23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel YayınYönetmeni: tbrakim Yıldız • Yazıişlen Müdûrü: Saifan Aipasbuı • Sorumlu Müdür Flkret likiz • Haber Metkezi Müdürii: HakanKara Istihbarat CengizYıldınm • Ekonomi: Özlem Yüzak • Kültür: Handan Şenköken • Spor: Abdülkadir Yücelman • Makaleler Sami Karaören • Düzeltme Abdullah Yazıcı • Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haber- len: Mehmet Faraç 0 Avrupa Temsılcısı: Güray Öz Yayın Kurutu- İlhan Selçuk (Başkan).Orhan Erinç, Hik- met.Çetinkaya, Şükran Son- er, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı. Mustafa Balbay, Hakan kara. Ankara Temsılcısı Mıtstafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125,Kat 4,Bakanlıklar-AnkaraTel:4195020(7hat), Falcs: 4195027 • lzmır Temsılcısi: Serdar Kunk, H. Zıya Blv. 1352 S. 2 3 Tel: 4411220, Faks: 4419117 • Adana Tem- sılcısi: ÇetinYiğenoğlıı, lnönüCd. 119 S.Nol Kat:l,Tel 363 12 11, Faks: 363 12 15 Müessese Müdürü: Erol Erkut # Koordinatör: Ahmet Korulsan # Mu- hasebe Bülent Yener* tdare Hüseyin Gürer • Satış FaziletKuza MEDYA C: • Yönetım Kunılu Başkanı - Genel Müdur Ciilbin Erduran # Koordınatör Reh» Iplmın • Genel MüdürYaıdımcısı SevdaÇoban Tel 5\4 07 5İ - 51} 95 80 - 5138460* 1, Faks. 5138463 Ys>ıtnla\an \e Basan: \ en\ Gun Haber <\jansı. Basm ve Yayıncıhk \ Ş Tütfcocagı C ad 3"» 41 Cagalo^lu 14*34 Islanbul PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul Tel (a212)512O5O5(2Ohal) Faks. (0/212) 513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 13MAYIS2001 lmsak:3.53 Gûneş:5.41 Öğle: 13.08 îkindi: 17.00 Akşam: 20.21 Yatsı: 22.00 • 9 G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada sözcülüğüne soyunduğu, Para Fonu, Dünya Ban- kası, tabii ABD yönetiminden aldığı direktifler doğ- rultusunda hareket ettiği ve edeceği, devlet ba- kanlığında göreve başladığı ilk günlerden belliydi. Kemal Derviş; IMF'nin biçimlendirdiği gerçek yü- zünü Başbakan'a ve iki lidere doğrudan ama perva- sız söz ve davranışlaria gösterdi. Dünkü medya; Derviş'e karşı çarşamba .ve per- şembe geceleri liderler toplantısında Bahçeli'nin gösterdiği haklı -ama geciken- tepkiye bir ölçüde eteştirisel yaklaştı. Derviş'e Bahçeli tepkisi bir partiye mal edilebilir mi? Derviş, ilk günden bugüne hükümeti, daha sonra parlamentoyu (aşağılayıcı demeye insanın dili varmı- yor) -bilinçli olarak- küçüttücü bir dizi sözlü davranı- şın sahibi. Başta Başbakan, bakanlar ve TBMM, IMF'nin ve Derviş'in buyurduğu her isteme şapka çıkamnayı onurlanna sığdınyor ve sindtrebiliyorsa... Afiyet ol- sun! Gidişattaki olumsuzluğa günlerdir Güncel'de dikkat çekmeye çalışırken; kimi küçük ömeklere dayanarak, "Derviş'in kendi başına buyruk, her türden yeöcfy/e donanmış, 'hükümetüstü bir bakan' olduğu kanısıy- la davrandığını" (10 Mayıs'ta) altını çizerek yazdık. Bir gelişmeye dikkat çekerek, "IMF ile görüşmele- riyûrüten heyetin (yani Derviş'in) Ankara'yı, ömeğin ülkenin güvenliğiyle ilgili kurumlan (Telekom konu- sunda) bilgilendirmediği"r\\ (11 Mayıs'ta) kamuoyu- nun bilgisine sunduk ve aynı yazıda "eninde sonun- da hiçbir dayatmasına karşı çıkamayan hükümetimi- zin himmetiyle IMF'nin (yani sözcüsü Derviş'in) her dediği olacak" dedik. Ne yazık ki; Derviş'in tutumuna bakarak saptanan bu sonuçlan bizden önce Başbakan'la ortaklannın, hükümet üyelerinin görmesi gerekirdi. Ancak 15 mil- yar dolar uğruna görmezden geldiler. Iş işten geçince... üsans yetkisinin Telekomünikasyon Kurumu'na devrini IMF dayatmasıyla huzura getiren Derviş'e, MHP lideri; iş işten geçtikten sonra pattıyor "Size hükümette görev verirken, IMF'yi ikna ede- ceğinizi düşündük. Oysa siz IMF görüşleri doğrultu- sunda, bizi ikna etmeye çalışıyorsunuz. Siz kimi temsil Ğdiyorsunuz? IMF'yi mi hükümeti mi?" IMF'nin Türk hükümetini parmağının ucundâ oy- nattığı, aynı toplantılarda kanıtlandı. Hükümet, örneğin Telekom Yönetim Kurulu'nun tamamen değiştirilmesini isteyen maddeye yeni bir biçim verecekti. IMF'ye sormasını Derviş'ten istedi. Bakan, IMF'den olumlu yanıt getirdi ama. ertesi ak- şam bu kez "değişikliğe IMF'nin karşı çıktığını" hü- kümete bildirdi. IMF-Derviş ikilisinin dayattığı batık bankalara kre- di veren yabancı bankalann alacaklannı güvence al- tına alan maddeyi Mesut Yılmaz zorlukla durdura- bildi. Sonuçlar: 1- Ekonomi Bakanı; Bankalar Üst Kurulu ile Tete- kom yöneticilerini tamamen degiştirerek "kendine bağlı bir kadro ve bir dünya yaratmaya" çalışıyor. 2- Derviş; siyasetin ekonomiden, ekonominin siya- setten ayn durmasını yineliyor. Oysa; ekonominin si- yaseti tutsak alması için uğraş veriyor. IMF sopasını kuHanıyor. "Söylemlehartıkuyanolmaktançıkb. Teh- dide dönüştü" (10 Mayıs-Güncel). Derviş'le kapışan Bahçeli'nin, aynı geceyansıtop- ladığı Başkafılık Divanı'na; "Sorun Telekom yasası değil. Kemal Derviş'in 'hükümete karşı' izlediği tu- tumdur" yargısı egemen oluyor. 3- MHP'nin hükümetten çekilmeyi tartışmaya aç- ması bile tam anlamıyla abes! IMF beklentileri gerçekleştikten sonra -tabii IMF 15 milyar karşılığı bu kez Derviş'in bakanlıkta kalma- sını koşul olarak dayatmazsa- yapılacak işlem çok basit: Derviş'e, ünlü şarkıdan esinlenerek denilmeti ki; "Kapı açık I Arkanı dön ve çık I Istenmiyorsun artık." Tabii hükümetimizin; IMF ve VVashington korkusuy- la pır pır eden yüreği Derviş'e kapıyı gösterebilirse... Eurombn'da Türldye'ye Yunanistan'dan lOpuan KOPENHAG (Cum- huriyet)-46. Eurovision Şarkı Yanşması'nda Es- tonya, Tanel Padar ve Dave Benton'nun ses- lendirdigi 'Everybody' adlı şarkıyla birinciliği kazanırken Türkiye 11. oldu. Danimarka'nın Ko- penhag kentinde düzen- lenen yanşmada 198 pu- an toplayan Estonya, ilk sırada yer aldı. Eston- ya'yı 177 puanla Dani- marka ve 147 puanla Yu- nanistan izledi. Türkiye ise Sedat Yüce'nin ses- lendirdiği 'Sevgiye Son' adlı şarkıyla 41 puan topladı ve 23 ülke ara- sında 11. oldu. Türkiye, Yunanis- tan'dan 10 puan ahrken ilk 15 içinde yer aldığı için gelecek yıl yapıla- cak yanşmaya katılma hakkını da kazandı. Devlet 'tarihVsattı • Baştarafı 1. Sayfada hazırlanan raporda, söz konusu taşınmaz üzerin- de 1995yıhndal.dere- ce arkeolojik SlT alanı olarak tescillenen Akhö- yûk Tümülüsü'nün bu- lunduğu belirtildi. Yapılaşma yasağı geti- ren SİT karannın verildi- ği bir alanın satılması dikkat çekti. Kültür Ba- kanlığı da konuyla ilgili olarak 8 Mayıs'ta Anka- ra Valiliği'ne (defterdar- lık) gönderdiği yazıda, 2863 sayılı Kültür ve Ta- biat Varhklannı Koruma Yasası uyannca, "Hazi- ne ve diğer kamu kurum ve kuruluşlanna ait olup usulünegöre tescilve ilan otunan her çeşit korun- ması gerekÛ taşınmaz kültür vetabiat varlığı ile bunlara ait koruma suıır- lan içindeki taşınmazla- rm, Kültür Bakanbğı'nuı izni olmadan gerçek ve tüzelkişilere satüainaya- cağma" işaret etti. Kültür Bakanlığı, söz konusu yasaya dayanarak kendi- lerinden izin alınmadan yapılan satışın iptalini ve gerekli işlemlerin başla- tılmasını istedi. Arkeoloji ve Arke- ologlar Demeği Başkanı Ahmet Tırpan da satış işlemmin çok yanlış ol- duğunu belirterek "Kül- tür ve tabiat varlıklan, tescil edildikten sonra ta- puya kaydedilir. Bunu bilmemeleri mümkün değü. Bile bile saüyorlar. Sahip çıkmıyoıiar, tarihi mahvetmek için ellerin- den gekn her şeyi yapı-, yorlar" diye konuştu. Koruma kuruUannın da artık mimarlardan oluş- tuğunu anlatan Tırpan, kurullarda arkeolog kal- madığını söyledi. A L GÖZÜM SEYREYLE / IŞIL ÖZGENTÜRK Rüyaya Yatmak Hay huy içinde, dolar indi, dolar çıktı der- ken neredeyse üç ay geçmiş. 19 Şubat'ta ana rahmine düşen ve daha o gün yaşam hanele- rine 3 milyar borç yazılan dokuz ay sonrası- nın bebeleri üç aylık olmuşlar. Yaş ortalama- sının 70'i anca bulduğu bu topraklarda ya- şayan 90'ını süren mutlu yaşlılar da felekten tam üç ay çalmışlar. Ve sayılan taş çatlasa 1 milyonu zor bulan tuzu kuru Türk vatandaş- lan dtşında kalan biz parasız pulsuz. ışsiz büyük çoğunluk da her gün yeni bir şey öğ- renmişiz. Örneğin bendeniz, hep merak ederdim. In- sanlık o korkunç savaş günlerinde nasıl da- yanmış, nasıl böylesıne ayakta kalmayı ba- şarmış diye. Bu kriz bana, insanoğlunun da- yanma gücünün sınırlannı somut bir biçim- de gösterdi. Öyle böyle değil, insanoğlu her şeye alışıyor ve bu onun dayanma gücünü arttınyor. Ölümlere alışıyor. v Açhk sınınna gelmiş çocuklann çöpleri yemesine alışıyor. Cinnet geçıren işsizlerin katliam yapıp ai- lede kim var kim yok öldürmesine alışıyor. En yakın dostlannın yüzüne kapı kapama- sına alışıyor. Dostluğun, onurun, sevginin bitişini gö- rüp acı çekmemeye alışıyor. Çalışmanuı, yeteneğin, iyi'iş yapma iste- ğinin, gayretinin hiçbir şeye yaramadığını görmeye alışıyor. Akla karanın birbirine kanşmasına alışı- yor. Ve en önemlisi, şiirin yok edilmesine alı- şıyor. Epeydir, sizlere krizin yarattığı insan tab- lolanndan söz etmek istemiyordum. Ama ar- tık kendimi tutamadım, toz pembe gözlük- lerimi çıkardım. Fakat o da ne? Bu karanlı- ğa dayanmam olanaksız. En iyisi yeniden toz pembe gözlüklerimi takmak ve çevremde, yolda, trende rastladığım bu ülke insanlan- nm ayakta kalmak için geliştirdiği yeni ya- şam metotlannı anlatmak. Işim bu ya. Efendim, bu konuda en önemli ve etkili metot bir grup tarafından geliştirildi ve şim- dilerde yaygınlaştınlmaya çalışılıyor. Meto- dun adı: Rüyaya yatmak. Metodun özü, uyumadan önce kısa bir me- ditasyon yapıp zihninizi boşaltmaya, ardm- dan da etkilendiğiniz, se\ indiğiniz toplum- sal olaylan düşünmeye dayanıyor. Ornek, Prag'daki televizyon muhabirleri direnişi, Fransa'daki liselilerin direnişi gibi. Zihin boş ya, her şeyi sünger gibi emiyor. Sonra hemen uyku. Sonuç, mükemmel. Rüyanızda, sevin- diğiniz toplumsal olaylann benzerlerini ken- di ülkeniz koşullannda gerçekleşmiş görü- yorsunuz. Ben bu metodu uyguladım. Ne gördüğümü söylemeyeceğim. ama bambaş- ka bir Türkiye'de uyanır gibi mutlu uyandım o sabah. Bu mutluluğun arkasından gün iler- ledikçe üzücü olaylar art arda geliyor, ama olsun, bir an için de olsa. rüyalannızın Tür- kiyesi'nde uyanıyorsunuz. Krizin yarattığı ruhsal ve maddi yıkıntıya karşı insanoğlunun geliştirdiği metotlardan söz etmeye devam ediyorum. Bu ikinci me- tot eskiden beri vardı, ama bugünlerde hem uygulayanlann sayısı arttı hem de etkisi. Bu, Polyana metodu. Şöyle: Ne var, ne oldu, sabahleyin kapıdan girerken elinize bir zarf tutuşturulup işten çı- kanldığınız size tebliğ mi edüdi, hemen, "hiç ohnazsa sağhğun iyir ' diye düşüneceksiniz. Yedi yıldır aynı okula gitmekte olan çocu- ğunuzu, özel okullara yapılan zam nedeniy- le başka bir okula mı almak zorunda kaldı- nız. u hiç ohnazsa hâlâ av'ağına ayakkabı ala- cak param var" diye sevineceksiniz. Son paranızı o sabah elektrik idaresine ya- tırdıktan sonra gökyüzüne bakıp. "neyse hâ- lâ para aiacağun birkaç dostum var" diye güle oynaya onlann işyerlerine gideceksiniz. Ha, para onlarda da mı yok, o zaman ba- şınız önünüzde "herkesin haü benim gibi" diyerek uslu uslu evinize yollanacaksınız. Bu arada hemen, Amerikan filmlerinde sık sık gördügünüz son yemeğini yiyen idam mahkûmunu düşünmenizi tavsiye ederim. Eninde sonunda size bir kap yemek çıkara- cak bir dostunuz vardır, biraz eskileri kur- calayın. Metotlardan söz etmeye devam ediyorum. Her şey bir yana, yaşlan ya da ruhlan genç olanlar, bu durumda en güzel şeyin âşık ol- mak olduğunu söylüyorlar. Doğrudur. Aşkın salgıladığı hormonlar insana sürekli mutlu- luk duygusu verdiğinden bu durumdaki ki- şiye knz miriz vızgelir. Buna kimsenin itira- zı yok, ama şu meşhur "iki gönül bir otunca samanhkse\Tan oiıır" sözünün çocuklar ara- sında bile itiban kahnadı. Şimdi "in* olan şu: "Blucinsiz genç, parasız aşk ohnaz." Kolay gelsin, iyi pazarlar efendim. isozS0@hobnaU.com Kürt devleti9 müdahale nedeni ANKARA (ANKA) - Başba- kan Bülent Ecevit, Türkiye'nin Irak politikasımn kısa, orta ve uzun vadeli hedefleriyle, bu çerçevede uygulamaya konula- bilecek öncelikli önlemlere iliş- kin bir iç genelge yayımladı. Genelgede, "Kuzey Irak'ta Kürt devletinin ilanı, tarafinuz- dan müdahale nedeni sayıhna- hdır" denildi. Genelgeye kay- naklık eden Dışişleri Bakanlı- ğı raporunda ise PKK'yle mü- cadelede Pişmanlık Yasası'nın önemine dikkat çekildı. Başbakan Ecevit'in yayımla- dığı genelge yalnız stratejik önemi olan kamu kuruluşlanna gönderildi. Genelgede, Dışiş- leri Bakanı Ismafl Cem imzah, l lrak Politikanuza Üişkin Ön- cdikli Önlemler' başlıklı bir de rapor yer aldı. Ecevit, genelge- sinde bu raporla dile getirilen önerilere ivedilikle uyulmasını istedi. Ismaıl Cem tarafından sunu- mu yapılan raporda, PKK mi- litanlarımn teslim olmalannı sağlamak üzere uygun koşulla- nn Adalet Bakanlığı tarafından yaratılması ıstendi ve Pişman- lık Yasası'nın Genelkurmay Başkanlığı ve Içişleri Bakanlı- ğı tarafından koordine edilme- si önerildi. Raporda, Habur Sı- nırKapısı'nın24 saat görev ya- pacak biçimde özel bir statüye kavuşturulması ve Irak'a ikin- ci bir sınır kapısı açılması için Içişleri Bakanlığı göreve çağnl- dı. Genelgenin, 'Irak PoUüka- mızın Kısa, Orta, Uzun Vadeli Hedeflcri ve Bu Bağiamda Uy- gulamaya Konulabilecek Bazı Öncelikli Önkmler' başlıklı bö- lümünde ise Irak konusundaki çalışmaların Dışişleri Bakanı başkanlığında, Genelkurmay İkinci Başkanı ve MlT Müste- şan'ndan oluşacak bir izleme kurulu tarafından takip edile- ceği duyuruldu. Raporun 'Irak'a YöoeökPo- Htikamızın Hedefleri' bölümün- de de lrak'ın Saddam Hüseyin sonrası dönemde üniter yapısı- mn korunması gerektiği üzerin- de durulurken şöyle denildi: "Ancak Kuzey lrak'ın 1992 öncesine dönmesinin mümkün olmadığını da dikkate almak durumundavu. Kuzey Irak'ta bizim için hiçbir şeldlde kabulü mümkün ohnayan senaryo, ba- ğunsız bir Kürt devletinin ilanı- dır. Bu doğnütuda bir deklaras- yon tarafımızdan 'müdahale nedeni' sayümahdır." Raporun hedefler bölümün- de yer alan bir maddesinde ise u PKK'nin bölge ile iüşldleri- mizde bir sorun ohnaktan çıka- nfanası için uygun bir firsatm ortaya çıknğı değertendiriunek- tedir. Bu çerçevede önceBkle Pişmanhk Yasası'nda gerekli değişiklikler yapılarak esasen bölge halkı nezdinde itibar ka\ - bına uğramış ve moral çöküntü- sü içine girnıiş olan PKK'nin si- lahlı gücünün bu yoDa tasfivesi için ortam yaraühnabdu-" de- nildi. Gürüz'e tazminat davası DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Dicle Oniversitesi (DÜ) Rektörü Prof. Dr. FlkriCanonıç, kendisıni'PKKyandaşı' ol- makla suçlayan Yüksek Öğretim Kunımu Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz hakkında 100 milyar lıralık tazminat davası actı. Canoruç'un avukatı Yahya Kazını Za- bunoğlu, Ankara asliye hiıkuk mahke- mesinde açtığı davadâ, Gürüz'ün Cum- hurbaşkanlığı ile rövanş içinde olduğu- nu, hedef olarak Canoruç 'u seçtiğini vur- 'Gölet' operasyonu Haber Merkezi - Kars Cumhuriyet Baş- savcılıgı'nca yürütülen *G61et'operasyonun- da DSÎ 24. Bölge Mudürlüğü'nde yolsuzluk yaptıklan iddiasıyla Makina Ikmal Şube Mü- dürü'nün de aralannda bulunduğu 12 kişi gözalbna alındı. Kars'taki DSÎ 24. Bölge Müdürlüğü'nde yürütüîen *Göfct' operasyonunda elde edilen bilgüer, kurumdaki çeşitli yolsuzluklan or- taya çıkardı. Operasyonda bazı ihale ve alım- satim işlerinde yolsuzluk yapıldığı iddiasiy- ta Makina îkmal Şube Müdürü Gürbüz Yd- dızvekurumda görev lı 11 kişi gözattınaalın- dı. DSÎ 24. Bölge Müdüriüğü'ndeki tüm am- barlann mühürlendığı öğrenildi. guladı. Avukat Zabunoğlu mahkemeye sunduğu dava dilekçesinde, müvekkili Canoruç'un görevde olduğu 1 yıllık sü- rede hiçbir soruşturmaya muhatap olma- dığını belirtti. Dilekçesinde Gürüz'den "YÖK'ün başı" olarak söz eden Zabu- noğlu, "Gürüz'ün son rektöıiük atama- lan sırasuıda Cumhurbaşkam ile ortaya çıkan krizi bizzat yaratnğnu ve sürdürdü- ğünü" ıfade etti. Zabunoğlu dilekçesin- de şu görüşlere yer verdi: "Davah,bu yü- ce makamla rektörierin atanması sırasında çıkan kriz sonrasında za- manmı ve bir firsatuu bulup Sayuı Cumhurbaşkanhğı makamına karşı adeta rövanş tertibi içinde bu- lunmuş ve bu tertibin uygulamaya aktanhnasuıda herhakie kendisin- ce münasip bir ara yer hedefi ola- rak müvekkili seçmiştir." Gürüz'ün. YOK genel kurulu gündeminde olmadığı halde Ca- noruç hakkında, "PKK yandaşı ol- duğu ve rektör olduktan sonra da PKK faaliyetlerini arttırdığı" id- dialannı gündeme aldırdığını kay- deden Zabunoğlu, söz konusu top- lantıda YÖK'ün yeni atanan 4 üyesinin "izan ve insafa ayknı id- dialar ohnası nedeniyle" öneriye karşı çıktığma dikkat çekti. Bir komiser yardımcısı yaralı Ümraniye'de çatışma tstanbul Haber Servisi - Istanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'ne bağlı ekipler, Umraniye Mustafa Kemal Mahalle- si'nde DHKP/C'ye ait olduğu öne sürülen eve operasyon düzenledi. Evde bulunan ve örgütün Umraniye sorum- lusu olduğu belirtilen Yüksd Atay ile güvenlik kuvvetleri arasında çatışma çıktı. Çatışmada, Terörle Mücadele Şubesi'nde görevli Komiser Yardımcısı Flkret Erdyes, başından aldığı kur- şun yarasıyla ağır yaralandı. Çamlıca Hayat Hastanesi'ne kaldmlan Erciyes, buradan Istan- bul Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildi. Er- ciyes'in sağük durumu ciddiyetini koruyor. Operasyonda yakalanan Yüksel Atay'ın Terör- le Mücadele Şubesi'ndeki sorgusu ise sürüyor. 21 kjşi gözaltında lstanbul'da Istihbarat ve Terörle Mücadele Şubesi'nin DHKP/C'ye yönelikdüzenlediği di- ğer operasyonlarda da 21 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerden 5'inin eylem hazırlığı içinde ol- duklan ve örgüt adma çeşitli tarihlerde yasadışı yollardan para topladıklan belirtildi. Üç metreHk mermer heykel çö{Jükten çıkü • Baştarafı 1. Sayfada sanılıyor. Anımsanacağı üzere, Antalya Perge'de bulunan bir başka "Yorgun Herakles'" hey- kelinin üst bölümü ABD'ye ka- çınlmıştı. Heykelin belden aşa- ğı bölümü ise Antalya Müze- si'nde sergileniyor. Izmit'te bu- lunan heykel, Perge "Yorgun Herakles" heykelinin en az iki katı büyüklüğünde. Kocaeli Valisi Kemal ÖnaL, müze yönetiminin bir ihban de- ğerlendirmesi sonucu heykelin bir kazı alanında bulunduğunu, konuyla ilgili soruşturmaya em- niyetçe başlandığını açıkladı. Bir vatandaşın, arazisinde te- mel açma çalışmalan sırasında ortaya çıktığı, mermer üzerin- deki kepçe izlerinden anlaşılan, ancak korkusundan attığı ya da kaçırmak için bulunduğu yere taşıdığı sanılan Herakles heyke- lini Müze Müdürü Avni Dilbaz çöplükte buldu. Ayrıca, heykelin başının ve sol kolunun gövdeden yeni kopanl- mış olduğuna ilişkin izlerin var- lığı da heykelin kaçınlma ama- cıyla buraya taşındığı izlenimini güçlendiriyor. Aym yörede Mü- ze Müdürü Dilbaz, geçen ay yi- ne bir ihbar sonucu 2 metre yük- sekliğinde Atina kentinin sünge- si Athena Tannçası'nın mermer heykeli ile üzerinde yine Athe- na'yı elinde bir küre ile gösteren bazı kabartmalar bulmuştu. Dilbaz, Herakles heykelinin bir tapınağın koruyucusu konu- munda olduğunu, yörede bir ta- pınak ya da gymnasium olabile- ceğini ve bakanlıktan verilecek izinle kurtarma kazısına başla- nacağını söyledi. Vali Önal, eski adliye binası- nın müze yapılması amacıyla Kültür Bakanlığı'na verildiğini ve kapalı olan müzenin bu yeni buluntularla birlikte yeni binaya taşınacağmı söyledi. Yunan mi- tolojisinde yan tann konumun- daki Herakles'e ait Türkiye mü- zelerinde gerek Yunan (Herak- les) ve gerek Roma döneminden (Herkül) kalma pek çok heykel var. Hatta Anadolu'da "Herak- lion" adıyla kurulmuş kentler de bulunuyor. Heraklion sözcüğü- nün başındaki " H " harfinin Türkçeye geçerken düşmesi so- nucu Ereklion sözcüğünün za- manla "Ereğji''ye dönüştüğü bi- liniyor. Anımsanacağı üzere Türkiye'de Karadeniz, Marma- ra ve Konya'da olmak üzere üç Ereğli kenti bulunuyor. ' , G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada savaş biçimine daha tanık oluyoruz: Karanlık savaş! ? " İsteyen buna başka bir ad bulabilir ama, yön- temleriyle, kullanılan silahlanyla hemen her şeyin görüntüsüyle gerçeğinin farklı olduğu bir süreç- teyiz. Örneğin, bir ülkenin borsasını çökertmek de savaş yöntemlerinden biri olarak düşünülebi- lir. Parasını birden pula çevirmek de öyle... Uzun girişin ardından konumuza geçersek... ABD'nin saldın sanayii, affedersiniz savunma sa- nayii stratejisindeki değişiklik hazırlıklannın uzantılan Türkiye'ye de gelmeye başladı. Baş- kan Bush, daha seçimleri kazanmadan önce ye- ni bir savunma yapısı geliştirileceğini, kısaca fü- ze kalkanı olarak adlandınlan bu sistemi sonuna kadar desteklediğini açıklamıştı. Adtmın özeti şu: ABD, uzay kontrollü yeni bir sistem geliştiriyor. Buna göre, önceden belirlenecek bölgelere ra- darlar yerleştirilecek. Bu radarlar aracıltğıyla dünyanın neresinden bir füze atılırsa hemen ha- berdar olunacak. Durum merkeze yani VVashing- ton'a bildirilecek. Füzenin nereyi hedeflediği, gü- cü, her şeyi saptanacak. Uzayda kurulacak mer- kez ya da yeryüzündeki kara-deniz üsleri aracılı- ğıyla füze imha edilecek. Bunun için 100 milyar dolarlık bir yatınm öngö- rülüyor. Tabii bu tulumbaya dökülen su. Müttefik ülkelerin buna katılması maliyeti düşürecek. Za- manla kâra da geçilecek. Son dönemde zora düşen ABD savunma sa- nayii açısından önemli bir açıhm. Silah pazannın düşmesi nedeniyle pek çok şirket sağlık yatınm- larına yönetmişti. Zira, füze sistemleri ile tanı için kullanılan sağlık teknolojilerinin altyapısı aynı. Türkiye'nin açmazı ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Marc Gross- man, 5 Avrupa ülkesine uğradıktan sonra Türki- ye'ye geldi. Projeyi anlatırken ilk sözü şu oldu: "Size bir şey satmaya gelmedik!" Tabii bunu şöyle okumak gerekiyor "Size bunları mutlaka satmak istiyoruz. Ama sakın satış diye bakmayın. Siz bizim müttefiki- mizsiniz. Bu sistemi sizinle paylaşırsak iyi olur, zaten paylaşmamak gibi bir şey de düşünmüyo- ruz." Türkiye, girişime karşı temkinli. Ama kabul edersek komşulanmız tam-kinli olacak. Çünkü ABD, Iran ve Irak'ı hâlâ "önlem alınması gereken düşman ülkeler" sınıftnda değerlendiriyor. Türkiye, 60 bin kişilik bir orduyu öngören Avru- pa Güvenlik ve Savunma Kimliği (AGSK) projesi- ne karşı da çekincelerini her plarformda dile ge- tiriyor. Atılacak her atımın NATO çerçevesinde olması gerektiğini düşünüyor. Şimdi, bu sisteme karşı da benzer politikayı öne sürdü: "Biz bu girişimin NATO şemsiyesi altında o/- masından ve Rusya ile Çin'in genel kabulünden sonra hareketedilmesinden yanayız." Rusya ve Çîn girişime soğuk. Avrupa, kendi sistemini kurmaktan yana. ABD, NATO kurumla- rının yıprandığını düşünüyor. Daha doğru tanım- la, 20. yüzyılın kurumlan eskiyor, yenileri oluştu- ruluyor. Türkiye'nin de her öneriye hayır diyen ül- ke yerine, nasıl ve hangi bağlantılarta yürüyece- ğini netleştirmesi gerekiyor. Konunun, global yönüne dönersek; insanlar "füzeler artık müzelik olsun" derken, ABD yeni bir döneme şöyle bakıyor: Ekonomide küreselleşme, uluslararası şirket- lerin önünde bütün sınıriar yıkılmalı. Savunmada kutupsallaşma, silah sanayiini besleyecek yeni gerginlikler yaratılmalı. Insanlann yaşam standartlarında uçurumlaş- ma; uygarlığın eşit paylaşımı yerine bırakın tü- ketsinler, bırakın harcasınlar! ankcumöttneLnettr Ohnayan mahkeme kammiagözsıltı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nden 1.5 ay önce tahliye edilen Ha- san SeKm Açan ın 9 Ma- yıs'ta gözaltına alınması olayı, hukuk skandalına neden oldu. tstanbul Devlet Güvenlik Mah- kemesi (DGM) tarafin- dan verildiği belirtilen 1976/343 sayıhkaran ile Türk Ceza Yasası'nın 12 Nisan 1991 'de kaldınlan 142. maddesine dayan- dınlan gözaltı işlemine, Istanbul DGM Savcısı Kaya Kabacaoğlu son verdi. DGM'ler 12 Eylül Anayasası'yla kurul- muş, TCY'nin 141, 142 ve 163. maddeleri 1991 yılında kaldınlmıştı. Istanbul'daki yargı skandah, Selim Açan'm, Bayrampaşa Devlet Has- tanesi 'nde yatan ve ölüm orucunda bulunan eşi Oya Açan 'ı ziyaretinin ardından gözaltına alın- masıyla ortaya çıktı. Açan, Beşiktaş Ilçe Em- niyet Müdürlüğü'nün Bilgi Toplama Kıs- mı'nca düzenlenen "fiş w teki suçlamalar ge- rekçe gösterilerek gözal- tına alındı. Istanbul DGM'nin 1976/343 sa- yılı yazısına istinaden arandığı belirtilen Açan, Bayrampaşa Emniyet Müdürlüğü'ne götürül- dü. Istanbul DGM Cum- huriyet Savcısı Kaya Ka- bacaoğlu, yaptığı incele- me sonucu şu yazıyı Bayrampaşa Emniyet Müdürlüğü'ne gönderdi: "Kayıüanmızda yapı- lan incekmede, 1976 yt- hnda DGM mevcut ol- madığmdan adı geçenin ismine rastianmamiştır." Sayısal Loto J yu 1 kişi tutturdu ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Sayısal Loto'nun dün yapılan bu haftaki çekilişinde kuponunda 10, 25, 29, 32, 33 ve 46 rakamlan- nı işaretleyen bir kişi, 569 milyar 720 milyon 80 bin lira ikramiye ka- zandı. Sayısal Loto'nun bu haftaki çekilişinde 3 bi- lenler 1 milyon 95 bin, 4 bilenler ll'milyon 890 bin, 5 bilenler 1 milyar 772 milyon 795 biner li- ra kazandılar. Sayısal Loto'da büyük ikrami- yeyi kazanan talihlinın kuponunu tstanbul Kâ- ğıthane'den yatırdığj bildirildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear