23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 MAYIS 1998 CUMABTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 ŞtRKETLERDEN • DARDANEL Fasuli, tüketicilerin beğenisine sunuldu. Özel tatlı domates sosu içinde kiiçiik ve beyaz fasulyelerden oluşan Fasuli, hem soğuk hem sıcak yenebiliyor. • FORD sponsorluğunda 7-10 Mayıs tarihlennde 2440'ıncı Rotary Konferansı gerçekleştirildi. Rotaryenler. konferans boyunca Ford'un Ka. Mondeo. Fiesta ve Escort modelleriyle deneme siiriişü yapma imkânı buldular. Dünya Beyin Kurumu Başkanı Tony Buzan. 28-29 Mayıs tarihlerinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda meraklılanyla buluşacak. • BATA. 1998 yaz ayakkabı koleksiyonunu müşterilerin beğenisine sunuyor. Bata, yaz sezonuna toplam 20 marka ile giriyor. • COMPAQ. yeni masaüstü bilgısayar serisi Deskpro EP serisinı en son teknolojiyle tasarladı. Sen. rekabetçi fiyatlan ve esnek kasa tasanmıyla KOBİ'leri de kapsayan geniş bir kitlenin ihtiyaçlanna yanıt vermeyi planlıyor. • HEVVLETT PACKARD. LaserJet 8000 yaacı ailesini tanıttı. HP LaserJet 8000 yazıcılar hızb işleme, basit iletişim ağı çevre donanımı yönetimi, kopyalama becerileri ve RIP Once teknolojisi sunuyor. • COMPAQ'\ndünya genelinde satışlannın 1997'nin ilk çeyregj ile karşılaştınldığında yüzde 8'lik artışla 5.7 milyar dolar, net gelirinin de 16 milyon dolar olduğu açıklandı. • EMtRATES Havayollaru Matsushita Avionics ile yaptığı anlaşmayla yıl sonunda fiJosuna katılacak iki Boeing 777 \e Ocak 1999 dan 2002 yılına kadar katıiacak olan 16 adet A330-200 Airbus tipi , uçağmı gelişmiş eğlence ve iletişim teknolojisi ile donatacak. • COLGATE- PALMOLIVE'ın Türkıye genelinde başlattığı kampanyada 3 adet Protex alan herkese Colgate Total diş macunu hediye ediliyor. • MCDONALD'S, Türkiye'deki 90'ıncı restoranını açö. McDonald's Caddebostan'ın açılışı. İstanbul milletvekili Ytldınm Aktuna tarafından gerçekleştirildi. • TURCAS Petrolcülük ile lpragaz tüketicilerin otogaz(LPG) taleplerini yaygın bır şekilde karşılamak amacıyla sözleşme imzaladı. Ipragaz ürününü yaygın bir satış ağı kanalıyla pazarlamayı, Turcas Petrolcülük ıse ürün çeşıdini arttırmayı hedefliyor. • SİEMENS, Newbridge fırmasıyla birlikte, veri iletişimi konusunda yeni üriinlerini tanıtmak amacıyla düzenlediği ~Avrupa 98 Road Show"un İstanbul etabı yapıldı. Araçta son kullanıcı cihazlan. ATM santrallan tanıtıldı. • CASTROL'un katkılanyla dünyanın en yüksek yaratıcı !Q'suna sahip Tony Buzan. TÜSİAD'm düzenlediği seminerde Avrupa Para Sistemi'nin etkileri tartışıldı Türldye Euro'ya hazırlamyorEkonomi Senisi - Türkiye ile Gümrük Bırliğrnın ötesınde bir ilişkiye vanaş.ma\an A\ rupa Birli- ğı'nin onak para bırimine geçme- sinin ardından. Euro'nun doğru- dan etkıleveeeğı sektörlerde kıpır- danma başladı. AB'nın para polı- tıkalannı tek elden belırleyerek. daha ileri düzeyde bır ekonomık bütünleşmeve >önelip. tek devlet haline gelmesı ile birlikte Türki- ye'nin bu bırlık ıçındeki rolünün de gelecekte ne olacağı tartıs.ılıyor. Türk Sanavıcı \e Işadamlan Denaeğı'ncs (TLSİADl dün dü- zenlenen -Av rupa'daTek Para Sis- temTkonulu semınerSvvıssotel'de gerçekleştirildi. Türk Ekonomi Bankası Yönetım Kurulu Başkanı Yavuz Canevinin vönettiği semi- nere. Merkez Bankası Meclis üye- si Bilsay Kunıç. De\ let Planlama Tetjkilatı Müsteşan Orhan Güve- nen. Dış Tıcaret Müsteşan Yavuz Ege. Yapı Kredı Bankası Genel Müdür YardımciM Selçuk Tamer konuşmacı olarak katıldı. Merkez Bankası Meclis üye&i Bilsay Kuruç. Euro'nun Türk eko- nomısi üzerınde olası etkılerine karşı Merkez Bankası'nın hazır- lıklannı değerlendırdı. kuruç. Eu- ro'nun tersten ınşa edilen bir para sistemı olduğunu belırterek "Ötı- ce kaydi sonra banknot ve madeni para çıkacak. Devletlerin değil pi- yasalann kabulüv le olacak bir şey. Euro pivasalann ürünü olmazsa saun ahnmaz" dedı. Ortak para bı- riminin 1 Temmuz 2002 yılına ka- dar süren bır proje olduğunu anım- satan Kuruç. bunun aslında siyasal bir proje olduğunu söyledı. Eu- ro'nun bankalann hesaplama. mal ve hızmet üreten kurumlan etkile- yecegıne dıkkaı çeken Kuruç. "Düma parası imparatorluğa yakı- şır. Siyasal pmjev i para üzerine in- şa ctnıtk mümkün değil. İnşa için döviz kurlannın kalkması. Avrupa Merkez bankaları sisttminin ku- rulması. ödemelerin bu paraylaya- • AB'nin 1 Ocak 1999'da ortak para birimine geçmesi, ister istemez Türkiye'de bankacılık, mal ve hizmet üreten bütün sektörleri etkileyecek. Türkiye, para piyasalanna. ticari ve güncel yaşama da doğrudan yansıyacak Euro'lu günlere hazırhklara başladı. pılacak şekilde gerçekleştirilmesi, 11 ülkenin ödeme sistemlerinin bir- birine bağlanması gerekir" dıye konuştu. Yeni mevzuat zorunlu Türkiye'nin 1998 yılında zorun- lu olarak mevzuat hazırlaması ge- rektiğini söyleyen Kuruç'un gö- rüşlenni özetlersek şunlan anlattı: "Euro'nunçıkışıçıtayıyükselterek olu>or. Biz de 31 Aralık 1998 tari- hinderesmiolarak çalışmalannu- n \apacağız. Türkij e'nin bu oto>o- la doğrudan girme imkânına sahip olmasıgerekiyor.Türkiye'yekalite- yi, istikran getirmek zorundayız. Bu. AB üyeliği meselesi değil. Tür- kiye'nin ekonomik ve siyasi disip- lin sorunu var. Bu da Merkez Ban- kası'nın çahşmasını etkiliyor. AB'ye göre projeleıie nkanmış, bir Türkiye var. Türkiye'nin AB ile ekonomik, fınansal ilişkileri aro- yor." Orhan Güvenen. Euro'nun Türk reel kesimi üzenndeki etkılerıni anlattı. Güvenen, Ekonomik v e Pa- rasal Birliğin (EFB) sadece bir ekonomik olgu olmadığmı. siyasi birlik niteliği taşıdıgını anlattı. Dünyada ulus devlet anla\ ı^ınırf hızla azaldığını belirten Güvenen. küresel etkıleşimde kamuoyunun da buna hazırlıklı olması gerektı- ğine isaret etti. Ekonomik ve parasal birliğin Türkiye için önemine dikkat çeken Güvenen, konuşmasını şöyle sür- dürdü: ** Türldye'nin AB ülkeleri ile ge- leneksel, va/geçilmez ticari ve fi- nansal bağlan bulunmaktadır. Av- rupa sermaye ve para piyasalan, gerek kamu. gereközelsektörün ft- nansmanında başvurulan önemli kay nak olmuşrur. Dolayısıyla dış borç stokunun yaklaşık yüzde 45" i Dünya, AB ve Türkiye üçgenindeEuro HAZALATEŞÇAKIR Avrupa Bırlıginın ortak para bırimine geçişi ile para pıyasalan başta olmak üzere bankalar, mal ve hızmet üreten ^ırketler doğal olarak etkılenecek. Euro ile birlikte ulus-devletler egemenliklennin bir bölümünü AB'ye devrederken. dolara karşı cephe olarak doğan Euro ekonomik, sosyal ve psi- kolojik devrimleri de beraberınde getirecek. Türkiye'nin dış tıcaretinin yaklaşık yüzde 50'si- ne sahip AB'nin ıstikrarlı para politikası uvgula- ması. enflasyonu ve faızleri aşağı çekmesi yeni hesaplarıa nasıl yansıyacak? Türk Lırast'nın Euro karşısında reel olarak de- ğer kazanmasını önleyicı politikalar AB'ye yöne- lık ihracatın olumlu gelişmesinı sağlayacak. Emeğin zarar görmemesı için yapılacak düzen- lemeler, Türkiye gibi birlik dışmdaki ülkelerde de emek kullanımına veni düzenlemeler getirecek Türkive'nin dış borçlarının yüzde 4O'ı Avrupa pa- ra binmlennden oluştuğundan. bu oranı daha is- tikrarh b\r para bıriminin oluşturmast dış borç yö- netımine kolaylık sağlayacak. AB ülkelerine etkileri nasıl olacak ? • Döviz bozdurulması esnasında ortava çıkan işlem maliyetleri ortadan kalkarken, iç pazann de- rinliği artacak. • Ekonomik para birliğine üye ülkeler arasm- dakurnskikavramı ortadan kalkacak veıç fınans piyasalannda hareketlıliğe neden olacak. • Ticari ve mali sistemin ABD büyüklüğünde bir üretim birimi haline gekn derin Euro alanı ulus- lararası kur dalgalanmalannda hassaslaşacak. • Finan?» pıvasalarını birbırıne bağlayan TAR- GET adlı ödeme sisteminin kurulması sonucu pi- yasaların geçışlıliği sağlanacak. • Aracüık maliyetleri düşerken. üye ülkelerde mali varlıklann getirisi düşme eğilimine girecek. 9 Kamu harcamalanndakı kiMtlamalar. bu ül- kelerdekı yaş oranmdakı farklılıklarla birlikte iş- sizlik sıgortası. emeklilikte belirsizlik ya$anacak. \\ rupa parabirinündenoluşmak- ta. Bu açıdan Euro'nun Türldye'yi etkilemesi açıkürT Yavuz Ege. Euro'nun Türki- ye'nin dış tıcareti, reel sektöre \ an- sımasını açıklarken. AB ile ticari bağımlılıgın göz ardı edılmemesi gerektiğıni anımsattı. Ege şövle devametti: "Avrupa tek pazar haline gele- cek. Turizmde. ticarette işlerin hız- landığı görülecek. Tüketici refahın- da gözle görüiür bir arnş olacak. Fiyatlar. işgücü piyasası 'de ilgili so- runlar da ortaya çıkacak. Firma- larda birleşmeler. devrolmalar var. AB ülkelerinin kendi içindeki gelir dağılımı mevzuat. ücrerterde.sana- yi üretiminde. maliyede. bütçe farklüıklannda. istihdamda farklı- lıklan da unutulmamalı. Türid- ve'yi vaptsal reforma. öntem alma- yazoıiayacak. Türkiye'nin dış tica- ri yapısında AB ile daha fazla cid- di bir ekonomik bağımlılığı var." Dış ticarette düzenleme Yapı Kredi Bankası Genel Mü- dür Yardımcısı Selçuk Tamer de Euro'nun Türk bankacılık ve özel sektörü üzerindeki etkilermi de- ğerlendirdi. Tamer. Euro'nun ban- kacılık sistemine etkılerinin, eği- tim. teknolojik altyapı. senaryo analizlerı. muhabirbanka sayılan- nın azaltılması. yapısal degışıklik. daha rahat borçlanma ve yabancı sermaye girişinin artması şeklınde ortaya çıkacağını anlattı. Oturumu yöneten TEB Yöne- tim Kurulu Başkanı Yavuz Canevi de 11 AB ülkesınin Euro'nun telaf- fuzu konusunda bile anlaşamadık- iannı anlatırken. "Euro'dandönüş yok. AB ülkeleri baloda smokinle biz de pijamayla dolaşıyoruz. Siya- setin. ekonomik gelişimlerdeki du- yarsızhğına bakın. Euro Türkiye için bir umut projesi. Bağımstz bir Merkez Bankası önerilmeli ve enf- lasyonun düşürülmesi için hedef konulmah" görüşünü anlattı. Yeni Astralar Türkiye yollarında1991 yılında başarılı Kadett modelının yerını alarak piyasaya çıkan Opel Astra o zamandan 1998 yılına dek kendi sınıfında en çok satan ikinci model olma başansını göstermiştir. Türkiye'ye üç kapı (Sporhive), beş kapı (GL ve CD) ve station (Club) karma versiyonları ile ithal edilen yeni Astra sadece iki motor seçeneği sunuyor. GL, CD ve Club versiyonlannda kullanılan 1.6 litre 100 HP ile üç kapılı Sportıve versiyonda kullanılan 2.0 litre 136 HP'lik motor. Yeni Astra'nın boyu eskisine göre 5 cm artarak 4111 mm'ye eni ise 1709 mm'ye çıkmış. Böylece daha geniş ve konforlu bir iç mekân sağlanmış. 0.29 cvv'lik rüzgâr direnci katsayısı bu sınıfın en iyilerinden biri. Astra'nın paslanmazlık garantisi gövde galvanizle kaplanarak 12 yıla çıkarılmış. Sürücü ve yolcu hava yastıkları Yeni Astra'larınTeknik Ozellikleri Model Silındir sayısı Motor hacmi (cc) Maksımum (HP-d/d) Maksimum htz (km/s) 0-100 knvs hızlanma (sn) Ortalama yakıt îüketimi (lt/100 km) 1.6i GÜCD 4 1598 100-6000 188 11.5 7.4 1.6i Club 4 1598 100-6000 183 12.0 7.7 2.0i Sportive 4 1998 136-5600 208 9.0 8.6 standart olarak sunulan yeni Astra'da ilginç bir özellik olarak sunulan orta konsoldaki teybin radyo dijital ekranı aynca saati ve dış ısıyı da gösteriyor. Hidrolik dıreksiyon, elektrikli camlar, ısıtmalı ve elektrikli aynalar, uzaktan kumandalı merkezi kilit, radyo-teyp, yükseklik ayariı sürücü koltuğu da (asimetrik katlanan arka koltuk) standart donanıma dahil. CD versiyonunda bu donanıma ek olarak BS, yol bilgisayan, klima, yan hava yastıkları, sis farlan arka koltuk kafalıklan da bulunuyor. Fiyatlan Astra GL 4 milyar 98 milyon Astra CD 4 milyar 798 milyon Club (Station) 4 milyar 458 milyon Sportive 2.0 5 milyar 522 milyon lira. 2.el otomobil fiyatları (ooo.ooo TU Marka-Model '97 '96 '95 '94 Ford Escort 1.6 CLX 2.450 2.150 1.850 Opel Astra 1.4 GL 3.200 2.600 2.450 1.900 Opel Vectra 2.0ı 4.000 3.600 3.200 3.100 Opel Corsa 1.4ı 2.200 2.100 2.000 1.800 Renault 12 1.400 1.250 1.150 1.100 Renault 9 Broadvvay 1.800 1.700 1.500 1.350 Renault 191.4 1.900 1.800 1.700 Fiat Uno SX 1.600 1.500 1.350 1.200 Honda Civic 3.300 3.100 2.400 2.150 Lada Samara HB 950 900 850 Mazda 323 Sedan 2.700 1.850 1.700 1.550 Nissan Sunny EX - 1.800 1.650 Peugeot 106XR 1.900 1.600 1.400 1.300 Skoda Felıcıa 1.650 1.500 1.350 1.100 Toyota Corolla 1 6XLİ 2.400 2.150 1.900 1.600 Şahin 1.550 1.450 1.300 1.200 Doğan SLX 1.900 1.800 1.650 1.450 Tempra SX 2.000 1.750 1.550 1.400 ÇİFTÇt DOSTU / SADLLLAH LSUMİ ANKARA - Hububat alım fiyatlan ı- lan edıldi, amatartışmaları bitmedi. Bu gidışle biteceğını beklemek de fazla iyımserlık olur. Zıra. tanm ürünlen üze- rinde yüzlerce trılyon liralık çıkar kav- gası var. Hükumetin alacağı bir karar- la, bu trilyonlar ya çıftçının kesesine ya da tüccar ve sanayıcinın kasalarına faz- ladan akacak... 1980 yılından sonra ışbaşına gelen hükümetlerın aldığı kararlar. hep tüccar ve sanayicinin büyük paralar kazanma- sına neden oldu. Buna karşılık. tanm kesimi hıçbir yıl hakkını alamadı ve hep zarar gördü... Nıtekim, bu yıl da deği- şen bır şey olmayacak... Hükumetin verdiği taban fiyatlar düşük olduğu için, sonuçta gene kazanan tüccar ve sana- yici, kaybeden de çiftçi olacak... ANAP büyük sermaye çevrelerini destekleyen bır parti. Hükumetin Baş- kanı Mesırt Yılmaz da sermayeden ya- na bir partınin genel başkanı. Yanlış bir uygulama olmakla birlikte böyle bir hü- kumetin çıftçılerı dışlaması ve sanayi- cinin yanında yer alması çok doğal... Halkımız veya çiftçilerimiz ANAP, Doğ- ru Yol veya Fazılet Partisi'ne oy verdik- çe, tanm kesıminin sömürülmekten kurtulması mümkün değil. Zıra. sağcı siyasetçilerimızin bir kısmı TÜSİAD'çı- larla. diğer kısmı da MÜSlAD'çılarla kol kola... 12 Mart'lar. 12 Eylül'ler neden oldu? 1961 Anayasası çeşıtlı kesimlerin haklannı aramasına ve ekonomik ör- gütlenmeye olanak sağlıyordu. sivil toplum örgütlerı güçleniyordu. Halkı- mız da hakkını aramayı ve savunmayı Gerçekler Saptırılıyor öğrenıyordu. Çıkar çevrelerinin vurgun- lan toplum içinde konuşulur hale gel- mişti. Soygun düzeni Türkiye'de sona ermek üzereydi. Birdenbire 12 Mart darbesigeldi... Ancak, toplumun geliş- mesini engellemeye yetmedi... Arka- sından 12 Eylül. Yapılan ilk seçimde. iç ve dış sömürüye kapılarını ardına kadar açan siyasal iktidarlar işbaşına geldi. Özelleştirme bahanesi ile memuru, iş- çiyi. emekliyi. çiftçiyi sömürü düzenine karşı koruyan kuruluşlar tahrip edildi. Yok pahasına satıldı. Böylece. Türkiye sömürüye açıldı... Tanm kesimi kenara itildi Tabii bu gelişmelerden basın da et- kilendi. Sermaye çevrelerinin çıkarları- nı savunmaya soyunan bazı yazarları- mız gazetelerde etkin köşelere yerleş- tiler. Mevcut hükümetlerle zaman za- man sert tartışmalara giren bu yazar- larımız, holdinglerin yararı söz konusu olunca, hemen aynı davulun tokmağı oluverdiler. Yalan yanlış demeden ser- maye çevrelerinin çıkaiiannı destekle- meye başladılar. Orneğin, bu yıl Yılmaz hükümeti enf- lasyonu gerekçe göstererek tanm ürünlerine düşük taban fiyat vereceği- ni açıklayınca basından büyük destek gördü. Hatta, övgüler aldı... Sonuçta, basının da desteğini arkasına alan hü- kümet, hububat fiyatlarını çok düşük açıkladı. Türkiye ekimi en çok yapılan buğdayın bir cinsine 47 bin, diğer bir cinsıne de 53 bin lira verdi. Halbuki. buğdayın bir kilosunun maliyeti 67 bin lirayı buluyordu. Tanm kesimi bu fiyatlara büyük tep- ki gösterdı. Ama, aldıran olmadı. Gaze- teler de çiftçinin bu feryatlanna ilgi gös- termediler... Hatta, çok ters bir tutum içine girdıler. Bu arada, Tanm Baka- nı'nın "Tanm ürünlerine dünya piyasa- larının üstünde fiyat verdik" sözüne bi- le sahip çıkan yazarlanmız oldu. Bazı yazarianmız da buğdaya dünya piyasa- larının üstünde fiyat verdiği gerekçesi ile hükümeti eleş+irdiler... Tarım Bakanı'na göre, dünya piya- salannda buğdayın tonu 135 dolarmış, Türkiye'de ise yeni verilen fiyatla buğ- dayın tonu 212 dolara gelecekmiş. Bu fiyatları bakan açıklıyor... Gazetelerde doğruluyor... Hayret... Bin kez. yüz bin kez hayret!.. Bakan ve gazeteci arkadaşlanmızın bu iddialan tamamen gerçek dışıdır. Sapla samanı birbirine karıştırmaktır. Batılı çiftçinin tanm ürünlerinden eline geçen para, Türk çiftçisinin eline geçen paranın en azından iki katıdır. Dünya- da buğdayın iki fiyatı vardır. Birisi bor- salarda oluşan fiyattır. Diğeri ise buğ- day üretıcisinin eline geçen paradır. Üs- telik, borsalardaki fiyatlar da bakanın ve gazeteci arkadaşlanmızın dediği gıbi sabit değildir. Nitekım, geçmiş yıllarda dünya piyasalannda buğday fiyatları 265 dolara kadar çıkmıştır. Ama bu, fi- yatlar ne olursa olsun üreticiyi ilgilen- dirmez. Devletler borsa fiyatlannın dı- şında bir fiyat politikası ızlerler. Örne- ğin, bu yıl Türkiye'de 47 bin veya 53 bin liraya satın alınacak buğdayların aynı cinsi, Batılı ülkelerde tam 63 bin lira olacaktır. Makarnalık buğdayın fiyatı Türkiye'de 71 bin 550 lira ilan edilmiş- tir. Batılı ülkelerde ıse bu yıl 85 bin lira- nın üstünde satılacaktır. Dahası da var... Türkiye'de ürünlere verilen fiyatların garantisi yoktur. Tüc- car vesanayıci, hükumetin ilan ettiği fi- yatların altına inebilir. Nitekim. yıllardan beri inmıştir de... Ama. Batılı ülkelerde bu mümkün değildir. Eğer. üretici buğ- dayını destekleme fiyatlannın altında satmak zorunda kalırsa, devlet arada- ki farkı karşılar... Ama, şimdiye kadar Batılı ülkelerde buğday fiyatlannın ilan edilen rakamların altına düştüğü görül- memiştir. Çünkü, sistem tıkır tıkır işle- mektedir... Daha neler var, neler... Dekar başına, hektar başına destekler... Yüzde yüz koruma... Yüzde yüz destekleme... Üreticilerin özel bankalan ve koopera- tifleri. Yüzde üç veya beş faizli krediler... Ithalat yolu ile iç piyasalan vurmak mümkün değildir. Tüccar ve sanayici- nin üreticileri sömürmesi imkânsızdır. Bunu sağlamak için her türlü yasal ön- lem alınmıştır. Eğer, ciddi bir hesap ya- pılırsa, Batılı ülkelerde bir kilo buğday karşılığında üreticinin cebine giren pa- ra, bugünün koşullannda 110 bin lirayı geçer... Bu nedenle, Batılı ülkeler tam bir tanm cenneti haline gelmiştir. Tür- kiye'de ise çiftçinin yaşamı "cehen- nem "den farksızdır... tŞÇtNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAJV SONER Yüreğimiz Ağzımızda Haberleri yüreğimiz ağzımızda izlemek zorunda kaldığımız zaman dilimlerinden birindeyiz. Yağmur şiddetini artırabilir, sutar altında kalan in- sanlar, hayvanlar, evler, işyeıieri. tarialanmızın sayısı artabilir. Inanılacak gibi değil ama Akın Birdal'ın te- tikçileri yakalanmış. İlk bilgilere göre de çete bağlan- tılan var. Suharto. ABD Dışişleri Bakanı'nın "çekilsin" ültimatomundan birkaç saat geçmeden tahtını bı- rakmak zorunda kaldı. CHP Kurultayı her zamanki gi- bi sıcak tartışmaları ile başlamadan gundemimize girdi.. Ve biz Cumhunyet çalışanları, Ekmekçi'nin sevgi- li öğretmenleriyle. her kesimden çok kalabalık dost- larıyla birlikte. ölüm yıldönümünde kahkahasını, ya- şama, gazeteciliğe dosdoğru. yürekli, sevgi dolu. hep verici, iyimser, ınsan bakışını özledik... Ülkemizde anımsanan bu en büyük sel felaketi üzerine gazetecilik olarak yapılacak çok fazla şey yok. Televizyonlann uçaktan aldıkları görüntüler, su- lar altında kalmış evler, ışyerieri. araçlar. tarlalar son- rasında göreceklerimizin acı habercileri. İlk günün- den sebze meyve fiyatlan. tabiı doğrudan en ufak bir ilişkisi olmaksızın. açgözlü fırsatçılar, vurguncularsa- yesinde patlama yaptı. Borsa yupıleri hemen hesabını yapmışiar Iş Ban- kası hisselerinin ozelleştirilmesınden bütçeye aktan- lan pay bir kalemde suya gıtmiş. Asıl acısı sular çe- kildikten sonra çıkacak. Yıllara mal olmuş emekler, yatırımlar, bütün altyapı yok oldu. Daha önce pek çok ülkede benzerleri yaşanan bu felaketlere gerçekten doğal afet deme lüksümüz var mı? Gerçek şu ki doğa insanlığın ölçüsüz, acımasız, hesapsız tahribatının bedelini ağır ödetiyor. Ne var ki doğanın yok edilmesinden sorumlu olanlarla bedel ödeyenler genellikle aynı insanlar değil. Doğanın yok edilmesinden asıl sorumlu tuzukurular yine paçayı kurtanyor, olan yoksul çoğunluğa oluyor. • • • Akın Birdal'ın tetikçilerinin yakalanmasına sevin- mememız olanaksız. inanamıyoruz. Bır yandan da hemen düş görmeye başlıyoruz. İster mısiniz bu bir başlangıç olsun. Faili meçhul cinayetlerin failleri bır biryakalanmaya başlansın. Çetelerden hesap sooıl- ması gündeme gelsin. Türkiye demokrasiye, hukuk devletine doğru kımi önemli adımları atsın. iş sıkı tu- tulursa neden olmasın kı? Bu ışler biraz da çorap sö- küğüne benzemez mi? ipın ucundan sıkı sıkı yaka- larsanız, gerısi sökülmeye devam eder. Çetelenn yakalanmasının da keşke arkası çorap söküğü gibi gelse. Ama Suharto'yu tahtan indirten Endonezya krizinin arkası dünyayı. insanlığı ürkütü- yor. Gerçi bir boyutu ile "küreselleşme, tek ıdeolojı" adınayutturulanların ne menem şeyler olduğunu gös- terme, kirli çamaşırları açığa çıkarma anlamında çok önemli. İster şekli demokrası, ister diktatorlük olsun, önce desteklenip sonra da IMF reçetelerinin kurba- nı edilmiş bu kaçıncı iktidar? Endonezya'dainsancayaşammdışınaatılmışyok- sullann patlaması, insanı yok sayan, sadece paranın gücüne tapan küreselleşmenin ideologlannı, dalka- vuklarını bıraz düşündürmüş, ürkütmüş müdür? Bi- lindiği üzere bütün dünyada aslında korku dağları bekliyor. Prenslerin, yupilerin yaşadıkları alanlar ay- rılmakla kalmıyor. Olağanüstü güvenlik önlemleri ile korumalara akıl almaz paralar ödeniyor. Ama görül- düğü üzere, uzun yıllar diktatörlükle sindirilmiş yok- sullar bir kez patlamayagörsünler. Güvenlik önlemi. duvarlar dinlemiyorlar. Tabıi Endonezya'daki yoksullar ayaklanmasının yağmaya dönüşen boyutlarında insanlık adına övü- nülecek bir durum yok. Ufuksuzluk, örgütsüzlük, ça- resizlik, ofke.. başka ne üretebılirdı ki?.. Suharto'nun gidişini kutlayan öğrencılerin sevincı yürek bunkuyor. fşe yaramaz hale duşünce, ağababalar Suharto'nun gidişine karar verdiler. Ama sonrası ne olacak? En- donezya'yı küreselleşmenin en acımasız modellenn- den biri haline getıren. çok büyük zenginler ile çok fazla yoksul yaratan düzen mi değışecek? Uzmanlar Suharto'nun gidişi ile krizin noktalanma- yacağı kanısındalar. Çok daha önemlisi, artık gun gün kaplan efsaneleri sönen Asya ekonomilerindekı krizin büyüyerek devam edeceği kanısı ağır basıyor. Endonezya sermayesinin Japon bankalarma olan borçlarını ödeyememeleri Japonya'yı, Japonya'daki kriz de ABD'yı sallayabilirmiş. Kriz dünya ölçeğine va- rabilir, kuresel krize dönüşebilirmış. Yıllardırinsananeolupbittığinealdırmadan, "Dev- let küçülsün, özelleştirme yapılsın, sosyal devletten vazgeçilsın; sosyal güvenlik, sağlıkhizmetleri, eğitim de ne ımiş? Her şey paralı olmah, sendikal haklar kalkmalı, ucuz emek, önce ekonomi, serbest piya- sa.." dıye tepınenler, ellerini başlarının arasına alıp dü- şünmeye başlamışlar mıdır? Henüz pek belirtisi yok ama "Bu düzen böyle sürûp gidemez" diye düşün- meye başlayanların sayısının hızla artmakta olduğu tartışılmaz. Bu tartışmalar bir ucundan olsun, CHP'nin kurul- tay çalışmalannda da gündeme girecek mi? Sosyal demokrat bir partide çok da ağırlıklı tartışılması el- bette gerek. Ama belli de olmaz kı.. Bizdeki rüzgâr- lar ingiltere ve Almanya'dan. sol partilere sağ parti programlarını taşıyarak iktidar nefesi kazandırma he- veslerinde. Türkiye'nin bozulan gelir dağılımı uçuru- mu, toplumun gereksinmeleri. şeriatın bile Türkiye gerçeğine baktp sol sloganlarla ayakta durmayı seç- tiği görmemezlikten geliniyor. Windows 98'e talep yağdı NEVV YORK (AA) - ABD Adalet Bakanlığı ile Microsoft firmasi ara- sında başlayan tartışma \e bakanlığın şirket aley- hine anti-tröst davası aç- ması. \Vindows-98 prog- ramına olan talebi arttır- dı. Windov\s-98 progra- mı.25Haziran 1998'den itibaren. ABD'de tüketi- cilerin kullanımına sunu- lacak. Programı gelişti- ren Microsoft firması. bilgisayar yapımcılanna programı geçen pazarte- si gününden itibaren göndermeye başlamıştı. Böylece haziran ayın- da piyasaya çıkacak yeni bilgısayarlar, Windows- 95 yerine VVındows-98 ile çalışır olarak satıla- cak. ABD'nin en geniş bilgisayar ve yazılım sa- tış mağazalan zinciri olan CompUSA'nın Baş- kan YardımciM Lawren- ce Mondr\, "Bakanlığın açtıgı davanın \\ indows- 98'e, hiçbir tanıtım prog- ramının vapamayacagı kadar reklam yaptiğım" belirterek "Microsoft'un bakanlığateşekkür borç- lu olduğunu" ıfade etti. Computer City ve Tandy gibi bilgisayar sa- tan mağaza zıncirleri de. VVindovvs-98'e olan tale- bin beklenenin çok üs- tünde gerçekleşeceğini dogruladılar. Adalet Ba- kanlığı Microsoft aleyhi- ne açtıgı davada. şirket haksız bulunsa dahi. Windov\s-98 yüklenmiş olarak satılan bilgisayar- lardan bu programın çı- kanlması söz konusu olamavacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear