01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15 HAZİRAN 1998 PAZARTESİ 8 DIŞ HABERLER Rusya'nın BölünmesiSovyetler Birli- ği'nin parçalanması tereyağından kıl çe- ker gibi gerçekleş- mişti. Mihail Gorba- çov'un temsil ettığı merkezi iktidann son derece zayıfladığı bir anda Rusya, Ukrayna ve Belarus liderieri kendi aralarında anlaşarak Birlik'in dagıldığını açıklamışlardı. Aynı şey kısa bir süre sonra Rusya Fede- rasyonu'nun başınageteoilır mi? Federasyon, konfede- rasyona dönüşebilir mi? Moskova'nın gücü bunu önle- meye yeter mi? Özerk cumhuriyetlerin ve bötgelerin bu- nu yapacak yeteneği var mı? Batı'nın, Rusya'nın bölün- mesi karşısındaki tutumu neolur? Bu soruları bugün ye- niden gündeme getiren bazı gelişmeler var. Bu gelişmeterin başında, Rusya topraklannın beşte birini oluşturan Krasnoyarsk'ta valilik seçimlerini muhâlif lider General Aleksandr Lebed'in kazanması gelıyor. Ayrıca son yıl- larda Moskova'ya karşı direnişin özellikle Sibirya'da yoğunlaşması dikkat çek/yor. Başını vladivostok'un çektiğı Uzakdoğu, Krasnoyarsk ve komşu Hakasya Cumhu- riyeti (Hakasya'nın liderliğini de Lebed'in kardeşı Aleksey Lebed yapıyor), Sverd- lovsk kentınin önderliğinde birkaç yıl önce Ural Cumhuriyetı kurulmasını öneren Urallar ve Volga kıyısı kentleri, Moskova'nın dogusunun mer- kezden kopacağı yorumlannı sıkça gündeme getiriyor. Halkın ülkenin parçalanmastnı ıstediğını söylemek zor. Ama halkı ülke butünlüğünden çok daha fazla ilgılendi- ren bir başka konu var: Ekonomik sorunlar. Yavaş yavaş toparianmaya başlayan ve bu yıldan itibaren yükselışe geçme sinyali veren Rusya ekonomisi, sonfinansbuna- lımı yüzünden yeniden genye savruldu. Bu koşullarda gi- derek güçlenen yerel iktidartarın ve sermaye gruplannın, otoritenin ve ulusal zengınlığin kendi yararlanna bir kez daha paylaşılması amacıyla halka çekici vaatlerde bu- lunması şaşırtıcı olmayacaktır. Moskova yalnız ekonomik olarak değil, siyasal olarak da zayıflıyor. Ücretleri ödenmeyen ve durumu içler acı- sı olan ordunun da, bölünmüş ve eski etkisini yitirmiş olan haberalma kurumunun da, adı durmadan rüşvetlere ka- rışan milısın de Moskova'nın bölgelerdeki iktıdannın gü- vencesi olduğunu iddia etmek zor. Aynca son zaman- larda bölgelerin tem- silcilerini birleştiren parlamentonun üst kanadı Federasyon Konseyi'nin saygınlı- ğının artması ve Yu- riy Lujkov (Mosko- va), Mentimer Şaymiyev (Tataristan), Eduard Rossel (Sverdlovsk), Ruslan Auşev (Inguşetya), DmitriyAyats- kov (Saratov), Aman Tuteyev (Kemerovo) ve nihayet Alek- sandr Lebed (Krasnoyarsk) gibi merkezden bağımsız davranabilen liderferin sık s»k kendinden söz ettirmesi bölgelenn güçlenmesini açıkça ortaya koyuyor. Gerçi bu liderlerin kendi aralannda anlaşmalan bugün için ol- dukça zor görünüyor. Ancak öne alınacagı iddia edilen 1999 parlamento seçimleri ve 2000 yılında yapılacak ^ devlet başkanhğı seçimlerinin Rusya'daki siya- sal dengeleri bir kez daha altüst edeceği ön- görüsü hafife alınmamalı. Getefon Bafc'run tep- kisine. Batılı ülkelerin, nükleer güce sahip olan Rusya'da istikrar istediği ve son yıl- larda buraya yatınlan 20 milyar dolann boşa gitmesini önleyecegi görüşü sık sık dile getiriltyor. Bu doğrudur. Ancak Ba- tı'nın, 10,15,20 yıl sonrasının Rusyası üze- rine son derece temkinli açıklamalar yaptı- ğı da dikkat çekiyor. Rusya'nın, sahip oldu- ğu doğal zenginlikler ve eğrtilmiş insan potan- sıyeliyie 10-20 yıl sonra yeniden dünyanın en bü- yüklerinden biri olacağı öngörüsünü paylaşanlann sayı- sı hiç de az sayılmaz. Batılı ülkelerin böyle güçlü bir rakibin doğmasını iste- meyecekleri ortada. Eğer bunun yöntemi, Rusya'nın par- çalanması ise.. sorun, bu parçalanmayı denetim altında tutabilmektir. Zamanında Gorbaçov'a karşı "birdenbire" Yeltsin'i desteklemeye başlayan Batı'nın, ş/mdi de Mos- kova'ya karşı bölgelere vereceği destek karşılığında ba- zı güvenceter alabilmesidır. Bu güvencelerin başında, nük- leer silahlann Birleşmış Milletler'in ve belki de NATO'nun yönetiminde ortadan kaldınlması gelebilir. Bütün bunlann 'senaryo" ve "boş hayal"oteluğunu söy- leyenlere bir cevabımız, daha doğrusu bir sorumuz var 1917 Ekim Devrimi'nden birkaç ay önce, yada 1991 Agus- tosu'nun ortalanna kadar, kısa süre sonra olacakları tah- min eden çıksaydı, o zamanlar, öngörüsü böylesine güç- lü olanlara "siyasi spekütatör" denmez de ne denirdi? ABD Başkanı Bill Clinton, halkını yabancı düşmanlığma karşı uyardı 'Göçmenleıi sevelim, yoksa Bosna'ya dönerîz 9 ftş Haberier Servia - ABD Başka- nı Bill Clinton, halkından ülkeye yasal yollarla >eni gelen göçmenJere iyi dav- ranmasını isteyerek nefret ve önyargı- nın, Bosna ve Ortadogu'da yaşanan türden düşmanlıklara yol açacağını, bunun ABD'nin birlik ve beraberliği- ni tehdit edebileceğini söyjedi. Clinton Portland Eyalet Üniversite- si'nin mezuniyettöreninde yaptığı ko- nuşmada, felsefı olarak, ırk, renk, din, dil, cinsiyet ve etnik köken farklantun Amerikan kültürünü zayıflatmadığı. aksine zenginleştirdiği yolundakj gö- rüşünü tekrarladı. Ortadoğu ve Bos- na'da, etnik ve dini düşmanlıklann kan dökülmesine ve savaşlara yol açtığını hatırlatan Clinton, Amerikalılardan çok dikkatli davranmalannı istedi. Bill Clinton, düşmanlıklann, ülkenin bir- lik ve beraberlifini tehdit edebileceği uyansmda bulımdu. Yeni göçmenlerin topluma uyumu konusuna değinen Clinton, ABD'ye her yıl, büyük birbölûmü yasal yollar- dan olmak üzere bir milyon yeni göc- menin girdiğini belirtti. Clinton, göç- menlerin, ülkeye canlıhk getirdikleri- ni ve ekonominin inşasma katkıda bu- lunduklannı kaydetti. Yeni göçmenle- ri, Avrupa'dan göç eden, ABD'nin ku- • Yabancı düşmanlığınm Bosna ve Ortadogu'da görülen türden döşmanlıklara yol açacağıru belirten Clinton, bu tutumun ülkenin birlik ve beraberliği için bir tehdit olduğunu söyledi. ruculanna benzeten Clinton, "Yenigöç- menkre. bu topraklara ilk gelen atala- rmnave\akjnlannızada>Tanacagınız gibi davranu" dedi. Bill Clinton, bazı Amerikalılann ye- ni ve farklı yüzler görünce rahatsız ol- duklannı ve ülkenin bir yabancı top- rağınadonüştûğü duygusuna kapıldık- lannı söyleyerek. u Bu tepki anlaşıla- bilir, ancak yanlıştır" şeklinde konuş- tu. Ülkeye yeni gelen göçmenlerin, ya- salara uymalan, Amerikan dili ve ta- rihini ögrenmeleri, Amerikan kültü- rünükabullenmeleri gerektiğini vurgu- layan Clinton, zamanı geldiğinde, göç- menlerin vatandaş olmalan gerektiği- ni de kaydetti. Amerikan Senatosu, mayıs ayında ABD'de hızla büyüyen yüksek tekno- loji alanında çalıştınlmak üzere özel- likle Güney Asya'dan kabul edilecek göçmen kontenjanının arttınlmasmı içerea bir yasayı kabul etmişti. Yasa, H-1B adı verilen program çerçevesin- de ABD ye kabul edilecek göçmenle- rin sayısınm her yıl 65 binden 95 bine çıkanlmasını öngöriiyor. ABD Başka- nı Bill Clinton ABD'li şirketlerin dü- şük ücrete çalışan göçmenleri Ameri- kalı çalışanlara tercüi edeceği gerek- çesiyle söz konusu yasaya karşı çıktı. Yasaya karşı çıkanlardan Demokrat Parti Senatörü Edwırd Kennedy de, H-1B adlı prograrrun, deniz aşın ülke- lerden ucuz işçileri getirip bunları sö- mürmek isteyen ABD'li şirketler için hazırlandığını ileri sürdü. Bu arada, ABD'ye daha fazla sayı- da göçmen işçinin kabul edilmesini içeren yasa tasansının diğer bir versi- yonunun Amerikan Temsilciler Mec- lisi'nde görüşüldüğü kaydediidi. ABD'deki Göçmenlik ve Yerleşfir- me Servisi tarafindan sağlanan son ve- rilere göre, 1995 Ekim -1996 Eylül aylan arasında ABD'ye göç edenlenn yüzde 37'sini Kanada, Karayip Adala- n, Meksika ve Orta Amerika'dan gi- denler oluşturdu. Göçmenlerin yüzde 34'ü Asya üikelerinden, geri kaJan 16'sı ise Avrupa'dan ABD'ye göç etti. Avustralya Irkçılann zaferi Dış Haberier Servisi - Avustralya'da, ırkçı PauKne Hanson'm başkanı olduğu Tek Ulus Partisi'nin, Qu- eensland eyaletinde ulaştığı başan şaşkınlık yarattı. Asyalı göçmenlere ve "cokkûltüriü* Avustrarya'ya karşı politikalanylatanınan Hanson'm partisi, cumarte- si günkü seçimlerde oylann yüzde 23'ünü alarak eyalet meclisinde 13 sandalyeye sahip oldu. Eyalette oy sa- yım işlemlerinin devam et- tiği, tşçi Partisi'nin küçük bir farkla çogunluğu ele ge- çirme olasılığının bulundu- ğu belirtilirken, aşın sağcı parunin her koşulda güç den- gelerinde hesaba katılması gerektiği kaydediliyor. Eritre'nin kaybı ağr • ADDİSABABA(AA)- Btiyopya, Eritre ile arasında çaüşmalann başlamasından bu yana 10 tin 990 Eritrelinin öldürüldüğünü ya da yaralandığını öne sürdü. Savunma Bakanlığf ndan yapılan açıklamada, Etiyopya tarafının ölü ve yaralı sayısı hakkmda sayı verilmezken, 150 Eritre askerinin de esir alındığı iddia edildi. Bu arada Etiyopya askerlerinin, Eritre askerlerinin Zalambessa'daki mevzilerine top saldınsı düzenlediklen, ancak ölen ya da yaralanan olmadığı bildirildi. 6ine-Bissau/ da çaüşma • IKKAR(AA)-tktidar mücadelesinin yaşandığı Gine-Bissau'nun başkenti Bissau'da dün sabah, isyancı askerlerle hükümet birlikleri arasında yeniden ağır silahlarla karşıhklı ateş açıldığı bildirildi. Bissau'daki diplomatik kaynaklar, başkentin kuieymdeki Bra garnizonuna yerleşen isyancı askerlerle, Senegal ve Gine birlikJeri tarafindan desteklenen hükümet kuvvetleri arasında yoğun çatışmalar yaşandıgmı bildirdi. KaynakJar, Devlet Başkanı Joao Bemardo Vieira'ya bağlı askerlerle isyancılar arasında havan ve topçu ateşinin, sabahın erken saatlerinde başladığını kaydetti. Rabin sıûkastmda yeni geüşme • TELAVİV(AA)-Eski Israil Başbakanı tzak Rabin'e 1995 yılında suikast düzenleyerek öldüren Yjgal Amir'in kız arkadaşı Margalit Har- Şefi, suikastı bildıği halde engellememekten suçlu bulundu. Tel Aviv mahkemesinde suçlu bulunan 23 yaşındaki Har- Şefi, Amir'in suikast planlannı ciddiye almadığı için tepkisiz kaldığını söyleyerek kendisıni savundu. Rabin'in dul eşi Leah Rabin, karan memnuniyetle karşıladığını söyledi. ABD'de bebek vahşeti • CHICAGO(AA)- ABD'nin Chicago kentinde, John Tribblet (27) ve Everett Johnson (29) adındaki çift, gece uyumayan bebekJerini boğarak öldürdükten sonra, cesedi yok etmek için asidin içine attılar. Çiftin, bebeğin kaybolduğunu büyükannesine bildirmesine karşın polise başvurmaması, büyükannenin şüphelenmesine yol açınca olay ortaya çıktı. DedektifSteveGlyn, çiftin suçlannı itiraf ettiğini belirtti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear