Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1 AR\LIK 2001 CUMARTESİ 4 HABERLER Sezer bir madkumu affetti (Cumhuriyet Bürosu) Cumhırbaşkanı Ahmet Necdd Sezer, bir mahkımu affetti. Cumhırbaşkanlığı Basın vlerkezı'nden yapılaı açıklamaya göre Sezer, lükümlü Cevdet Cengiz'in, Adli Tıp Kurumu'nca tespit olunansürekli hastalığı nedeniyle anayasanın 104. rmddesi uyarınca kalan cezasını kaldırdı. CUMHURİYET SAYFA Muhalefet, ANAP'lı eski Enerji Bakanı için soruşturma önergesi hazırlıyor • AltKARA Sırada Ersümer var ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu'ndaki gizli oylamada MHP'li Koray Aydın hakkında soruşturma açılması, iktidardaki çatlağı derinleştirmek isteyen muhalefetı yeni taktik arayısmda unıutlandırdı. Muhalefet partileri, MHP'nin, koalisyon ortakları DSP ve ANAP'a kızgınlığını degerlendirmek için, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı dönemindeki yolsuzluklarnedeniyle ANAP'lı Cumhur Ersümer hakkında soruşturma önergesi hazırlıyor. DYP Gnıp Başkanvekili Turhan Güven, hakkında iddialar bulunan bakanlarla ilgili çalışmalannın sürdüğünü söyledi. Anayasanın ilk kez uygulanan "soruşturma önergelerinde gizli oylama" hükmü, 90 dolayında iktidar milletvekilinin Koray Ay POLİTİKA GÜ1NLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Duygu Irmağı... Gözlehnin içine baktım uzun uzun... Bir duygu seli içindeydi. Kış uykusuna yatmış ağaçların çıplak dallarını anımsatıyordu... Ona, "Sen nerelisin" diye sordum. önce yanıt vermek istemedi. Üsteleyince "Ben Yozgatlıyım" dedi. Sonra başını eğıp öylece kaldı... Çöp bidonunu karıştırıyordu... Hava soğuktu... Yağmur yağıyordu... Onun gibileri her gün bir yerlerde görüyorduk!.. Boş vermişliğın egemen olduğu toplumlarda, gelgitleri taşıyan baş döndürücü yaşam umursamazlığın günahlarıyla çoğalıyordu... Umutlar beyaz çiçeklerle dolu bahçelerde renk kuşağını arayadursun yaşam her zamanki gibi acılar örüyordu... Içimize umutsuzluk düşmüştü!.. Yolsuzlukla yoksulluğun kol kola gezdiği bir coğrafyada yaşıyorduk!.. Parmaklarımız sözlerden ıslaktı!.. Dev karıncalar derimizı yüzüyordu!.. 65 milyonluk nüfusun 4 milyonu insanca yaşıyor, geriye kalan 61 milyonu yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi veriyordu... Otobus durağının yanı başındaki çöp bidonunda yemek için bir şeyler arayan Yozgatlı gençle konuşmak istedim ama başaramadım... Canım sıkıldı... Yağmur altında yürümeye başladım... Kâbil'de yoksulluğun ve sefaletin fotoğrafını çekip "Çok şükür halımize" diyenleri düşündüm... Kendi kendime mırıldandım: "Çok mu geçti güneşlerin derin denizlerde yıkanıp aydınlık sabahlarda uyanması!.." Bunca acılar, savaşlar insanların yüreklerinde derin izler bırakırken insanoğlu neden böyle vurdumduymazdı? ••• Afganistan'da havadan atılan yiyecek paketlerini almak isteyen iki çocuk mayının patlamasıyla yaşamlarını yitirmiş!.. Yüreğim 'CK'etti!.. 0 saatte Lara uyanmıştı!.. Lara dedi kı: "Tramvay abla nerede?" Giuseppe Ungarerte'nin dizelerinde dünyanın ölümsüziüğünü öğrenen bir çocuk, masalımsı düşlerle büyümüyor, gerçeğin alfabesini çıkarsız yaşamlarda arıyordu... Zamanın sapağındaki savaş tanrıları kan gölünde kendi çıkarları için hesap yaparken ne Afganistan'da, ne Irak'ta ne de Kara Afrika'da açlıktan ölen çocukları düşünüyor ne de benim ülkemdekı çocukları!.. Günler geçiyor, aylar ve yıllar!.. Ben bu ülkede kırk yıldır Kıbrıs tartışması dinliyorum!.. Şimdi Avrupa Birliği bastırıyor: "Kıbrıs sorununu çözünl" Peki nasıl çözülecek!.. Türkiye haklı olduğu bir konuyu yıllardır dünyaya neden anlatamadı?.. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni niçin Türkiye'den başka hiçbir ülke tanımadı? Ne diyordu llhan Selçuk "Batı 'yı mazlum halklara bakış açılannda hep haklı görüp kendi kendimizi sürekli suçlamak bize ters düşer. Eğer bu tutum sürekli bir davranış biçimine dönüşseydi, Türkiye Cumhuriyeti kurulmaz, Lozan yerine Sevr geçerli olurdu!" llhan Selçuk haklı!.. Ama bugün içimizde sözde 'aydın' ve 'demokrat' kimliğiyle dolaşan Sevr özlemcileri yok mu? O kadar çok ki!.. • •• Bir tutam sevgiyi bile çok görenler yıllarca masallarla uyuttular toplumu!.. Artık Lara bile inanmıyor masallara!.. Közlenmiş ve kenarlara yığılmış bir gökyüzü, eski zaman masallarına artık kanmıyor!.. Canım sıkkın!.. Hüzünlüyüm!.. Üsküdar'ın üzerinden sis iniyordenize!.. Bir kuş konuyor ağacın dalına!.. Yozgatlı genç çöp bidonunun başında!.. Işkencelerden geçmiş, songulanmış, demir parmaklıklar arkasına atılmış çocuklarımız, bağlaşık bir çığlık gibi düşlerin pıhtısında karşımıza dikiliyor!.. Korkuyorum!.. hikmet.cetinkaya(" cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 • MHP'lilerin Koray Aydın kızgınlığını iktidarı devirmek için kullanmak isteyen muhalefet partileri, ANAP'lı Cumhur Ersümer hakkında soruşturma önergesi hazırlıyor. Toprak'tan Apo sorusu • AJNKARA(ANKA)Adalet ve Kalkınma Partisi Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'e, Abdullah Öcalan'ın hücresindeki olanakların idam cczasına çarptırılmış diğer mahkumlardan daha iyi olup olmadığını sordu. Toprak, soru önergesinde, "Öcalan konusundaki dış baskı gruplarının etkili olduğu iddialannı doğru buluyor musunuz" sorusuna da yer verdi. Cumhur Ersümer dın aleyhine oy kullanmasına olanak sağladı. 361 sanıklı "Viırgun" operasyonu ile gelinen aşama, benzer içerikli "Beyaz Enerji" dosyasının da muhalefetin gündeminde ilk sıraya oturmasına neden oldu. SP yönetimi, Içişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yiicden ve Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan hakkındaki gensoru hazırlıklannın yanı sıra Ersümer hakkında da soruşturma önergesi hazırlığını gündemine aldı. SP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, "Gizli oylamadan sonra iktidar ortaklann da bir kızguılık görülüyor. Ersümer'le ilgili önergeyi büyük olasüıkla vereceğiz, ancak zamanlama önemli. 55 imzayı toplamak zor degil. Ersümer'in durunıu da Aydın'la ayıu. Onun da çalışma arkadaşları yargdanıyor" dedi. SP, onergelerını TBMM Başkanlığı'na vermek için bütçe görüşmelerinin bitmesini bekleyecek. SP Genel Başkan Yardımcısı Lütfii Esengün de hükümetin istifa etmesi gerektiğini savunurken "Şimdi söz konusu olan sadece Koray Aydın'ın değil, Devlet Bahçeli'nindeiübandır'1 de di. AKP Merkez Yönetim Kurulu da konuyu pazartesi giinkü toplantısında değerlendirecek. Ancak, Aydın'la ilgili görüşmelerde AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan hakkındakı dosyalardan sık söz edilmesi partide rahatsızlık yarattı. Bazı AKP yöneticileri, doğrudan önerge vermek yerine başka bir partinin önergesini desteklemeyi yeğliyor. Ana muhalefet partisi DYP'nin de bazı bakanlar hakkında soruşturma önergesi vermek için hazırlık yaphğı ögrenildi. DYP Grup Başkanvekili Turhan Güven, çalışmalannın sürdüğünü, ciddi belge ve bulgulan değerlendirdiklerini söyledi. Güven, u Hakkında iddia olan her bakanı arkadaşlannuz inceliyor. Hükümetin elle tutulur bir tarafi kalmadı" diye konustu. Koray Aydın oylaması MHP gerilimi tırmandırtmyor • Aydın'la ilgili önergenin kabul edilmesinin ardından gözler MHP'nin tavrına çevrildi. Ancak yönetim, muhalefetten gclccck öç alma önerilerine sıcak bakmayacak. EMİNE KAPLAN ANKARA Muhalefet partileri, eski Bayındırlık ve Iskân Bakanı Koray Aydın hakkındaki soruşturma önergesinin kabul edilmesinin ardından iktidar partileri arasındaki gergınliği derinleştirmeye hazırlamrken; MHP'liler, ANAYOL sürecindeki gibı bir politika izlemeyecekleri mcsajını verdiler. MHP kuımaylan, ANAYOL döneminde aklama paklama operasyonları yaşandığını, ancak MHP'nin buna izin vermeyeceğini ve muhalefetten gelecek önergelere karşı gerekli önlemi alacağını belirttiler. Aydın oylamasma bazı parti yöneticilerinin katılmaması MHP'de sıkıntı yarattı. Oylamanın hemen ardından kurmaylanyla bir değerlendirme yapan MHP lideri Bahçeli'nin, parti içindeki "Biz de atağa geçelinı, önerge verelim" seslerine, "Bu, Meclis'i tıkar, lıiç kimseye bir yaran olmaz" dcdiği öğrenildı. MHP, muhalefetten gelecek yeni önergelere karşı "dikkatli" olma kararı aldı. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, TBMM denetiminın daha önceki yıllarda kötüye kullanıldığını, partilenn karşılıklı olarak liderlerini yıpratmak için önerge verdiklerini ve pek çok soruşturma komisyonu kurulduğunu söyledi. Önerge veren partilerin oylamalara katılmadığını ve hatta tersi oy verdiklerinin görüldüğünü anlatan Şandır, "Biz bunu gayri ahlaki buluyoruz. Buna yol açılmamah. Biz, yargıda olan bir mesele hakkında komisyon kunılmasını anlamakta güçlük çekiyoruz" dedi. MHP Grup Başkanvekili Isınail Köse de oylamada, "maksatü bir durunı olnıası halinde koalisyon içerisindc rahatsı/lık yaratacağını" bildirdi. Köse, " Belge, bilgi ve verilcn ifadeler dinlenmeden, tamamen bir partinin suçlanması maksadıyla koalisyon ortağı parfilere mensup milletvekillerinin oy kullanması o hükümeti de rahatsı/ eder. Bu bir insanhk suçudur" dedi. Köse, MHP'nin hiçbir zaman "Ortaklanmız, niçin böyle davrandT diye suçlamaya gitmeyeceğini söyledi. ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART M MİLLErihli O A T J V j g g g ^ L ^ . • ANKARA (A1NKA)Erdal Inönü'nün solda kurulacak yeni partinin liderliğini üstlenmeyeceğini açıklamasıyla rahat bir nefes alan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, bu hafta sonu il başkanları ile Ankara'da yapacağı toplantida, küskünleri CHP'ye geri çağırması bekleniyor. İl başkanları toplantısımn ardından 8 Aralık'ta da belediye başkanlannı Ankara'ya çağıracak olan CHP yönetimi,CHP'li belediyelerin içinde bulunduğu sıkıntıları ele alma fırsatı bulacak. Baykal'dan çağrı K4R1KATURU m.kart (Ssuperonline.com.tr Ertuğrul Günay: Inönü'nün karan CHP'ye sorumluluk yükledi Erdoğan: IMiye istîfa edeyim? • Istanbul Haber ServisiAK.P Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski Bayındırlık Bakanı Koray Aydın'ın, kendisinin istifa etmesi konusundaki sözlerine ilişkin olarak, "Parti genel başkanlığından niye istifa edeyim? Kendileri bir bakanlık görevi yapmış ve şaibeler neticesinde bugünkü duruma gelmıştir" dedi. Erdoğan, AKP'nin seçime kadar kesinlikle hiçbir ortaklığın içinde yer almayacağını söyledi. Bütünleşmek için yeni firsat BARIŞ DOSTER Eski CHP Genel Sekreteri ve Milletvekili Ertuğrul Günay, Erdal Inönü'nün son açıklamasının CHP yönetimine önemli bir sorumluluk yüklediğini, bütünleşmek için yeni bir olanak yarattığını belirtti. CHP'nin son kurultayda Deniz Baykal'ın karşısına rakip olarak çıkan Ertuğrul Günay, tnönü'nün tavnnın doğal ve tutarlı bir davramş olduğunu söyledi. Bu gelişmenin soldaki siyasal partiler ve güçler açısından yeni bir durum değerlendirmesi ihtiyacı ve olanağı yarattığını ifade eden Günay şöyle devam etti: "Bu noktada şimdi CHP'ye önemli bir sorumluluk düşmektedir.CHP,Türkiyesiyasetinin köklü ve solun kurumsal partisi olarak dağrimanm, parcalanmanın, hizipleşmenin simgesi dcgil, birteşmenin adresi ve bütünleşmenin gücü olmakzorundadır. Bu nedenle CHP Merkez Yönetimi, yakın geçmişte uyguladıgı dışlayıcı, suçlayıcı, itici davranışlan yerine kavrayıcı, birlestirici, hoşgörülü ve özverili yeni anlayışlar oluşturmak göreviyle karşı karşıyadır." Günay, en tepeden başlayarak CHP merkez yöneticilerinin solda birleşmeyi bir söylem taktiği ve özveriye bir yeniden dönüş manevrası olarak görmekten vazgeçip içtenlikle berümsemeleri gerektiğini belirtti. Mitinge destek çağrısı yaptı Soysal: Birleşme noktamız BCH ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bağımsız Cumhuriyet Hareketi'nin (BCH) öncülüğünü yapan Prof. Dr. Mümtaz Soysal, bağımsız cumhuriyet düşüncesinde olan tüm kesimlerı BCH'de birleşmeye çağırdı. Emek Platformu'nun, bugün gerçekleştireceği mitinglerın, bılınçlı birçıkış olduğunu vurgulayan Soysal, "Böylesine bilinçli bir çıkış, başka güçlerle birleşerek bağunsız cumhuriyet düşüncesi çevresinde bir siyasallaşnıav la bütünleşmeli" dedi. Soysal, BCH'nın partıleşmesı için 30 ilde komitelerin oluşturulduğu ve bu komitelerin çalışmalarını sürdürdüğü bilgisini de verdi. Kamu Işletmeciliğini Geliştırme Merkezı Vakfı Başkanı da olan Soysal, Emek Platformu'nun bugün gerçekleştireceği eylemlere destek çağrısında bulundu. Mitingin Türkiye'nin birçok açıdan büyük bir "dJşçuDamş içinde bulunduğu" bir dönemde gerçekleştirildiğine dikkat çeken Soysal şunları söyledi: u (, ullanış Türk halkııun nzkına ve esenliğine yöneük bir ekonomik çuDanışbr. Kötü politikalann ve dış reçetelerin yaratoğı kriz bahane edilerek ücretler gerçck anlamda düşürülmekte, kamu varuklaruun talanı için yeni formüller üretiunektedir. Bu çullanış dış politika alanında ve mancvi alanda da etkili olmaktadır. Yayguılaşan umutsuzluk, çaresizlik ve muhtaçlık ortamında Türk insanının bagımsız düşünme yetenegiyokedflmektedir." Soysal, bu çullanışa, çalışanlann Emek Platformu olarak karşı çıkmalanrun sevindirici olduğunu vurguladı. IRMIKI AYDIN ENGİN Ne zaman Kıbrıs üstüne yazı yazmaya niyetlensem, kendim, kendimi vazgeçirmeye çalışıyorum. Kendimi dürtüyorve "Oğlum, sen ne dış politika uzmanısın, ne dış politika yorumcusu. Sen sıradan bırhabercisin. Nene gerek senin böyle diplomatik sorunları, uluslararası düzleme taşınmış uzlaşmazlıkları tırmıklamak" diyorum. Gel gör kı ben ne zaman kendimi böyle dürtsem, Kıbrıs sorunu bırden alevleniveriyor. Türkiye'nin siyaset ve medya elitleri harıl gürül Kıbrıs'ı tartışmaya başlıyprlar. Işte TÜSlAD'ın çıkışı... Işte sermayenin bir başka kanadının, TOBB'nin karşı yanıtı.. Işte Ankara'dan TÜSlAD'ayönelen sert yanıtlar... Işte Kıbrıs konusunda "çatlak ses" çıkaranlara yönelen tepkiler, hatta tehdit içeren dokundurmalar (Inanmayanlara epostamı gösteririm)... Işte TV ekranlannda art arda boy gösteren emekli büyükelçilehn, emekli koramirallerin hiç de Ankara'yı doğrulamayan görüşleri, yorumları... Yani sen istediğin kadar yaz aengin(a doruk.net.tr de benim hakkım. Kabul edin ki Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğine, bırakın üyeliği, aday üyeliğine giden yolu kapatan ana kilit de Kıbrıs. AB'nin demokrasi, insan haklan, hukukun üstünlüğü gibi koşuliarını (ilkelerini, standartlarını) reddeden, en azından açıkça reddeden ne diplomat gördüm, ne politikacı tanıdım. Buna karşılık Türkiye'nin AB üyeliğine mal olsa bile Kıbrıs konusunda ödün vermeye yanaşan, Kıbns'ı vazgeçilmezgörmeyen ne bir politikacı gördüm, ne bir diplomat tanıdım. Herhalde herbirinin bir bildiği vardır. Benim derdim de onların "bildiğini" bilip öğrenmekten ibaret. Evet, işte size apaçık ve içten bir soru: Kıbns'ı, Türkiye açısından önemli, Türkiye'nin geleceğini belirleyecek kadar çok önemli kılan etkenler, gerekçeler nedir? Bu soruya hamaset edebiyatına boğulmamış akılcı yanıtlar vermek zorundayız (gibi geliyor bana)... Yine Kıbrıs, Yine Sorular maktan yan çizmeye çalış, "Kıbrıs düğümü" gelip kendini dayatıyor, "yazbeni, yazbeni"d\ye bastırıyor. Yani yazsan birtürlü, yazmasan birtürlü. TürkiyeAvrupa Vakfı bir konferans düzenlemiş. Beni de çağırdılar. Konu Avrupa Birliği. Konuşmacı da Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinden sorumlu en üst düzeydeki diplomatbürokrat, büyükelçi rütbeli Volkan Vural. Eh konumuz Avrupa Birliği ise Kıbns ister istemez konuşulacak. Ben de bilgi eksiklerimi giderir, hatta belki Kıbrıs konusunda kendimi dürtmeden yazı yazabilecek kadar donanırım umuduyla gittim. Gittim. Gitmekle kalmadım, "Bugünlerde Avrupa Birliği üstünde yoğunlaştım; Kıbrıs sorunu ile yakından ilgili değilim" demesine rağmen "Her Türk diplomatı nasıl olsa mesleğe ilk adımından son adımına kadar Kıbns'la ilgilidir" hesabıyla 'Türkiye'nin ikîlemi yok' • LEFKOŞA(AA)ANAP Genel Başkan Yardımcısı ve tstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı, Türkiye'nin "Ya Avrupa Birliği ya Kıbns" ikilemi olmadığını belirterek "Mesele, kesinlikle AB ve Kıbns değildir. Birinin diğerine tercih edilme durunıu yoktur" dedi. Rumların KKTC'ye vereceği hiçbir garanrinin geçerli olamayacağının altını çizen Akarcalı, bunun örneğini Yunanistan'ın Batı Trakya'da verdiğini söyledi. ••• Büyükelçi Volkan Vural'a harbiden sordum: Efendim, Kıbrıs'ın Türkiye için önemi, vazgeçilmezliği nereden kaynaklanıyor. Yani Kıbrıs'ı bu kadar önemli kılan nedir. O da "Kıbns benim bugünlerde yoğunlaştığım bir konu değil ama, her Türk diplomatı meslekteki ilk gününden son gününe kadar Kıbrıs sorunu ile ilgilidir" deyip her Türk diplomatının vermesi gereken yanıtlar verip bir başka konuya geçiverdi. Soruyu daha sonra salonda rastladığım, bu konularda akıl fikir sahibi olanlara da yönelttim. lıh, nafile... Salondan bilgisizliğim daha da artmış olarak ayrıldım. •*• Şimdi olanca içtenliğimle soruyu sizlere yöneltiyorum. Kıbrıs'ı Türkiye için olmazsa olmaz, ödün verilmez, vazgeçilmez, en yüksek düzeyde önemli kılan etkenler nedir? Bu soruyu sizlere yöneltiyo rum, çünkü kendi kendime doyurucu, "Haaaaa, o zaman tamaaaaam" dedirtecek biryanıt bulamıyorum. Ben de bugün orta yaşlan geride bırakmış her Türk evladı gibi Kıbns sorunuyla büyüdüm; Kıbns sorunuyla yaşamaktayım ve Kıbrıs sorunu ülkemin, dolayısıyla benim de geleceğimı belirleyen en önemli etken, en zorlu kılıt. öyle ya AB üyeliği yoluna girmiş, sonra AB'ye tam üye olmuş, Avrupa Birliği'nin hukuk, demokrasi, insan hakları standartlarını benimsemiş bir Türkiye başkadır; bunları reddetmiş, kendine Avrupa Birliği dışında bir yol çizmiş Türkiye başkadır. Bu iki Türkiye arasında ise aşılmaz dağlar, geçılmez uçurumlar vardır. Kimi "o Türkiye'yi", kimi "bu Türkiye'yi" ister. Buna birsözüm yok. Bu tercih onların hakkı. Ama doğrusu yaşamımın geri kalan yıllannı bu "iki Türkiye"den hangisinde geçireceğimi bilmek