Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
7 MART 1998 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
TURKIYE
İstanbul
Edırne
Kocaelı
Çanakkale
Izmır
Manısa
Aydın
Denizli
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
11
15
12
14
17
15
17
15
Sinop
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
PB
Y
Y
Y
PB
PB
PB
K
13
13
13
12
10
12
12
1
Zonguldak PB 12 Antalya PB 17 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Sıırt
Hakkâri
Van
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
18
17
17
21
16
16
8
A
Yurdun kuzeydoğu ke-
sımlerı parçalı çok bu-
lutlu, Orta ve Doğu Ka-
radenız, Iç Anadolu'nun
kuzeydoğusu ıle Doğu
Anadolu'nun kuzeyı ya-
ğışıı, ötekı yerier az bu-
lutlu geçecek. Yağışlar
yağmur. Doğu Anado-
lu'nun kuzeydoğusu ıle
Gumuşhane, Bayburt
çevrelennde kar şek-
linde olacak. Hava
sıcaklığı azalacak.
AVRUPA
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
VB
ÇB
ÇB
Y
Y
"
Y
Y
2
-2
1
14
12
13
15
15
Münih Y 14 Zurih
Berlın
Budapeşte
Madnd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
Y
PB
Y
PB
PB
PB
PB
12
12
21
17
17
18
18
17
16
ASYA
Moskova K
Aşkabat
Akmola
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
Şam
PB
PB
ÇB
PB
K
ÇB
PB
• PB
17
-2
6
7
4
12
19
17
Parçaıı Duttlu
:
Sısli k Çok bulJtlu Yağmuriu
°JA*JS
Kartı S"lu kar Gok gurultûk
G U N C E L CÜNEYTARCAYLREK
• Baştarafı 1. Sayfada
de üzerinde duruluyor.
Aslını ararsanız; hükümet, daha doğrusu devle-
tin tepe noktaları, memura grev ve toplusözleşme
hakkı vermeye niyetli değil.
Grev deyince, ücretlerde pazarlık yolunu açan
toplusözleşme deyince, tüyleri diken diken.
Şu tezada bakınız:
Yasayla memurlara sendikalaşma hakkı veriyor-
sunuz; ne ki, sendikalizmin yaşamsal önemdeki
ana öğesi olan grevden yoksun bırakıyorsunuz.
Kimi Batılı ülkelerden örneklerle böylesi uygu-
lamalardan kaçınıldığı öne sürülebilir. Savunulabi-
lir.
Ama o ülkelerde enflasyonun -aylık değil, yıllık-
yüzde 3 ya da 3.8 olduğunu unutabilir miyiz?
Grev silahı elinde olmadıkça memurların sendi-
kalaşması beş paralık değer taşımıyor. Maaşlar
ve ücret saptamalarında hükümetlerle pazarlığa
giremeyen memur. yine hükümetlerin agzına ba-
kacak ve kimi gerekler öne sürerek verilen kısıtlı
zamlarla yetinmeye zorlanacak.
Türkiye gazetesinde memur eyleminin 3. günü
"çıleyi yine halk çekti" başlıklanyla sunuluyor.
lyi ve hatta doğru diye niteleyelim bu başlığı; an-
cak memurun çektiği çileyi gazete ve bağlı oldu-
ğu holding acaba hangi ölçülerde biliyor? Onları
da neden yazmıyor?
Adım gibi biliyorum: Bu gerçekleri anımsattığı-
nız zaman hiç kimsenin Türkiye'yi batağa sürük-
lemeye hakkı olmadığını irdeleyen uzun nutuklar
art arda gelecek ya da devlet dalkavukluğu yapan
bu türden yazılar döktürülecek.
Nurcu tarikatının açık önderi Fethullah Gülen'in
ilk yayın organlarından Zaman ise "hayat felç ol-
du" diyor.
Trenler çalışmamış vesaire. Topu topu bir gün.
Işimize geldiğinde örnek verdiğimiz Ingiltere'de
grev yüzünden günlerce ışlemiyor. Halk eziyet çek-
ti diyen, yazan yok!
Çalıştıgı zaman halkın trenlerde çektiği ıstırabı
bir gün olsun ele almayan gazete, devlet yerine
halk dalkavukluğuyla vicdanları susturmaya çaba-
lıyor.
Ayınm olmaz
Cumhurbaşkanı'ndan hükümete değin devlet,
aynı çizgi üzerinde. Polisin türbanlıların sokak gös-
terilerindeki yumuşak tutumunu memurlara gös-
termemesindeki nedenleri soran gazeteciye De-
mirel, "Onlarçok tefenruat" dedikten sonra, "Ka-
nunsuz eylem olmaz" diyor.
Atatürk'e ve laik çağdaşlığa nefretle yoğrulmuş
uzun etekli ve başı örtülü kızların, Iştanbul Üniver-
sitesi Rektörü karannı geri aldıkian sonraki gün-
lerde yasadışı sokak yürüyüşleri ve gösterileri sür-
dürmesini devlet acaba "teferruattan" mı sayı-
yor?
Memur ya da işçi yasal olmayan bir yürüyüşe
girişince polisin copuyla, gazıyla ve hortumuyla
cezalandırılıyor.
Başörtülüye geldi mi; her biri gül bebek!
Kimi yerde topluluklara yasal olmayan "cezalan-
dırmalar" uygulayan polislere hangi cezalar veri-
liyor? Bilen varsa parmağını kaldırsın.
Örneğin; Manisa'da liselilere işkence yapan po-
lislere verilecek cezayı üç-dört aya indirmek ama-
cıyla savcı, sanıkların "öğrencilere işkence değil,
'kötü muamele' yaptığından" söz açıyor.
Hükümet işine gelmeyene şahin; sevdiğine. ko-
rumayı aklına koyduğuna güvercin!
Bu gidiş tatsız. Hükümet grevsiz-toplusözleş-
mesiz yasada direniyor. Sokakta yasadışı en ufak
eyleme karşı göz yaşartıcı gaz ve sonra.. dayak
cennetten çıkmadıratasözüne hâiâ bağlı olan po-
lis copu.
Hükümet ve hükümetler, tabii bu konuda des-
tek veren Şaibe Hanım partısi de bu tutumlany-
la memurlara "yeni birhasım cephe" kurdurmayı
başarıyorlar.
Görevinde ve evinde sakin sessiz duran me-
murların büyük bölümünün. sokaktaki arkadaşla-
rını yürekten desteklediklerinden kuşkunuz olma-
sın.
Artmayan gelir ve yüzde 100 enflasyonla yaşa-
maya mahkûm insanlardan...
Başka ne bekleyebilirsiniz?
'Hükümet dayatmacı'
BAM SALMA.N
ANKARA-Av rupa Sen-
dikalar Konfederasyonu
(ETL'C) Sözcüsü Wim Bar-
gens. Türkiye "de hükümetın
uzlaşma yerine kamu sen-
dikalanna grevsız-toplu-
sözleşmesiz sendika yasa
tasansını "dayattığını" be-
lirterek. "Ölüler dünyasın-
da bir karar alsanız bu ge-
çerli olabilir mi?'" dedı.
"Özgürsendikalaşma hare-
ketine" karşı baskının Tür-
kiyenin Avrupa Bırliğı
(AB) ile bütünleşmesıni et-
kıleyeceğini kaydeden Bar-
gens, "Türkiye bu yasa öne-
risinde direnirse. kötü puan
sayısım arttırmakla kalma-
yacak.aynı zamanda AB ül-
kelerine de kötü bir mesaj
vermiş olacak" dedı.
Türk-İs.DİSK.Hak-lşve
KESK"in de üyesi olduğu
ETUC'un yöneticisi. sözcü
Bargens. Cumhuriyefin
kamu çalışanlarınm sendı-
kal hareketi ve Türkiye "de-
ki sürece ilişkin sorularını
yanıtladı. Bargens. önemlı
kararların ulusal smırların
dışında alındığını. bu ikti-
dar dengesinde çalışanların
yer alabilmesi ıçin Avrupa
düzeyinde örgütlendikleri-
ni anlatırken. pek çok ülke-
deki sendikalaşma atnacını.
"çalışanlann çıkarları ve
ücretlerinin korunması,
yükseltilebilmesi. ekonomi
politikasmın demokratik-
leştirilmesi" olarak özetle-
di. Bargens. kamu çalışan-
larınm sendikal haklarına
ilışkın yasa oluşturmak için
dev lete ya da müdahalesine
gerek olmadığını bildirdi.
Orgütlenmenin sendikacı-
ların işı olduğunu kaydeden
Bargens. şöyle konuştu:
"Bu konuda denge oiuştur-
mak bunların işidir. Devle-
tin göre\i ancak bu olayı ya-
zıya döknıek. eşit demokra-
tik bir ortam içinde gelişimi
sağlamaktır. Yani bir insan
karar \ erirken. anasına ba-
basına sormaya gerek yok.
Eğer Türkiye"de sendikalaş-
ma bir ne\i dinsel öğreti gi-
bi ele alınmak isteniyorsa
kusura bakmayın bu yürü-
mez. Sonuç olarak bu proje-
nin geri çekilmesi gerekiyor.
Çünkü bu şekliyle kamu
sendikacılığına engeldir. Ar-
tık işin başına dönsünler. Bu
olayı yeniden irdelesinler.
Bu yasa çalışanlann çoğun-
luğunun düşüncesineyatkın
değilsc neye yarar? Toplum-
saL devlet ve hükümet düze-
yinde göriişmelerde bütün
olayın can ahcı noktası top-
lusözleşmeye davanmakta-
dır."
Almanya'dan HMer politikası
• Baştarafı 1. Sayfada
retleri içindedir" diyen Cumhurbaşkanı. "Car-
diff zirvesi öncesinde Almanya'nın ta\nnda yu-
muşama olur mu" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Almanya'daki seçimlerden önce bi/im bir
şey ummamız. biraz duygusal olur. Nihayet biz
CardifTi söylüyorsak, bize soruyorlar, ne yapa-
lım. diye. Bu diskriminasyonu (aynmcılık) kal-
dınn. Yani 1 l'ler ve özel stratejili Türkiye disk-
riminasyonıınu kaldınn. Yapabilir \eya >apa-
maz başka mesele. Çünkü bu, \\nıpa nkrine a>-
kırıdır. Büyük A\ rupa, Hıristiyan Kulübü ol-
makla olmaz. Londra Konferansı'na Türki-
ye'nin kaülması için İspanya da ısraıiı oldu. Tür-
kiye kamuoyunun buna hazır olmadığını söyle-
dim."
Demirel, gümrük birligi konusunda Türki-
ye'nin her kuralı yerine getirmesine karşın
AB'nin. yükümlülüklerine uymadığını. bu ko-
nuda Ispanya'nın inisiyatifi kullanmasını iste-
diğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Demirel. tspanya temasla-
nnda Akdeniz'e kıyıdaş ikı ülke açısından or-
tak sorun oluşturan Kıbns'ı da ma-
saya getirdi. Demirel. AB'nin. Rum
Yönetimrni tam üyelik kapsamına
alması konusunda şunlan söyledi:
"AB geçmişte anlaşmazhklann ol-
duğu ülkeleri bünyesine almak iste-
miyordu. Kıbns anlaşmazlıklar yu-
vasıdır. Neden bu kadar acele ettiği-
ni anlayamıyorum. Hangi Kıbns ile
görüşülecek? Eğer AB Klendes'in
Kıbnsı'nı bütün adanın temsilcisi
olarak kabul ediyorsa 30 yıl içinde
olanlar hakkında bilgi edinnıemiş
demektir. AB, AkdenizMn bu bölü-
münde büyük sorunlar yaratabile-
cek çok büyük bir hata \apıyor."
Demirel. Madrid ve Barcelona'da
\erdiği konferans ile katıldığı top-
lantılarda. işbirlığı olanaklannı
"Akdenizlilik" temasına dayandırdı. Yeni bir
binyıla girilirken tarihin demokrasilere tanıdı-
ğı şansın iyi kullanılması gerektiğini vurgula-
yan Cumhurbaşkanı. şunlan söyledi: "Türkiye
Cumhuriyeti, laik \e demokratik yapısıyla böl-
gesinde model devlet olmayi 21. yüzyılda da sür-
dürecek. Avrupa için hayati öneme sahip bir
enerji terminali olacakür. Türkiye Cumhuriye-
ti'nin çağdaşlaşma projesi. İslami değeıier ile
demokratik değerlerin laik sistem içerisinde bir
arada y aşayabileceğinin kanıtıdır. Ülkem, halkı-
nın çoğunluğu Müslüman olan ülkeler arasında
laikliği de\letin vazgeçilmez unsuru olarak be-
liıiemiş yegâne demokrasidir.
Terörolgusu,Türkdemokrasisinin karşı kar-
şıya olduğu sorunlan ağırlaştırmaktadır. Türki-
ye'ye yönelik bölücü terörün, hiçbir Avrupa ül-
kesinin karşılaşmadığı kadar vahim bir boyutu
bulunmaktadır. Komşularının. ülkesini bölme-
ye yönelen teröristleri göz göre göre banndırdı-
ğıvedestekkdiği başka bir A\rupa ülkesi var mı-
dır?"
Yılmaz da Almanya Başbakanı Helmut
Bonn'dan Yılmaz'a tepki
Dış Haberkr Servisi - Başba-
kan Mesut ^'ıimaz'ın, Alman-
ya"nın AvTupa Birliği"nin yeni
üyelere açılması konusundaki tu-
tumunu, Adotf HMer"in. Alman-
ya'nın Doğu Avrupa'ya yayılma-
sını hedefleyen "lebensraum'"
(yaşam alanı) siyasetiyle karşı-
laştırmasma Almanya'dan sert
tepki geldi.
Mesut Yılmaz'uı açıklamasını
reddettiklerini ifade eden Alman
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü
Martin Erdmann, dünkü basın
toplantısında yaptığı açıklama-
da, Başbakan Yılmaz'ın sözleri-
nin AJman siyasetinin lekelen-
mesi anlamına gelecegini belirt-
ti. Yılmaz'ın açıklamasmın yıl-
lardır dostane devam eden Türk-
Alman ilişkileri üzerine yapaca-
ğı etkiyi düşünmek bile isteme-
digini ifade eden Erdmann, Al-
man hükümetinin tartışmayı
alevlendirmek istemediğini söy-
ledi.
Kohl'-ün, Türkiye'nın. Avrupa Birliği'ne girme
umudunu engellediğıni bildirdi.
AA'nın haberine göre Başbakan Yılmaz, İn-
giliz Financıal Times'a \erdiği özel demeçte,
Alman hükümetini eleştirirken. söz konusu ül-
kenin Doğu Avrupa ülkelenni her fırsatta önce-
likli hale getirmesinin altında. Hitler'in
1930'lerde ortaya koyduğu "yaşam alanı" po-
litikasının izlerinin bulunduğunu kaydetti.
Yılmaz. söz konusu politikanın Hitler'in Do-
ğu Avrupa'ya yönelik saldırgan genişleme ta-
lebiyle izah edilebıleceğini belirtirken, bunun
nedeninin de ülkesinin insanlarına "daha çok
yaşam alanı" açma ısteğine bağlı olduğunu ifa-
de etti.
Başbakan Yılmaz. AB üyesi ülkelerin halen
süren ısrarlanna ragmen. 12 Mart'ta Londra'da
yapılacak Avrupa Konferansı'na Türkiye'nin
katılmayacağını bir kez daha kesin bir dılle açık-
larken. Türkiye'yi "üye olabüecek ülkeler liste-
sine" bile almayan AB'nin avnmcı bir tutum
güttüğünü bildirdi.
Yılmaz. Türkiye'nin Hste dışı kalması nokta-
sındaözellikle Almanya'yısuçladı.
Başbakan Yılmaz. "Almanya daha
önce uyguladığı politikayı uygula-
maya devam ediyor" derken. "On-
lar 'Lebensraum'a inanıyorlar. Bu-
nun anlamı. merkczi \e Doğu A\ ru-
pa ülkelerinin A\rupa \e Almanya
için 'arka bahçe' olarak taşıdığı
stratejik önemdir" diye konuştu.
AB ve Almanya'nın nihai hede-
finin ise söz konusu ülkeleri hem
NATO ve hem de AB üyesi yapa-
rak Avrupa'yı Bulgaristan ve Tür-
kiye arasındaki sınırdan bölmek ol-
duğunu belirten Başbakan Mesut
Yılmaz. "Söz konusu ülkelerin po-
litikalarına göre Türkiye iyi bir
komşu olmak, ancak AB üyesi olma-
mah"dedi.
Eylemci memura gözdağı
• Baştarafı 1. Sayfada
cağız", "Barikatlar > ıkıldı. sıra ya-
sada", "Biz çocuklanmıza onurlu
bîr gelecek bırakacağız,yasiz~slo- •
ganlan atan memurlar, daha sonra
"Çökertme" türküsünü hep bir
ağızdan söyiediler.
K£SK.'ebaglı sendikalann oluş-
turduğu Ankara Şubeler Platformu
Dönem Sözcüsü Nazım Alkaya,
burada yaptığı konuşmada. yıllar-
dır her türlü baskı ve sürgünlere
rağmen mücadelelerini sürdürdük-
lerini belirtti. 55. hükümetin hazır-
ladığı kamu görevlileri sendika ya-
sa tasarısının toplusözleşme ve
grev hakkı tanımadığını. antide-
mokratik olduğunu bildiren Alka-
ya. bu yasa tasansı Meclis'te görü-
şüldüğü sürece her gün meydan-
larda olacaklannı söyledi. Görüş-
melerin 11 Marttarihineertelendi-
ğini de bildiren Alkaya. 11 Mart
günü yine alanlarda olacaklannı
açıkladı.
Konuşmalardan sonra. slogan ve
alkışlarla protestolarını bir süre da-
ha sürdüren memurlar. K.ESK >ö-
neticilerinin anonslan doğrultu-
sunda eylemı sona erdirerek işyer-
lerine döndüler. Memurlar. otur-
makta olduklan kâğıt parçalannı
da yollardan toplayarak çöplere at-
tılar.
Ankara\alisı ErdoğanŞahinoğ-
lu ise dün v aptığı açıklamada. me-
mur eylemlerinin yasal olmadığı-
nı belirterek "Hakaunanınyolubu
değil. tdare amirleri, yasal gereğini
takibe alacaklardır" dedi. Şahi-
noğlu, toplu hareketin yaptınmı-
nın çok ağır olduğunu söyledi.
TBMM'de göröşülmesi sürdürü-
len "grevsiz, toplusözleşmesiz sen-
dika yasa tasarısf'na karşı Izmır
Konak Alanı'nda da eylemler sür-
dü. Öğle saatlerinde toplanan ka-
mu çalışanlan, tasannın geri çekil-
mesini isterken "Her yer Ankara,
her yer Ktzriay" sloganlan attılar ve
polisin memurlara karşı tutumunu
kınadılar.
Yasanın geri çekilmesine kadar
"siiresiz ejlem" karan alan Birle-
şik Taşımacılık Çalışanlan Sendi-
kası üyelerinin eylemleri sonucu
lzmir'de tren seferleri yine yapıl-
madı. Kamu çalışanlarından bir
bölümü ise Konak Alanı'nda otur-
ma eylemi yaptı. Sağlık hizmetle-
rı de acil olaylar dışında büyük öl-
çüde durduruldu. Polis. eylemleri-
nı sürdüren BTS şube yönetici \e
üyelerinden 6 kişiyi gözaltına aldı.
Izmir-Halkapınar'daki Loko Ba-
kım Atölyesi'nde oturma eylemi
yapan üyelerivle bırlikte ışyerinde
bulunan BTS izmir Şube Sekrete-
ri Servet Tunç. yöneticilerden Ha-
lil Saltık, Ekrenî Çir, Fehmi Kutan,
Ali Duman \e AN Aslan dün
11 30'da polis tarafından alınarak
Çınarlı Karakolu'na götürüldüler.
BTS İzmir Şube Başkanı Bur-
han Kandemir. eylemlerinin TB-
MM'de görüşülen mevcut yasanın
geri çekilmesine kadar süreceğıni
belirterek gözaltına alınan arkadaş-
lannın serbest bırakılmasını istedi.
Soma'da önceki gün Eğitim-Sen
üyesi lOO'ü aşkın öğrermen vizite-
ye çrfcSrken dün de Maden-Sen. S-
ES ve Enerji Yapı Yol-Sen üyesi
350 çalışan işbırakma eylemi yap-
tı. Kamuemekçilerinin Soma'daki
eylemlerine CHP. ÖDP ve EMEP
de destek verdi. Kamu Emekçileri
Sendikalan Soma Platformu da bu-
gün Soma'da bir "dayanışma çayı"
düzenleyerek durum değerlendir-
mesi yapacak.
Kırklareli'nde Vilayet Meyda-
nı'nda toplanan kamu çalışanlan
çeşitli sloganlar attılar. Bu sırada
valilikten Devlet Bakanı Hasan
Gemici'nin çıktığını gören memur-
lar. seslerini daha da yükselttiler.
Gemici. aracına binerek valilikten
uzaklaştı.
İstanbul'daki eylem
İstanbul da memurlar, dün öğle
saatlerinde KESK'in Beyoğ-
lu'ndaki genel merkez binası önün-
de toplandı. Türk-lş'e bağlı TÜM-
TİS üyesi bir grup işçinin de gel-
mesiyle sayılan yaklaşık 4 bine
ulaşan kitle, KESİC ve bağlı sendi-
kalann pankartlan arkasında kor-
tej oluşturarak yürüyüşe geçti. Çe-
şitli sloganlar atarak yürüyen grup.
Taksim girişinde barikat kuran po-
lisler tarafından durduruldu. Polis-
ler. memurlann alana girişlerine
önce izin vermedi. KESK yetkili-
leri ve İstanbul Emnıyet Müdür
\ardımcısı Hüseyin Arpacı arasın-
'Meclis'e baskı geri tepebilir'
• Baştarafı I. Sayfada
riteper" açıklamasını yaptı. DSP Genel Başkanı ve
Başbakan Yardımcısı Bfltent Ecevit eylemlerini sür-
düren memurlann "toplumda ürküntü > arattıklan-
nı" söyleyerek. "Grev hakkını aldıklannda böyle'
kullanacaklar diye bir endişe doğuyor. Toplumda ür-
küntü yaratıv orlar, toplumdan kopuyorlar" dedi. E-
cevit, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada. kamu
çalışanlannın bu aşamada "olduğu kadarını alıp
geliştirmeye çaüşmalan" gerektiğini söyledi. " 1 5
yıidır hiçbir şey yapdmamış. Biz yasa çıkartryoruz,
suçhı otayoruz" diyen Ecevit, daha önce grev ve
toplusözleşme içermeyen yasa önerisi sunan
CHP'nin eleştirilerini de anlamanın zor olduğunu
belirtti. Ecevit, memur eylemlerini şöyle değer-
lendirdi:
"Dikkati çeken bir nokta var. Toplumda çekin-
genliğeyoi açacaklar.'Bunlara grev ve toplusözleşme
hakkı verilirse bakın neler olacak' gibi olumsuz bir
izlenim yerleştirmemeleri gerekli. Ben çalışnıa
bakanlığîmdan beri çalışanlann haklanyla en
demokratik biçimde iigileniyorum. İşçilere grev ve
toplusözkşmeli sendika hakkı getiren yasalarla
uğraşırken de toplumdaki tedirginliği atmamız zor
oldu. Memurlar, kamuoyunu ürkütmemeye. hak-
lannı demokratik yollardan, hukukun dışına çık-
madan adım adım elde etmye çalışmalılar."
Grevsiz, toplusözleşmesiz sendikada ısrarlı olan
Başbakan MesutYılmaz, dün toplumunyeterince ör-
gütlü olamadığını belirterek çelişkiye düştü.
Yılmaz, Türkiye Sanayici ve Işadamlan Dernek-
leri Başkanlar Konseyi yöneticileriyle göriişmesin-
de şunlan söyledi: "Çoğuku demokrasi her şeyden
önce sivil toplum ve örgütlü toplum demektir. Tür-
kiye'de gerek ekonomide, gerekse sosyal yaşamda
devletin gerektiğinden çok daha olmasının altında
yatan esas sebep, toplumun \eterince örgütknmeyi
başaramamış oimasıdır."
Memur eylemlerine karşın sınırlı sendika hakkı
getiren tasannın ilk iki maddesi önceki gün kabul
edilirken; görüşmeler sırasında CHP'lilerin verdiği
grevli, toplusözleşmeli sendika öngören değişiklik
önergesini. DYP'Ii TBMM Başkanvekili Kamer
Genç anayasaya aykın olduğu gerekçesiyle işleme
koymadı, Görüşmelere gelecek hafta devam edile-
cek. CHP'nin sendikacı kökenli milletvekili Bekir
Yurdagül, iktidann "anayasaj'a sıgınma" mazereti-
ni bir kenara biTakmasını istedi.
Yurdagül, fa
Kamu çalışanlan 10 yıl bekledi, 3 ay
daha bekkr. Tüm partiler anayasa değişikliğinden
yana görünüyor. İktidar samimiyse Meclis'e anaya-
sa değişiklfği teklifi verilir" dedi. Yurdagül. "Me-
murlar 23 yıl önce anayasa değişikliği sırasında ne-
redeydi? Biz o zaman bunları gündeme getirdik, so-
nuç alamadık" diyen Başbakan Yardımcısı Bülent
Ecevit7
e de "O zaman DSP'nin maietvekili sayısı
3'tü,şündi iktkiardalar.Getirsinler anayasa değişik-
liğini gercekleştirsinler, bu gerginlik de bitsn" diye
çattı.
ANAP Grup Başkanvekili Ülkü Güney, dün dü-
zenlediği basın toplantısında, yasa tasansının, ana-
yasada yapılan son değişikliğe paralel gerçekleşti-
rilmesi zorunlu olan uyum yasası olduğunu söyle-
di. Güney tasannın yasalaşmasıyla, anayasa çerçe-
vesinde önemli çağdaş bir adım atılmış olacağını
savundu.
da yapılan kısa bir görüşme sonra-
sında. KESK'lilenn Atatürk Anıtı
önündeki alana ginşlerine izin ve-
rildi. : ^g
Burada basın açıklaması yapan
KESK Eğitım Sekreteri Cengiz Aş-
kın, hükümeti oluşturan partilerin,
kamu emekçilerinin grevli-toplu-
sözleşmeli sendika hakkı için 9 yıl-
dır verdiği mücadeleyi görmezden
gelerek bir yasa tasansı hazırladık-
lannı söyleyerek "seçim meydan-
lannda grevli-toplusözleşmeli sen-
dika sözii verenler şimdi iki yüzlü-
lük ediyor" dedi.
KESK yetkilileri. tasannın ilk i-
ki maddesınin TBMM Genel Ku-
rulu'nda kabul edilmesine karşın
milletvekillerinin. tasannın ne ge-
tirdigi konusunda yeterli bilgıyle
sahip olmadıklannı belirttiler. Ik-
tidar ve muhalefet partilerine men-
sup milletvekilennin kendilerini
arayarak tasannın detayları ve
KESK'in ıtiraz noktaları hakkında
bilgi aldığını ifade eden KESK yö-
neticileri. DPT Grup Başkanveki-
li Muzaffer .-Vrıkan'ın da kendile-
nni aray arak KESK' in tasanya yö-
nelik eleştirilerini kendilerine ilet-
mesini istediğini söyiediler.
Çarşamba günü Kızılay'da me-
murlara polisin gazbombası.biber
spreyi ve copla saldırısına tepkıler
büyüyor. CHP lçel Milletvekili
Fikri Sağlar, güvenlik güçlerinin.
memur eyleminı. lrak lideri Sad-
dam'ın Halepçe'de kullandığı kım-
yasal maddenin daha düşük yoğun-
luklu türevini kullanarak dağıttığı-
nı öne sürdü.
Sağlar. Başbakan Yılmaz'ın mu-
halefette ıken söylediği "isyan et-
meyen memurun insanlığından
şüphe ederim" sözlerine gü\ene-
rek haklannı aramak üzere alanla-
ra inen memurlara karşı yapılan
saldın konusunda şu görüşlere yer
verdi: "Ya Mesut Yılmaz iktidar
değildir ve altındaki birimlere hük-
me dememektedir ya da bilinçli ola-
rak Papaz Gabon rolünü oynamış-
tır. Türkiye'yi Cezayirleştirmek,
İranlaştırmak temel hedefiyle tür-
ban bahanesi altında şeriatçı isyan
provası yapan gericilere ve ellerin-
de satirlarla öğrenci yurtlarına,
kantinlerinesaldıran faşiştlere kar-
şı olabildiğince hoşgörülü da\ ranan
güvenlik güçlerinin. demokratik
hak arayışlanna ve demokrasi güç-
lerine karşı tavırlan, bu siyasal tab-
lo içerisinde değerlendirUmelidir."
CHP Genel Sekreter Yardımcısı
Sinan Yerlikayada genel merkezde
düzenlediği basın toplantısında.
Kızılay'daki olaylara değinerek
"Devletin temel taşlanna karşı kim-
yasal silah kullanılması. ülke tarihi-
ne bir ibret vesikası olarak geçecek"
dedi. Polisin bu tür eylemlerde çif-
te standartlı davrandığını savunan
Yerlikaya. "Yülardu-Yeşil. Abdul-
lah Çatlı gibi katilleri hinıave edip
cebine pasaport verenler, bugün
d«letine bağlı. ülkesini seven me-
mur kesimine karşı insanlık dışı
davramşlarda bulunuyor" dedı.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Konumuz demokrasi ve laiklik kavramlannın ta-
nımı değil. korunması. Çağdaş yaşamın olmazsa
olmaz koşulu bu iki kavramın en önemli sigortası ör-
gütlü toplum. Meclis ondan sonra gelir.
Toplumun en dinamik ya da öyle olması gereken
kesimlerinin örgütü, meslek odalarının kendi taban-
larının yanı sıra topluma, demokrasiye yönelik gö-
revleri de var. Pek çok odanın bu görevini başany-
la yerine getirdiğini söyleyebiliriz.
Genellemelerden yazının başlığınagelirsek...T-
MMOB Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şube-
si'nin genel kurulu bugün başlıyor. Oda seçimleri her
zaman, demokratlarla gerici kesimin çekişme alanı
olur. Gerici kesimler olmazsa demokratlar birbirine
girer... Kimi zaman da demokratlann bölünmesinden
karşı taraf kârlı çıkar... Bazen de Elektrik Mühendis-
leri Odası (EMO) İstanbul Şubesi'nde olduğu gibi,
demokratlar "Nasıl olsa kazanınz" deyip oy kullan-
mazlar ve koca şube 12 oyla kaybedilir.
Son dönemde İstanbul ve Ankara'da belediye
başkanlıklarının FP'lilerin elinde olması oda seçim-
lerini etkiliyor. Belediye olanaklarını kullanan gerici
kesimler oylarını arttırabiliyor.
Ankara'da bunun somut örneği 1996-97'de ya-
pılan kimi seçimlerde ortaya çıktı. Anakent Beledi-
ye Başkanı Melih Gökçek Makine Mühendisleri
Odası seçimlerine doğrudan kanşınca tepki çekti.
Bu kez, perde gerisinden aynı işi yapmaya girişti.
Bugün DSİ Konferans Salonu'nda başlayacak EMO
Ankara Şubesi'nin 14. Olağan Genel Kurulu için de
ASKİ tesislerinde yemekler veriliyor, otobüslertutu-
luyor...
EMO'ya büyük birtepki de Enerji veTabii Kaynak-
lar Bakanlığı'nda var. Kimi uygulamalarına bakarak,
adını Enerjide Tatlı Kıyaklar Bakanlığı olarak değiş-
tirebileceğimiz bu kurumun hukuk dışına çıkan uy-
gulamalanna karşı en büyük muhalefeti EMO yürü-
tüyor.
Hükümetler, yap-işlet-devret, işletme hakkı dev-
ri ve yap-işlet gibi yöntemlerle enerji alanındaki "sa-
hipliğin" biçimini değiştirmeye girişiyorlar. Bunların
çoğunun hukuka aykın olduğunu uygulamanın ba-
şındakiler de biliyortar ama, yasaya karşı hile yapıp
yollanna devam ediyorlar.
EMO bu uygulamalara karşı dava açtı, suç duyu-
rusunda bulundu, çoğunda kazanan taraf oldu.
Özünde kazanan taraf EMO değil, toplum, hukuk
devleti.
Yazının başında vurguladığımız gibi, örgütlü top-
lum, ülkeyi yönetenlerin yanlış uygulamalannı denet-
leyebiliyor, engelleyebiliyor
Meslek odalan ve benzeri kurumlarda demokrat-
lar kazanamazsa, bu kurumlar işlevini yitirmiş mi
oluyor?
Hayır. _.. j . , . , ,., H
Kazanan kesimin değirmenine su taşıyor. Yukân-
da sözünü ettiğimiz özelleştirme adı attındaki peş-
keş çekmelerden şeriatçılar da pay almak istiyor. Bu
bağlamda, özelleştirmecilerle şeriatçıların çıkartan
birleşiyor.
Görevinizin götürdüğü yere...
Örnekler gösteriyor ki, öteki meslek odalannda ol-
duğu gibi EMO seçimleri de sadece bu meslekteki
insanlan jlgilendirmiyor. Ama temel sorumluluk oda
üyelerinin.
Türkiye'de 25 bin dolayında elektrik mühendisi
var. Yaklaşık yedi bini başkentte. 1996'daki kong-
rede oy kullananlann sayısı 2500 kadardı. Bir baş-
ka deyişle genel kurula üyelerin ancak üçte biri ge-
liyor.
Bunda kimi üyelerin oda yönetımlerine olan kız-
gınlığı, kimi uygulamalara yönelik eleştirisi de etken
olabilir ama, seçime katılmamak "susmak" demek.
Daha ileri gidelim, kabullenmek demek.
EMO kongresinde demokratlann genel hastalığı
bölünme işaretleri de dikkati çekiyor. Ayrıntısına gir-
meyelim ama bu aşamada, kişisel nedenlerle liste
çıkarmanın da lüks olduğunu vurgulayalım.
Korkanm kimi mühendisler, bugün genel kurula
gidip-gitmemeye hava durumuna göre karar vere-
cek. Bunu dikkate alan oda yöneticileri broşürteri-
nin attına değişik sloganlar yazmışlar. Biri tanıdık:
"Yüreğinizin götürdüğü yere gidin."
Slogan olarak da güzel. Ama insanın yüreği gü-
zel bir cumartesi günü çok farklı yeriere de gitmek
isteyebilir. Bu seferlik sloganda küçük bir değişiklik
önerim:
"Görevinizin götürdüğü yere gidin."
RTUK'ten TV'lere
eylem uyarısı
TV Servisi - Radyo ve Telev ızyon Üst Kurulu (RTÜ K), son
günlerde Ankara ve Istanbul'da meydana gelen memur ve öğ-
rencı eylemlennin ertesi gün nerede ve hangi saatte gerçek-
leştıreceğini duyuran TV kanallannı. "dolayh olarak" bu ey-
lemlere destek verdiklenni ileri sürerek uyardı. RTÜK'ün bu
uyarısını özel TV'ler şöyle değerlendirdi:
Kanal D Haber Koordinatörü Haluk Şahin: TV'ler. bun-
dan sonra yapılacak eylemin nerede olduğunu belinirlerse bu
bir habenn parçasıdır ve verilmesi gazetecilik görevıdır. Bu
tür bilgiler hiç venlmez demek. sansürle flört etmek anlamı-
nı taşır. Ancak yayın kuruluşunun bunun ötesine giderek ola-
vı reklam edercesine büvütmesi ve adetaçağrı vapıyorcasına
bir tutum îakmması. hukuken tartışmalı bir bölgeye girer.
NTN' Haber Müdürü Cem Aydın: Verdiğimiz haberlerde.
lehte veya alevhte dav ranmıyoruz. 'Bu eylem yapdıyor' diye
duyuruyoruz. 'Hükümet ejlemleryasadışıdır" diye açıkladı.
Bu açıklamada. e\ lem haberlerini 'görmeyin' denmiyor. Bun-
dan sonraki eylemlere 'önayak olmayın
1
' diyorlar. Biz v ar ola-
nı verivoruz.
Yanıt anahtarı
TÜRKÇE: 11 D. 2) C, 3) C. 4) E. 5) C, 6) A, 7) E. 8) B. 9)
B. 10) D. 11) A. 12) A. 13) C. 14) C, 15) D. 16) C. 17) E.
18) A, 19) A. 20) D. TARİH: 1) D. 2) B. 3) B. 4)C. 5) A.
6)D. 7)D. 8)D.9)E, 10) B, 11)B, 12) C. COĞRAFYA:
1) E. 2) E. 3) D. 4) C. 5) C. 6) B. 7) E. 8) B. 9) B. SOSYO-
LOJt: 1) E. 2) D, 3) C. 4) B. 5) E. 6) D. 7) C. 8) B. 9) C.
MATEMATÎK: 1) E. 2) E. 3) C. 4) B. 5) E. 6) A. 7) D. 8)
A.9)D. 10) B. 11 )C. 12) B. 13) B. 14) E. 15)C. 16) E. 17)
C. 18) E. I9)B.2O)D. FÎZtK: 1 )E. 2) E. 3) A.4)C, 5) A.
6) C. 7) A. 8) D, 9) B. 10) B. 11) A, 12) B. KİMYA: 1) B.
2) C. 3) D. 4) A. 5) C. 6) D, 7) E. 8) E. 9) D. BİYOLOJİ: 1)
E. 2) D. 3) A. 4) D. 5) E. 6) C, 7) E. 8) E. 9) B.