Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
fmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeru: Orhan Erinç
# Genel Yayın Koordinatörü Hikmet
Çerinkava • Yazıışlen Müdürü: İbra-
him Vıldız # Sorumlu Mudür. Fik-
ret Ilkiz # Haber Merkezı Müdürü:
Hakan Kara
Lslıhbaral Cengiz Y ıldınm £ Ekonomı ÖzlemYüzak
• kulıür Handan Şenköken • Spor Abdülkadir
> ücıTman # Mak.ıicler Sami Karaören 9 Düzelüne.
\bdullah \ azıcı # Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0
Bıigı-Belge Edibe Buğra • Yun Haberlen Mehmet
Faraç 0 A\rupa Termılcısı Güra> Öz
Yayın Kurulu llhan Selçtık
(Başkan), Orhan Erinç,
Hikmet Çetinkaya. Şükran
Soner, lbrahim YİIdız. Orhan
Bıırsalı. Mustafa Balbay,
Hakan Kara.
Ankara Temsılcısr Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No-
125.Kat 4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(7hat). Faks
4195027 • Lzmır Temsılcısr Serdar Kızık, H. Zıya Blv.
1352 S. 2 3 Tel. 4411220, Faks: 4419117 • Adana Temsılcısr
Çetin Yiğenoglu. Inönü Cd. 119 S No:l Kat:l. Tel 363
12 11, Faks 363 12 15
Müessese Müdürü: Cstün
Akmen • Koordınatör
Ahmet Korulsan •
Muhasebe. Bülenl Yener
• Idare: Hüseyin Giirer
• Satış FaziletKuza
MEDV4 C: 0 Yönetım (unılu
Ba^kanı - Genel Mudûr Gilbin
Erduran 0 Koordınator Reoa
Işrtman 0 Genel MudürVaramcısı
SevdtÇotun Tel 514 0" 53 -
513 95 80-513846O-61 Faks5^8463
\a>ımla>an \e Basan: *t enı Gun Haber Ajansı. Basın \e Vayıncılık ^ Ş
TufkocağıCad 39 41 t agaloglu 34334 lstanbul PK. 246 - Sırkecı 34435 Istanbu!
Tel (0 2121 512 05 05 (20 hat)
Faks (0 2121513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 6OCAK2001 lmsak:5.48 Güneş: 7.22 Öğle: 12.17 Ikindi: 14.37 Akşam: 16.59 Yatsı: 1*26
Kournikova yine
sevindi
Haber Merkezi - Dünya
Bayanlar Tenis
sıralamasının üstlerinde
yeralan Rus tenisçi Anna
Kournikova, Hong
Kong'da yıne sevindi.
Amerikalı Jennifer
Capriati ile yan fınalde
karşılayan Kournikova,
rakibinı 3-6, 7-5, 6-0'lık
setlerle üç sıfır yenerek
fınale yükseldi.
GAP'ta bip
Mk daha
• ŞANLIURFA(AA)-
Şanlıurfalı çiftçinin
zamanından önce ektiği
buğday başak verdi.
Akçakale'nin Dolandı
köyünde oturan Ali
Demir, zamanından Önce
başak veren
buğdaylanndan bir demet
alarak Vali MuzafFer
Dilek'i makamında ziyaret
etti. Vali Muzaffer Dilek,
söz konusu başağın
bereketli ovalan temsil
ettiğini belirtti.
0rioada168
yeni yılcbz
• VVASHINGTON (AA)-
Orion takımyıldızında 168
yeni yıldız keşfedildi.
Science dergisinde çıkan
makaleye göre, Amerikalı
ve Venezüellalı
gökbilimciler, Venezüella
Ulusal Gözlemevi'nde
yeni aygıtlar kullanarak
Dünya'dan 1400 ışık-yıh
uzaktaki yıldızlan
keşfettiler.
Sulak alanların
kırtanbnası
• ANKARA (AA) - Çevre
Bakanlığı. Tûrkıye'nin
tüm sulak alanlannda bir
araştırma yaparak. bu
alanlarda kullanım
durumu. tehdit oluşturan
faktörler ve su rejimine
yapılan müdahaleler ile
sulak alanı etkileyebilecek
planlama aşamasında veya
yatınm programına
alınmış projeleri belirledi.
Bakanlık, bu kapsamda
sulak alanlarda yaşanan ya
da olası sorunlara önceden
çözüm bulmak amacıyla
58 proje hazırladı.
Projelere göre toplam
yatınmın yaklaşık 1
milyar dolara ulaştığı
belirtildi.
Sosyal psikoloji uzmanları, gelir dağılımmdaki eşitsizliğin patlamaya neden olduğunu belirtiyor
Tophuıısal şkltlet ümıaıuyor• Ege Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Psikoloji Bölümü
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuri
Bilgin, The Marmara
Oteli'nin taşlanması olayının,
toplumsal normların
zayıfladığını gösteren
anlamlı bir çatışma olduğunu
belirterek "Olayda
muhtemelen televole
görüntüleri söz
konusu" dedi.
ASUMAN ABAaOĞLU
tZMİR - The Marmara Oteli 'nde
yılbaşı partisini taşlayan gençler,
muhabirlere yönelik saldınlar ve
son olarak tiyatro sanatçısı Baykal
Kent'in dövülmesi, Türk toplumun-
da şiddetin giderek tırmandığını
gösteren son örnekler. Sosyal Psi-
kolog Prof.Dr. Nuri Bilgin, eşitsiz-
liğin bu kadar .derin ve bu kadar
göz önünde olduğu Türk toplumun-
da bu şiddetin az bile olduğunu söy-
ledi. EÜ Iletişim Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Işık Özkan ise muhabir-
lere yönelik şiddete karşı çıkarken
burada bir özeleştiri yapılması ge-
rektiğine de dikkat çekti.
Ege Cniversitesi Edebiyat Fa-
kültesi Psikoloji Bölümü Oğretim
Üyesi Prof.Dr. Nuri Bilgin, yılba-
şı gecesi sokakta patlayan bomba-
dan daha önemli bulduğu The Mar-
mara Oteli'nin taşlanması olayı-
nın, toplumsal normlann zayıfladı-
ğıru gösteren anlamh birçaüşma ol-
duğunu belirtti. Olayı, "in'ler ve
out'Iarçabşması'' olarak nitelendi-
ren Prof. Dr. Bilgin, toplumda ba-
zı grupların. dahil olamadıklan sis-
teme karşı 'kendilerinin merkez-
de' oldugu bir dünya kurma arayı-
şma girdiklerini, sosyal entegras-
yon zayıfladığında, bu gruplann
kendilerini dışlanmış yani "out his-
settiklerini" kaydederek sözlerini
şöyle sürdürdü:
Televole görüntüleri
•'İnsanlar, out' olarak yaşaya-
maz, merkezde olmakister: bu duy-
gu gerçek veya illüzyon da olabilir.
'Benim de dahil olduğum bir dün-
ya var' diye düşünmegereksinimin-
dedir. Bu dünya,' sen benden değil-
sin' derse, kendine başka bir dün-
ya kurar.Psikososyal bir doyumso-
runu. Marmara Oteli önündeki
olayda muhtemelen televole göriin-
tüleri söz konusu. Yan yana geldiği
zaman iki dünyanın çelişkisinin far-
kma vanyor. Bu şiddet, eşitsizüğe
karşı bir patiama."
Türk toplumunda burjuvazinin,
Batı 'dan farklı olarak 'kendini ve gü-
cünügöstermeyemerakiı' olduğu-
nu, medyanın da bu 'özel halkrive
zaaflan gösterme' eğilimi taşıdığı-
m vurgulayan Prof. Dr. Bilgü, bu
iki özellik yan yana gelince toplu-
mun bu derin eşitsizliği gözünü ka-
patıp da görmemezlikten geleme-
diğini söyledi. Prof.Dr. Bilgin. psi-
kolojide, 'öğrenümişçaresiztik' di-
ye adlandınlan kavram çerçevesin-
de insanlann çoğu zaman kendile-
rini kandırdıklannı, koşullanna,
zorluklara razı olmayı öğrendikle-
rini ve 'öteki dünyayı görmedik-
ten geldikJerini' belirtti.
Kapişma'nuı
yakışıklı üçlüsü
Çeviri Servisi - Guy Ritchie. Londra'da suçu ele
aldı ve son zamaniarm yetenekü Amerikah'sını
da filminde oynatarak büyük başan kazandı.
Türkiye'de 'Kapışma' adıyla gösterilen filmi
Snatcfı'le gözde yönetmenler arasına giren
Guy Ritchie ve fîlmin yakışıkh oyunculan
Brat Pitt ile Benicio Del Toro'nun dostiuklan
gün geçtikçe pekişiyor. Geçen günlerde
Madonna'yla dünyaevine giren yönetmen
Ritchie, Snatch'in başaroından oldukça memnun
görûnüyor. Ritchie "20 miryon dolariık bir fîlm
yüdızı, yakışıklı bir serseri olan Brat'i fllme alma ve
onu yapabildiğimiz kadar çirldnleştirme fikri
hoşuma gjtmiştT diyor. Filnıde İrtandalı
Çingene bir boksörü canlandıran Brat Pitt ise
tekrar Guy Ritchie'yie çahşmak ve ondan
bir Amerikan VVestern filmi istediğini
söylûyor. Biriikte oldukça uyumlu bir
çalışma sergileyen Ritchie. Pitt ve Del
Toro yaptıklan işten oldukça zevk
aldıkiannı her firsatta vurguluyoriar.
Ritchie, bundan önce 'Lock, Stock and
Two Smoking Barrels' adlı gangster
filmivle eJeştirmenlcrden,
Tarantinovari özeUikleriyle Dannv
Boyte'in filmi Trainspotting gibi fngiliz
film endüstrisine yeni bir soiuk
getirdiği övgüsünü almıştı. Bütün
bonların yanı sıra Ritchie'nin başansını
Madonna'yla yaptığı evIUiğe ve üniü
şarkıcıdan olan oğlu Rocco'ya bağlayanlar
da var. Fakat ünlü yönetmen bu
dedikodulara pek
kulak asmıyor.
Çocuklann örnek aldığı çizgi film kahramanlannın davranışlan, yaşamlanna yansıyor
Saldırgatıhğın kayııağı TV
FİGENATALAY
Televizyonu anne-baba de-
netimi altmda izleyen çocuk-
lar olumlu, gelişigüzel izleyen
çocuklar ise olumsuz etkileni-
yor. Saldırgan görüntüler. şid-
det içerikli fihnler, pornografik
sahneler, çocuklann içine kapa-
nık, kavgacı ve şiddet eylemle-
rine yatkın bireyler olarak ye-
tişmelerine neden oluyor.
Nisan Aile ve Çocuk Daruş-
manlık Merkezi'nden psikolog
Banu Dflerge. televizyonun özel-
likle çocuklar için görsel ve ör-
nek alarak öğrenmeyi sağlayan
ve hedefleyen bir iletişim ara-
cı olduğuna dikkat çekti.
Televizyonun aile içındeki
iletişimi aza indirgemesinin ilk
akla gelen olumsuz etken ol-
duğunu belirten Dilerge, öteki
olumsuzluklan şöyle sıraladı:
13yaşındaMRobin Hood
1995 yılında ABD'nin Teksas eyaletinde
televizyonda 'Robin Hood' çizgi filmlerini
izleyen 13 yaşındaki bir çocuk, Noel'de
bütün çocuklann oyuncağa
kavuşması için babasının tüfeğini alarak
oyuncak yüklü bir kamyonun önünü kesmiş
ve aracın sürücüsünü yaralamış.
-1996 yılında yine ABD'de 14
yaşında bir çocuk şiddet öğeleri içeren bir
bilgisayar oyununu izledikten sonra
arkadaşını öldürmüş ardından da kendini
vurmuş.
"Günümüzde yoğunlukla
rasdadığımKşiddetiçeriklikont-
rolsüz ve denetimsiz. bir uzma-
na danışılmadan yayımlanan
çizgi film ya da fümlerin olum-
suz etkilerini biliyoru/. \ apılan
araşarmalardan çocuklann ken-
dilerine örnek alarak seçtikleri
çizgifilmkahramanlannın da\-
ranışlannı, günlükyaşamlanna
ve oyunlanna yansıttıklan bili-
niyor. Film kahramanı çeşitli
davranışlanyla çocuğun saldır-
gan dürtülerinin ortaya çıkma-
sına neden olabilir. Vapılar araş-
tırmalara göre, çok rv izleyen
çocuklar az izJeyenlere. şiddet
içerikli program izleyenler, izle-
meyenlere göre daha fazla sal-
dırgan davramyor."
Psikolog Banu Dilerge, anne-
babalara şu önerilerde bulundu:
"Ailelerin, her şeyden önce
tek>iz>onun kendüerinin ve do-
layısıyla çocuklannm yaşamın-
daki önemini azartmak. Daha
sonra da çocuğun seyredeceği
programlan onunla biriikteseç-
mek ve hatta izlemek. Gördük-
lerini ve hissettiklerini çocukla
paylaşmak ve hatta kendinden
örneklervermek. Anne-babalar
kendi izledikleri progranun se-
çimini yaparken de çocuklan-
na örnek olabilirler."
Eğitım-Senın -Kitk İletişim
Araçlan,Çocukve Şiddet" baş-
hklı raporuna göre, televizyon
ve radyolardaki olumsuz prog-
ramlann çocuklarda yarattığı
davranış değişiklikleri şunlar:
"-Şiddet, sakurganhk ve cin-
seDikiçeren programlar, çocuk-
lan psikolojik sorunlara itiyor,
içine kapanık, kavgacı ve şid-
dete yatkın hale getiriyor.
-Cinsel ve saldırgan davra-
ruş dürtülerinin küçük yaşta aşı-
n uyanlması olumsuz bir koşul-
landırma yaratarak, cinsel sa-
pıklıklara ve sadist duygulann
ortaj a çıkmasına neden oluyor.
-Oğrenciler, filmlerde gör-
dûkleri şiddeti okuldaki arka-
daşlan üzerinde uygulayarak,
tüm sorunlaruu bu >olla çöz-
meye çahşıyorlar.
-Bu tür fılmleri izleyen çocuk-
lar, arkadaşlık kurmada güçlük
çekiyor."
'Toplumda vites farklılığı var'
Dışlanmışlık
duygusu
yaratıldı
Televizyonda, televo-
lelerde hatta haber prog-
ramlannda bile sürekli
'belaltı görünrülerine"
yer venldiğine dikkat çe-
ken Prof.Dr. Bilgin, bu
görüntülerin toplumu
'ajite' ettiğini vurgula-
dı. Marmara Oteli'nde-
ki olayın, 'basit bir adli
vaka' değil, 'derin bir
sosyal ohışum' olarak in-
celenmesi gerektiğini
kaydeden Prof.Dr. Bil-
gin. şöyle konuştu:
"Türktoplumu,iki vi-
tesli bir topluma dönü-
şüyor; biri beşinci vites-
te, diğeri birinci \iteste gi-
diyor. Yan yana geküğin-
de çaüşma doğuyor. Top-
lunısal entegrasyonun
/miflamasının gnstergp-
SL İnsanlann tepküeri-
ni pasifve banşçı yollar-
dan ifade etmesi, sosyal
görgü kurallannın işle-
diğini gösterir. Seni bağ-
layan hukuld ve sosyal
kuraOar zaynladığuıda,
sosyal bütünleşme zayıf-
ladığında küfredersin ve
şiddete başvurursun.
Manyak ve hastalann
değil de sıradan insan-
lann şiddetolaylan,sos-
yal bütünleşmeyle bağ-
lantılı. Kendini bürüne
ait, bütünün bir parçası
gibi hissetmezsen, kar-
şıdaki insan yabancıolu-
yor ve kolaylıkla şiddet
uygulayabiÛyorsun."
Şiddet olaylannın ga-
zetecilere yönelik bölü-
münü değerlendiren EÜ
Iletişim Fakültesi Deka-
nı Prof.Dr. Işık Özkan,
öncelikle toplumu ay-
dınlatmak için çabala-
yan kişilerin şiddete ma-
ruz kalmalanm kınadı-
ğını belirtirken, öte yan-
dan toplumsal olaylar-
da şiddetin gazetecilere
yönelmesinin nedenle-
rinin de sorgulanması
gerektiğine dikkat çek-
ti. Prof. Dr. Işık, medya
ve basın kuruluşlannın
'özeleştiri yapması' ge-
rektiğini savundu.
e-posta : tan (g prizma. net tr
MESELA DEDIK ERDAL ATABEK
Taponya'da bu yıl 'yüanyıh' sa-
%J yılıyormuş. Her tarafta yılan
figürleri, yıldh resmi olan eşyalar
görülmeye başlamış. Yılan bizde-
ki gibi korkulacak bir hayvan de-
ğil de şifa verici, uğurlu, talih açı-
cı sayıldığı için de 2001 yılının on-
lar için anlamı farklı oluyormuş.
Böyle bakıhnca her toplumun da
yıhna bir simge uygun düşer. Biz
de bu yılın bizim için ve öteki top-
lumlar için anlamı ne ola diye me-
rak ettik. Meğerse bu işi bilenler,
araştıranlar varmış. onlan bulduk
ve bakın neler öğrendik?
Bizimki aslan yılıymış...
n izim için bu yıl, 'aslan yıh' olu-
D yormuş. Toplumumuz bu yıl
aslanlann özelliklerini gösterecek,
aslanlar gibi davranacakmış. 'As-
lan gibi' ne demek diye sorduk. Işin
bilicisi de bu özellikleri şöyle beürt-
ti: Sesimiz her zaman yüksek çdca-
cakmış, zaman zaman kükreyecek-
mişiz. Ama her kükreyişimiz pen-
çe atmak anlamına gehneyecekmiş.
Aslında pençelerimizi çok seyrek
kullanacakmışız. Günlerimizi ço-
ğunlukla ağaç altlannda, gölgelik
yerlerde yatıp dibildeyerek geçire-
cekmişiz ki iki. hatta üç uzun tatil
dönemi bunu doğruluyormuş. Ça-
lışmayı sevmeyecek. herhangi bir iş
yapmayacakmışız. Acıktığımız za-
man tembelce kalkıp dolaşacak, di-
şimize göre bir şey bulunca yaka-
layıp karnımızı doyuracakrnışız.
Gücümüzden herkes korkacakmış,
bizi kızdırmaya çekineceklermiş.
Yılınızın Simgesini Biliyor musunuz?
Biz bir yerden geçerken çevremiz-
dekiler kaçışacak. "Aman aslan ge-
fiyor" diye ötekileri de uyaracakmış.
Biz de ne olduğunu anlayamadan
"Bizi neden anlamıyorlar. demek ki
gücümüzden korkuyorlar" diye te-
sellı bulacakmışız. Önemli birnok-
ta da aslanın aslandan başka dostu
olmamasıymış. Aslan topluluğun-
da liderlik güce dayalıymış, lider
güçten kuvvetten düşerse onu ken-
di başına bırakır, başka lider seçer-
lermiş, eski lider de kahnndan ölür-
müş. Işte bu yıl bizim yılımız, 'as-
lan yıh' oluyormuş, durumumuz da
böyle görünüyonnuş. Doğrusu bu
olay bize de hoş göründü; her za-
man aslan gibi olduğumuzu söyle-
diğimiz için konuya sıcak baktık.
Amerika: Ahtapot yılı...
A merika bu yıl'ahtapotyıh'm
7 x yaşayacakmış. Ahtapot da
bildiğiniz gibi salatası pek mak-
bul bir deniz hayvanıdır. Eskiden
ahtapotlar deniz canavan sayılıp
pek korkulur, üzerine efsaneler
uydurulurmuş. Eski denizci ki-
taplarmda kollanm geminin üze-
rine sanp denizcileri sulara gömen
ahtapot resimleri yapılırmış. Oy-
sa artık ahtapotlann böyle olma-
dığı anlaşürruş, çok sevimli deniz
hayvanlan olduklan kabul edili-
yormuş. Amerika'nın 'ahtapotyı-
b' da bütün kıtalara uzanan kol-
lanyla dünyaya kolalar, hambur-
gerler, pop müzik parçalan, sine-
ma filmleri ve daha daha neler
neler dağıtmasıyla geçecekmiş.
Dünyanın her yerindeki insanlar
da 'Ah Amerika, vah Amerika, ne
yapsaketsekdeorayagitsek' di-
ye çırpınıp duracaklarmış. Bu ne-
derîle de 'Ah şu ahtapotbizede gel-
se, bizi de kollanyla sanp hop di-
ye gövdesine çekse' diye dua edip
duracak, hayallergöreceklermış.
Kimileri 'Yahu. senin bunlara ne
gereksinmen \ar. bak çahşıp çaba-
hyor, yok canınla didiniyorsun da
şu ahtapottan ne bekliyorsun' de-
dikleri zaman insanlar dudak bü-
kecek 'Sen ne anlarsuı? Ne varsa
ahtapotun kollannda var; ah ne
olur, bir kerecik boynuma dolan-
sa da beni de atlantiğin derin su-
larma çekse' diyeceklermiş. In-
sanlan bir Amerika sevdası sara-
cakmış ki o kadar olacakmış. Biz
de dedik ki, bunun için 'ahtapot
yılı'na gerek yok, insanlar zaten
böyle olmuştu. Bakalım bu yıl da
ahtapotun ne marifetlerini göre-
ceğiz?
Aimanya: Koyun Yılı...
T) u yıl Almanya'nın 'koyun yı-
£j h' olacakmış. Koyunlar gibi
sabahtan akşama kadar otlaya-
caklar, süt yapıp tüylerini parla-
tacaklarmış. Sonra da sahipleri
sütlerini sağacak, onlardan tere-
yağı, peynir yapacak, satıp para
kazanacaklannış. Yılda iki kez
de tüylerini kırpıp yün olarak iş-
leyeceklermiş. Alrnanlar bunla-
ra hiç aldırmadan otlamayı sürdü-
recek, çobanlan nereye götürür-
se oraya gideceklermiş. Onlara
göre 'Hayat buymuş, çahş didin,
para kazan, taksit öde, bira iç, pa-
tates ye, gerisini düşünme'. Her
şeyleri düzenli olacakmış. Gece
saat dokuzda yatacak. sabah altı-
da kalkacak, cuma akşamlan iki
saat daha oturacak, günlük dü-
zenleri saat gibi tıkırtıkır işleye-
cekmiş. Hayatlannda pek az de-
ğişiklik yapacak, düzenli olarak
evlenip çocuk sahibi olacak, son-
ra da onlan yetiştireceklermiş.
'Koyun yıh' da onlara pek iyi ge-
lecekmiş.
Bakalım, bilicinin dedikleri
çıkacak mı?