Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5 NİSAN 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET
EKONOMt /
SAYFA
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
NELER YAPOJHAU?
Krizin üzerinden 45 gün geçmesine karşın
ekonomik program hâlâ netleşemedi.
Peş peşe yapılan zamlarla enflasyon yeniden
yükselişe geçti. Dolann 1 milyon 250 binlere
firlaması, Türk Lirası'nı sürekli bir
devalüasyon ortamına sokarken işten
çıkarmalann artması da ülkeyi sosyal krizin
eşiğine getirdi.
T Tzmanlara göre, öncelikle güven yeniden
L J tesis edilmeli. Dövizin, ancak güvenin
sağlanmasıyla aşağı seviyelere ineceği
belirtiliyor. Döviz büfelerine üşüşen
sokaktaki insana da öğüt veren uzmanlar
"Şu sıralarda görülen tırmanışa aldanıp
döviz almayın. Dolann bir süre sonra
düşüşü kaçınılmaz" diyorlar.
Yine uzmanlara göre, bir krizden çıkmanın
temel kaynaklan o ülkenin kendi
imkânlannda, insan gücünde, müteşebbis
gücünde, siyasetçisinde yatıyor. Türk
Lirası'nı kontrol ederek dolann tırmanışını
önlemek mümkün. Merkez Bankası, Türk
Lirası basmamalı. Şimdi bir maliyet
ödenecekse o maliyeti bankalar ödemeli.
HÂYRİ KOZANOĞLU ÛZTtNAKGÜÇ B URHAN ŞENATALAR Aü ÎHSANKARACAN
Döviz almayın Bankalar sorumlu Güven sağLansın Çözüm insan gücü
Marmara Oniversitesi
Iktisat Fakültesi
Öğretim Üyesi Doç.
Dr. Hayri Kozanoğlu,
ABD Dolan'mn
tırmanışına aldanıp
sokaktaki üısanın
döviz almaması
gerektiğine işaret
ederek "5 Nisan
krizinde de sokaktaki
sıradan insan dolar almış ve sonra da ağzı
yanmıştı. Dolann bir süre sonra düşüşü
kaçınılmaz" dedi. Kore'de yaşanan
ekonomik krizi de örnek gösteren
Kozanoğiu, "Dolar burada da iki kere
sjçrama yapmış ve daha sonra makul bir
düzeye inmişti" diye konuştu.
Yurtdışı döviz hareketlerinin Türkiye'de yol
açtığı risklere işaret eden Kozanoğiu,
"Döviz hareketlerinin piyasaya terk edilmesi
ülkede atdacak tüm adımlan engelByor"
dedi. Türkiye'nin, dövizi nerede tutmak
istediğini gösteren bir tavn olması
gerektiğine işaret eden Kozanoğiu,
"Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı
Kemal Derviş, her şeyi bikn olarak
gösteriliyor, ancak biz onun ne düşünduğünü
bilmiyoruz" diye konuştu.
Sermaye girişlerinin kontrol edilmesinin
Türkiye'de yeni bir krizi engelleyeceğini
vurgulayan Kozanoğiu, "Spekülatif
hareketieri önlemek için para ülkeye girerken
bir kere vergilendirilnielL Sadece 1 av gelen
sermaye bu vergilendinneye yanaşmaz, ama
uzun süre kalan için bu makukiür. 1 yü
kahnası koşulu getirilebilir
n
dedi.
Türk Lirası'nı
kontrol ederek
dolann tırmanışını
önlemenin mümkün
olduğunu belirten Dr.
Oztin Akgüç,
"Spekülatif
hareketler ancak bu
şekilde engeUenebilir.
Merkez Bankası TL
basmamalı" dedi.
Bankalann pozisyon açıklarını kapatmak
için Merkez Bankasf ndan döviz alma
peşinde olduğunu söyleyen Akgüç,
"Pozisyon açıklan olan bankalann zaran
artar. Açıklannı kapatmak için
Merkez Bankası'ndan döviz almaya
çauşryoriar. Merkez Bankası kasım aymda
yanlıs yaptı ve bu aşamaya gefindL
Keşke şimdiki gibi döviz sabşını düşük
tutabilseydL O zaman birkaç banka
kurtarmanın bedeli ağır olmuştu. Şimdi
maliyet ödenecekse o maliyeti bankalar
ödemeli" diye konuştu.
Merkez Bankası'nın döviz rezervi varlığını
korumasının önemine dikkat çeken
Öztin Akgüç, "Merkez Bankası
kesinlikk brüt rezervlerini kullanmaya
başlamamau. Bu son derece yanhş olur"
görüşünü dile getirdi.
Oztin Akgüç. ancak cari işlemlerde denge
sağlanarak dolann değerinin
düşürülebileceğini ifade ederek "Dış
kaynağuı bulunmasryla da sorunlar
çözülmez. Alınan borçlar da uzun vadeye
yayUmau** açıklamasında bulundu.
Piyasada dengelerin
yerine oturabilmesi
için hükümetin
güveni sağlamasının
şart olduğunu
vurgulayan Bilgi
Üniversitesi öğretim
üyesi Prof. Dr.
Burhan Şenatalar,
"21 Şubat'tan beri
hükumet duruma
hâkim görünmüyor. Hükümetin ekonomiye
egemen olduğu kanısı ohışmadL Karariı ve
tutariı bir tavır olmah" dedi. Özellıkle
dövizde yaşanan tırmanış karşısında Merkez
Bankası'nın yapacağı pek bir şey olmadığını
belirten Prof. Şenatalar, "Çözüm hükümette
bra'yor. Yaşananlar. Merkez Bankası'nuı
egemen olacağı durumu aşmış durumda.
Merkez Bankası, piyasaya yeteıü miktarda
döviz vermiyor. Bireyler için belirsizlik
ortamı varsa bu durum Merkez Bankası için
de geçerti" şeklinde konuştu.
Şenatalar, hükümetin yapacağı işlerin
netleşmesi ve yabancı kaynak girişinin
gerçekleşmesi halinde Merkez Bankası'nın
piyasaya daha rahat döviz vereceğini
söyleyerek dövizin ancak güvenin
sağlanmasıyla aşağı seviyelere ineceğini
belirtti. Şenatalar, "Alt gehr grubundan
insanlar ya işlerini kaybedryor ya da maaşlan
donduruluyor. Orta geür grubu da
durgunluktan nasibini ahyor. Herkes bir
şekilde bedel ödüyor, ancak üst gefir grubu
hiçbir bedel ödemiyor. Üst geür gruplanna ek
vergi getirilmeli'' görüşünü dile getirdi.
Eski Sermaye
Piyasası Kunılu
(SPK) Başkanı Aü
thsan Karacan,
siyasetin sorunlan
yönetememesiyle bu
kriz noktasına
gelindiğini,
Ankara'nın krizin
boyutlan ile
Türkiye'yi götüreceği
noktayı algılayamadığını söyledi. Karacan
şunlan söyledi: "Halbuki bir krizden
çıkmanın temel kaynaklan o ülkenin kendi
imkânlannda, insan gücünde, müteşebbis
gücünde, siyasetçisinde yatar. Türkiye'nin
sıkıntnanndan birisi, sanJd IMF bir reçete
yazdı, bu reçeteye uygun biz 3-5 tane kanun
çıkardık mı olay bitecek. Bu kanunlar çıkbğı
zaman ertesi gün Türkiye'ye para mı akacak?
Türkiye'nin sihirii reçetelere ihtiyaa yok,
sihirü reçete de zaten yok." Karacan, knzlenn
ortak özelliği olan 3 doğal sonucu şöyle
ortaya koydu: "Birincisi, ülke içinde servetier
el değiştirir. İkindsi, ülkenin varhklannın
değeri düşer; yabanalar taranndan batan
geminin mallan gibi kapışıür. Üçüncüsü, o
ülkenin insan gücü, müteşebbis gücü
umudunu yitirdikçe dışanya gider."
Karacan, "Şu anda firona öncesi sessizlik gibi
Türkiye çok tehükeli bir noktada. Bütün
dengelerini olağanüstü bozacak, kararsızhk ve
beürsizük, bekleyiş içinde'' derken piyasalann
düzelmesi ve sisfemin işler hale gelmesi
sorununun en az 20 gün önce çözülmüş
ohnası gerektiğini belirtti.
Selçıık Abaç: Bir lira, bir dolara eşit olsun
SelçukAbaç
EkonomiServisi- Uluslarara-
sı Bankacılık ve Danışmanhk
AŞ (IBAR) Yönetim Kurulu
Başkanı Prof. Dr. SelçukAbaç.
Türk Lirası'na itibar kazandır-
mak için para sisteminde re-
form yapıhp "Yeni Lira" siste-
mine geçilmesini önerdi. Abaç,
yeni sistemde TCdeki tüm sıfir-
İann atılmasıyla bir yeni liranın
bir dolara eşitlenmesi gerekti-
ğini söyledi.
Türkiye Halkla Ilişkiler Da-
nışmanhklan Birliği ve Celeb-
rity Speakers Association tara-
findan düzenlenen "Kriz Yöne-
timi ve İtetişHn" paneline katılan
Abaç, krizden çıkış için parasal
ve finansal çerçevenin nasıl ol-
ması gerektiğini anlattı. Abaç
yapılması gerekenleri şöyle sı-
raladı:
- Mevduata sınırsız yasal gü-
vence verilmeli ve güven buna-
lımı giderilmelidir. Bu yapıl-
mazsa mevduat çekilişleri ve
döviz fiyatlan artacak, yurtdışı-
na sermaye çıkışı olacak ve yas-
ttkaltı döviz depolan tutulacak.
- Hazine bonolan için
u
be-
yan" sistemı kaldınlarak halka
arz yapdmahdır. Piyasa yapıcı-
lığı sistemi yeniden gözden ge-
çirihnelidir. Bu yapılmazsa bo-
nolann faiz oranı daha yüksek
düzeylerde seyredecektir.
- Yeni program en kısa süre-
de açıklanmalıdır. Konsolidas-
yon, varlık vergisi, yeni devalü-
asyon, hiperenflasyon gibi kuş-
kular giderilmelidir. Yoksa faiz-
ler düşmez.
- Faiz politikasında hata ya-
pılmamahdır. Hazine'nin ihale-
İeri, beklentileri olumlu yönde
etkileyecek şekilde yapılmalı,
uzun vadeli faizler yılhk enflas-
yon hedefı ile uyurnlu olmalı.
- Toplumu enflasyonla müca-
dele için motive edecek bir ku-
nıl oluşturulmalıdır.
- "Ekonoıni-FinansKonseyi''
kurulup TCMB ile sanayici ara-
sında üç ayhk toplantılar düzen-
lenmeli.
- Para reformu yapılmalı ve
"Yeniljra'' yarahlmalı. Enflas-
yon, kur, reel getiri ve finansal
sistem riski taşıyan bir para bi-
riminin finansal çalkantı dö-
nemlerinde krizlerin derinleşti-
rilmesi kaçınılmazdır. Progra-
ma güven sağlandığında yeni li-
raya geçilmeli, kur yerine bant
sistemi benimsenmeli. Bu ya-
pılmazsa döviz talebi baskısı bir
yandan Merkez Bankası'ndaki
dövizlerin azalmasına neden
olurken diğer yandan kurlan sü-
rekli yukan çekecektir.
ABD eski başkanı George Bush 'un dayönetimindeyer aldığı şirket, Türkiye'dekiyatınmolanaJdannı araştırıyor
Âmerikablar kelepîr şirket anyorİSTANBUL (AA) - TÜSİAD Başkan
Yardımcısı Aldo Kaslovvski, ABD eski
başkanlanndan George Bush'un,
yönetiminde bulunduğu The Carlyle
Grubu'nun Türkiye'yle ilgilendiğini
belirterek "Dibe vurduk mu, vurmadık mı
onu araştınyorlar" dedi. Kaslowski,
Carlyle Grubu için "Ashnda en büyük
çahşma şekilleri ve işleri, kelepir birtakım
şirketleri satın almak, ondan sonra
bunlan yükseltmek ve bir süre sonra
satmaktır" diye konuştu.
ABD eski başkanlanndan George Bush'un,
Türk işadamlanyla bir araya geldiği öğle
yemeğinde, yönetiminde bulunduğu The
Carlyle Grubu'nun çalışmalan
hakkında bilgi verdiği bildirildi.
TÜSİAD Başkan Yardımcısı Aldo
Kaslovvski, The Carlyle Grubu'nun
Türkiye'de çeşitli yatınm olanaklannı
araştırdığmı söyledi.
Kriz yatinm için flrsat yaratfa
Koç Grubu ile bir işbirliğine gideceklerini
anımsatan Kaslovvski, "Ama öyle başhyorlar.
Türkiye ile ilgileniyoıiar ve büyük bir kriz
içinde olduğumuzu görüyoriar. Bunun en iyi
tarafi ve zamanı nedir? En dipte bulunduğu
yer. Türkiye'de acaba dibe vurduk mu,
vurmadık mı belli değil, araşünyorlar" diye
konuştu. Bu tarz ziyaretlerin çok yapıldığmı
belirten Kaslovvski, The Carlyle
Grubu'nun çok büyük bir yatınmcı grup
olduğunu, Istanbul'dan Milano'ya
gideceklerini bildirdi. The Carlyle'in
portföyünün 30-40 milyar dolar olduğunu
zannettiğini dile getiren Kaslovvski,
Türkiye'de bir temsilcilik vermek için arayış
içinde olduklannı anlattı.
Kaslovvski, "Kriz sonrasında değeri düşen
Türk şirketlerini mi almaya geldiler" sorusu
ûzerine, "Eğer tam dibe vurmuşlarsa, büyük
ihtimalle abcı olabiürler" diye konuştu.
İPTALİN, KURUMUN SATIŞ KAPSAMINDAN ÇIKARBLMASI ÎÇİN FIRSAT OLDUĞU SÖYLENDİ
AB havayollarına devlet yardımı
(milyon ABD Dolan)
Komisyonca onaylanandevtetyardıım
Sabena(1991)
'THY özelleştirilmesin'
1800
lberia(1992)
Aer Lingus(1993)
830
TAP(1994)
AirFrance(1994)
240
1965
3300
Olympic(1994) 2245
Alitalia(1997) 1708
: Devletyardn tfmdaoimayrnıyardıı
AirFrarvce(1991) 338
Sabena(1995) 267
AOM (1995) 49
lberia(1995) 593
British Aifways (1993)
KLM (1994)
690
620
Lufthansa(1994)' 710
Finnair (1992/4/5) 175
Not: Alman hûkûmet Lufthansa'nın emekliltk fonuna 1995 ytlmda
7.55 milyar mart katkıda bulundu.
Ekonomi Servisi - Türkiye Sivil Hava-
cılık Sendikası (Hava-lş), THY ihalesinin
iptalinin, ulusal havayolunun özelleştir-
me kapsamından çıkanlması için fırsat
yarattığmı belirterek özelleştirmeden so-
rumlu Devlet Bakanı Yüksel Yalova'nın
"Özelleştinne düşmanlan avuçlannı ya-
layacak" diyerek kendi yurttaşını düşman
gösterdiği kaydedildi.
Bu arada Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz,
Başbakan BülentEcevit'e sunduğu rapor-
da THY'nin, tek tek tüm faaliyetleriyle
ilgili saptanan tartışmalı uygulamalannın
araştınbnası amacıyla Başbakanlık Teftiş
Kurulu'nun görevlendirilmesini istedi.
Sendika yetkilileri THY'nin Türk eko-
nomisine net döviz katkısının 5 yılda 2
milyar dolara yakın olduğunu, oysa tüm
dünyada havayolu şirketlerinin stratejik
önemi nedeniyle özel olsun, kamu olsun
devletten yardım aldığının altını çizdiler.
Tüpgaza tekrar zam: Yüzde 19.5
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - oldu. LPG satış fiyatlan da akaryakıt
Akaryakıtm ardından tüpgaz ve otogaz ürünlerinin ardından arthnldı. Türkiye
fiyaüanna da yüzde Î6.3 ile yüzde^-, Likit Petrol Gazcılan Dernegi, dağıtım
19.5 arasında değişen oranîarda
7:sm
//f\^-x firmalannın tüpgaz fiyatlannı dünden
geldi. 19 Şubat krizinin ardından U* J\^\ itibaren ortalama yûzde 16.3-19.5
akaryakıt ürünlerine d ü n y a p ü a n ^ ^ ^ j [arasında arttırdıklanmbildirdi. 12
yüzde 21 lik beşinci zamla birlikte, —^^dlogramlık mutfak tüpü Istanbul'da 10
benzin pompa çıkış fiyatlannda toplam mih/on 250 bin liraya çıkarken, otogaz
yüzde 40.2-41.6 arasmda artış yapıhnış fıyatı da yüzde 22.7 ile 23.1 oranında arttı.
Hava-Iş'in yazılı açıklamasmda, 1990
yılmdan bu yana 488 milyon dolar aktar-
dık denilen THY'nin 1995-99 arasındaki
5 yılda gelir-gider farkı olarak net döviz
katkısının toplam 1 milyar 927 milyon do-
lar olduğuna dikkat çekildi. Devlet Baka-
nı Yalova'nın gerçekleri çarpıttığı ifade
edilirken bundan önce devlet eliyle 10 yıl
boyunca özel havayollan yaratmak için
teşvik yoluyla verilen ve batınlan kayna-
ğuı miktannın açıklanması istendi.
'Özel havayollan beslendi'
Hava-lş, özel havayollannın, THY için
hiçbir bilet fiyat indirimi yapma zorunlu-
luğu ohnadığına, olağanüstü hal bölgesi-
ne indirim uygulanmadığına, VİP hizmet-
leri ve ikram bileti uygulaması olmadığı-
na, siyasi kararlarla açılıp zarannauçulma-
sı istenen, altyapısı olmayan havaalanlan-
na uçmak zorunda ohnadığına ve arpalık
olarak kullanılmadığına dikkat çekti.
Hava-lş, THY'ye devlet katkısı yapıldı-
ğı iddia edilen yıllarda, özel havayollan-
na sağlanan kolaylıklan şöyle sıraladı:
"Akaryakıt akmiannda ve havaalanı yer
hizmeüerinde yüzde 50'ye varan indirim-
ler, havaalanı konaklama ve üst geçiş üc-
retkrinde indirimler."
THY'nin satışınm değeri dolarla ölçü-
lemeyecek stratejik öneme sahip uçuş hat-
lan haklannın elden çıkanbnası anlamı-
na geldiğine dikkat çeken sendika, özel-
leştirmeden vazgeçilip kurumun özerk ve
şeffaf bir yapı kazandınhnasını istediler.
İŞÇMN EVRENİNDEN
ŞÜKBAN SONER
Dalkavuk
Ekonomik kriz, ekonomi uzmanı geçinenler ile
bilim insanlan, meslek ahlakı olanlarla düzen söz-
cüleri arasındaki aynm için iyi bir turnusol kâğıdı
işlevi gördü.
Danışmanlığını yaptıklan bankalann, holding
patronlannın banka boşaltma, hortumlama suçla-
nnın üzerine gidilmemesi için çırpınanlar, ekranlar-
da, köşe yazılannda "paranoyadan" söze girerek
kutsal (!) sermayenin ürkütülmemesi üzerinde du-
ruyorlar. Çok profesyonel bir yöntemle yolsuzluk-
lann üzerine gidilmemesini sağlamaya çalışıyoriar.
Krizin odağındaki işlenmiş suçlan, ticaretin, eko-
nominin gereği normal işlemler gibi pazarlıyortar.
Bankalann batırdıklarını Hazine ödeyecek. Tabii
ki sonuçta çalışanlara ödetecek. Bugüne kadar
aktanlmış haksız kaynaklar yetmiyormuş gibi, Ha-
zine, bankalann hem Türk parası hem de döviz
açıklannı karşılayacak. Hükümet çok acele, ABD-
Dünya Bankası-IMF'nin istekleri olduğu söylenen
yasa paketini çıkaracak..
Sözü hükümetin yapması gerekenlere getirdiler
mi, etkili, yeterii, baskıcı olabilmek üzere, "özel-
leştirmeler, pakette istenenlerzamanında yapılmış
olsaydı, bütün bunlar, kriz başımıza gelirmiydi?"
diye de zeytinyağı gibi üste çıkıyoriar.
Nasılsa çoğunlukla monolog ve sahibinin sesi
halinde bir araya geldiklerinden, atışı serbest bu-
lup çıkış yollan için yine çalışanlar, halk kitlelerin-
den özveri istiyoriar. Kendilerini besleyen odakla-
nn sözcülüğünü hakkı ile yapabilmek için ABD'de,
AB'de, bütün kapitalist ülkelerde var olan ölçüler-
de servete, ranta verginin gündeme gelmesinin,
paranın kaçması anlamında büyük bir tehlike, teh-
dit olacağından söz ediyoriar. Toplumda inandın-
cı olabilmek için de kamu kaynaklan israfı ile ilgili
örnekleri abartıyoriar.
Elbette kamu kaynaklannda çok büyük ve ön-
lenmesi gereken israf var. Elbette kamu delikleri-
nin kapatılması gerekiyor. Büyük yalan, bunlann tü-
münün, krizin boyutlan yanında devede kulak kal-
malan üzerine. Asıl kuyruklu yalan, batık ekonomik
düzenlerin özelleştirmeierie kurtanlabileceği savı.
Yıllann birikimi kamu variıklannın satılarak, özelleş-
tirilerek bütçe açıklan için kullanılması, müflis tüc-
cann vannı yoğunu yok pahasına satarak günü
kurtarmasına benzer.
Tamam, Türkiye kendisinden istenen hızla ve öl-
çekte özelleştirmeleri, satışlan, yağmalamayı ya-
pamadı. Ama Arjantin, Brezilya, Endonezya, Ko-
re, Meksika hep yaptılar. öyle ise bir daha bir da-
ha neden krize girdiler? Elindeki van yoğu satarak
günün sıkıntısına çözüm üretebilirsin. Ama ekono-
mi çarklannı doğru dürüst, yağmaya, vurguna izin
venmeden işletemezsen haksız, yüksek kazançtan
vergi alamazsan, yansından fazlası kayıt dışı bir
ekonomi düzeni üzerine oturursan satıp saldıkla-
nn kaç günlüğüne bir işe yarar?
Güzel sözlerie süslenerek saklanan gerçek sa-
vaş; gerçekten boyutlan çok büyük, işin içinden
nasıl çıkılacağı bilinemeyen krizin bedelinin kimle-
re ödetileceği üzerine. Nasılsa siyaset dökülüyor.
Iktidan, muhalefeti, hatta pariamento dışı muha-
lefeti şaşkın, darmadağın. Halk yığınlannı, kaybe-
decekleri ne kadar ağır olursa olsun, öfkeleri ne ka-
dar kabanrsa kabarsın yol gösterecek, yönlendi-
recek yok. Vur abalıya. Taşırlar efendim, taşıriar.
İşten çıkarmalar sayılamayacak boyutlara ulaş-
mış. "Vah vah", "Hele bir krizden çıkalım, yeniden
üretim artışı olur, işe alınıriar" diyerek geçiştirilir.
Nasılsa işten atılanlar sayıyla verilmediler. Işsizlik
sigortası bile yok. Işsizlere, işten atılmamış akra-
balan bakıveririer. Bizde büyük, kutsal aile değer-
leri var ya...
Asıl büyük krize girilmiş olması; banka hortum-
layan, devleti soyanlara hesap sorulması süreci
olmalı idi, değil mi? Tam tersi oldu. Temiz toplum
arayışlannı, operasyonlan unutturmak üzere elden
gelen yapılıyor. Elde olsa savcılıklann eline geçmiş
dosyalar da geri alınacak ya... Diğerlerinin gitme-
mesi, hesap kitabın kapatılması için yapılmayan
yok.
Bu kadar büyük krizde, böylesine ağır yoksul-
laşmada biz niye, batınlmış bankalann krizde en
büyük rolü oynayan zarariannı ödüyoruz? Batıran-
lara hesap sorma, batıranlara ödetme neden hâ-
lâ gündeme gelmiyor?
Önce hükümet, emek cephesinin eksik örgütle-
ri ile Ekonomik ve Sosyal Konsey'de, demokratik-
lik açığını göreceli kapatabilmek üzere Kemal Der-
viş dün üç işçi konfederasyonunun başkanlan ile
bir araya gelerek çalışanlardan özveri istediler. Ça-
lanlardan çırpanlardan, vergi vermeyenlerden hiç-
bir şey almadan, hangi yüzle?..
Nasılsa kitleler çaresiz, kitleler umutsuz, kitteler
örgütsüz... Vur abalıya... Ya kendiliğinden patlar-
sa... Benzin zammının öfkesi, çaresizliğinde yol
kesen kamyonculardan korkmak gerek. Kitlelerin
öfkesinin örgütsüz, bilinçsiz gazaba gelmesi nok-
tasından korkmak gerek...
Dalkavuklann kaçabilecekleri delik çok. Siyasi-
lerin, iktidann, sorumlu yöneticilerin pek yok...
sukransoner@yahoo.com
Bayi-ana firma-banka bağlantısı
Denizbank'tan
yeni girişim
Ekonomi Servisi -
Denizbank,
hazn-ladığı vvvvvv.e-
denizbank.com
adresinde bayi, ana
firma, banka iletişimi
sağlayarak
Türkiye'nin banka
bağlantılı ilk business
to business (B2B)
projesini hayata
geçiriyor. Projede,
bayiler ile ana firma
arasındaki ticari
bağın bir banka
aracıhğıyla yapılması
hedefleniyor. Bayi,
ana firmaya
hazırlanan site
aracıhğıyla sipariş
verebiliyor, bayinin
kredi durumu
uygunsayada
hesabında para
bulunuyorsa siparişi
kabul edilip
onaylanıyor ve bayiye
teslim ediliyor.
Maliyet azalacak
Ana firmanın
stoklannın ve
muhasebe kayıtlannın
da göz önüne almdığı
B2B projesinde,
maliyetlerin yüzde 60
oranında azaltılması
hedefleniyor.