Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 17 OCAK 2001 ÇARŞAMBÂ
O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
Cumhur^kanının Yeniden Seçilebilmesi...
Prof. Dr. Cem O Ğ U V ^
Anatuze (4na\asa Hukuku) öğretınmJvesı
Unı Sıyasal Bılgıler Fakultesı
u anda TBMM'run gunde-
nunde bulunan anayasa de-
ğışıklığı onenlennden bır
tanesı çok tehhkelı O da
cumhurbaşkanlığı donemı-
nı yedı yıldan beş yıla ın-
y\ ve gorevdekı cumhurbaşka-
nının bır kez daha seçılebılmesını on-
goren değışıklık
Tehlıke, gorev suresının kısaltılma-
sında değıl Gerçı, uzatılamayacak ve
yenılenemeyecek bır cumhurbaşkan-
lıgı ıçın yedı yıl ongorulmuş olması,
sıyasal dızgenın (sıstemın) ıstıkran
açısından olumludur Ancak,bununbeş
yıla ındınlmesı yıkım olmaz
Buna karşılık, cumhurbaşkanını ye-
nıden seçılebılır kılmak 196l'de ge-
tınlen yenı sıyasal yapıyı kokunden dı-
namıtlemek olur Bunun nedenı çok
açık Cumhunyet'ınbaşındanbenyu-
rürlükte olan sıyasal dızgeden kesın bır
kopuşla 1961'de kurulan yenı dızge,
cumhurbaşkanhğının sıyasal yansız-
hğı uzenne oturtulmuştur Oncebnın
aksıne, artık cumhurbaşkanının partı
üyesı olamaması, TBMM uyehğının
duşmesı, gorev suresının yedı yıla çı-
kanlmasıyla cumhurbaşkanlıgı seçı-
mı ıle mılletvekıh seçımlen arasında-
kı bağlantmınkopanlması, cumhurbaş-
kanının her toplantı yıhnın başında
geçen yıldakı hukumet çahşmalan ve
gelecek yvlda yapılması uygun olacak
ışler konusunda bır konuşma yapma
yetkısının kaldınhnası (1982'de yeni-
den getınlen TBMM açılış konuşma-
sının bambaşka bır nıtelıkte olması
gerekır), hep aynı gerekçeye dayanır
Cumhurbaşkanını partı sıyaseumn ta-
mamen dışında tutarak, çeşıth sıyasal
eğılımler karşısında, en ufak bır kuş-
kuya yer bırakmayacak bıçımde yan-
sız gorunmesını sağlamak (Dızgenın
sağhklı ışletılebılmesı ıçın bu gorun-
tunun yaşamsal onemı vardır)
Sıyasal yansızlığın onemun kavra-
yabümek ıçın, bugün yûrürlûkte olan
sıyasal dızgenın cumhurbaşkanına
yukledığı gorevlen anımsamak yeter
1982 Anayasası'na gore cumhurbaş-
kanmın en önemlı görevı, Turkıye
Cumhunyetı'nı ve ulusun bırlığını
temsıl etmektır
Bunun kadar onemlı ıkıncı bır go-
revı de anayasanın uygulanmasını,
devlet örgenlerının (organlannuı) dü-
zenh ve uyumlu çalışmasını gozet-
mektır Yeniden seçılme olanağı bu-
lunan bır cumhurbaşkanının, o sırada
TBMM'de çoğunlukta bulunan sıya-
sal eğıhmden yana bırtutum takınma-
sı tehlıkesı goz ardı eddemez O za-
man da ne butüncul temsıl, ne ulus
bırlığı kalır Belkı daha da korkuncu,
böyle bır olasıhkta, devlet orgenlen-
nuı çalıştmlmasuıda anayasaya uy-
gun bır düzen ve uyum sağlama yen-
ne, şu ya da bu sıyasal akımın güçlen-
dınlmesı ya da zayıflatüması kaygısı
etkıh olmaya başlar
Sıyasallaşmış bır cumhurbaşkanı,
ne yasama, ne yargı karşısında, ne de
ıçınde yer aldığı yûrutme alanında,
anayasal duzenın ongordûğu ışlevle-
n yenne getırebıhr
Yeniden seçılme kaygısının var ola-
bdmesı, Meclıs'ın kabul etuğı yasa-
lann ıncelenmesuıden anayasa değı-
şıklıklenne, koşullan oluştuğunda
TBMM seçımlennın yenılenmesıne
dek, her bın yaşamsal önemde olabı-
lecek bırtakun yetkılenn kullarulma-
sına ya da kullanılrnamasına ıster ıs-
temez golge duşurur Gorevdekı cum-
hurbaşkanının gerçek nıyetı ne olur-
sa olsun, yeniden seçılme olanağının
bulunması, yasamaya ıhşkın olarak
kullanacağı her yetkının hep kuşkuy-
la karşılanmasına yol açar
Curnhurbaşkanının sıyasete bulaş-
mış görunumunun yargıya ıhşkın gö-
revlen açısından nasıl bır tehlıke ya-
ratabıleceğı ıse, herhangı bır açıkla-
ma gerektırmeyecek denh ortadadır
Anayasa Mahkemesı üyelen başta ol-
mak uzere bır dızı yuksek mahkeme
uyesını seçen, yasalann, yasa gucun-
de kararnamelerın, Meclıs ıçtüzüğu-
nun anayasaya aykırılığı gerekçesıy-
le ıptal davası açabılen, adlı ve yönet-
sel yargının guvenılırlılığını sağlama-
da başrol oynayan Hâkımler ve Sav-
cılarYûksek Kurulu'nunuyelennı se-
çen bır cumhurbaşkanının şu ya da bu
sıyasal eğılıme yakın gorunmesının
ne denlı yıkıcı bır etkı yaratabüeceğı-
nı görmek ıçın özel bır çabaya gerek
yoktur
Samlabıleceğının aksıne, cumhur-
başkanının sıyasal yanlılığı yürûtme
açısından da çok onemlı sorunlara yol
açabüır Parlamenterdızgedeyurutme
yetkısınrn esas olarak hukumete aıt
olduğu, bu nedenle de sıyasallaşmış
bır cumhurbaşkanının yurûtmede çok
sorun yaratmayabıleceğını duşûnmek
yanlıştır Cumhurbaşkanı hükûmetle
aynı sıyasal goruşteyse, tûzedışılıgrn
(hukuksuzluğun) yaygınlaşması teh-
hkesı doğar Yok cumhurbaşkanı hu-
kûmete karşıt bır sıyasal eğılımdeyse,
bu kez de yurutmenın, dolayısıyla da
devlenn felç olması tehlıkesı belınr
Bu ıkı olasılık da yıkım getınr
TBMM'nın bu denlı tehlıkelı bır ışı
gundemıne almış ohnası son derece
kaygı vencıdır Anayasanrn değışü-
nlmesı gereken yığınla dûzenleme
ıçerdığı, dahası bu anayasanın bütu-
nuylebıryana bırakılıp demokratık tu-
ze (hukuk) devletme yakışır yenı bır
anayasa yapılması gerektığı çok soy-
lenmıştır Butun bunlar doğrudur O
denlı doğrudur kı, omeğın bu anaya-
sada, de\ letın kurucusunun vasıyeh-
nı çığneyen, sıradan bır yurttaşa bıle
yapılamayacak bu: şeyı Atatûrk'e ya-
parak terekesının gelınnı böluşturdu-
ğü bır Turk Dıl Kurumu'nu ve Tûrk
Tanh Kurumu'nu kapatan ve bu ge-
lırlerı bırtakım devlet kurumlanna
yönlendıren, boylece de ınanılması
guç bırtuzedışüık ve Ataturk duşman-
lığısergıleyenbu-madde(134 mad-
de) vardır Anayasadaherhangıbırdu-
zeltme yapılması duşunuluyorsa, her
şeyden once bu maddenın yururluk-
ten kaldınlması gerekır
Bu ve bunun gıbı, Turkıye 'yı ayıp-
lanndan anndıracak ve önûnü açacak
yaşamsal değışıklıkler sırada bekler-
ken 1961'm kurduğu, 1982'nın de
ozune dokunmadığı sıyasal dızgeyı
kokunden sarsacak bır değışıkhğekal-
kışılmış olmasını anlamaya olanak
yoktur Sorun olmayan yerde sorun
yaratan, buna karşılık temel sorunla-
nn çözümunü erteleyen yaklaşmılar,
pek bır gonülgucu (moralı) kalmamış
olan Turk yurttaşını daha da umut-
suzluğa ıtmekten, yannlarunızı daha
da karanlığa boğmaktan başka bu- ışe
yaramayacakur
ARADABÎR
AHMETARPAD
Poltdkacı ve Kültürü
Mılletvekıllenmızın Meclıs'te sılle tokat bırbırte-
nne gınşmelenne de alıştık Kımı var kı tum donem
bır kez olsun kursuye çıkıp, ıkı çıft doğru durust laf
etmemış, fakat kursudekıne laf atmada, yumruk
konuşturmada "dunya şampıyonu" Meclıs kon-
dorlannda ış peşınde koşarken de çok başanlı
Mıllet, seçımde Ankara'ya yolladığı vekılınden ço-
ğu kez pek memnun değıldır Bu "kural" son kırk-
ellı yılda hıç değışmemışttr Bencıl olmayanı, odun
vermeyen halkçısı, açık sozlusu, duaıstu, parmak-
la gosterılıyor Ancak o ınsanlan toplum çıkarmış-
tır Buyuk Mıllet Meclısı'ndeoturanlartoplumun "ay-
nası"d\r Ikı kelımeyı bır araya getırmesını becere-
medığı ıçın yumruklarını konuşturanı alkışlayan
seçmenın, den koltuklara kaykılır gıbı uzanmış sa-
kallı, bıyıklı, sıntkan vekılınden ne farkı vaM
Son 50 yılın Turkıyesı'nde kentler buyudu, dağ
başına bıle unıversite açtılar Okuma-yazma bı-
lenlenn, lıse, unıversite dıplomasını cebıne koyan-
lannsayısıhızlakattandı Ancak toptum yoztaşma-
sı da aynı hızla arttı Ağa oğlu, çoban, takunyalı,
takkelı, Meclıs'e gırmesını, başbakan, hatta cum-
hurbaşkanı olmasını becerdı Ankara'ya gonden-
lenlenn ortak bır yanı var Çogu konuşmasını pek
bılmeyen bu ınsanlann kelıme hazınelen taş çat-
lasa 1000 kelımeyı geçmıyor Içlennde doğru du-
rust cumle kuramayanlar, Turkçeyı yanlış kulla-
nanlar az değıl Elıne verılen metnı okurken zorla-
nanlar da var Kultur fakın ınsanlar orneğı
Turkıye'de son 25-30 yılda ustun başanlı çok az
yazar, duşunur, gazetecı, sınema ve tıyatro sanat-
çısı, rejısor, bestecı ve muzısyen yetıştı Toplum,
kendıne çok gereklı bu ınsanlan uretemedı Bu ul-
keye bır şeyler vermış sanatçı ve edebıyatçılanmı-
zın tumu 1940-1970 yıllan arasında yetışmış, gı-
denlenn de yen doldurulamamıştır Onlann bırak-
tığı boşluk hâlâ durmakta
Demırel, Evren, Ozal ya da Erbakan'ın bu ul-
ke kulturune olumlu ne katkısı olmuştur
7
? 12 Eylul
öncesı ve sonrasında Turkıye'de duşunmeyen,
duşunce uretmeyen ınsan yetıştınlmedı mı? Sö-
muru duzenının maşalan, tartışmayan, ınceleme-
yen, gerçeğı araştırmayan bır toplum yarattı Tur-
kıye'de kıtaplar ellı yıldır hâlâ en fazla 3 bın bası-
yorsa, bızı yonetenler guttuklen "kültür polıtıkala-
n" ıle başanya ulaşmış sayılırlar Kendını "aydın"
sanan entel, "boyalı" gazeteden başkasını okumaz-
ken, o gazetede dolaria kalem oynatan, halkın ıçı-
ne gırmeyen "koşe kapmışlar" gunbegun ahkâm
keserken, özel Tv"ler yırmı dort saatlık program-
lannda bır saatı bıle kultur ve eğıtıme ayırmazken,
kımı acı gerçeklere şaşmamak gerek
Halkımızın tuketım harcamalannda eğıtım, yuz-
de 1 42 ıle son sırada yer almakta, başbakanının
şaır olduğunubıldığımız hukumet, butçesının yuz-
de 1 'ını kulture ayırmakta Kaykıldığı den koituk-
tan şoyle bır doğrulup kursudekıne ağzına gelenı
soyleyen, yumruklannı konuştururken gobeğının
kenanndan tabancası gorunen vekılı bu toplum çı-
karmadı mı? Kultur fakın, çıkar zengını saldırgan
polıtıkacı Meclıs'tekı duşunce ozguriuğune bıle
karşıdır O, toplumdakı genç ve etkın kafalar da du-
şunmesın ınceleyıp araştımnasın, uretken olma-
sın ıster Dırençlerı her geçen gun bıraz daha kın-
lan ınançlı bır avuç gerçek duşunurun tek umıdı
ıse gençterdır Nufusumuzun, otuz yaş altndakı yuz-
de 50'sı
KADIKÖY 7. tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
İLANENTEBLİGAT
EsasNo 2000 66
Aiacakh: Yapı ve Kredı Bankası AŞ
Alacaklı Vekili: Av Ayşen Turktekın Cuıoğlu, Ha-
sanpaşa Eğıtım Mah Kasap Ismaıl Sokak Cemkes-
Uras Işmerkezı Kat 4D 11 Kadıkö>-lstanbulBorçIu:
Ayşe Uçar, Battalgazı tlkogretun Okulu Sultanbeylı/ts-
tanbul Borç: 530 565 801 -TL faız ve masraflar hanç
Yukanda yazılı borçlunun borcundan dolayı borçlu
adına çıkanlan teblıgat bıla ıade edılmekle yune yapılan
zabıta tahkıkatına gore adresının tespıtı mumkun olma-
dığmdan danen teblıgat yapılmasına karar venlmıştır
Işbu odeme emnnın teblığı tanhınden ıtıbaren borcu
ve takip masraflanıu 22 gun ıçınde odemenız, borcun
tamamına veya bır kısmına \eya alacaklının takıbıne
karşı bır ıtırazınız var ıse odeme emnnın ılanından ıtt-
baren 22 gun ıçınde açıkça \e sebeplen ıle bırlıkte 1İK
62 maddesı hukmu gereğınce dılekçe ıle ve\a sozlu
olarak ıcra muduıluğune bıldırmeıuz \e aynı sûre ıçın-
de 74 madde gereğınce mal beyanında bulunmanız ak-
sı takdırde takıbın bu sebeple sızden sadrr olmuş sayı-
lacağı \e mal beyanında bulunmaz \e>a hakıkate aykı-
n be>anda bulunursanız hapıs ıle cezalandınlacağınız,
borç odenmez veya ıtıraz edılmezse cebn ıcraya devam
eddeceğı ılanen teblığ olunur Basın 1651
Düğmeye Kim mi Bastı...
AYDEN OLGUN AmşUrmacı
S
on günlerde ulkede bıtıp tukenme-
yen yolsuzluk olaylanna bu* yenısı
daha eklendı Beyaz Enerji
1
Ancak
bu yenı olay oburlennden daha de-
ğışık Devrede ust yoneücıler, mûs-
teşar yardımcılan, genel müdürler, daıre baş-
kanları, hatta ıddıalara gore koalısyon huku-
metırun ılgıh bakanı da var Bu yeni olayın
Uginç bir yonu de hukümetie askeri kesjmi
karşı karşıya geormesL Aralık ayında Çevık
Kuvvet' ın yuruyuşu sırasında gundeme gelen
"Düğmeye kim basto" sorusu, bu karşı karşı-
ya gehş nedenıyle brr kez daha gundeme gel-
dı "Düğmeye kim basö" sorusu yeniden man-
şetlere taşındı Ancak bu seferkı duğmeye ba-
sışın olumlu olduğu kesındır
Çevık Kuvvet'ın yurûyuşü su-asında gaze-
tecılenn "Düğmeyekimbastı" sorusuna "Be-
nim dekuşkulanm var!" yarutını veren Sayın
Başbakan Etevit,bu ker konoşmamayı tercıh
ettı
1
Tûrkıye'yı kanştıran çeşıth yolsuzluk
olaylannın bırçoğunun soruşturmalaruun ay-
lardan buyana devam ettığı ve konulann yar-
gıya ıntıkal etmedığı bır gerçektır' Beyaz
Enerjı olayında sıvıl kesımın oldukça yavaş
davrandığı, olaya elkoyanûlkenın güvenhğın-
den sorumlu asken kesımın,jandarmanın us-
tûne duşen yasal görevı anında ve süratle ye-
nne getırdığı de bır gerçektır
Gende bu-aktığımız 2000 yılı ıçınde oluşan
sayısız olumsuz olay ve sorunlar ıçın de "Dûğ-
me>e kim basü" sorusunun sorulması gerek-
tığı kanısındayız
Oluşan bu olay ve sorunlar dıkkatle ırdelen-
dığınde düğmeye "rufai"lenn değıl, bızzat
ıçımızden bınlennın bastığı gorulecekor
Tıpkı "BeyazEnerji" olayındakı yolsuzlu-
ğun duğmesme, ılgıh kuruluşlann yetkılıle-
rmrn bastığı gıbı
1
Kısacaozetleyecekolursak
u
30binkişinin
katfli PKKü hain Apo'nun klamının önkn-
mesi, afyasasuun bugûnkü karmakanşıkşek-
Hyfc çılânası, Necmettın Erbakan'ın torpiOi
affi, Atatûrk'e ve laiküge söven cumhariyet
düşmanıeskişeriatçımilktvekülerinin af kap-
samına ahnması, şeriatçı faaliyetkrin bir tür-
lü önlenememesL, hapishanelerin terörist ve
mafya >ııvalan halioe getanesi,duşuncesuçuy-
la ilgili vasalann bir türiü çıkanbnaması, ül-
kede on binlerce yetişnuş uzman varken DV1F
ve Cotarelh"nin ekonomimizde soz sahibi ya-
pıfanalan, yüz binlerce gencimizin üniversite-
yegirememesı, işçive memurlara enflasyonun
çok altmda gûlûnç zamlar verümesi, suçlulu-
ğu yargı karan Ue kesirüeşmemiş insaidann D-
güüerin verdiğı bilgüerie gazete sürunlannda
ve televTzyonlarda ınsafsızca teşhir edflmderi,
Başbakan Ecevit'in işlerli kafa yapısma değü
defîziğinebakuarakbudurumunpolenıikko-
nusu vapüması. insaniann yerli yersiz kelep-
çeknmeieri, bazı bankalann batması ve ban-
larmm kurtarüması, banka kurtarma operas-
yoolannın ceremesinin ulusa yüklenmesi, ba-
TXdevletgöreviOerinin anajasamıza aykın ote-
rak Kûrtçe radyo-televizvoa yaymlarmın baş-
tebdknasıkoDusundakİKrarhönerflerivebuÖDe-
riyi yapan devlet görevlileri hakkmda hûkû-
metçe yasal işlem yapdmaması, yasalara göre
gizii olan haaruk soruşturmalannın ilgüüer-
cebasma SKdmlması, TÜSİAD'm ûlke ekono-
misini ve hûkümeti yönlendirmeye kalkışma-
sı, AB'ye nlınaınjiy»fağımi7in hâlâ bazıların-
caanlaylmamasL tstanbulTicaret Odası Baş-
kanı'mn durup dururken askeri >önetime da-
vetiye çıkarması, ozel tetevizyonlarda yapılan
ahlak dışı yayınlann onlenmemesL TRT ve
RTÜK yasalannm bır türlu gunun koşullan-
na uygun duruma geürilmemesi, siyasal par-
tüerve seçimyasalaruıın hâlâ değistirilmeme-
si" gıbı ulkeyı yakından ılgılendu-en yaşam-
sal olaylar, konular ve sorunlar ıçın de "Düğ-
meye kim ya da kimler basü" dıye sormamız
arnk kaçınılmaz ohnuştur
Tûrkıye'nın sorunlarınuı çozume ulaşma-
sını engelleyenler, devamlı yenı sorunlar ya-
ratanlar, konulan amaçlı olarak ıçınden çıkıl-
maz durumlara getırenler, yasalardakı açık-
lardan yararlanarak ulusun gozlen önunde
pervasızca faahyetlennı surdurmektedırler
Daha açık vurgulamak gerekırse olumsuz-
luklar ve çıkarlar ıçın duğmeye basanlar, men-
sup öîauklân sıyasal partılefırfyâ
>
da kuruluş-
lann çıkarlan ıle kendı kışısel çıkarlannı ul-
ke çıkarlan ûstunde tutan bazı sıyaset ve ışa-
damlan ıle kapkaççı banka sahıplen, dovız ve
yuksek faız oyunlan ıle servetlennı artnranbu-
yuk sermaye sahıplen, bu- kısım çıkarcı ba-
sın ve koltuklannı korumak pahasına sıyası-
lere emırkulu ohna haysıyetsızlığını gosteren
bazı ust duzey burokratlardır
Yolsuzluk olaylannda, sıvü kesımın, aske-
n kesımın "Beyaz Eneıji
w
olayındakı duyar-
lıhğını (hassasıyetuıı) ılke edınmesı halmde
ulkemızdekı yolsuzluk olaylannın bıçak gıbı
kesıleceğı açıktır
Sanınz "Düğmeye kim basü'' sorusunun
yanıtı bu denlı basıttır
Oğretmenlerin Ne Kadarı Ek Iş Yapıyor
Zeki SARIHAN Eğı
• • ğretmenlenn durumlanyla ılgıh
O
gazete haberlennde ve yazüarda
sık sık bu meslek mensuplannın
yuzde 70'uun ek ış yaptığı yıne-
lenıyor Son 24 Kasım Öğretmen
Gunü nedenıyleyapılan yayınlarda da bırçok
gazetede aynıbılgı yer aldı Oğretmenlerin "ta-
mamına yakmı", "büyûk çoğunluğunun
n
,
"çoğunhığunun" ek ış yaptığı ıle ılgıh ıddı-
alar yenı değıl Nerdeyse 15-20 yıldır yazılıp
soylenıyor Bukonudayaklaşıkonaryılaray-
la yapıhnış üç araştırma vardır ve her uçü de
bu yargılan yalanlıyor
Bu konuda ılk araştvrma, 1977-1978 öğre-
tım yılında TODAÎE Kamu YÖnetımı Lısans
Ustu Uzmanlık Programı'na devam ederken
ogretun uyemız Kemal Kartel'ın gozetımın-
de bır arkadaşunla bırlıkte yapmıştık Anka-
ra kent merkezınde ılk, ortaokul ve lıselerde,
duşuk, orta gehrh ve yuksek gelırh semtler dık-
kate alınarak dağıtıkraş ve 345 oğretmenın dol-
durduğu ankete gore, Ankara oğretmenlen-
nın yuzde 11 'ı "oğretaıenlikten başka gefirge-
tirkd bir işte cahşt]ğı
n
yarutını vermıştı (Oğ-
retmen Dunyası, Şubat 1980, s 24) Üancı araş-
tumayı 1989 yılı sonunda, butun Tûrkıye'yı
kapsayacak bıçımde yaptım 4 144 oğretme-
nı kapsayan bu araştırmada yöntem olarak ek
ış yapıp yapmadığı oğretmene sorulmuyor,
okulda kımuı ne yaptığmı bılen, oğretmenle-
n yakından tamyan meslektaşlanmn araştır-
mayontemıkuuanıhyordu Bu araştırmada oğ-
retmenlennyûzde 15 41'ınınekışyaptığıor-
taya çıkmıştı (Öğretmen E>ûnyası, Mart 1990,
s 4 vd) Bu bılgı gunluk basına da yansımış-
tı Ne var kı, son on yıldır oğretmenlerin bü-
yük çoğunluğunun ektş yaptığı konusundaya-
ymılar suruyor ve son ıkı yıldır yuzde 70 sa-
yısı uzennde neredeyse ulusal bır anlaşmaya
vanldı1
Bu sayı, Eğıtım- Sen ıçın Sayın Pro-
fesor Rıfat Okçabol ve Doç Dr Fatma Gök
tarafından yapılan bır araştırmadan kaynak-
lanıyordu Öğretmenlere, "Ek iş yapmak is-
ter misiniz" dıye bır soru soruknuş, çıkan sa-
yı, araştırmanm vayımlandığı kıtapçıkta yan-
lışlıkla "ekişvapanlar" olarak venlrnıştı Sa-
yın Okçabol, yanlışhğın farkına vardı ve Eğı-
tım-Sen'ın yayın organmda bu yanhşhğı dü-
zeltıp ozûr dıledı
Geçen yıl, öğretmenlenn ne kadaruun ek
ış yapuğıyla ılgıh 10 yıl önce yaptığım araş-
tırmayı yıneledım Yıne yurt yuzeyınde, 29
dde, 272 okulun 5 425 öğretmenını esas alan
araşarmada, ek ış yapanlann oranı yuzde 16
çıktı Araştırma sonuçlan Bılım ve Utopya
dergısının Mart 1999 tanhh sayısmda yayım-
landı, Öğretmen Dunyası'nın aynı tanhh sa-
yısında ozetlendı ve yıne basına da yansıdı
Durum bu olduğu halde, hem de bu araş-
ûrmadanhaberiı olması gereken çevrelenn yüz-
de 70 sayısmda dırenmesının anlamı ne ola-
bılır
0
Bunun, "oğretmenlerin ekonomik du-
rumunu ne kadar kötû gosterirsek ucret pa-
zarhğında hükümete karşı kozlan o kadar
yûksekohır" gıbı bu- duşuncemn urunu oldu-
ğu gorüluyor Bu düşuncenm yanlışhğı orta-
dadır Çûnku, gerçeğı herkes gıbı hukumet çev-
relen de bılıyor olmalıdır Herhangı bırkaç okul-
da yapılacak çıplak bır gözlem bıle öğret-
menlenn çoğunluğunun ek ış yapmadığının
anlaşılması ıçın yeter Dahası, bu durum, öğ-
retmenlenn saygmlığına ındınlmış ağır bu-
darbedrr Öğretmenlenn yûzdeyetmışınınya
da çoğunluğunun ek ış yapıyor ohnası, onla-
nn mesleklennı yenne geurmek ıçın yeten za-
man ayırmadığı, yahıız para peşuıde koştuğu
ızlenımını de pekâlâ doğurabıhr Yüzde yet-
mışuı oğretmenhkten başka bu- gehnnın ol-
ması aylıklan arttumamak ıçınbır gerekçe de
yaratamaz mı9
Gerçek ohnayan bır durum ûzerme kuru-
lan hıçbır polıtıka ınandıncı olamaz ve başa-
nya ulaşamaz Öğretmenlenn bıncık soru-
nunu aylıklannın azlığı olarak gosterme an-
layışı, gehp buraya dayanmışnr Gerçek, her
100 oğretmenden 84 ûnûn oğetmenhktenbaş-
kabu- ış yapmadıgıdır Yuzbınlerce bay ve ba-
yan öğretmen, oğrencılenne yararlı olabıl-
mek ıçrn her sabah okuluna koşmakta, eluı-
den geldığmce mesleğının gereklennı yenne
genrmektedrr Kaldı kı, ek ış yapan öğret-
menlenn yaptığı bu ıştgın onemlı bır bolu-
mü, tanm ve bahçecılıkle ılgılenmek gıbı
mesleğuıe hıç de zaran ohnayan, hatta onun
toprakla, bedensel ışleryapanlarla bağını guç-
lendırecek, Koy Enstıtusu sıstemuun de on-
görduğu ışlerdır En çok goze batan, ek ış
olan ozel ders, ek ışlenn yalnızca yuzde
21 3'unu oluşturuyor ve bu her 100 oğret-
menden yalnızca 3 6'sının ek ders verdiğı an-
lamına gelıyor Buyuk kentlenn bazı merke-
zı okullannda bu oranuı daha yûksek olma-
sma bakıp bütun ulke oğretmenlennı, ozel
ders venyor, ek ış yapıyor gostermenın yan-
lışhğı ortadadır
öğretmen aylıklannın duşuklügûnu anlaur-
ken kullanılan bur yontem hatasına daha de-
ğuunek ıstıyorum Bu da zengın ulkelerde
oğretmenlenn aldıklan aylıkla Tûrkıye oğ-
retmenlenmn aylıklannı karşılaştırma yon-
temıdu- Gazetelerde yayunlandığına gore, or-
neğm Isvıçre'de 15 yılhk bu- öğretmen, yılda
42 724 dolar aylık alu-ken kıdemı aynı olan
Turkıyeh brr öğretmen 5 112 dolar alıyor ve
bu durum Isvıçre devletının oğretmenmı ne
kadar düşundüğuneornekvenhyor Boylebır
karşılaştırma yanlıştır Öğretmen ucretlen-
run yuksek olduğu ulkeler, genellıkle ulusal
gehrlen Turkıye'den çokyuksek olan ulkeler-
dır ve bu ulkelerde fıyatlar da Turkıye'dekın-
dençokyuksektır Oğretmen ucretlennın du-
şükluğü böyle kanıtlanamaz Yapılacak şey,
bu" öğretmen ayhğı ıle gıyım, yıyecek ve ben-
zen mallann ve hızmetlenn fıyatlannın kar-
şılaştınlmasıdu-
Butun çahşanlar gıbı oğretmenlenn de da-
ha yûksek ücret almak haklandrr Bu, ûlke-
dekı haksız bolûşûme mudahale etme haklı
ısteğınden kaynaklanır Dıyelım kı, ulkede
gerçek bu- eşıtlîk gerçekleştı ve ulusal gehr her-
kese eşıt olarak dağıüldı Bu, kamu hızmet-
lenne hıçbır pay aynhnadan yapılacak bu-he-
saba gore bugunku koşullarda oğretmen ay-
lıklannın da yıllık uç bm dolar olması anla-
nuna gelecekur Turkıye oğretmenlennın ay-
lıklan, hıçbu- zaman Avrupalı meslektaşlan
dûzeyıne çıkamayacaktır Sarunm, kımılen
Tûrkıye'yı bu: Avrupa ülkesı sayıyor ve he-
saplannı buna gore yapıyor Fakir Baykurt'un
son günlerde yayımlanan "BirTÖSVarth" kı-
tabında da bırkaç kez vurgulandığı gıbı, geç-
mışte ulkenın halkçı oğretmenlen ve onlann
örgütlen, oğretmen ucretlennı one çıkarma-
ya utanıyorlar ve durumlannı halkuı duru-
muyla brrlıkte ele alıyorlardı Böylece ba-
ğımlı ve sömurucu duzene halktan destek de
alıyorlardı Koprulenn altından ne kadar da
suakmış Bunu arükkımseye anlatmanın ola-
nağı yok'
PENCERE
Altmaklık Ortamı
Vaktıyle sazlık bır golde yaşayan ıkı yabanorde-
ğı, sukaplumbağası ıle olağanustu bır dostluk kur-
dular, aralanndan su sızmıyordu
Ama bır sure sonra bu mutluluk tablosu golge-
tendı, çunku çevre kırlenıyor, sular çekılıyordu
Gıdışati sezınleyen ordekler, kaplumbağaya du-
rumu anlattılar
- Burası yaşanmaz oldu, bız karar verdık, bır
başka yere goçuyoruz
Kaplumbağa
- Ayol, dedı, sulann çekılmesı, golun kırlenme-
sı, sızden çok benı ılgılendınn çunku bır tekne gı-
bı ben de susuz yaşayamam
Sonra yalvardı
- Ne olur, benı de goturun"
ordekler duşunduler taşındılar, en sonunda bır
çare buldular
- Pekı, dedıler, ıkımız bır çubuğun ıkı ucunu ga-
galanmızla tutanz, sen de çubuğu ortasından ağ-
zınlatutarsın, senı uçururuz, ama, bızı goren ınsan-
lann soyledıklenne kulak asma, onlan yanröama-
ya kalkma!.
Kaplumbağa razı oldu.
Bırlıkte uçmaya başladılar..
Aşağıdan gorenler
- AaaaaaL dıye bağırdılar, ne tuhaf şey, ıkı ör-
dek, aptal kaplumbağayı uçuruyorlar.
Kaplumbağa ofkelendı
Dılını tutamadı
- Gozunuz kor olsun'
Ama ağzını açınca duştu.
•
Bır maymun surusu dağa yerleşmıştı
Ruzgârlı ve soğuk bır gecede uşuyen maymun-
lar ateş yakmak ıstedıler, çalı çırpı topladılan son-
ra bır ateşböceğını yakalayarak çalı çırpıntn arası-
na yerleştırdıler
Ateş yakmak ıçın uflemeye başladılar...
Umutlan bır an önce ısınmaktı
Ağaçtakı tartakuşu uyardı.
- Boşuna uğraşmayın, ufledığınız şey ateş de-
ğıl, bır böcek
Kuş ne denlı çırpınsa da kımse onu dınlemıyor-
du, oradan geçen bır dervış, tariakuşunu uyardı:
- Sert taşın ustunde kılıç denenmez, kuru ağaç-
tan ok yayı yapılmaz, soluğunu tuketme, nahle ye-
re uğraşıp durma!..
Akılsız kışıye neden kuş kafalı denıı-^
Tariakuşu oğut dınlemedı
Maymunlann arasına dalıp ateşboceğının ateş
olmadığını anlatmaya çabaladı
Maymunlardan bın kızdı
Bır başkası ona uydu
öfkelenen maymunlar, tarlakuşunun ustune sal-
dınp oracıkta öldurduler.
•
Ikı öyku de La Fontaine'ın değıl
Hındtstan'da Boydeba adında bır bılge varmış,
zamane sultanı Debşelim'e devlet yonetımınde
yol gostermek ıçın öykuler yazmış .
Yazılanlar günümuzde de geçertı.. '*
u
"#*>^ J
Pekı, akılsız kaplumbağa kim?.. • «•
Tartakuşu kim?
Medya ıle polıtıka ortamı öylesıne ahmaklıkla
dolup taşıyor kı, hayvan oykulen sankj bızım sıya-
setçıler ıçın yazılmış
Antonina {Turizm
YUNANİSTAN
(Kaltûr Tum)
Doç. Dr. M. lhsan Tünay Ue
Yanaaistan'da 25 yühlc bir denevim Ue K»v»l«,
Selanlk, Atln». Meteor», Korint, Mıkea, Epıdavros-
Tarik. 4 -10 Mart
Son katdnn tarihi: 15 Şabat 2001
Rezcrvısjoı (212)292 28 74-75
TC
KADIKÖY 7. İCRA
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
İLANENTEBLİGAT
EsasNo 2000/2443
Alacaklı: Yapı ve Kredı Bankası AŞ
Alacaklı Vekili: Av Ayşen Turktekın Cuıoğlu,
Hasanpaşa Eğıtım Mah Kasap lsmaıl Sokak
Cemkes-Uras Işmerkezı Kat 4 D 11 Kadıkoy-îs-
tanbul
Borçlu: Turan Guden, Beşyol Gur Sıtesı, No
54TûreSok Sefakoy-lstanbul
Borç: 830 797 481 -TL faız ve masraflar hanç
Yukanda yazılı borçlunun borcundan dolayı
borçlu adına çıkanlan teblıgat bıla ıade edılmekle
yıne yapılan zabıta tahkıkatına gore adresuun tes-
pıü mumkun olmadığından ılanen teblıgat yapıl-
masma karar venlmıştu
Işbu ödeme emrinın tebhğı tanhınden ıübaren
borcu ve takıp masraflanm 22 gun ıçmde ödeme-
nız, borcun tamamma veya bır kısmına veya ala-
cakluıuı takıbıne karşı bu: ıtirazmız var ıse ödeme
emnnın ılanından ıtıbaren 22 gün ıçınde açıkça ve
sebeplen ıle bırlıkte IİK 62 maddesı hukmu gere-
ğınce dılekçe üe veya sözlu olarak ıcra müdurlu-
ğune bıldırmemz ve aynı sure ıçınde 74 madde
gereğınce mal beyanında bulunmanız aksı takdır-
de takıbın bu sebeple sızden sadrr olmuş sayılaca-
ğı ve mal beyanında bulunmaz veya hakıkate ay-
kuı beyanda bulunursanız hapıs ıle cezalandınla-
cağmız, borç odenmez veya ıtıraz edılmezse ceb-
n ıcraya devam edıleceğı ılanen teblığ olunur
Basın 1650
Yaşam, kalbın ıkı
vuruşu arasındakı zamandır
Kalbinizi koruyun
TÜRK KALP VAKFI
79 Mayıs Cd. No: 8 Şışlı/İSTANBUL
Tel: (0 212) 212 07 07 (pbx) 1C Hat
Faks:(0 212)212 68 35