23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 MAYIS 1998 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER 27 Mayıs'ın Uyanık Bekçileri BERİN TAŞAN Hukukçu D emokrat Parti'nin ka- panmasındar. sonra sağ partiler arasında De- mokrat Parti'nin kalıtı- nı (mirasını)pavlaşmak için 27 Mayıs'a karşi yapılan saidınlar giderek artıyor. "46 ruhu", u Milli şahlanış" edebiyatı son yıllarda yerini ••demokrasi şehitleri", "darağacı" edebıyatına bıraktı. Fazilet Partısi'nin. ilk "KurucularKıırulu''top- lantısını Demokrat Parti'nin iktidara geldiği 14 Mayıs'ta yapması ve toplan- tının acılışında bütün parti toplantıla- nnda gelenek haline gelen "Istiklal Sa- vaşı şehitleri ve Aiatürk'ün azi/ hatıra- sı" yerine "Zulme karşı direnen ve şehit olantar için" saygı duruşu yapılması çok düşündürücüdür. Saygı duruşundan önce "zulme ugra- yan" Necmettin Erbakan ve DYP Baş.- kanı Tansu Çiller'in telgraflan alkışlar- la okunmuş ve toplantı sonunda Adnan itienderes'in oğlu Yüksel Menderesbaş- kan yardımcılığina, Yüksek Adalet Di- vanı 'nca hüküm giymiş eski DP bakan- lanndan MuammerÇavuşoğlunun kı- zı. TansuÇiller'in yakın dostu Nazlıllı- cakparti meclisine seçılmiştir Aynı sa- atlerde Tansu Çiller DYP grup toplan- tısında 14 Mayıs"ın yıldöniimü nede- niyle: "HepimizbirerMenderestz,oda- rağacında, hepimizden. milietten birer parça idam edildi" diyordu. Demokrat Part] nedir. nasıl kurulmuş- tur. Adnan Menderes DP'yi, üyesi oldu- ğu CHP'nin tek parti saltanatına son vermek için mi. yoksa "Toprak Relbr- mu Kanunu"ndan Aydın"dakı çiftliğini kurtarmak için mi kurmuştu? 27 Mayıs'a nasıl gelinmiştir? Ankara'da "Menderes istifa" dedikleri için Hukuk Fakültesi ve Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencile- rini saçlanndan sürükleyerek fakülte koridorlanna kadar kovalayan atlı polis- lere. fakülte duvarlannı kurşunlarla de- lik deşik edenlere kim emir vermıştir? Anayasadaki bütün temel haklan hiçe sa- yarak, TC yasalanndaki yakalama. ru- tuklama. partileri, gazetelen. matbaala- n kapatma hakkını bağımsız Türk mah- kemelerinden alıp on beş kişılik bir so- ruşturma kuruluna veren partinin adı nedir? Bunlan Fazilet Partisi'nin "ilk adım şöleni'"nde Menderes'i demokra- si şehidi olarak alkışlayan başı örtülü genç kızlarneredenbilsinler?Başkanlıkyap- tığı partinin kurucusunu bile RagıpGü- müşpalaolarak bilen Tansu Çiller hatun- cuk. Demokrat Parti'nin tarihini, felse- fesini nereden bilsin? Belki çok yazıl- dı. konuşuldu ama onun \e onun gibi- lerin bilmesi için yeniden yazmadan edemedım. 7 Nisan 1960 günü DP grup toplan- tısında DP millervekili gazeteci Baha- dır Dülger şöyle diyordu: "İsmet Paşa ölür. ama leşi kahr orta- da. Tefessüh etmiş leşi, zihniyeti kalır. Onu da bertaraf efmeye mecburuz.O hal- de tahkikat açalım. Fakat daha acil ted- bir ne olur? Benim aklınıa gelen şu: Biz Halk Partisi'nin merktv muamelatını ve merkez faalhetini bir tahkikat mevzuu yapabilir mryiz, vılanı başından kavrryo- ruzdemektir."(Milliyet, Ölüm Cezala- nnın Gerekçesi. 18 Eylül 1961) Bahadır Dülger'in konuşmasından on birgün sonra içinde Bahadır Dülger'in de bulunduğu 15 DP'li milletvekilin- den oluşan Tahkikat Komisyonu'" ku- ruldu ve komisyon kuruldugu gün siya- sal partilerin bütün faaliyetlerini yasak- ladı. Tahkikat komisyonu ile ilgili BMM'de yapılan konuşmalann yayım- lanmasını da yasakladı. Bu yasak nede- niyle lnönü'nün BMM'de yaptığı ko- nus.ma gazetelerde çıkmadı. Gizlice ba- sılıp dağıtılan metinlere polisçe el ko- nuldu. dağitanlar tutuklandı. O konuş- masında tnönü şöyle demişti: "Eğer bir idare insan haklannı tanı- maz, baskı rejimi kurarsa. o memleket- te ihtflal behemahal olur. Böyle bir ihti- lal dışımızda. bizimle münaseberi olma- vanlar tarafından yapılacaktır. Bu \ol- da devam ederseniz, ben de si/i kurta- ramam. Şimdi arkadaşlar şartlar ta- mam olduğu zaman milletler için ihrilaJ meşnı bir haktır. Ihtilal meşru bir hak olarak kullanılaeaktır." (Demokrat Par- ti, Tarihi ve Ideolojisi. Prof. Cem Ero- ğul, say. 175) Uyanlara karşuı lnönü'nün bütün uyarılanna karşın DP yolunda devam etti ve "Tahkikat Komisvonu'nun Görev ve Yetkileri Hak- kındaki Kanun"u çıkardı. Bu yasaya göre: "Yasalarda Türk hâkim ve savcı- lanna verilen bütün hak ve \etkiler, 15 DP'li müTervekilinden oluşan Tahkikat (soruşturma)Komtsyonu'na verikti (mad. I). Soruşturma Komisyonu'nun karar- lanna muhalefet edenlerin cezası bir yıl- dan üç yıla kadar ağır hapistir (mad. 3). Soruşturma Komisyonu'nun aldığı ka- rar ve tedbûier kesin olup aleyhine iti- razolunamaz(mad.9)."(28 Nisan 1960 tarihli Resmi Gazete) Bu yasanın görüşülmesi sırasında İs- met Inönü son uyanlannı yapmış, fakat sözleri DP'li milletvekilleri tarafından kesrlerek, konuşması tutanaklardan çı- kartılıp kendisine 12 oturum Meclis'e girmeme cezası verilmiştir. Inönü "Tah- kikat Komisyonu" ile ilgili 18 Nisan 1960 günlü oturumda "Sizleri ben de kurtaramam" demişti. 27 Nisan 1960 günlü oturumda komisyona yetki veren yasa görüşülürken bu sefer "artik" söz- cüğünü de ekleyerek "Sizi arök ben de kurtaramam"demiştir. (Kendini Yaşa- mak, FerdaGülay. Say. 292) Gerçekten de tnönü bütün çabalanna karşm Yüksek Adalet Divam'nın. Ad- nan Menderes \e iki arkadaşı hakkında vermiş olduğu idam cezasının infazını önleyememiştir. Ama başbakanlığı dö- neminde hakkında idam cezası verilen Celal Bayar ve kendisine "leşiortada ka- hr" diyen Bahadır Dülger dahil Yüksek Adalet Divanf nca hüküm giyen bütün DP.'lileri çıkanlan Af Yasası ile kurtar- mıştır. Temel hak ve özgürlükleri tanı- mayan bu teröryasasından sonra Anka- ra ve Istanbul'da öğrenci olaylan başla- dı. Atlı polisler üniversiteye girdi. An- kara, Kızılay'daki öğrenci eylemlerine Harp Okulu da katıldı. Siyasal partile- rin toplantılan yasaklandı. Basın sustu- ruldu. Sansür nedeniyle bazı gazeteie- rin sütunlan kazınarak beyaz çıktı. 23 Mayıs 1960 günü radyolardan duyuru- lan Ankara Sıkıyönetim Komutanı Kor- general Namık Argüç'ün emriyle gece sokağa çıkma yasağı saat 20.00'den 05.00'e kadar uzatılarak şehir içinde, cadde ve meydanlarda beş kişiden faz- la gruplaşmalar ve gezintı maksadıyla dahi olsa dolaşmalar men edildi. (An- kara Örfi İdare Kumandanlığı, 25 nu- marah tebliğ: 23.5.1960) 27 Mayıs 1960 sabahı yönetime el koyan Türk Silahlı Kuvvetleri eylem nedenini 1 numaralı yasayla şöyle açik- lar: "Ordu tç Hizmet YasasTnm 34. mad- desi ile 'Türk yurdunu ve anayasa ile ta- yin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni kollamak ve korumak' vazifesi kendisi- ne verilmiş olan Türk ordusu. vatanda- şı birbirine düşürmek suretiyle Türk \a- tanını ve milli varuğı tehlikeye koymuş olan eski iktidara karşı bu mukaddes yasa] vazifesini >erine getirmek ve hukuk de> letini veniden kurmak için Türk mil- leti adına harekete geçerek. milleti tem- sil vasfinı kaybetmiş olan Meclis'i dağı- rıp. iktidan geçici olarak milli biriik ko- mitesine emanet etmiştir." 27 Mayıs'ın hukuksal dayanağı olan cumhuriyetle yaşıt Ordu İç Hizmet Ya- sası'nın 34. maddesi Fazilet Partililer tarafından değiştirilmek isteniyormuş (Milliyet, 3.5.1998). Adı geçen madde "Türk Silahh Kuvvetleri'ne Türk \nr- du ve Türkiye Cumhurheti'ni iç ve dış tehlikelere karşı kollamak ve korumak görevinrvermiştir Fazilet Panilıler ga- zete haberine göre; "Bazı maceraperest- lerin TBMM'yi ve hükümeti bir kena- ra iterek durumdan vazife çıkarmasına maniolmak" için Türk Silahlı Ku\vet- leri'nin, Türk yurdunu ve Türkiye Cum- huriyeti'ni dış tehditlere karşı TBMM'nin, iç tehditlere karşı da Bakan- lar Kurulu'nun kararlan doğrultusunda kollama ve korumasını isti\orlarmış. Fazilet Partililerin bu ilk yasa önerisi. De- mokrat Parti'nin ilk çıkardığı yasa da "Arapça ezan okuma yasağı"nın kaldı- nlmasına ilişkindi. 27 Mayıs'ın Türk milletine en büyük armağanı olan 1961 Anayasası'nm baş- langıç bölümü şu sözcüklerle biter: "Türkiye Cumhuriyeti Kurucu Mec- lisi tarafından hazırlanan bu anayasayı kabul, ilan ve onu asıl teminatın vatan- daşlann günüllerinde veiradeterindeyer aldığı inancı ile hürriyete, adalete ve fa- zilete âşık evlatlannuı uyanık bekçiliği- ne emanet eder." Demek 27 Mayıs'ın uyanık bekçilerine. "Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti'ni" sonsuzadek ko- rumak ve savunmak için uyumak yok. ARADABİR İRFAN O. HATİBOĞLU Vetehner Hekim Köylü Üretmekte Zorlanıyop Köylü-kentli aynmında ana çizgi üretim uğraşı- nın niteliğidir. Kentliler hizmet ve sanayi sektörle- rinde çalışırlarken, köylülertarımsal üretimde bu- lunurlar. Yapılan nüfus sayımlan, değişik zaman- larda yapılan araştırma bulguları köylü nüfusu- nun sürekli azalmakta olduğunu, kentleşmenin büyük boyutlara ulaştığını ortaya koy-maktadır. Gelinen son nokta, köylüleraçısıridan sayısal azal- madan çok üretm^rten alıkonmalan ülkemiz4n geleceği açısından üzüntü vericidir. Artık, köylü- ler üretmekte zorlanmaktadırlar. Köyden kentlere doğru yaşanan hızlı göç ülke- nin kalkınması, gelişmesi için bir zorunluluk. Fa- kat. köylerdeki sayısal azalmanın olumsuz etkisi; oya dayalı politika yapan partilerimizin, politika- cılarımızın köye yönelik politika üretmekten vaz- geçmeleridir. Cumhuriyetin kuruluşuna etkin ka- tılan, ülkenin kalkınmasına büyük emeği geçen köy- lüleri Atatürk "Köylü milletin efendisidir" özde- yişiyle onurlandırırken üretenlerin yanında oldu- ğunu belirtmek istemiştir. Köylüler üretemiyor. Üretmedikçe yoksullaşıyorlar, yaşama sevinçle- hni yitiriyorlar, umutsuzluğa kapılıyortar. Ülkemizde, 1980'liyıllardan başlayarak uygu- lanan ekonomik politikalar, özellikle tanm politi- kası köylüyü üretmekten alıkoymuştur. Yükselen tarımsal girdi fiyatlanna karşı tarım ürünleri des- teklenmediği gibi değerinin altında satılmaya zor- lanmıştır. 1980 yılına kadar toplam dışsatımın yüz- de 60'ını tarım ve hayvansal ürünler oluştururken bugün halkın günlük besin gereksinimi için tanm- hayvancılık ürünleri dışalımı yapılmaktadır. Köy- lüterin içinde bulunduklan durumu gösteren baş- ka bir bulguysa, ulusal gelire yaptıklan katkıdır. Ta- nmsal üretimin 80'li yıllann başında ulusal gelir için- deki payı yüzde 35 iken, önce yüzde 15'e, son iki yılda da yüzde 6 düzeyine inrniştir. Ulusal gelir için- deki oransal azalma sanayi ve hizmet sektörleri- nin olağanüstü gelişmesinden kaynaklanmıyor. Köylü üretmekten uzaklaşıyor. Köylü üretimde bulunmak için toprak bulamı- yor. Son yirmi yılda 450 bin hektar (4.5 milyar met- rekare) verimli tarım alanı. sanayi ve yerleşirn ala- nı olarak kullanıma açıldı. Yine, toplam 78 milyon hektar toprağı olan Türkiye'nin 62 milyon hekta- rı erozyon etkisi altındadır. Verimli tarım arazileri bir yandan sanayiciler ve kentler tarafından yutu- lurken, öte yandan toprağın yaşadığı ağır erozyon nedeniyle verimsizleşmektedir. Yetmiyormuş gi- bi sanayi tesislerinin atık sulan, ulaştığı her top- rak parçasının ölmesine neden olmaktadırlar. Or- neğin. Uşaklı deri sanayicilerinin ve Denizlili teks- tilcilerin akıttıkları atık sulann etkisinde kalan Bü- yük Menderes Havzası verimli olmaktan çıkmış- tır. Köylü yetiştirmek için hayvan bulamıyor. 1980 yılına kadar et, süt ve ürünleri dışsatımcısı olan ül- kemiz, dışarıdan et ve süt alır duruma gelmiştir. Yanlış hayvancılık politikalan sonucu. yeterli et ve süt üretilemediği gibi yakın zamanda üretilmesi mümkün değildir. Köylüyü üretmekten alıkoyan siyasal iktidarlar aslında ülkenin düşmanıdırlar. Toprağından, hay- vanlanndan zenginlik akmayan ülkenin kentlerin- de banş olmadığı gibi mutlu, sağlıklı insanlan da yaşamaz. Yeterli hayvansal besinler üretilemedi- ğinden halkımız yeterli ve dengeli besleneme- mektedir. Beslenme yetersizliğine bağlı bedensel ve zihinsel gerilik, kavrama gücü azalması, raşi- tizm vb. hastalıklarazımsanmayacak boyutlarda- dır. Tarımsal üretim yalnızca besin maddesi üret- mekle sınırlı değildir. Sanayinin büyük bölümüne hammadde sağlar. Kısacası, ülkenin zenginliğinin ana kaynağıdır. Köylüler üretmek için onurlandı- rılmak ve destek istiyorlar. Mezuniyet Sonrası Eğitimimiz-2 PROF. DR. GÜRHAN ÇAĞLAYAN Haceuepe Oniversilesi T ürkiye'nin me- ürünlerine taşıma, gümrük tur. Bugün 40.000 dolarlık zuniyet sonrası ve fon kolaylıklan getirilme- egitime. ihtisas- si Türk kara. deniz ve hava laşma ve araş- taşıtlanndan çeşitli harç ve tırma faaliyej- rüsumalınmaması sağlana- zuniyet sonrası eğitime. ihtisas- laşma ve araş- tırma faaliye/- lerine hız vermesı: bu faali- yetleri devletpolitikası ko- numuna getirmesi gerekti- ğinı geçen yazımda belirt- miştim. Böyle bir politika- nın Türkiye'ye nelergetire- bjieccgini belirt^ım: Tİk kâdçnîe ikincjkademe 10.000 dolar- lık fert başına milli bir ge- lir düzeyine ulaşma: Bu sa- yıya ulaşan bütün ülkeler yüz binlerce araştıncıyı yal- nız araştırma ile çahştırmış- lardır. Bugün ABD'de 25- 65 yaş arası 15. 000.000 araştıncı vardır. Amerikan teknolojisi bu sayede dün- yayı etkileyebilmektedir. Türkiye'de ise 1.000 kadar yalnız araştırma ile uğra- şan personel olup. aynı yaş gnıbunda uzmanlık kazan- mış master veya doktora yapmış insan gücü sayimız 100.000'in çok altındadır. Islam ülkelerindeki va- kıf. miras alacağımız: 50- 100 milyar dolar civannda olan vakıfalacaklanmtz Fas, Tunus. Cezayir. Libya. Mı- sır (en çok). Sudan. Yemen, Ürdün, Suriye. Irak ve Islam ülkesi olmayan Israil'de bu- lunmaktadır. Osmanlılar- dan kalma vakıfalacaklan- mız tahsil olmasa dahi Türk firma ve kuruluşlarına, bilir. Bu ülkeler için Dışiş- leri Bakanlığı'nda Arapça, islam hukuku, devletler hu- kukuna ve o ülkelerin, hu- kukuna vakıf kişilerin çalış- tınlması Türkiye'nin etkin- üg»" arfiırşşaktır. , — v .^ Yurt güvenliği Turki- yetferr-ÎO deta alaA olarak 8 defa da nüfus olarak kü- çük olan Israil'in savunma sanayiinde çalıştırdığı mü- hendis. ustabaşı ve araştın- cı sayısı, Türkiye'den çok fazladır. Kendi milletinin ürettiği silahlarla savaşma- nın gururunun çok büyük olduğu 1960'lardan sonra basınımızda vnrgulanmış- tır. Ithalalın azaltılması ve Türk ürünlerinin yabancı ürünler ile kalite ve fiyat yönünden yanşabilmeleri, sigara ve tütün ithalatı 1990'da 1 milyar dolan bul- muştur. Eczacılık, Kimya, Ziraat ve Tıp fakülteleri or- taklaşa bir proje ile Virgi- nia tipi tütünü yetiştirebilir veya Türk tütününü içilme- si çok daha güzel bir hale ge- tirebilirlerdi. Sigara konu- sunda bir araştırma merke- zinin olmaması, burada 60- 70 kişılik bir araştıncı gru- bunun organize edileme- mesi, çok büyük döviz ve iş- gücü kaybına sebep olmuş- bir ithalat bir Amerikalı'yı işsiz bırakırken Türk insa- nını 5.000 dolarlık bir itha- lat. işsiz bırakabilmektedir. Bu nedenle 200.000 çiftçı ve işçimiz yalnız tütün si- gara ithalatı sonucu işsiz kalmış ya da düşük fiyatla satın alınan tütün yakılmış- tır. Aynca son 10 yılda her JfO-15 mjjyon doiartık çrtıa-, lat için 6ı'r Türk vatandası, işsİ2İîk Blirıalımıria dayâna- * mayıp intihar etmiştir. Mühendis beyninın ima- lat şeridine gırmesı: mezu- niyet sonrası eğitimi ihti- saslaşma. araştırma ve ge- lişme ile ortaya çıkmakta- dır. Örneğin Hev>lett-Pac- kard firmasmın kurucusu olup bu soyadlan taşıyan 2 mühendis 1930"lu yıllarda Stanford Üniversitesi "nden mezun olup. 100 dolarlık birburs kazanmışlardı. Bu iki araştıncının kurduğu fir- manın 1992 yılı satışı 18 milyar dolar olup Türkiye bütçesine yakındır. Türki- ye'de benzerdurum çok de- ğerli iki araştıncı mühendi- simiz Sezai Türkeş ve Fev- zi Akkaya tarafından mey- dana getirilmiştir. Bu Türk firması, 199O'lı yıllarda dünya mühendislik devle- rinden biri olmuştur. Yine 1967 yılında PTT tarafından araştırma ve ge- liştirme kuruluşu olarak ku- rulan ARLA, 1987yılında 200 kişilik bir araştırmacı O ANA MUHALEFET DERGİSİ 28 Mayıs 1998 Perşembe...Sayı: 44...Fiyatı: 100 bin lira "YESİL1 KAYIP AMA "MOR" ORTADA1.. grubu ile başlamış ve Sayın Yük. El. Müh. Dr. Fıkret Yücelbaşkanlığında. 1600 personel ve 8 trilyon liralık bir satışla Teletaş ortaya çık- mıştır. Türk mühendis bey- ni, yerli tasanm ve araştır- ma gücüne 1990'da erişil- miştir. Türkiye. Teletaş'ın satışı ile bu konuda yetişmiş en değerli araştırıcılannı kaybederken Türki cumhu- riyetler, lran, Pakistan ve Sudan pazannı kayfeetmış- Hükümotimiıin Testaş adlı KtT'i araştırma mer- kezi olarak üniversitelere devTetmesi, ülkemiz kuşak- lanna yapılmış en büyük hizmetlerden biridir. Te- mennimiz Türkiye'yi Tes- taş gibi KlT'lerin araştır- ma merkezi olarak TÜBİ- TAK ve üniversitelere dev- ri büyük bir kazanç olacak- rır. Teletaş'ın bu şekilde kul- lanılmaması sonucu Kurt- köy'de Teknopark yapımı için devletimiz l milyar do- lar ödemek zorunda bıra- kıldığı gibi senelerce süre- cek olan zaman kaybıyla karşı karşıya gelinmiştir. Gümrük birliği ve ortak pazara giriş: Avrupa ülke- îeri ve ABD gümrükieri azalrmadan önce firmalara milyonlarca dolar araştır- ma ücreri ödemişler, ondan sonra ithal mallarına güm- rük indirimine gitmişlerdir. Ülkemizde ise KlT'ler dı- şında devletin böyle biröde- mesi olmamıştır. TÜBlTAK ve üniversi- teleraracılığı ile geliştirile- cek projelere devlet sanayi- ci işbirliği ile destek sağla- nabilir. Son olarak sayın Devlet Bakanı Aykon Do- ğan'ın çıkarmış olduğu ih- racata dönük araştırma teş- viğini büyük bir reform ka- bul ermekteyiz. Ancak Türk halkına dö- nük üretim yapan sanayi- miz yine araştırma destek- siz bulunmaktadtr. Bugü- nün iç pazara dönük imalat- çısının. yannın ihracatçısı- nı alabileceğini düşünmek bir varsayım değildir. Yukanda verdiğimiz bir- kaç örnek araştırma ve ge- liştirmenin Türk halkı için bir ölüm kalım sorunu ol- duğunu ortaya koymakta- dır. Bir milletin en büyük doöal kayn&ğftinsan be\ni- dir. Bu beyin mezuniyet soo- rası egitimi ve araştırma ile topluma ve insanlığa en ya- rarlı duruma getırilir. Os- manlı Imparatorluğu 19. >üzyılı mühendis yetiştir- meden yüzde 1 'likokurya- zar oranıyla geçıştirmeye çalışmıştır. 20. yüzyılda Türk üni- versiteleri mezuniyet sonra- sı eğitimi ve ihtisaslaşma- da yüzde 3'lük bir orana (tıp fakülteleri hariç) sahip- tir. Bu rakamlar bir nokta- da 20. yüzyılı yaşayarak de- ğil, seyrederek geçirdiği- mizi ortaya koymaktadır. Son olarak basın ve ya- yın kuruluşlannın da ülke- miz teknolojisiningelişme- sinde çok önemli bir rolü ol- duğu her zaman hatırda tu- tulmalıdır. Bunun en tipik örneği Türk donanması ve tersaneciliğinin gelişmesin- de araştncı-gazeteci rah- metli Abidin Danverin ola- ğanüstü çabalan ile kamu- oyunun aydınlatılmasıdır. Bugünkü nesil kendisini minnet ve şükranla anmak- tadır. Yukanda belirtilen hu- suslardan anlaşılabileceğı gibi devlet kısıtlı olanakla- n içinde elinden gelen bü- tün fedakârhğı göstermiştir. Acaba vatandaş olarak biz- lerneleryapabiliriz? Buda aynca üstünde durulmaya değer konudur. Akm Birdal suikasnnaan *onra "öroüt Jfi hesapkifmo" yorvmunu yapan Bofbakan M*sut Yılmaz, araiannda hahn uzman favuş oiarak ger«v yapan v* "Y«$JI" in adomı etorak bilincn bir ç«f*cinin 60 bulunduğu saMırganlar yakakındtktan sonra Bix g#rç#lc suikostçıların nhavmf kaprimatını btodflc, bu yüzden tmn IMCM a&*t*rd1k"aö*t*rd1k konvftu. SATILIK KOOPERATİF HİSSESİ Esenyurt'ta kaba inşaatı bitmiş 128 m2 dubleks daire kooperatif hissemi devrediyorum. TeL 19.00dan sonra (0216)456 1665 İTALYAN KULTUR MERKEZİ Meşrutiyet Cad. 161 Tepebaşı Tel: 293 98 48 - 251 04 87 YOĞUN İTALYANCA DİL KURSLARI 1 HAZİRAN1998 PAZARTESİ BAŞLIYOR KAYlTU\R BASU\DI 2 fotoğrafla şahsen müracaat PENCERE 28 Şubat'tan 26 Mayıs'a••• Akın Birdal'a saldırıyı düzenleyen çete üyele- rinin yakalanması üzerine bir dost dedi ki: - Bu işte bir iş var... - Nasıl?.. - Niçin yakaladı?.. - Kim yakaladı?.. - Devlet!.. Ah AristoL Kaç bin yıl sonra bile insanların mantığında yaşıyorsun. Çelişkileri hiçe sayarak değişim süreçlerini dış- layan bir mantığın kılavuzluğunda düşünmenin, bı- zim sol kesimdeki dışavurumu çarpıcıdır. Oysa Marksızme başlamak yolunda iik adım, tarihsel ey- tişimin ışığında. devlet kavramını sınıfsal yapısın- daki çelişkileriyle ameliyat masasına yatırmak de- ğil mi!.. Dost direniyordu: - Devlet saldırganlan bir haftada yakaladığına göre bunda bir iş var!.. Dedim ki: - Devlet (her neyse o devlet) faili yakalar bir tür- lü, yakalamaz bir türlü... Allah gibi devleti de soyutlayıp birliğine inanan kışi, başka türlü düşünemez. • MGK (Milli Güvenlik Kurulu) Anasol-D hüküme- tine "tavsiye" kararı almış; günlük dile çevirirsek demiş ki: "Çetelerin köküne kıbrit suyu ekin!.." Bizim uçuk solun aklıevvelleri, şimdi bundan da hoşnut olmayacaklar. Asker mi söylemiş?.. Ne karışıyor asker sivil hükümetin işine?.. De- mokrasiyeaykındeğilmi?.. MGK toplantısında çe- telerin üstüne gıdildiğine göre MGK'ye karşı mı çık- malı?.. Ya PKK'ye ne yapmalı?.. Yok canım. bizim uçuk sol, devlet terörüne kar- şı çıkar, ama PKK terörüne toz kondurmaz. • MGK 28 Şubat toplantısında irticanın üzerine git- tiği zaman, Türkiye bir dönüm noktasını vurgula- mıştı. "26 Mayıs 1998"dek\ kararlar, belki de "28 Şu- baf'a yakın bir ağırlık taşıyor; MGK iki tehdide karşı: 1)/rt/ca.. 2) Çete.. PKK'ye karşı ordunun sağladığı başarı ülkede iyimserliğe yol açarken. iktidardaki hükümetin ir- tica ve çete üzerine hızla yürümesi, 2000'e yak- laşan Türkiye'de demokrasi umudu yaratacaktır. Hükümet bu işi kıvırabilecek mi?.. Hamlet'in "Olmak ya da olmamak" sorunu, MGK'nin aldığı kararların satır aralarında okunu- yor: "MGK toplantısında, özellikle askeri istihbara- tın sağladığı bilgiler ışığında, Birdal'a yapılan sal- dırılann benzerlerinin önüne geçilmesi için bir an önce ciddi öntemlerin alınması gündeme geldi. FaiHefin yakalanması ve bağlantrtaftnortaya çıkanl- mas'ı yolunda önlemler alınması istendi." Anlamayana davul zurna az.. " ' " • Ordudan sürekli yakınarak MGK'yi kınayan bizim uçuk solcular bir düşünseler: Ya MGK irticaya göz yumsaydı. laikliğe arka çıkmasaydı, ya çeteye göz kırpsaydı?.. S. S. Yasemin Konut Yapı Kooperatifî'nin 1997 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı. 28 Haziran 1998 Pazar günü. saat 10.00'da aşağıdaki gündemle vapılacaktır. GÜNDEM: i Açıljş. sa\L'i duruşu \e Dıvan Heyetı seçimı, 2 Diıan HeyefıneGe- nel Kurul tutanaklannı ımzalama yetkismm venlmesı. 3 Yönelım ve De- netim Kuxulu raporlarmuı avn a\n gorüşülmesi ve onanması. 4. 1997 yıl) sonu Bılançosu ve Gehr-Gıder farlcı hesabının okunnusı. aörü^ûlmesı ve onanması. 5 Yonetım ve Denetım Kurullannın avn avn ıbraj'a sunulma- sı. 6 Yönctım ve Deneıım Kunjllannın Asıl ve Yedek üyelennm seçıle- rek görev sürelennın tespıtı. 7 Yenı faalıyeı donemıne aıt |I998 Tem- muz-999 Haziran dahıl) Ana Sıratejık faaliyet ve plan hedeflennm belırle- nerek 1998 takvım yılı tahmını butçesmın okunarak göriişülmesı Aynca yenı îaahyet donemıne aıt avlık uve ödemelennm ve ödeme gecıkmele- nnde uygulanacak ayiık gecıkme zam oranmın saptanması. S Yenı faalı- yet donemıne aıî kabul edılen çalışma programının vııruıme yeıkısı ile yi- ne kabul edılen bütçede fasıllar arasında aktarma \etkiiinin yönetım kuru- luna lenlmesı. 9 Yenı seçılecek Yönetım ve Deneıım Kurulu ûvelennın aylık. yolluk ücretiennm tespıtı. lü Daha önce uyelenn bılgı ve goruşle- nne yazılı olarak »unulan Sıte Yönetım Planı'nın gonışulerek karara bağ- lanması. II Cstbırlıkte kooperatıfi temsıl edecek Asil ve Yedek üyelenn tespıledılmesı, 12 Dılek v e iemenmler. 13 Kapanı^. SATILIK YAZLIK Silivri Basınkent 4'te bakımlı yazlık. Tel: 540 67 72 - 71168 10
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear