, aynı zamanda TYD'nin eski yöneticilerinden Yılmaz Türfceri ile Gökova'nın canım lacivert sulanna bakarak soh- bet ediyoruz. Kendisı, içinde bulunduğumuz kri- zin çok şeyi değiştıreceğini, artık hiçbir şeyin es- kisi gibi olamayacağını vurgularken Türkiye'nin büyük krizden çıkması için turizmin eşsiz olanak- lar yaratabilecegini söylüyor. Söze önce turizmin genelinden başlıyor. Turiz- min, inşaat, gıda, ulaşım gibi çok önemli sektör- ler de olmak üzere, tam 38 sektörde istihdam ya- ratan birfaaliyetalanı olduğunu söylüyorve 1 USD turizm gelirinin, 1 USDİçtalepyarattığıgozönün- de bulundurulunca, son 15 yılda Türkiye'nin sağ- ladığı 65 milyar USD turist gelirine ek olarak 65 mil- yar USD de yurtiçi katma değer, bunun yanı sıra 15 milyar USD de vergi geliri yarattığını belirtiyor. Yılmaz Türkeri, turizmi Türk ekonomısınin loko- motifi olarak görüyor ve "1995-2000 arasındayıl- lık ticaret hacminin yüzde 85'ini oluşturan 9 sek- törmalpiyasalannda, 116.5 milyardolaraçık ve- rirken aynı dönemde turizm sektörü net 29 USD fazla vermiş, dış ticaret açığının aynı dönemde yüzde 25'ini tek başına karşılamıştır" diyor. • • • Y. Türkeri iki noktayı daha vurguluyor Turizm do- laylı olarak birçok sektörü hareketlendirdiği gibi, Türkiye gibi, işsızliğin kronikleştıği ulkelerde, istih- dam yaratması açısından da olumludurve turizm yatırımları, sanayii vb. sektörlerdeki kadar dövize gerek de duymamaktadır. "Üstelik Türkiye'nin uluslararası rekabette en avantajlı olduğu sektörün, bu alandayıldayüzde 12'lik bir gelişme sağladığını da belirten Türkeri, "Bütün bu açılardan bakıldığında, turizm gelece- ğimizi kurtaracak bir umut olabilir" diyor. Yetkililerin konuya nasıl yaklaştıklannı sordu- ğumda ise onlann kamuoyuna yansıyan demeç- lerinde, yılda 25 milyon turist ve 20 milyar UŞD ge- lirden söz ettiklerini, ama bu hedefe hanppoliti- ka ve yıll/k programlaria ne nicelik ve nitelikteki ya- tınmlaria, hangi kaynaklaria ulaşılacağının belirtil- mediğinı vurguluyor ve "Türk tunzminin gelece- ğini belirieyen temelpolitika ve ekonomik hedef- lerini tanımlayan yıllık uygulama programlannı ve gerçekleşmekoşullannıortayakoyanbirplanyok- tur" diyor. ••• Büyük ekonomik krizin, turizmde gelecek on yıl için yapılacak gelişme projelerinin gerçekleşme- sinde fevkalade gerekli olacak yabancı sermaye yatınmlan ve kredı temin imkânlan için fevkalade elverişli bir ekonomik ortamı oluşturduğunu soy- leyen turizmci dostum, dışarda30 milyon USD'ye gerçekleşecek bir projenin bugünkü koşullarda Türkiye'de 15 milyon USD'ye gerçeklesebilece- ğini vurguluyor ve akılcı bir politika ile 10 yıl için- de Türkiye'de 12 milyar dolar harcanarak büyük kaynaklaryaratılmasının mümkün olduğunu, hat- ta bu yolla Türkiye'nin büyük dış borcunun altın- dan kalkabileceğini de söylüyor. Şu andaTürkiye'de varolan 400 bin yatağa, 300 bin yeni yatak eklenince kapasıte, 700 bine çıka- caktır. Bunlara belediye belgeli ve diğerleri de ek- lenince, 1 milyon yatak kapasitesine ulaşılabile- cektir. Böyle bir projenin ekonomik hedeflerinin ne ol- duğunu da şöyle Özetliyor Türkeri: 1-10 yıl sonunda 30 milyon turist misafir edile- rek dünyada ilk 15'e, 22 milyar USD dolar gelir sağlayarak ilk 10 içıne girilecek ve dünya pasta- sındaki payı yüzde 2.5'lerin üstüne ulaşacaktır. 2 - Iç turızme katılım bugünkü 5 milyon kişi se- viyelerinden 15 milyona ûlaştınldığı takdirde 3 mil- yar USD hacminde bir ekonomik değer yarabla- caktır. 3 - Turizm amaçlı ulaşım sistemi; uçak, yat, oto- büs, yat limanlan ve otobus taşıma kapasiteleri en az üç kat arttınlacaktır. 4 - Bugün yüzde 4 seviyesinde olan direkt istih- dam, sektördeki gelişme ile yüzde 8'e çıkanla- caktır. Bu projenin kaynaklan, gerçekleşme ihtimaK ve koşullannı da yann ele alaJım. Bakan Nejat Arseven: Anayasa değişikliği için sorun çıkmaz ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - TB- MM'de sandalye dağı- Iımının netleşmesiyle gözler anayasa değişik- liği paketı pazarlığına çevrildı. Devlet Bakanı Nejat Arseven'in önce- ki gün Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve dün ABD Büyükelçisi Robert Pearson'la yap- tığı görüşmede bu konu gündeme gelirken ikti- dar partileri FP'nin ka- patılması ve 2 partinin kurulmasının tatil önce- si vanlan uzlaşmayı bozmayacağı görüşûnü dile getirdi. Paketin ge- çirilmesi için Saadet Partisi ya da Adalet ve Kalkınma Partisi'nden (AK Partı) binnin des- teğinın de yeterlı olabı- leceğı bildirildi. Se- zer'in değişiklikleri desteklediğini kayde- den Arseven, Cumhur- başkanı'nın yetki ve so- rumluluklanyla ilgili bir düzenleme olmadığını belirtti. Anayasa değişikliği, Arseven'in dün ABD'nin Ankara Bü- yükelçisi Pearson'ı ka- bulünde de görüşüldü. Pearson, Türkiye'de in- san hakları alanında atılmaya çalışüan adım- lan güçlü bir şekilde desteklediğini belirte- rek "Sayın bakanm da bana söylediği, bu insan haklan kalan istediği j Türkhalkıl içinyüksehilıneye çahşı- hyor" dedı. Arseven de anayasa değişikliği ko- nusunda TBMM'de so- run çıkacağını sanmadı- ğını söyledi. 7 MSP'li Akıncı Gençlik'ten AK Parti'ye• Erdoğan'ın "AK Parti" adının, gençliğinde çeşitli eylemlere katıldığı, kapatılan Milli Selamet Partisi'nin (MSP) gençlik örgütü "Akıncı Gençlik"ten etlcilenerek konulduğu öne sürüldü. İstanbuJ Haber Servisi - Recep 12 Eylül 1980 darbesinden önce Tayyip Erdoğan'm "AK Parti" adını, kapatılan Milli Selamet Partisi'nin (MSP) gençlik örgütü "Akmcı Gençfik"ten etkilenerek bulduğu öne sürüldü. Kuruculann "dini bir parti" olmadıklannı savunmalanna karşın 1980 öncesi Islamcılar tarafından çok sık kulianılan "Ak" kelimesini, partinin adı olarak kullanmalan dikkat çekti. Jslamcılar örgütlenmelerinde "Ak" kelimesini çok sık kullandılar. "Aloncılar Gruba", "Ak-Gfiç", "Akıncı Memuriar'', "Aloncı GençHk" ısimlen de lslami kesim tarafından büyük rağbet gördü. Bu durum da, yeni kurulan partinin yalnızca isım olarak değil, "ideolojr olarak da 1980 öncesi gelişen lslami hareketten etkilendiğı kanısını doğurdur. Oybirliğiyle AK Parti Genel Başkanı seçilen Erdoğan'ın başkanlığı tartışmalı 'Dinci ampııP rötuşlandı ANKARA(Cumhurrvet Büro- su) - Adalet ve Kalkınma Parti- si'nin (AK Parti) genel başkan- lığma siyasi yasağı tartışmalı olan Recep Tayyip Erdoğan se- çildi. Merkez karar ve yönetim kurulunun (MKYK) seçim yön- teminde büyük tartışmalar yaşa- nırken Erdoğan'ın "Parti içinde demokrasi işleyecek herkes se- çünlegelecek n açıklamalarına ve parti tüzügüne karşın MKYK se- Eski • Ampulün "sank ve Kuranıkerim'in konduğu rahle" olarak yorumlanan bölümleri değiştirilirken çevresindeki 7 çizginin rengi sanya çevrildi. Yeni çimi çarşaf listeye göre değil, tek listeye göre yapıldı. BülentAnnç ile Abdullah Gül arasındakı grup başkanlığı yanşını Annç kazandı. Gül MKYK'ye alınır- ken Annç'ın bugün grup başka- nı seçılmesi bekleniyor. 50 kişi- hk MKYK'de 3'ü türbanlı 5 ka- dın üye de yer aldı. Parti amble- minin dinsel simgelerle çağn- şımlar içerdiği eleştirileri üzeri- ne ampulde rötuş yapıldı. Ampu- lün "sank ve Kuranıkerim'in konduğu rahle" olarak yorumla- nan bölümlen değiştınldi. AK Parti'nin kurucular kuru- lu, dün genel başkan ve MKYK seçimi için toplandı. Atatürk ve şehitlenn ruhuna okunan dua ve saygı duruşu ile başlayan toplan- tıda, Bülent Annç, Erdoğan'ı ge- IĞNELl FIRÇA ZAFER TEMOÇÎIV p kalkmadığı tartışmalı olan Erdoğan, oylamaya katılan 121 üyenin oybir- liğiyle genel başkanhğa seçıldi. MKYK seçimi yön- tem tartışması nedeniyle ancak 5 saatte sonuçlan- dınlabildi. Parti tüzüğü- nün seçimin "çarşaf lis- te" yöntemıyle yapılaca- ğı hükmüne uyulmadı. MKYK seçimi, Erdo- ğan'ın hazırladığı tek lis- te ve kontenjan listesine göre yapıldı. MKYK se- çimlerinin uzaması ne- deniyle merkez yürütme kurulu seçimi bugünebı- rakıldı. AK Parti'nin, dini çağ- nşunlan içerdiği yönün- deki eleştiriler üzerine parti amblemınde bazı değişiklikkregıttiğı göz- lendi. Parti amblemi olan ampul yeniden dizayn edilirken "sank veKura- nıkerim'in konulduğu rahle" olarak yorumla- nan bölümlerdeki çizgi- ler yumuşatılarak değiş- tirildi. Ampulün çevre- sinde bulunan 7 ışık çiz- gisinin rengı de sıyahtan sanya çevrildi. Türkçe dışmda yayma 'evet' • Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 70 sayfalık programında Atatürk'ten yalnızca bir kez söz ediliyor. Resmi dil ve eğitim dili Türkçe olmak koşuluyla Türkçe dışındaki dillerde yayın ve kültürel faaliyetlerin yapılabilmesi gerektiği vurgulandı. ANKARA (Cıımhuriyet Bürosu) - Adalet ve Kalkınma Partısi'nın (AK Parti) programında, Güneydoğu sorununun ekonomik kalkınma politikalanyla çözümlenemeyeceğı vurgulanarak Kürtçe yayına izm venlmeşi ve kültürel farlıhklann tanınması gerektiği kaydedildi 70 sayfalık programda Atatürk'ten yalnızca bir kez söz edilirken; ilköğretımin beşinci sınıfından itibaren seçmeli din derslennin getirilmesi istendi. Programda, MGK'nin de AB standartlanna göre yeniden yapılandınlması gerektiğine işaret edildi. AK Parti'nin programı dün açıklandı. Programın "Doğu ve Güneydoğu" başlıklı bölümünde. Güneydoğu sorunu için "Kimimizin Güneydoğu, kimimizin Kürt, kimimizin de terör sorunu dediğimiz olay maalesef Türkiye'nin bir gerçeğjdir" ifadesi kullanıldı. Resmı dıl ve eğıtım dılı Türkçe olmak koşuluyla Türkçe dışındaki dillerde yayın başta olmak üzere kültürel faaliyetlerin yapılabilmesi gerektiği vurgulandı. Programda, OHAL'in tamamıyla kaldınlması gerektiğine dikkat çekılirken "Bölgedeki sorunlann sadece ekonomik kalkuuna politikalan ik bir çözüme kavuşturulama>acağL, bütün bunlann üstünde kültürel farklıuklan demokratik hukuk devleti ilkesi çerçevesinde tanıyan yaklaşımlann etküi oünası gerektiği, sorunun çözümünde gerekli bir adımdır" denildı. AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Güneydoğu sorununa ilışkin çözüm önerilerinin 1991 yılına dayandığı belirtildi. Erdoğan, 1991'de RP'den milletvekili adayı olduğu dönemde, Islamcı yazarlar Ali Bulaç, Abdurrahman Dilipak, HADEP'e yakuı isimlerden Mehmet Metiner, Altan Tanın da aralannda bulunduğu bir "Istişare Kurulu" oluşturdu. Bu kurul tarafından Kürt sorununa ilişkin hazırlanan rapordaki görüşlerin, AK Parti'nin prograrnına yansıması dikkat çekti. Bu raporda da, "Kürtçenin öğretilmesi, kültürel farkuuklann tanınmasr ıstemlenne yer verilmişti. ' , SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com 17 Ağustos depremini Büyüka- da'da yaşamıştık. Birkaç gün son- ra deprem bölgesine gidip o acıya tanık olduk. Aradan iki yıl geçti. ön- ceki gün Büyükada Kitap Şenli- ği'nde imza gününe katılan Duygu Asena ile yan yana oturuyorduk. Duygu'ya kitap imzalatmak için ya- nımıza genç bir kadın geldi. "Size bir şey danışmak istiyo- nım" dedi ve şunları anlattı: "Kız kardeşim, eşi ve bir çocuklan 17 Ağustos depreminde Geyve'de göçük altında kalıp yaşamlannı yi- tirdiler." Bir çocuğun elinden tutu- yordu. "Bu benim yeğenim. Onu göçük altından paramparça çıkar- dık. İki yıldır sayısız ameliyattan geçti. Şimdiağıraksak da olsa aya- ğa kalktı ve yürümeye başladı." Çocuk 5-6 yaşlarındaydı. Sevim- li sevimli bakıyordu ve gülümseyen gözleriyle ailesinin öyküsünü dinli- yordu. Birlikte fotoğraf çektirdik. Oyküyü anlatan genç kadın sonra- sını şöyle sürdürdü: "Kız kardeşi- min eşinin ailesi onlann Istanbul'a gömülmesini isteyince ben de olur Deprem Öyküleri dedim. Onlan Istanbul Gaziosman- paşa Mezariığı'na gömdük. Bizim ailenin mezarlığı ise Kocaeli'nde. Kız kardeşim eczacıydı, eşi ise hâ- kim. Yüksekova'dan Geyve'yeye- ni tayin olmuşlardı. Kız kardeşimi Gaziosmanpa- şa'ya gömdük ama benim içime sinmedi. İkiyıldırkendimi suçlu gi- bi hissediyorum." Gözleri dolu doluydu. Yaşlar ha- fıf hafif yanaklarından süzülüyordu. Duygu ile birbirimize baktık. "Yan- lış yaptığım inancındayım. Onu keşke Kocaeli'ne gömseydjk diyo- rum. Böylece aile mezarlığımıza gömülürdü. Siz ne diyorsunuz?" ••• Duygu konuştu önce: "Hayır efendim, bunda üzülecek bir şey yok. Aynca şimdi Istanbul'dasınız. Hem siz, hem kız kardeşinizin oğ- lu onlann mezarlannı ziyaret ede- bilirsiniz. Aslında sizin yaşadığınız bir çareslzlik, tepkinizi ve acınızı nasıl ifade edeceğinizi bilemediği- niz için bunu hatıriıyorsunuz." Ben de benzer şeyler söyledim. Geyve'de toplam üç apartman yıkılmış. Bu üç apartmanı da aynı müteahhit yapmış. Üçü de tuz buz olmuş. Bu üç yeni apartman Gey- ve'nin en şık ve en pahalı apart- manlarıymış. "Katiller geziyor, biz çaresiziz" diye ifade etti tepkilerini. Mezar yeri konusunda onu ne ka- dar ikna edebildik bilemiyorum. Yüreğimizi bir acı sardı. Tabii ki ateş düştüğü yeri yakmıştı. Daha nice insanlar, bu onulmaz acıyı yaşıyor- du. ••• Duygu, bir gün elinde bazı belge- lerle gazetedeki odama gelmişti. Depremden birkaç ay sonraydı. Babası Selahartin Senemoğlu Gölcük Eğitim-Sen Başkanı'ydı. Yıllardır oradan oraya sürülmüş ve ayakta kalmaya çalışmıştı. 17 Ağustos günü Duygu Istanbul'day- dı. Depremi duyunca, 17 Ağustos sabahı Istanbul'dan Gölcük'e yola çıkmıştı. Kocaeli'ne geldikten son- ra, kapalı trafik yüzünden yürüye yürüye Gölcük'e ulaşmıştı. Yorgun argın evlerinin önüne gel- diğinde, evinin tamamen çöktüğü- nü gördü. Herkes çöken çeşitli bi- naların altındaki yakınlarını kurta- rabilmek için kurtarma araçlarının peşinde koşuyordu. Duygu çare- siz bir şekilde günlerce kurtarma kepçesi getirebilmek için uğraştı. Binanın başında ağrtlar yaktı. Elle- riyle kazıyarak bir yerlere ulaşma- ya çalıştı. Bir gece vakti, ayağına yumuşak bir bez parçası takıldı. Komşulan- nın bebeğiydi. Can havliyle onu pencereden dışan atmışlardı ve be- bek yaşıyordu. Duygu, bebeği ku- cağına aldı, onu emzirmek istedi, yapabileceği başka bir şey yoktu. Sonra birer ikişer kurtulan çocuk- lan bir yere topladı. Bir haftalık uğraşmanın sonunda babasının, annesinin ve erkek kar- deşinin cesetlerini enkazın altından çıkardılar. Annesi dört gün yaşa- mıştı. En çok ona yandı, kurtarabi- lirdik diye dövündü. Duygu şimdi yurtdışında, yaşama tutunmaya çalışıyor. Babasının akranı olduğum ve ba- bası sık sık benden söz ettiği için bana gelmişti. Bana "baba" dedi. Ben de ona iki yıldır "kızım" diyo- rum. Yurtdışına gittiğimde olanak bulursam ona uğruyorum, baba- kız sokaklarda dolaşıyoruz, onun geçmişe ilişkin planlarını tartışıyo- ruz. • • • Deprem üzerine daha çok tartış- malar yapacağız. Söylenecek çok söz var. Beni en çok insan öyküle- ri etkiliyor. Sevgili arkadaşım Nes- rin de Değirmendere'de kaldığı o- tel odasından deprem gecesi bi- nayla birlikte denize gömülmüştü. Onun bir mezan bile yok. Yeni depremlere hazırlıklı olmak için bu öyküleri unutmayalım.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear