Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
tO NİSAN 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA
17
ADD Genel
Merkezi'ne
Bolvadin Atatürkçü
Düşünce Derneği
başkan ve yönetim
-v kurulu üyeleri,
.'# # Islahiye'deki
;^i-' kaymakamlığı
L sırasında tarikat
yurduna yatılı devtet
okulunun ranzalarım
veren Bolvadin
Kaymakamı Mehmet
Kurdoğlu'nu ve
ilçedeki silah ruhsatlı
tek eğitimci Bolvadin
Milli Eğitim Müdür
vekili Kemal Kumru'yıı
savunmakla kalmamış
kaymakamla ilçe milli
eğitim müdürünü
eleştiren çevreleri
"Yüce Atatürk'ün
görüldüğü yerde
ezilmesini istediği
sapık düşünce sahibi
insanlar" olarak
değerlendirmişti. Bir
ADD ve ÇYDD üyesi
olan Mehmet
Büyükbörekçi,
"Atatürk'ün şiddet
içeren ve yok etmeyi
öngören bu sözü bana
biraz garip geldi.
Kendilerine Atatürkçü
diyenler birtakım
karanlıkçı ve ırkçı
söylemleri, yine onları
korumak için kullanıyor
olmasın' diyor...
Bolvadin'den pariayan
"nur" üzerine merak
uyandıran sorunun
yanrtını bilse bilse
Atatürkçü Düşünce
Derneği Genel Merkezi
bilir. Genel Başkan'dan
yanıt bekiiyoruz.
Bektronik posta: denizsom@cumhuriyet.com.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Deprem projesi,
ekonomik kriz yüzünden
dondurulmuş...
"Doğal va da ekonomik
afetten kurtulus vok!"
ürkiye gırtlağa kadar borca batmış; kurtu-
luş umudu Amerika'dan Devlet Bakanı ola-
rak getirilen Kemal Derviş'in bulacağı üç-
beş milyar dolar dış borca bağlanmış...
Derviş, geldiğinden beri ekonomiyi toparlamak için
bir yandan yitirilecek zaman olmadığını söylüyor bir
yandan da ekonomiyi toparlayacağını söylediği ve
adına "ulusal" dediği programını bir buçuk aydır
açıklayamıyor... Çünkü Uluslararası Para Fonu, pa-
ranın ucunu göstermek için Türkiye'nin elde kalan
son kaynaklannı da ipotek altına alacak yasaJann çı-
karılmasını istiyor...
Şimdilerde Meclis, bu yasalar için çalıştınlıyor...
Başbakan Bülent Ecevit, önüne fırlatıldığını iddia
ettiği Anayasa kitapçığıyla yarattığı krizin ardından
esnafın fırlattığı yazarkasanın farkına varamıyor, hü-
kümetin alternatifi olmadığını sanıyor.
Esnaf, sokağa dökülmüş... Işçi, patlamaya ha-
zır... Memur, sürünüyor... Köylü, dökülüyor...
TasarrufmuşHalk, burnundan soluyor...
Hükümet, "tasarruf" yapmaya çalışıyor; makam
otomobilleri saltanatına son verileceği, lojmanlann
satılacağı söyleniyor...
Otomobilden inen "Sayın Genel Müdür"e, parası
devletten çıkmak üzere taksiye binme hakkı verili-
yor... Dalgalı kur ortamında milletle dalga mı geçi-
yorlar!
Vakıflar Genel Müdürlügü, cami bitişiğindeki loj-
manlarda oturan imamlardan geriye dönük kira is-
tiyor...
Ortada bir samimiyetsizlik var...
Tasarruf konusunda samimi iseler...
Diyanet Işleri Başkanlığı, çıksın ortaya desin ki:
"Ey millet! Devlet, okullara parayla elektrik verir-
ken ve faturasını ödeyemeyen okulun elektriğini ke-
serken biz bugüne kadar Türkiye'deki bütün cami-
lerin elektriğini devletten bedava aldık... Caminin etekt-
riğinden kaçak hat çekip imamların evlerine, loj-
manlara bağladık... Imamlar, evlerindeki odun-kö-
mür sobasını atıp elektrik sobasına dayandı... Ka-
sabalardaki camileri bile geceleri aydınlattık... Ye-
tim hakkı demeden, enerji krizi demeden elektriği
har vurup haıman savurduk... Bundan böyle cami-
lerde bedava ve lojmanlarda kaçak elektrik kullan-
mak istemiyoruz. Camilerde tüketilen elektriğin pa-
rasını cami cemaati karşılayacak... Devlet, gecele-
ri büyük kentlerde tarihi değeri olan camilerden uy-
gun gördüğünün dış aydınlatmasını yapsın yeter..."
Veya hükümet çıkıp desin:
"Diyanet'in bedava elektriğini kestim; on binler-
ce camiden şu kadar tasarrufumuz olacak."
Tasarrufları illa "program"a yazdınp Amerika'nın
mı söylemesi gerek!
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutkufayahoo.com
Meksika usulü ekonomik polıtıkalar uygulanacak:
BOL ACILI!
Miidafaa-i Hukuk Vaktı'nın açıklaması
Emekli Van Valisi ve eski Doğru Yol
Partisi Van Milletvekili Mahmut Yıl-
baş'ın başkanlığında kurulan "Mü-
dafaa-i Hukuk Vakfı'nın yönetim ku-
rulundan yazılı bir açıklama geldi.
Vakıf yöneticileri, Prof. Dr. Çetin
Yetkin'in Antalya'da yayımladığı ve
yurt çapında bir okur kitlesi yarattığı
Müdafaa-i Hukuk dergi ve gazetesi-
nin geçmiş borçlarına karşılık olarak
6.5 milyar liranın ödenmesini istedi-
ğini ancak belgelenmemiş bu para
kendisine ödenmeyince de vakıf yö-
netiminden ve üyeliğinden istifa etti-
ğini bildirdi.
Vakıf yönetim kurulunun açıklama-
sında, Yetkin'in tutumu "Kemalist
Harekefn kurumlaşmasının önünü
kesmek olarak nitelendi.
Bilindiği gibi yayını durdurulan ay-
lık Müdafaa-i Hukuk dergisinin ve haf-
talık Müdafaa-i Hukuk gazetesinin ku-
rucu yayın yönetmeni Prof. Dr. Yetkin,
bir grup arkadaşıyla birlikte vakrftan
istifasının ardından "Yeniden Müda-
faa-i Hukuk" dergisini yayımlamaya
başladı.
Mahmut Yılbaş, Doğudan Bayül-
gen, Nilüfer llbay, Bülent llik, Neca-
ti Özgen, Mustafa Tataroğlu,
Kaya Tokmakçıoğlu yöneti-
mindeki "Müdafaa-i Hukuk"la
Yetkin'in başlattığı "Yeniden
Müdafaa-i Hukuk" arasındaki
"Kemalist Hareket" anlayışının ne
olduğu konusunda karan ise üretilen
düşünce ve yapılan yayınlar sonunda
hiç kuşkusuz kamuoyu verecektir.
Parti!
SÖNMEZ TARGAN
Nükleer fiziğin zincirleme
tepkime yasasında olduğu gi-
bi, ekonominin yasalannda da
buna koşut bir benzeşme var.
Ekonomide ortaya çıkan bir
bunalım, giderekyaşamın bü-
tün alanlarına sıçramakta ge-
cikmiyor. Örneğin, bizde ya-
şanan şu son ekonomik buna-
lımı ele alaJım. Görünen o ki bu
bunalım, toplumun bütün ke-
simlerinin günlük yaşamını de-
rinden etkilemenin yanı sıra
siyasal evrenizi de bu ölçüde,
hatta daha büyük ölçüde et-
kilemiş görünüyor.
Aslında kapitalist ekonomi
politiğin ve buna dayalı dizge-
nin yapısal konumunun kaçı-
nılmaz ve zorunlu bir sonucu
olan bu ve benzeri bunalımlar,
bizim gibi emperyalizme gö-
beğinden bağlı ülkelerde da-
ha şiddetli duyulmaktadır. Bu-
nu, Sayın Türkel Minibaş'ın
betimlemesiyle, okyanusun
göbeğinde oluşan ama sar-
sıntısı pek fark edilmeyen dev
dalgaların kıyılara yaklaştıkça
şiddetini arttırarak hışımla ka-
raya vurmasına benzetebilı-
riz. Bu nedenle ekonomik fır-
tına dizgenin göbeğindedir ve
kıyıda olanlar gemilerini kara-
yavurdurmuşlardır. Küreselleş-
me ve yeni dünya düzeni de-
dikleri bu ekonomik düzenin
bir bütün olarak yakın bir ge-
lecekte dibe vuracağını söy-
lemek de falcılık olmasa ge-
rek. Dolayısıyla bu bunalımdan
çıkış, öyle faldan medet umar
gibi, hacılardan, hocalardan,
derviş(!)lerden keramet bekle-
mekle de olası görünmüyor.
Ama ilginçtir, yaşanan eko-
nomik bunalımda gemiyi ka-
raya vurduran siyasal erkin,
koalisyon partilerinin asıl etki-
lenmesi beklenirken bugün
TBMM'de tek bir sandalyesi
bile bulunmayan CHP'de kı-
yametler kopuyor. Bu parti-
den atılanlar, çıkanlar, ayrılan-
larla yeni bir parti oluşturul-
ması konusunda yoğun bir
gündem yaşanıyor. Daha ra-
dikal olduğu savlanan bir di-
ğer sol partide de böylesi bir
arayış olduğuna ilişkin işaret-
ler var.
Ekonomik bunalımın yaşan-
dığı böylesi birtarihsel süreç-
te, muhalefetin görevi soru-
nun çözümüne ilişkin daha
inandırıcı ve bilimsel projeler
ve politikalar üretmek olması
gerekirken daha başka bir an-
latımla muhalefete siyasal er-
ki eline geçirmesinin nesnel
kcşullan yaratılmışken kimse-
nin kılı kıpırdamıyor. Bunların
yerine, özellikle sosyal demok-
ra: cephede anlaşılması son
derece güç yeni parti arayış-
lanyla gündem doldurulmak
isteniyor.
Öncelikle belirtmek gerekir-
se parti kurmak kişilerin süb-
jektif niyetlerine dayalı birzor-
lamayla olursa hem başarılı
olamıyor hem de topluma kök
salamıyor. Olursa bile çalış-
maları siyasaJ bir lobi olma-
nın ilerisine gidemiyor. Türk
siyasal yaşamının yakın tari-
hi, böyle kurulmuş ve sonra
yok olmuş irili ufaklı onlarca
parti örneği ile doludur.
Özetle parti kurmak, aynı
tepkiteri paylaşan kişi ya da
kadroların bir araya gelmesi-
nin, birçatı altındatoplanma-
sının çok ötesinde bir sınıf is-
temi (talebi) olarak doğarsa
ve hepsinden daha önemlisi,
parti olarak örgütlenme ge-
reksinimi duyan o sınıfın bü-
yük bir istek ve heyecanla si-
yasal erki ele geçirmek karar-
lılığını taşıyorsa ancak siyasal
anlamda bir parti kimliği taşı-
dığını söylemek olasıdır. Bu-
nun dışındaki tüm çabalar, öz-
nel niyetleri ne olursa olsun,
nesnel olarak parti kurmak is-
teyenlerin kendi siyasal kim-
liklerini koruma ve güvence
altına alma girişimlerinin öte-
sinde fazla bir anlam taşıma-
maktadır.
Demek ki parti kurmayı tur-
şu kurmaktan ayıran şu üçte-
mel özellik var: Birincisi, par-
ti olarak örgütlenmek, bir sı-
nıf istemi olarak ortaya çık-
malıdır. Ikincisi, böylesi bir olu-
şumu bir demek, vakıf ya da
bir kulüp örgütlenmesinin dı-
şında tutan asıl gerekçe mut-
laka siyasal erke yöneliyor ol-
masıdır. Üçüncüsü, parti bir
görüş ya da tepki ekseninde
bir araya gelen kişi ya da kad-
rolann boş zamanlannı değer-
lendirme mekânı olmanın çok
çok ötesinde tarihsel ve top-
lumsal bir işleve sahip olmalı
ya da buna soyunmalıdır. Çün-
kü parti kurarak siyasete so-
yunmak sınıf savaşımının en
yüksek ve nihai biçimlerinden
biridir ki bu, önce sınıf disip-
lini ve ciddiyeti ister.
12 Eylül depremi ile özellik-
le siyasal yaşamımızdaki sav-
rulmaların 20 yıldır kök tuta-
mamasının nedeninde de, as-
lında yukarıda sıraladığımız
bu üç temel gerekçenin öz-
nel ve nesnel koşullan oluşma-
dığı, oluşturulamadığı yatmak-
tadır. Son yirmi yıldır yapılan
gerek yerel, gerekse genel se-
çimlerde seçmen kitlesinin
önemli bir bölümünün sandı-
ğa gitmek istememesini de bu
nedene bağlayabiliriz.
CHP'de yaşanan siyasal
depremin nedenlerine inmek,
bu yazının boyutlannı aşan bir
çalışmayı gerektiriyor. Ama
salt CHP değil, parti kurmak
için soyunan tüm kesimler için
genel geçerliliği olan bir doğ-
ru var: Parti kurmak öyle fırın-
dan ekmek çıkarmak gibi ko-
lay olmuyor.
ÇtZGtLtK KÂMİL MASARACI
L
TARtHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN lONison
OYUNCAK ARABA SATISTA..
1886 M SUSUM\COCUKL4K. İÇtN -rrtPfLMtÇ OYUM-
CAK A&Ag/H-AGLA İLGİLl B'G İLAU İKISILİZ SASI-
NIHOA y££ 4LM/Ç77. AĞflÇ MALZEM£YL£ ÛgE-
T7C£N AKA8ALAK.IN ?O SAHTİIA ÇAP/MPAKİ TE-
/CERLEZ.LEKİ (2. TWE) İSE MCTAİ.CH'. AKABAYA
İKI ÇOCUA: B/uEBiüyo/e ve 6îG çocufc TTVBA-
FIHGAN Ç£K/UYOfZ&U. OYUNCAâlN İLGtNÇ BİR
OZELUeı PEt KtftA/ **)& YASOtğlNM, T&KEIZ-
LSKLEieİ Ç.IICAtZtLAGAK KIZAK. HALİNE OÖNÛ-
ŞEBlLMESIYPl- SÖZ tCOfJUSU EĞLSMCEI.İ OYUN-
CAK, O r/Ll^eC*, UZAKPOSUa* tCULL/imoiN
ÇEKÇEK AKABALARlNA SENZIYO&OU. "&İKŞAV*
A&l VE/Zit,£M O /t&tS/IL/MN fy4g& /SEj KÖ&ÜJC-
LÛ T£NTEl£HıyPİ. RİKŞAylAG, £O. YÜZYtLM
İLAN
ANKARA 16. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 2000/1110
Davacı Şerife Sönmez vekili Av. Cem Taş tarafından davalı-
lar Haydar Sönmez ve arkadaşlan aleyhine mahkememize açı-
lan Ankara ili, Mamak ilçesi Tuzluçayır Mahallesi 36957 ada 5
parselde kayıtlı taşınmaz ile ilgili ortaklığın giderilmesi davası-
nın yapılan duruşmasında verilen ara karar gereğince
Davetiye ile adına tebligat yapılamayan davalılar Ibrahım To-
tık, Yakup Kaya ve Kasım Günizlük'e ilanen tebligat yapılma-
sına karar verilmiştir.
Davalılar Ibrahim Totik, Yakup Kaya ve Kasım Gürûzlük'ün
duruşmanın bırakıldığı 30.5.2001 günü saat 10.35'te duruşma-
da hazır bulunmalan, hazır bulunmadıklan takdirde veya kendi-
lerini yasal bir vekil ile temsil ettirmedikleri takdirde davaya gı-
yaplannda devam edileceği gibi yine gıyaplannda karar verile-
ceği hususu ilanen tebligat yerine kaim olmak üzere tebliğ olu-
nur. 29.3.2001.
Basın: 181513
İLAN
T.C.
SUNGURLU ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Sayr 2000/479
Davacı Mal Müdürlügü tarafından davalılar tsmet Altuntaş ve
müşterekleri aleyhine açılan alacak davasınm mahkememizde
yapılan açık duruşması sırasında verilen ara karan gereğince;
Davalılar Şenol Altuntaş, Döne Altuntaş, Ziya Altuntaş ve
Necati Altuntaş'ın yapılan tüm aramalara rağmen adresleri tes-
pit edilemediğinden dava dilekçeleri kendilerine tebliğ yapıla-
mamış olup açılan alacak davasının dava dilekçeleri kendilerine
tebliğ edilmesı için yukanda isimleri geçen davalılara ilanen
tebliğine karar verilmiş olmakla davalılann duruşma günü olan
28.06.2001 günu saat 09.00'da mahkememizde hazır bulunma-
lan veya kendilerinı bir vekille temsil ettinneleri gerektiği, ak-
si takdirde yargılamanın yokluklannda yapılacağı hususu ilanen
tebliğ olunur.
Basm: 18205
POLATLI SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1999/573
Şahin Kahreman, Zeynep Genç vekili Av. Izzet Taştan tara-
fından davalılar Hayati Kahreman ve arkadaşlan aleyhine açı-
lan taksim izale-i şuyu davasında mahkememizden verilen ara
karan gereğince, tüm araştırmalara rağmen açık adresi tespit
edilemeyen Hayati Kahreman'a ilanen tebliğine karar verildı-
ğinden, davacılar vekili tarafından Polatlı Hacımuslu köyünde
bulunan 23, 356, 365, 205, 207, 283, ve 351 parsel sayılı taşm-
mazlann mümkünse aynen, değilse satılarak ortaklığın gideril-
mesini talep ettiği, duruşmanın 31.5.2001 günü saat 10'a brra-
kıldığı, bu dava ile ilgili ibraz etmek istediğiniz belgeleri duruş-
ma gününe kadar göndermeniz veya duruşmaya getinneniz ge-
rektiği, duruşmaya gelmediğiniz veya bir vekil tarafindan tem-
sil edilmediğiniz takdirde yargılamaya yokluğunuzda devam
edileceği ve karar verileceği, ilanen tebliğ olunur. Basm: 18140
İLAN
T.C.
MANAVGAT 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1999/342-E - 2OOO/367-K
Mahkememizin 5.12.2000 tarih 1999/342-E - 2000/367-K sa-
yılı karan gereğmce
Davacı Kepez Elektrik TAŞ tarafından mahkememize açılan
acele el koyma ve tescil davasınm Manavgat Çayyazı Mahalle-
sinde kâin 178 parsel nolu taşınmazın Enerji nakil hattı tesisi
amacı ile kamulaştınlan 197,58 m2'Uk pilon yerinin ifraz edile-
rek maliye hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline karar yeril-
mış, karann davalılar Fikriye Ünal, Müfide Ünal, Eser Ünal,
Gönüllü Ünal (Göngör) Alime Taş ve Zekiye Oğuz'a ilan tebliğ
yenne geçerli ohnak üzere tebliğ olunur. 26.3./ 2001
Basm: 18201
TURK KALP VAKFI
19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/lstanbul
Td: (212) 212 07 07 (pbx) Faks: (212) 212 68 35
Intemet: http://www.tkv.org.tr e-mail: gen.sekreterfStkv.org.tr
koordinator «tkv.org.tr
SUNGURLU ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 2000/354
Davacı Aşır Çavdar tarafından davalı Döndü Çavdar aleyhine
açılan boşanma davasının mahkememizde yapılan duruşması sı-
rasmda verilen ara karan gereğince;
Davalı Döndü Çavdar'ın yapılan tüm aramalara rağmen ad-
resi tespit edilemediğinden dava dilekçesı davalıya tebliğ edile-
memiş olup açılan boşanma davasının dava dilekçesı kendisine
tebliğ edilmesi için yukanda ismi geçen davalıya ilanen tebliği-
ne karar verilmiş olmakla davalının duruşma günü olan
14.06.2001 tarihinde ve saat 09.00'a kadar mahkememizde ha-
zır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi gerek-
tiği, aksi takdirde yargılamamn yokluğunda yapılacağı hususu
ilanen tebliğ olunur. Basın: 18204
T.C.
MERİÇ ASLİYE HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
Esas No: 2000/86
Mahkememize açılmış bulunan şiddetli geçimsizlik nedeniy-
le boşanma davasınm yapılan açık yargılaması sırasında verilen
ara karan gereğince
Davalı Beyhan Özdemir'e tüm çabalara rağmen tebligat yapı-
lamamış, hakkında 7201 S.ICnun 28. vd. mad. göre ilanen teb-
ligat yapılmasına karar verilmiş, bu bakımdan davalı Beyhan
Özdemir'in duruşmanın bırakıldığı 07.05.2001 tarih ve saat
09.00'da mahkememizde hazır bulunması veya kendisini vekil
ile temsil ettirmesi gerekmektedir.
Aksi takdirde dava gıyabmda sonuçlandınlacaktır.
Keyfiyet ilanen tebliğ olunur. 28.03.2001
Basm: 17931
KALEM
METtN ERKSAN
Türk Boğazları
Devletlerarası adı "Türk BoğazJan" olan tanımla-
ma "Istanbul Boğazı-Marmara Denizi-Çanakkale
Boğazı"nı kapsar. Lozan Banş Antlaşması kapsa-
mında 24 Temmuz 1923'te imzalanan "BoğazlarSöz-
leşmesi", 20 Temmuz 1936'da Montreux Antlaşma-
sı kapsamında imzalanan "Montreux Boğazlar Söz-
teşmesı": Istanbul Boğazı-Marmara Denizi-Çanak-
kale Boğazı"ndan oluşan coğrafya birimini "Türk
Boğazlan" adıyla tanımlamıştır.
3 Nisan 1994 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayım-
lanan "Su Döşeli Boğaziçi Ana Caddesi" başlıklı ya-
zım "Türk Bogazlan"ndaki gemı geçişlerine ve pet-
ro) taşımacılığına ilişkin bir yazıydı. 18 Ekim 1994 ta-
rihli Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan "8 B Hat-
t " başlıklı yazım "Bakû-Ceyhan" petrol-boru hattı ve
Türk Boğazlan"ndaki petrol taşımacılığına ilişkin
bir yazıydı. Her iki yazımdaki düşünceler, bilgiler, öne-
riler bugüne dek; devlet, siyasal yetkeler ve bu konu-
lar ile ilgili kurum, kuruluş ve kişilerce "algılanmadı".
Yedi uzun yıl havanda su dövüldü. Üstelik yedı yıl ön-
ce bu konular kimsenin umurunda degildi. Yazılarım-
daki düşünceler ve öneriler algılansaydı bugünlere
gelmezdık.
31 Mart2001 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Mos-
kova kaynaklı bir haber vardı. Haber şöyleydi: "Rus-
ya'nın Hazar bölgesi özel temsilcisi ve Rusya Dışişle-
riBakan Yardımcısı Viktor Kalujniy, Tengiz (Kazak) No-
vorossisk (Rus) petrol boru hattının ışletmeye açı/ma-
sı nedeniyle verdiği demeçte şöyle demiştin Türkiye'nin
Boğazlar'daki gemi trafiğini kısrUama ya da engel-
leme gibi bir hakkı yoktur." Haber şöyle sürmek-
tedir. "Rusya'nın Karadeniz kıyısındaki Novorossisk
limanında dolum yapan petrol tankerieri Türk Boğaz-
lan'ndan geçerek dünyaya yılda 50 milyon ton petrol
tas/r. KazaA-Rus petrol boru hatt/ndan Novorossisk li-
manına akacak 67 milyon ton petrol tankeherle 'Türk
Bogazlanndan' geçerek dünyaya ulaşacaktır". V. Ka-
lujniy demecini şöyle sürdürmüştür: "Boğazlann gü-
venlik boyutu için ne yapjlabileceği Türkiye'nin karar
vereceği bir konudur. Güvenlik sorunlannın üstesin-
den geiinmesi gerekiyorsa, Türkiye bu sorunlan aynn-
tılan ile ortaya koymalıdtr. Diğer devtetter bu sorun-
lan kabul eder ya da etmez".
18 Ekim 1994 tarihli Cumhuriyet gazetesinde ya-
yımlanan "8 B Hatö
11
başlıklı yazımda şöyle bir bö-
lüm vardı: "New York'ta yapılan Clinton-Yertsin gö-
rüşmelehne katılan Rusya Dışişleri Komisyonu Baş-
kanı Sergei Karaganov 28 Eylül 1994 tarihli Washing-
ton Tımes gazetesinde yayımlanan bir demecinde
şöyle demiştir: Türkiye ve Rusya arasında Kafkas-
lar'da ve Orta Asya'da bir etkinlik savaşı gelişiyor.
Bu yeni bir olay değil. 19. yüzyil boyunca oynanan
oyunlara geri dönüyoruz. Türkiye ve Rusya ara-
sında şimdilik örtülü ve gölgede yapılan tartışma-
lann kökleri tarihin derinliklerinde vardır. 19. yüz-
yılda Türkiye-Rusya-lngiltere arasında yaşanan
(Büyük Oyun) canlandı".
Kafkaslar ve Orta Asya önce Çaıiık Rusyası'nın, son-
ra Sovyet Rusya'nın sınırlan içindeydi. Şimdi Kafkas-
lar ve Orta Asya'da bağımsız Türk devletleri var. 21.
yüzyılda Rusya'nın Novorossisk limanında, Rusya'nın
ekonomik ve siyasaJ çıkarian doğrultusunda petrol tan-
kerlerine yüklenen petrol; Azerbaycan, Kazakistan,
Türkmenistan devletlerinin petrolüdür. Bu petrolün
dünya pazarianna ulaştınlması bu devletlerin yararı-
nadır. Bu petrolün "Türk Boğazlan"ndan tankerler ile
taşınması nasıl engellenecek? Yukanda Rusya var. Aşa-
ğıda Türk devtetleri var. Yukan tükürsen Dtyık, aşagı
tükürsen sakal. Kafkas ve Orta Asya petrolterini Ak-
deniz'etaşıyacak olan Bakû-Ceyhan petrol boru hat-
tı yapılmadı. Üstelik Novorossisk limanından Karade-
niz üstünden tankerlerle Bulgaristan'ın Vama limanı-
na taşınacak petrolün, Bulgaristan ve Yunanistan'da
yapılacak petrol boru hattı ile Yunanistan'ın Ege de-
nizi kıyısındaki Dedeağaç limanına ve oradan gene tan-
kerler ile dünya pazarianna ulaştınlması Rusya'nın ve
ilgili devletlerin gündeminde.
Emekli ya da iş başındaki "devletlerarası ilişkiler
uzmanı" siyasetçilerimiz bakalım şimdi ne yapacak-
lar? Türkiye'nin; Amerika, Avrupa, Rusya, Kafkaslar,
Ortaasya, Ortadoğu, Balkanlar, Uzakdoğu sıyasetle-
rini yüzlerine-gözlerine bulaştıran bu yeteneksiz siya-
setçiler bakalım şimdi ne yapacaklar?.. Siyaset mey-
danlannda "Adriyatik denizinden Çin denizine kadar
Türkdünyası" sözünü ağızlanndan düşürmeyen, ABtı,
BAB'tı sözleri ile Türk ulusunu oyalayan; bu tarih bi-.
linci, ulusal bilinç, bilimsel bilgi, tarih bilim, siya-
set bilim yoksunu siyaset cambazlan Türk ulusuna,
Türk ülkesine, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne çokza-
rar verdiler. Fakat bir şeyi iyı yaptıkları inkâr edilemez;
Devletin lüks otomobillerine kurulmayı ve ceplerinde-
ki "bankamatik kartlaria" her ay Türk ulusunun trilyon-
larca lirasını ceplerine hortumlamayı iyi biliyorlar.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6
1/Doğurması
yakın gebe. V
Ikiyüzlü. 3/
Ermenis-
tan'ınparabi- 4
rimi... Yassı
ve dar biçim-
li metal par-
ça.4/Birspor
aracı... "Bir
masalmeyve- "
sigibipaylaş-
9
tık/Mehtabı kınlmış
uçlarından"
(A.H.Tanpınar). 5/ 2
Ateş... Yol yapımın- 3
dakullanılan birma-
kine. 6/ Bir ortaçağ 5
yaylı çalgısı... Duy-
guve düşünceleri be-
lirtecek biçimde yüz-
de beliren kımılda-
nışlar. 7/ Tropikal
Afrika'da yetişen bir ağaç... Asya'da bir ırmak.
8/ Başka bir şiir örnek alınarak aynı ölçü ve ay-
nı uyakla yazılan şiir... Lavrensiyum elementinin
simgesi. 9/ tslamlıktan önce Kâbe'de duran üç put-
tanbiri... Ayhk.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Erkekte üreme sisteminin gelişmesini yönlen-
diren bir dizi hormonun ortak adı. 2/ Siyasal ve
ekonomik ilkelerin kökten değiştirilmesini sa-
vunan kimse ya da tutuma verilen ad. 3/ Asya'da
bir ülke... Kutsal savaş. 4/ Kirpik boyası... Asa-
lak bir böcek. 5/ "Eğil bir yol öpeyirn/— karan-
lık görmezler" (Türkü)... Dürülerek boru biçimi
verilmiş deri ya da kâğıt. 6/ Köpek ve ineklere
yedirilmek için un ve kepekle hazırlanan yiye-
cek... Yapısma girdiği sözcüğe "iki, çift" anla-
mı katan yabancı önek... Ilaç. II Yüksekokul. 8/
Bir büyük yetke sahibini perde arkasından yöne-
ten kimse. 9/ Akciğerleri dinlerken hekimin duy-
duğu patolojik ses... Kiraz rakısı.