Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
HAZİRAN 2001 CUMA CUMHURlYET SAYFA
J. L J A I . kultur(a cumhuriyet.com.tr 15
Son dönemin popüler Fransız parodisi, 'Evlere Şenlik' adıyla bugün gösterime giriyor
Küçük konfeksiyoncu komedisi
2.5 aydır ülkesinde umulmadık
b i r gişe patlaması yapan Fransız
güldürüsü "La Verite Si Je Mens!
2 " . "Evlere Şenlik" adıyla bugün
bizde de gösterime giriyor. Konusu.
kabaca yeni bir 'kahraman bakkal
sûpermarkete karşı' çeşitlemesi ni-
teliğinde özetlenebılecek "Evlere
Şenük'"in kahramanlan. ürettikleri
giysilerle semt pazarlannda tezgâh
kuran Parisli 3 ortak küçük konfek-
siyoncuyla (Eddie. Yvan. Do\) zen-
gin. 'âlemci"1
arkadaşlan Patrick
(Gilbert Melki) ve Patrickin ayak
işlerinde kullandığı kuzeni Serge
(Jose Garcia). Tabii kaprisli, naze-
nin ve dırdırcı kanlarını da unutma-
mah.
Büyük bir marketler zincirinin
yöneticisi Vierhouten (Daniel Pre-
vost) tarafından kandınhyorlar.
Eddie'nin başını çektiği ortakla-
n n intikam alma çabalannı oldukça
eglenceli bir biçimde hikâye eden
"Evlere Şenlik", bize de beklemedi-
ğimiz kadar komik, şenlikli anlar
yaşattı. Tavşanh amblemlerme de
sahip çıkan Vierhouten'le ortaldarın
. kapışmalanna. zevk ve sefa peşin-
de, gösterişlı, hızh bir hayat süren
tlk 'La Verite Si Je Mens'ın kahramanı Eddie (Richard Anconina) devam fılminde borç harç içinde kalıyor.
La verite Si Je Mens! 2/
Yönetmen: Thomas Gilou /
Senaryo: Michel Munz,
Gerard Bitton / Kamera:
Robert Alazraki / Müzik:
DJ Abdel Herve Rakoto
Firinga / Oyuncular:
Richard Anconina, Jose
Garcia, Bruno Solo,
Gilbert Melki, Gad
Elmaleh, Daniel Prevost,
Aure Atika, Amira Casar,
Enrica Macias, Nicole
Carfan, Elisa Tovati,
Victor Haim / Fransa 2000
(Özen Film) . . . -
Patrick'le hep kaybetmeye mahkûm
yoksul kuzeni Serge'in gülûnç serü-
venleri de karışıyor.
Her işi yüzüne gözüne bulaştıran,
bir an önce sınıf atlamaya bakan
Serge, zengin koca peşindeki Yahu-
di kızı Chochana'ya (Melisa Tova-
ti) körkütük âşık oluyor. ıkircikli ka-
yınpedere (yılların Enrica Macias'ı)
kendini kabul ettirene dek göbeği
çatlıyor ve fonda bir marka savaşı*
dır sürüp gidiyor...
Yahudi gelenek-görenekleriyle
deyimlerinden geçilmeyen ve son
yıllarda tüm Fransa'yı bizim ara-
besk modası gibi sarmış Rai müzi-
ğiyle donatılmış bu şenlikli güldü-
rüden. Yahudi düğünlerinde. kutsal
günlerde kullanılan 'Mazel Tov' gi-
bi deyişlerin hayırlı-uğurlu olsun
anlamma geldiğini de, öğrenerek
çıktık. bütün o 'vidalan gevşeten',
sabun köpüğü gibi kakara-kikirinin
yanı sıra.
Başarıh ve sevimli bir oyuncu
kadrosunun çekip sürüklediği bu
devam filmini. ilk filmi de imzala-
yan Thomas Gilou yönetmiş. tyi bir
teknisyen olduğu besbelli yönetmen
Gilou'yu bize tanıtan "Evlere Şen-
lik", çok önemli olmasa da, parodi-
den güldürüye gidip gelerek seyir-
ciye 1.5 saatlik neşeli bir kaçış su-
nan, şen şakrak bir Fransız yapımı
sonuçta.
Canlı karakterleri, esprili diyalog-
ları, düşmeyen temposu ve anlatı-
mıyla öne çıkan bu yenı Fransız ko-
medisi, öncelikle gülmek isteyenler
için.
'Himalaya\ 15 yılı aşkın bir
süredir sevdalandığı Nepal'de
yaşayan 1952 doğumlu
Fransız fotoğrafçı ve doğa
belgeselcisi Eric VaUTnin
ilk yönetnıeıüik denemesL
Şoke etmeyl görev edinmiş medya hakkında düşündürücü bir film
Ekranda halden cinayet
Dünyanın çatısına
yolculukFestivalden piyasaya düşen film-
lerden "Himalatya-BirŞefin Çocuk-
luğu". her şeyden önce perdede
herkesin kolay kolay gidemeyece-
' ği, doğanın vahşi güzellikleriyle
bezeli. doruklan hep karla kaplı,
; temiz havah dağlık bir yöreye. dün-
yanın çatısına zorlu bir yolculuk
yapmak isteyen seyircıye göre.
Fransız fotoğrafçı ve doğa bel-
geselcisi Eric Valli'nin. Dolpo böl-
gesi üstüne belgeseller çekip kitap-
lar yazdıktan ve "Tibet'te 7 YıTda
Annaud'ya asistanhk yaptıktan
sonra giriştiği ilk yönetmenlik de-
nemesi "Hknalaya". Belgesel ağır-
lıklı film, anlattığından çok doğal
mekânlan kullanışı ve görüntüle-
riyle ilgi çekiyor. NepaHe Tibet sı-
nınndaki. Dolpo bölgesinde yaşa-
mış Yalli'nin bu feodal yöreden
esinlenip çektiği film. birkaç yıl
öncesmin başanlı belgeseli "Mic-
rocosmos"un açtığı yoldan gidiyor.
Tamamen amatör oyuncularla çev-
rilen "Himalaja". şaman kehanet-
lerinin geçerli olduğu, genelde her
' şeyin paylaşıldığı. şiddetin yer al-
madığı meçhul bir dünyayı gözler
önüne seriyor.
Eric Valli. küçük bir Budist top-
luluğun. dağlardan toplayıp, Yak
dediMeri, uzun tüylü, kocaman
boynuzlu sığırlanna yükledikleri
tuzu. kışın yiyecekleri tahılla de-
, ğiş-tokuş edecekleri zorlu seferini
anlat.yor. Oğlunu yeni yitirmiş. son
; sefenni 10 yıl önce yapmış. minik
tomnunu (Karma \Vangiel) yetiş-
1
tirme çabasındaki yaşlı kervan şe-
fiyle( Yönetmenin yıllardır tanıdı-
ğı, T>:ze Kurosavvanın Dersu Uza-
la'sısı hatırlatan Thilen Lhandup
keatini oynuyor). oğlunun ölü-
miirden sorumlu tuttuğu genç
(GmrgonKyap) arasındaki, toplulu-
ğa A.
1
ken ana önderlik etme müca-
deLesi, dayanışmanın kazandığı ba-
nş<;l sona bağlanıyor finalde.
ÇKuksu bir kurguyla anlatılan
"Hinalaya"dan gerıye görkemli
dagmanzaralanyla Bruno Coula-
is' i ı müzikleri kalıyor.
Himalaya, L'Enfance d'un
Chef / Yönetmen: Eric Valli /
Senaryo: Olivier Dazat, E. Valli
/ Kamera: Eric Guichard, Jean
Paul Meurisse / Müzik: Bruno
Coulais / Oyuncular: Thilen
Lhondup, Gurgon Kyap,
Karma VVangiel, Lhakpa
Tsamchoe, Karma Tensing
Nyima Lama / Fransa-Nepal-
isviçre 1999 (Monad)
SSCB'nin dağılmasından son-
ra, Amerikan Rüyası'nın peşinde,
Doğu Avrupa'dan ABD'ye kapa-
ğı atan, suça eğilimli göçmenler,
bir süredir Hollywood senaristle-
rine taze malzeme oldu, beyaz-
perdeye yeni psikopat karakter-
ler kazandırmak bakımından. Bu-
nun son örneğini bu hafta seyret-
tiğimiz "15 DakUva"da gördük.
John Herzfeld" in yazıp yönet-
tiği, adını da Andy YVarhoI'den
alan "15 Dakika", medya ahlakı-
nı, haber-yayımcılık anlayışını
eleştirmeye girişen, Amerikan
yapımı, hızh, hareketli, polisiye
bir macera filmi ve hikâyenin kö-
tü adamlan da ortalıkta serseri
mayın gibi dolanan bir Çek-Rus
ikilisi.
New York'a kapağı atan gözü
kara katil, Çek Emil (Ka-
rel Roden, çılgıru ba-
şarıyla oynuyor),
Amerikan adli sis-
temindeki boşluk-
lardan yararlan-
mayı planlamış ve
medyanın suçluya
sunduğu nimet-
leri çoktan
fark et-
15 Minutes / Yönetmen,
senaryo: John Herzfeld /
Kamera: Jean-Yves
Escoffier / Müzik: Anthony
Marinelli, J.Peter
Robinson / Oyuncuiar:
Robert de Niro, Edvvard
Burns, Kelsey Grammer,
Karel Roden / ABD 2001
WB (Umut Sanat)
_
miştir. TV'de "Baş Haber" adh
reality show programında yayım-
lanacak ve kan-şiddet boyutuy-
la kuşkusuz reytingleri tava-
na vurduracak bir naklen ci-
nayet kasetine istediği
parayı alır, kitaplar-
dan, film-röportaj
önerilerinden gelecek telifler de
cabası. Çaldığı kamerayla işle-
dikleri cinayetleri günlük tutarca-
sına, kanlı-canlı kaydeden, Cap-
ra hayranı. amatör sinemacı, Rus
arkadaşı Oleg (OlegTaktarov) de
yaşadıklarını filme çeker. Sık sık
ekranda boy gösteren, ünlü, med-
yatik polisi (DeNiro) Emil öldü-
rürken Oleg de filme alır tüm
vahşeti. Çömezi (Burns), finalde
hem ünlü polisin öcünü hem de
seyirciden alkışı alır: TV'ciye
patlattığı yumrukla.
"15 Dakika", medya-toplum
üişkisiyle reyting hırsı üstüne, bi-
linenleri dile getiriyor; iyi yağlan-
mış, cilalanmış, spektaküler bir
aksiyon filmi havasın-
da. Kimi iyi çekil-
miş, gerilimli
sahnelerine kar-
şın filmin Doğu
Avrupahlan
dağdan inenler
ibi tasvir e-
dentepedenba-
kışı oldukça ra-
hatsız edici.
İZLEYİCİ ERDAL ATABEK
Birkaç parça altuıa satdan insanlar
NastassiaKinski,SarahPoHe> filminana-kıa.
Amerika, 1849. Kaliforniya'nın 150 yıl önceki
görünümü. Küçük kasabalar yeni kuruluyor. Ame-
rika'nm her yeri 'Kaliforniya'da artmvar' sözleriy-
le çalkalanıyor. Ünlü 'altmahücum' gerçekleşiyor.
500 binkişi Baü'ya koşuyor. Sert ve silahlı erkek-
lerzamanı. Kadınlaryaerkeklerinin gölgesinde eş
görevmi yapıp çocuk yetiştiriyorlar ya da barlarda
erkekleri eğîendkiyorlar.
Film, karlar içindeki Sierra Nevada dağlanrun
yanında kurulmuş bir kasabamn, Kingdom
Dom'un hayatını anlaüyor. Soğuk rüzgârlann in-
sanlan paltolannın içine kapanmaya zorladığı kış
günlerinde monoton geçen hayat, birdenbire bir
demiryolu yapımı hazırhğıyla değişiyor. Kasaba-
run tek hâkimi Daniel Dillon. Maden ocağt, otel,
bar, banka hep onun. Kasabada ancak onun izniy-
le kahnıyor. Sevgilisi Luctaban çahştınyor. Cent-
ral Pasifıc Demiryolu kumpanyası, demiryolunun
geçeceği bölge araştırraası için mühendis Mr.
Dalglish ı kasabaya gönderiyor. Bir gece kasaba-
ya gelen Dalglish'le birlikte bir ana kız da geliyor.
Olaylar da ondan sonra birbirini izliyor. Kasabaya
kızıyla birükte gelen Efcna hastadır. Kızı Hope,
hem ona bakmakta hem de kasabadaki hayata
uyum sağlamaya çaîışmaktadır. Bu ana-kızın geç-
mişinde büyük bir trajedi yaşanmıştır. Genç bir
adam olan Elena'nın eşi, birkaç parça altın karşı-
hğında eşini ve kızını başka bir adama satmıştiT.
O adam sonradançok altmkazanmış, servetiyle de
bu kasabayı kurmuştur, Dillon. Mühendis Dalg-
lish, araştırmalannı yürütürken Hope ile de ilgilen-
meye başlamıştır. Kasabarun renklenen hayatı de-
miryolvmun buradan geçtnesiyle daha da hareket-
li olmaya adaydır. Ama beklenmedik bir şey olur
ve mühendis Dalglish. demiryolunun başka bir
yerden geçmesine karar verir. Her şeyini genişlet-
meye hazırlanan Dillon için bu büyük bir darbe
olur. Ama geçmişte yaptıği yanlış, onu daha da ez-
mektedirve bunu telafi etmeyekararlıdır. Elena ile
evlenecektir.
Filmi çok önemli buldum. Amerika'nın geçmi-
şindeki mücadelelerin aniatımı çok etkili. Bugün-
den sadece 150 yıl önce Amerikahlann ne yaptı-
ğtnı görmek gerekiyor. Mücadelenin acımasız ko-
şullan filmde çok iyi verilmiş. Birkaç parça altma
satılan eş ve çocuk da günümüzün her şeyi pazara
süren kapitalizminin anlamlı bir başlangıcı gibi.
Amerika'nm mayasını oluşturan çokkültürlülük,
değişik etnik kökenlerin başlangıcı da görülüyor.
Dillon trlandah, sevgilisi Lucia Portekizli, Elena
Polonyalı. Daha sonra hepsi 'Amerikalı* olacaklar.
Yönetmen Michael VNınterbottom başanlı bir
film yapmış. Peter Muüen Dillon'da, Müla Jovo-
vfch Lucia'da çok iyi karakter çizmişler. Elena'da
Nastassia Kinski değişik bir kompozisyonda. Kızı
Hope roliinde Sarah PoUev1
oynuyor. Amerika'nm
kuruluş yıllarmı, çeküen güçlükleri, insan davra-
nışlannı merak ediyorsaruz kaçırmayın.
KEDt GOZU
VECDİ SAYAR
Diyarbakır'da Oluşan
Gökkuşağı
Mekân: Diyarbakır'ın en güzel evlerinden biri: Ca-
hit Sıtkı Tarancı Evi. Saat: Öğleden sonra dört ci-
van. Müzenin bahçesinde dolaşıyoruz. Farklı kültür-
leri, farklı mimari tarzları buluşturan bu görkemli ya-
pının özelliklerıni anlatıyor müze müdürü. Gözümüz
avlunun ortasındakı havuza takılıyor. O güne dek hiç
görmediğimiz bir olayla karşı karşıyayız. Havuzun
fıskıyesinden yükselen suların üzerinde bir gökkuşa-
ğı oluşuyor. Mavi, yeşil, san, turuncu, kırmızı renkler
suların üstüftde dans ediyor... Diyarbakır'da ertesi
gün başlayacak festivali muştularcasına...
Evet, Diyarbakır semalannda bir gökkuşağı var bir
haftadır. Pazar akşamına dek Diyarbakırlıları sanatın
tüm renklenyle buluşturmaya devam edecek olan bu
gökkuşağının bir ayağı Istanbul'da, öteki ayağı bin-
lerce yıl nıce uygarlıklara ev sahipliği yapmış Diyar-
bakır Kalesi'nin burçlarında. Konserler, söyleşiler,
paneller, şiir dınletilerı, tiyatro ve film gösterileri içe-
ren program, yüzlerce sanatçıyı Diyarbakırlılarla bu-
luşturuyor.
"Istanbul-Hakkâri Sanat Köprüsü "nün ulaştığı ba-
şandan güç alarak giriştiğimiz bu proje, festival et-
kinliklerine gönüllü katkı sağlayan sanatçıların, afiş
ve brpşürün tasarım ve basımını üstlenen Istanbul
Bilgi Üniversitesi'nin, istanbul'da organizasyonu üst-
lenen Özdem Petek'in, Diyarbakır'da Vedat Çe-
tin'in ve festival koordinasyon ekibinde görev alan
tüm belediye kadrosunun ortak çabalannın bir ürü-
nü. Avrupa Bırliği'nin vaat ettiği destek ise henüz
Türk bürokrasisini aşıp Diyarbakır'a ulaşabilmiş de-
ğıl. En önemli destek ise Diyarbakır halkının manevi
desteği (manevi diyorum, çünkü etkinliklerin önem-
li bir bölümü ücretsiz). Dokuz gün süresince düzen-
lenen yüzü aşkın etkinlığe şimdiden elli binin üzerin-
de bir seyirci katıldı. Pazar akşamı Ben u Sen Burcu
önunde düzenlenecek kapanış konseri ile birlikte bu
sayının yüz ellı bine ulaşması bekleniyor. Diyarba-
kır'da bir şeylerin değiştiğini kanıtlıyor bu coşku.
"Öğrencinin öğrenmekte, yetişmekie gözü yoksal
Bilgenin dağarcığındaki bilgilerneyapsın?/ Hâni'nin
şiiheri birer incidir, birer uyandır ama/ Memtekette
okuyucu yoksa, şaiherne yapsın?"
Böyle söylemiş, 1650-1706 yılları arasında yaşa-
mış büyük Kürt şairi Ehmede Hâni. Diyarbakırlılar,
Hâni'nin yakarışlarına cevap veriyor şimdi. Şiir din-
letilerini doldurarak, panellerde sordukları akıllı so-
rularla bilgiye ne denli aç ve öğrenmeye ne denli is-
tekli olduklarını göstererek.
Değişen yalnızca bu karamsar tablo değil. Politik
ortamdaki yumuşamanın etkilerini de hissediyorsu-
nuz. Büyükşehir Belediye Başkanı Feridun Çelik'in,
Mehmet Uzun'un barış mesajları içeren konuşma-
lan, Rutkay Aziz'in okuduğu Ritsos'un "Banş" şi-
iri, alanı bir coşku seline dönüştürüyor. Eski günle-
rin hırçınlığından uzak bir yaklaşım egemen gençle-
nn çoğunluğuna. Bejan Matur'un "Şiir Saaf/"nde,
yönetmenlerin film sonrası yaptıği söyleşilerde hep
"belirgin bir mesaj ve iştevsellik" talebi dile getirili-
yor, ama sanatçıların açıklamalannı büyük bir olgun-
lukla dinliyor gençler. Ve eminim, kafalarında yeni so-
rularla ayniıyoriar salonlardan.
Festivalin benim için en heyecan verici yanı, sa-
nat atölyelerı. Beklentilerimi boşa çıkarmadı Diyar-
bakırtı gençler. Her sabah onda, plastik sanatlar, mü-
zik, fotoğraf, öykü, senaryo, film, tiyatro, şiir atölye-
lerinde 20-25'er kişilık gruplar, hayatlarının belki de
en zevklı saatlerinı geçirıyoriar. Yaratmanın tadına
varıyorlar. "Torvnlarıma anlatacağım en güzel anı
olacak" diyor ıçlerinden birı. Ve bu birlikteliği uzun
soluklu kılmak için projeler geliştirmeye başlıyorlar
hocalan ile birlikte. Gökkuşağının renkleri yavaş ya-
vaş Diyarbakır semalarını kaplıyor.
Bu gökkuşağını gölgeleyen bulutlar yok mu? El-
bet var. Bazı resmi görevliler, eski reflekslerini terk et-
mekte zorlanıyor. Valı Cemil Serhatdlı'nın olumlu
yaklaşımına karşın, alt kademelerde kültüre ve sa-
nata kuşkuyla bakan anlayış varlığını sürdürüyor. Ne
olurdu sankı, atölyeler için istenen resmi mekânlar
festivale açılsaydı, ne olurdu açılış konseri ortalık ka-
rardı gerekçesiyle erken kesilmeseydi? Devlet ne
kaybederdi? Bakın nedemiş, Ahmad Hâni, 17. yüz-
yılda:
•'Mec/ısın em/rı gü/müyorsa, mutriplerne yapsın?
Gülümseyen bir gonca yoksa, sevdalı bülbüller ne
yapsın?"
(Not: Şiir çevirileri Kardeş Türküler ve Ataol Beh-
ramoğlu'na aittir.)
vecdisayar(a yahoo.com
40. Bursa Festivali başlıyor
• Kültür Servisi - Bursa Büyükşehir Belediyesi
ile Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı'nca
hazırlanan 40. Uluslararası Bursa Festivali
bugün başlıyor. 'Seslerin Dansı' isimli özel bir
konserle başlayacak olan festival
12 Temmuz'da son bulacak. Etkinlik kapsammda
6'sı ücretsiz halk konseri olmak üzere 18 konser-
gösteri programı. 15. Uluslararası Altm Karagöz
Halk Danslan Yanşması, 6 sergi yer alacak.
BUGÜN
• BABYLON'da saat 23.00'te SecretTribe
Featuring Mercan Dede'nin konseri izlenebilir.
(292 73 68) • • ,;•
• AYAİRİNİ'de saat 19.30da. IstanbulUsesi 10.
Kültür Etkinlikleri Haftası kapsammda 1Ü Devlet
Konservaruvan'nın hazırladığı "Darül Elhan'dan
2001V adlı gösteri izlenebilir. (528 45 00)
13 üncüdü bu yıl yapılamıyor
BUGÜN TİYATRO FESTİVALİNİN ONOORDUNCÜ GÜNÖ
co—