Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 27 MAY1S 2001 PAZAR
12 PAZAR KONUGU
Gazeteci Mihalis Moronis, Türkiye ile Yunanistan 'ın ilişkilerini geliştirmeye devam edeceğini söyledi
EN BÜYÜK SORLJNKIBRIS
Türkiye
önceliğini
değiştirdi'
- Peki, sizce AB Güney Kıbrıs 't hemen
AB üyeliğine alacak mı, yoksa bunu
savsaklayacak mı?
- AB'nin, Kıbns'ı üyeliğe almakta
acele edeceğini düşünmüyorum.
Kıbns'ın üyeliği konusu, AB'nin
genişlemesi gündeme geldiğinde ele
alınacaktır. Bu da genişleme
sürecindeki bir grup ülkenin neler
yapacağına bağlıdır. Bakahm o ülkeler
aynı anda AB üyeliğine alınacaklar
mı?
Her ne olursa olsun, iki yıl içinde bu
konuda bir karar alınacak. Sorun çok
karmaşık. Bana garip gelen,
Tûrkiye'nin Kıbns konusunda
koyduğu öncelikleri.
- Bundan ne kastediyorsunuz?
- Yani, demek istediğim, Tûrkiye'nin
Kıbns konusundaki önceliklerini
değiştirmiş olması. Bundan yirmi
küsur yıl önce ve sonrası Tûrkiye'nin
tartıştığı konu Kıbnslı Türkleri
korumak, güvenliklerini sağlamaktı.
Türkiye açısmdan bu, Kıbnslı
Türklerin güvenlikleri sorunuydu.
Ama bugün Kıbns Türk tarafının
güvenliği için Tûrkiye'nin güvenliğini
öne çıkanyorlarsa bu da işlerin pek de
iyi gitmediğini gösterir. Burada
sorunlar var, demektir.
- Sizce parametrelerin değişmesi buna
yol açmış olabilir mi?
- Parametreler değişmedi ki. En
azından Kıbns Türk tarafının Türkiye
için bir güvenlik sorunu haline gelmesi
için değişmedi.
Güvenlik konusu ve parametrelerin
değiştiği tartışmaları birkaç yıl önce
Kıbns Rum tarafının Rusya'dan S-300
füzeleri alma karan üzerine ortaya
atılmıştı. Ama bu füzeler Kıbns'a
gelmedi. Dolayısıyla da şu anda bir
güvenlik sorunu yok. Demek
istediğim, Tûrkiye'nin güvenliğini
etkileyecek hiçbir değişiklik olmadı.
'Ankara'nın
Kıbns
endisesi'
- İyi de Ankara, Kıbns Rum tarafının
günün birinde AB'ye tam üye
olmasından endişe duyuyor olabilir
mi?
- Olabilir. Bunu da anlıyorum. Ama
bu da bir güvenlik sorunu değil ki.
Kıbns günün birinde AB'ye tam üye
olacaktır. Ama bu Kıbns'm AB'ye
üye olmasıyla askeri bir güç haline
geleceği demek değil ki.
Kıbns AB'ye tam üye olduğunda
tabii ki Avrupa ülkelerinin
çoğunluğunun dış politikalanna saygı
gösterecektir. Avrupa ülkelerinin de
hiçbir şekilde Tûrkiye'nin çıkarlanna
aykın davranacaklannı sanmryorum.
Yani, Kıbns AB'ye tam üye olursa
kuvvet dengelerinin değişeceğini hiç
düşünmüyorum.
- O zaman Türkiye niye kaygılı?
- Bence bu da yine Tûrkiye'nin
politikalanndaki çelişkilerden
kaynaklanıyor. Bir yandan AB üyesi
olması gerektiğini söylüyor. Ondan
sonra duyuyoruz ki Ankara,
Tûrkiye'nin jeo-stratejik önemi
nedeniyle AB'ye tam üye olması
gerektiğini bildiriyor. Yani Ankara'ya
göre bu nedenle AB. Türkiye'yi
bünyesine almak zorunda.
Bu da Tûrkiye'nin, AB kurallan ve
kriterlerine uymak zorunda kalmadan
AB'ye girmesinin zorunlu olduğu
anlamma geliyor. Türkiye burada
büyûk askeri güç oyununu oynuyor.
Tûrkiye'nin artık burada seçimini
yapması lazım. ABD'nin altında
bölgesel askeri bir güç mü olmak
istiyor? Ya da kendi smırian içinde
güvenlikte olan, AB üyesi,
demokratik bir ülke mi?
LEYLA TÂVSANOĞLU Ankara 'yla Atina arasında yeni bahar rüzgârlan eserken Kıbns konusunda hava hiç de o kadar iyimser değil. Güney Kıbns
* iki yıl içinde AB tam üyeliğine hazırlanıyor. Ancak Türkiye 'yle KKTC'nin bu bağlamda geleceklerinin ne olacağı hiç belli
değil. Türkiye 'yle Yunanistan arasındaki ikili ticaret artıyor. Türkiye'deyatırım yapan Yunan şirketlerinin sayısı hızla artıyor.
Hatta Yunanistan Ulusal Bankası (National Bank of Greece)
Istanbul'da birşube açıyor. Türk-Yunan Ticaret Odası
îPORTRE/ MÎHALİS MORONİS
Yunanistan 'da yayımlanan ülkenin yüksek
tirajlı veprestijli Eleftherotipia gazetesinin Dış
Haberler Müdürü. Yirmi ikiyıldır aynı
gazetede çalışıyor. Haftada iki kez
Eleftherotipia 'da diplomasiyazılan yazdığı
birsütunu var. Türk-Yunan ilişkileri
konusunda pek çok çalışması var.
Yükseköğrenimini Atina Üniversitesi
Hukuk Fakültesi'nde tamamladu
ş çy
kuruluyor. îki ülkenin birbirlerine açık destekleri var. Ama
ikili önemli sorunlar da rafta, olduğu gibi duruyor. Bunlar
ne zaman canlanır dayeni oluşan iklimi bozabilir? Aklımıza
takılan bu konuları Yunanistan 'ın etkili gazetelerinden
Eleftherotipia 'nın Dış Haberler Müdürü Mihalis Moronis 'le
konuştuk. Moronis, Ankara 'yla Atina arasındaki bu iklimin
sürmesinden umutlu olduğunu, hatta bu yumuşak iklim
sayesinde önemli sorunların göz ardı edilmesi olasılığı
bulunduğunu söylüyordu. Ancak Moronis 'in üzerinde
durduğu önemli konu, Kıbns ve Türkiye 'nin gelecekte
bölgede ne gibi bir rol oynayacağıydı. Moronis diyordu ki:
"Türkiye seçimini artıkyapmalı. ABD'nin altında bölgesel
bir güç mü olmak istiyor? Yoksa kendi sınırları içinde
- Siz Türkiye'yle ve ülkemizdekigelişmelerleyakından ilgi-
lenen bir gazetecisiniz, Bugün Türkiye 'nin geldiği noktayı na-
sü değeriendiriyorsunuz?
- Ben öteden beri Türkiye'ye sıkhkla, yılda en az iki kez gel-
meye özen gösteririm. Ülkenizin 1970'li yıllann sonundaki du-
rumunu hatırlıyorum. O zaman çok daha kötüydü.
- Peki, bugünkü koşullar altında Türk-Yunan ilişkilerinin ge-
leceği konusunda ne düşünüyorsunuz?
- Türkiye ve Yunanistan gerçekten ileri doğru bir atılım yap-
tılar. Bu ilişkilerin böylesine ilerlemesi her iki ülkenin de yara-
nna oluyor.
Her ne kadar iki taraf arasında henüz daha çok önemli anlaş-
malara vanlmadıysa da işler gayet iyi gidiyor. Bu yumuşama ik-
limi böyle sürerse iki ülke arasındaki önemli konulara belki hiç
değinmek gereği de kalmayabilir. Belki bu önemli konular bir
yana itilebilir. (Burada Türkiye ile Yunanistan arasındaki hava
sahası, karasulan, kıta sahanlığı gibi anlaşmazhk konulanm
kastediyor.)
Birbirimize karşıhkh güven yerleştirilebilirse günün birinde
bu önemli konulann üstesinden gelinmesi çok kolay olabilecek-
tir. Dediğim gibi, belki de bunlar bir yana itilebilecektir.
- Sizce bu yumuşama iklimi nasd geliştirilebilir?
- Bugün Türkiye çok ciddi bir ekonomik kriz yaşıyor. Benım
ülkemde de sosyal güvenlik sistemiyle ilgili sorunlar var. Her
iki ülke hükümetinin de paraya ihtiyacı var.
Bence bu sorunlardan en iyi çıkış yolu, silah-
lanma harcamalannın iki ülkede de kısılma-
sıdır. Bundan sonra artık çok büyük ordulara
ve çok fazla silahlanma harcamalanna ihtiya-
cımız olacağını sanmıyorum.
•EsMye dönülmez'
- Sizin bu söylediğinizi Yunanistan Savun-
ma Bakanı Akis Çohacopulos da dile getir-
miş, silahlı kuvvetier sayısında indirime gi-
deceklerini söylemişti...
- Evet, ama başlangıçta Çohacopulos, Baş-
bakan Simitisin savunma harcamalannda in-
dirime gitme karanna karşı çıkmıştı. Çünkü
Simitis o sırada bu karanndan onu bilgilen-
dirmemişti. Yani bu PASOK içindeki siyasi
bir çekişmeydi. Türk-Yunan ilişkileriyle
uzaktan yakından ilgisi yoktu. Daha sonra,
sizin de söylediğiniz gibi Çohacopulos kendisi de savunma har-
camalannda kısıntıya gidileceğini açıkladı. Burada da görünen
şu: Artık Türk-Yunan ilişkilerinde yeniden eskiye dönme ihti-
mali çok zayıfladı.
-Ankara 'nın ikili ilişkilere olan yaklaştmını nasıl değerien-
diriyorsunuz?
- Ben Ankara'nın savunma harcamalanndaki resmi yaklaşı-
mını biliyorum. Yani Ankara diyor ki:
Tûrkiye'nin büyük bir orduya sahip olması gerek. Çünkü çok
sayıda düşmanı var. Bu savuma harcamalan Yunanistan'a kar-
şı yapdmıyor. Tûrkiye'nin öbür komşulanyla sıkıntüan var."
Ben bu yaklaşımı anlayabiliyorum. Ama başka bir şey de söy-
leyebilirim. Türkiye NATO'nun bir üyesidir. NATO sözleşme-
sine göre de üye devletler arasında sıkı işbirliğı gereklidir. Bu
da NATO'nun Tûrkiye'nin egemenliğini korumakla yükümlü
oduğu anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bu, yine Türkiye as-
keri harcamalannı kısabilir demektir. Bundan da Tûrkiye'nin ba-
şı ağnmaz. NATO'nun, Tûrkiye'nin güvenliği sorununu çöze-
bileceğine inanıyorum. Aynı şey benim ülkem için de geçerlı-
dir. Yunanistan'ın da onca parayı askeri harcamalara ayırması-
nın gerekli ohnadığını düşünüyorum. O parayı daha iyi bir eği-
tim, daha iyi bir sosyal güvenlik, sağlık sistemine, daha iyi bir
yaşam düzeyine harcayabiliriz. İyi bir başlangıç noktası da her
iki ülkede silah alımlannın dondurulması olacaknr.
- Yani Türkiye ve Yunanistan 'ın buyolda bir anlaşma imza-
lamalanm mı öneriyorsunuz?
- Evet, öyle. İki ülke de bunu yapabilir. Ama ben Türkiye'nin
bu konudaki sorununu da çok iyi anlıyorum. Ama Türkiye'nin
o kadar çok parayı ödemesinin gerekli olmadığını da düşünü-
yorum. Dediğim gibi, NATO var.
- Peki, ABD'nin bu sizin söylediğinizden hosnut olacağını
düşünüyor musunuz?
- Hayır, sanmıyorum. Hatta geçen yıl ABD, Türkiye'ye silah
kredilerini kıstı.
1996'da Washington Post'ta Jim Hogeland imzasıyla bir ya-
zı yayımlandı. Yazı, Hindistan ve Pakıstan'la ilgiliydi. Bu bağ-
lamda ABD'nin Türkiye'ye yaklaşımı da değerlendiriliyordu.
Hogeland o yazıda, ABD'nin iki ülke arasında gerginlik oyu-
nunu oynadığı. amacınm da Amerikan silah şirketlerinden si-
lah aldırmak olduğunu yazıyordu. Bu, benim değil. Vv'ashing-
ton Post yazannın duşüncesi.
Bu bir örnek. Ama aynı zamanda gerçeğin ta kendisi.
ABD'nin politikaları
- Türkiye'yle Yunanistan arasındaki buyakınlaşma sürerse
Amerikan silah satıcıları bu havadan memnun olurlar mı?
- Pek memnun olacaklannı sanmıyorum. Ama ABD yöneti-
mınin bu bölgede sürtüşme istemediğini de biliyorum. ABD, bu-
rada ne bir kriz ne bir savaş istiyor. Bu, onun çıkarlanna karşı-
dır
- Peki, burada bir çelişkiyok mu?
- Var, tabii. Zaten ABD siyasetinde pek çok çelişki vardır.
Özellikle de Türkiye'yle ilgili politikalannda...
Birkaç yıl önce dönemin Dışişleri Bakan Yardımcısı Strobe
Talbot, Türkiye'nin demokrasisini geliştirmesi. insan haklan-
na daha çok saygılı davranması konusunda bir açıklama yap-
mıştı. Bu görüş pek çok Amerikan siyasetçisi tarafından da di-
le getirilmişti. Çünkü bu resmi siyasetti. Ama öte yandan ABD,
Türkiye siyasetini resmi ağızlardan değil, başka kanallardan
geliştiriyor. Yani Türkiye'nin çok büyük bir askeri güç olması-
nı istiyorlar. Çünkü bu yollâ ABD'nin çıkarlannın korunacağı-
nı düşünüyorlar. Irak siyasetine bakın. ABD, Irak'ın karşısına
silahlı güç olarak Türkiye'yi dikti. Isteselerdi Türkiye'de demok-
rasınin gelışmesı ıçın çaba harcarlardı. Bu tabii kı ABD'nin her
zaman izlediği siyasettir. Avrupalılar böyle değil. Avrupalılann
Basra Körfezi'nde ya da Orta Asya'da neler olduğuyla fazla il-
gilendiklerini düşünmüyorum. llgi ABD'de. Çünkü ABD, böl-
gede enerjı sektörünü kontrolü altına almak istiyor.
Bakû-Ceyhan hattı
- ABD 'nin enerji sektörünü kontrolü altına almak istediği-
ni söylüyorsunuz- O zaman ABD, neden Bakû-Ceyhan enerji
boru hattımn hayata geçmesine isteksiz davranır göründü?
- ABD'nin Bakû-Ceyhan konusunda isteksiz davrandığını
düşünmüyorum. Hatta, Bakû-Ceyhan'ı hayata geçirmek için
çok çaba harcadıklanna inanıyorum. Sanıyorum, bu projeye
petrol sanayiinden bazı tepkiler var. Çünkü Bakû-Ceyhan'ın
masrafı çok fazla. Hatta Türkiye'de bazı gazetelerde yayımla-
nan haberleri biliyorum. Petrol şirketleri Hazar'ın Azerbaycan
tarafında kalan bölümünde Bakû-Ceyhan'ı yeterli biçimde do-
yuracak miktarda petrol rezervi olmadığını düşünüyorlar. Yani
bu ABD'nin resmi politikası değil. Tam tersine... ABD bu bo-
ru hattını çok istiyor, ama birtakım ekonomik, fizibilite sorun-
lan var.
- Siz bugünlerde Türkiye'de incelemeler yapıyorsunuz. Tür-
kiye'de, özellikle siyasetteki kirliliğin temizlenmesi savaşımım
nasıl değeriendiriyorsunuz?
- Bence bu çok ilginç bir gelişme. Umanm Türkiye bu işte
sonuna kadar gider. Ama bana kalırsa, bir ülkedeki yolsuzluğun
derecesi o ülkenin demokrasi düzeyiyle ilintilidir. Yolsuzluğun,
demokratik ohnayan ülkelerde çok büyük sorunlara yol açtığı-
nı görüyoruz.
Ote yandan demokratik olan ülkelerde ise o derece büyük yol-
suzluk sorunlan yaşanmıyor. Bir ülke ne ölçüde şeffaf bir de-
mokrasiye sahipse, orada yolsuzluk çok ciddi bir sorun değil-
dir. Bununla gereğince mücadele edebilmek için Türkiye'nin de-
mokrasisini geliştirmesi gerektiğini düşünüyorum. iyi çalışan
bir demokrasıniz olursa sorunlannızı çözebilirsıniz.
- Çok sayıda Yunan şirketinin Türkiye'deyatınmlan oldu-
ğunu biliyoruz. Son olarak Yunanistan Ulusal Bankası (Gre-
ek National Bank) îstanbul'da bir şube açtu Türk-Yunan tş
Konseyi çerçevesinde Türk-Yunan Ticaret Odası kuruldu. Bü-
tün bu ekonomik işbirliği çalışmalan sizce iki ülke yakınlaş-
masını nasıl etkiler?
- Çok yardımcı olacaktır. Mutlaka bu çalışmalan geliştirmek
lazımdır.
IllşMler .r - •. '—-
Ona şunlan söyledim:
"Bu çok önemli olacaktır. l'manm Türkiye ve Yu-
nanistan bu sayede ilişkilerini getiştirme firsatını ya-
kalarter."
Ama gerçekte, o dönemde bunu gerçekleştirmek
çok zordu. Çünkü o dönemde iki ülke arasında böy-
le bir yakınlaşma havası yoktu. Ancak 1995 'ten son-
ra yakınlaşma başladı. Gümrük Birliği bunda etkili
oldu.
O toplantıda yanıma yaklaşıp fıkrimı soran kişı. ül-
kesinin Türkiye'yle ticari ilişkilerinin gelişmesini is-
teyen üçüncü bir ülkedendi. Yunanistan'ın Türki-
ye'yle daha fazla ticari ilişkilere girmesinin, kendi
ülkesine bu pazarda zarar vereceğinden çekıniyordu.
-Sizce, Türkiye'yle Yunanistan arasındaki ticari
ve ekonomik iliskiler yeterli düzeyde mi?
- Yok canım. Daha alacağımız çok yol var. Ama ciddi biçim-
de bu yolda ilerleyeceğimize inanıyorum.
- Yine de iki ülkenin önünde Kıbns sorunu var...
- Bu çok büyûk bir sorun. Türkiye'nin Kıbns'la ilgili bugün-
kü siyasetini sürdürmesi durumunda ve zamanı geldiğinde AB,
Kıbns'ı (Güney Kıbns) üyeliğe kabul ettiğinde ikili ilişkileri-
mizde yine gerginlikleryaşayacağımızdan çekiniyorum. Bu be-
ni çok korkutuyor. Dışişleri Bakanınız Cem geçenlerde Kıbns'ta
şöyle dedi: "Eğer AB, bu yolda bir karar alırsa Türkiye'nin tep-
kisinin ne olacağını hiç Idmse hesaplayamaz."
Bu, önemli bir sorun. Ama Türkiye'nin bu konuyu kendi AB
üyeliği çerçevesinde değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum.
Ben, Türkiye'nin AB üyesi olmasını istiyorum. Türkiye'nin AB
üyeliğini yakalaması, gerçekten üye olmak istediğine karar ver-
mesi, gerekli olan değişimleri ve değişiklikleri gerçekleştirme-
siyle çok kolay olacaktır. Bakın, bu değişimler ve değışiklikler
AB için değil, Türkiye'nin kendisi için gereklıdir. Daha önce
de söylediğim gibi Türkiye iyi işleyen bir demokrasiye sahip
olursa bu Avrupa'nın değil, kendisinin yarannadır.
- Siz Türkiye 'nin içtenlikle AB üyesi olmak istediğini düşü-
nüyor musunuz?
- Ben de bunun doğru yanıtını anyorum. Burada kesin bir evet
ya da hayır yanıtı buhnak çok zor. Türkiye içinde çelişkiler, fark-
lı güçler olduğunu düşünüyorum. Bunlann bir kısmı AB üyeli-
ğinden yanalar, bazılan da karşılar. Bakahm, sonunda kim ka-
zanacak? Sorun burada. Ama kişisel kanım şu: Türkiye AB
üyesi olmaya çalışmalı ve olmahdm
Galatasaray şenlendi
Çok sayıda eylemin gerçekleştiği
Galatasaray'ın bir konuğu da Türk
turizmini tanıtma ve sektörü
giiçlendirme etkinükleri
çerçevesinde gösteri yapan Yunan
halk danslan topluluğuydu. Ekin
Fuarcıhk tarafindan düzenlenen
Doğu Akdeniz Lluslararası Turizm
Seyahat Fuan (EMITT)
kapsamında, Yunanistan'ın Kavala
bölgesinden gelen folklor ekibi
danslannı rengârenk jöresel
grysileriyle gerçekleştirdiler. Folklor
ekibi, gösterilerini yurttaşlann
alkışlan, poüslerin ve turistterin ilgi
dolu bakışlan arasında sona
erdirdi. (ALPER TURGUT)
Ünlü politikacılar Sofya'da
SOYFA (AA) - 9. Cumhurbaşkanı Sûley-
man Demirel, banşuı yıllar boyu Balkan-
lar'ın en önemli meselesi olduğunu belirte-
rek "Türkiye, Atatürk döneminden beri hem
Avrupa'da hem Balkanlar'da banş istemiş-
tir" dedi.
Eski Bulgaristan Cumhurbaşkanı Jelu Je-
lev'in girişimiyle Balkan ülkelerinin eski ve
yeni ünlü politikacılan, "Balkan Siyasi Ku-
lübü'nün Kuruluş Toplantısr dolayısıyla
dün başkent Sofya'da buluştu. Türkiye'den
Demirel, eski TBMM Başkanı Hikmet Çe-
tin, eski Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın.
TBMM Türk-Bulgar Dostluk Komısyonu
Başkanı HayatiKorkmaz, MHP Manisa Mil-
letvekili Ali Serdengeçti ve Ankara Üniver-
sitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yahya Sezai Te-
ad'in katıldığı toplantıya Balkan ülkelerin-
den Romanya Cumhurbaşkanı Ion Iliescu.
eski Romanya Cumhurbaşkanı Emil Cons-
tantinescu. eski Arnavutluk Cumhurbaşkanı
Saü Berişa, eski Arnavutluk Başbakanı Fa-
tos Nano, Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo
Papandreu. eski Yunanistan Dışişleri Baka-
nı Mihailis Papakonstantinu, Makedonya
Başbakanı Lubço Georgievski de katıldı.
Sheraton Oteh'nde bugün sona erecek
olan toplantılann dünkü ilk gününde politi-
kacılar bölge sorunlannı masaya yatırdılar.
Demirel, toplatının ilk bölümünûn ardından
yaptığı açıklamada, "Makedonya sorunu er
veya geç çözülecekur" dedi.