14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet fmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeru: Orhan Erinç # Genel Yayın Koordinatörü Hikmet Çerinkava • Yazıışlen Müdürü: İbra- him Vıldız # Sorumlu Mudür. Fik- ret Ilkiz # Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara Lslıhbaral Cengiz Y ıldınm £ Ekonomı ÖzlemYüzak • kulıür Handan Şenköken • Spor Abdülkadir > ücıTman # Mak.ıicler Sami Karaören 9 Düzelüne. \bdullah \ azıcı # Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bıigı-Belge Edibe Buğra • Yun Haberlen Mehmet Faraç 0 A\rupa Termılcısı Güra> Öz Yayın Kurulu llhan Selçtık (Başkan), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya. Şükran Soner, lbrahim YİIdız. Orhan Bıırsalı. Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısr Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No- 125.Kat 4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(7hat). Faks 4195027 • Lzmır Temsılcısr Serdar Kızık, H. Zıya Blv. 1352 S. 2 3 Tel. 4411220, Faks: 4419117 • Adana Temsılcısr Çetin Yiğenoglu. Inönü Cd. 119 S No:l Kat:l. Tel 363 12 11, Faks 363 12 15 Müessese Müdürü: Cstün Akmen • Koordınatör Ahmet Korulsan • Muhasebe. Bülenl Yener • Idare: Hüseyin Giirer • Satış FaziletKuza MEDV4 C: 0 Yönetım (unılu Ba^kanı - Genel Mudûr Gilbin Erduran 0 Koordınator Reoa Işrtman 0 Genel MudürVaramcısı SevdtÇotun Tel 514 0" 53 - 513 95 80-513846O-61 Faks5^8463 \a>ımla>an \e Basan: *t enı Gun Haber Ajansı. Basın \e Vayıncılık ^ Ş TufkocağıCad 39 41 t agaloglu 34334 lstanbul PK. 246 - Sırkecı 34435 Istanbu! Tel (0 2121 512 05 05 (20 hat) Faks (0 2121513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 6OCAK2001 lmsak:5.48 Güneş: 7.22 Öğle: 12.17 Ikindi: 14.37 Akşam: 16.59 Yatsı: 1*26 Kournikova yine sevindi Haber Merkezi - Dünya Bayanlar Tenis sıralamasının üstlerinde yeralan Rus tenisçi Anna Kournikova, Hong Kong'da yıne sevindi. Amerikalı Jennifer Capriati ile yan fınalde karşılayan Kournikova, rakibinı 3-6, 7-5, 6-0'lık setlerle üç sıfır yenerek fınale yükseldi. GAP'ta bip Mk daha • ŞANLIURFA(AA)- Şanlıurfalı çiftçinin zamanından önce ektiği buğday başak verdi. Akçakale'nin Dolandı köyünde oturan Ali Demir, zamanından Önce başak veren buğdaylanndan bir demet alarak Vali MuzafFer Dilek'i makamında ziyaret etti. Vali Muzaffer Dilek, söz konusu başağın bereketli ovalan temsil ettiğini belirtti. 0rioada168 yeni yılcbz • VVASHINGTON (AA)- Orion takımyıldızında 168 yeni yıldız keşfedildi. Science dergisinde çıkan makaleye göre, Amerikalı ve Venezüellalı gökbilimciler, Venezüella Ulusal Gözlemevi'nde yeni aygıtlar kullanarak Dünya'dan 1400 ışık-yıh uzaktaki yıldızlan keşfettiler. Sulak alanların kırtanbnası • ANKARA (AA) - Çevre Bakanlığı. Tûrkıye'nin tüm sulak alanlannda bir araştırma yaparak. bu alanlarda kullanım durumu. tehdit oluşturan faktörler ve su rejimine yapılan müdahaleler ile sulak alanı etkileyebilecek planlama aşamasında veya yatınm programına alınmış projeleri belirledi. Bakanlık, bu kapsamda sulak alanlarda yaşanan ya da olası sorunlara önceden çözüm bulmak amacıyla 58 proje hazırladı. Projelere göre toplam yatınmın yaklaşık 1 milyar dolara ulaştığı belirtildi. Sosyal psikoloji uzmanları, gelir dağılımmdaki eşitsizliğin patlamaya neden olduğunu belirtiyor Tophuıısal şkltlet ümıaıuyor• Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuri Bilgin, The Marmara Oteli'nin taşlanması olayının, toplumsal normların zayıfladığını gösteren anlamlı bir çatışma olduğunu belirterek "Olayda muhtemelen televole görüntüleri söz konusu" dedi. ASUMAN ABAaOĞLU tZMİR - The Marmara Oteli 'nde yılbaşı partisini taşlayan gençler, muhabirlere yönelik saldınlar ve son olarak tiyatro sanatçısı Baykal Kent'in dövülmesi, Türk toplumun- da şiddetin giderek tırmandığını gösteren son örnekler. Sosyal Psi- kolog Prof.Dr. Nuri Bilgin, eşitsiz- liğin bu kadar .derin ve bu kadar göz önünde olduğu Türk toplumun- da bu şiddetin az bile olduğunu söy- ledi. EÜ Iletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Işık Özkan ise muhabir- lere yönelik şiddete karşı çıkarken burada bir özeleştiri yapılması ge- rektiğine de dikkat çekti. Ege Cniversitesi Edebiyat Fa- kültesi Psikoloji Bölümü Oğretim Üyesi Prof.Dr. Nuri Bilgin, yılba- şı gecesi sokakta patlayan bomba- dan daha önemli bulduğu The Mar- mara Oteli'nin taşlanması olayı- nın, toplumsal normlann zayıfladı- ğıru gösteren anlamh birçaüşma ol- duğunu belirtti. Olayı, "in'ler ve out'Iarçabşması'' olarak nitelendi- ren Prof. Dr. Bilgin, toplumda ba- zı grupların. dahil olamadıklan sis- teme karşı 'kendilerinin merkez- de' oldugu bir dünya kurma arayı- şma girdiklerini, sosyal entegras- yon zayıfladığında, bu gruplann kendilerini dışlanmış yani "out his- settiklerini" kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü: Televole görüntüleri •'İnsanlar, out' olarak yaşaya- maz, merkezde olmakister: bu duy- gu gerçek veya illüzyon da olabilir. 'Benim de dahil olduğum bir dün- ya var' diye düşünmegereksinimin- dedir. Bu dünya,' sen benden değil- sin' derse, kendine başka bir dün- ya kurar.Psikososyal bir doyumso- runu. Marmara Oteli önündeki olayda muhtemelen televole göriin- tüleri söz konusu. Yan yana geldiği zaman iki dünyanın çelişkisinin far- kma vanyor. Bu şiddet, eşitsizüğe karşı bir patiama." Türk toplumunda burjuvazinin, Batı 'dan farklı olarak 'kendini ve gü- cünügöstermeyemerakiı' olduğu- nu, medyanın da bu 'özel halkrive zaaflan gösterme' eğilimi taşıdığı- m vurgulayan Prof. Dr. Bilgü, bu iki özellik yan yana gelince toplu- mun bu derin eşitsizliği gözünü ka- patıp da görmemezlikten geleme- diğini söyledi. Prof.Dr. Bilgin. psi- kolojide, 'öğrenümişçaresiztik' di- ye adlandınlan kavram çerçevesin- de insanlann çoğu zaman kendile- rini kandırdıklannı, koşullanna, zorluklara razı olmayı öğrendikle- rini ve 'öteki dünyayı görmedik- ten geldikJerini' belirtti. Kapişma'nuı yakışıklı üçlüsü Çeviri Servisi - Guy Ritchie. Londra'da suçu ele aldı ve son zamaniarm yetenekü Amerikah'sını da filminde oynatarak büyük başan kazandı. Türkiye'de 'Kapışma' adıyla gösterilen filmi Snatcfı'le gözde yönetmenler arasına giren Guy Ritchie ve fîlmin yakışıkh oyunculan Brat Pitt ile Benicio Del Toro'nun dostiuklan gün geçtikçe pekişiyor. Geçen günlerde Madonna'yla dünyaevine giren yönetmen Ritchie, Snatch'in başaroından oldukça memnun görûnüyor. Ritchie "20 miryon dolariık bir fîlm yüdızı, yakışıklı bir serseri olan Brat'i fllme alma ve onu yapabildiğimiz kadar çirldnleştirme fikri hoşuma gjtmiştT diyor. Filnıde İrtandalı Çingene bir boksörü canlandıran Brat Pitt ise tekrar Guy Ritchie'yie çahşmak ve ondan bir Amerikan VVestern filmi istediğini söylûyor. Biriikte oldukça uyumlu bir çalışma sergileyen Ritchie. Pitt ve Del Toro yaptıklan işten oldukça zevk aldıkiannı her firsatta vurguluyoriar. Ritchie, bundan önce 'Lock, Stock and Two Smoking Barrels' adlı gangster filmivle eJeştirmenlcrden, Tarantinovari özeUikleriyle Dannv Boyte'in filmi Trainspotting gibi fngiliz film endüstrisine yeni bir soiuk getirdiği övgüsünü almıştı. Bütün bonların yanı sıra Ritchie'nin başansını Madonna'yla yaptığı evIUiğe ve üniü şarkıcıdan olan oğlu Rocco'ya bağlayanlar da var. Fakat ünlü yönetmen bu dedikodulara pek kulak asmıyor. Çocuklann örnek aldığı çizgi film kahramanlannın davranışlan, yaşamlanna yansıyor Saldırgatıhğın kayııağı TV FİGENATALAY Televizyonu anne-baba de- netimi altmda izleyen çocuk- lar olumlu, gelişigüzel izleyen çocuklar ise olumsuz etkileni- yor. Saldırgan görüntüler. şid- det içerikli fihnler, pornografik sahneler, çocuklann içine kapa- nık, kavgacı ve şiddet eylemle- rine yatkın bireyler olarak ye- tişmelerine neden oluyor. Nisan Aile ve Çocuk Daruş- manlık Merkezi'nden psikolog Banu Dflerge. televizyonun özel- likle çocuklar için görsel ve ör- nek alarak öğrenmeyi sağlayan ve hedefleyen bir iletişim ara- cı olduğuna dikkat çekti. Televizyonun aile içındeki iletişimi aza indirgemesinin ilk akla gelen olumsuz etken ol- duğunu belirten Dilerge, öteki olumsuzluklan şöyle sıraladı: 13yaşındaMRobin Hood 1995 yılında ABD'nin Teksas eyaletinde televizyonda 'Robin Hood' çizgi filmlerini izleyen 13 yaşındaki bir çocuk, Noel'de bütün çocuklann oyuncağa kavuşması için babasının tüfeğini alarak oyuncak yüklü bir kamyonun önünü kesmiş ve aracın sürücüsünü yaralamış. -1996 yılında yine ABD'de 14 yaşında bir çocuk şiddet öğeleri içeren bir bilgisayar oyununu izledikten sonra arkadaşını öldürmüş ardından da kendini vurmuş. "Günümüzde yoğunlukla rasdadığımKşiddetiçeriklikont- rolsüz ve denetimsiz. bir uzma- na danışılmadan yayımlanan çizgi film ya da fümlerin olum- suz etkilerini biliyoru/. \ apılan araşarmalardan çocuklann ken- dilerine örnek alarak seçtikleri çizgifilmkahramanlannın da\- ranışlannı, günlükyaşamlanna ve oyunlanna yansıttıklan bili- niyor. Film kahramanı çeşitli davranışlanyla çocuğun saldır- gan dürtülerinin ortaya çıkma- sına neden olabilir. Vapılar araş- tırmalara göre, çok rv izleyen çocuklar az izJeyenlere. şiddet içerikli program izleyenler, izle- meyenlere göre daha fazla sal- dırgan davramyor." Psikolog Banu Dilerge, anne- babalara şu önerilerde bulundu: "Ailelerin, her şeyden önce tek>iz>onun kendüerinin ve do- layısıyla çocuklannm yaşamın- daki önemini azartmak. Daha sonra da çocuğun seyredeceği programlan onunla biriikteseç- mek ve hatta izlemek. Gördük- lerini ve hissettiklerini çocukla paylaşmak ve hatta kendinden örneklervermek. Anne-babalar kendi izledikleri progranun se- çimini yaparken de çocuklan- na örnek olabilirler." Eğitım-Senın -Kitk İletişim Araçlan,Çocukve Şiddet" baş- hklı raporuna göre, televizyon ve radyolardaki olumsuz prog- ramlann çocuklarda yarattığı davranış değişiklikleri şunlar: "-Şiddet, sakurganhk ve cin- seDikiçeren programlar, çocuk- lan psikolojik sorunlara itiyor, içine kapanık, kavgacı ve şid- dete yatkın hale getiriyor. -Cinsel ve saldırgan davra- ruş dürtülerinin küçük yaşta aşı- n uyanlması olumsuz bir koşul- landırma yaratarak, cinsel sa- pıklıklara ve sadist duygulann ortaj a çıkmasına neden oluyor. -Oğrenciler, filmlerde gör- dûkleri şiddeti okuldaki arka- daşlan üzerinde uygulayarak, tüm sorunlaruu bu >olla çöz- meye çahşıyorlar. -Bu tür fılmleri izleyen çocuk- lar, arkadaşlık kurmada güçlük çekiyor." 'Toplumda vites farklılığı var' Dışlanmışlık duygusu yaratıldı Televizyonda, televo- lelerde hatta haber prog- ramlannda bile sürekli 'belaltı görünrülerine" yer venldiğine dikkat çe- ken Prof.Dr. Bilgin, bu görüntülerin toplumu 'ajite' ettiğini vurgula- dı. Marmara Oteli'nde- ki olayın, 'basit bir adli vaka' değil, 'derin bir sosyal ohışum' olarak in- celenmesi gerektiğini kaydeden Prof.Dr. Bil- gin. şöyle konuştu: "Türktoplumu,iki vi- tesli bir topluma dönü- şüyor; biri beşinci vites- te, diğeri birinci \iteste gi- diyor. Yan yana geküğin- de çaüşma doğuyor. Top- lunısal entegrasyonun /miflamasının gnstergp- SL İnsanlann tepküeri- ni pasifve banşçı yollar- dan ifade etmesi, sosyal görgü kurallannın işle- diğini gösterir. Seni bağ- layan hukuld ve sosyal kuraOar zaynladığuıda, sosyal bütünleşme zayıf- ladığında küfredersin ve şiddete başvurursun. Manyak ve hastalann değil de sıradan insan- lann şiddetolaylan,sos- yal bütünleşmeyle bağ- lantılı. Kendini bürüne ait, bütünün bir parçası gibi hissetmezsen, kar- şıdaki insan yabancıolu- yor ve kolaylıkla şiddet uygulayabiÛyorsun." Şiddet olaylannın ga- zetecilere yönelik bölü- münü değerlendiren EÜ Iletişim Fakültesi Deka- nı Prof.Dr. Işık Özkan, öncelikle toplumu ay- dınlatmak için çabala- yan kişilerin şiddete ma- ruz kalmalanm kınadı- ğını belirtirken, öte yan- dan toplumsal olaylar- da şiddetin gazetecilere yönelmesinin nedenle- rinin de sorgulanması gerektiğine dikkat çek- ti. Prof. Dr. Işık, medya ve basın kuruluşlannın 'özeleştiri yapması' ge- rektiğini savundu. e-posta : tan (g prizma. net tr MESELA DEDIK ERDAL ATABEK Taponya'da bu yıl 'yüanyıh' sa- %J yılıyormuş. Her tarafta yılan figürleri, yıldh resmi olan eşyalar görülmeye başlamış. Yılan bizde- ki gibi korkulacak bir hayvan de- ğil de şifa verici, uğurlu, talih açı- cı sayıldığı için de 2001 yılının on- lar için anlamı farklı oluyormuş. Böyle bakıhnca her toplumun da yıhna bir simge uygun düşer. Biz de bu yılın bizim için ve öteki top- lumlar için anlamı ne ola diye me- rak ettik. Meğerse bu işi bilenler, araştıranlar varmış. onlan bulduk ve bakın neler öğrendik? Bizimki aslan yılıymış... n izim için bu yıl, 'aslan yıh' olu- D yormuş. Toplumumuz bu yıl aslanlann özelliklerini gösterecek, aslanlar gibi davranacakmış. 'As- lan gibi' ne demek diye sorduk. Işin bilicisi de bu özellikleri şöyle beürt- ti: Sesimiz her zaman yüksek çdca- cakmış, zaman zaman kükreyecek- mişiz. Ama her kükreyişimiz pen- çe atmak anlamına gehneyecekmiş. Aslında pençelerimizi çok seyrek kullanacakmışız. Günlerimizi ço- ğunlukla ağaç altlannda, gölgelik yerlerde yatıp dibildeyerek geçire- cekmişiz ki iki. hatta üç uzun tatil dönemi bunu doğruluyormuş. Ça- lışmayı sevmeyecek. herhangi bir iş yapmayacakmışız. Acıktığımız za- man tembelce kalkıp dolaşacak, di- şimize göre bir şey bulunca yaka- layıp karnımızı doyuracakrnışız. Gücümüzden herkes korkacakmış, bizi kızdırmaya çekineceklermiş. Yılınızın Simgesini Biliyor musunuz? Biz bir yerden geçerken çevremiz- dekiler kaçışacak. "Aman aslan ge- fiyor" diye ötekileri de uyaracakmış. Biz de ne olduğunu anlayamadan "Bizi neden anlamıyorlar. demek ki gücümüzden korkuyorlar" diye te- sellı bulacakmışız. Önemli birnok- ta da aslanın aslandan başka dostu olmamasıymış. Aslan topluluğun- da liderlik güce dayalıymış, lider güçten kuvvetten düşerse onu ken- di başına bırakır, başka lider seçer- lermiş, eski lider de kahnndan ölür- müş. Işte bu yıl bizim yılımız, 'as- lan yıh' oluyormuş, durumumuz da böyle görünüyonnuş. Doğrusu bu olay bize de hoş göründü; her za- man aslan gibi olduğumuzu söyle- diğimiz için konuya sıcak baktık. Amerika: Ahtapot yılı... A merika bu yıl'ahtapotyıh'm 7 x yaşayacakmış. Ahtapot da bildiğiniz gibi salatası pek mak- bul bir deniz hayvanıdır. Eskiden ahtapotlar deniz canavan sayılıp pek korkulur, üzerine efsaneler uydurulurmuş. Eski denizci ki- taplarmda kollanm geminin üze- rine sanp denizcileri sulara gömen ahtapot resimleri yapılırmış. Oy- sa artık ahtapotlann böyle olma- dığı anlaşürruş, çok sevimli deniz hayvanlan olduklan kabul edili- yormuş. Amerika'nın 'ahtapotyı- b' da bütün kıtalara uzanan kol- lanyla dünyaya kolalar, hambur- gerler, pop müzik parçalan, sine- ma filmleri ve daha daha neler neler dağıtmasıyla geçecekmiş. Dünyanın her yerindeki insanlar da 'Ah Amerika, vah Amerika, ne yapsaketsekdeorayagitsek' di- ye çırpınıp duracaklarmış. Bu ne- derîle de 'Ah şu ahtapotbizede gel- se, bizi de kollanyla sanp hop di- ye gövdesine çekse' diye dua edip duracak, hayallergöreceklermış. Kimileri 'Yahu. senin bunlara ne gereksinmen \ar. bak çahşıp çaba- hyor, yok canınla didiniyorsun da şu ahtapottan ne bekliyorsun' de- dikleri zaman insanlar dudak bü- kecek 'Sen ne anlarsuı? Ne varsa ahtapotun kollannda var; ah ne olur, bir kerecik boynuma dolan- sa da beni de atlantiğin derin su- larma çekse' diyeceklermiş. In- sanlan bir Amerika sevdası sara- cakmış ki o kadar olacakmış. Biz de dedik ki, bunun için 'ahtapot yılı'na gerek yok, insanlar zaten böyle olmuştu. Bakalım bu yıl da ahtapotun ne marifetlerini göre- ceğiz? Aimanya: Koyun Yılı... T) u yıl Almanya'nın 'koyun yı- £j h' olacakmış. Koyunlar gibi sabahtan akşama kadar otlaya- caklar, süt yapıp tüylerini parla- tacaklarmış. Sonra da sahipleri sütlerini sağacak, onlardan tere- yağı, peynir yapacak, satıp para kazanacaklannış. Yılda iki kez de tüylerini kırpıp yün olarak iş- leyeceklermiş. Alrnanlar bunla- ra hiç aldırmadan otlamayı sürdü- recek, çobanlan nereye götürür- se oraya gideceklermiş. Onlara göre 'Hayat buymuş, çahş didin, para kazan, taksit öde, bira iç, pa- tates ye, gerisini düşünme'. Her şeyleri düzenli olacakmış. Gece saat dokuzda yatacak. sabah altı- da kalkacak, cuma akşamlan iki saat daha oturacak, günlük dü- zenleri saat gibi tıkırtıkır işleye- cekmiş. Hayatlannda pek az de- ğişiklik yapacak, düzenli olarak evlenip çocuk sahibi olacak, son- ra da onlan yetiştireceklermiş. 'Koyun yıh' da onlara pek iyi ge- lecekmiş. Bakalım, bilicinin dedikleri çıkacak mı?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear