23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 NİSAN 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET EKONOMt / SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 NELER YAPOJHAU? Krizin üzerinden 45 gün geçmesine karşın ekonomik program hâlâ netleşemedi. Peş peşe yapılan zamlarla enflasyon yeniden yükselişe geçti. Dolann 1 milyon 250 binlere firlaması, Türk Lirası'nı sürekli bir devalüasyon ortamına sokarken işten çıkarmalann artması da ülkeyi sosyal krizin eşiğine getirdi. T Tzmanlara göre, öncelikle güven yeniden L J tesis edilmeli. Dövizin, ancak güvenin sağlanmasıyla aşağı seviyelere ineceği belirtiliyor. Döviz büfelerine üşüşen sokaktaki insana da öğüt veren uzmanlar "Şu sıralarda görülen tırmanışa aldanıp döviz almayın. Dolann bir süre sonra düşüşü kaçınılmaz" diyorlar. Yine uzmanlara göre, bir krizden çıkmanın temel kaynaklan o ülkenin kendi imkânlannda, insan gücünde, müteşebbis gücünde, siyasetçisinde yatıyor. Türk Lirası'nı kontrol ederek dolann tırmanışını önlemek mümkün. Merkez Bankası, Türk Lirası basmamalı. Şimdi bir maliyet ödenecekse o maliyeti bankalar ödemeli. HÂYRİ KOZANOĞLU ÛZTtNAKGÜÇ B URHAN ŞENATALAR Aü ÎHSANKARACAN Döviz almayın Bankalar sorumlu Güven sağLansın Çözüm insan gücü Marmara Oniversitesi Iktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hayri Kozanoğlu, ABD Dolan'mn tırmanışına aldanıp sokaktaki üısanın döviz almaması gerektiğine işaret ederek "5 Nisan krizinde de sokaktaki sıradan insan dolar almış ve sonra da ağzı yanmıştı. Dolann bir süre sonra düşüşü kaçınılmaz" dedi. Kore'de yaşanan ekonomik krizi de örnek gösteren Kozanoğiu, "Dolar burada da iki kere sjçrama yapmış ve daha sonra makul bir düzeye inmişti" diye konuştu. Yurtdışı döviz hareketlerinin Türkiye'de yol açtığı risklere işaret eden Kozanoğiu, "Döviz hareketlerinin piyasaya terk edilmesi ülkede atdacak tüm adımlan engelByor" dedi. Türkiye'nin, dövizi nerede tutmak istediğini gösteren bir tavn olması gerektiğine işaret eden Kozanoğiu, "Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, her şeyi bikn olarak gösteriliyor, ancak biz onun ne düşünduğünü bilmiyoruz" diye konuştu. Sermaye girişlerinin kontrol edilmesinin Türkiye'de yeni bir krizi engelleyeceğini vurgulayan Kozanoğiu, "Spekülatif hareketieri önlemek için para ülkeye girerken bir kere vergilendirilnielL Sadece 1 av gelen sermaye bu vergilendinneye yanaşmaz, ama uzun süre kalan için bu makukiür. 1 yü kahnası koşulu getirilebilir n dedi. Türk Lirası'nı kontrol ederek dolann tırmanışını önlemenin mümkün olduğunu belirten Dr. Oztin Akgüç, "Spekülatif hareketler ancak bu şekilde engeUenebilir. Merkez Bankası TL basmamalı" dedi. Bankalann pozisyon açıklarını kapatmak için Merkez Bankasf ndan döviz alma peşinde olduğunu söyleyen Akgüç, "Pozisyon açıklan olan bankalann zaran artar. Açıklannı kapatmak için Merkez Bankası'ndan döviz almaya çauşryoriar. Merkez Bankası kasım aymda yanlıs yaptı ve bu aşamaya gefindL Keşke şimdiki gibi döviz sabşını düşük tutabilseydL O zaman birkaç banka kurtarmanın bedeli ağır olmuştu. Şimdi maliyet ödenecekse o maliyeti bankalar ödemeli" diye konuştu. Merkez Bankası'nın döviz rezervi varlığını korumasının önemine dikkat çeken Öztin Akgüç, "Merkez Bankası kesinlikk brüt rezervlerini kullanmaya başlamamau. Bu son derece yanhş olur" görüşünü dile getirdi. Oztin Akgüç. ancak cari işlemlerde denge sağlanarak dolann değerinin düşürülebileceğini ifade ederek "Dış kaynağuı bulunmasryla da sorunlar çözülmez. Alınan borçlar da uzun vadeye yayUmau** açıklamasında bulundu. Piyasada dengelerin yerine oturabilmesi için hükümetin güveni sağlamasının şart olduğunu vurgulayan Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Burhan Şenatalar, "21 Şubat'tan beri hükumet duruma hâkim görünmüyor. Hükümetin ekonomiye egemen olduğu kanısı ohışmadL Karariı ve tutariı bir tavır olmah" dedi. Özellıkle dövizde yaşanan tırmanış karşısında Merkez Bankası'nın yapacağı pek bir şey olmadığını belirten Prof. Şenatalar, "Çözüm hükümette bra'yor. Yaşananlar. Merkez Bankası'nuı egemen olacağı durumu aşmış durumda. Merkez Bankası, piyasaya yeteıü miktarda döviz vermiyor. Bireyler için belirsizlik ortamı varsa bu durum Merkez Bankası için de geçerti" şeklinde konuştu. Şenatalar, hükümetin yapacağı işlerin netleşmesi ve yabancı kaynak girişinin gerçekleşmesi halinde Merkez Bankası'nın piyasaya daha rahat döviz vereceğini söyleyerek dövizin ancak güvenin sağlanmasıyla aşağı seviyelere ineceğini belirtti. Şenatalar, "Alt gehr grubundan insanlar ya işlerini kaybedryor ya da maaşlan donduruluyor. Orta geür grubu da durgunluktan nasibini ahyor. Herkes bir şekilde bedel ödüyor, ancak üst gefir grubu hiçbir bedel ödemiyor. Üst geür gruplanna ek vergi getirilmeli'' görüşünü dile getirdi. Eski Sermaye Piyasası Kunılu (SPK) Başkanı Aü thsan Karacan, siyasetin sorunlan yönetememesiyle bu kriz noktasına gelindiğini, Ankara'nın krizin boyutlan ile Türkiye'yi götüreceği noktayı algılayamadığını söyledi. Karacan şunlan söyledi: "Halbuki bir krizden çıkmanın temel kaynaklan o ülkenin kendi imkânlannda, insan gücünde, müteşebbis gücünde, siyasetçisinde yatar. Türkiye'nin sıkıntnanndan birisi, sanJd IMF bir reçete yazdı, bu reçeteye uygun biz 3-5 tane kanun çıkardık mı olay bitecek. Bu kanunlar çıkbğı zaman ertesi gün Türkiye'ye para mı akacak? Türkiye'nin sihirii reçetelere ihtiyaa yok, sihirü reçete de zaten yok." Karacan, knzlenn ortak özelliği olan 3 doğal sonucu şöyle ortaya koydu: "Birincisi, ülke içinde servetier el değiştirir. İkindsi, ülkenin varhklannın değeri düşer; yabanalar taranndan batan geminin mallan gibi kapışıür. Üçüncüsü, o ülkenin insan gücü, müteşebbis gücü umudunu yitirdikçe dışanya gider." Karacan, "Şu anda firona öncesi sessizlik gibi Türkiye çok tehükeli bir noktada. Bütün dengelerini olağanüstü bozacak, kararsızhk ve beürsizük, bekleyiş içinde'' derken piyasalann düzelmesi ve sisfemin işler hale gelmesi sorununun en az 20 gün önce çözülmüş ohnası gerektiğini belirtti. Selçıık Abaç: Bir lira, bir dolara eşit olsun SelçukAbaç EkonomiServisi- Uluslarara- sı Bankacılık ve Danışmanhk AŞ (IBAR) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. SelçukAbaç. Türk Lirası'na itibar kazandır- mak için para sisteminde re- form yapıhp "Yeni Lira" siste- mine geçilmesini önerdi. Abaç, yeni sistemde TCdeki tüm sıfir- İann atılmasıyla bir yeni liranın bir dolara eşitlenmesi gerekti- ğini söyledi. Türkiye Halkla Ilişkiler Da- nışmanhklan Birliği ve Celeb- rity Speakers Association tara- findan düzenlenen "Kriz Yöne- timi ve İtetişHn" paneline katılan Abaç, krizden çıkış için parasal ve finansal çerçevenin nasıl ol- ması gerektiğini anlattı. Abaç yapılması gerekenleri şöyle sı- raladı: - Mevduata sınırsız yasal gü- vence verilmeli ve güven buna- lımı giderilmelidir. Bu yapıl- mazsa mevduat çekilişleri ve döviz fiyatlan artacak, yurtdışı- na sermaye çıkışı olacak ve yas- ttkaltı döviz depolan tutulacak. - Hazine bonolan için u be- yan" sistemı kaldınlarak halka arz yapdmahdır. Piyasa yapıcı- lığı sistemi yeniden gözden ge- çirihnelidir. Bu yapılmazsa bo- nolann faiz oranı daha yüksek düzeylerde seyredecektir. - Yeni program en kısa süre- de açıklanmalıdır. Konsolidas- yon, varlık vergisi, yeni devalü- asyon, hiperenflasyon gibi kuş- kular giderilmelidir. Yoksa faiz- ler düşmez. - Faiz politikasında hata ya- pılmamahdır. Hazine'nin ihale- İeri, beklentileri olumlu yönde etkileyecek şekilde yapılmalı, uzun vadeli faizler yılhk enflas- yon hedefı ile uyurnlu olmalı. - Toplumu enflasyonla müca- dele için motive edecek bir ku- nıl oluşturulmalıdır. - "Ekonoıni-FinansKonseyi'' kurulup TCMB ile sanayici ara- sında üç ayhk toplantılar düzen- lenmeli. - Para reformu yapılmalı ve "Yeniljra'' yarahlmalı. Enflas- yon, kur, reel getiri ve finansal sistem riski taşıyan bir para bi- riminin finansal çalkantı dö- nemlerinde krizlerin derinleşti- rilmesi kaçınılmazdır. Progra- ma güven sağlandığında yeni li- raya geçilmeli, kur yerine bant sistemi benimsenmeli. Bu ya- pılmazsa döviz talebi baskısı bir yandan Merkez Bankası'ndaki dövizlerin azalmasına neden olurken diğer yandan kurlan sü- rekli yukan çekecektir. ABD eski başkanı George Bush 'un dayönetimindeyer aldığı şirket, Türkiye'dekiyatınmolanaJdannı araştırıyor Âmerikablar kelepîr şirket anyorİSTANBUL (AA) - TÜSİAD Başkan Yardımcısı Aldo Kaslovvski, ABD eski başkanlanndan George Bush'un, yönetiminde bulunduğu The Carlyle Grubu'nun Türkiye'yle ilgilendiğini belirterek "Dibe vurduk mu, vurmadık mı onu araştınyorlar" dedi. Kaslowski, Carlyle Grubu için "Ashnda en büyük çahşma şekilleri ve işleri, kelepir birtakım şirketleri satın almak, ondan sonra bunlan yükseltmek ve bir süre sonra satmaktır" diye konuştu. ABD eski başkanlanndan George Bush'un, Türk işadamlanyla bir araya geldiği öğle yemeğinde, yönetiminde bulunduğu The Carlyle Grubu'nun çalışmalan hakkında bilgi verdiği bildirildi. TÜSİAD Başkan Yardımcısı Aldo Kaslovvski, The Carlyle Grubu'nun Türkiye'de çeşitli yatınm olanaklannı araştırdığmı söyledi. Kriz yatinm için flrsat yaratfa Koç Grubu ile bir işbirliğine gideceklerini anımsatan Kaslovvski, "Ama öyle başhyorlar. Türkiye ile ilgileniyoıiar ve büyük bir kriz içinde olduğumuzu görüyoriar. Bunun en iyi tarafi ve zamanı nedir? En dipte bulunduğu yer. Türkiye'de acaba dibe vurduk mu, vurmadık mı belli değil, araşünyorlar" diye konuştu. Bu tarz ziyaretlerin çok yapıldığmı belirten Kaslovvski, The Carlyle Grubu'nun çok büyük bir yatınmcı grup olduğunu, Istanbul'dan Milano'ya gideceklerini bildirdi. The Carlyle'in portföyünün 30-40 milyar dolar olduğunu zannettiğini dile getiren Kaslovvski, Türkiye'de bir temsilcilik vermek için arayış içinde olduklannı anlattı. Kaslovvski, "Kriz sonrasında değeri düşen Türk şirketlerini mi almaya geldiler" sorusu ûzerine, "Eğer tam dibe vurmuşlarsa, büyük ihtimalle abcı olabiürler" diye konuştu. İPTALİN, KURUMUN SATIŞ KAPSAMINDAN ÇIKARBLMASI ÎÇİN FIRSAT OLDUĞU SÖYLENDİ AB havayollarına devlet yardımı (milyon ABD Dolan) Komisyonca onaylanandevtetyardıım Sabena(1991) 'THY özelleştirilmesin' 1800 lberia(1992) Aer Lingus(1993) 830 TAP(1994) AirFrance(1994) 240 1965 3300 Olympic(1994) 2245 Alitalia(1997) 1708 : Devletyardn tfmdaoimayrnıyardıı AirFrarvce(1991) 338 Sabena(1995) 267 AOM (1995) 49 lberia(1995) 593 British Aifways (1993) KLM (1994) 690 620 Lufthansa(1994)' 710 Finnair (1992/4/5) 175 Not: Alman hûkûmet Lufthansa'nın emekliltk fonuna 1995 ytlmda 7.55 milyar mart katkıda bulundu. Ekonomi Servisi - Türkiye Sivil Hava- cılık Sendikası (Hava-lş), THY ihalesinin iptalinin, ulusal havayolunun özelleştir- me kapsamından çıkanlması için fırsat yarattığmı belirterek özelleştirmeden so- rumlu Devlet Bakanı Yüksel Yalova'nın "Özelleştinne düşmanlan avuçlannı ya- layacak" diyerek kendi yurttaşını düşman gösterdiği kaydedildi. Bu arada Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz, Başbakan BülentEcevit'e sunduğu rapor- da THY'nin, tek tek tüm faaliyetleriyle ilgili saptanan tartışmalı uygulamalannın araştınbnası amacıyla Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun görevlendirilmesini istedi. Sendika yetkilileri THY'nin Türk eko- nomisine net döviz katkısının 5 yılda 2 milyar dolara yakın olduğunu, oysa tüm dünyada havayolu şirketlerinin stratejik önemi nedeniyle özel olsun, kamu olsun devletten yardım aldığının altını çizdiler. Tüpgaza tekrar zam: Yüzde 19.5 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - oldu. LPG satış fiyatlan da akaryakıt Akaryakıtm ardından tüpgaz ve otogaz ürünlerinin ardından arthnldı. Türkiye fiyaüanna da yüzde Î6.3 ile yüzde^-, Likit Petrol Gazcılan Dernegi, dağıtım 19.5 arasında değişen oranîarda 7:sm //f\^-x firmalannın tüpgaz fiyatlannı dünden geldi. 19 Şubat krizinin ardından U* J\^\ itibaren ortalama yûzde 16.3-19.5 akaryakıt ürünlerine d ü n y a p ü a n ^ ^ ^ j [arasında arttırdıklanmbildirdi. 12 yüzde 21 lik beşinci zamla birlikte, —^^dlogramlık mutfak tüpü Istanbul'da 10 benzin pompa çıkış fiyatlannda toplam mih/on 250 bin liraya çıkarken, otogaz yüzde 40.2-41.6 arasmda artış yapıhnış fıyatı da yüzde 22.7 ile 23.1 oranında arttı. Hava-Iş'in yazılı açıklamasmda, 1990 yılmdan bu yana 488 milyon dolar aktar- dık denilen THY'nin 1995-99 arasındaki 5 yılda gelir-gider farkı olarak net döviz katkısının toplam 1 milyar 927 milyon do- lar olduğuna dikkat çekildi. Devlet Baka- nı Yalova'nın gerçekleri çarpıttığı ifade edilirken bundan önce devlet eliyle 10 yıl boyunca özel havayollan yaratmak için teşvik yoluyla verilen ve batınlan kayna- ğuı miktannın açıklanması istendi. 'Özel havayollan beslendi' Hava-lş, özel havayollannın, THY için hiçbir bilet fiyat indirimi yapma zorunlu- luğu ohnadığına, olağanüstü hal bölgesi- ne indirim uygulanmadığına, VİP hizmet- leri ve ikram bileti uygulaması olmadığı- na, siyasi kararlarla açılıp zarannauçulma- sı istenen, altyapısı olmayan havaalanlan- na uçmak zorunda ohnadığına ve arpalık olarak kullanılmadığına dikkat çekti. Hava-lş, THY'ye devlet katkısı yapıldı- ğı iddia edilen yıllarda, özel havayollan- na sağlanan kolaylıklan şöyle sıraladı: "Akaryakıt akmiannda ve havaalanı yer hizmeüerinde yüzde 50'ye varan indirim- ler, havaalanı konaklama ve üst geçiş üc- retkrinde indirimler." THY'nin satışınm değeri dolarla ölçü- lemeyecek stratejik öneme sahip uçuş hat- lan haklannın elden çıkanbnası anlamı- na geldiğine dikkat çeken sendika, özel- leştirmeden vazgeçilip kurumun özerk ve şeffaf bir yapı kazandınhnasını istediler. İŞÇMN EVRENİNDEN ŞÜKBAN SONER Dalkavuk Ekonomik kriz, ekonomi uzmanı geçinenler ile bilim insanlan, meslek ahlakı olanlarla düzen söz- cüleri arasındaki aynm için iyi bir turnusol kâğıdı işlevi gördü. Danışmanlığını yaptıklan bankalann, holding patronlannın banka boşaltma, hortumlama suçla- nnın üzerine gidilmemesi için çırpınanlar, ekranlar- da, köşe yazılannda "paranoyadan" söze girerek kutsal (!) sermayenin ürkütülmemesi üzerinde du- ruyorlar. Çok profesyonel bir yöntemle yolsuzluk- lann üzerine gidilmemesini sağlamaya çalışıyoriar. Krizin odağındaki işlenmiş suçlan, ticaretin, eko- nominin gereği normal işlemler gibi pazarlıyortar. Bankalann batırdıklarını Hazine ödeyecek. Tabii ki sonuçta çalışanlara ödetecek. Bugüne kadar aktanlmış haksız kaynaklar yetmiyormuş gibi, Ha- zine, bankalann hem Türk parası hem de döviz açıklannı karşılayacak. Hükümet çok acele, ABD- Dünya Bankası-IMF'nin istekleri olduğu söylenen yasa paketini çıkaracak.. Sözü hükümetin yapması gerekenlere getirdiler mi, etkili, yeterii, baskıcı olabilmek üzere, "özel- leştirmeler, pakette istenenlerzamanında yapılmış olsaydı, bütün bunlar, kriz başımıza gelirmiydi?" diye de zeytinyağı gibi üste çıkıyoriar. Nasılsa çoğunlukla monolog ve sahibinin sesi halinde bir araya geldiklerinden, atışı serbest bu- lup çıkış yollan için yine çalışanlar, halk kitlelerin- den özveri istiyoriar. Kendilerini besleyen odakla- nn sözcülüğünü hakkı ile yapabilmek için ABD'de, AB'de, bütün kapitalist ülkelerde var olan ölçüler- de servete, ranta verginin gündeme gelmesinin, paranın kaçması anlamında büyük bir tehlike, teh- dit olacağından söz ediyoriar. Toplumda inandın- cı olabilmek için de kamu kaynaklan israfı ile ilgili örnekleri abartıyoriar. Elbette kamu kaynaklannda çok büyük ve ön- lenmesi gereken israf var. Elbette kamu delikleri- nin kapatılması gerekiyor. Büyük yalan, bunlann tü- münün, krizin boyutlan yanında devede kulak kal- malan üzerine. Asıl kuyruklu yalan, batık ekonomik düzenlerin özelleştirmeierie kurtanlabileceği savı. Yıllann birikimi kamu variıklannın satılarak, özelleş- tirilerek bütçe açıklan için kullanılması, müflis tüc- cann vannı yoğunu yok pahasına satarak günü kurtarmasına benzer. Tamam, Türkiye kendisinden istenen hızla ve öl- çekte özelleştirmeleri, satışlan, yağmalamayı ya- pamadı. Ama Arjantin, Brezilya, Endonezya, Ko- re, Meksika hep yaptılar. öyle ise bir daha bir da- ha neden krize girdiler? Elindeki van yoğu satarak günün sıkıntısına çözüm üretebilirsin. Ama ekono- mi çarklannı doğru dürüst, yağmaya, vurguna izin venmeden işletemezsen haksız, yüksek kazançtan vergi alamazsan, yansından fazlası kayıt dışı bir ekonomi düzeni üzerine oturursan satıp saldıkla- nn kaç günlüğüne bir işe yarar? Güzel sözlerie süslenerek saklanan gerçek sa- vaş; gerçekten boyutlan çok büyük, işin içinden nasıl çıkılacağı bilinemeyen krizin bedelinin kimle- re ödetileceği üzerine. Nasılsa siyaset dökülüyor. Iktidan, muhalefeti, hatta pariamento dışı muha- lefeti şaşkın, darmadağın. Halk yığınlannı, kaybe- decekleri ne kadar ağır olursa olsun, öfkeleri ne ka- dar kabanrsa kabarsın yol gösterecek, yönlendi- recek yok. Vur abalıya. Taşırlar efendim, taşıriar. İşten çıkarmalar sayılamayacak boyutlara ulaş- mış. "Vah vah", "Hele bir krizden çıkalım, yeniden üretim artışı olur, işe alınıriar" diyerek geçiştirilir. Nasılsa işten atılanlar sayıyla verilmediler. Işsizlik sigortası bile yok. Işsizlere, işten atılmamış akra- balan bakıveririer. Bizde büyük, kutsal aile değer- leri var ya... Asıl büyük krize girilmiş olması; banka hortum- layan, devleti soyanlara hesap sorulması süreci olmalı idi, değil mi? Tam tersi oldu. Temiz toplum arayışlannı, operasyonlan unutturmak üzere elden gelen yapılıyor. Elde olsa savcılıklann eline geçmiş dosyalar da geri alınacak ya... Diğerlerinin gitme- mesi, hesap kitabın kapatılması için yapılmayan yok. Bu kadar büyük krizde, böylesine ağır yoksul- laşmada biz niye, batınlmış bankalann krizde en büyük rolü oynayan zarariannı ödüyoruz? Batıran- lara hesap sorma, batıranlara ödetme neden hâ- lâ gündeme gelmiyor? Önce hükümet, emek cephesinin eksik örgütle- ri ile Ekonomik ve Sosyal Konsey'de, demokratik- lik açığını göreceli kapatabilmek üzere Kemal Der- viş dün üç işçi konfederasyonunun başkanlan ile bir araya gelerek çalışanlardan özveri istediler. Ça- lanlardan çırpanlardan, vergi vermeyenlerden hiç- bir şey almadan, hangi yüzle?.. Nasılsa kitleler çaresiz, kitleler umutsuz, kitteler örgütsüz... Vur abalıya... Ya kendiliğinden patlar- sa... Benzin zammının öfkesi, çaresizliğinde yol kesen kamyonculardan korkmak gerek. Kitlelerin öfkesinin örgütsüz, bilinçsiz gazaba gelmesi nok- tasından korkmak gerek... Dalkavuklann kaçabilecekleri delik çok. Siyasi- lerin, iktidann, sorumlu yöneticilerin pek yok... sukransoner@yahoo.com Bayi-ana firma-banka bağlantısı Denizbank'tan yeni girişim Ekonomi Servisi - Denizbank, hazn-ladığı vvvvvv.e- denizbank.com adresinde bayi, ana firma, banka iletişimi sağlayarak Türkiye'nin banka bağlantılı ilk business to business (B2B) projesini hayata geçiriyor. Projede, bayiler ile ana firma arasındaki ticari bağın bir banka aracıhğıyla yapılması hedefleniyor. Bayi, ana firmaya hazırlanan site aracıhğıyla sipariş verebiliyor, bayinin kredi durumu uygunsayada hesabında para bulunuyorsa siparişi kabul edilip onaylanıyor ve bayiye teslim ediliyor. Maliyet azalacak Ana firmanın stoklannın ve muhasebe kayıtlannın da göz önüne almdığı B2B projesinde, maliyetlerin yüzde 60 oranında azaltılması hedefleniyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear