Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS 2001 ÇARŞAMBA
, OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus(g cumhuriyet.com.tr
Atatürk Yin6 Ûnutulmasın...
Prof. Dr. Cem EROGUL
Anatuze (4ııa\asa Hııkuku) Oğıetım
2
4 Mayıs 2001 gunlu
Cumhuriyet'e bakılırsa.
Partılerarası Uzlaşma
Komısyonu 51 madde-
lık bır anayasa değışık-
lığı demetını goruşme-
ye başlamış Bu gınşım sonuç v enr-
se, 1982 Anayasası altıncı kez değış-
tmlnıış olacak
Bugunku anayasa ne denlı değış-
tınlırse değıştınlsm. bunun Turkı-
ye'nın demokratıkJeşme ozlemıne
yanıt veremeyeceğı doğru Yıne de.
ozellıkle 1995'teyapıldığıgıbı, ana-
yasanın kımı buyuk kusurlannın bu
yoldan torpulenmesı olanaklı Ger-
çı her anayasa değışıklığı bu yonde
atılmış bır adım olmayabılıyor Ağus-
tos 1999 da yapılan son anayasa de-
ğışıklığınde bunu açıkça gorduk
Orada, esas olarak. arsıulusal (*)
sermayenın çıkarları kollandı
Şu anda hazırlanmakta olan bır
dızı değışıklık ıçınde de. anayasa
duzenımızı buyuk tehlıkeye atabıle-
cek onerıler bulunduğu bılınıvor
Ankaıa Lnı SıyasalBılgilet Fakultesı
ü\esı " '
Orneğın, I7Ocak2001 gunlu Cum-
hunyet'te belırttığım gıbı "Cum-
hurbaşkanınm Yeniden Seçilebilme-
si". 1961 Anayasası'nın yurutme gu-
cune ılışkın olarak kurduğu temel ya-
pıyı kökunden sarsabılecek rutelık-
te bır onen
Ancak bugunku konum bu değıl
Bugun dıkkatlere sunmak ıstedığım
konu. boylesıne kapsamlı bır anaya-
sa değışıklığı hazırlanırken zama-
nında Atatürk'e karşı ışlenen buyuk
bır ayıbın, aradan yırmı yıl geçme-
sıne ve anayasanın beş kez değıştı-
nlmesıne karşın, hâlâ olduğu gıbı
durması Bu ayıba son verme firsa-
tı bu kez artık kaçınlmamalı
En ılkel tuze (hukuk) duzenlenn-
de bıle. bır ınsanın son dıleğı, tuze
ve aktore (ahlak) kurallanna aykın
değılse, kesınkes yerıne getırılır
Mustafa Kemal Atatürk. olmeden
kısa bır sure once hazırladığı vası-
yetnamede, Iş Bankası'ndakı payla-
nndan kaynaklanan gelınn Turk Dıl
Kurumu ıle Turk Tanh Kurumu'na
verılmesmı dıledı Atatürk olduk-
ten sonra doğal olarak, bu dıleğe
uyuldu Dıl devrınune karşı olan De-
mokrat Partı zamanında bıle de\ le-
tın kurucusunun kahtyazısmı (vası-
yetını) çığneme densızlığını kımse
goze alamadı
12 Eylulculer ıse uslara durgunluk
verecek bır şey yaptılar Ataturk'un
bırer dernek olarak kurdurduğu Turk
Dıl Kurumu ıle Turk Tanh Kuru-
mu'nu kapattılar ve malvarlıklanna
el koydular Sonra, aynı adlarla bı-
rer devlet daıresı kurup Ataturk'un
bıraktığı gelırlen bu daırelere von-
lendırdıler Butun bunlan da anaya-
sa kuralı durumuna getırdıler
Tüzedışıhk
Bunun ne demek olduğunu anla-
tabılmem ıçın kuçuk bır benzetme
yapmama ızrn venlsın Dıyelım kı
olmeden malınızı, Alı ıle Ayşe adm-
da çok sevdığınız ıkj kışıye bırakı-
yorsunuz
Sız oldukten bır sure sonra, bın-
len çıkıp Alı ıle Ayşe'y1
olduruyor,
(sızden kalanlar dahıl) butun malla-
nnı alıyor, bu sevdığınız ınsanlarla
hıçbır ılgısı olmayan ıkı kışıye Alı
v e Ayşe adlannı v enyor, sonra da ya-
sal mırasçılannızın mallannı \e sı-
zın mırasınızdan kaynaklanan gelı-
n bu yabancılara aktanyor
Bu yapılanların tuze dılınde ne
anlama geldığı çok açık Ikı derne-
ğın maharhklan dahası adlan bıle
gasp edılmış. yasa ve anayasa yoluy-
la bır kalıtyazısı (vasıyetname) de-
ğıştınlmıştır Boylesıne bır tuzedı-
şılık (hukuksuzluk), gen bır toplu-
mun bıle ıçıne sındıremeyeceğı bo-
yuttadır Ustelık butun bunlar. Ata-
turk'un kurdurduğu ıkı derneğe ya-
pılmıştır Yasa yoluyla hukumsuz
kılınan kalıtyazısı da Ataturk'un ka-
lıtyazısıdır Anayasa ve yasa ıle de\ -
letın kurucusunun kalıtyazısı değış-
tınlmıştır Sıradan bır ınsana yapı-
lamayacak bır şey de\ letın kurucu-
suna >apılabılmıştır Bu benzersız
saygısızlığı yapanlar da. bugune dek
gelmış geçmış butun yonetıcıler ara-
smda en Ataturkçu geçınen takım-
dır Yasayla kapatılan sıyasal partı-
lenn yeniden açılması ve mallan-
nın gen \ enlmesı dahıl 12 Eylul un
bırçok haksızlığı bugune dek duzel-
tılmıştır Ama nedense en buyuk
haksızlık Atatürk evapılanhaksrz-
lık, oldugu gıbı durmaktadır
Yapılması gerekenler çok açıktır
Anayasanın 134 maddesı yururluk-
ten kaldınlmalıdır Hemen arkasın-
dan da. gereklı yasal değışıklık ya-
pılarak Turk Dıl Kurumu ıle Turk Ta-
rıh Kurumu eskı tuzel konumlann-
da (yıne bırer dernek olarak ve eskı
uyelenyle) venıden kurulmalı, gasp
edılen butun mallan ve haklan. ya-
sal faız eklenerek kendılenne gen ve-
nlmelı bundan sonra da Ataturk'un
vasıyetıne uygun olarak lş Banka-
sı'ndakı paylardan kaynaklanan ge-
lırler bu kurumlara odenmelıdır
Yırmı vılda beş anayasa değışık-
lığınde bunlar unutuldu dıyelım An-
cak artık kımsenm mazeretı kalma-
mıştır Bu yenı değışıklık demetın-
de de bu ayıp sılınmezse 12 Eylul-
culenn suçlanna başkalan da bıle-
rek v e ısteyerek katılıvor (ıştırak edı-
yor) demektır
(*) Arsıulusal (uluslararası) soz-
cuğu bıze Atatürk donemmden bır
armağandıı
ARADA BİR
M. METE GÖKTÜRK
Cumhuı n et Sa\ cısı
Kazmayla Saat Onarımı
Kamu kurumları ve bankalarda yapılan yolsuz-
lukların bırer bırer ortayadokulmesının, toplumda-
kı yansıması denn ve sarsıcı oldu Bu duyarlılık ka-
çınılmaz olarak bu suçlarla ılgılı soruşturma ve ko-
vuşturma yapma gorevını ustlenen kışılerı de yo-
ğun bıçımde etkılıyor Herkes bu olaylann bır an on-
ce açıklığa kavuşması, sorumluların ortaya çıkma-
sı ıçın elınden gelenı yapma konusunda adeta bır-
bırlenyle yanşa gırıyor
Ancak organıze suçlarla ılgılı yasal duzenleme-
lerın yetersız olması yuzunden çıkartılan ve
30 07 1999 tanhınde yururtuğe gıren 4422 sayılı "Çı-
karAmaçlı Suç Örgutlenyle Mucadele" yasasının
bu tur organıze suçlan kapsamaması yalnızca şıd-
det, korkutma, yıldırma, sındırme oğelerını (unsur-
lannı) ıçeren "mafya" tıpı orgutleşmış (organıze)
suç orgutlennı kapsayacak şekılde duzenlenmış ol-
ması karşısında, bu suçlarla mucadele ıçın elde es-
kı ve yetersız yasal duzentemeyı (TCK 313-314 mad-
delen) uygulamaktan başka bır olanak kalmıyor
Işte bır yandan bu tur yolsuzluk suçlan ıle mu-
cadele ıçın elde yeterlı ve elvenşlı bır aygrt bulun-
maması, ote yandan bu konuda bır an once sonu-
ca ulaşma endışesının rekabetçı bır acelecılık ve
gayretkeşlığe donuşmesı, gıderek hukukun go-
zardı edılmesıne ve onun gosterdığı çızgıden sap-
malara yol açabılıyor Karşımıza bu noktada ışte bu
yenı tehlıke çıkıyor
Bu tehlıkenın onlenmesı, kamu gorevlılennın, so-
kaktakı ınsandan farklı olarak, olaylara duygusal de-
ğıl, duyarlı yaklaşmak zorunda olduklannın bılıncı-
ne vaımalarına bağlıdır
Olaylara duyarlı yaklaşım sorunlara hukukun
ıçınde kalacak çozumler uretme sonucunu doğu-
nırken, olaylara duygusal yaklaşım, zamanzaman
hukukun dışına kayılmasına, hatalar yapılmasına
ve çozumsuzlğe neden olur Orneğın bu tur suç
faıllen haklannda TCK'nın 313 ve 314 maddelen
gereğınce cezalandınlmalan ıstemıyle kamu da-
valan açılabılmesıne ve bu durum daha soruştur-
maya başlanırken bılınmesıne karşın, sanıklar hak-
kında çoğu kez araştırma ve hazırlık soruşturma-
ları, bu suçlan kapsamı dışında bırakan 4422 sa-
yılı yasa hukümlerıne gore yurutuluyor Bu yasaya
gore ızlemeler, telefon dınlemelen yapılıyor Bu ya-
sanın sağladığı olağan dışı olanaklarla suç kanıt-
lan toplanıyor Oysa burada açıkça bır hukuka ay-
kınlık soz konusudur Bu uygulamanın ağır ve ka-
bul edılmesı guç sonuçları yargılama sırasında ve
ozellıkle karar aşamasında açıkça karşımıza çıka-
bılecektır
Şoylekı CMUK'un 254/2 maddesı, "Soruştur-
ma ve kovuşturma organlannın hukuka aykın
şekilde elde ettiklen delıller hükme esas alına-
maz" hukmunu ıçerır
Yargılama sırasında bu suçlann sanıklan ve ve-
kıllen toplanan kanıtlann bu suçlar ıçın uygulan-
maması gereken bır yasanın haksız olarak uygu-
lanması suretıyle hukuka aykın şekılde elde edıl-
dıklennı, bu nedenle yok sayılmalan gerektığını ve
CMUK'un 254/2 maddesınegore hukme esas alı-
namayacaklannı ılerı surduklerı takdırde ne yapı-
lacaktır?
Suçlan sabrt olsa bıle, zaten toplumun beklen-
tılennın çok altında cezalar ongoren TCK'nın 313-
314 maddelenne gore cezalandınlabılecek olan sa-
nıklar boylesıne yanlış bır uygulama sonucu belkı
bu kuçuk cezalardan da kurtulabıleceklerdır
Bu nedenle zorunlu olan yenı yasal duzenleme-
ler ya da duzeltmeler yapılıncaya kadar soruştur-
ma ve kovuşturma gorevını ustlenen kışılenn, duy-
gusal ve yanlı davranıldığı ızlenımı bırakmayan,
yargının sıyasallaştınldığı suçlamalanna hak verdır-
meyecek, arkasını bazı guç odaklarına dayayıp
onların tetıkçılığını yapıyor ıddıalannı boşa çıkar-
tacak bır objektıflık ve sennkanlılık ıçınde hukukun
çızdığı sınıriarın dışına çıkmayan bır tutum sergı-
lemelen gerekıyor
Aksı takdırde yapılan ış kazmayla saat onanmına
(tamınne) kalkışmaya benzer Kaş yapalım derken
goz çıkar ve başarısızlık kaçınılmaz olur
DURSUNBEY ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosvaNo 2001 1
Davacı Resmıye Akbacak tarafından davalı Rama-
zan Akbacak ale\ hıne açılan boşanma davasında,
Davalı Ramazan Akbacak ın açık adresı tespıt edı-
lemedığınden da\a dılekçesının ılanen tebhğıne karar
venlmekle davalı Ramazan Akbacak ın duruşmanın
yapılacağı 20 06 2001 gunu saat 09 00'da mahkeme
mızde hazır bulunması v eva kendısını bır v ekılle tem-
sıl ettırmesı gelmedığı takdırde vokluğunda karar v e-
nleceğı davetıve yenne kaım olmak uzere ılan olunur
Basın 29674 - . ..
İmzalı Kitaplanmla...
Prof. Dr. Çetin YETKİN
Dava arkadaşım' Emın menAnkara'dakıevımdekurdu-
Değer e
ımılen ıçın kı-
taplan yaşam-
larının a>nl-
maz bır parça-
sıdır Onlarsız
edemezler Hep kıtaplan ıle çev -
nlı bır yerde. bır odada yaşa-
mak ısterler Kıtaplarla bırlıkte
bulunmak yaşamlanna daha bır
anlam kazandınr, onlarsız ken-
dılennı bır ganp duyumsarlar
Ben de bu kışılerden bınyım
Kımı kereler gozum kıtaplık
raflannı dolduran kıtaplara ta-
kılır Işte şu kıtap o an ıçın bır-
den bır pencereyı yeniden ara-
layıv enr, anımsaran sayfalann-
da öylece durup duran ıletısını
Eğer bır romansa belleğımde
c^rdanıv^rîfTcahramanTânT on-
lann yaşadıklan
Kıtaplanmızın arasmda sız-
den soz eden, sızın yazdıklan-
nızdan alıntılar yapan ya da bun-
lara gondermeler yapanlan var-
sa. onlann yen doğallıkla daha
bırbaşkadırgozumuzde Nevar
kı imzalı kıtaplann yen çok da-
ha başkadır Oyle laf olsun dı-
ye yazannın ımzalayıp da ver-
dığı kıtaplardan soz etmıyorum
içtenJıkle, dostlukla, sevgıyle,
saygıyla ımzalananlardan soz
edıyorum
Bunlara gözunuz ılıştığınde,
tozlarını alıp yeniden yerıne
koyduğunuzda, zaman zaman
elınıze alıp yazannın yapıtını
ımzalarken sıze ne yazdığını,
geçmışe gızlı bır ozlemle bır
kez daha okumak gereksınımı
du> duğunuzda. sayfalannı ye-
nıden çev ırmeye başladığınızda,
ımzanın yanındakı tanh. bırden
canlanır O an yeniden yaşanır,
bunu bırlıkte geçırdığınız gun-
lenn anılan ızler
Işte, bır gece yansı, bu kere
bakışlanm nasılsa bırden Mu-
zaffer Buyrukçu'nun "Gûrûl-
tülü Birkaç Saat" romanına ka-
yıverdı Anımsayıverdım he-
ğumuz sofranın başında dostlar-
la bır yandan ıçtığımızı bır yan-
dan da bağıra çağıra dertleşıp
soyleştığımızı Onundekı ta-
bağı bır yana ıten Muzaffer Buy-
rukçu. çantasından çıkardığı ro-
manını bana ımzalay ıp venyor
Kalemı kıtabın ılk sa\fası uze-
nnde gıdıp gelırken y azdıkları-
nı bır an once okumak ıçın na-
sıl da sabırsızlanıyorum
Çetin Yetldn kardeşimcsev gi-
lerimJe.
Havat güruMIü birkaç saat-
ten çok gürültüsüz saatierin için-
dedir, dhorum. Yalnız -scssizli-
ği- duy anz da pek değerlendire-
me>1z. Belkı değertcndırdığımiz
gün iBşkilen daha dennden ka\ -
rayabileceğiz.
Tanh, 27 Mart 1973 Aradan
tam 28 yıl geçıp gıtmış Amadün
gıbı
1
Ben, imzalı kıtaplanmı a>n bır
kıtaplıkta saklıyorum Yazarla-
nnın soyadlanna gore abecesel
(alfabetık) olarak raflara yer-
leştırdım Kımılennde çok ozel
şeyler de yazılmış bulunuyor
Ben bu dunyadan goçup gıttık-
ten sonra sahaflarda oksuz ka-
lıp olmadık ellere geçmesınler
dıye onlan topluca ayn bır yer-
de banndınyorum Her bın be-
nı geçmışten alıp geleceğe go-
tunıyor Hasan Husejin Kork-
mazgil'ın "Kızılırmak
r
'ı bana
12 Eylul 1970'te ımzaladığın-
da \ azdığı gıbı "... yaşamür bir
Turki>e için" geleceğe' "Kı-
zılırmak*'ı yenne koyuyorum.
elımı uzatıp yanındakı kıtabı
kucaklıyorum O da Korkmaz-
gıl'ın "Bmklar Konuşuyor"u
Onun benı nasıl da hala yalnız
bırakmadığını, zor gunlenmde
hep yanımda olduğunu bır kez
daha ıçımdekı yangmı nasıl son-
durmeye çabaladığını > ureğım-
de beynımde yaşıyorum
Aziz Kardcşim Çetin Yetkin'f
Bir Antep rürkusmle:
"Zor gunler geçer
ağlama.
Zor gürüer geçer
ağlama.»"
Sağ ol Hasan Huseyın. ben
de bılıyorum geçer Ama ya
geçınceye kadar1
Her imzalı
kıtap, anılann canlanması, par-
laması ıçın bır kıvılcım Anılar
bırbınnı ızlıyor Asıstan Uğur
Mumcu'nun Hukuk Fakultesı
dergısınde yayımlanan ılk ya-
zısının yapılan ayn basımlan-
nı ımzaladığı gunlerde çoğu za-
man gıydığı o sıyah derı ye-
lek Çokbeğenırdımoyeleğı.
ona da yakışıyordu Sonra sav-
cılık yaptığım gunlerde 1 Ma-
vıs 1977 olayının ılk duruşma-
sından once bıldığı bır şey var-
sa oğrenmek ıstedığım ıçın
Mumcu'nun benı Emın Değer'e
gondermesı Emın Değer'le
boyle tanıştım Demek kı 24 yıl
olmuş tanışalı
Bir Yûce însan^
Emın Değer'ın imzalı kıtap-
lannaeğıhyorumbukezde De-
ğer. bazı kıtaplarında benden
alıntılar yapmış. kaynak goster-
mış olduğu ıçın onun imzalı kı-
taplarının daha da ozel bır yen
var gozumde Hele 21 Ocak
1997'de ımzalayarak bana ver-
dığı "UğurMıuncu ve 12 Mart-
Gerhe Donuşun tlk Adunı"nın
"Sunuş" bolumunde 21 sa>fa-
da " _ göruş ve duşunceleriyle
katkıiannın otesinde. ozel arşi-
vınden de yararianma olanağı ta-
myan Prof. Dr. Çetin Yetldn'e
teşekkurlerimi sunuyorum" de-
mış olması benı oylesıne kı-
vançlandınyor ve onurlandınyor
kı
Emın Değer'ın 2 Ağustos
1995 'te bana v enrken "Düşün-
ce Ozgürtuğu Çıkmazı" kıtabı-
na yazmış olduğu şu sozler. be-
nı bır kez daha tanımlanamaz
duygular gırdabına surukluyor
Çetin Yetkin'e
Bir toplumsaJ kavgada birlik-
te olmanın krvancrvla sevgi ve
sa>gılar.
Hele Emın Değer'ın "Bir
Cumhuriyet Duşmanının Port-
resi \-a da Fethullah Gulen Ho-
caefendinin Derin Misvonu" kı-
tabında ımzasının ustunde yer
alan ve kalemınden çıkmış olan
şu sozcukler
Değerti dav a arkadaşım Prof.
Dr. Çetin Yetkin'e
Cumhuriyeti koruma karan-
mızın ne denlı vennde ve guç
koşula bağlı olduğunun bihnciy-
le_.
Tanh, daha çok yenı 15 Nı-
san 2000' Emın Değer gıbı bır
vuce ınsan benım ıçın boyle du-
şunurse nasıl olur da ovun-
mem
1
Emın Değer denınce
usuma hemen yıne Uğur Mum-
cu gelıvor Onun katlı sanıkla-
nnın yargılandığı davada. Mum-
cu aılesının av ukatı olması de-
ğıl bu çağnşımın tek nedenı
Aralanndakı dostluk ve duşun
bırlığı' Ote yandan bır başka
neden de. benım de Uğur Mum-
cu ıle ta fakulte yıllannda baş-
layan arkadaslığım UğurMum-
cu, "Suçlular ve Guçluler" kı-
tabını 26 Eylul 1981 'de ımzala-
dığında bana şöyle seslenmış
Dostum, devrimci avdın ar-
kadaşım Çetin Yetkin'e sevgi-
lerle».
Ben de Uğur a seslenıyorum
sessızce Yaşamım boyunca se-
nı >alancı çıkarmamaya çaba-
ladığımı bılıvorsun, değıl mı°
Hıç kuşkusuz senın gıbı asla
olamam ama bızlere çızdığın
y oldan sapmamak ıçın her olum-
suzluğa karşı elımden ne geiır-
se yapmaya çalıştığımın farkın-
dasındır Hatta kendı kendıme
karşı bıle savaşım verıyorum
bunun ıçın Ama bırden ıçıme
bır sıkıntı basıyor Dostlanmın
dava arkadaşlanmın bana ım-
zalayıp verdıklen kıtaplan ben-
den sonra bırbırlennden ayrıl-
masınlar, ılgısız ellere geçme-
sınler dıye Mahmut Yübaş'ın
vakfina bağışlamay ı tasarladığı-
mıanımsayıvenvorum Yabuta-
sarımı gerçekleştırmış olsay-
dım
!
Neyse kı bu duygulanmı kâ-
ğıda doktuğum uzun gece gu-
ne donuşuyor Guneş doğuyor
yeniden Yureğımıdağlayanbu
sıkıntı ateşı, guneşın parlaklığı
karşısında sonukleşıp >akıcılı-
ğını yıtınyor
Savaşlar Ülkesinde miyiz Yoksa...
Melih B t R S E L htanbul Varhğını Koruma Grubu
B
ır suredır, ıçınde yaşadığı- ni Amerika'da mı sanıvor? Burası Turld-
mız ekonomık koşullann, ve.Buulkeninkendineözgukoşullaruubil-
daha ılk gunlennde, Sayın mİYor" gıbı sozlenn dozaj ı artarak suruyor
Basbakanımız olayın çozu- Bır an ıçın bunun doğru olduğunu kabul et-
munu "tophunca ekonomik sek de, memleketın dort bır bucağından, bı-
savaş" ıçınde olduğumuz zıtemsılenTBMM'yı dolduran (yadadol-
daha ılk gunlennde, Sayın
Basbakanımız olayın çozu-
munu "tophunca ekonomik
savaş" ıçınde olduğumuz
goruşu ıle açıkladı Ondan once de değı-
şık adlar altında "savaşmak" zorunluluğu-
na alıştınlmıştık
Önıeğın, terore karşı "savaş", trafık ca-
navanna karşı "savaş", bankalann hortum-
lanmasına karşı "savaş", yoksulluğa karşı
"savaş" vb Ancak yanılmıyorsam savaş,
duşmana karşı uygulanacak bır korunma
yontemıdır Buna da en guzel ornek "Istik-
İal Savaşımız"dır
Insanın kendı kendıne savaş açtığı baş-
ka bır orneğe pek rastlamadım Akıl, man-
tık, bılgı ve bınkımı sureklı kullanmak alış-
kanlığını kazanmamız durumunda "sürek-
li savaş" psıkozundan kurtulabıhr mıyız
acaba9
Aynı surede, yasamakta olduğumuz bu-
nalımla ılgılı olarak, her onune gelen (baş-
ta mılletvekıllen) aklına her gelenı soylu-
yor Orneğın, "Sayın Kemal Dervış kendi-
duramayan) sayın mılletvekıllenmızmem-
leketle ılgılı bılgı ve deneyımlennı kullan-
dıklan ıçın mı bugunlere geldık7
Dunya Bankası nın ust basamaklarında
yıllardan ben gorev yapan Sayın Derv ış'ın
gelışmemış ulkelenn ekonomık koşullan
hakkında bızden çok daha bılgı sahıbı ol-
duğuna emınım
Bu ulkeler arasında olan Turkıye'nın de
ekonomık koşullannı. gorevı gereğı su-
reklı ızleyıp bılgı sahıbı olduğuna ınanıyo-
rum Kendısını eleştırenler bır noktada hak-
lı olabılırler Turkıye nın kendıne ozgu
"demokratik sıyasal kultür" ortamına ya-
bancı olabılır Onu da oğrendığı gun, bız-
den bır farkı olmayacaktır Ne yazık değıl
mı
9
"Ekonomiksavaşa" başka bır açıdan ba-
kacak olursak, ulkemızde -yanılmıyorsam-
1964'ten ben yaşama geçen bır planlı do-
neme gırdık Bu amaçla genış kadro ve
yetkılerle kurulan Devlet Planlama Teşkı-
latı (DPT), Başbakanhğa bağlı olarak 5
yıllık donemlerle, ulkenın sosyo- ekonomık
kalkınma hedeflennı saptadığı gıbı. her vıl
ıçın de. kurum ve kuruluşların bu hedefle-
n uygulama olçutlen v e programlannı uret-
mekJe gorev lı Hatta değıştınlmedıyse. bu
olçutlenn "kamu sektorü için bağlayKi",
"ozel sektor için de vonlendirici" olması
gerekıvordu Değerlı ınsanlann gelıp geç-
tığı. gorev aldığı bu DPT nerede
7
"Ekono-
mik savaşta hangi cephede çarpışıvor?!.
Bır zamanlar "plan değil. pilav istiyoruz"
gıbı sozlenn sahıplen "Yuksek Planlama
Kurulu"nda yer aldığı bu ortamda, ger-
çekten DPT butçesının karşılığı ıle "pilav
olmasa bile, pirinç satın alarak". (ozellık-
le ıthal ederek) fakır fukarav a dagrtmak. ay-
nı zamanda "muteşebbise" yenı ış olanak-
lannı sağlamakla onları daha mutlu etmek
fırsatımız doğacaktır1
Yuksek Planlama Kurulu hukumet uye-
lennden meydana geldığı surece ne DPT
ne de onun yuksek kurulunun bır yaran ola-
bıleceğını zannedıvorum Einstein'ındedı-
ğı gıbı "Bu durumıı yaratanlardan, onu
değiştirmesini beklemeyin..."
PENCERE
Hâki ve Kırmızı
Koşe yazarlığı zor ış'
Her yıl 27 ve 29 Mayıs'ta gunun anlam ve onemı
uzenne yazılır mı9
Yazmak zorunda kalıyorsun
Istanbul 29 Mayıs 1453'te fethedılmış, 16 Mart
1920'de ışgal edılmış, 6 Ekım 1923'te kurtulmuş ..
Fetıh
işgal
Kurtuluş
Tarıhte yaşanan olguları anlatan uç sozcuk kı
herbırının anlamı ayrıdır
Pekı, Hınstıyanların ağababalarının "Fetıh"ten
yaklaşık 500 yıl sonra Istanbul'u ele geçırerek uç
buçuk yıl ışgal yonetımı uygulamaları bır ruya mı-
dır^ Yoksa gerçek mıdır'?
Mustafa Kemal olmasaydı Istanbul elden gıttı
gıder mıydı?
Gıtmıştı
•
Koşe yazarlığı zor ış
Yazmaktan bıktım, fetıh kavramının çağımızda
bır anlamı yok ya da olumsuz bır anlamı var, bır ulus
vatanını fethettı dıye bayram yapabılır mı? Ancak
"Kurtuluş Bayramı çağımız ınsanlığına yakışır
Fetıh Bayramı çok partılı rejımden sonra ıcat edıl-
mış bır "bıdat"tır, Cumhunyet Turkıyesı'nde yalnız
"Istanbul'un Kurtuluş Bayramı" kutlanırdı
•
Ya 27 Mayıs?
Yemınlı duşmanlan vardır 27 Mayıs'ın kı bu do-
ğaldır 1923 Cumhunyetı'nı de bır kaşık suda boğ-
mak ısteyenler eksık değıldır
Her yıl dıncı, bolucu, ıkıncı cumhunyetçı, entel ta-
kımı 27 Mayıs yıldonumunde evlere şenlık yorum-
lar yapartar bızde askere çatmak demokratık ma-
nfet sanıldığından çoğunlukla bu yolda kalem oy-
natılır
Aradan 41 yıl geçtı
Tanhsel, sınıfsal toplumsal, yansız bır yaklaşımı
ara kı bulasın1
Nedır 27 Mayıs?
Şu sozcuklerı (geçmış yıllarda olduğu gıbı) bır
kez daha anımsayalım
Sosyal devlet ^
Sendıka duzenı
Anayasa Mahkemesı
Insan haklan ve temel ozgurlukler
Unıversıteye ozerklık
Yargıç bağımsızlığı
Hukuk devletı
Toplusozleşme
Bu kurumlar ve kavramlar 27 Mayıs Devnmı'yle
gerçekleşen 1961 Anayasası'yla Turkıye'nın dev-
let ve sıvıl toplum hayatına gırdı
Gınş o gınş
Pek ayırdında değılız, ama, 27 Mayıs Devnmı bu-
gun de suruyor
•
Askere çatmayı demokratık manfet sanmak ne-
reden kaynaklanıyor''
Askenn Turkıye Cumhunyetı'ndekı etkınlığı suç
ıse bu olgu bızım değıl Avrupalının marıfetıdır; em-
peryalızmın patronları -Ingıltere, Fransa Italya Yu-
nanıstan'ı da fıştekleyerek- Anadolu'yu s ı l a h l ^
askerle ışgal etmeselerdı, Turkıye Cumhunyetı'nın
temellerı de 'asker-sıvıl ıttıfakı'yİa kurulmayacaktı
Dıncı, bolucu, entel takımı hâkı renge boğanın kır-
mızıya baktığı gıbı bakıyor
Boğa kırmızıya bakarken matadoru gormez
TÜRKİYE SOSYAL EKONOMİK
SİYASAL ARAŞTIRMALAR VAKH
2000'Lİ YILLARDA SOSYAL
GUVENLİK SİSTEMİ
(SORUNLAR - ÇÖZÜMLER)
Prof.Dr. Bernd Baron von MAYDELL
Kemal KILIÇDAROĞLÜ
Prof.Dr. Tüla> ARIN
Bülent PtRLER
Özcan KESGEÇ
Yer Istanbul Dedeman Otelı
Tanh 2 Hazıran 2001 Cumartesı
Saat (09 45-13 00)-(14 00-17 00)
Sımultane çevın vardır
"ey hayat onu bana bagışla
yırtıp atayım
butun şıırlenmı
ne boşnakça konuşayım
ne brahmsı dınleyeyım
ey hayat onu bana bağışla
duşmesın ardıma
olu bır kadın yuzu"
Behçet Aysan
Ölümsüzdür şaırın sevdalısı
ADVtYE AYSAN'a
(1951-2001)
ANKARA T4BÎP OD4SI VE DOSTLAR1
ANTALYA 1. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo 1999 1147
Davacı Stela Uluca tarafından davalı Bekır Uluca
aleyhıne açılan boşanma davastnda
Karar gereğınce Atatürk Cad No 41 Antalva adre-
sınde otunır Hasan oğlu 1938 d lu Bekır Lluca va teb
lıgat vapılamamış başkaca adresı tespıt edılemedığın-
den HUMK nun 213 ve 377 md gereğınce dava yenı
lenmış olduğundan duruşma gunu olan 26 6 2001 gunu
saat 11 40'da mahkeme salonumuzda hazır bulunması
veya kendını bır v ekılle temsıl ettırmesı hazır bulunma-
dığı veva kendısını bır \ekılle temsıl ettıımedığı takdır-
de dava dılekçesı teblığ edılmış sayılavarak yargılama
ya vokluğunda de\am olunacağı ve sonuçlandrnlacağı
ılanen teblığ olunur 1 5 2001
Basın 29373