23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 27 MAY1S 2001 PAZAR 12 PAZAR KONUGU Gazeteci Mihalis Moronis, Türkiye ile Yunanistan 'ın ilişkilerini geliştirmeye devam edeceğini söyledi EN BÜYÜK SORLJNKIBRIS Türkiye önceliğini değiştirdi' - Peki, sizce AB Güney Kıbrıs 't hemen AB üyeliğine alacak mı, yoksa bunu savsaklayacak mı? - AB'nin, Kıbns'ı üyeliğe almakta acele edeceğini düşünmüyorum. Kıbns'ın üyeliği konusu, AB'nin genişlemesi gündeme geldiğinde ele alınacaktır. Bu da genişleme sürecindeki bir grup ülkenin neler yapacağına bağlıdır. Bakahm o ülkeler aynı anda AB üyeliğine alınacaklar mı? Her ne olursa olsun, iki yıl içinde bu konuda bir karar alınacak. Sorun çok karmaşık. Bana garip gelen, Tûrkiye'nin Kıbns konusunda koyduğu öncelikleri. - Bundan ne kastediyorsunuz? - Yani, demek istediğim, Tûrkiye'nin Kıbns konusundaki önceliklerini değiştirmiş olması. Bundan yirmi küsur yıl önce ve sonrası Tûrkiye'nin tartıştığı konu Kıbnslı Türkleri korumak, güvenliklerini sağlamaktı. Türkiye açısmdan bu, Kıbnslı Türklerin güvenlikleri sorunuydu. Ama bugün Kıbns Türk tarafının güvenliği için Tûrkiye'nin güvenliğini öne çıkanyorlarsa bu da işlerin pek de iyi gitmediğini gösterir. Burada sorunlar var, demektir. - Sizce parametrelerin değişmesi buna yol açmış olabilir mi? - Parametreler değişmedi ki. En azından Kıbns Türk tarafının Türkiye için bir güvenlik sorunu haline gelmesi için değişmedi. Güvenlik konusu ve parametrelerin değiştiği tartışmaları birkaç yıl önce Kıbns Rum tarafının Rusya'dan S-300 füzeleri alma karan üzerine ortaya atılmıştı. Ama bu füzeler Kıbns'a gelmedi. Dolayısıyla da şu anda bir güvenlik sorunu yok. Demek istediğim, Tûrkiye'nin güvenliğini etkileyecek hiçbir değişiklik olmadı. 'Ankara'nın Kıbns endisesi' - İyi de Ankara, Kıbns Rum tarafının günün birinde AB'ye tam üye olmasından endişe duyuyor olabilir mi? - Olabilir. Bunu da anlıyorum. Ama bu da bir güvenlik sorunu değil ki. Kıbns günün birinde AB'ye tam üye olacaktır. Ama bu Kıbns'm AB'ye üye olmasıyla askeri bir güç haline geleceği demek değil ki. Kıbns AB'ye tam üye olduğunda tabii ki Avrupa ülkelerinin çoğunluğunun dış politikalanna saygı gösterecektir. Avrupa ülkelerinin de hiçbir şekilde Tûrkiye'nin çıkarlanna aykın davranacaklannı sanmryorum. Yani, Kıbns AB'ye tam üye olursa kuvvet dengelerinin değişeceğini hiç düşünmüyorum. - O zaman Türkiye niye kaygılı? - Bence bu da yine Tûrkiye'nin politikalanndaki çelişkilerden kaynaklanıyor. Bir yandan AB üyesi olması gerektiğini söylüyor. Ondan sonra duyuyoruz ki Ankara, Tûrkiye'nin jeo-stratejik önemi nedeniyle AB'ye tam üye olması gerektiğini bildiriyor. Yani Ankara'ya göre bu nedenle AB. Türkiye'yi bünyesine almak zorunda. Bu da Tûrkiye'nin, AB kurallan ve kriterlerine uymak zorunda kalmadan AB'ye girmesinin zorunlu olduğu anlamma geliyor. Türkiye burada büyûk askeri güç oyununu oynuyor. Tûrkiye'nin artık burada seçimini yapması lazım. ABD'nin altında bölgesel askeri bir güç mü olmak istiyor? Ya da kendi smırian içinde güvenlikte olan, AB üyesi, demokratik bir ülke mi? LEYLA TÂVSANOĞLU Ankara 'yla Atina arasında yeni bahar rüzgârlan eserken Kıbns konusunda hava hiç de o kadar iyimser değil. Güney Kıbns * iki yıl içinde AB tam üyeliğine hazırlanıyor. Ancak Türkiye 'yle KKTC'nin bu bağlamda geleceklerinin ne olacağı hiç belli değil. Türkiye 'yle Yunanistan arasındaki ikili ticaret artıyor. Türkiye'deyatırım yapan Yunan şirketlerinin sayısı hızla artıyor. Hatta Yunanistan Ulusal Bankası (National Bank of Greece) Istanbul'da birşube açıyor. Türk-Yunan Ticaret Odası îPORTRE/ MÎHALİS MORONİS Yunanistan 'da yayımlanan ülkenin yüksek tirajlı veprestijli Eleftherotipia gazetesinin Dış Haberler Müdürü. Yirmi ikiyıldır aynı gazetede çalışıyor. Haftada iki kez Eleftherotipia 'da diplomasiyazılan yazdığı birsütunu var. Türk-Yunan ilişkileri konusunda pek çok çalışması var. Yükseköğrenimini Atina Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde tamamladu ş çy kuruluyor. îki ülkenin birbirlerine açık destekleri var. Ama ikili önemli sorunlar da rafta, olduğu gibi duruyor. Bunlar ne zaman canlanır dayeni oluşan iklimi bozabilir? Aklımıza takılan bu konuları Yunanistan 'ın etkili gazetelerinden Eleftherotipia 'nın Dış Haberler Müdürü Mihalis Moronis 'le konuştuk. Moronis, Ankara 'yla Atina arasındaki bu iklimin sürmesinden umutlu olduğunu, hatta bu yumuşak iklim sayesinde önemli sorunların göz ardı edilmesi olasılığı bulunduğunu söylüyordu. Ancak Moronis 'in üzerinde durduğu önemli konu, Kıbns ve Türkiye 'nin gelecekte bölgede ne gibi bir rol oynayacağıydı. Moronis diyordu ki: "Türkiye seçimini artıkyapmalı. ABD'nin altında bölgesel bir güç mü olmak istiyor? Yoksa kendi sınırları içinde - Siz Türkiye'yle ve ülkemizdekigelişmelerleyakından ilgi- lenen bir gazetecisiniz, Bugün Türkiye 'nin geldiği noktayı na- sü değeriendiriyorsunuz? - Ben öteden beri Türkiye'ye sıkhkla, yılda en az iki kez gel- meye özen gösteririm. Ülkenizin 1970'li yıllann sonundaki du- rumunu hatırlıyorum. O zaman çok daha kötüydü. - Peki, bugünkü koşullar altında Türk-Yunan ilişkilerinin ge- leceği konusunda ne düşünüyorsunuz? - Türkiye ve Yunanistan gerçekten ileri doğru bir atılım yap- tılar. Bu ilişkilerin böylesine ilerlemesi her iki ülkenin de yara- nna oluyor. Her ne kadar iki taraf arasında henüz daha çok önemli anlaş- malara vanlmadıysa da işler gayet iyi gidiyor. Bu yumuşama ik- limi böyle sürerse iki ülke arasındaki önemli konulara belki hiç değinmek gereği de kalmayabilir. Belki bu önemli konular bir yana itilebilir. (Burada Türkiye ile Yunanistan arasındaki hava sahası, karasulan, kıta sahanlığı gibi anlaşmazhk konulanm kastediyor.) Birbirimize karşıhkh güven yerleştirilebilirse günün birinde bu önemli konulann üstesinden gelinmesi çok kolay olabilecek- tir. Dediğim gibi, belki de bunlar bir yana itilebilecektir. - Sizce bu yumuşama iklimi nasd geliştirilebilir? - Bugün Türkiye çok ciddi bir ekonomik kriz yaşıyor. Benım ülkemde de sosyal güvenlik sistemiyle ilgili sorunlar var. Her iki ülke hükümetinin de paraya ihtiyacı var. Bence bu sorunlardan en iyi çıkış yolu, silah- lanma harcamalannın iki ülkede de kısılma- sıdır. Bundan sonra artık çok büyük ordulara ve çok fazla silahlanma harcamalanna ihtiya- cımız olacağını sanmıyorum. •EsMye dönülmez' - Sizin bu söylediğinizi Yunanistan Savun- ma Bakanı Akis Çohacopulos da dile getir- miş, silahlı kuvvetier sayısında indirime gi- deceklerini söylemişti... - Evet, ama başlangıçta Çohacopulos, Baş- bakan Simitisin savunma harcamalannda in- dirime gitme karanna karşı çıkmıştı. Çünkü Simitis o sırada bu karanndan onu bilgilen- dirmemişti. Yani bu PASOK içindeki siyasi bir çekişmeydi. Türk-Yunan ilişkileriyle uzaktan yakından ilgisi yoktu. Daha sonra, sizin de söylediğiniz gibi Çohacopulos kendisi de savunma har- camalannda kısıntıya gidileceğini açıkladı. Burada da görünen şu: Artık Türk-Yunan ilişkilerinde yeniden eskiye dönme ihti- mali çok zayıfladı. -Ankara 'nın ikili ilişkilere olan yaklaştmını nasıl değerien- diriyorsunuz? - Ben Ankara'nın savunma harcamalanndaki resmi yaklaşı- mını biliyorum. Yani Ankara diyor ki: Tûrkiye'nin büyük bir orduya sahip olması gerek. Çünkü çok sayıda düşmanı var. Bu savuma harcamalan Yunanistan'a kar- şı yapdmıyor. Tûrkiye'nin öbür komşulanyla sıkıntüan var." Ben bu yaklaşımı anlayabiliyorum. Ama başka bir şey de söy- leyebilirim. Türkiye NATO'nun bir üyesidir. NATO sözleşme- sine göre de üye devletler arasında sıkı işbirliğı gereklidir. Bu da NATO'nun Tûrkiye'nin egemenliğini korumakla yükümlü oduğu anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bu, yine Türkiye as- keri harcamalannı kısabilir demektir. Bundan da Tûrkiye'nin ba- şı ağnmaz. NATO'nun, Tûrkiye'nin güvenliği sorununu çöze- bileceğine inanıyorum. Aynı şey benim ülkem için de geçerlı- dir. Yunanistan'ın da onca parayı askeri harcamalara ayırması- nın gerekli ohnadığını düşünüyorum. O parayı daha iyi bir eği- tim, daha iyi bir sosyal güvenlik, sağlık sistemine, daha iyi bir yaşam düzeyine harcayabiliriz. İyi bir başlangıç noktası da her iki ülkede silah alımlannın dondurulması olacaknr. - Yani Türkiye ve Yunanistan 'ın buyolda bir anlaşma imza- lamalanm mı öneriyorsunuz? - Evet, öyle. İki ülke de bunu yapabilir. Ama ben Türkiye'nin bu konudaki sorununu da çok iyi anlıyorum. Ama Türkiye'nin o kadar çok parayı ödemesinin gerekli olmadığını da düşünü- yorum. Dediğim gibi, NATO var. - Peki, ABD'nin bu sizin söylediğinizden hosnut olacağını düşünüyor musunuz? - Hayır, sanmıyorum. Hatta geçen yıl ABD, Türkiye'ye silah kredilerini kıstı. 1996'da Washington Post'ta Jim Hogeland imzasıyla bir ya- zı yayımlandı. Yazı, Hindistan ve Pakıstan'la ilgiliydi. Bu bağ- lamda ABD'nin Türkiye'ye yaklaşımı da değerlendiriliyordu. Hogeland o yazıda, ABD'nin iki ülke arasında gerginlik oyu- nunu oynadığı. amacınm da Amerikan silah şirketlerinden si- lah aldırmak olduğunu yazıyordu. Bu, benim değil. Vv'ashing- ton Post yazannın duşüncesi. Bu bir örnek. Ama aynı zamanda gerçeğin ta kendisi. ABD'nin politikaları - Türkiye'yle Yunanistan arasındaki buyakınlaşma sürerse Amerikan silah satıcıları bu havadan memnun olurlar mı? - Pek memnun olacaklannı sanmıyorum. Ama ABD yöneti- mınin bu bölgede sürtüşme istemediğini de biliyorum. ABD, bu- rada ne bir kriz ne bir savaş istiyor. Bu, onun çıkarlanna karşı- dır - Peki, burada bir çelişkiyok mu? - Var, tabii. Zaten ABD siyasetinde pek çok çelişki vardır. Özellikle de Türkiye'yle ilgili politikalannda... Birkaç yıl önce dönemin Dışişleri Bakan Yardımcısı Strobe Talbot, Türkiye'nin demokrasisini geliştirmesi. insan haklan- na daha çok saygılı davranması konusunda bir açıklama yap- mıştı. Bu görüş pek çok Amerikan siyasetçisi tarafından da di- le getirilmişti. Çünkü bu resmi siyasetti. Ama öte yandan ABD, Türkiye siyasetini resmi ağızlardan değil, başka kanallardan geliştiriyor. Yani Türkiye'nin çok büyük bir askeri güç olması- nı istiyorlar. Çünkü bu yollâ ABD'nin çıkarlannın korunacağı- nı düşünüyorlar. Irak siyasetine bakın. ABD, Irak'ın karşısına silahlı güç olarak Türkiye'yi dikti. Isteselerdi Türkiye'de demok- rasınin gelışmesı ıçın çaba harcarlardı. Bu tabii kı ABD'nin her zaman izlediği siyasettir. Avrupalılar böyle değil. Avrupalılann Basra Körfezi'nde ya da Orta Asya'da neler olduğuyla fazla il- gilendiklerini düşünmüyorum. llgi ABD'de. Çünkü ABD, böl- gede enerjı sektörünü kontrolü altına almak istiyor. Bakû-Ceyhan hattı - ABD 'nin enerji sektörünü kontrolü altına almak istediği- ni söylüyorsunuz- O zaman ABD, neden Bakû-Ceyhan enerji boru hattımn hayata geçmesine isteksiz davranır göründü? - ABD'nin Bakû-Ceyhan konusunda isteksiz davrandığını düşünmüyorum. Hatta, Bakû-Ceyhan'ı hayata geçirmek için çok çaba harcadıklanna inanıyorum. Sanıyorum, bu projeye petrol sanayiinden bazı tepkiler var. Çünkü Bakû-Ceyhan'ın masrafı çok fazla. Hatta Türkiye'de bazı gazetelerde yayımla- nan haberleri biliyorum. Petrol şirketleri Hazar'ın Azerbaycan tarafında kalan bölümünde Bakû-Ceyhan'ı yeterli biçimde do- yuracak miktarda petrol rezervi olmadığını düşünüyorlar. Yani bu ABD'nin resmi politikası değil. Tam tersine... ABD bu bo- ru hattını çok istiyor, ama birtakım ekonomik, fizibilite sorun- lan var. - Siz bugünlerde Türkiye'de incelemeler yapıyorsunuz. Tür- kiye'de, özellikle siyasetteki kirliliğin temizlenmesi savaşımım nasıl değeriendiriyorsunuz? - Bence bu çok ilginç bir gelişme. Umanm Türkiye bu işte sonuna kadar gider. Ama bana kalırsa, bir ülkedeki yolsuzluğun derecesi o ülkenin demokrasi düzeyiyle ilintilidir. Yolsuzluğun, demokratik ohnayan ülkelerde çok büyük sorunlara yol açtığı- nı görüyoruz. Ote yandan demokratik olan ülkelerde ise o derece büyük yol- suzluk sorunlan yaşanmıyor. Bir ülke ne ölçüde şeffaf bir de- mokrasiye sahipse, orada yolsuzluk çok ciddi bir sorun değil- dir. Bununla gereğince mücadele edebilmek için Türkiye'nin de- mokrasisini geliştirmesi gerektiğini düşünüyorum. iyi çalışan bir demokrasıniz olursa sorunlannızı çözebilirsıniz. - Çok sayıda Yunan şirketinin Türkiye'deyatınmlan oldu- ğunu biliyoruz. Son olarak Yunanistan Ulusal Bankası (Gre- ek National Bank) îstanbul'da bir şube açtu Türk-Yunan tş Konseyi çerçevesinde Türk-Yunan Ticaret Odası kuruldu. Bü- tün bu ekonomik işbirliği çalışmalan sizce iki ülke yakınlaş- masını nasıl etkiler? - Çok yardımcı olacaktır. Mutlaka bu çalışmalan geliştirmek lazımdır. IllşMler .r - •. '—- Ona şunlan söyledim: "Bu çok önemli olacaktır. l'manm Türkiye ve Yu- nanistan bu sayede ilişkilerini getiştirme firsatını ya- kalarter." Ama gerçekte, o dönemde bunu gerçekleştirmek çok zordu. Çünkü o dönemde iki ülke arasında böy- le bir yakınlaşma havası yoktu. Ancak 1995 'ten son- ra yakınlaşma başladı. Gümrük Birliği bunda etkili oldu. O toplantıda yanıma yaklaşıp fıkrimı soran kişı. ül- kesinin Türkiye'yle ticari ilişkilerinin gelişmesini is- teyen üçüncü bir ülkedendi. Yunanistan'ın Türki- ye'yle daha fazla ticari ilişkilere girmesinin, kendi ülkesine bu pazarda zarar vereceğinden çekıniyordu. -Sizce, Türkiye'yle Yunanistan arasındaki ticari ve ekonomik iliskiler yeterli düzeyde mi? - Yok canım. Daha alacağımız çok yol var. Ama ciddi biçim- de bu yolda ilerleyeceğimize inanıyorum. - Yine de iki ülkenin önünde Kıbns sorunu var... - Bu çok büyûk bir sorun. Türkiye'nin Kıbns'la ilgili bugün- kü siyasetini sürdürmesi durumunda ve zamanı geldiğinde AB, Kıbns'ı (Güney Kıbns) üyeliğe kabul ettiğinde ikili ilişkileri- mizde yine gerginlikleryaşayacağımızdan çekiniyorum. Bu be- ni çok korkutuyor. Dışişleri Bakanınız Cem geçenlerde Kıbns'ta şöyle dedi: "Eğer AB, bu yolda bir karar alırsa Türkiye'nin tep- kisinin ne olacağını hiç Idmse hesaplayamaz." Bu, önemli bir sorun. Ama Türkiye'nin bu konuyu kendi AB üyeliği çerçevesinde değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben, Türkiye'nin AB üyesi olmasını istiyorum. Türkiye'nin AB üyeliğini yakalaması, gerçekten üye olmak istediğine karar ver- mesi, gerekli olan değişimleri ve değişiklikleri gerçekleştirme- siyle çok kolay olacaktır. Bakın, bu değişimler ve değışiklikler AB için değil, Türkiye'nin kendisi için gereklıdir. Daha önce de söylediğim gibi Türkiye iyi işleyen bir demokrasiye sahip olursa bu Avrupa'nın değil, kendisinin yarannadır. - Siz Türkiye 'nin içtenlikle AB üyesi olmak istediğini düşü- nüyor musunuz? - Ben de bunun doğru yanıtını anyorum. Burada kesin bir evet ya da hayır yanıtı buhnak çok zor. Türkiye içinde çelişkiler, fark- lı güçler olduğunu düşünüyorum. Bunlann bir kısmı AB üyeli- ğinden yanalar, bazılan da karşılar. Bakahm, sonunda kim ka- zanacak? Sorun burada. Ama kişisel kanım şu: Türkiye AB üyesi olmaya çalışmalı ve olmahdm Galatasaray şenlendi Çok sayıda eylemin gerçekleştiği Galatasaray'ın bir konuğu da Türk turizmini tanıtma ve sektörü giiçlendirme etkinükleri çerçevesinde gösteri yapan Yunan halk danslan topluluğuydu. Ekin Fuarcıhk tarafindan düzenlenen Doğu Akdeniz Lluslararası Turizm Seyahat Fuan (EMITT) kapsamında, Yunanistan'ın Kavala bölgesinden gelen folklor ekibi danslannı rengârenk jöresel grysileriyle gerçekleştirdiler. Folklor ekibi, gösterilerini yurttaşlann alkışlan, poüslerin ve turistterin ilgi dolu bakışlan arasında sona erdirdi. (ALPER TURGUT) Ünlü politikacılar Sofya'da SOYFA (AA) - 9. Cumhurbaşkanı Sûley- man Demirel, banşuı yıllar boyu Balkan- lar'ın en önemli meselesi olduğunu belirte- rek "Türkiye, Atatürk döneminden beri hem Avrupa'da hem Balkanlar'da banş istemiş- tir" dedi. Eski Bulgaristan Cumhurbaşkanı Jelu Je- lev'in girişimiyle Balkan ülkelerinin eski ve yeni ünlü politikacılan, "Balkan Siyasi Ku- lübü'nün Kuruluş Toplantısr dolayısıyla dün başkent Sofya'da buluştu. Türkiye'den Demirel, eski TBMM Başkanı Hikmet Çe- tin, eski Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın. TBMM Türk-Bulgar Dostluk Komısyonu Başkanı HayatiKorkmaz, MHP Manisa Mil- letvekili Ali Serdengeçti ve Ankara Üniver- sitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yahya Sezai Te- ad'in katıldığı toplantıya Balkan ülkelerin- den Romanya Cumhurbaşkanı Ion Iliescu. eski Romanya Cumhurbaşkanı Emil Cons- tantinescu. eski Arnavutluk Cumhurbaşkanı Saü Berişa, eski Arnavutluk Başbakanı Fa- tos Nano, Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu. eski Yunanistan Dışişleri Baka- nı Mihailis Papakonstantinu, Makedonya Başbakanı Lubço Georgievski de katıldı. Sheraton Oteh'nde bugün sona erecek olan toplantılann dünkü ilk gününde politi- kacılar bölge sorunlannı masaya yatırdılar. Demirel, toplatının ilk bölümünûn ardından yaptığı açıklamada, "Makedonya sorunu er veya geç çözülecekur" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear