23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 ŞUBAT 2001 SALI CUMHURİYET SAYB JVLJl-iX L J J A kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Aksanat Tiyatrosu 'nun sahnelediği Knepp 'inyazan Jorge Goldenbergîstanbul'daydı İnscınbaskı kın'şısmdadbvnh'TURGAYFtŞEKÇİ 'Knepp' adlı oyununun Aksanat Prodüksiyon Tiyatrosu'nda sahne- lenmesi nedenıyle ülkemize gelen günümüz Aıjantin oyun yazarla- nndanJorge Goldenberg ıle görüş- tük. Doğu Avrupa'dan Arjantin'e göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak 1941 'de doğan Goldenberg, Lıtoral Üniversitesi Sinema Bölümü'nü bi- tirdi. Yazdığı oyunlar ve fılm senar- yolan ile ülkesinin önde gelen ya- zarlanndan biri sayıhyor. -TürkfyeMizk^idkrîfokezbiroyu- nunuzlakarşı karşrya. Ülkemizde de, sian ülkeniz Arjantin'deki gibi ko- yu baskı dönemleri yasandı. Bu ne- denle oyununuzun evrensel özellik- leri yanuıda toplumumuza doğru- dan seslenen bir >anı da var. Baskı altındaki bir toplumda bireylerin dünyasmıişlemeksizin yazar olarak ana temalannızdan biri mi? JORGE GOLDENBERG - Be- nim temalanm daha çok ınsanlann ırkçılık, baskı vb. karşısındakı yaz- gılandır. Insan baskı karşısında di- renir. Sözgelımı Arjantın'dekı ya- kınlan kaybolmuş annelerden söz edebiliriz. O kadınlann bu olaylar- dan önce hiçbir siyasal deneyımle- ri yoktu. Bu olgu Aıjantin toplumu içın yeni bir şey. Kötü bir şey gör- düğünde karşı çıkan, direnış göste- ren insanlar. - Oyununuzun kahramanı Ma- ria Helena da güçKi birkişüik. Oyun- da bir başkaldın kişiliği olarak or- tayaçılayor. Bukişiliği oluştururken esin kaynağuuz bu insanlar mı ol- du? GOLDENBERG - Oyunumun kahramanı Mana Helena da bir si- yasal hareketin içmde değil. Ama ilkeli, güçlü kişiliği olan bır kadm. Bu yanıyla da gurur duyuyor. Be- nim oyunumdayazmak istediğim de bu. Esin kaynağım, güçlüklerle kar- şılaştığında boyun eğmeyen insan- lar. Ancak oyundakine benzer bıröy- küyü, 1979'da Venezüella'da duy- muştum. Kaybolan kocasından te- lefon alan bır kadının öyküsü. Bu konuşmalar kaybolana bırzarar gel- memesi için kaybm yakınlannı ha- reketsiz kılıyordu. - Baskı ile insan doğasmdaki öz- güriük çaüşmasınm sanatyaprtlan ArjantinK yazar Goldenberg oyunlarmda kültürel derinliği, çok yönlülüğü, yeniüğe açık olmayı anlatmak istiyor. içinîyî bir malzemeolduğu söylene- bilirmi? GOLDENBERG - Bu, bir sanat yapıtı içinbence en temel konudur. Özgürlükle baskı arasındaki çatış- mayı her zaman içimizde yaşanz. Özgürlük tehlıkelidir. Çünkü kendi kararlannızı kendı- nız almak zorundasınızdır. Baskı toplumunda yaşamak bazen daha kolay gelebilir. Shakespeare'in Kı- sasa Kısas oyununda Angelo ka- tik gerçekçilik Latin Amerika ede- biyatnuntemelözeUiklerinden. Ya- zarhğuuzm,LatinAmerika'nınBor- ges, Cortazar, Marquez gibi öteld çağdaş büyük yazaıîanyla bir ak- rabahgı olduğunu düşünüyor mu- sunuz? Kendiniziçağdaş LatinAme- rika edebiyaü geleneklerinin sür- dürücüsüolarakgörüyor musunuz? GOLDENBERG - Bilmiyorum, bana göre genel bır Latin Amerika edebıyatı olduğu söylenemez. Söz- çekbırkişilik. Oyunda sembolik ola- rak devletin her yerdeki varhğını gösteriyor. Oyundaki birbaşka fantastik öğe, sonunda telefon telıni koparmak zorunda kalmalan. Gende kalanlar o kışiyı ıçlennde öldüremediklen sürece o canlı kalacaktır. Onun için sonda telefon çaldığında teli kesi- yorlar. - Senaryo yazan olarak da tanı- myorsunuz. Sizce çağdaş bir sanat R^enim temalanm daha çok insanlann ırkçılık, baskı vb. karşısındaki yazgılarıdır. İnsan baskı karşısında direnir. Baskı, bir sanat yapıtı için bence en temel konudur. Özgürlükle baskı arasındaki çatışmayı her zaman içimizde yaşanz. Özgürlük tehlıkelidir. Çünkü kendi kararlannızı kendiniz almak zorundasınızdır. Baskı toplumunda yaşamak bazen daha kolay gelebilir. rakteri insanlar arasındaki ılışkıle- ri düzenler. Kurallan koyan kışıdır. Kendinin çok saf, temız olduğuna . ınamr. Ama Isalel karakteri için bir- den derin bır arzu duyar ve onun uğ- runa kendi koyduğu kurallan çiğ- nemek zorunda kalır. - Knepp'tegerçek bir olaydanyo- la çılobnış gibi başlayan oyun, dev- let görevfisinin bir deneje girişme- siyle gerçekçiüğini >itirmeden fan- tastik bir özellik kazanıyor. Fantas- gelımi Borges ile Marquez çok fark- lı yazarlar. Aynı anlayış ıçınde ol- duklan söylenemez. Knepp'teki fantastik öğenin temeli, zaman ve mekânla oynamam. Devletin her yerde olabıleceğini söylemek benim için önemlıydı. Bulunduğunuz yer- de kapı ya da pencere olup olma- ması önemlı değil. Devlet bunlan aşıp yatak odanıza dek rahatlıkla gi- rebılir. Knepp, kişı olarak fantastik bır eleman ama aynı zamanda ger- olan sinema sanatryla geleneksel sa- natlardan tiyatro, anlaom olanak- lan bakımından birbirierüıden ne- reterde avnhp birleşiyorlar? GOLDENBERG - Sinema için yazmakla tiyatro için yazmak bır- birlennden çok farklı. Sinema bir görüntü sanatıdır ve gerçekçidir. Görûntü gerçeğin kendisini yansı- tır. Bir kahve fıncanının görüntü- sünü gerçek olmaktan çıkanp on- dan bir imge elde ermek çok zor- dur. Ama tiyatroda anlatım dili da- ha kolay bulunabılır. Sahneye çıp- lak bir adam çıkartıp Hamlet oyna- tabilirsinız. Ama sinemada bunu yapamazsınız. Bu yüzden senaryo- lanm hep gerçekçı konulan işler. Ti- yatroda ıse sahne size bir özgürlük alanı venr. Orada kafanızdaki bir dünyayı kurabilirsiniz. -Gkİbalkşmeadı verilen "tekkül- türlü" bir dünyaya doğru gidiyo- ruz. Sizcegünümüzyazarlan busû- reç karşısında ne gibi kültürel ve toplumsal sorumluluklar taşıyor- lar? GOLDENBERG- Yazann bırin- ci sorumluluğu yazar olmaktır ve bu da kolay bir şey değildir. Yaza- nn dürüst olabilmesi politikacının dürüstlüğünden daha zordur. îkin- ci olarak yazarlar kendi kültürel de- neyimlerini zengin tutmalıdırlar. Bununla folklorik değerlerden söz ediyor değılım. Kültürel derinliği, çok yönlûlüğü, yeni şeylere açık olmayı anlatmak istiyorum. Kültü- rel tarih herkese aıttir. Vîrginia W>- olf un Orlando'sundaki bır özelliğin çokbenzeri Marquez'de de görülür. Kışisel kültürle genel kültür ara- sında ince bir çizgi vardır. Bunun korunması gerekir. Günümüzdeki küreselleşme ABD'nın dünyaya baskısıdır. Ben bu kültüre karşı değilim ama öteki kültürlenn de korunması ve varlık- lannı sürdürebilmesi gerekir. - Son olarak bir gündürbulundu- ğunuz tstanbul ve Türkiye hakkm- daki ilk izlenimlerinizi öğrenebilir miyim? Türk edebiyatuıdantanıdı- ğuuz yazarlar var mı? GOLDENBERG - Şu an bır şo- kun ıçindeyim. Bir günde Topkapı Sarayı, Ayasofya, Sultanahmet Ca- misi, Yerebatan Sarayı ve o yöre- den Boğaz'ın ve Marmara'nın gö- rünüşünü gördüm. Bütün bu aynn- tılan sindirebilmem için burada bır altı ay geçirmeliyim. O denli fark- lı kültürler bir arada ki, hiç bekle- mediğim bir şeydi. Türk edebiyatuıdan yalnızca Nâ- znn Hikmet'ı tanıyorum. Gençli- ğimde ılk sevgilim Nâzım Hik- met'ın şiirlerini Ispanyolcaya çe- viriyordu. O şiırlerin çevrihiıe sü- reçlenne tanık olmuştum. Aıjan- tin'de basılan Nâzun Hikmet çevi- nleri onlardır. Kerlm Boranın Küba fotoğraflarından oluşan serglsl 2 Mart'a kadar Fotoğrafevl'nde sergilenecek Don Kişot'un Kübalı çocuklan• Kerim Bora, bürokratik engelleri aşabilirse projesinin ikinci ayağı olarak Israil ve Filistin'e gidip oradaki insanlan gündelik hayatlanyla fotoğraflamayı planlıyor. BURCUGÜNÜŞEN Don Kişot'un çocuklan onlar... Caslro'nun Küba'sında, günü gelmiş, fabnka bacalan gibi tüten san sarmalannı püfürdetıyorlar. Dünyanın tüm çocuklan gibi masum ve dün- yanın tüm insanlan gibi kimi zaman umut- lu, kimi zaman kederli, kimi zaman sevınç- li... Plastık kokan bir dünyaya karşı hâlâ dı- renen bu küçücük adanın insanlan Kerim Bora'run objektifinden yansıyor. Fotoğrafçekmeye beş yıl önce başlayan Ke- rim Bora, Küba'da çektiği fotoğraflardan oluşan ilk sergisini Fotoğrafevi'nde açtı. Öğ- rencilik yıllanndan beri dünyayı dolaşıp fo- toğraf çekerek dünya insanlannı tanımayı planlayan Bora, 'The Children of Don Qu- iıote' başlıklı seçgısındekı fotoğraflan çek- mek için toplam beş ay Küba'da yaşamış. Bora'nın Küba'yı seçmesinin en büyük ne- deni, bu ülkenin, Amenka'nın plastıkleşmiş, medyatikleşmiş dünyasına karşı tek ülke ol- ması. 'Castro ve Che müstesna insanlar' "Küba gerçekten deAmerika'ya karşı tek kalmış bir ülke. Ben uzun süre Amerika'da yaşadım. Şimdi Amerika'yı seMnhorum de- mryorum.AmaAmerika çokplastikleşmiş bir ülke. Amerika'da medya sana şunu düşüne- ceksin diyor. Amerika'ya karşı, hele Ameri- ka'ıun bemen yanında küçücük bir adanın kafa tutması enteresan." İnsanlan tanımak için fanusu kırmak ge- rektiğini düşünüyor Kerim Bora. Ve fotoğ- raflannın kenanna iliştirdiği şiırler de fanu- su kırabilmiş şairlerin ürünlen. Nâzım Hik- met'ten, Orhan Veli'den ve Can Yücel'den di- zelenn yanı sıra Kübalı dostlanndan öğren- diği bazı şiirleri de Ispanyolca olarak yazmış fotoğraflannın kenanna. "Bir ruh vermek gerek fotoğrafa. Fotoğraf çok fazJa güçlü de- ğiL Çok güçlü ustalann fotoğraflan çokgüç- lüolabiür beUd.Ben dahaotuzyaşmdayim ve Fotoğraflannda >'apay1ığın verdiği rahatsız ediciKkten yararianarak mizansen yaratmaktan hoşlanıyor. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) beş yıldır fotoğraf çekiyorum. Zamanla gcli- şebilirim ancak. Ama içimde duyduğum bir şej' var. Bir sözüm var diyelim. Fotoğraf bu- nu ifade ermenin bir yolu. Onun yamnda şi- ir de beüd bir başka yolu. Şör belki sizi baş- ka bir taraftan yakabyor." Bir Yugoslav göçmem olan Kerim Bora, komünizm dahil tüm ıdeolojılere uzak dur- duğunu söylese de Fidel Castro'yu ve Che'yi 'müstesna' insanlar olarak tanımlıyor ve Kü- ba insanının kendısıne çok yakın davrandı- ğını belirtiyor. "Çok verici insanlar. On do- lar aylık alıp, ki Küba pahalı bir ülke, size o paradan artnrdıkianyia vemek ısmariayabi- Kyorlar. Size açıklar. Biz de bir zamanlar öy- leydik, ama değişiyoruz." İnsan faktörünü ortaya çıkarmak Fotoğraflannda mizansen yaratmaktan hoş- lanan Bora, yapaylığın verdiği rahatsız edi- cilikten yararlanıyor. "Çokça fotoğraf mi- zansendb" burada. Bu bilerek yapılmış bir şey. Yapa>lığm sürrealistiiği çokönemli benim için. O yapaylık gözüne baüyor insanın. Çok fazla gözünüze,objektife bakan insanvar. Bu istediğim bir şey. Yüz yüze bakıldığmda ile- tisün daha fazla oluyor." Bora'nın sergısı Istanbul'dan sonra Eski- şehir, Ankara, kesın obnasa da Diyarbakır ve New York'ta sergilenecek. Kerim Bora, projesinin bundan sonraki ayağı olarak, bürokratik engelleri aşabilirse Israil ve Filistin'e gitmeyi planlıyor. Onun için, bu ıki kuzen halkın neden birbirine böyle düşman kesildığini anlamak güç. O coğraf- yada yaşayan ınsanlann daha çok gündelik hayatlannı öğrenmek ve yansıtmak istiyor. "O insanlaria yaşayacağun. Onlan poütize etmekgibi biruğraşnn yok. Sadeceinsan fak- törünü ortaya çıkarmakistiyorum. Bu fotoğ- raflara baküğuuzda da insan var. Gülen in- san, düşünen insan var." Korku pomanı yazan Stephen King, internetten vazgeçemiyor • Kültür Servisi - Tıme dergısi, ınternet sıtesinden ünlü korku romanı yazan Stephen Kıng'in yeni kitabı Dreamcatcher'in bir bölümünü yayımlayacak. 5 Mart Pazartesi gününden itibaren ücretsiz olarak ındırilebilecek romanın tamamı, 20 Mart'ta Scribner tarafından satışa sunulacak. Okuyucular aynı sitede King'in Yeşıl Yol / The Green Mıle romanını kendi sesmden de dinleyebilecekler. ^SIP Çocukiapı' H Kültür Servisi - Sokak çocuklannın dramını kamuoyuna yansıtmak için bir grup genç sinema gönüllüsü tarafindan yürütülen 'Sır Çocuklan' adlı filmın VTR çekımlenne başlandı. Ümıt C. Güven'm yönetmenlığını, Aydın Sayman'ın yapımcılığını üstlendığı film, birçok gönüllü tarafindan da desteklenıyor. 90 dakıkalık drama-belgesel tarzında düşünülen filmın drama bölümlennın çekımlenne ıse 15 Mart'ta başlanacak. 2001 Kasım'da göstenme ginnesı planlanan fılmın, dünya sınemalannda gösterimi için UNICEF'le görüşmeler sürüyor. Montserrat Caballe erkek kulübüne iiye olmak îstjyor • Kültür Senisi - Ünlü soprano Montserrat Caballe, Barselona'da sadece erkeklenn üye olabildığı ve kentın yüksek sosyetesınden kışılerden oluşan bır kulübe üyelık için başvurdu. Kulüp üyelen, dünyaca ünlü sopranonun kendilenne katılması konusunu oylamaya sundular. Barselona'nın en iyi opera yıldızlanndan bın olan Caballe. bır ıstısna dışında kulübe katılmak ıçın başvuran ılk kadın oldu. Daha önce hükümet deJegesı Julıe Garcıa Valdecass de siyası rolü nedeniyle kulübe kabul edilmişti. Kulüp üyeleri sopranonun katılması konusunda oy venrlerse Caballe, Valdecass'tan sonra kulübün ıkıncı kadın üyesı olacak. jş Sanarta piyano gecesi • Kümır Servisi - tş Sanat'ta şubat ayının son konsennı piyanist Hüseyin Sennet veriyor. Yorumculuğunun yanı sıra bestecı kımlıği ile de tanınan Sermet, bugün saat 19.30'dayeralacak piyano resıtalınde, Beethoven'ın 'Sonat No:30op. 109', Rahmaninov'un 'Sonat No: 2 op. 36 mınör' ve Liszt'in 'Sonat si mınör' başlıklı eserlennı yorumlayacak. '45lik Şarkılar' konseri • KüHür Servisi-Boğazıçi Gösten Sanatlan Topluluğu binmlerinden bın olan 45'lık Şarkılar grubu, bu akşam saat 20.30'da Beşıktaş Kültür Merkezi'nde bir konser veriyor. 6O'lı ve 7O'lı yıllarda Türkiye'de popüler müzık adına önemli adımlann ahldığı ve Anadolu popunun değer kazandığı şarkılan ele alan '45'lık Şarkılar' grubu Erkın Koray'dan Banş Manço'ya, Cahit Berkay'dan Selda Bağcan'a uzanan bir repertuvar sunuyor. Grup, yakın geçmişimızden bugüne uzanan farklı bir buluşma yaşamak ve popüler müzik alanında geleceğe yönelik dersler çıkarmak hedefinı taşıyor BUGÜN • İSTANBUL ÜNtVERSrTESt EDEBİYAT FAKÜLTESİ'nde Tiyatro Eleştırmenlığı ve Dramaturjı Bölümü'nün etkınhklen çerçevesınde saat 14.00'te kurul salonunda Memet Baydur oyun yazarlığı üzenne bır konuşma yapacak. (513 97 01) • CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU'nda saat 19.30'da 'Tetraktis Perküsyon Topluluğu'nun konseri ızlenebılir. (232 98 30) • tTALYAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 19.00'da Borusan etkınlıklen kapsamında Matt Gould-Beth Schneider keman-gıtar ikılısı bir konser verecek. (293 98 48) • MİMAR StNAN ÜNtVERStTESİ'nde saat 14.00'te Prof. Dr. Emre Kongar, 'KüreseDeşme ve Türkiye' konulu bır konferans verecek ve kıtaplannı imzalayacak. (252 16 00) • BOĞAZİÇt ÜNtVERStTESİ KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 19.30'da Hasan N. Tura ve Mehru Ensari bır keman-pıyano resıtalı gerçekleştırecek. (263 15 40) • AKSANAT'ta 12.30 ve 18.30 saatlerinde D\T)'den Anne-Sophk Mutter ve Lambert Orkis solıstliğındekı Beethoven konsen izlenebilır. (252 35 00) • BABYLON'da saat 21.30'da Ricky Bedford & Istanbul Jazz Collective bir konser verecHc (292 73 68) I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear