23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA + CUMHURİYET 22 KASIM 2001 PERŞEMBE 12 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr Paris'te düzenlenen kapsamlı sergiler zincirine bir yenisi daha eklendi: Paris-Barselona, 1888-1937 iiltürler arası sanat etkileşimiKAYAÖZSEZGİN Sanatın biçınılendiği büyük metropol- ler ınsanlıktarihınindekalmhatlarlaçi- ziliiği merkezlerdir. Tarih, bu kentlere kinlığıni kazandınrken, orüar ayncalık- lı hiryer ayırdığım açığa vuracak geliş- mderle de taçlandınr: Insanlan, bu ge- lışmelenn içüıde olgunlaştınr. kentle öz- de:leştırir; onlann hamuruna bu kentler- den bir şeyler katar. Kent kültürünün karşı konulamaz gücünden, tarihin akı- şına yenı boyutlar katan görünmez tılsı- mından kaynaklanır bu ilişki. Herkentin kendi içinde biröyküsü ol- sa bile, kentleri birbinne yakınlaştınci kar- şıİL-dı etkıleşimlerin de ayn bir öyküsü var Modern zamanlara doğru, bu etki- Ieşımler sıklaşır. Sanayi ve teknoloji ça- ğının olağan ve zorunlu bir kurah, böy- lece de\Teye girer. Karşılıkh iletişim fak- töriı. çağın bütüncül yapısalhğını biçim- Iendirirken, çağdaş sanatın olmazsa ol- rnaz ilişkilerine de yeni bir ivme kazan- dınr: Sanatçılar, görüş ufuklannı geniş- letip zengınleştirmek, yeni çevreler ka- zanmak ıçin uzun yolculuklan göze alır- lar, yaşadıklan kentlerle, bir süre kala- caklan ve belki de bundan böyle mes- ken edinecekleri kentler arasında yeni bir bağlantı daman bulmaya çalışırlar. Bır süreden beri Paris'te düzenlenen kapsamlı sergiler zincirine, bu kez bir ye- nisi katılmış bulunuyor: "Paris - Barse- lona, 1888-1937" Önümüzdelü ocak ayı- nın ortasına kadar sürecek olan bu gör- kemli sergi, daha önce gene Paris'te açı- lan Paris - Moskova ve Paris - Berlın sergılerinin bir devamı: Bu sergi de ya- nm yüzyılhk süre içinde Art Nouve- au'dan gerçeküsrücülüğe uzanan bir ta- rih diliminde, mımariyi, resim ve hey- kel sanatıru kapsayan çok boyutlu bir sergıleme düzeninin bütün olanaklannı içerecek bıçimde. dünyanın sayılı müze- lennden ve koleksiyonlanndin derlen- miş yapıtlarla, izleyiciye yeni bir sanat şöleni sunuyor. Barselona, 186O'lı yıllardan başlaya- rak. Küba, Anriller ve Meksikaya ka- dar uzanan endüstri ve ticaret ağına mer- kezlik yapmış, Fransa, tngiltere ve Al- manya gibi o döneme damgasını basmış ülkelerle yakın ilişkiler geliştirmiş bir kent. Aynı zamanda da Katalan yöresi- nin bağnnda, *Renaixença' < nın (Röne- sans) ilk ışıklannı yakmış ve moderniz- nümüzdeki ocak ayının ortasma kadar sürecek olan görkemli 'Paris-Barselona, 1888- 1937' sergisi, daha önce yine Paris'te açılan Paris - Moskova ve Paris - Berlin sergilerinin bir devamı: Bu sergi de yarım yüzyılhk süre içinde Art Nouveau'dan gerçeküsrücülüğe uzanan bir tarih diliminde, mimariyi, resim ve heykel sanatıru kapsayan çok boyutlu bir sergıleme düzeninin bütün olanaklarını içerecek biçimde, dünyanın sayılı müzelerinden ve koleksiyonlanndan derlenmiş yapıtlarla, izleyiciye yeni bir sanat şöleni sunuyor. min ilk kalıcı örneklerini sanat piyasa- sına sunmuş olan büyük bir kültür mer- kezi. Pkasso, Miro,Juan Gris ve Dali gi- bi modern sanatın öncü isımlennin îs- panya'dan çıktığı düşünülürse; Gertru- deStein'ın modern sanatın Paris te ya- şandığı ama modern sanatçıların îspan- ya'dan çıktığı görüşüne hak vermek ge- rekecek. Modern mimarfagm bir başvapıtı Grand Palais'teki sergi, Gaudi'nin 1877'de başlayıp uzun süren bir çalışma sonunda tamamladığı, Sagrada Famı- lia'nın tasanm projelerinin tanıtıldığı bir ginş bölümüyle kapılanru açıyor. Kuş- kusuz Sagrada Familia, o dönem insan- lannın -ve bugünün insanlannın- gözün- de, modern mımarlığın bır başyapıtı. tki ülkeyi birbırine yakınlaştıran sanatsal ve kültürel baglann oluşmasında, peki- şip güçlenmesinde, bu mimarlık anıtı kadarbaşka birikimlerin de pavı var. Yir- minci yüzyılın başında Paris, uluslara- rası sanat merkezidir. Bu kentle Barse- lona arasında, 1900'lerden başlayarak gelişen ilişkiler. örneğın Picasso'nun başrolünü oynadığı kübizm gibi öncü sanat akımlanrun yaygınlaşmasında baş- lıca etkendir. Paylaşunlar, ıki kent ara- sında eşit ölçülerde ve gelişimci bır doğ- rultuda olmuştur. 1900'deki uluslarara- sı sergi nedeniyle ilk kez Paris'e geldi- ğinde, kendi deyişiyle "görühnesi gere- ken her şey"ı görmüştür Picasso. Ama Paris'ten önce, Barselona'da modernız- mın ışıklannı yakan da o olmuştur. Mont- martre'ın bohem ortamını hemen be- nimseyecek, "LaRevueBlanche" gibi bir derginin çevresinde, Lautrec gibi bohem sanatçıların girip çıktığı ortamlarda şan- sını deneyecektır artık. Edebıyat ve ti- yatro çevreleriyle yakın dostluklar ku- racaktır. Sergi Guernica ile noktaianıyor Paris - Barselona sergisi. Ispanya iç sa- vaşının iç karartıcı dramı ve gene Picas- so'nun o ünlü "Guernica" tablosuna iliş- kin belge-anılarla noktaianıyor. Picas- so'nun bu tabloyu yaptığı ve Franco re- jimine bır "reddiye'" 1 olarak sunduğu 1937 yılı, Paris'te uluslararası nitelikte yeni bir serginin de düzenlendiği tanh- tir. 28 Nisan'da Guernica Alman uçak- lan tarafından bombalanırken Ispan- ya'dan yükselen çığlık, Picasso'nun tab- losu aracılığryla. bu sergiye ve dolayı- sıyla Paris'in sanat ortamuıa da yansı- yacaktır. Aynı yıl (19 Temmuz) Münih'te düzenlenen "Dejeneresanat" sergisi, sa- natçıların Paris - Barcelona hattında kur- duklan modem sanat dayanışmasını sım- geleyen "fttifak" karşısında, tarihe, esef \erici bir olay olarak geçmişse, bunda, söz konusu dayanışmanın payı küçüm- senemez. Fransa'da ("Front populaire") ve Ispanya'da ("Frentepopular'') aynı ısim alhnda ıkı halk cephesınin, politik yaşam- da sesını duyurmuş olmasıyla, sanat ve kültür ortamında ortak mesajların pay- laşılması arasında bir bağ vardı kuşku- suz. Önümüzdeki yıl, Barselona "da, Picas- so Müzesı'nde yer alacak olan bu sergi- yı dolduran izleyici yoğunluğu. kentle- ri ve ülkeleri birbinne yakınlaştıran et- kenJerarasında, sanat ve kültürün küçüm- senmeyecek payını bır kez daha ortaya sermiş oluyor. Gogol'deki eleştirel bakış, Tiyatro Oyunevi'nin sahnelediği 'Evlenme'de yerini olaylan ve kişileri yahıız gülünçlükleriyle göstermeye bırakmış. Daha önceki yapımlarmda kendi duruşlannı, hayata bakışlannı da sunan topluluk, bu yapımda aynı sesi, aynı canlılıkta duyuramıyor izleyiciye. TÖMER'den sempozyum Türkiye <de Eleştiri ve Deneme Evlilik üzerine sesli düşünüş HANDANSALTA Tüm düğün hazırlıklannın bitmesine yalon da- mat adayı pencereden atlayarak kaçar ve gelinı, arabuluculan, akrabalan hayret ve utanç içinde bı- rakır. Nikolay Gogol'ün 'Evtenme' adlı oyunu böyle bi- ter ve izleyici mutlu sonu göremeden tiyatrodan çı- kaı. Bu bir bakıma Gogol'ün, yarattığı oyun kişile- rinden intikam almasıdır. Soylulann mı tüccarlann mı daha değerli olduklannı tartışan, bir an önce sı- nıf atlama özlemi içinde, atlamadıklan sınıfin dav- ranış biçimlerini üzerlerinde bir yama gibi taşıyan, küstah davranışlanyla sözünü dinletebileceğini zan- neden, savurduğu yalanlarla insanlann gözünde hayranlık uyandırmayı bekleyen damat adaylannı karşımıza çıkaran Gogol, bu adaylar arasında bir tek kişiyi. Patkolyosin adlı memuru dürüst bir karak- ter olarak çizer ve babasının mirası nedeniyle her- kesin peşinde koştuğu Agafya Tihonovna ile evle- necek olmasına itiraz etmez. Ancak o da kararsız- lığı ve başkalarının etkisinde kalmasının getirdiği ikircilikle yukanda sözünü ettiğimiz biçimde evli- likten kaçar. Oyunda vatani bir ödev olduğu sıklıkla ifade edi- len evliliğin böylesi kişilerle nasıl da olanaksız ha- le geldiğine dikkat çeken Gogol, oyun sonunda kimseyi evlendirmeyerek bir anlamda evlilik kuru- munu ya da kadın-erkek ilişkilerini böylesi yozluk- lardan korur. Ekonomik krizle birükte daha da ağırlaşan koşul- lara karşın tiyatro yapmayı sürdüren v e ülkemizde "yeni'', görülmeye değer yapımlar sunan Tiyatro Oyu- nevi'nin sahnelediği oyunda izleyici mutlu sonu görür görmesıne, ancak bu son ne kadar gerçekçı- dir? Patkolyosin ve Agafya Tihonovna'yı birleştı- ren sevgi midir yoksa onlara biçilen rollere boyun eğmek mi? Oyun broşürü bu soruyu şöyle yanıtlı- yor: "... cinselliğin, kadın ve erkeğin pazarlanışuun, aşkm-aşksızhğm bir türlü harekete geçip geçememe- sinin ele alındığı ...kendini olduğundan daha kültür- lü, bilgili, nıedeni göstermeye çalışan bir toplumun rra\esti' bir konum yaşaması -^bsürd. tuhaf, gü- lünç darumiar.^" Tiyatro Oyunevi, oyunu Türkiye'ye taşu^ken yer- lileştirmiş ve günümüz insanmda öne çıkan unsur- ların altını çızmiş. Gogol'ün metninde soylu biriy- le evlenme ısteği öne çıkan Agafya'nın izlediğimiz oyunda cinselliği de \aırgulanmış, baktığı iskambil fah kahve fahna dönüşmüş, evlenme hazırlıklan biz- de olduğu gibi törensel hale getirilmiş; hizmetçı- lerse gelin adayına ağda yaparken izlenmekte. E\e girilirken gıyılen terlikler de bize özgü motifler ara- sında. Evlenmenin aynı zamanda hatm sayılır mik- tarda paranın su gibi harcanması anlamına geldiğı ülkemizde damat adayının içkiler, yemek. giysıler için para ödemek durumunda kabnası, hepimizin yakından bildiği bir durum. Sahnenin tam ortasındaki ikı paspas ve yan ya- na sıralanmış kadın ve erkek terlikleriyle kiz ve er- kek tarafı mekânlan birbirinden aynlmış. Agaf- ya'nuı ve taliplerinin evlerini izleyici olarak aynı anda izleyebiliyoruz. Bu durum izleyicinin her iki bakış açısına da aynı oranda yabancılaşmasını ola- naklı kılıyor; bir tarafin söylediği sözlerin dığer ta- rafin tavır ve hazırlıklanyla zıtlık oluşrurması, ko- medi unsurlanndan bırisi. Kostüm de komedi un- surlannı destekler nitelikte; tngilız lcumaşından ce- ketıyle öviinen Jevakin'ın rüküşlüğü görmüş geçir- miş ta\nyla çelişirken, müdür olmasıyla övünen Pat- kolyosin'in 'naylon' ayakkabılan ve yatarken başı- na sardığı atkı da yerel çağnşımlanyla köylülüğü- nü vurguluyor. Anadilini aksansız konuşmayı be- ceremeyen Amuçkin'in e\ leneceği kadının Fransız- ca konuşmasını beklemesi başka bir gülünç duru- mu ortaya çıkanyor. Kız evinde bulunan kanape- nin (oyun sonrası sohbetten öğrendiğime göre) 19. yy. geneleNİerinde bulunan kanepelerden olması da evliliğe alışveriş, ticaret anlamı yüklendiğinin so- mut bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Tiyatro Oyunevi'nin bu oyunu ne açıdan ele al- dığı, oyun broşüründe anlatılînış. Oyun, evlilik üze- rine sesli bir düşünme ve eleştin olarak değerlen- dirilmiş ve evlilik üzehne bir güldürü olma özelli- ği konınmuş. Ancak Gogol'dekı eleştirel bakış, ye- rini olaylan ve kişilen yalnız gülünçlüklenyle gös- termeye bırakmış. Daha önceki yapımlarmda ken- di duruşlannı, hayata bakışlannı da sunan grup, bu yaprmda aynı sesi, aynı canlılıkta duyuramıyor iz- leyiciye. Dolayısıyla neden bu oyunun seçilip sahnelendi- ği ya da bu sahnelemede Tiyatro Oyunevi 'nin nerede durduğu sorusuna bir yanıt bulamıyoruz. Kültür Servisi - An- kara Üniversitesi Türkçe ve Yabancı Dıl Araştırma ve Uygu- lama Merkezi (TÖ- MER), bugün ve ya- nn, 10.00- 18.00 sa- atleri arasında, AÜ Cebeci Kampusu Si- yasal Bilgiler Fakülte- si - ATAUM salonun- da 'Türkiye'de Eleşti- ri ve Deneme' başjığı altında ıki gün süre- cek bır sempozyum düzenliyor. TÖMER'den ko- nuyla ilgilı yapılan açıklamada "Günü- müz Türkiyesi'nde, her şejden önce yan- nş kullanma nedeniy- le, görsel ve \aah kit- le iletişim araçlannın halkınuzL ö/tllikle de dilimizi yozJaştırdığı görüşündeviz. Bu yoz- laşmanm sonucu ola- rak, kendikrine sunu- lan popüüst kültürün peşine takılan insanı- mız okumaya ve öğ- renmeye önem vermi- yor. Bö>iece ekştirme- >«n ve özeteştiri %-apma gereği du>ma>aa ken- di sorunlan üzerinde bile düşünemeyen bir toplum olma yoluna doğru gidiyoruz. Oy- sa. ülkemizin içinde bulunduğu açmazlar- dan; okuyup öğren- mekle ve mevcut ko- şullan eleştiriye tabi tufmakla kurtanlaca- ğını bulmak gerekir. TÖMER. dilin so- hık alıp verdiği, geüş- tirildiği ve düşünce üretimine yol açmada yazın dallan içinde en etkilileri olan iki ya- kın konuyu buluştu- rarak, 'Türkiye'de Eleştiri ve Deneme' başlıklı sempozyumu düzenleyerek, ülkemi- zin düşünce ve kültür- sanat \ asaınma katk> da bulunmayı amaçb- yor" denildi. Ankara Üniversite- si Rektör Yarduncısı Prof. Dr. Erkan tbiş'in açılışını yapa- cağı etkinlikte, şair ve yazar Hilmi Yamz'da bir sunuş konuşması yapacak. Sanat danış- manlığını felsefeci- yazar Füsun Akat- h'nın yaptığı sempoz- yumun düzenleme so- rumluluğunu şair-ya- zar Hüseyin Atabaş yürürüyor. 'Türkhe'de Eleşti- ri' konusunun günde- me getirileceği ilk gü- nün konuşmacıları; Doğan Hızlan, Füsun Akath, Feridun An- daç, Prof. Dr. Aysu Erden, Doç. Dr. Na- lan Büyükkantarcıoğ- lu, Süha Oğuzertem, Prof.Dr.KayaÖzsez- gin, Ahmet Say ve Prof. Dr. AyşegülYük- sel. 'Türkije'deDene- me Yazariğı'nın ko- nu edileceği ikinci gü- nün konuşmacılan ise Mustafa ŞerifOnaran, Uğur Kökten, Meh- met H. Doğan, Mah- mut Temizyürek, Or- han Koçak, Mehmet Can Doğan, Hüse>in Atabaş ve Prof. Dr. Ahmet İnam Sempozyumun so- nunda yapılacak olan, 'Demokratik ve Öz- gür Bir Ortam Oluş- turmada Eleştiri ile Denemenin İşlevi' baş- lıklı açıkoturumu Akatlı yönetecek. Tiyatroya göıtül veren Suat Taşer anıldı • tZVÜR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Yaşamı boyunca tiyatro ve sanatın gelişmesi için çalışan, bir dönem Izmir Devlet Tiyatrosu (ÎZDT) Müdürlüğü görevini de üstlenen Suat Taşer, sevenlerince anıldı. îzmir Devlet Tiyatrosu'nda düzenlenen anma töreninde sanatçının yaşamından bir kesit, sinevizyon gösterisi ile sunuldu. Anma gecesinde Taşer'in öğrencileri sanatçmm şiirlerini okudular. Yaşamının 42 yılnn tiyatroya adayan Taşer, araşnrmacılık, spikerliğin yanı su^ Lojos Egri ve Stanislavski'den birçok eseri de dilimize kazandırdı. 1976'dan ölümüne dek Güzel Sanatlar Fakültesi'nde dersler veren Suat Taşer'in sekiz şiir kitabı ve onlarca çevirisinin yanmda, 'Üç Duvarlı Dünya', 'Tiyatro Meseleleri', 'Göndenlmeyen Mektuplar' gibi yapıtlan da bulunuyor. Platform'da Somut Şiir' tartışılacak • Kültür Senisi - Osmanlı Bankası'nın güncel sanat merkezi Platform, bugün Amerika'nm en büyük modern ve güncel sanat müzelerinden Walker Art Center'ın görsel sanat küratörlüğü görevini yürüten Philippe Vergne'yi ağu-lıyor. "Somut şiirküresel sanatın bir ön örneği miydi?" sorusunun yanıtuıın verileceği konferans, bugün saat 18.30'da gerçekJeştirilecek. 1960ve 1970'lerin marjinal ve küresel akunı 'somut şiir' üzerine konferans verecek olan Philippe Vergne, daha önce Marsilya'daki Muse d'Art Contemporain'in (Güncel Sanat Müzesi) yönetmenliğini de yaptı. Vergne'nin son yıllarda düzenlediği sergiler arasında; çeşitli müzelerde yer alan 'Let's Entertain', 'Herzog & de Meuron: In Process', 'Art Performs Life' bulunuyor. Ingilizce gerçekleştirilecek ve anında çevirisi yapılacak konferansa katılnn ücretsizdir. (0212 293 23 61) 2002 Yabancı film Oscar'ına 51 aday • LOS ANGELES (AFP) - Akademi Ödülleri yabancı film Oscar'lan için 51 ülkenin aday adayı olduğu açıklandı. Katılımın yoğun olduğu bu yıl, Ermenistan, Kırgızistan, Tanzanya ve Uruguay gibi ilk kez aday adayı olan ülkelerin filmleri dikkat çekiyor. Fransız yönetmen Jean-Pierre Jeunet'nin 'Amelie', Çek yönetmen Jan Sverak'ın 'Dark Blue World' ve Italyan yönetmen Nanni Moretti'nin "Oğlumun Odası' adlı filmleri 2002 Yabancı Film Oscar'ı için en güçlü adaylar arasında gösteriliyor. Tuncay Yılmaz-Robert Mapkham konseri • Kültür Servisi - Keman sanatıçısı Tuncay Yılrnaz ve piyanist Robert Markham, Fe\ r ziye Mektepleri Vakfı (FMV) Nişantaşı Özel Işık Lisesi Muvaffak Benderli Salonu'nda Öğretmenler Günü dolayısıyla yann saat 18.30'da bir resital verecek. Resitalde, Beethoven, Debussy ve Ravel'in yapıtlan seslendirilecek. BUGÜN • BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT MERKEZt'nde saat 18.30'da AlpMaralve konuklannın katılımıyla '90'lann soundu: Oub'n Dance' tartışılıyor. (0 212 292 06 55) • YAPIKREDİ KtXTÜR MERKEZİ'nde saat 18.30'da An' Fuat Yümazoğhı ve Grup Kuartet'in müzikli söyleşisi gerçekleşecek. (0 212 252 47 00) • ALMAN KÜLTÜR MERKEZİ'de saat 19.00'da 'Kutsanan', 'Plakçı Dükkânı'nda', 'Uğursuz Keman Solosu', 'Miras' adlı sesli filmler izlenebilir. (0 212 249 20 09) • AKSANAT'ta saat 18.30'da Nadir Ede'nüı yönettiği 'Fotoğraf ve Telif Haklan' konulu panel gerçekleşecek. (0 212 292 42 01)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear