14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SA/TA CUMHURİYET 12 HAZİRAN 2001 SALI HABERLER DÜNYADA BUGUN ALt SİRMEN Yeni Krizler Kapıdal Kimi cümleler vardır ki. sızi ömür boyu izler- ler. llla "seçme söz/e/'"türünden1 seçenin dü- zeyine ve meşrebine göre, bazen hoş, ama çoğu zaTian ukalaca ve boş olanları kastet- miyorum. Sözünü ettiklerim herhangi bir yer- derastlayıp da aklınızda kalan, ama illa iddi- ası olması gerekrneyen cümlelerdir. Örneğn, yıllar önce bir gazetenin ekinde, tü- kenmeyen konu, zayıflama rejimi ile ilgili bir doktorun yazısını okurken karşılaşmıştım bi- riyle. "önce şunu belirteyim" diyordu uzman doktor, "zayıflatan yiyecek yoktur". Sanki çok bilgeymiş gibi bir eda ile "yağmur yağdığında su düştüğünü" söyleyen, herza- man malumu ilan etmekten öteye geçmeyen dangalak ukalanın prototipi, Fransızların düş- sel kahramanı Mösyö Lapalis'i anımsatır gibi sıradan olan bu cümleyi okurken zayıflatıcı mucizevi gıdalara insanların nice bel bağladı- ğını düşünürseniz, basitliği ötesindeki önemi- ni anlarsınız. Birzamanlar, Turgırt Özal'ın başucu kitabı olan, belirli bir dünya görüşünün çığırtkanı, "Megatrends 20O0 "de böyle bir cümleyle kar- şılaşmıştım. Yazarlar, "Ingilizcenin uluslararası birdiLol- ma yolundaki en büyük avantajı kötü konu- şulmasının kolay olmasıdır" diyorlardı. Bütün dünyanın kafa göz yararak konuştuğu Ingiliz- ceyi düşünürseniz... • • * Türkiye'nin ikidebiriçineyuvaıiandığı buna- lımlarda hep aklıma gelen ise sürücü ehliyeti sınavında sorulan bir sorunun yanıtı olan cüm- ledir. Sınavda sorarlar: "Yokuş hangi vitesle ini- lir?" Yanrt şudur: "Çıktığınız vitesle..." Gerçekten de öyledir, birinci veya ikinci vi- tesle çıktığınız bir yokuşu, dördüncü veya be- şinci vitesle inemezsiniz. Inmeye kalkarsanız, maazallah.... Türk insanı, yılların birikimi olan bunalımlar- la karşılaştığında, bir iki önlemle hemen o du- rumdan çıkıp kalıcı bir istikrara ve rahatlığa ka- vuşmayı istiyor. Böyle durumlar yok değil. Eğer söz konusu olan gerçek bunalım değil, kimi ucuz hatalar- dan kaynaklanan devresel bir sapmaysa, dü- zeltilmesi de nispeten çabuk ve kolay olur. Ama eğer bunalım, bünyenizin yıllarca sü- ren bozukluğundan, yıllarca vazgeçmediğiniz yanlışlarınızdan kaynaklanmış yapısal bir kriz ise, ondan hiç sıkıntı çekmeden bir anda kur- tulmanız olanaksızdır. Bu gibi durumlarda, kötü birikimleri birbiri üzerine yığan, yanlışı alışkanlık haline getiren, zamana tam eşit değilse bile onunla orantılı bir zaman dilimi zorunludur normale dönüş için. • • • Görüyorsunuz, içinde bulunduğumuz yapı- sal bunalımdan, öyle bir iki gün veya ay için- de çıkmamız asla mümkün değil. Artık eskiye dönüş de yok. Eskinin düşleri, lüpleri, yan gelip yatmaları, kötü alışkanlıkları, abes uygulamaları bıtme- diği sürece krizden çıkış da yok. Aynca en iyi olasılıkla bile, krizin başladığı noktadan hareket etmeyeceğiz bir daha. Da- ha geriden çıkacağız yola. Türkiyetünelin ucunda ışığı gördüğündede (ki şu sırada kim ne derse desin henüz göre- miyor) daha yoksul, daha işsiz, daha gerilim- li olarak yürümeye başlayacak yolu. Biraz dikkatle bakın etrafa! Herkesin sanki hiçbir şey olmamış gibi, üç önlem, bir ham- humşaralop ile yeniden eski düzene dönme özlemi içinde kıvrandığını göreceksiniz. Krizin en vahim yanı da bu. Çünkü bu dav- ranış henüz büyük çoğunluğun içinde bulun- duğumuz durumu kavramaktan bile uzakta olduğunu gösteriyor. Benden söylemesi, yeni ve daha büyük kriz- ler kapıda. Haberiniz ola! Sadettin Tantan'a çağrı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkan Yardımcısı Nevfel Şahin, "Sadettin Tantan gerçekten yolsuzluklarla mücadele etmek istiyorsa, ANAP'tan niçin istifa ettığini ve bildiği, gördüğü yolsuzluklan teker teker açıklamakmecburiyetinde" dedi. Ölüm oruçları sürüyor • İstanbul Haber Servisi - F tipi cezaevlerine karşı başlatılan ölüm orucu eylemi 235. gününe girerken TAYAD, yaptığı yazılı açıklamada, hastanelerde zorla müdahale olduğunu öne sürerek "Iktidar, zorla müdahale işkencesiyle yaşayan ölüler yaratıyor" dedi. 'Hekimler duyarlı' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi'nin ölüm oruçlanyla ilgili basın açıklamalan nedeniyle "amaç dışı faaliyet göstermek" suçlamasıyla görevden alınmaları istemli davada esas hakkındaki görüşünü bildiren savcı, hekimlerin "duyarh" davrandıklannı, artniyetli olduklanna ilişkin kanıt bulunmadığını bildirdi. Mahkeme, davayı reddetti. 4 operatör göçük altında • SIVAS(Cumhuriyet)- Sıvas'ın Kangal ilçesinde Demir Export Kömür Işletmesi'nde meydana gelen toprak kayması sonucu göçük altında kalan 4 operatörün kurtarılması için çalışmalar sürüyor. Çalışmalara Ankara ve Zonguldak'ın yanı sıra çevre kentlerden de destek verilirken olayla ilgili olarak soruşturma başlatıldı. Tantan'dan sonra art arda istifalar yaşanıyor. Eski ekipten vali ve emniyet müdürlerinin görevden alınması gündemde IçişLeri'nde yaprak dökümüANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Içişleri Bakanlığı'nda Sadettin Tantan'ın istifasının ardından Ka- zun Abanoz'un aynlmasıyla başla- yan kopmalar sürüyor. Müsteşar Yardımcısı Ahmet Karabilgin görev değişiklığı istemını Içışleri Bakanı Rüştü Kazun Yücelen'e iletti. Tan- tan'ın ısrarlı girişımleriyle bu göre- ve gelen Karabilgin 'in aynlma ge- rekçesinde, bakanların kendi seçtik- leri kadrolarla çalışmasının kamu yönetimi açısından yararlı olduğu düşüncesinin etkilı olduğu bildiril- di. Emniyet Genel Müdür Yardım- cısı Muhittin Kaya da görev değişik- lıği ısteminı genel müdürlüğe iletti. Yücelen'in taslak çalışmalannı sür- dürdüğü bildirilen valiler kararna- mesine ilişkin söylentilertaşrada ra- hatsızhk yaraürken gerekli atamala- nn zaman yitirmeden yapılması ge- rektiği belirtüiyor. Sadettin Tantan'ın Içişleri Bakan- lığı'na gelmesinin ardından ısrarlı girişimleriyle müsteşar yardımcılı- ğı görevine getirdiği Ahmet Kara- bilgin dün görevinden ayrıldı. Kara- bilgin"in görev değışıkliği istemini. Yücelen'e "Hayırh olsun" dilekle- rini iletmek üzere ziyareti sırasında dile getirdiği öğrenıldi. Karabilgin, Içişleri Bakanlığı'ndaki görevini merkez valisi olarak sürdürecek. Yücelen, özel kalem müdürlüğü görevine Içişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Aydın Erbul'u getirdi. Turan Genç'in isti- fasının ardından emniyet genel mü- dür yardımcılan, daire başkanlan ve Içişleri Bakanlığı Müsteşan ve müs- teşar yardımcdannın da değiştiril- mesi bekleniyor. Ancak Müsteşar Saim Çotur'un istifa yerine emek- liliğini ısteyeceği dile getiriliyor. Emniyet Genel Müdür Yardımcı- sı Muhittin Kaya da görev değişik- liği istemini Emniyet Genel Mü- dürlüğü'ne iletti. istifa edecek ya da istifası istenecek emniyet mü- dürleri arasında Bursa Emniyet Müdürü Aydın Genç, Ankara Em- niyet Müdürü Kemal tskender, An- talya Emniyet Müdürü Mehmet Ya- zıcı'nın adı ilk sıralarda yer alıyor. Içişleri Bakanı Rüştü Kazım Yüce- len'in valiler kararnamesi hazırlığı sürdürdüğüne ilişkin bilgilerin taş- rada rahatsızlığa neden olduğu bil- dirildi. Içişleri Bakanı Yücelen'e Em- niyet Genel Müdürlüğü'nde brifing verildi. Brifing için ilk olarak Em- niyet Genel Müdürlüğü görevinden aynlma isteminde bulunan Turan Gençgeldi. Genç "Kendi isteğini- zle mi istifa ettiniz" sorusu üzerine, "Sonra açıklayacağım" dedi. Iskenderde görevinden istifasının söz konusu olmadığını bildirdi. Bakanlar Kurulu Nükleer geçişlere önlem • Bakanlar CASA uçaklanndaki kazalan ve Boğazlar'ın güvenliğini değerlendirdi. Bakan Mirzaoğlu, Boğaz geçişi için önlem alınacağını söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bakanlar Kurulu, son dönemde iki tanesi düşen CASA uçaklarıyla ilgili in- celeme raporlannı görüştü. Milli Savunma Bakanı Saba- hattin Çakmakoğlu, kesin so- nucun kara kutulann ıncelen- mesiyle ortaya çıkacağını be- lirterek üretimden kaynakla- nan bir hatanm tespit edile- medığinı söyledi. Toplantıda Çanakkale ve İstanbul bo- ğazlannın güvenliği de ele alındı. Denizcilikten sorumlu Devlet Bakanı Ramazan Mir- zaoğlu. Montrö Anlaşması ile Boğazlar'dan geçişin serbest olmasına karşın kazalara kar- şı gerekli önlemlerin alınabi- leceğini kaydetti. Başbakan Bülent Ecevit'in bugün Brüksel'e yapacağı gezi nedeniyle 50 dakika sü- ren Bakanlar Kurulu toplan- tısında iki gündem maddesi görüşüldü. Malatya yakınla- rında ve TAI tesislerindeki test uçuşu sırasında düşen CASA uçaklanyla ilgili Ge- nelkurmay Başkanhğı, MSB, Savunma Sanayii Müsteşar- lığı, Deniz Kuvvetleri Komu- tanlığı ve diğer sivil havacıük birimleri tarafından hazırla- nan raporlar hakkrnda Çak- makoğlu sunuş yaptı. Raporlarla ilgili olarak ay- nntıh bilgi veren Çakmakoğ- lu, CN-235 tipi hafif nakliye uçaklannın üretimiyle ilgili herhangi bir hatah durumun tespit edilemediğini belirtti. Bakanlar Kurulu'nda Ça- nakkale ve istanbul Boğa- zı'ndan gemi geçişleri sıra- sındaki kazalar ve boğaz- lanndan güvenliği de tartışıl- dı. Çevre Bakanı Fevzi Ayte- kin, Boğazlar'ın çevresel gü- venliğiyle ilgili olarak kısa bir bilgi verdi. Aytekin, gemüe- rin Çanakkale ve istanbul bo- ğazlanndan geçişlerinde teh- like yaratabilecek durumlara karşı uluslararası düze> de an- laşmalar çerçevesinde hare- ket edileceğini kaydetti. Ki'dtürminısuu konıyım Tantcm'aödül Mimarlar Odasu tstanbuPda Fatih Bekdiye Başkanhğı döneminde tarihsel kent dokusu- nun korunmasuıa donük başlattığı çalışma- lannı "İçişleri Bakanı" olduktan sonra yurt düzeyinde de jaygınlaştırdığı için Sadettin Tantan'a "Kültürel Mirasa Duyarlılık ve Mi- marhğa Katkı Ödülü" verecek. Ödülün ge- rekçelerinin de yer aldığı Mimarlar Odası .Merkez Yönetün Kurulu (MYK) karannda, SadettinTantan'ın her iki görevi süresince de tarihsel,külrürel ve doğal çevre mirasma kar- şı duyarh bir "kamu yönetkisi" olmanın ve aynı duyarhhğı "siyasete" de taşunanın "ör- nektutumlannı" sergilediği vurgulanıyor. Bu çabalann aynı zamanda "ilgili sivil toplum kuruluşlanyla işbüiiği içinde" sürdürmüş ol- masının da ödülün önemli gerekçesini oluş- turduğu belirtilen MYK kararında, Tan- tan'a, özeilikle "mimariık değeıierine saygı- lı bir imar düzenini sağlamak" yönündeki sa- mimi giris.inıleri nedeniyle ödül verildiği be- lirtilivor. Odül töreni, 15 Haziran 2001 Cu- ma günü saat 10.00'da, tarihi "Zeyrekha- ne n binasında yapıiacak. Bahceli'nin başbakanlık planı MHP'de yeni siyasi oluşum hazırbkları • Sonbaharda sağda ve solda beklenen yeni siyasi oluşumlara karşı hazırlık yapan MHP'de, Genel Başkan Devlet Bahçeli başbakan olmayı planlıyor. EMtNE KAPLAN ANKARA -Hüküme- tin MHP kanadı. sonba- harda sağda ve solda beklenen yeni siyasi olu- şumlara karşı hazırlık yapıyor. Yeni oluşumla- ra "Kimse heveslenme- sin, biz burada>ız" me- sajı veren Genel Başkan Devlet Bahçeli, Meclis aritmetığinde olası değı- şıklikler durumunda bi- rinci parti konumuna ge- lerek başbakan olmayı planlıyor. "Yeni oluşumlaruı hız kazandığı bir dönemde yeni taktikler geliştirme- yen partiler ayakta kala- maz" diyen MHP kur- maylan, olası gelişmele- re karşı politikalar geliş- tiriyor. MHP kulislerin- de, sonbahara dönük se- naryolar üzerinde duru- lurken "Ağustos sonu, eylül başında yepyeni ge- lişmeler olabilir. Globafleşmenin medyaya etkisi SEUL (AA) - Uluslararası Gazetecüer Federasyonu (FIJ), Dünya Kongresi'ne sunulan ra- porda, "Gazetecinin mesleki kimKğL, bir sendikamn, gazete- dGğin içinde buhınduğu bugün- kü sosyal v* kültürel krize kar- şı tepki geliştirmesinde çok önemli bir etmendir" denildi. FIJ raporunda, medya sektörü- nü de içeren global ekonomi- nin, "demokratikveendüstriyel sorumhıluk yörüngesinin dışın- da" olduğu kaydedildi. Seul'de dün başlayan ve 15 Haziran'a kadar sürecek Ulus- lararası Gazetecüer Federasyo- nu (FLJ) 24'üncü Dünya Kong- resi'nde tartışılmak üzere FIJ Genel Sekreterliği tarafından hazırlanan raporun, "Yeni Medya ve GlobaUeşme: Bir Tepkinin Örgütlenmesi" baş- lıklı bölümünde, globalleşme- nin tüm dünya ekonomileri ve medyadaki etkileri üzerinde duruldu. Medyadaki globalleş- me sürecinin, enformasyon ve iletişim sistemlerinin entegras- yonun çok ötesinde, istihdam durumlarında ve çalışma yön- temlerinde geniş kapsamlı de- ğişiklere yol açtığı kaydedilen raporda, aynca, dünya medya- sının bir avuç çokuluslu holdin- gin hâkimiyetine geçtiğinin gö- rüldüğü vurgulandı. Raporda, örneğin, dünya film endüstrisinin, her biri bü- Süleyman Demirel'in küreselleşme yorumu: Dünyanın yansı 2 dolarla geçiniyor İstanbul Haber Servisi- Es- ki Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, yaşadığumz yüzyıl- da demokrasiye olan inancın "ekmek" ve "güvenKk" kay- gısıyla zaman zaman yitirildi- ğini belirterek küreselkşen dünyayı bekleyen en önemli tehlikenin bu olduğunu söyle- di. Demirel, "Bu dünya çok zenginlerveçokfakirlerdün- ' dedi. Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen "8. Dünya El Cer- rahisi Kongresi T1 nin açılışın- da. "Gioballeşen Dünyanuz" konulu bir konuşma yapan Demirel, 20. yüzyıhn başında 2 milyar olan dünya nüfusu- nun asrın sonunda 6 nıiryara ulaştığına dikkat çekti. Insanlığın bir ortak sorunu- nun da yoksulluk olduğunu vurgulayan Demirel, dünya- da bir milyar insanın günde 1 ^iolardan, dünya nüfusunun yansmın da günde 2 dolardan aşağı gelire sahip olduğunu kaydetti. Demirel, "Ulusdev- lete bakış değişecek, egemen- lik ka\ ramı yeni anlamlar ka- zanacaktır. Devlet çağuı ge- reklerine uygun olarak yeni- den inşa edilecektir'' diye konuştu. yük medya holdinglerinin par- çası olan 7 şirketin elinde oldu- ğu behrtildi. Uluslararası Gazetecüer Fe- derasyonu raporunda, "Medya sert maliyet kontrollerini zor- larken tüm dünyada editoryal bölümler de kesinti dalgasuun baskısı alnnda ezüryor; gazete- cüerin sendikal ve sosyal hakla- ruun yanı sıra gazeteciliğin ni- teüği de düşüyor" denildi. Medyada yaşananlann, glo- balleşmenin sadece bir boyutu- nu oluşturduğu ıfade edilen ra- porda şöyle devam edildi: "Medya sektörünü de içeren global ekonomi, demokratik ve endüstriyel sorumluluk yörün- gesinin dışındadır. Bu başanla- madığı zaman, medya çahşan- lan ve gazetecikr, diğer işçiler gibi ezümektedir. Bu, son Asya krizinde bütün çıplakhğryia gö- rüldü. Bu sosyal krizler, binler- ce gazeteci ve medya personeli tarafından yaşanan belirsizük ve güvensizÛğin üzerine eklen- mektedir; pek çoğu, temel in- san haklannı reddeden dikta- toryal ve otoriter rejimlerin el- lerinde ezümektedir." DSP'den solda hazırhk- lan sürdürülen partiye kaülacak olan miUerve- killeri var. 20 kadar mil- lervekih* bu oluşuma gi- debilir ve bu durumda hükümetteki milletvçki- liği aritmetiği degişir. MHP, birinci parti haline geürve başbakanhğı Bü- lent EceMt'ten devralır. Böyle bir durumda Ecevit, kendisi bunu teklif edecektir. DSP'- nin desteğinde ANAP'- layadaANAP'sız Bah- celi'nin başbakanhğın- da yeni bir hükümet kurulur. Eğer ufukta seçim gözüküyorsa, se- çim hükümeti de olabi- lir" görüşü dile getirildi. Partinin kitle partisi- ne dönüştürülmesi için il ve ilçe örgütleri ile ye- rel yönetimlerde diğer partüilere kapılann açıl- dığına dikkat çeken MHP kurmaylan, Bah- celi'nin başbakanlığın- da bir hükümet kurul- ması durumunda bu kez kapılann milletvekille- rine de açılabileceğini belirttiler. Bahceli'nin, hafta sonu Kayseri'deki bölge toplantısında u Kapımız herkese açık" demesi bu çerçevede dikkat çekici bulundu. Tantan'a yeşil ışık Devlet Bahçeli, parti- sinin Kayseri'de yapılan bölge toplantısında "MHP olmasaydı, Tan- tan yolsuzluklarla müca- dele konusunda bu ka- dar yol alamazdı. MHP olarak biz Arkasında- yız' dedik, sonuna kadar destekledik" dedi. Bah- çeli, partilüerden gelen "Tantan, MHP'ye gele- cekmi" sorusuna. "Tan- tan'uı MHP'de>er alma- sı partiye eksi puan ka- zandırmaz" diyerek açık kapı bıraktı. MHP kurmaylan da "Eğer Tantan'ın seçim bölgesindeki MHP teş- ldlatı buna karşı çıkmaz ve Tantan da kendisi is- terse çerçevesi bize uyu- yor" görüşünü dile ge- tirdiler. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Meclis'te bir süreden beri sürün- cemede olan bir tasarı var. Medeni Kanun değiştirilirken Adalet Bakan- lığı'nın hazırladığı tasarı evlılık bo- yunca edinilmiş malların paylaşımı- nı öngörüyordu. Ancak başta MHP olmak üzere Meclis'teki siyasi par- tilerin erkek temsilcileri bu tasarıya karşı çıkıp Adalet Bakanlığı'nın tasa- rısının kendi ıstedikleri şekle dönüş- mesini sağladılar. Bir MHP'li milletvekili, gazetelere yansıdığına göre, "Mallanmızı karı- lara yedirtmeyeceğiz" demişti. He- lal olsun MHP'lilere, dediklerini yap- tılar. Adalet Bakanı'na istediklerini kabul ettirdiler. Adalet Bakanı Hik- met Sami Türk'le MHP yöneticile- ri arasında bu değişiklik konusunda uzlaşmaya varıldığı açıklandı. Şimdi gelelim gerçeğe: Yapılan bir araştırmaya göre edinilmiş tapulu malların yüzde 92'si erkeklere ait. Yani, bu ülkenin gerçek sahibi er- kekler. Adalet Bakanlığı'nın hazırla- dığı tasarı ise evlilik sırasında edinil- Erkekler Kadmlara Mallan Verir mi? miş malların aynlık halinde yan ya- rıya paylaşılmasını öngörüyordu. Iş- te MHP'li erkek milletvekilleri buna itiraz ettiler. Sırf MHP'lilerin günahı- nı almayahm, FP'liler de bu konuda onlardan geri kalmadılar. Evlilik sırasında edinilmiş mallann paylaşılmasının kadın açısından önemi çok büyüktü". Bir ayrılık halin- de, asıl parayı erkek kazandığı, ka- dın ev işlerini ve çocuk büyütme ış- lerini üstlendiği için parasız pulsuz sokağa atılıyordu. Burada iki temel sorun vardı. Bir kere geleneksel aile alışkanlık- ları nedeniyle kadınlar ya çalışmı- yorlarya da çalışmalan halinde ikin- ci sınıf işlere razı oluyorlardı. Erkek evlendiğinde belki de hiç- bir mal mülke sahip olmadığı halde süreç içinde mal mülk sahibi oluyor, bütün bu malları da kendi üzerine kaydertiriyordu. Bu arada, ekono- mik gücü nedeniyle başka kadınlar- la birlikte olma inisiyatifinı de elinde tutuyordu. Kadın büyük ölçüde eve kapanırken ekonomik gücü elinde tutan erkek, cınsel özgürlüğün(!) ta- dını yaşıyordu. Iş çoğu zaman bir noktaya geliyor ve erkek artık yeni ve genç bir kadınla evlenmekle ye- ni bir statü kazanmak istiyordu. Bu her insanın olduğu gibi onun da hakkıydı. Ancak ortada bir ters- lik vardı. Kadın kocasından ayrılma- yı kabul etse, basit bir nafakaya bo- yun eğmek dışında bir yol bulamı- yordu. Halbuki, evlilik sırasında edi- nilmiş mallara ortak olabilse hiç ol- mazsa sokak ortasında parasız pul- suz kalma gibi bir felaketten kurtul- muş olacaktı. Işte evlilik sırasında edinilmiş malların paylaşılması ka- dın açısından böyle bir anlam taşı- yordu. "Devlet pazarlık etmez" diyerek ölüm oruçlan sırasında uzlaşmaz tavnyla ortaya çıkan Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, iş erkeklerin mal- larını korumaya gelince MHP'lilerle uzlaşıveriyor ve hazırladığı tasannın arkasında durmuyordu. Onlarca kadın örgütü yayımladık- ları bir bildiri ile Meclis'te ortaya çı- kan kadın aleyhtarı bu uzlaşmayı protesto ediyor ve şunları söylüyor: "Şimdi soruyoruz: Emeklerimizin, umutlanmızın üzerinden yürüttüğü- nüz pazarlıklar sayesinde erkekle- rin çıkarlannı garantiye aldıktan son- ra, hangi yüzle kadmlara eşitlikten, demokrasiden, ananızın-bacınızın vefakâriığından, cefakâıiığından söz edecek, oy isteyeceksiniz? Kişisel çıkarlarsöz konusu olduğunda par- ti farkı gözetmeden, tüm erkek ve- killerin, erkek bakanlann kolaylıkla uzlaşabildiklerini nasıl gizleyeceksi- niz?.." Edinilmiş mal rejimi tartışması ba- sit bir tartışma değil. Sorun yalnız- ca mülkiyet sorunu da değil. bu ül- kenin geleceği sorunu. Kadınlarını ikinci sınıf sayan, onlan her an so- kağa atılacak hizmetçiler olarak gö- ren bir toplumun demokrasiyi kur- ması, gelişmiş bir ülke yaratması mümkün değil. Toplumun yarısını köle gibi gören bir cinsin kendisi de kölelikten kur- tulamaz. Bir erkek olarak, kadınlann kendi geleceklerini kendilerinin kurabile- ceği olanaklara kavuşmasını savu- nuyorum. Ancak, böyle bir toplum uygar ve gelişmiş bir toplum olabi- lir. Bir toplumun bir yansı diğer ya- nsını eziyorsa, aslında bütün toplu- mu da bir sistem eziyordur. Bunun için Meclis'in erkek milletvekillerine önerim, kendi küçük ve dar çıkarla- rı için değil çocuklarının ve ülkenin geleceği, kendi gelecekleri için ka- dınlarla dünyayı paylaşmaya razı ol- sunlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear