22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19MAYIS1998SAU CUMHURİYET SAYFA EKONOMI ŞİRKETLERDEIV • YOl NG VE RUBİCAM. Marketing Türkrye dergisi taraftndan 'Yıbn Reklanı Ajansı' seçildi. Ajans Başkanı Serdar Erener, "Her orijinal fikir iyi reklam degildir. Ama her iyi reklam orijinal bir fikir banndınr'" dedi. • ARENA Bilgisayar bayilerine ve tedarikçilerine hizmet \erebılmek ıçin Kâğıthane'de6bin3OO metrekare alana kurulu bır dağıtım merkezı açtı. Şırketin satış ve pazarlama bölümleri, Çağla\an"daki Genel Merkezi'nde çalışmalanna devam ediyor. • ERICSSON, marka kampanyası ile 'üetişimiıı öncelikie insanlar arasında kunılduğu ve teknolojinin sadece bunu destektediği" mesajını vermeye çaüşryor. • VESTEL. yeni ön öderneli ve sabit fiyat garantıli kampanyasını başlattı. Peşin fiyatına 12 ay taksitli ve sıfir faizli kampanya. 1998 vılı sonuna kadar tüm Vestel televizyonlan için geçerli. • HY?ERJEANS,1998 vılı sonuna kadar Türkiye genelinde 70 olan satış noktalannı 100'e ulaştırmavı planJadıgınj belirtti. • BEYAZ YAYINLAR1 tarafindan yayımlanan 'Toplam Kalite Yönetimi Sözlügii' kalite konusunu sözlük çalışması olarak ele alan ılk kitap olma özelliğini taşıyor. • ALGtDA.heryaşve kesimin beğenisine göre hazırladığı. Bugs Bunny, Vîennetta Cappucino, limunlu Calippo, Star Cup adlı yeni ürünlerini pKasaya sundu. • MARlN CİTY. Türkiye'nin ilk marinalı çağdaş yaşam merkezi olarak. 28-31 Mayıs tarihleri arasındaki Uluslararası Konut, Villa, Plaza ve Yapi Sistemleri Fuan'nda tanıtıldı. • MAESTROvt; MASTERCARD. resmi sponsoru da olduğu Fransa 98'in tanıtım çalışmalan dahilinde büyük alışveriş merkezierinde kurduğu standlarda özel araba kokusu, anahtarük gibi bediyeter daptti. • PROFİLO. yeni PUA 4000 Lydu Sıstemı ve PCA 4000 Çanak Anteni"nı pıyasaya sundu. Tüm Türk ve yabancı kanallan ekrana getiren sistem. kullanicıya 500 kanal seyretme olanağı veriyor. Ankara Atatürk Göğüs Hastalıklan Hastanesi'nde yapılan ihalelerde fesat belirlendi Hastanelerde talan bitmîyorHAZALATEŞÇAKIR Başbakanlık Teftiş Kurulu, An- kara Atatürk Göğüs Hastalıklan ve Göğüs Cerrahı Merkezı Hastane- sı'ndeyapılan ihalelere fesat kanş- tınldığı, kurumun ambar esas def- ten ile günlük gıda tüketımıni gös- teren iaşe tabelalan üzerinde tahri- fat yapılarak zımmete para geçiril- diğı ortaya çıktı. Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun 9.12.1996 tanhii raporunda. hasta- nenin 1995 mali vılı genel temızlık ihalesı işinde firma kayınldığı be- lırtılerek. hastane defterlen üzerin- de daksılleme \e bazı rakamlann değiştirilmesi şeklinde usulsüzlük- ler yapıldığı saptandı. Raporda, hastane satınalma ihale komrsyonu başkan ve üyelen ıta amin Başta- bib Metımet Cnlü \e diğer görev- liler hakkında ihaleye fesat kanştır- ma suçundan Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'ne amme davası açıl- • Başbakanlık Teftiş Kurulu. Ankara Atatürk Göğüs Hastalıklan ve Göğüs Cerrahi Merkezi Hastanesi'nde yapılan ihale ile gıda alımlarında usulsüzlüklerortaya çıkardı. dığı belirtildi. Başbakanlık Başmü- fettişi Dr. AIi Osman Sali. Başba- kanlık Müfettişi Mehmet Gürbüz, Saglık Bakanlığı Başmüfettişı Ca- vit Başkent. Maliye Bakanlığı KontrolöriJ Hanın Uysal'ın ımza- lannıtaşıyan9Aralık 1996tanhve 23'96-32 sayılı soruşturma raporu, Mal Bildinminde Bulunulması. Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücade- fe Yasası kapsamında ıncelenmek üzere Cumhuriyet Başsavcılığı'na iletildı. Raporda, hastane ambar memu- ru Ertuğrul Kaya'nın 21.9.1995 ve 5.12.1995 tarihlennde vapılan muhtelif sayımlarla doğrulanan ambar esas defteri ve iaşe tabelala- nnda tahrifat suretıyle zımmet fi- ilinin işlendiği sonucuna vanldı. Saglık Bakanı Dr. Doğan Baran ta- rafmdan 24.10.1995 tarih. 19407 sayılı yazı ile talep edilen. hastane ambar defterlen vegünlükgıda tü- ketıminı gösteren iaşe tabelalan üzennde tahnfat yapıldığı iddiala- n üzerine görev lendinlen kurul, ek- sık \e fazla mallan tespıt ederken, defter üzennde de daksilleme ve bazı rakamlann değiştırildiğinı saptadı. Hastanenın 1995 vılı te- mizlık ıhalesıne. ıki fırmanın tek- lıf mektubu verdiğı anımsatılan ra- porda. ihale komisyonunun değer- lendirme içın sonuçlan 3 gün ge- cıktırdıgı ve 01.03 1995 tanhinde GÖHAS firmasına verilmesinde •ihaleve fesat kanştırma" suçunun bulunduğu bıldirildi. Raporda 21.9 1995 tanhinde ya- pılan ambar sayım sonuçlannda. öncelikie sığır eti ve toz şeker ıçin ayrılan bölümde, defterın çıkan sayfası rakamlarında tahrifat, ilk yazılan rakamlara ekleme ve o gün iaşe tabelalarında kayıtlı tüketım olmadığı halde deftere çıkış kaydı yapılmadığı dikkat çektı. İncelemelerde. Yataklı Tedavı Kurumlan Işletme Yönetmeliğrne dayanarak hazırlanan iaşe tabelala- nnın. ambarda muhafaza edilen nüshalannda kayıtlı rakamlann da tahnfedildıği belirtildi. Bu işlemler sonucunda. 2 bın 371 kilogram sığır eti. 129 kg. toz şekerile2!9. 1995 tarihlisayım tu- tanağı ile tespit edilen 457 kg. toz şeker. 5 bin 253 adet poşet reçel. 114.8 kg. beyaz peynir, 134.9 kg. nohut. 116.2 kg. makarna, 124.8 kg. salça noksanlığı bulunduğu kaydedilen raporda özetle şu gö- rüşlere yer verildi: "Hastane am- bar esasdefteri ve belgelerindeişle- nen usulsüzJüklerin aınacı, gıda maddelerinde mevdana getirilen açığı. noksanı gizlemek, gerçekte aşınlarakeksiltilen bu gıdalan nor- mal şekilde hastaneihtivacında gös- termektir. Ekli tutanaklarda göste- rilen bu noksanlann sorunılusu. İz- mir Bornova Acil Yardım ve Trav- matotoji Trafik Hastanesi'ne nak- len tayin olunan ambar memuru Ertuğrul Kaya'dır." Ankara Cumhuriyet Başsavcılı- ğı'nın 27.10.1997' tarih 34568 no'lu yazısında da. ihaleye fesat ka- nştınna suçundan görevliler hak- kında açılan amme davasının An- kara 7'nci Ağır Ceza Mahkeme- si"ndezimmet suçundan açılan da- vanın da 9"uncu Ağır Ceza Mahke- mesi'nde ışlem gördüğü bildirildi. UzAKDOĞU KRİZİNİNETKİSİSÜRÜYOR Asya iilkeleriııiıı tekstil stokları bitiyor Ekonomi Servisi - L'zakdo- ğu'daki kriz yaklaşık bir yıldır dünya giyim sektöründeki olum- suz etkilerini sürdürürken, gele- cek günlerde düşük fıyatlarla el- lenndeki stoklan tüketen Asya ülkelerinin yeni üretim için fınansal kaynak bulmala- nnın güç olacağı bildirildi. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği ta- rafindan hazırlananraporda,Türk giyim sa- nayiınin 1998 yılı ilk 3 ayı vedünyadaki ge- lişmeierdeğerlendırildi. Türkiye'nin dün- ya ihracat payının 4.2 olduğu kaydedilen ra- porda, dünya giyim ihracatındaki payının da 3.9 olduğu belirtildi. Türk giyim sana- yiinin dünya giyim ihracatçılan sıralama- sında 6"ıncı sırada yer aldığı belirtilen ra- porda, 1998 yılının ilk 3 ayında giyim ihra- catının bir önceki yılın aynı dönemme gö- re değer bazında yüzde 2.5'lik birartış gös- tererek. 1 milyar 860 milyon dolar olduğu saptandı. Raporda, aynı dönemde Türkiye'nin ge- nel ihracatının da yüzde 7.8 artarak 6 mil- yar 893 milyon dolar olarak gerçekle$tiği- ne işaret edilirken. genel ihracat içindeki payının da vüzde 27 ol- duğu anlatıldı. Yılın ilk 3 ayında giyim ihracatının ülkelere göre dağılım tablosuna bakıldığmda: AvTupa Birliği (AB)ihracatı yüzde 1.7 ge- rilerken, ABD ihracatı yüzde 36.9 artış gös- terdi. Bellı başlı AB pazarlanndan Alman- ya ve Hollanda'da gerileme gözlenırken. Fransa yüzde 6.7 artışla AB içindeki ikin- ci pazar olmayı sürdürdü. Ingiltere ihraca- tında da yüzde 10.2'lik artış olurken BDT ülkelerine dönük ihracatta 1997 yılındaki hızlı genışlemenin (yüzde 60 dola\ında) aksine yüzde 15 dola> ında daralma görül- dü. AB pazarlannda 1998 y11ında çok ol uın- lu değişikliklenn beklenmedigı bildirilen raporda. me\ cut trendlerin korunacağı kay - dedildi. Asya krizi. dünya pamuk flyatlannda dü- şüşe neden olurken. sentetik. elyaf. iplik tü- rü ürünlennde yüzde 50lere yakın oranlar- da düşüş oldu. Japonya'nın gıvim ithalatı yüzde 12düşerken,Çin"de38 tekstil üretim rnerkezinde cırolar yüzde 3.10 geriledi. lÖNETÎM SEÇÎMİSORUN YARATT1 ~ TOBB seçîmlerinde Yalmı Erez gölgesi Yalım Erez BAMl SAL1V1AN ANK.ARA - Konse> üyelen yerine delegelerin yönetimi seçmesı ve yasal boşluk iddf- alan altında genel kurula ha- zırlanan Türkiye Odalar ve Borsalar Bırlıği'nde (TOBB), Sanayı \e Ticaret Bakanı Ya- lım Erez'in etkinliği tartışılı- vor. TOBB Genel Kurulu ön- cesinde Erez tarafindan Ba- kanlarKurulu'ndangeçinlerekTBM.Vf'ye sunulan \e delegelerin değil, konsey üye- lerinin yönetimi seçmesini öngören tasan tartışmaya neden oldu. TOBBnın Fethiye'dedüzenlediği bölge toplantısı. Erez'in etkinliğiyle ilgili tartış- mayı gün \ üzüne çıkardı. Erez'in, merkez sağda bütünleşme ve partı liderliğı için ara- yışta olduğu dönemde TOBBnın desteği- ni kaybetmek istemediğı savunuldu. Erez ise tasanv ı kendisinın değil. TOBB nın ha- zırladığını belirtirken "Bu yasanın 30 Ma- yıs'a kadar bu MetHis'ten çıkması müm- kün değiL Mevcut vasava göre seçim konsev ler tarafindan va- pıiacak. Kimse bunu bahane edip şm yapmasın" dcdı. Erez. vasal boşluk oluştuğu için seçim yapılamayacağı gö- rüşüyle ilgili olarak. "557say»- fa vasa 1995 yıJında iptal edii- miştir. Bu seçim de vasaldır. Ya- sal degüse. sizin konsey üyetiği- niz de vasal değüdir. O konuda 19%seçimleriöncesinde Danış- tay'dan göriiş alınıruştır" dedı. Izmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem De- mirtaş ise genel kurullarda delege seçımi konusunda ortak görüş oluşruğunu anımsa- tarak "Mesut Yılmaz. 557 sayılı kararna- mevfc çıkan vasamızı iptal ettirmesfvdL se- çim delegeyle gerçekieşecekti ki iptal usulyö- nünden, esas vonünd^n değiL O gün delege bazında seçimi kabul eden TOBB Genel Başkanı Fuat Miras ve Erez, bugün konsey bazında bir vasa teklifıni Bakanlar Kuru- lu'ndan geçirerek, TB.MM Sanavi ve Tka- ret Komisyonu'na havaleetmiskrdir" dedi. ÇIFTÇİ DOSTU /SADULLAHUSUMÎ KONYA - Milyonlarca çiftçi, hükümetin ilan ettiği hububat alım fiyatlannfn yarattığı "şok"u hâlâ üzerinden atama- dı. Buğday ekiminin ağırlıklı ol- duğu bölgelerde büyük tepki var. ANAP'lı, DSP'li ve DTP'li çiftçiler bile kendi hükümetle- rinin verdiği fiyatları protesto ediyorlar. Çiftçi kuruluşları ve bazı üreticiler, buğday alım fi- yatlarının arttınlması için hü- kümete başvuracaklar. Türki- ye Ziraat Odaları Birliği Mer- kez Yönetim Kurulu üyesi Nu- ri Sorman "Çiftçinin hakkı gasp edilmiştir" diyor... Dünyanın hiçbir ülkesinde, tarım kesimine böylesine bir haksızlık yapılmamıştır. Yapı- lamaz da... Çiftçiler de buna izin vermezler... Türkiye'nin neresınde olursa olsun. bir ki- lo buğdayın maliyeti 67 bin li- ranın altına düşmedi. Bazı böl- gelerde bu rakam 73 bin lira- ya kadar çıktı. Hükümetin ver- diği fiyat ise 53 bin lira. De- mek ki, buğday eken bir çiftçi ürettiği her kilo buğday için, daha işin başında 20 bin lira zarar edecek!.. Bu durumda 20 ton buğday üreten bir çiftçinin 1998 yılın- Buğday Ureticisi Şokta daki zararı 400 milyon lirayı bulacak. Mısır, arpa. yulaf gi- bi ürünleri de ilave ettiğimiz zaman çiftçinin bir yıllık zararı belki de 600 ila 700 milyon li- rayı geçecek. Bu zararlara ne para ne de mal mülk dayana- bilir. Mesut Yılmaz hüküme- ti, kuruluş aşamasında verdi- ği sözlerin aksine. 12 Ey- lül'den bu yana izlenen yanlış tarım politikalarını sürdürmek- teısrar ediyor... Enflasyon bahane Hükümetin, enflasyonu az- dınmamak için tanm ürünleri- ne düşük taban fiyatı verdiği ve vereceği yolunda ortaya atılan iddialar da gerçekçi de- ğildir. Eğer amaç sadece enf- lasyonu düşürmek olsaydı, aynı fiyat politikasının sanayi ve ticaret kesiminde de uygu- lanması gerekirdi. Tüccar ve sanayicilerin 1997 yılı ve 1998 yılının ilk üç aylık kârlarına bir göz attığımızda, enflasyon ca- navarının hangi kesimlerden beslendiği açıkça görülür... Bu gerçeği kimse inkâr ede- mez. Türkiye'de yüzlerce hol- dıng var. Bir tek holdingin yıl- lık kârı 200 trilyon liranın üs- tünde. Diğer holdinglerin kâr- ları da yüzlerce trilyon lira. Bankalann kârları ise baş dön- dürücü... 1997 yılında net kâ- rı 90 trilyon lirayı geçen ban- kalar var. Ikinci ve üçüncü sı- radaki bankaların kârları bile 60 ile 80 trilyon lira arasında. 1998 yılının ilk üç ayında bu kârlann oranı en azından ikiye. üçe katlandı... Işte... Enflasyonu körükle- yen rakamlar bunlar. Bu yük- sek kârlann temelinde yatan neden sanayi ürünlerine "Ma- lıyet yükseiiyor" gerekçesi ile sık sık yapılan zamlardır. Zarar ediyoruz diye yılda 8 veya 10 kez zam yapan ve belki de malıyetinin iki veya üç katına satış yapan holding patronla- rının tarım ürünlerine yeterli bir fiyat verilmesine karşı çıkma- lan ibret vericidir. Aslında tarım ürünlerınin maliyetlerini yükselten de sa- nayi ürünlerine sık sık yapılan zamlardır. Tarım kesiminin en önemli girdileri olan gübre, akaryakıt. traktör, zirai ilaçlar ve yedek parça fıyatlarının ar- tışları bazı yıllar yüzde 200'ü, hatta yüzde 300ü geçmekte- dir. 1980 yılından sonra sana- yi ürünlerinde büyük fiyat ar- tışları olurken, tanm ürünlerine yapılan zamlar çok düşük kal- mıştır. Çiftçinin alım gücü Bu yüzden çiftçi fakirleşmiş ve tanm da çökmüştür. Örne- ğin, 1979 yılında buğdayın destekleme fiyatı 5 lira 50 ku- ruştu. Bir kilo buğday satan bir çiftçi, karşılığında 5 kilo gübre alabiliyordu. Bu yıl ise gübre fiyatları ortalama 55 bin lira... 1998 yılı için ilan edilen ek- meklik buğdayın alım fiyatı 53 bin lira. Demek ki, çiftçi bir ki- lo buğday sattığı zaman, bir kilo gübre alamayacak... Trak- tör, mazot, yedek parça ve zı- rai ilaçların fiyatlarında da du- rum farksız... 1979 yılına göre, gübre fi- yatlarındaki artış tam 55 bin kat oldu. Buğday fiyatlarında- ki artış ise 1998 yılında 10 bin kata ulaşabildi. Eğer gübre fi- yatlarındaki artışa göre ver- mek gerekseydi, buğday alım fiyatlarının 275 bin lirayı geç- mesi gerekecekti. Arada olu- şan büyük fark, tam 18 yıldan beri çiftçinin kesesi yerine, sa- nayicilerin kasalarına aktJ... Ziraat odaları yöneticileri ve çiftçiler, girdilerdeki büyük ar- tışlara rağmen, buğdaya veri- len yüzde 60.6 oranında zam- ma isyan ediyorlar. Hatta bir- çok çiftçi, daha şimdiden ge- lecek yıl buğday ekmeyecek- lerini açıklamaya başladılar. Manisa Ziraat Odası Başkanı Nuri Sorman şöyle diyor: "Çiftçi buğdaya 75 bin lira beklerken, 53 bin lira fiyat ve- rildi. Aradaki fark gasptır, Fi- yatları, çiftçinin zarar etmeye- ceği biçimde yeniden düzen- lemezlerse Türkiye çapında eylemler yapacağız..." Tekirdağ Ziraat Odası Baş- kanı Şerif Başkut, Bursa Zi- raat Odası Başkanı Fuat Sa- n, Sakarya Ziraat Odası Baş- kanı Hikmet Karabayır hükü- metin açıkladığı buğday alım fiyatlarını protesto ediyorlar... İŞÇİNİN EVREMNDEN ŞUKRAN SOrVER Nostalji Zamanı Değil Önceki gün Uria Belediyesi, Izmir CHP, KESK, İzmir Eğit-Der. Atatürkçü Düşünce Derneğı'nin katkıları ile, Köy Enstitülüler Urla'da buluştular. Köy Enstitülülerin belli kı cıddi geçmişi olan ça- lışmaların sonucunda ikıncı kez bir araya gelişi, nostalji yaşama ile sınırlı kalmadı. 24 saat kesintisiz eğıtim yapan, eğitim mali- yetini en alt sınırlara indirip, eğitimi insan beynı- n'ın geliştinlmesine, aklın kullanımına, aydınlan- maya.üretıme yönelten, çok başanlı, çok özel bir sistemde yetişmiş olanların yaşları ile ölçüleme- yen üretkenlikîeri, dinamiği, kimlikleri, eğitimimi- zin içinde bulunduğu çıkmazların masaya yatırıl- masmı, çözüm arayışlarını. çözüm üretmeyi gün- deme getirdi. Şeriatın rejimi tehdit eden boyutları. bırakın çağdaş eğitim ölçülerini, 8 yıllık kesintisiz eğiti- min gerçekleştirilmesinde yaşanmakta olan dar- boğaz, Köy Enstitüleri benzeri eğitim arayışları- nı güncelleştirdı. Köy Enstitülerine, uzun yıllar ko- münist model olarak bakıp dışlamış kafalar, eği- timimizde yaşanmakta olan kalitesizfik, ekonomik darboğaz, üretimden kopukluk, düşünmeyi, ak- lı ret eden ezbercilik. çok boyutlu çıkmazlar kar- şisında, Köy Enstitüleri modelinden yararlanma gereğinı ret edemiyorlar.. Şeriata daha yakın birsıyasi partınin iktıdaror- taklığında, yıllar içinde yavaş yavaş zehirlenir- mişçesıne geriye püskürtülmekte olan toplum, tehlikeyı yaşamındagörüp, kendı geleceğinin pa- niğine. rejım kaygısına kapılınca toplumsal tep- ki, savunma gündeme geldi. En önemli odağın eğitim olduğu yeniden keşfedilerek. gelişme yaş- larındaki çocuklann düşünebilme yeteneklerinin kurtanlması zorunluluğu anımsanarak, yıllarca Meclis kapısında bekleyen 8 yıllık kesintisiz eği- tim yasalaştırıldı. Çocuklanmız kurtuldular mı? Analar, babalar çocuklarını imam olsun dıye mi Imam-hatip okul- larına. Kuran kurslarına veriyorlardı? Yoksa gıde- rek daha büyük ölçülerde yoksullaşmakta olan- lar, çocuklarını okutamadıkları için. birileri ciddi birörgütlenme ile çocuklarının yedirilmesi, giydi- rilmesi. okul gereksinimlerinin karşılanmasını üzerlerine alarak, eğitilmelerınin sorumluluğunu üstlendikleri için mi? Kısa süreli bir coşku ile. eğitim seferberliği i- lan ederek, paralar toplayarak, 8 yıllık kesintisiz eğitimi görüntüde kazasız, belasız gerçekleştir- dik. Ama nasıl? Zorunlu eğitim çağındaki çocuk- lann tamamının ne kadarını eğitim kapsamına alabildik? Aldıklarımızdan, aileieri okul giderleri ve gencin harcamalannı üstlenemeyecek konumda olanlan için nasıl birdayanışma, örgütlenme ger- çekleştirdik? Daha yalın bir anlatımla. çocuğunu bir Kuran kursuna, Imam-hatip okuluna verip. okumasını garantiye alması bakımından. kurtulmayı düşle- miş ailelere nasıl bir proje sunabildik? Hazırlıklı olamadıkları sıkıntılar içinde, 5 yıl yerine 8 yılın so- nunda ileri eğitime yönelemeyecek, bir beceri de kazanamamış, biraz daha bilinçli ve çıkmazları- nı gören çocuklar. kaderleri ile başbaşa kaldıkla- nnda ne olacak? Hangı örgütlenmelerin, hangi düşüncelerin kucağına. ağına düşecekler? 8 yıllık kesintisiz eğitımin uygulaması ile çırçıp- lak ortaya çıkan eğitim sorunlan ne olacak? Ba- dana, boya. onarım ğiderlerini karşılayamayan birdevlet bütçesiyle, yetersiz öğretmen kadrola- rıyla çağdaş eğitim koşullarına nasıl geçilebile- cek? Pahalı çağdaş donanım. labaratuvarlar, bil- gisayarlar nasıl alınacak? Ekonomik gelişmışlığine göre, eğitime ayırdı- ğı payda en gerıde olan ülkemizde. örümcekleş- miş kafalar, yaklaşımlar hızla değişse bile, büt- çesinin en önemli bölümü, borçlanma faız borç- lanna giden. yatmmların sıfırlandığı gerçekliği kar- şısında, kaynak nasıl yaratılacak? Üniversitelerinde, küreselleşme ideolojisinin dayatması doğrultusunda, bilim üretiminden vaz- geçildiği. dışardan buyrulan fason üretime geçil- diği, öğrenciye müşteri gözü ile bakılmaya baş- lanan bır düzende, gerçekten çağdaş, üretime dönük aklın geçerli olduğu bir eğitim nasıl ger- çekleşecek?.. Gördüğünüz üzere. bu konuda asıl kafa pat- latması gerekenlerın. sıyasetçilerin, sendikal ör- gütlenmelerin, sivil toplum örgütlerınin pek de kafa patlatmadıkları, düşünce üretmedıkleri. so- run bile yapmadıklan konular. sözünü ettiğim top- lantının gündemini oluşturdular. Köy Enstitüleri üzerine nostalji yapmanın de- ğil, düşünce, çözüm üretmenin zamanı olduğun- da birleşildı. Türkiye'nin yeniden bozkırlara ulaş- mak için, ulaşılması, içine girılmesi çok daha zor olan varoşlara, varoşların çocuklarına sahip çıkıl- ması ıçin. Köy Enstitüleri modelini taklit etmek değil, felsefesinı günümüze uyarlayacak yeni modelleri yaratmak zorunda olduğunun altı çizıl- di. IJ-jJJBİ IJJB I 1 I JJJ 'V^VV^HIV ^•BBİ^^^ ^^^^^^9^F W H İ v ^0^B&t0 ^W^BB>^l^r ^ ^ 9 ^ ^ ^ * ^ 11 »^^^p**# J_JJJJJJJJ JJİİMJJJJ JJJJJJ LİJJ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear