23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 ARALIK 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET + SAYFA KULTUR kultur(« cumhuriyet.com.tr 13 OKTAY EKİNCt UYGARLIKLARIN İZİNDE ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Geleceğin mimarlık tarihçileri, 2001 yılını 'terörü ve savaşı da sorgulayarak' anacaklar Gökdelenleri sarsan yü liğin gücüne ve kudretine, coşbelgesinde, "mimariye siyasile ,; ku verici ululuğuna ve mağrin kanşmamasT savunuluyor ve rurluğuna sahip olınaİKUr." (L. mimarlığın siyasal amaçlara değil, toplumsal gereksinmelere Bencvotoa.g e.) MİMARLIK yanıl verdiğinde mesleki hedefDemek kı "güç ve kudret" İerle buluşabileceği vurgulanıtutkusu da caddedekilerin gölyordu... Anlaşılan 11 Eylül saldınsı, sadece gede kalmasını umursamıyor... Onlann oylarıydünyayı ve gökdelenleri değil, Amerikan mila iklidar olanlarbile, imar kararlarını "yüksekmarlanmn "mesleki UkelerinT de sarsmıştı... liğin mağrurluğuna" üst katlardaki manzaraBir kente, hele New York gibi bir dünya kenlanyla kavuşanlann "coşku verki ululuklannT tine, hangi yükseklikte bina yapılacağı "şehir gözeterek veriyorlar... cilik vemimarlık" dengeleriyle değil de "terör ve savaş" politikalanyla belirlenecekse, buna Cerçeklerle dramatlk' yüzlesme onay veren ya da itiraz etmeyen bir mimarlık kuruluşu, kendi üyelerini de mesleki etik açıİşte 2001, kim bilir kaç ülkede bu gibi "desından nasıl denetleyebilirdi ki?.. mokratUV (!) güç göstenlerinin de sarsıldığı yıl olarak milyarlann belleğine yerleşti... Ne var ki "iHbüyüktaHhsizüğr de aynı belleklere ya'Topraflı çotialtarak satmak...' zarak... Birincisi, gökdelenlerin insan hakları ve deAIA'nın "Ulusal mimari ikonlannuz" dedimokrasi savunuculannca artık cesurca ve küği ikiz kulelerin 20. yüzyıldaki öncüleri olan reselleşme söylemlenne ödün vermeden yarilk gökdelenleri, modern mimarlığın ünlülerinden Wright daha o yıllarda bakın nasıl ta gılanması yerine, insan yaşamını hiçe sayan mmlıyor: "Temeldeki toprağın yüzeyini müm bir başka demokrasi düşmaru ilkelliğin "siyakün oÜduğu kadar çoğaltarak satmayı amaçla sal saldın hedefi" olmasıy la sorgulanmaya başlanması... yan mekanik bir hile..." (L. BenevotoModern Mimarlığın Tarıhı'nden) Oysa 1996'daki HABİTATII Istanbul buluşmasının ardından dünyanın her bölgesinde yoTürkiye'de de özellikle 1980'lerden sonra ğunlaşılan "yaşanıhr kentler için acil eylem özgür bir yasal ve siyasal ortam bularak boy gösptanlan" toplantılarında saptanan öncelikli "sotermeye başlayan bu "hile"nin insan ve toplum runlardan" birı de küreselleşen sermayenin üzerindeki etİcilenni de yine ABD mimarlık "gökdelen dayatmalarT değil miydi? . kuramcılanndan Sobel şöyle özetliyor: "Bir gökdelenin en üst kaündaki manzara karşısınAynı toplantılarda ve dığer birçok akademik da duyulan hay ranlık, caddeye inip, onun göl forumlarda hemen her ülkeden sayısız mimar, gesi alhna girildiği anda yok oluveriyor..." (Di şehirci, toplumbilimci ve hatta "iktisatçdar" zaynKonstrüksiyon/Mayıs1986) bile gökdelenlerin artık geliş.menin değil, birPeki, insanhğuı çoğunluğunu en üst kattaki çok olumsuz etkilenyle "bunannT nedenlerinin sımgesı hahne de geldiğini belirterek "vazler değil de "caddedekUer" oluşturduguna gögecUmesmi" önerdiler, öneriyorlar... re, nasıl oluyor da şu "demoknttik" ülkelerde durmadan gökdelenler yükseliyor?.. Hatta "en Ne var ki bu bilimsel uyanlara aldırmayan demokratik" olan ve son olarak Afganistan'a "dünya ınedyasmın" sansüru yüzünden gökdeda bomba yağdırarak "demokrasiyi taşunaya" lenleri hâlâ "çağdaşlık" sananların 11 Eylül niyetlenen ABD'de "enyüksegine" söz verili vahşetiyle "uyanıp" aynı tartışmaya katılmayor?.. ları, şu "iletişim devriini" denen sürecin kimlerin çıkarlanna hizmet ettiğini de kanıtlamış Bunun yanıtını ise gökdelen mimarlığının ünlü Chicago Okulu'ndan Sullivan'ın, bugün oluyor... kü "hırslarr da tanımlayan şu tarihsel itirafinTarihe gecen 'suskunluk'... dabulabiliriz:"Yüksek obrabdır bina... YüksekTalihsizliklerden ikincisi ise "Bunlar nıimarimizide vurdular" dıyerek bu saldınyı bahane edip Afganistan'ı cehenneme çeviren gökdelcncilerin, insanlığın ortak kültür ve mimarlık tarihinin de birikimlerini banndıran kentleri aylarca bombalamalarına tüm dünyanın sadece 'seyirci'kalması... Oysa aynı dünya, yine 2001 yılında, Taleban'ın Budha heykellerini kırmasını lıaklı nedenlerle lanetlememiş miydi?.. Ve yine aynı dünyanın, örneğin "Eski Vugoslavya tçin Uhıslararası Mahkeme"sı, 1990 'larda tarihi Dubrovnik kentini ve diğer benzer yerleşmeleri bombalayanlan da daha 2001 yılı başlarında yargılayarak "ağu* cezahu"" vermemiş miydi?.. Adriyatik ve Balkanlar'da kültürel mirasa karşı işlenen bu "savaş suçlarının" insanhk adına yargılanıp cezalandınlmasına Sanatın Yerini Sorgulamak... Sanat, ınsanın bireysel ve toplumsal yaşamı bağlamındayalnızca bir "o da olsun..." mudur, yoksa bir "kesinlikle olması gereken" mi? Herhangi bir ortamda önce yukarıdaki sorunun yanıtını netleştirmeden yapılacak her türlü sanatsal tartışma ve girişim ya da sanatın eğitimine yönelik tüm çabalar, geniş ölçüde havada kalmaya yargılıdır. örneğin tiyatroya neden gideriz? Vaktimiz olduğunda, onu geçirmek ya da öldürmek için mı? (Bir bilge kişınin çok yerinde deyişiyle, vakit öldürmek için ayrıca çaba harcamak aslında budalalıktır, çünkü o kendini nasılsa her an öldürür!) Toplumsal yaşamımızda tıpkı piyango ya da Sayısal Loto gibi, tiyatro diye de bir şey olduğu için mi? Yoksa kendimizi ve dünyayı görmenin bir başka biçimini edinmek için mi? Bir resim sergisini neden gezeriz? Asıl gideceğımiz yere gitme saatimiz henuz gelmediği ıçın mı? Bırısıyle buluşma yerı olarak sergi salonunu uygun gördüğümüz için mi? Yoksa çok doğal sayageldiğimiz, sıradan yaşamda, yaşamlarımızda ressamın renk ve biçimleri aracılığıyla düşünülecek noktalar bulmak için mi? Ve neden roman, öykü, şiır ya da deneme okuruz? Zaman zaman canımız bir şeyler de okumak istediği için mi, yoksa gerçek dünya diye adlandırdığımız yerde kimi zaman yitirdiğimiz yolları yazıya dökülmüş söz aracılığıyla kurgulanan dünyalarda bulabileceğimızi bildiğimiz için mi? Sanatın insan yaşamındaki olması gerekenyeri, ancak yukarıdakiler gibi sorulara ciddi yanıtlar arandığı takdirde sağlıklı, yapmacıktan uzak bir biçımde sorgulanabilir. Bunun gerçekleşebilmesini sağlayacak temel koşul ise, hiç kuşkusuz önce bu türden soruların sorulmasıdır. Eğer ulkemızin bugünkü ortamında insanlar, hangı türden olursa olsun, karşılaşılan ilk toplumsal bunalımın daha eşiğinde önce sanattan ve edebiyattan vazgeçebiliyorlarsa, bu vazgeçişin kolayhğı ile anılan türden soruların yeterince sorulmaması arasında doğrudan bir ilişkı var demektır. Avrupa'da, Ikinci Dünya Savaşı'nın en karanlık günlerinde, kentlere bombalar yağmur gibi yağarken konserlerin, edebiyat matinelerinin, tiyatro temsillerinin kimi zaman sığınaklarda surdurülmüş olması ile yukarıdaki sorular arasındaki ilışkı de doğrudan bir ilişkidir. Ve nihayet, savaşın bitiminden hemen sonra, Avusturya'nın dondurucu kış soğuklarını camsız pencereli evlerde geçirmekte olan Viyana halkının, kentte önce hangi kamu binasının onarılacağını saptamak için düzenlenen referandumda ezıci çoğunlukla opera binasından yana oy kullanmasının altında yatan da, yukarıda sözü edilen türden bir ilişkidir. Sanat eğitimi de dahil, yıllardır eğitim sistemimiz içerisinde bir türlü yeterince yer veremedığimız ve tartışamadığımız sorular, bu yazının gırışinde sözü edilen sorulardır. Sanatın ve edebiyatın insan yaşamında neden olması gerektiğini yeterince tartışabilmeolanağını sağlamayan bir eğitim sisteminin, sanatı ve edebıyatı insanca yaşamanın, dahası yeterince insan olabilmenin koşulu sayabilecek bireyler yetiştirmesi olanaksızdır. Sanatı ve edebiyatı, düşünmenin ve yaşamı görmenin en etkin araçları niteliğiyle belirgin kılmayan bir eğitımin suzgecinden geçenlerın büyuk çoğunluğunun yazgısı, ancak bu alanlara "O da olsun..."tavrıyla bakmakolabilir. İletişim Çağı'run, insandan insana iletişimi giderek zayıflatması, artık hemen her düşünen ınsanın bılıncine vardığı bir çelişkı. Bu durumda sözü edilen çelişkiyi sanatın ve edebiyatın yardımıylagidermeninyollarınaeğitimdeyervermek, daha bir önem kazanıyor. eposta: ahmetcemal(« superonline.com acem20<" hotmail.com Artık "geçen yüzyıP demeye başladığımız 20. yüzyılda 2001 yılı bilimkurgunun da gözdesi olmuştu... Ünlü yönetmen Stanley Kubrick'in adı bile sadece "2001" olan filmini televızyonda 2002'ye girerken gösterseler eğlenceli olmazmı?.. Uzayhlann gelip dünyalılann haline şaşırmalanndan tutun, bir gökdelenden öbürüne sırtlanndaki fuzelerle uçan insaıılara kadar, hayallerin takvimine başlangıçtı 2001... "KingKong"a da kendisi gibi azman gökdelenleri ezdirmek için 21. yüzyıl bile beklenmedi... Bütün bunlar artık geçen yüzyılın yazın ve sinema tarihinde yerini alırken 11 Eylül 2001 ise aynı bilimkurgunun sanki u ilk gerçekleşen* senaryosu gibi bütün insanhğı televizyonlann başına kilitledi... Eğerböylesi bir "dünya ekranı" kurulmasaydı, uçaklann koca ikiz kulelere dahşlanna, ardından iki dev meşalenin binlerce insanla birlikte New York'un üzerine çöküşüne, milyarlarca dünyalı o unutulmaz "şok"la ve aynı anda nasıl "tamk" olabilirdi?.. Denebilir ki teröristler de işte bunu hesaplayarak, bütün çağlann en etkileyici ve bir o kadar da acımasız gösterisini planladılar... Bilimin insanlığa sağladığı olanaklardan, hem eylemlerini gerçekleştirmek hem de bunu "gösteregöstere" yaparak dünyayı sarsmak için yararlandılar... İşte bu olanaklardan en "çekicisi" ise hiç kuşkusuz "gökdelenler''di... Gerçi, "yılaUuT ikiz kulclerin aynı anda "küresel ekonomik terörün" simge binalanndan olmalan, bu çekiciliğin belli ki temel nedeniydi... Ancak, aynı simge için yeğlenen "mima' ıi" de teröristler için bulunmaz nimet olmuştu... 11 Eylül uçaklannın rotalan Dünya Ticaret Merkezi'ne yöneltildiğinde, gözden çıkanlan sadece insan yaşamı değil, aynı zamanda bırer "siyasal hedefe" dönüşen "en yüksek ABD gökdeleıüerTydiler... "uygarhk için tarihi bir dönüm noktasr diyen UNESCO Başkanı Koichiro Matsuura'nın bu duyarlı demeci de 200l'inNisan ayına ait gazete arşivlcrinde yer ahyor... Ancak yılın son aylannda Asya'daki kültürel miras katliamına ait haber arşivlerinde ise ne UNESCO'dan benzer bir çıkış var ne de her biri Dubrovnik'ten bile çok daha eski Afgan kentlerinin tahribi karşısında Matsuura'dan aynı rutumgözlenebüiyor... Üstelik, savaşı birliktesürdüren ABD ve Ingıltere, yakın geçmişte "UNESCO hep 3. dünyanın kültüriivle ilgilenir oldu... Biz arök bu kuruluşta yokuz" dıyeı ek hem ayrılıp hem dc dcsteklcrıni aynı "birliktelikle" geri çektiklerini de unutarak... Yine üstelik, tarihe karşı da acımasız Yugoslav komutanlannın "suçlu" sayılmalanna neden olan, 1954'teLaHaye'debağıtlanmış "kültürel mirasuı savaşta da korunmasuıa" dair sözleşmedeki ABD ve lngiltere'ye ait imzalar bugün ve Afgan kentleri için de geçerli olduğunu anımsamadan... ve. İlk caflrı istanbuldan... Neyse ki liuslararası Mimarlar Birligi'nin (UIA) AvrupaBalkanlarRusya KafkasyaOrtadoğuDoğu Akdeniz ve Ege ülkelenndekı mimarlık kuruluşlanmn temsilcileri 710 Aralık 2001 günlerindeki tstanbul toplantılarında bu insanhk ve kültür düşmanı savaşı kınadılar da "suskun dünyanın" onurunu kurtardılar... Uluslararası buluşmaya ev sahipliği yapan Mimarlar Odası'nnı önerisiyle hazırlanıp "oybirliğiyle'' kabul ve ilan ettikleri «IML ve H. Bölge tütanhul Bildirgesinnde özetle dcdiler ki "Asü savaş yoksullara karşı değil, yoksulluga karşı; kültürlere karşı de0L kültürler arası aynmcıhğa karşı ve mimarlık kaynaklannı yok edcrek dcgil insanlığın uygarhk değeriıü koruyarak ve yaşatarak vcrilmelidir..." 2001 'in son ayında lstanbul'dan dünyaya yapılan bu tarihsel çağnnın, 2002'de tüm ülkemizle birlikte tüm kıtalan ve ABD'yı de sarmalaması dileğiyle... İnadına' yüksetmek... i Nitekim ABÜ Başkanı Bush, izleyen günlerdeki "misilleme" operasyonlannın Afganistan kentleri üzerinden yükselen dumanı arasında bile aynı siyaseti "lki/Jeribu kez daha yüksek yapacağız" sözüyle de belgeliyordu... Amerikan Mimarlar Enstitüsü (AIA) Genel Başkanı J.D. Anderson ile AIA'nın New York Başkanı M. Ilelfand da Türkiye'den Mımarlar Odası'mn "Geçmis, olsun'' mesajına verdMeri yamtlarında şunları söylüyorlardı: "Bukorkunç eylemde teröristier, ulusumuzun en çok tanınan iki nıimari ikonuna saldırmayı seçtiler... Bu nedenle, bu tragedyanın mesleğimiz açısından daha derin bir anlamıvar..." Ne var ki aynı AIA yöneticileri, yine Mimarlar Odası'mn bu kez de "tarihi Afgan kentlcrindeki insanlığın ortak mimarlık mirasınınbontbalanmasıyla süren savaşa karşı da Amerikalı mimariann aynı tepkiyi göstermeleri" dileğine yanıt bile vermezlerken Başkan Bush'un "daha yüksek gökdelen" inatlaşmasına da sessiz kalayı yeğlediler.. Oysa AIA'nın birçok GÖKDELEN Yüzyıllara ışık tutan Bir kadın kıyıda ağlamaklı Yanaklarında öfke Eteklerinde kan Düşmüş gökkuşağı belinden Güneşli bir coğrafyada Çekmiş perdelerini gökdelen Bir bayrak çırpınıyor Takvimsiz bir kasırgada Asya kıyılarından esen Kitapların yazdığından Da önce başladı fırtına Düşürür yıldızlarını tek tek Çaresiz bir bayrak boşluğa (1968) RIFATILGAZ BUGUN • BEKSAV'da saat 16.00'da 'FuUMetal Jacket' ve saat 19.00'da 'Gerizekâhlar1 adlı filmler gösterıliyor. (0 216 349 91 55) • BABYLON'da saat 21.30'da başlayan Ziplstanbul'un dü/enlcdiği '2001 yılınaveda' partisının konuğu Harem Perküsyon Grubu. (0 212 292 73 6H) • ATATÜRKKİTAPLIĞl'nda saat 19.00'da Ethem özgüven'in yönetmenliğini yaptığı 'Benim Bütün Kâbuslarun1, 'Vaşanun Detayına Dair1, 'Yaşanun Geneline Dair' adlı filmler gösterılecek. (0 212 249 09 45) • ATATÜRK KtTAPLIĞI ÜST OKUMA SALONU'nda 30 Aralık tarihine dek Vakıflar Haftası etkinlikleri kapsamında gerçekleştırılen 'Vaküname Örnekleri Sergisi' sanatseverlerin ılgisine sunuluyor. (0 212 249 09 45) • KADIKÖY HALK EĞİTİM MERKEZİ'nde saat 20.00'de 'Borusan Filannoni Orkestrası'nın vereccği konsere vıyolonsel sanatçısı Alexander Rudin solist olarak katılıyor. (0 216 454 15 55) • BEYOĞLU SlNEMASI'nda 'Yeniyü Şenliği' kapsamında M. Caro ve J. P. Jeunet'in yönetmenliğini yaptığı 'Şarküteri' adlı fihn gösteriliyor. (0 212 251 32 40) • CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU'nda 'Akhaıık Oda Orkcstrasrnın saat 19.30'da vereceği konserin solisti flüt sanatçısı Elena Duran. (0 216 454 15 55) \ •f • •• • • ••<ıı«* k • IH.. tlM. * » * t * »r M H . •••' Kiiıesi'lk'fiııeııiıı AVti1 )»fA VrtA; />// "yiikselen değerleri" «rftA yoklar... Ne \w ki terör de küresel vahşetin kendisi ve , tetikçisi değil nıidir?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear