26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 3 AĞUSTOS 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA JliJVt_fil UİTjJ. / ekonomi(« cumhuriyet.com.tr 13 ŞİRKETLERDEN • AVON'un yeni ürünü Aqua duş jelleri, zengin formülüyle cildi temizlerken nemlendiriyor ve ferahlık hissi veriyor. • BORUSAN Makine bir ay içinde 2 milyon dolar değerinde çeşitli iş makineleri ihraç ederek krize meydan okuyor. • SASINSTITUTE Almanya'run Frankfurt kentinde dünya çapında uzmanlann katılacağı bir veri madencUiği konferansı düzenliyor. • DHL Türkıye'nin en kapsamlı ihracat sitesini kurarak yurtdışında yoğun bir tanıtım faaliyeti yürütmeye başladı. • ANKARA SPORTING SHOP, O'Neill marka ûrünkrinde yüzde 20 yaz indirimi uyguluyor. Mağaza, Galaxy Card'a üç taksit yapıyor. • AISADOLU KREDİ KARTI ortaklığıyla Türkiye'deki ilk EMV uyumlu chip kartı pazara sunuldu. • AR1A aboneleri faturalannı herhangi bir ücret ya da komisyon vermeden Dışbank'tan ödevebilecekler. • ORIFLAME doğa, limon ve çiçeksi kokulu Midsummer deodorantlanyla gün boyu terlemeye son veriyor. • ŞİFA HASTANESİ yeni teknikleriyle, horlama problemi olan ya da Osas tanısı konulan hastalara, hastahğm derecesine göre müdahale ediyor. • DtVAN PUB'LAR müşterilenne bunaltıcı yaz sıcaklan için buzlu kahve ikram ediyor. • SCOTCH-BRITE mikroflber teknolojisi ile, çamaşırsuyuna dayanıkh ürünlerini çıkararak temizliğe yeni birboyutgetiriyor. • BOSCHMAXX COMFORT çamaşır makinesinde bulunan dijıtal ekran, yıkama öncesi ve sonrası denetimi sağlayarak kolayhk sağlıyor. Petrol-İş'in örgütlü olduğu işletmelerde son 4 ayda 1700 kişi işini kaybetti • • Ozefleştmnede acı tablo• Sendikanın araştırması, özelleştirmelerin çalışanlar açısından işsizlik ve sendikasızlık anlamına geldiğini bir kez daha ortaya çıkardı. Araştırmanın revize edilen sonuçlanna göre, son 4 ayda Petrol-lş'in örgütlü olduğu 17 işletmede 1681 çalışan işini kaybetti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Petrol-Jş, örgütlü ol- duğu işyerlerinde özelleştirme sonucu son 4 ayda 1681 kişi- nin işini kaybettiğini bildirdi. Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşu olarak gösterilen Tüpraş'ta, özelleştirme nede- niyle 1133 üyesini kaybettiği- ne dikkat çeken Petrol-tş, Tüp- raş'ta işten çıkarmalann 76'sı- nın son 4 ayda gerçekleştiril- diğini vurguladı. Petrol-lş, özelleştirme nedeniyle son 10 yılda kaybettiği üye sayısmı da 11 bin 724 olarak belirledi. Petrol-lş Genel Başkan Da- nışmanı İlyas Köstekli'nın, 'OzeUeştirmelere Karşı Müca- dele ve Petrol-tş' konulu araş- tırması, özelleştirmelerin ça- lışanlar açısından işsizlik ve sendikasızlık anlamına geldi- ğini bir kez daha ortaya çıkar- dı. Araştırmanın revize edilen sonuçlarına göre son 4 ayda Petrol-lş'in örgütlü olduğu 17 işletmede 1681 çalışan işini kaybetti. İlk sırada POAŞ Işten çıkarmalarda. şubat ayından bu yana 800 çalışa- nın işini kaybettiği POAŞ'ın ilk sırayı aldığı bildirilen araş- tırmada. PETKlM'de de 372 ışçinin iş akdinın feshedildiği kaydedildi. Araştırmada, Tüpraş'ta da işini kaybeden Sanayi üretiminde kriz damgasıANKARA (AA) - Beyaz eşyadan elekt- ronik eşyaya, otomobile, doğalgazdan tekstile kadar sanayinin büyük bir bölü- münün üretiminde bu yılın ilk yansında büyük düşüşler yaşandı. Devlet lstatıstik Enstitüsü (DİE) verile- rine göre, 2001 yılı ilk 6 aylık döneminde sanayi sektöründe yüzde 6.2'lik bir azal- ma meydana geldi. DİE verileri seçilmiş sanayi maddeleri bazında irdelendiğinde üretimi en çok azalan ürün yüzde 93.3 ile spor ayakkabı olurken üretimi en çok artan ürünlerde ise yüzde 110.5 ile sudkostik birinci sırada yer aldı. Akaryakıtta da normal benzın üretiminde yüzde 13.2, süper benzın üre- timinde ise yüzde 16.9 bir azalma oldu. Tekeİ birasında ünetim patiaması Ekonomik krizin yurttaşlarda varattığı efkâr nedeniyle içki tüketiminde olduğu gibi üretiminde de artış yaşandı. Bu yılın altı ayında, içki sektöründe, bira üretimi devlette yüzde 93, özel sektörde yüzde 3.4 artış gösterdi. Şarap üretimi yüzde 56.8, cin üretimi yüzde 16.1, votka üretimi yüz- de 22.4,45'lik rakı üretimi yüzde 8.2. kan- yak üretimi viizde 8.1, lıkör üretimi de yüzde 4.8 oranında arttı. Yılın ilk altı ayında beyaz eşya ve elekt- ronik eşya üretiminde büyük düşüşler meydana gelirken bu dönemde üretimde- ki en fazla düşüş yüzde 80.8'le videoda görüldü. Yerini VCD ve DVD'ye terk et- meye başlayan v ıdeo. hazıranda sadece 2 tane üretildi. sayının 76 olduğuna dikkat çekildi. PetroMş'in özelleştir- me uygulamalan nedeniyle 10 yıl içinde toplam 11 bin 724 üyesini kaybettiği vurgulayan çalışmada yer alan başlıca so- nuçlar şöyle: TÜPRAŞ: Satışı cazip hale getirmek için 2 milyar dolar- lık yatırımın da yapıldığı TÜPRAŞ'ta özelleştirme ka- ranyla birlikte, çeşitli sendi- kasızlaştırma uygulamalan da yaşamageçirildi. Taşeronlaş- manın yoğunlaştığı kurumda 1991 yılında 4 bin 163 sendi- kalı çalışan bulunuyordu. Bu rakamTemmuz2001 itibany- la 3 bin 30'a geriledi. PETKİM: Petkim'in Ya- nmca'daki 17 fabrikasından 9'u kapatıldı. Petrol-lş'in üye sayısının 5 bin 905'ten 4 bin 69'a gerilediği kuruluşta son 4 ayda 372 kişi işini kaybetti. POAŞ: Gayrimenkul değe- ri 4 milyar dolar olarak ifade edilen POAŞ, 2000 yılı için- de özelleştirildi. Bu satışın ana amaçlanndan birinin rant elde etmek olduğu, 18 Ocak 2000'de POAŞ'a ait 32 arsa ve 14tesisinsatışaçıkanlma- sıyla açığa çıktı. Haziran 1999'da 3 bin 169'u Petrol-lş üyesi olan 6 bin 165 çahşanın bulunduğu POAŞ'ta bu ra- kam özelleştirme sonrası 525'e düştü. Son 4 ayda, bu- rada 800'e yakın sendıka üye- si çahşanın işine son verildi. PETLAS: Kurum, 1997 yılında Kombassan Hol- ding'e satıldı. Özelleştirme ldaresi ve Kombassan Hol- ding yetkililerinin üretim ve istihdamda artış garantisi vermelerine karşın, satış söz- leşmesinde çalışan 1154 işçi- nin 700'e düşürüleceği ifa- desi yer aldı. Kurumdan 30 Haziran 1999 tarihine kadar 276, 30 Haziran 1999'da ise 222 Petrol-tş üyesi çıkanldı. Son 4 ayda ise 58 çalışanm iş akdi feshedildi. D Ü N Y A E K O N O M İ S İ N E B A K I Ş / ERGlN YILDIZOĞLU LONDRA [email protected] 'Banş Sürecinde', Krizden Kaosa Geçen hafta Israil-Filistin banş süreci, krizden kaos aşamasına geçtı. Ancak "kaos" kimi eğilimlerin işlemeye devam etmediğı anlamına gelmiyor. IsraiHarafın- da, Oslo Anlaşması'yla Filistin Yöneti- mi'ne devredilen toprakların yeniden iş- gal edilmesinden Arafat'ın öldürülmesi- ne kadar birçok seçeneği içeren büyük çaplı askeri operasyon eğilimi güçlenir- ken, Filistin tarafında da aynı ölçüde teh- likeli bir başka süreç işliyor. Bir taraftan Hamas gibi örgütlenn toplumsal etkilen artıyor ve Arafat yönetımi, tabandan ge- len basınçla bu radikal gruplarla işbirliğı yapmaya zorlanıyor. Diğer taraftan Ara- fat, hem "uluslararası topluluğun" tel- kinlerinin, hem de israıl tarafından öldü- rülme tehlikesinin yarattığı bir basınçla, elindeki polis gücünü bu radikallen geri- letmek için kullanmaya, yani bir iç sava- şa zortanıyor. Oslo süreci resmen bittl Eylül 1993'te Oslo Anlaşması banş sürecini başlatmıştı. Bu anlaşmayla Filis- tin önerliği israil'i tanıyor, Israil de bir gün bir devlete dönüşebilecek bir Filistin yö- netıminin kurulmasını kabul ediyordu. Ancak, "nihai statü", göçmenler ve Ku- düs'ün yönetimi gibi temel sorunlann çö- zümü sürece bırakıldı. Bu yüzden, işgal edilmiş topraklardakı Filistin liderliğınin önemli bir kısmıyla, Hamas, Islami Cihad örgütü ve diğer soi gruplar bu anlaşma- ya karşı çıktılar, Israil'i tanımayacaklarını açıkladılar. Biz deyorumlanmızda bu an- laşmanın geleceğinin olmadığını savun- muştuk. Barak'ın, seçimlerı kazanarak başba- kan olunca banş umutları yine yükseldi. Ancak, Temmuz 2000'de Camp David görüşmelerinde Barak, birçok yeni öne- riyi masaya koymasına rağmen göçmen- ler ve Kudüs konusunda Arafat'ın kabul edebileceği bir çözüm üretemeyince, ba- rış süreci yine bir krize girdi. Bu kriz o yı- lın 28 Eylül'ünde, Şaron'un Tapınak Te- pesi'ne yaptığı kışkırtıcı ziyaretin arkasın- dan başlayan II. Intifada ile daha da de- rinleşti. Nihai çözüm görüşmelerini gün- demden çıkaracağını söyleyen Şaron'un başbakan olmasıyla da, seçimleri değer- lendiren yazımızda da vurguladığımız gi- bi, Oslo sürecifiilenöldü. Geçen hafta Is- rail güçlerinin Filistin Idaresi'nın Kudüs'te- ki merkez binası Doğu Evi'ni işgal edip Fi- listin bayrağının yerine Israil bayrağını çekmesiyle de Oslo süreci resmen bit- miş oluyordu. Çünkü Israil'in bu eylemi, Arafat'ın danışmanlarından Nebil Ebu Rudeyna'ya göre 1993'ten bu yana ya- pılan "tüm Israil-Filistin anlaşmalarının geçersiz ilan edildiği anlamına" geliyor- du (Cumhuriyet). Gözlemciler, Israü'in Filistin topraklannı yeniden işgal edeceğini düşünüvor. Israil, Doöu Evi'ni 16 Israillinin ölmesi- ne ve 120 Israillinin yaralanmasına yol açan bir bombalı intıhar eylemine misille- me olarak işgal etmışti. intihar saldınsıy- sa daha önce Israil'in 5 Hamas üyesiyle ıki çocuğun ölmesine ve çok sayıda sivi- lin ağır yaralanmasına yol açan saldınsı- na bir misıllemeydi. Ama, israil de daha önceki bir başka olaya karşı misıllemeya- pıyordu... Taraflar arasındaki bu karşılıklı misilleme yarışı ise çoktan olayların kont- rolden çıktığının kanıtıydı. Artık, "Banş Süreci" diye bir şey kalmamıştı, Arap-is- rail ilişkilerinde tam bir kaos vardı. İsrail Isgale mi hazırlanıyor? Bir süredır gözlemciler, Şaron yönetı- minin diplomatik seçeneklerini yitirdiğini ve Filistin Yönetimi altındaki toprakları yeniden işgal ederek Filistin Yönetimi'ni yok etmeye hazıriandığını düşünüyoriar. Israil'in olayları tırmandınma siyaseti (VVashington Post, 02/08); ordunun ateş etme yetkısinı genişletmesi (WP, 08/08), geçen bir ay içinde 14 (geçen hafta 20 E.Y.) oldu. Filistinli liderin sistematik ola- rak öldürülmesi, böyle bir planın ilk aşa- ması olarak görülüyordu (Stradfor, 31/07). Jarusalem Post'un biryorumu- na göre Israil şimdi daha sert tedbııier alabilirdi, çünkü Arap ülkelerinin israil'e karşı bir savaşa gırme olasılığı çok zayıf- tı, terörle mücadele etmenın en iyi yolu planlayıcılarını yok etmekti... Arafat'ın "saldınsını durdurmanın yegâne yolu, bunun askeri diplomatik maliyetini ka- bul edilemez bir düzeye çekmekten geçiyordu" (10/08). Christian Science Monitor'un Kudüs muhabırinin Yafa Stratejik Çalışmalar Merkezı'nın eski baş- kanına Josef AMer ve Tel Avıv Universi- tesi'nden Efraim Inbar'a atıfla aktardığı yorumlar da Israil'in saldırılannın çapının hızla genişleyebileceğine ışaret ediyordu (10/08). Savunma ve Istihbarat uzmanı Jane's Def ence VVeekly de en son ana- lizinde Arafat'ın yaşamının tehlikede ol- duğu varsayımından hareketle "Arafat yeraltına geçecek mi" diye soruyordu (10/08). Koalisyonun koordinatöru Likud üyesi Ze'ev Boim'e göre de Kudüs olay- lanyla birlikte "Filistin Idaresi'nin variı- ğına sOn verecek geri sayım başla- mışt"(WSWS, 11/08). Arafat ve iç savas olasılığı II. Intifada'nın fıtilini ateşleyen Şaron başbakan olduktan sonra, banş görüş- melerinin yeniden başlaması için hertür- lü şiddet olayının en az bir hafta süreli ve mutlak olarak durmasını şart koştu. Ara- fat'ın güvenlik güçlerinin, Hamas ve Isla- mi Cihad örgütü gibi militan gruplann İs- rail'e yönelik saldınlannı engellemesi ge- rekiyordu. Ancak, Batılı yorumculara gö- re, bizzat Şaron hükümetinin Filistinli li- derlere yönelik suikast saldınlarına hiç ara vermemesı, şiddet olaylarının durdu- rulmasını imkânsızlaştınyordu (VVashing- ton Post, 2/08). "Uluslararası topluluk" da, Arafat'a aynı yönde baskı yapıyordu ama, ABD Başkan Yardımcısı Chaney'in Israil'in suikast eylemlerini "anlayısla kar- şılıyor", Israil'in de FilistinlilereÂBD yapı- mı helikopterlerle saldırıyor olması Ara- fat'ın işini iyice zoriaştınyordu. Arafat'ın işini zoriaştıran başka geliş- meler de var: Geçen hafta Hamas'ın dü- zenlediği intihar saldınsından sonra, Ba- tı Yakası'nda Filistinli çocuklar sokaklar- da şarkılar söylediler. Aslında Hamas yanlısı olmayan laik eğilimli Filistinliler bombacıdan övgüyle söz ettiler (VVas- hington Post, 11/08). Filistinli avukat Rebi Süleyman bu dinamiği şöyle açık- lıyor: "Bizim için sorun din değil, ulu- sal bağımsızlık. Ben Hamas'ı destek- lemiyorum. Dindar da degilim. Ancak, eğer işgale karşı Hamas mücadele ediyorsa buna saygı duyanm" (a.g.e.). Gerçektende, yıllardır Arafat'ı izleyen Fi- listinli ve Israilli uzmanlara göre, Arafat'ın toplumsal desteği giderek eriyor (New York Times, 12/08). Kamuoyu yoklama- lan da radikal Müslüman gruplann top- lumsal desteğinde, geçen haftalarda, yüzde 27'lik bir artış gösteriyor (The Gu- ardian, 11/08). Bizzat Arafat'ın El Fetih örgütünün Marvvan Barguti gibi önem- lı önderieri giderek radikalleşiyor, Hamas ve Cihad'ı da kapsayan bir "ulusal bjriik" hükümeti çağnlan yapıyorlar (Financial Times, 07/08). Hamas ise bu çağnlara, tüm yönetimin yeniden düzenlenmesi ta- lebiyle ve biraz da mesafelı davranarak cevap veriyor: "Israil ile pazariığa yer yok! Israil'i işgal edilmiş topraklardan kovmalı, başkenti Kudüs olan bir Fi- listin devleti kurmalıyız!" (The Guardi- an). Bu koşullarda, hem Arafat'ın manev- ra alanı giderek daralıyor, hem de Ha- mas, Cihad gibi örgütlere yönelik bir bas- tırma ginşiminin bir iç savaşa yol açma olasılığı giderek artıyor. ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Şu Tiyasaya Saygı' Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemai Derviş, ikide bir, "siyasetçi piyasanın temel ku- rallanna saygı göstermelidir" diyor. Ekonomi kuramı, piyasayı, alıcı ve satıcılann buluşma nok-! tası olarak tanımlar. Bakanın istediği, anlaşılan, alım-satım işlemine, yani fıyat oluşumuna siyaset-, çinin kanşmamasıdır. Ders kitaplarının tersine, Derviş, piyasa türleri arasında birayınm yapmıyor; rekabetçi, yan tekeM ci ve tekelci piyasa yapılarına ya da bunların alt bi-J çimlerine deginmiyor. Oysa ekonomi ders kitapla-; n, rekabetçi, giderek tam rekabetçi piyasayı, ula-t şılması gereken en kusursuz piyasa sayar. [ Bakan aynca, mal ve hizmet piyasası gibi bir] ayırım da yapmıyor; örnegin TL'nin yabancı para-| larla değişimi piyasasına, yani döviz kurunun olu-! şumuna da deginmiyor. Asıl önemlisi, Bakan,| emek ve sermaye piyasasına nasıl baktığını da açıklamıyor. Dervış'in piyasaya saygı isteğı, eme- ğin fiyatı olan ücretin ve sermayenin fiyatı olan fa-ı izin piyasada oluşmasına saygı anlamına mı geli- yor? • • • Türkiye'de 1980'li yıllarda başlayan serbest pi-i yasacı ekonomi politikası yandaşları, piyasayıj kutsal saydılar, tartışılmasına olanak veımedi-ı ler. Özal'lı yıllar, sürdü geldı. Örneğın, özelleştir-j meye karşı çıkmak piyasa ekonomisine karşı çık-ı makla eşit sayıldı. Oysa, 1993'te Fransa'nın tutu-j cu, yant sağcı Başbakanı E .Balladur bakın ne di- yor: "Piyasa nedir? O orman yasasıdır, doğa ya-' sasıdır (Ingilizcesi ile: 'What is the market? It is the lavv of jungle, the law of nature')." Ve sağcı Baş- bakan şöyle devam ediyor "Uygarlık nedır? O, do-, ğaya karşı savaşımdır" Ve The Economıst ekliyor:! "Buradaki piyasa sözcüğünün yerine küreselleş-, meyi koyarsanız (bugünkü sağcı Fransız Devletj Başkanı) Chirac karşı çıkmaz". j Gelişmiş kapitalist ekonomilerde piyasa deneti-i mi kuraldır. Piyasa denetimi, Türkiye gibi piyasa-ı lan doğru işlemeyen ve ekonomik gelişmesini sağ-i lamak zorunda olan bir ülke için ise kaçınılmaz biri zorunluluktur. Oysa, Türkiye'de devletin piyasayı; düzenlemesini istemek "dinozor", "devletçi", "sol-', cu", "plancı", "komünist" olmakla eşit sayılır ol-' du. O yıllardan başlayarak bugünlere dek, kutsal: piyasaya saygısızlık en büyük suç sayılmaktadır.ı "üzal hayranı" olduğunu açıklayan Bakan Derviş; de, doğaldır, piyasaya saygı istiyor. Eski sosyat demokrat Derviş, Fransız sağcılan kadar bile pi-j yasa karşıtı olamıyor. j • • • | . Piyasaya saygı isteyenlerin yapması gereken ki-> mi önemli işler var. Once, hangi piyasaya saygı! istediklerini açıklamak zorundadııiar. Sonra, ser-: best işlemeyen, tekelci ve yan tekelci piyasa soy-| gunlan karşısında nasıl önlemler alıyorlar? Daha-j sı, kayıtdışı ekonominin işlediği bir piyasa da var;; o konuda ne yapılıyor? : Ikincisi, gelişmiş ülkeler, sermaye kaynaklarınını kullanımının ana dogrultulannı saptıyor; faiz, ücret ve döviz kuru gibi önemli fiyatlann oluşumunu pi- yasa koşullanna bırakmıyor. Piyasaya saygı iste- yenler, önce bu konularda en azından açık olma-l lıdırlar. Piyasa, Güneydoğu'dan fındık toplama- ! ya gidenlere hakları olan ücreti sağlamıyor. Uçüncusü şudur: Devletin ekonomıde başansızi olduğu durumlar olduğu gibi piyasanın da başa- nsız kaldığı durumlar vardır. Piyasa, her mal ve| hizmeti, kaliteli ve ucuz sağlar diye bir kural yok- tur. Ekonomi giriş kitapları böyle başlar. Örneğin,| piyasa ekonomisinin enerjiyi tuketiciye, güvenılir.j -., kaliteli ve ucuz sağlayacağı en azından tartışma- lıdır. Piyasa, doğal ya da tarihsel çevreyi korur mu? Özellikle günümüzde, bilim ve teknolojı ala-, nındaki gelışmelerin salt piyasa ekonomisi anlayı-i şıyla başarılı olması olanağı çok zayıftır. Piyasai ekonomisi, araştırma yaptınp, sigaranın zararlı ol-i duğunu bulamazdı; bulmazdı. Hızlı trenden faksj makinesine dek bir dizi teknolojik yeniliğin, tek ba-i şına piyasa tarafından sağlanamayacağı çok açık-i tır. | Bunları göz ardı ederek, ya hep ya hiç anlayışıy-l la, piyasaya saygı beklemek hiç de doğru bir yak-. laşım sayılamaz. ı e-posta: yakup(« metu.edu.tr ! iMF'den yeni kredi istendi Arjantin kaynak arayışmda VVASHENGTON (AA) - Ekonomik kriz- le mücadele eden Ar- jantinli yetkililer, Ulus- lararası Para Fonu'ndan (IMF) yeni kredi almak için görüşmelere başla- dıklannı resmen açık- ladılar. Arjantin Maliye Ba- kanı Daniel Marx, Was- hington'da, IMF uz- manlarıyla 10 saatten fazla görüşme yaptıkla- nnı bildirdi. Bakan Marx görüşmenin ar- dından yaptığı açıkla- mada, IMF'den aldıkla- n krediyi arttırmayı amaçladıklannı söyle- di. Marx, kredi miktan konusunda aynntı ver- medi. Marx, likidite krizini çözebilmek için, sadece IMF'den değil. Inter-American Banka- sı'ndan da kredi arayış- lan içinde olduklarım kaydetti. Arjantin ile görüşme- leri yürüten IMF yetki- lisi ise eylül ayında ve- rilmesi planlanan 1.2 milyar dolarhk kredi dilimini bu ay içinde serbest bırakmak içinı çahştıklannı söyledi. i Arjantin'in IMF ile; yaptığı görüşmelerde,! makro ekonomik he-i deflerin rev izyonu ko-] nusunun görüşüldüğül belirtilirken yeni krediı konusundaki anlaşma-| nın birkaç hafta sonrai sonuçlandınlabileceğiı kaydediliyor. 128 mil-| yar doların üstündeki1 dış borcunu ödeyeme- me ihtimali bulunan, Arjantin'in. IMF'den,j acilen 9 milyar dolarlıkı yeni dış borç bulma ça-j bası içinde bulunduğüj belirtiliyor. I Hükümetin karşı yön: | dekı açıklamalanna kar- ] şın gazete manşetlenn- de hâlâ izleri görülen de- valüasyon beklentisi pi- yasalarda tedirginlik ya- J ratmaya devam ediyor,ı Bu arada ülkede iiretici j kesimin üzenndekı bas-1 kılar artıyor. Çiftçilerinı tohum ve gübre alacak| para bulamadıklan için| tanmsal üretimin ciddlı tehdit altmda olduğu be : J lirtıliyor. I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear