23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20ŞUBAT2001SALJ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI /ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 KKTFninek niyet mektubu • LEFKOŞA(AA)- KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu, ekonomİdeki sorunlan aşmak için hazırlanan ekonomik istikrar progranuyla ilgili ek niyet mektubunun dûn Ankara'ya gönderildiğini bildirdi. Eroğlu açıklamasında, mektupta, başta sosyal güvenlik, kalkınma vergisi ve emekliler olmak ûzere bazı yasal dûzenlemelerle ilgili konulann yer aldığını vurgularken, ek niyet mektubunun, ekonomik istikrar programının takvimlendirilmesini içerdiğini söyledi. İşarayanlar • ANKARA(ANKA)- îş arayanlann sayısında 2000 yılında hızlı bir artış meydana geldi. Türkiye Iş Kurumu açıklamasma göre, 2000 yılında kurum il müdürlûklerine iş için 768 bin 386 kişi başvurdu. Iş arayanlann sayısında, bir önceki yıla göre yüzde 76.6'lık artış yaşandı. 1999 yılında iş için başvuranlann sayısı 435 bin 193 olarak gerçekleşmişti. 2000 yılı sonu itibanyla kayıtlı işsiz sayısı 730 bin 496 olarak gerçekleşti. Mudurau destek bekiyor • tSTANBUL(AA)- Türkiye'deki beyaz et üretiminin büyük bölümünü gerçekleştiren Mudurnu Tavukçuluk'un ekonomik darboğaza girmesi ûzerine, Mudurnu halkı • ob~L J o devletten destek arayışına girdi. Tavukçuluktan geçimini sağlayan 3 bin üretici, 2080 işçi, 200 nakliyeci ve 150 tedarikçiyle beraber Mudurnu'da yaşayan 25 bin kişi adına sivil toplum örgûtü yöneticilerinin imzasıyla Başbakan Bülent Ecevit'e mektup gönderdi. Mektupta, Mudurnu Tavukçuluk'ta üretimin durduğu, 3 aydır işçilere, üreticilere, tedarikçilere para ödeyemez durumda olduğu bildirildi. Hastahklı kırbana dikkat • GtRESUN(AA)- Yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde hayvan yetiştiricileri ve vatandaşlar, Giresun Tanmll Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamayla uyanldı. Yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle, Giresun ve diğer illere hayvan sevklerinde önemli miktarda artış olduğu belirtilerek. sağlık kontrolünden geçmemiş ve gerekli aşılan yapılmamış hayvanlann yurtiçinde nakledilmelerinin salgın hastalıklara yol açabileceği vurgulandı. DTiyrnin Irak gezisi • ANKARA(AA)-Dış Ticaret Mûsteşarlığı'nın (DTM) komşu ülkelerdeki potansiyelin değerlendirilmesine yönelik stratejisi çerçevesinde, Irak'a gerçekleştirilecek ikinci dış ticaret gezisi martta yapıhyor. Uludağ Üıracatçı Birlikleri tarafından organize edilen ticaret heyeti gezisi, ABD ve Ingiltere'nin Irak'a yönelik geçen hafta sonunda gerçekleştirdiği askeri harekâta rağmen ertelenmiyor. Endişeyle karşılanan krizin Hazine'ye faturasımn 1.5-2 katrilyon lira olacağı belirtildi Iş dünyası sağduyuya çağırdıEkonomi Servisi - Hazine'nin, tari- hinin en büyük iç borç ödemesi önce- si gerçekleştirileceği borçlanma ıha- lesinin arifesinde, MGK toplantısın- da yaşanan krizin faturasmın ağır ola- cağı belirtilirken ış dünyası "sağdu- yu" çağnsı yaptı. Borsanın düşmesi- ne yol açan faizleri ise tırmandıran krizin 30-40 puan daha yüksek faizle borçlanmaya neden olacağı ve Hazi- ne'nin kasasmdan 1.5-2 katrilyon li- ra daha fazla para çıkmasına yol aça- cağı dile getirildi. İş dûnyasının, faizlerin *maknl" bir seviyeye çekilerek krizin bir an önce sonlandınbnasını istçdiği krizin devle- te borç verecek kesimlere yarayacağı uyansıru yapan îlaç Sanayıcileri Der- neği Başkanı Cengiz Celayir, krizden yine büyük holdinglenn kârlı çıkaca- ğurı belirterek "Yann, piyasada 1.5-2 katrilyon para kaybı yaşanacak. Dev- letin kasasmdançıkacak buparada el- bette işçinin, çiftçinin değil büyük pat- ronlarm cebine girecek" diye konuştu. Celayir, yatınm yapması için reel sektöre destek verilrnemesini eleştire- rek "Bu krizde de gördûğümüz gibi devletin paralan, kiğıtlan kim ahyor- saona aktanbyor.YaniTürkiye'dekay- nak sıkınüsı yok, kaynağın kötü kuBa- nımından doğan bir sıkmü var" dedi. I '* ^ İTO Başkanı Yüdınm f Aşçevreleri, krizin Hazine 'nin 'kritik' ihalesi öncesinde çıkmasına dikkat çekerek 'borç veren çevrelere' yarayacağı uyarısında bulundu. • <"•"" *£fi Türkiye'niniçve l Ç r *"*"* J B | dış kredibilitesine •k' ^flf ctâti birdarbe ^ H § • vurduğumı belirtti. JKk MM ÎTO Başkanı ^ ^ • ^ • Mehmet Yüdınm ^^K^Ştf\ M isehükümeti TÜSİAD BaşkamÖrilhan İStİfaya Çûğirdl. Türk Sanayici ve tşadamlan Der- neği (TÜSÎAD), MGK krizinin he- men çözühnesini ve mali piyasalann siyasi istikrarm devam ettiği bir or- tamda açılmasını istedi. TÜSlAD'dan yapılan yazılı açıklamada, krizin Tür- kiye'nin iç ve dış kredibilitesine cid- di bir darbe vurduğu kaydedildi. Açıklamada, enflasyonun düştüğü, ekonomik programın olumlu sonuçla- nnın alınmaya başlandığı ve AB üye- lik sürecinin Ulusal Program ile rayı- na oturmasının beklendiği şu günler- de, hükümetin sorumluluklaıının bi- lincinde olduğunu kamuoyuna gös- termesi gerektiği belirtildi. Istanbul Ticaret Odası (ÎTO) Baş- kanı Mehmet Yüdınm da "Devletin arvesinde bu gerginliğin sebebini sa- ym Başbakan kamuoyuna açıklama- h, açıkladıktansonrada istifasmı ver- mefi" dedi. Hûkflmeti MGK kursun Yıldınm, hükümet istifa ettiği za- man MGK'nin seçimlere kadar bir hükümet kurabileceğini belirterek "Türkiye'nin anayasasında bu var. ŞimdiMGK'yitardşmaholarakgörü- yorlarsa, peki 28 Şubat'ta MGK'nin varbğı demokratik chşı gözükmüyor- du da şimdi niye gözüküyor? Koltuğu verenler koltuğu da gerekirse tarüş- mah duruma getirmesinler" diye ko- nuştu. Alarko ŞirketlerTopluluğuBaş- kanı Üzeyir Garih, u Türİdye'nin bu- günkü ekonomikdurumu böyle krizle- ri taşıyabikcek durumda değlr değer- lendırmesini yaptı. ASO Başkanı Zafer Çağbvan da "Büyüklerimiz, sıratköp- rüsünün üzerinde kavga edryor" dedi. Türkiye Genç Işadamlan Demeği (TÜ- GİAD) Başkanı Muharrem Ydmaz ise Türkiye'nin yeni krizlere tahammülü kalmadığını söyledi. ENFLASYONLA MÜCADELEDE HÜKÜMETE VERÜLEN DESTEK KONUSUNDA İŞ DÜNYASI ÎKİYE BÖLÜNDÜ Program tartışması alevleniyor• Koç grubunun "tam destek" verdiği, Sakıp Sabancı'nın ise "Frene fazla basıldı" diye eleştirdiği programla ilgili tartışma iş dünyasını ikiye ayırdı. Eleştirilerin en yoğunlaştığı nokta uygulamalarla "insani boyutun" hiçe sayılıyor olması. EkonomiServisi-Toplumsal uzlaşma sağlanmadan uygula- maya konulan ve emek kesi- mince sürekli eleştirilen eko- nomik istikrar programı, iş dünyasında tartışmalara neden oluyor. Koç grubunun "tam destek" verdiği, işadamı Sakıp Sabancı'nın ise "Enflasyonu düşürelim derkenfirenefazla Anarşisûerden yumurtah protesto "KnreseDeşme karşıtianıun, Dünya Ticaret Örgütü'nün Seattk'daki toplanüsryla başlayan protesto eytemleri, Tûrkiye'ye de sıçradı. G-20 Topbmosı'nın yapıkhğı Hyatt Regency Oteü'ne gelen "A PlatfornT üyesi 60 kişi, "Küresel kapitalizme ve IMF'ye hajTr" stoganlannın arduıdan. basın açıklaması yapti. Demokratikleşme ve insan haklan çığlıklan atan devietkrin, insanhğa ölüm, ao, gözyaşı, savaş ve köleüği yaşarağı beürrilerek "Bugün burada toplanan iktidar aktörlerinin para ve çıkar için el sıkiştıklan acıkür" deniktL Oteti vıunurta ve bozukpara vağmuruna tutan küresel kapitaüznı karşıtian, kısa bir arbedenin arduıdan gözaluna abndL (ÖZKAN GÜVEN) Demiralp ve Fischer toplantı aralannda sürekli birbirleriyle konuştular G-20'ler krizle gölgelendi Ekonomi Servisi - G-20 toplantısını, Ankara'da yaşanan siyasi kriz gölgeledi. Hazine Müsteşan Selçuk Demiralp ve IMF Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fîscher'm da katıldığı toplantıya, Ankara'dan gelen gelişmeler damgasını vurdu. Gazeteci ordusunun yoğun ilgi gösterdiği lstanbul'daki G-20 toplantısına basın mensuplan alınmadı. Demiralp ve Fischer'ın toplantı aralannda devamlı bir araya gelip konuştuklan dikkat çekerken özellikle Demiralp'in cep telefonunun hiç susmadığı gözlendi. ^Türkiyekrtdayır' G-20 üyesi bazı ülkelerin maliye ve merkez bankası delegeleri. Türkiye'nin kasım ayındaki mali krizi kısa sürede aştığmı belirterek Türkiye'nin her türlü kısa vadeli krizi aşabilecek kapasitede bulunduğunu söylediler. Türkiye'yi Hazine Müsteşan Selçuk Demiralp İsrail IMF programını değerlendirdi 'Sosyalsonuçlarönemli' D^HaberlerServisi-Sa- bancı Üniversitesi ve İsra- il'in Tel Aviv Üniversitesi Moşe Dayan Enstitü- sü'nün ortaklaşa düzenle- diği "İsrail: Ekonomik ve Teknoktjik açıbmlar" ko- nulu konferansta, îsrail ekonomisiyle ilgili başlık- lann yanı sıra enflasyonist politikalara karşı uygula- nan programlar tartışıldı. Israilli uzmanlar, Türki- ye'nin uyguladığı progra- mı değerlendirerek IM- F'nin tavsiyeleri konusun- da dikkatli olunması ge- rektiğine vurgu yaptılar. Sabancı Üniversitesi'nin düzenlediği toplantıda, açıhş konuşmasuu Saban- cı Universitesi Rektörü Prof.Dr.Tosun Teraoğlu yaptı. Konferansta Isra- ile Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Şükrü Binay'ın temsil ettiği Hyatt Regency Oteli'ndeki toplantıya, IMF Birinci Başkan Yardımcısı il'deki ekonomik ve tekno- lojik gelişmeler ele alındı ve ülkede 1985 yüında yüzde 500'lere ulaşmış olan enflasyona karşı baş- latılan program hakkında bilgiler verildi. Konferansta "İsrailEko- nomisine Genel Balaş" başlıklı sunuşu gerçekleş- tiren Dr. Paul Rivnn, 1960'larla birlikte Israil'in sanayileşmesinde önemli adımlar atıldığmı ve 1980'lerde deüflceninyük- sek enflasyonist sürecegir- diğini anlattı. Bu durumu sertbirprog- ramla tersine çevirdikleri- ni kaydeden Rivlin, bu sü- reçte yüksek teknoloji ürünlerinin ûlke ekonomi- sinde motor rol üstlendiği- ne dikkat çekti. Stanley Fischer ile kurumun Avrupa Sorumlusu Michael Deppier de katıldı. Basma kapalı olan toplantının önemli gündem maddelerini, globalleşmenin getirilerinden en fazla fayda sağlanırken olumsuzluklann da en aza indirgenmesi çahşmalan oluşturdu. 'Daha adfl bir düma' Toplantıda gerek uluslararası kuruluşlann gerekse ulusal yetki mercilerinin alabileceği kararlar, uluslararası platformda geliştirilebilecek stratejiler ve uluslararası ticaretin tüm uluslann daha adil katılımı ile arttınlması için atılabilecek adımlar konuşuldu. G-20 (20'ler Grubu), 26 Eylül 1999'da, sanayileşmiş 7 ülke ile aralannda Türkiye, Arjantin, Brezirya, Çin, Hindistan, Meksika, Rusya, Avustralya, Suudi Arabistan, Güney Afrika ve Güney Kore'nin de bulunduğu 11 ülke ve IMF- Dünya Bankası ile Avnıpa Birliği gibi kurumlar tarafından oluştunumuştu. diye eleştirdiği prog- ramla ilgili iş dünyasında baş- layantartışma giderek alevleni- yor. Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, "enf- lasyonun dûşmesini isteme- yen vatan hainkur" diyerek programa verilen desteği ko- şullara bağladıklanru söyle- di. Ancak programın bu şek- liyle yürümeyeceğinı dile ge- tiren Aygün, "Programı efcş- tirenleri gûnah keçisiflanet- mdr%oiayafağından kaçmıl- rnahdır'' diye konuştu. "Işçi- mizi atacaksak, fabrikalan- nuzı kapatacaksak ben bu programıdestekkmryorum*' sözünü tekrarlayan Aygün, özellikle IMF tarafından ko- şul altına alınmış kimi uygu- lamalarda u insani bovutun" hiçe sayıldığuu kaydetti. Kimlerkârtıçıkü? llaç Sanayicileri Derneği Başkanı Cengiz Celayir de, programa uzlaşma sağlan- madan girildiğini belirterek "Reel sektörûn göz anh edil- diğjparapontikasınaendeks- K uygulamalar sıkuıta doğu- ruyor. Geriye dönülûmeye- cek kadar çok açıkhk. Fatu- ra, iğneyle kuyu kazan KO- Bt'Iere değil devktten kâğrt alan zengin hokiinglere çıka- nfanata" dedi. Türkiye Odalar ve Borsa- lar Birliği (TOBB) ise prog- ramı enflasyonla mücadele yönünden desteklediklerini, ancak üretim sektörüne yö- nelik olarak programdan ödün verilebileceğini savun- du. TOBB Başkanı Fuat Mi- ras, programa desteğin sür- düğünü belirtirken, program- dan ödün anlamına gelen üretim ve dışsatıma yönelik destek ve uzunvadeli dış kre- di olanaklan sağlanmasını is- tedi. 'Program çözüm değil5 Programın üretimi arttıncı önlemler içermediğini belir- ten emek kesimi ise progra- rrun ülkeyi düze çıkarmak- tan uzak olduğunda birleşi- yor. DİSK Başkanı Süky- man Çdebi. programın fatu- rasının çalışanlara çıkanldı- ğını belirtirken, TMMOB Yönetim Kurulu üyesi Cdal Beşiktepe, 24 Ocak kararla- nndan bu yana Türkiye'nin altyapı yatınmlannda üret- kenlikten kopanlmasının yı- bcı etkilerinin sürdüğünü belirtti. Beşiktepe bir avuç işada- mından "tath kâr döneminin bitmesivle'' yükselen sesin halkın şikâyetleriyle buluş- madığını dile getirdi. KESK Başkanı Sami Evren ise hü- kümetin izlediği politikarun çare ohnadığını ve sosyal ya- ranın büyümeye devam etti- ğini kaydetti. İŞÇİNİN EVRE3NİNDEN ŞÜKRAN SONER Zirvede Hesaplaşma Zirvedeki büyük hesaplaşma ile ilgili gelişmeler bu yazının yazıldığı saatten siz okuyana kadargeçen za- man içinde çok hızlı olacak. Doğal olarak bızlerin ön- görülerinin çok ötesinde bilgi sahlbi olabıleceksiniz. Dogrusu Milli Güvenlik Kuaılu'nda Cumhurbaşkanı ne demiş, Başbakan neden bu kadar çok alınmış, il- gi çekici olduğu kadar olayın özü ve gerçek neden- lerini açıklayabılme anlamında çok da önemli değil. Cumhurbaşkanı, Ecevit'in değerlendirmesi ile "saygı sınıriannı ne kadaraşmış" sorusuna yanıt ara- mak ve buna göre kimin daha haklı olduğu yargısına varmaya kalkışmak, kamu yarannı gözetmek anla- mında tuzağa düşmek olabilir. Yıllann deneyiminden geçmiş, en yukanlara, zirve- ye tırmanmış insanlar, en ciddi olunması gereken bir kurul toplantısında kavga ediyoharsa, Başbakan Mil- li Güvenlik Kurulu toplantısını terk edip Cumhurbaş- kanı'nı halka şikâyet ederek açıkça istifaya zorluyor- sa, toplum" Ya Cumhurbaşkanı, ya da Hükümet" gi- bi bir seçenekle karşı karşıya bırakılıyorsa, ortada çok boyutlu bir büyük hesaplaşma var demektir. Bırakınız devletin en üst düzeyde yönetimini, en kü- çük bir şirkette bile birlikte görev yapmak durmunda olan yönetici kadrolar, bu boyutlarda bir kavga nok- tasına gelmişlerse, işin içinde büyük çıkar çatışma- lan, çelişkiler var, ikisi birbirint olmasa da biri diğerini yemeye çalışıyor demektir. Tırmanmayı getiren olaylan hep birlikte, kamuoyu- na yansıyabildiği kadan ite izliyoruz. Bardağı taşıran damla, Cumhurbaşkanı'nın Anayasa'nın verdiği, da- ha önceki cumhurbaşkanlannın işletmediği Devlet Denetleme Kurulu'nu, kendi getirdiği kadrolar ile, ka- mu bankalan üzerinde denetimde görevlendirmesi oldu. Başbakan Ecevit'in "denetı'mındenetım/o/urmu?" tepkisini haklı ya da haksız bulanlar var. Biçemde ta- kılmak yine bir aynntı, aldanmaca. Hükümete hesap vermeyecek, Cumhurbaşkanı'na sorumlu, bağımsız deneticilerin kamu bankalannın hesaplan üzerinde yapacaklan inceleme, hazırlayacaklan raportan bu hükümet kaldırabilir mi? Bütün kadrolan ile değil elbette, ancak ağır topla- n ile ANAP'ı, MHP'si, DSP'si bu işten yüzlerinin akla- n ile çıkabilirler mi? Kaç bakan hesap vermek konu- munda, suçlu duruma düşer? Hükümet ayakta kala- bilir mi? Parti, holding kayırmalar, kirli çamaşıriar bir bir ortaya çıktığında ne olur?.. Cumhurbaşkanrna bağlı anayasal bir başka kuru- lun, Devlet Denetleme Kurulu'nun görevlendirilmesi, halen görev yapmakta olan, göreceli bağımsız, so- nuç olarak hükümete bağlı Bankacılık Denetleme Ku- rulu'na güvensizlik anlamına mı geliyor? Yoksa çalış- masının önünün açılması anlamına mı? Içleri bosaltıldığı için devletin el koymak zorunda kaldığı ve toplumun yıllannın birikimlerini uçurup gö- türen bankalar vurgunu operasyonu sonrası geliş- meler ortada. Onca büyük vurgun, yolsuzluğa karşın bugüne kadar yargıya yansımış dosyalar, yargılanan- lar sınırlı. Kamuoyuna ulaşmış yine dosyalara bağlı vurgun boyutlan ise çok geniş. Yargılananlar bile, yar- gılanmayanlan göstererek kendilerine haksızlık ya- pıldığını söylemiyorlar mı? Gerisini bırakın, sadece doğrudan medyamızın bu- laştıgı, banka içi boşattmalar, usulsüz kredilerde, so- rumlulan yargılamadan kurtarmak üzere yapıtan; hü- kümet, bakanlar katındaki girişimterin, yine medya köşe yazılanna yansımış boyutlan, gazetecilik, siya- set mesleği adına utanç verici. Şimdi siz, medyanın doğrudan doğruya, holding patronlan ve yıldız yazar yöneticileri ile işin içinde ol- duklan banka vurgunlan söz konusu iken, zirvedeki bu krizde takınacağı hakemlik, en azından olaylan yansrtma görevinde hangi ölçüterdetarafsız olacağt- na güvenebilirsiniz ki? Neyse ki işler örtbas editemeyecek boyutlara var- dı. Çokseslilik, saptırmalann olumsuz etkisini önem- li ölçülerde önlüyor. "Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı gibi davranmı- yor, biryargıç, hukukçu gibi taraf oluyormuş. Cum- hurbaşkanlığı görevinin gereklehne, toplantı kuralla- nna, siyaset geleneğine uymuyormuş..." Bu eleştiri- lerin hepsı doğru ve haklı da olabilir. Ama bu nokta- dan sonraki aşamada yanrtlan aranacak sorular ara- sında sadece aynntı olarak anlamlan var. Bizler birey, vatandaş, toplum olarak hak-hukuk üzerine çok kirli bir çıkar savaşında, yargı bağımsız- lığı, hukukun ödünsüz titizlikle işletılmesinden mi ya- nayız? Yoksa altematifsiz bir hükümetin ayakta kala- bilmesi için siyasetin elverdiği ölçülerde yürütülebi- lecek sınırlı bir temizlikten yana mı? Hukuk düzeni- ninden, yargı bağımsızlığından mı yanayız, yoksa du- ruma göre idare edilmesınden yana mı?.. Büyük krize yol açan son olayda, siyasi gelenek- ler, görev makamlanna saygı ölçüleri içinde Başba- kan Ecevit çok haklı, Cumhurbaşkanı çok haksız du- rumda da görünebilirler. Ama oiaylann bütününde bu görüntü sadece bir aynntı, bir anlık fotoğraf karesi. Oiaylann bütününde bu kareyi kullanarak, bu ola- yı gerekçe yaparak Başbakan Ecevit'in, hükümetin, kendileri ile kan uyuşmazlığına düşmüş Cumhurbaş- kanı'nı istifaya zorlama istekleri var. Ecevit hüküme- ti, Cumhurbaşkanı'nı, Bakanlar Kurulu'nu, parlamen- toyu teslim almış, hukuku duruma göre yorumlayan, duruma göre yargıya bile müdahale eden ıktidannın önünde çok ciddi bir engel olarak görüyor... sukransoner@yahoo.com Yeni bir çelik devi doğuyor EkonomiServisi- Av- rupa'nın 3 büyük çelik üreticisi dünyanın en büyük çelik şirketini oluşturmaküzerebirle- şiyor. Fransa'nm Usinor, Lük- semburg'un Arbed ve Is- panya'nm Acerelia çelik şirketlerinin birleşme- siyle doğacak dev şir- ketin yıllık çelik üreti- minin 46 milyon tona ulaşması ve yıllık satış- lannın 27 milyar dolan bulması bekleniyor. Birleşmenin mali de- ğerinin 3.11 milyar ABD Dolan olacağı ve yeni şirketin yüzde 56.5'inin Fransız Usi- nor, yüzde 23.4'ünün Lüksemburglu Arbed ve yüzde 20.1'inin de Is- panyol Acera- lia'nın hissedar- lanna tahsis edi- leceğibelirtiliyor. Dünya piyasasmdaki aşınkapasite ve fıyatla- nn düşmesi nedeniyle, zor bir dönemden ge- çen üreticiler, maliyet tasarrufu ve kapasi- tenin verimli kullanımı için birleştiler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear