Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 10 OCAK 2001 ÇARŞAMBA
HABERLER
'Operasyonlar
sürecek'
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
Emniyet Genel Müdürü
Turan Genç, 2000 yılında
gerçekleştirilen
operasyonlann 2001
yılında da sürdürüleceğini
söyledi. Gazetecilerin
sorulannı yanıtlayan
Turan Genç, Beyaz Enerji
operasyonunun siyasi
baskılar nedeniyle polise
değil jandarmaya verildiği
iddialanyla ilgili olarak
"Operaşyon; jandarmâ
teşkilatı tarafından
başlatılmış ve
sürdürülmüştür. Bizim
yorum yapmanuz söz
konusu değildir" diye
konuştu.
Soykınm
iddialarına yamt
• Haber Merkezi - tnönü
Üniversitesi ve Başkent
Üniversitesi senatolan,
FransaMeclisi'nde 18
Ocak'ta görüşülecek
sözde Ermeni soykınmı
yasa önerisi ile ilgili karar
aldı. lnönü Üniversitesi
Senatosu tarafından
hazırlanan karar
metninde, Fransız
hükümetinin uzunca bir
süredir yasallaştırmaya
çalıştığı sözde Ermeni
soykınmı ile ilgili
tasannın asılsız, haksız ve
yersiz bir yaklaşım olduğu
gibi ülkelerarası ilişkileri
de zedeleyici özellikte
bulunduğu bildirildi.
Senato, sözde Ermeni
soykınm tasarısını
hazırlayanlan ve
destekleyenleri kınadığını
bildirdi.
Köşk'e atama
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Kemalettin
Alikaşifoğlu' nun
görevden aynlmasıyla
boşalan
Cumhurbaşkanhğı
Kanunlar, Kararlar ve
Hukuk Işleri
Başkanhğı'na dün Reşat
Şamiloğlu atandı.
AÇKLAMA
• Haber Merkezi -
TEDAŞ Genel Müdür
vekili Osman Nuri Doğan,
gazetemizin dünkü
sayısında yayımİanan
"Ersümer Raporu Işleme
Koymadı" başlıklı haberle
ilgili olarak bir açıklama
yaptı. Açıklama şöyle:
"...yazıda benim Agora
Evleri'nde oturduğum
belirtilmektedir. 1985
yılından bugüne kadar
TEAŞ-TEDAŞ lojmanlan
38/4 No'hı lojmanda
oturmaktayım. Aynca
Agora Evleri'nde benim
veya bir yakımmın evi
bulunmamaktadır."
'Askeri yönetimlerde daha çok yolsuzluk olur, çünkü bu dönemler karanlıktır'
Ydmaz askerlere yüldendiANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -
ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yar-
dımcısı MesutYdmaz, Beyaz Enerji ope-
rasyonunda partisine dönük suçlamalan
"sert bir dük" yanıtlarken "askeri yöne-
tiındençarebekkyenlere" yüklendi. Siya-
setçi ve siyaset kurumunun yolsuzluklar-
la mücadelede gerekçe gösterilerek yıp-
ratılmaya çahşıldığını belirten Yılmaz,
"Siz sanıyor musunuz ld askeri yönetim
gelse yolsuzluk olmayacakür. Tam tersine
daha çok yolsuzlukolacakür. Çünküo za-
man daha karanük olacakür. Karanlıkta
yolsuzlukla mücadete edemezsiniz" dedi.
"BeyazEnerji" operasyonunda gözaltına
alınan eski TEDAŞ Genel Müdürü Bir-
sel Sönmez'ın geçmişte ANAP'ta siyaset
yaptığı için basının partisini hedef aldı-
ğını ileri süren Yılmaz. "Bizeskibakanı-
nı değil, görevdekibakanınıyolsuzlukne-
deniyle Yüce Divan'a gönderen ilk parti-
yiz" diye konuştu. ANAP Istanbul Mil-
letvekili Emre Kocaoğiu ise "Bir darbe
planlamasınm çan seslerini duyuyorum**
dedi.
Yılmaz, dün partisinin grup toplantı-
sında "BeyazEnerji operasyonunda'' par-
tisini hedef alanlan ağır bir dille eleştir-
di. Yolsuzluklarla mücadele konusunda
en fazla sorumluluğun ANAP'lı bakan-
uklara düştüğünü belirtti.
Yılmaz, Beyaz Enerji operasyonunda
gözaltına alınanlar arasında bir eski
ANAP'lı bakanın olmasınm, partisinin
"imajını bozmakve suçlamak" amacıyla
kullanıldığını iddia etti.
Bazı basın organlannın yolsuzluklan
ortaya çıkarmak değil, siyaseti kirli gös-
terip siyaset kurumunuyıpratma amacıy-
la hareket ettiğini savunan Yılmaz, "Bi-
zim başlatnğunız bir olayı bize karşı kul-
lanmaya çauşıyoriar" görüşünü savundu.
Siyaset kurumunu "sonın çözemez" gibi
göstermeninkimseye yaraı getirmeyece-
ğini vurgulayan Yılmaz, "Feki sonınlan
siyasetçi ve siyaset kurumu çözemiyorsa
kim çözecektir? Türkiye'ninen büyük ga-
zetesinin, resmi bile olmayan, sihıet haün-
de bir asker üniibrmasuu basmasından
utanç duyuyorum" dedi.
Milletvekilleri, Yılmaz'ın bu sözlerini
ayakta alkışladılar.
Grubun basına kapalı bölümünde ise
Istanbul Milletvekili Emre Kocaoğiu, son
dönemde yaşanan gelişmeleri değerlen-
dirirken "parlamentersistemekarşıbirsi-
yasi ajitasyon" yapıldığını ileri süıdü.
Grupta, Sinop Milletvekili Yaşar Top-
çu ise başlatılan operasyonlardan yakı-
narak işadamlannın tümüyle suçlu gös-
terildiğini, kelepçelendiğini ve yatırımcı-
nın korkutulduğunu savundu. Topçu'nun,
bu nedenle operasyonlann "ağnîlan atan-
masını" önerdiği öğrenildi.
Çağlar ve Demirel'i savundu
Topçu \hın Bakan
Türk'ehakaret
AYŞESAYIN
ANKARA - ANAP
grubunda, DYP kökenli
Sinop Milletvekili Yaşar
Topçu, eski kabine arka-
daşı CavitÇağlar ile Yah-
ya Murat DemireTe sahıp
çıkarken Içişleri ve Ada-
letbakanlannı operasyon-
lar nedeniyle "kınadı"'.
Adalet Bakanı Hikmet
SamiTûrk'ü sert bir dille
eleştiren Topçu'nun "Ba-
kan, hâkim ve savcılara
usulsüz işler yapürıyor,
bunu o bacaksız boyuyla
yapıyor" diyerek hakaret
etti. Topçu'ya tepki göste-
ren ANAP Genel Başka-
nı ve Başbakan Yardımcı-
sı MesutYılmaz ise "Çağ-
lar suçsuzsa Isviçre'den
gelip hesap versin. Onun
eski bakan olması, suçsuz
olduğunu göstermez" di-
ye çıkıştı.
ANAP grubunun bası-
na kapalı bölümünde, es-
ki Cumhurbaşkanı Sûfcy-
man Demirel'e yakınlı-
ğıylabilinen YaşarTopçu,
Yahya Murat Demirel'in
"banka boşalrnğı yönün-
deki iddiaları şüpheyle
karşüadığmı" söylerken
Cavit Çağlar'ı kastederek
"Eski bir bakanın kırmı-
n bühenJe aranması ayıp-
ör" dedi. Edinılen bilgiye
göre Topçu, grup toplan-
tısında, yolsuzluklarla
mücadele kapsamında ya-
pılan operasyonlan eleş-
tirdi. Operasyonlar nede-
niyle "ıçişleri ve Adalet
Bakanlannı kınadığuıı"
söyleyen Topçu, Çağ-
lar'ın durumunun 4422
sayılı Organize Suçlar Ya-
sası kapsamında değer-
lendirilmesinin doğru ol-
madığını sa\
r
undu. Adalet
Bakanı'nın hâkim ve sav-
cılara usulsüz işler yaptır-
dığını ileri süren Topçu,
"Bunu o bacaksız boyuy-
la yapıyor" diyerek
Türk'e hakaret etti.
Çağlar'ın devlete olan
borcunu ödeme taahhü-
dünde bulunduğunu, bu-
na karşm kırmızı bültenle
arandığmı kaydeden Top-
çu, Murat Demirel'in
bankanm içini boşalttığı-
nı da "inandıncı bulma-
dığmı" söyledi. Bunun
üzerine bazı milletvekil-
leri, "lsimkribırak,siste-
me bak" diyerek tepki
gösterdiler. İşadamlannın
üzerine bu şekilde gidil-
mesinin sektöre zarar ve-
receğini ileri süren Top-
çu, operasyonlann "ağır-
dan ahnması" gerektiği
imasında bulundu.
Bunun üzerine kürsüye
gelen Mesut Yılmaz, "Bu
arkadaşmuzın görüşleri-
ne kaülmryorum. Millet-
vekili olduğumuzu ve mil-
letin temsikisi olduğumu-
zu unutmamamız gere-
kir'' dedi. îsim vermeden
avukat kökenli olan Top-
çu'ya, "Avukathğunızı,
komplekslerimizi bir ya-
na bırakıp yolsuzluklarla
mücadeleyi sürdürmek
dorumundayız, Bunun so-
nuna kadar gideceğiz"
karşıhğını veren Yılmaz,
Çağlar'ın suçsuzsa Türki-
ye'ye gelerek hesap ver-
mesini istedi. Topçu, Hür-
riyet gazetesinde açıkla-
maları yer alan askerin,
Jandarma Genel Komuta-
nı olduğunu iddia edince
Yılmaz. "Jandarma Ge-
nel Komutanı, sivil otorite-
ye bağta saygıdeğerbir ko-
mutandır" dedi.
İĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
Türkiye'nin 2. Cumhurbaşkanı geniş katılımlı bir toplantı ile anıldı
'Atatürk ve Inönü'ye borçluyuz'
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-Türkiye Cumhunyeti'nın ku-
rucusu Mustafa Kemal Ata-
tûrk'ün silah arkadaşı, 2. Cum-
hurbaşkanı lsmet lnönü dün ak-
şam Çankaya Belediyesi Çağdaş
Sanatlar Merkezi'nde düzenle-
nen geniş katılımlı toplantı ile
anıldı. Dışişleri Bakanlığı Müste-
şan Büyükelçi FarukLoğoğlu, ls-
met lnönü'nün cumhuriyet tarihi-
nin en önemli adlanndan biri ol-
duğunu belirterek "Yanm asır
bo>ıınca Türkij«'yi birinci dere-
cede etkilenüştir. Görevinde de
çok başanlı olmuştur" dedi.
Çankaya Belediyesi ve lnönü
Vakfı'nın katkılanyla Oran Ro-
tory Kulübü'nce düzenlenen
"Ölümünün 27. Yüdönûmûnde
Milli Şef lsmet tnönü" başlıklı
toplantının açış konuşmasını
Çankaya Belediye Başkanı Hay-
dar Yılmaz yaptı. Yılmaz. lsmet
Inönü'nün "güvenilirtigin timsa-
li" olduğunu söyledi.
tnönü Vakfı Başkan Yardımcı-
sı Gülsün Bilgehan da toplantının
düzenlenmesıne katkıda bulu-
nanlara teşekkür etti. Açılış ko-
Birinci İnönü Z a f e r i ' n i n 80. yıldönümü
Batı cephesinde kazanılan ilk zafer
Haber Merkezi - Cumhurbaşkam Ahmet Nec-
detSezer. Kurtuluş Savaşı'nda Batı Cephesi'nde
kazanılan ilk büyük başan olan Birinci lnönü Za-
feri'nin 80. yıldönümü dolayısıyla bir mesaj ya-
yımladı. Cumhurbaşkanı Sezer, Türk ulusunun
tarihi boyunca girdiği birçok sa\aştan başanyla
çıktığını: akıl, sağduyu ve bağımsızlığa olan inan-
c» ile en olumsuz koşullan bile büyük bir zafere
dönüştürebüdigini bildirdi.
Sezer şunlan kaydetti: "lsmet bönü komuta-
sında kııranılan bu zafer, SevrAntiaşması'nın ön-
gördüğü maddeleri uygulama> a çalışarak vatan
topraklanmızı bölmek isteyenlere. ulusumuzun
bir bütün olarak özgüriük ve bağımsızuğından
hiçbir koşul altında ödün v«rmeyeceğini bir kez
daha göstermiştir." TBMM Başkam ekılı AK Ihk-
soy da yayımladığı kutlama mesajmda. "Bu bü-
>iik zafer, Türk ulusunun üstün vatan sevgisinin,
özgüriük vtbağımsızlıktutkusununen seçkinör-
neklerinden biridir" dedi.
Başbakan Bülent Ecevit, "Ulusumuzun, ba-
gunsıziık tutkusu ve en zor koşulbır altında bile
btrtiğmesampçıkrruşolması, KurtuluşSavas/nm
başanyla sonuçlanmasuıdaki en önemli unsur-
lardır" derken MHP lideri Devlet Bakanı ve Baş-
bakan Yardımcısı Devlet Bahçeli de zaferin,
"değeri zamanla daha da abideleşen büyük bir
kahramanlık tablosu" olduğunu belirtti.
nuşmalannın ardından, Kürşad
Terci ile Kağan Korad'dan olu-
şan "Bükent Gitar Duo" bir din-
leti sundu.
Emekli Büyükelçi Tevfîk
linaydın' ın yönettiği panelde ko-
nuşan Dışişleri Bakanlığı Müste-
şan. Büyükelçi Faruk Loğoğlu.
İnönü'nün genç nesillerce tanın-
mamasının cumhuriyet tarihinin
anlaşılması bakımmdan büyük
bir eksiklik olduğunu belirtirken
"Cumhurryetin geieceği,Cumhu-
riyetin geçmişinin iyi anlaşılması
ile mümkündür" dedi. Loğoğlu,
şunlan söyledi:
"Atatürk'ün devrimlerinin ya-
şama geçirilmesinde, İnönü'nün
bü>ük payı vanh. tnönü'yle ar-
kadaşhk, Atatürk'ü yalnızuktan
kurtarmış, reformlan, devrimk-
ri güvenle sürdüreceğj bir ortam
yararmışor. Üişküerinde Ata-
türk'ünöndeolmasıtnönü'yü ra-
hatsu etmemiştir."
lsmet bönü'nün 1950 ile 1960
yıllan arasında izlediği politika-
lan anlatan eski CHP Genel Sek-
reteri Tarhan Erdem de 1950 son-
rasınm lnönü için "çüeli" bir dö-
nem olduğunu belirtti.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Başbakan Ecevit, "Bunu söyleye-
ni ortaya çıkarın" diyerek öfkesini açı-
ğa vurdu. Söyleyenin bir üst düzey
komutan olduğunda Hürriyet gazete-
si ısrarlı. Üst düzey bir komutan, hü-
kümet içinden bir bakanı da kapsayan
bir operasyon yaptıklannı ve bundan
hükümeti haberdaretmediklerini söy-
lüyor. Operasyonu yürütenin Jandar-
ma olduğu söylendiğine göre gözler
Jandarma Komutanlığı'na çevriliyor.
Jandarma Komutanlığı böyle bir açık-
lama yapmadıklannı ifade ediyor.
Mesut Yılmaz, düne kadar çok iyi
• ilişki içinde olduğu Hürriyet gazete-
5 siyle sert bir kapışma içine giriyor. On-
* lara, "Askeri darbe mi istiyorsunuz"
- diye soruyor. Ecevit ise hükümeti dev-
re dışı bıraktığını söyleyen komutanın
ve bu yayını yapanlann üzerine gide-
ceğini öfkeli bir dille belirtiyor. Bu ara-
da Genelkurmay Başkanı ile de gö-
rüştüğünü, Kıvnkoğlu'nun da bu
açıklamadan üzüntü duyduğunu ve
gerekli soruşturmayı yapacağını söy-
lediğini aktanyor.
Peki Şimdi Ne Olacak?
Bu kargaşa içinde biz gazetecilerin,
"Bu sert kapışmanın arkasında ne
var" sorusunu sormamız ve eldeki ve-
rileri değerlendirmemiz gerekiyor. Or-
tada ciddi bir enerji yolsuzluğu oldu-
ğu anlaşılıyor. Aslında yolsuzluk zaten
her önemli olayda bir veri. Bu yolsuz-
luk olayı neden patladı ve Hürriyet, bir
Jandarma komutanının ağzından bu
haberi neden manşetten vermek ihti-
yacını hissetti?
Aklımıza gelen senaryo şöyle: Ener-
ji musluğunu elinde bulunduran
ANAP'la Doğan Grubu arasında an-
laşmazlık çıkıyor. Bu sırada bir komu-
tan, ANAP'lı bir bakanı hedef alan sert
bir. açıklama yapınca, Doğan Gru-
bu'nun en büyük gazetesi olayın üze-
rine gidiyor. Ancak beklenmeyen bir
şey oluyor. Hükümeti oluşturan üç
partinin liderieri ve özellikle Başbakan
Ecevit, ANAP'a yapılan bu hücumu
hükümete yapılmış kabul edip sert bir
dille karşılık veriyor.
Mesut Yılmaz, ortaklanndan aldığı
destekle Hürriyet'i hedef alan sert bir
çıkış yapıyor. Sonra neler oldu? Hür-
riyet'in açıklamasını yayımladığı ko-
mutanın sözlerine Genelkurmay Baş-
kanlığı ve Jandarma Komutanlığı sa-
hip çıkmadı. Hürriyet'in çıkışı da des-
teksiz kaldı. Şimdi hükümetle ve özel-
likle Mesut Yılmaz'la Hürriyet gazete-
si arasında bir kan davası başladı. Bu-
nun arkasında ciddi bir ekonomik
kavga olduğu da yaygın söylentiler
arasında.
Bu çatışmanın sonuçlannı önümüz-
deki günlerde izleyeceğiz. Doğan
Grubu'nun, Sabah Grubu'nun da
önemli oranda hisselerini aldığının
söylendiği koşullarda, bu kadar güç-
lü bir medya grubuyla hükümet ara-
sındaki çatışma büyüyerek sürer mi,
sürerse ne gibi sonuçlar ortaya çıkar,
şimdiden kestirmek zor. Belki de ye-
niden bir uzlaşma olur ve dengeler
yerine oturur.
* • •
Bir başka önemli sonuç ise hükü-
met ilk kez, bir askeri açıklamaya bu
kadar tepki gösterdi ve bunun hesa-
bının sorulacağını kamuoyu önünde
açıkladı. Genelkurmay Başkanlığı da
hükümetin bu duyarlı çıkışına olumlu
tepki vererek yeni bir havanın yaratıl-
masına yardımcı oldu.
Yolsuzluk, Türkiye tarihinin en bü-
yük boyırtlara ulaştığı bir hastalık ha-
line dönüştü. Baskıcı, korkutucu,
konuşanı susturucu 12 Eylül rejimi
artık çürümüşlüğüyle dünyaya nam
saldı. Kimin eli kimin cebinde, şaşı-
np kalmış durumdayız. Hırsızlık, yol-
suzluk tepelerde dolaşıyor. Eski ba-
kanlar yolsuzluktan tutuklanıyor,
holding patronları hapishane koğuş-
larını dolduruyor. Bu arada vatan
millet nutuklarını da aynı kişilerin at-
tıklannı görerek şaşınyoruz.
Şiddetin ve kanın tırmandığı koşul-
larda, yolsuzluk da tırmanıyor. Korku
egemenliğinin aftından pis kokular ge-
liyor. Hiç bu kadar kirlenmemiş, hiç bu
kadar ölümle iç içe yaşamamıştık. Ar-
tık senaryonun son perdesine gelmiş
gibi bir duyguya kapılıyoruz. Türkiye,
Avrupa'nın en yoksul ülkesi. Türkiye
en çok siyasiyi hapishanelerine dol-
duran ülke. Türkiye, en çok parasını
savunmaya ve güvenliğe yatıran ülke.
Türkiye, iflas eden bir ülke.
Medya bu çürüyen sistemin eklem-
lenmiş bir parçası olarak görev yapı-
yor. Medya patronlanyla hükümet ara-
sındaki kavga bir iktidar ve egemen-
lik kavgasına dönüşüyor. Çıkar çatış-
ması bakalım nerelere kadar uzana-
cak? En dikkat çekici olanı ise Mesut
Yılmaz'la Hürriyet gazetesi arasında-
ki kavga. Düne kadar biıiikteydiler.
Şimdi ise yeni bir hesaplaşma gün-
demde. Nereye kadar gider, ne gibi
sonuçlar yaratır!.. Bekleyip gö-
receğiz...
GLOBALPOLİTtKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Birden, Her Şey Hızla
Eskimeye mi Başladı?
Yeni yılda, ABD kaynaklı uluslararası medyada il-
ginçtespitlere rastlanıyor. Bunlara bakarak, ABD'nin
dünyanın geri kalanına pompaladığı ideolojinin ye-
niden, hızla eskimeye başladığı düşünülebilir: Spe-
külasyonun değil, "eskiekonominin", üretimin öne-
mini, toplumsal istikrar için serbest piyasanın değil,
siyasi boyutun/devlet inisiyatifinin, kurumların öne-
mini vurgulayan yaklaşımlar dikkati çekiyor. Devlet
müdahalesinin (siyasetin) sonunun geldiğini savu-
nan "post-ideolojik" (ideolojiler sonrası) dönemin de
mi, "post"u geliyor acaba?
Işte benim dikkatimi çeken kimi yazılar: "Yeni
Ekonomi aptalca bir iyimseriikti" (R.J. Samuel-
son - VVashington Post 26/12); "Gerçek Gerçek-
liğin Intikamı" (bu da "yeniekonomi" üzerine, Pa-
ul Krugman - New York Times - 31/01), "Istediği-
niz kadar tartışın, Japonya hâlâ güçlü bir galip
gibi görünüyor" (uluslararası rekabette üstün ol-
mak için finansın değil üretimin önemi üzerine, Ea-
monn Fingleton, International Hera/d Tnoune
02/01), "Kapitalizm neden Batı'dan başka yerde
çalışmryor?" piyasanın işlemesi için önce uygun
kurumsal temelin gereği üzerine, Hernando'de So-
to - International Herald Tribune 5/01), "Hayır, eko-
nomi kral değil"; "Geleceğe dönüş: Küreselleş-
me büyüyor ve siyasallaşıyor" (Fareed Zakaria,
Newsweek Ocak 2001 ve International Herald Tri-
bune).
Nevvsvveek editörlerinden, Fareed Zakaria'nm, i-
ki makalesini birden özeltikle aktardım. Uluslarara-
sı iş çevrelerinin, azgelişmiş ülkelerin, kapitalist eli-
tinin okuduğu bir Amerikan dergisi olarak Neswe-
ek, geçen dönemde, küreselleşmenin kaçınılmaz ol-
duğunu, teknolojik devrim ve mali piyasalar karşı-
sında ulus devletlerin anlamının kalmadığını, ekono-
minin kral olduğunu anlattı, diğer bir deyişle "VVas-
hington Consensus" diye bilinen Hazine Bakanlı-
ğı-IMF-Wall Street çizgisinin propagandasını yap-
tı. Şimdi, dergi, yeni atanan uluslararası editörü Za-
karia'nm ağzmdan ABD dış politikasına yönelik baş-
ka bir şey anlatmaya hazırlanıyorsa dikkatle izle-
mek gerekir.
Zâkaria'ya göre 21. yüzyıl gerçekte, 1991 'de, SS-
CB'nin çökmesi ve küresel kapitalizmin çağının ra-
kipsiz ideoloji olarak yükselmesiyle başladı. Bundan
önce politikacılar, güçler politikasına, ideolojiye ön-
celik veriyorlardı. Clinton döneminde Wall Street'in
istekleri, serbest ticaret, deregülasyon, denk bütçe
gibi kaygılar öne geçti. Siyasette olanaklı olanın sı-
nırlannı ekonomi saptadı. Küreselleşme sürecinde
tüm ülkeler bu temel prensiplerin esiri olmak zorun-
daydılar. Karşılığında ise refah gelecekti. Tüm bun-
lan anlattıktan sonra Zakaria devam ediyor, "Son-
ra, bu bırakınız yapsınlar cennetine giderken ilginç
bir şey oldu. Ülkeler sandıklanndan daha fazla öz-
güriüğe sahip olduklannı fark etmeye başladılar":
Avrupa ekonomileri sosyal güvenlik sistemlerinin
önemli bir kısmını korumaya karar verdiler, Batı'da
devlet, sarnlanın aksine küçülmedi, büyüdü, ama
bunu yoksullaşma izlemedi. Refah devletleri tekrar
canlılık işaretleri vermeye başladı. Asya krizinde
VVashington-IMFnin baskısıyla serbest piyasa ku-
rallannı uygulayan Endonezya dağılmaya başlarken
devlet müdahalesini, regülasyonu seçen Malezya,
krizi ufak tefek çiziklerle atlattı. Serbest ticaret ko-
nusunda da, Dünya Ticaret Örgütü toplantılannda,
gelişmekte olan ülkeler, kendilerine önemli tavizler
verilmeden, daha fazla serbestleşmeye imza koy-
mayacaklarını gösterdiler. Ancak Batı ülkeleri, ne
kendi piyasalannı açmaya ne de tarımsal destekler-
den, bunlar piyasa sinyallerini ne kadar çarpıtırsa
çarpıtsın, vazgeçmeye niyetli değiller (Nevvsvveek ve
IHT makalelerini birteştirerek ilerliyorum). Küresel-
leşme, gelişmekte olan ülkelerin iç politikalannın di-
namiklerinetakılmaya başladı. Küreselleşmenin de-
vam etmesi için gerekli siyasi, kültürel, manevi bir
haklılığın uluslararası düzlemde henüz kazanılma-
mış olduğu ortaya çıkıyor. Zâkaria'ya göre global
ekonomiye siyasetin geri dönmesinin en büyük teh-
likesi şurada. "Ülkeler küresel kapitalizmin koy-
duğu kısrtlamaların sanıldığı kadar güçlü olma-
dığını fark edince, buradan bu kısıtlamalann ol-
madığı sonucuna ulaşabiliıier." Artık. "VVashing-
ton, piyasalan açmak, serbest ticareti genişletmek
istiyorsa siyasi tavizler almayı da becermelidir"...
'Geçen sefer, 19. yüzyılda, küreselleşmeyi bu po-
litiketkenlerrayından çıkardı"... "Bugün küreselleş-
menin ekonomisi iyi durumda ama politikası değil!"
Bunlan nasıl yoaımlamak gerekir? Sizi bilmem a-
ma benim tüylerim ürperdi. İlk çıkardığım sonuçlar
şunlar. Küreselteştirme politikalanna direniş yükse-
liyor, ABD'nin hegemonyası (ekonomik kısıtlamala-
nn yaptınm gücü) zayıflıyor, hatta imparatorun üze-
rinde elbise (devletlerin uluslararası mali sermaye
karşısında iktidarsız olduğu fantezisi) olmadığı or-
taya çıkıyor. öyleyse, küreselleşmeyi (ABD hege-
monyasını, emperyalizmi) korumak için, ABD dış
politikası, ekonomik baskılann yanı sıra, siyasi/as-
keri baskıya daha çok önem vermelidir! Ikincisi, Za-
karia'nm iki makalesi de, satır aralarında, piyasala-
n açmayı sürdürmeye yardımcı siyasi imtiyazlan el-
de etmek için hedef ülkelerde, siyasi istikrarı kolla-
mak, azgelişmiş ülkelerin yöneticilerini (ömeğin bir
insan haklan söylemiyle) karşıya almamak gerekti-
ğini söylüyor.
Bütün bunlar bizim son birkaç yıldır zaten sapta-
mış olduğumuz eğilimler. Küreselleşmenin istikrarı-
nı kaybetmeye başladığına da dikkati çekiyorduk.
Küreselleşme istikrannı kaybettikçe sürecin politik-
leşeceğine de... Bu açıdan Zakaria'nm yazısındaki
tespitlere katılıyoruz... Küreselleşmenin kültürel si-
yasi, ahlaki üstünlük sağlayamadığı saptamasına
da... Bu saptama, ABD önderliğinde uluslararası
mali sermaye tarafından dünyaya dayatılan proje-
nin giderek artan bir dirençle karşılaştığının uygun
bir dille söylenmesinden öte bir şey değil. Bu da
"ideolojilehn sonu", "bilgi çağı", tezlerinin, bunlan
taşıdığı varsayılan "yeni ekonomi" ideolojisinin de
artık eskimeye başladığının bir başka bir gösterge-
si. Ancak, başlamakta olan küresel resesyona ba-
kınca, küreselleşmenin ekonomisinin iyi durumda
olduğu saptamasına katılmak mümkün değil.
Sevgili
ONATKUTLARz
bizleri zamansız
yalnız bırahşının
6. yıldönümünde, 11 Ocak
Perşembe günü Aşiyan 'daki
mezarı başında saat 12'de
anacağız
DOSTLARI