Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 HAZİRAN 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KÜLTÜR 13
2. ULUSLARARASIBODRUM ÇEVRE FÎLMLERİ FESTİVALt'NDEN NOTLAR
Festivalin büyük ödülünii kazanan 'Ana ve Oğlu'nda Aleksey Ananişnov oğulu başam la oynuvordu. Bilimkurgu kJasiklerine göndermeierdebuiunan 'ŞimdikiZamanın Dışında'jüri özelödiüünü pavlaşû.
Çmeyle sinemamnBodrumbuhişması
Bodrum-Gûmbet'teki lsıs Ho-
tel'de, güneşle denizin de tadını çı-
kardığımız bir hafta süresınce, çe-
şilli ülkelerden gelen ve insan-do-
ğa ilişkisini, çevTe sorunlannı. bel-
gesel. konulu ve kısa film olarak
işleyen ırili-ufaklı filmler seyrettik
4-9 Haziran arasında. Mıs gıbı ge-
çen günler- geceler boyunca. hem
film seyredip hem de billur sulara
dalarak çevreye uyum sağladığı-
mız, zaten doğal doga bilincımızi
daha bır geliştinp pekiştirdiğımız
2. Uluslararası Bodrum Çevre Film-
leri Festivali, ana temasina uygun
mekânlarda gerçekleştirilen, teknik
aksamalann eksik olmadığı. he-
nüz daha kulvannı belirleme yolun-
da ve bebeklik çağlanndaki, fark-
lı olmayı hedeflemiş bir festival.
TÜRSAK (Türkiye Sinema ve
Audiovisuel Kültür Vakfı) tarafin-
dan düzenlenen ülkemizin çevre
konulu bu biricık festivali, 4 Hazi-
ran gecesi, mehtabın da kocaman
bir işıldak gibi aydırdattığı, püfiir
püfiir esen, kale içindekı amfite-
atr'ımsı bir mekânda yanşma dışı
olarak gösterilen, Claude Nurid-
sany-MarieRerennouçimrun. bom-
bası 1996 Cannes'da patlamış, bız-
de de epeyce ilgi toplamış, halen
gösterimi süren 'Mkrocosınos-Ça-
ymn Sakinleri" belgeselıy le açıldı
ve gündüz gösterilerinin yapıldığı,
festival karargâhının da bulundu-
ğu Oasis Alışveriş, Eğlence ve Kül-
tür Merkezi"yle, gece göstenlen-
nin mekânı olan kale arasındaki
bir haftalık malum koşuşturmaca-
mızdabaşladı.
Çe\Te teması ağirlıklı. yanşma-
lı yanşmasız. küçüklü büyüklü top-
lam 76 filmin, genelde yan yanya
dolu salonlarda gösterildigi festi-
valin belirleyici özelliği, rotayı bel-
gesel ve kısa filmlere çevırmesi. da-
ha öğrenci olan, okullu genç sine-
macılara da bir kısa film marato-
nu kapısını açmasıydı.
FESTİVALİN YEŞİLİ
Genelde Bodrumlu sinemase-
verlerin pek rağbet etmediğı oysa
hem sinema. kültür-sanat. hem de
turizm bakımından, kuşkusuz yö-
reye birtakim çağdaş zenginlikler
ve güzellikler katacak nitelıkte, be-
reketli bir potansiyele sahip görü-
nen Uluslararası Bodrum Çevre
Filmleri Festivali, projeksiyonun-
dan netlik ayanna kadar, bütün tek-
nik altyapı sorunlannı tez elden en
aza ındirerek geliştırilmesı gere-
ken, daha yolun başmdaki, geniş
ufuklu, önü açık, taze ve yeşil' bir
festival. Gökova'da enerjı üretecek
termık santrallann dayatılmasıy-
la, yakın gelecekteki olası bir çev-
re kirliliği tehdidi altına itilen, de-
nizi, güneşı, havası, taşı toprağıy-
la kendine özgü bu turizm cenne-
timizle iyice özdeşleşerek 2000'li
yı1larda. Bodrum'un sesini ulus-
lararası arenada duyuracak nıte-
likteki bir ekolojik filmler etkinli-
ğine dönüşmeyi hedefleyen bu fes-
tivalin kesinlikle sürdürülüp gele-
nekselleştirilmesi gerek. Ama bu-
nun için, salt kâra, turizme yöne-
lik o paragöz zihniyetin kemikleş-
tiği yöre sakinlerinin, gerekli çaba-
yı yeterince gösterip göstermedi-
ğı de. tartışmaya açık bır başka ko-
nu. Hatta, 5 Haziran Cuma günü
Oasis'te, yanşma bölümünün saat
12.00'dekı ilk seansınm. alıngan-
lıkkatsayısı yüksek makinistin gel-
meyişi nedeniyle oldukça geç baş-
laması, hemen hemen her göstenm-
de, yabancı konuklara karşı yüzü-
müzü yere eğdıren kimi aksama-
lann patlak vermesi gıbı, aslında
destek verilecegine çoğu kez TÜR-
SAK'a köstek olunduğuna tanık
olduğumuz Uluslararası Bodrum
Çevre Filmleri Festivalı, zaman
ıçinde rotasını çizerek, büyüyecek
ve gelişecek cınsten, Akdeniz-ta-
til atmosfennın de bir
hafta boyunca yansıdı-
ğı. sıcakkaniı. şirinbir
festival havasında ya-
şandı \e bıtti sonuçta!
Yabancısı olmadığımız
bır festival sonu hüznünü bir kez
daha yaşarken Bodrum'dan gelıp
geçen bu ekolojik fılmlenn belle-
ğimize yerleşen yankısını. tortu-
sunu tarta tarta, dönüş telaşına ka-
pıldık biz de herkes gıbı.
Altın Akdenız Foku ödülünün
venldığı, on fılmın katıldığı ulus-
lararası film yanşmasının yanı sı-
ra, en ıyı belgesel yanşmasının da
yapıldığı festıvalde bu yanşmala-
ra paralel etkmlikler de düzenlen-
dı. Oasıs-Halikarnas Balıkçısı Kı-
Brezilya doğumlu, Kore asıllı Ame-
rikalıyönetmenIaraLee"nin 1995
yapimı ilk uzun film çalışması
'Synthetic Pleasures: Sex, drugs
and computers-Sentetik Hazlar:
Seks, uyuşturucu \e bilgisayarlar",
yasamın heralanında gıtgıde yapay
birgerçeklığın ortaya çıktığı günü-
müzde. özellikle son çeyrek yüz-
yıldır dur durak tanımaz bir yük-
selışe geçen teknolojinin insanı gı-
derek doğadan kopanp yabancı-
laştırdığını vurguluyordu özetle
Yüksek teknolojinin insanı getır-
diği son aşamayı övüp göklere çı-
kartmaktan ya da bu gelişmelere.
değışımlere tutucu bir tavırla bak-
maktansa çarpıcı bır eleştirel yo-
rum getırmeyi yeğleyen yönetmen
plajlardan karlı buzlu kayak pist-
lenne. Japonya'dakı robotik golf
alanlarından çölün ortasında ku-
rulmuş yapa> ama göz kamaştın-
cı eğlenceler kentı Las Vegas'ın
yüksek teknolojılı kumarhanelen-
ne kadar turlar attık. Filmin ikincı
bölümüyse ınsan bedenını değiştir-
mek ve sınırlannı zorlamak için
son teknolojık araştırmalara ve al-
kol. u> uşturucu, sanal seks vb. gi-
bı 'beyneyönelik'tüketıme ılışkin-
dı. "Her şe\ teknolojiden nasıl ya-
rarlandığınıza bağb, bütün iş de
onu nasıl kııllandığınızdadır" di-
>en yönetmen Lee. genetık mü-
hendıslığınden estetık cerrahiye
kadar uzandığı bu ilgınç filmmi. tek-
nolojıyle gıttıkçe sıkı fıkılasan iliş-
Oğlu'nu. bu yılın Istanbul festiva-
linden sonra Bodrum'da da kaçır-
dım. denizden vakıtlice çıkamaya-
rak. Üstelik 'Ana veOğhı', sonuç-
ta jüri tarafmdan (hem de oybirli-
ğiyle) festivalin büyük ödülüne la-
yık bulununca morarmamız daha
da arttı ve böylece büyük ödülü
kazanan filmi göremediğimız fes-
tivaller hanesine kaydettik, Bod-
rum Çevre Filmleri Festivali'ni de.
Yalnız bu işlerden anlayan, gu-
ru'mun dediğine göre, uzun plan-
sekanslara dayanan, ağır sinema-
sıyla Ruslann Yeni Tarkovski ola-
rak lanse ettikleri (oysa eski Tar-
kovski'ye etmediklerini bırakma-
mışlardı. ustayı ülkesinden ltalya-
lara kaçırtacak kadar), 1951 do-
'Hipopotam Muhabbeti' İtahan Ugo Adilardi'nin belgeselh di. Ebru Napıcının 'Kjyıda'sı, Cannes'da gösterilmiş bir kısa filmdi.
• Bu festival, çevreciliği, doğayı korumayı sadece Greenpeace'e
bırakmamayı, çevre değerlerine sahip çıkma bilincini sağlamayı
amaçlayan farklı bir festivaldi ve ana temasına cuk oturan mekânlarda
gerçekleştirilen, ama teknik aksamalann da eksik olmadığı, henüz daha
bebeklik çağlanndaki şirin bir belgesel-kısa film şenliğiydi.
'Doğanm Çoculdan'jüri başkanı,yönetmen Fridriksson'un fılmKdi. R Sewfl'le E. VVbof Orman İnsanlan'nm bir arayageteme>wıçifti> di.
sa Film Maratonu. Gençlik Foru-
mu. Çevre ve Si> aset paneli v e taş-
ra havasının ağır bastığı fotoğraf.
resim, atık eşya sergilen gibı.
TÜRSAK'ın düzenlediğı festı-
valde avnca. ülkemızde sinema-
tele\izyon eğıtımı \ eren okul öğ-
rencilerinin, festivalm ilk günü baş-
layıp 3 günde çekimlerini tamam-
ladıkJan ve İstanbulda montajla-
nnı yaptıklan, su ve su kirliliği te-
ması üstüne üç kısa film de. kapa-
nış törenine >etiştinlerek gösteril-
di. Halikarnas Balıkçısı Kısa Film
Maratonu'na katılan bu üç kısa
film, 'Suya Dönüş1
(Çağan Dike-
nelti,VolkanCanbaz-Dokuz Eylül
Üniversitesi GSF Sınema-TV Bö-
lümüj. 'Katastrof (Hüse>in Yıldı-
nm. Özgür Şe> ben. İflfet Âkın, Ay-
şegülEpengin-Marmara Üniversı-
tesı GSF Sinema-TV Bölümü) ve
'Son Gülen tyi Güler'dı (Ozgür
Poyrazoğlu, Muharrem Tırmık,
ChçürUğraşAkgün-lstanbul Ünı-
versitesı lletişım Fakültesi Radyo.
TV-Sinema Bölümü).
SENTETİK HAZLAR'DAN
HAZZETTİK
Kişisel olarak en çok etkılendı-
ğımiz film. festival temasıyla da ör-
tüşüp cuk orurmuş 'Sentetik Haz-
lar'oldu. 1989'danben Nevv York'a
yerleşmiş, sinema- felsefe eğitimı
görmüş ve deneyselfilmlerçekmiş,
Iara Lee. düşündürücü, etkileyici
birbelgesel-kurgusal film ımzala-
mıştı 'Sentetik Hazlar'la. Merak-
lısının 1997 Istanbul film festiva-
lınde -SentetikZe\kler' adıyla iz-
ledıği bu film. genelde bır hikâye
anlatanalışılmış fılmlerden ayrılan.
biçemi. içenğı ve görsel düzeyiy-
le başanlı ve önemli bir filmsel
'feisefı kurmaca* denemesıydi biz-
ce. İnsan zekâsinın 2000'ın eşiğin-
de vardıği noktanın. getirdiği ka-
zanımlarla bırlıkte ıçerdiği sakın-
calan da hatırlatan 'Sentetik Haz-
lar'ın günümüz dünyasının en uç
sentetik ortamlannda dolandığı-
mız. ınsanm nerdeysedoğanıngü-
cüyle aşık atan teknolojisinin bu-
gün ne şekılde kullanıldığına iliş-
kin ilk bölümünde, yapay tropik
kisinin insanı nerelere götürmek-
te olduğuna ve geleceğin soru ışa-
retlerine değınen bir son bölümle
bitiriyordu. Geçen y ıl Uluslarara-
sı İstanbul Bienalf ne katılan bil-
mem kaç kez bıçak altına yatıp yü-
zünü gözünü kesip biçtirmesıyie,
şakağma küçük bır boynuz taktır-
masıyla anımsadığımız. bedeninı
malzeme gıbi kullanan Fransız ka-
dın sanatçı Orlan'ın yüz ameliya-
tı bölümü gibi unutulmaz sahneler
içeren bu filme bırödül venmeme-
si, jürinın hanesine yazılan bir ek-
si puandı bızce.
Sonradan gönül düşürdüğümüz
'gûzd insan' Nick Cave'ın çok be-
ğendiği. referanslan sağlam. yo-
ğun Slav duyarlığının ürünü, 1997
Rusya yapımı 'Mat i S>n- Ana ve
çevre Filmleri Festivali'nin sonuçları
Büyük ödül: Altın Akdenizfoku: 'Ana ve Oğlu'/Aleksandr
Sokurov, Rusya 1997.
Jüri özeiödülü: 'Şimdiki Zamanın Dışında'/Andrey Ujica,
Rusya 1996 ile 'Flamingo Zamanı'Ciro Cappellari,
Arjantin 1997.
SÎYAD ödülü: 'Derin Sular Durgun Akar7Jacques
Deschamps. Fransa 1996.
En iyi beigesei ödülü:' Yakoana'/Anh Crutcher, Brezilya-
ABD 1997.
Bdgesdjürm özei ödülü: Beetlemania-Böcek
Çügınlığı'-'Nick Upton, tngiltere 1996.
ğumlu, VGIK mezunu yönetmen
Akksandr Sokuro* 'un yedincı fil-
mı olan. 1997 Berlin'de alkışlan-
mış. Moskova festivalinde dejün
özel ödülüyle eleştirmenler ödü-
lünü kazanmış. 'acı verici bir şiir.
görsel bir ağıt' olarak etıketlenmiş
'Ana \ç Oğlu'nun. çevre temasıy -
la ne kadar bağdaştığı da söz gö-
türürmuş.
Istanbul festivalinin müdavim-
lerinden olan. geçen yıl da Bod-
rum'da adına bir saygı gösterisi dü-
zenlenen ve Canan Gerede'nin,
Türk babasınca ıki kızı elinden alı-
nıp Türkıye'ye kaçınlan tzlandalı
annenın dramını anlatacak yeni fil-
minın de yapımcılığını üstlenen.
tanınmış tzlandalı yönetmen Frid-
rik Thor Fridriksson'un başkanlı-
ğındakı uluslararası yanşma jüri-
sı. üç yönetmenle iki oyuncudan
oluşturulmuştu: îki oyuncu. me-
raklısının EttoreScola'nın 'Mario,
Maria \e Mario'. Giuseppe Tor-
natore'nın 'Herkesin Keyfi Yerin-
de'sinden mimlediği İtalyan sine-
ma-tiyatro oyuncusu, güzel, zarif,
entelektüel VateriaCavalli'yle. on
yı I kadar önce Ken Loach'un 'Fat-
herland'.ChristinePascal ın 'Zan-
zibar', Jean-Claude Brisseau'nun
'Ses ve Öfke' filmlenyle parlayan,
Jerzv SkolimovskuMauricePialat
Andre Techinegıbı usta yönetmen-
lerin filmlennde oynayan. yeni bir
Mıou-Miou havasındakı sarışın,
çekicı Fransız yıldızı FabienneBa-
be'dı.
Jünnın yönetmen kefesınde de,
hayatını sınemanm hazinelerini ko-
rumaya adamış, Fransız Sinema-
tek'ının efsanevi patronu. lzmir
dogumlu Henri Langlois'nın ya-
nında yetışıp 1961 'den günümüze
kadar çok sayıda kısa film, belge-
se! çekmiş. çeşitlı uluslararası fes-
tıvallerın Latın Amenka temsilci-
liğıni üstlenmış. Venezüeüalı yö-
netmen Atahualpa Lkhy, kamera-
manhktan yönetmenlığe geçerek
sınemamıza 'Herşeye Rağmen'
(1987) gibi bir başyapıt armağan
eden. çevTe sorunlanna duyduğu il-
gıy ı 'ManisaTarzanı'yla( 1994) ör-
nekleyen yönetmen OrhanOğuz ve
jün başkanı tzlandalı Fndnk Thor
Fndriksson vardı.
ÖDÜL YENİ TARKOVSKİ'NİN
Festivalin büyük ödülü Altın Ak-
deniz Foku'nu Aleksandr Soku-
rov ' un 'Ana ve Oğlu'na veren j üri.
1997'de Paris'teki uluslararası çev-
re filmleri festivalinin büyük ödü-
lünü almış, uzaydan dünyayı ma-
vi bir portakaJ gıbi gösteren TV
haber fılmi ve belgesellerinden.
amatör v ıdeo kayıtlanndan oluş-
turulmuş, I991'de uzaydan dön-
düklennde, Sovyet Sosyalist Cum-
hunyetlerBirliği'ninparçalandığı
bambaşka birdünya bulan Rus koz-
monotlannın gerçek hikâyesinı ak-
taran 'Şimdiki Zamanın Dışın-
da'y la. Arjantın'in Patagonya'sın-
da geçen, hiç de yabancısı olma-
dığımız bir yozlaşma-çeteleşme
çeşitlemesi. düzen hikâyesine da-
yanan ve usta kameraman Jürgen
Jörges'm görüntülediğı (ne yazık
kı sonuçta flu projeksiyona kur-
ban gıden). İtalyan asıllı CiroCap-
pellari'nın yönettiğı 'Sin Querer-
Flemingo Zamanı' arasında pay-
laştırdı jün özel ödülünü.
Yanşma bölümünün ötekı dişe
dokunur filmleriyse yine Istanbul
festıvBİmde gördüğümüz 'Mefie-toi
de l'eau qui dort-Derin Sular Dur-
gun Akar'la "The NVoodlanders-
Orman İnsanlan'ydı. IDHEC çı-
kışlı. 1956 doğumlu Fransız yö-
netmen Jacques Deschamps'ın ilk
uzun filmi olan 'Derin Sular Dur-
gun Akar\ bir ırmağı eksen alarak.
çocuk, yetışkin ve yaşlı haliyle. aşk
özürlü Jean'ın üç öyküsünü anla-
tıyordu. Robin Renucci.Marusch-
ka Detmers. Jean Benggu^ui, v b.
gıbi zengın bır oyuncu kadrosu ve
özgün. dingin bır sinema dılıyle.
Channel Four için yaptığı belgesel-
lerle tanınan tngıliz yönetmen Phil
Anglandın ilk uzun filmi 'Orman
İnsanlan'ysa, başrollerdeki Emih
VVoof, Rufiıs Sevvell, Poll> VValker
gıbı oyunculann öne çıktığı, nite-
Iikli bır Tbomas Hardy uyarlama-
sıydı.
Festivalin en olmamış ve klise fil-
mıyse Sırp belgeselci flrtar Lalo-
\icin 'Baa Kuşlar Uçamaz'ıydı
kuşkusuz. Çok naif, amatörce kaç-
mış bu filmde, kımi hayvanlı sah-
neler ilgi çekiyordu çekmesine ama
bızce 200 kadar doğa-hayvan bel-
geseli çektığını belırten yönetmen
Petar Lalovic'in uzun, konulu fil-
me geçmektense, asıl uzmanı ol-
duğu belgesel türünde kariyerine de-
vam etmesi daha hayırlı olur. Halk
jürisi ödülünün 'Baa Kuşlar Uça-
maz'a. Gençlik jürısı ödülününse
Muammer Özer'in 'Hollywood
Kacaklan'na gittiği festıvalde, AHn
Taşayan(Milliyet). Mehmet Açar
(Sinema), NecatiSönmez(Sinera-
ma), UğurVardan (Aktüel) ve Sa-
im Ya»ıız'dan (Antrakt, Sinema Ga-
zetesi) oluşan Sinema Yazarları
Derneği(SlYAD)jürisinin ödülü-
nü de oyçokluğuyla 'Derin Sular
Durgun Akar' kazandı son anda.
Belgesellen değerlendiren, 11
sivil toplum kuruluşu temsilcisin-
den oluşan Belgesel yanşmasının
jürisi de en iyi belgesel olarak Anh
Crutcber'in Brezilya-ABD ortak
yapımı 'Yakoana'yı seçtı ayrıca
Nick L'pton'un yönettiği 'BÖcek
Çılguıhgı'jün özel ödülüne değer
görüldü.
KEDÎ GOZU
VECDİ SAYAR
Çevre ve Siyaset
Bodrum'da bir festival sonrası... Tüm festival son-
lan gibi hüzünlü bir gün... Yerii kediler güneşin keyfî-
ni çıkaradursun, konuklar gruplar halinde ayrılıyor
otelden... ISlS'in konukseverliğine, güzelim denizine
hayranlıklannı dile getiriyor hepsi de. Tıpkı Istanbul
gibi, Bodrum da bir gelenin bir daha unutamayaca-
ğı, her yıl katılmak isteyeceği bir festival kenti oluyof
besbelli... TÜRSAK'ın Bodrum'da düzenlediği Ulus-
lararası Çevre Filmleri Festivali'nden söz etmeyece-
ğim de nereden söz edeceğim bu hafta. Televizyon
kanallanmız/ fazlaca ilgilendirmese de (NTV, Prima,
TRT 2 gibi kanallan bu genellemenin dışında tutuyo-
rum kuşkusuz) kedilenn gündemıni bu hafta Bodrum'da
yaşananlar işgal ediyor.
Birçok televizyon kanalının gündeminde ıse farklı
konular var. Bu sabahın haber bültenlerini izlemeyen-
lerin yoksun kalmaması için gündemdeki bu önem-
li "kültür ve sanat" olaylarına şöyle bir göz atalım di-
lerseniz...
En başka MHP'li gençlere verdiği konserde uzun
uzun "uluyan"Azeri şarkıcı geliyor.
Sonra Kumkapı cinayeti sanığının kansının "asso-
list"o\ması.
Ve de Naomi ile birlikte defileye (hem de bir Türk'ün
defilesine) çıkan Naomi'nin annesinın kalçalarının ge-
nişliği...
Bu önemli haberlere değindikten sonra, gelelim
önemsiz haberlere... Bodrum'da olup bitenlerin ke-
dileri yakından ilgilendirdiğini bildiğimden, festivalden
söz etmek ıstiyorum bu hafta... Ama komşu kedi
Sungu Çapan'ın da Bodrum'da ızlediğı filmleri yaz-
ma olasılığı kuvvetli... En iyisi Sokurov'un şiırinden
uzayda gerçekleştirilen ilk uzun metrajlı filmin olağa-
nüstü görüntülerinden ya da Oasis-Halıkarnas Ba-
lıkçısı Kısa Film Maratonu'na katılan gençlerin heye-
canından söz etmeyi Sungu'ya bırakmak ve testiva-
lin en heyecanlı etkinliklerinden biri olan "Çevre ve
Siyaset" konulu panele deginmek.
Dört siyasi partiden milletvekillerinin katıldığı ve
Nilüfer Kuyaş'ın büyük bir incelikle yönettiği panel-
de, ANAP'tan BülentAkarcalı, CHP'den Ercan Ka-
rakaş, DYP'den Köksal Toptan, FP'den Mukadder
Başeğmez konuştular. Milletvekillerinin savunduk-
ları görüşler, partiierinin görüşleri olmaktan öte kişi-
sel görüşleri idi kanımca.
Aksi halde "Nerede yolsuziuk görüyorsanız bana
haber verin" diyen Akarcalı'nın bakışı ile yandaşlan-
na "tahsis ettikleri" arazilerle her Allah'ın günü gaze-
te sayfalanna geçen, bundan da fazla sıkıntı duyma-
yan bakanlann, yerel yöneticilerin tavıriannı nasıl bağ-
daştıracağız?
Ya da Çevre Rlmteri Festivali'ne katlmak yerine Mah-
zun Kırm.zıgül'ün konserinde boy gösteren ANAP'lı
Çevre Bakanı'nın davranışını nasıl açıklayacağız?
Hangi görüş partiyi temsil ediyor acaba?
Bu yüzden de Bodrum'daki panele katılma duyar-
lığını gösteren siyasetçiler, kendilerine yöneltilen sert
eleştirileri pek hak etmiyorlardı bana kalırsa. Kuşku-
suz, sivil toplum kuruluşlan temsilcileri partilerin çev-
re sorunlanna yaklaşımını eleştirmekte, yapılanlan
yetersiz bulmakta yerden göğe haklılar.
Ama karşılanna çıkmayı göze alan iyi niyetli ve dü-
rüst siyasetçileri kızdırmak yerine, onları daha etkin,
daha somut bir dayanışmaya çağırabilirierdl gibime
geliyor.
Bodrum'daki panelin düzeyi, pariamentoyu bütün
olarak karşılanna alan sert muhalifleri pek de haklı çı-
kartmıyordu. Hatta polıtikacılann söylemi daha birger-
çekçiydı bile diyebilirim. Sivil toplum örgütleri "mak-
ro" düzeyde kâlan eleştirilerle yetinirken, politikacı-
lar esas sorumluluğun sivil toplumda olduğunu anım-
satıyorlardı. Örneğin Akarcalı, "Çevre sorununa mer-
kezden çözüm aramanınyetersizliğini, yerelyönetim-
ler düzeyinde bir denetimin gerekliliğini, toplumsal
katılımın önemini" vurguluyordu.
Ercan Karakaş da "çevre sorvnlannın ancak ko-
lektifbilince çakılmasıyla çözûmlenebileceğini"ve "çö-
züm arayışlannın global düzeyde olması gerektiği-
ni" belirtiyor, "tüketim toplumu yerine kültür toplu-
mu anlayışına geçilmesi" zorunluluğundan söz açı-
yordu.
Köksal Toptan, "katılımcılık, paylaşım, demokra-
tikleşme ilkelerinin tabana yayılmasından", "çevre
ve kalkınmayı banşık kılmanınzorunluluğundan" ba-
his açarken, Mukadder Başeğmez de, "Çevre soru-
nunun esas sorumlusunun sanayileşmiş ülkeler ol-
duğunu" vurguluyordu.
Farklı siyasi partilerden milletvekillerinin asgari
müştereklerde anlaşabıldiğini görmek, umutlandın-
yor kedileri...
Kim bilir, belki de panelde sergiledikleri görüşleri
Meclis'te de inatla savunmaya devam edeıier. Ve
olur a, belki de çevre gibi hepimizin yaşamını yakın-
danllgilendiren bir konuda ortak bir mücadeleye gi-
rerler...
Ve hatta panelde onlan sıkıştıran hayvan dostlan-
nın sözlerine kulak verip, Meclis gündeminin arka sı-
ralarındaki "hayvan haklanyasa tasansı'na biromuz
veriıier...
Kanm Hazhesi belgeseli ödül aWı
• Kültür Servisi-Almanya'nın Kıel kentınde bu yıl
üçüncüsü düzenlenen Cinerchea Uluslararası
Arkeoloji Filmleri Festivali'nde yönetmenliğini
Y'usuf Kurçenli'nin yaptığı Karun Hazınesi adlı
belgesel film, başan ödülüne değer bulundu.
Gazeteci-yazar Özgen Acar'ın araştırmalanndan
yola çıkarak hazırlanan Karun Hazinesi adlı
belgesel, Uşak-Manisa yöresinde Lıdya an»
mezarlanndan çıkan yaklaşık 350 kadar altın takı ve
gümüşten eşyanın Amerika'ya kaçınlış ve geri
dönüşünün yiımi beş yıllık öyküsünü anlatıyor.
Festivale çeşitli ülkelerden kırk film katıldı.
26. ULUSLARARASI İSTANBUL MUZIK FESTİVALİ
BLGUN
• AKM KONSER SALOMJ'nda saat 19.00'da
piyanist Ayşegül Sanca müzikseverlerle buluşacak.
YARIN
• AYAİRİNİ MÜZESİ'nde saat 19.00'da soprano
Kathleen Battle ve piyanist Roger Vignoles bir
konser verecek.
1. ULUSLARARASI İSTANBUL ÇOCUK TİYATROSU FESTİVALİ
BLGUN
• Kenter Tiyatrosu'nda saat 10.30 ve 13.30'da
Rjeka Kukla Tiyatrosu Alice Harikalar Diyarında
adlı oyunu sahneleyecek.
YARIN
• Taksim Sahnesi'nde saat 12.00 ve 15.00'te Özbek
Devlet Gençlik Tiyatrosu Kibritçi Kız adlı oyunu
sahneleyecek.