23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24MART1998SALI HABERLER Nevruz kutlayan halyan tutuklandı • Dİ\ ARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakır'da nevruz kutlamalan sırasında gözaltina alman 29 kişi arasmda bulunan üç Italyan'dan biri olan ttalyan Banş Demeği üyesi Dino Frusolu.TCK'n'in312. maddesine muhalefet ettiği gerekçesiyle tutuklandı. Dün DGM'ye çıkanlan Italyan Komünist Partisi delegesi Marcello Musto ile öğrenci Gıulia Chiarini'nin de aralarında bulunduğu 28 kişiyse serbest bırakıldı. Tutuklanan Frusolu'nun yapılan üst aramasında, PKK'ye ait afış ve yabancı dilde yazılmış çok sayıda doküman bulunduğu ileri sürülmüştü. llıcak, Akşam'dan istifa etti • İstanbul Haber Servisi - Akşam Grubu'nun Yönetım Kurulu Başkanvekili ve murahhas azası Mehmet Ali llıcak, grubun yeni patronu Mehmet Emın Karamehmet ile aralannda beliren görüş aynlığı ve anlaşmazlık nedeniyle istifa etti. llıcak. personele yazdığı veda mektubunda "gazetenin yerlerde sürünmemesf' için aynldığmı belirtti. Türk diplomatlar UNSCOM'a aday • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Irak ile Birleşmiş Milletler(BM) arasmda 23 Şubat'ta imzalanan anlaşma uyannca kitle imha silahlarını denetlemekten sorumlu olacak Özel Grup'a Bahreyn Büyükelçisi Engin Türker ve Bağdat Büyükelçiliği Müsteşan Ahmet Melih Ulueren'in aday olduğu bildirildi. Kredi kartıyla kurban • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dıyanet lşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz. "kredi kartıyla kurban kesmenin caiz olmadığı" yönündeki haberlen yalanladı. Yılmaz. Diyanet lşleri Başkanlığı'nın böyle bir fetva vermediğini. aynca. kurban derilerinin Türk. Hava ICurumu'na (THK) verilmesı için Diyanet lşleri Başkanlığı'nca genelge yayımlandığını bıldirdi. Kömürden zehirlenmeler • İstanbul Haber Senisi - Sultanbeyli \e Kartal'ın çeşitli semtlerinde kömür sobasından 14 kişı zehirlendi, 2 çocuk öldü. Kartal'm Merkez. Topselvi. Ce\izlı. Soğanlık ve Kurtköy semtlerinde kömür sobalanndan zehirlenen toplam 14 kışi. Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavı altına alındı. Sultanbeyli'de kömür sobasından sızan gazdan zehirlenen 4 kişılık bir aileden ıkı çocuk öldü. anne ile baba teda\ i altına alındı. Kongre rahatsızlığı I İstanbul Haber Senisi - CHP Genel Başkanı Deniz Ba>kal. son dönemde gerçekleştirdikleri 900 kongreden sadece üçünde olav çıktığını belırterek bunun da olmaması gerektığini bıldırdk Geçmiş kongrelerde yaşanan olaylara kendisinın de üzüldüğünü ifade eden Ba\ kal. ola> lara neden olanlarla ılgıli soruşturmalar yapıldığını kaydetti. Kezer amldı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazetecı Izzet Kezer. öliimünün 6. \ılında. aılesı \e meslektaşları tarafıııdan mezarı başında amldı. Çağdaş Gazeteciler Derneğı (ÇGD) Başkanı Ismet Demırdöğen Kezer'ııı. zırhlı bir araçtan gazetecılere açılan ateş sonucu vaşanıını \itırdığını bövledı. Kezer'ı de\let içindeki çetelerin öldürdüğünü sa\ unan Demirdöğen bu gerçeğın. de\ letın hazırladığı raporlara da geçtiğini anımsattı. Türkiye'ye karşı ikinci Helen vetosu geliyor. Avrupa Birliği basiretsiz, haksız ve sahteci' Büyükelçi Bahı'dan Enosis uyarısıLALE SARTİBRAHİJvlOĞLU ANKARA-Dışişleri Bakanlığı'nda Kıbns ve Yunanistan İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı iken Türkiye'nin Roma Büyükel- çiliği'ne atanan Büyükelçi İnal Batu ile yeni- den kritik bir dönemece giren Kıbns ve Anka- ra'nın ilişkileri askıya aldığı Avrupa Birliği'ne (AB) ilişkin gelişmeleri konuştuk. Batu'ya yönelttiğimiz sorular ve yanıtlan şöyle: - AB son olarak Edinburgh'da yapöğı top- lannda KKTC heyeti olsa da olmasa da Rum kesimi ile 31 Mart'ta tanı üyelik müzakereleri- ne başlanıa karan aldı. Diğeryandan biriik, ge- çen yıl aralık ayında yaptığı Lüksemburg zir- yesinde Türkiye'ye tanı üyelik yolunu açmadı. İçinde bulunduğumuz bu kritik dönemde Kıb- ns sürecinde nereve gidilhor? Batu: Kıbrıs"ta maalesef AB'nin yıllardır bütün uyanlanmıza rağmen devam eden basi- retsiz ve haksız tutumu Kıbns sorununu daha içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir. Basiret- sizdir. çünkü Türkiye'nin gümrük birliğine alınması karşılığında Rumlara tam üyelik yo- lunun açılması ile sorunun çözümünün kolay- laşacağı zannedildi. Bu çok yanlış bir hesaptı, uyanlanmız dinlenmedi ve bugünkü noktaya geldık. Haksızdır çünkü AB hem Kıbns'ta iki toplum arasmda, hem de iki garantör devlet arasmda ve iki anavatan arasında dengeleri te- melinden sarsmıştır. AB yine haksızdır, çün- kü Kıbns sorununu Yunanistan'ın AB'ye gir- mesine engel olarak görmemiş ve Kıbns soru- nunun bizatihi kendisi olan Kıbnslı Rumlara tam üyelik kapısı açılmış iken Türkiye'nin üye- liği bir engel olarak gösterilmiştir. İkinci Helen vetosu - Peki ne olacak, Türkiye nasıl bir tepki ve- reeek? Batu: Türkiye haklılığına inanıyor, çünkü KKTC'nin dahil olduğu bir Federal Kıbns'm çözümden sonra dahi Türkiye'nin dışında tu- tulduğu bir birliğe girmesi hem 1960 anlaşma- lanna aykındır hem de bölgedeki istikran teh- likeli biçimde bozacak bir gelişmedir. Bugün • înal Batu, Kıbns Rumlan ile tek yanlı olarak AB'ye tam üyelik müzakerelerinin başlatılmasmdaki amacı; Kıbns sorununun Türkiye ile birlik arasında bir sorun haline getirilmesi, AB içinde Helenizmi kuvvetlendirmek ve Türkiye'ye karşı ikinci Helen vetosunu devreye sokmak olarak nitelendirdi. Türkiye'ye rağmen adada bir çözüm olamayacağı u>ansında bulunan Batu. İngiltere'nin bugüne kadar adil ve dengeli bir tutum izlediğini sö\ le- menin zor olduğuna işaret etti. Batu. Ege'de yaşanan tehlikeli 'it dalaşı' olaylanyla ilgili olarak da Bunlar 6-10 mil saçmalığından oluyor" dedi. Rumlar askeri Enosis'i (Yunanistan ile birleş- me) gerçekleştirmişlerdir. Ortak savunma doktrini adıru verdikleri son derece tehlikeli bir oyundur bu. Şimdi AB'ye de girerek siyasi ve ekonomik Enosis'i gerçekleştirecekler, fakat bunun adına Enosis isminı vermeyeceklerdir. Bütün amaç Kıbns sorununu AB ile Türkiye arasında bir sorun haline getirmek, AB içinde Helenizmi kuvvetlendirmek. Türkiye'ye kar- şı ikinci Helen vetosunu devreye sokmaktır. Oynanan oyun budur. Onu bir de fevkalade tehlikeli askeri adımlar atarak daha sakıncalı bir mecraya doğru sürüklüyorlar. -Kıbns'm ABsorunu halinegehnesinde Tür- khe'nin de katkısı olmadı mı? Batu: Kıbns sorununu bız çıkarmadık. Kıb- ns konusunda KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Detıktaş ve Türkiye'de bizler hep geçmişe bağ- lı kalmakla suçlanıyoruz. Ama doğru teşhis- ler konulması lazım. Kıbns sonınunun nasıl çıktığı belli, kunılan ortaklık cumhuriyetinin nasıl yıkıldığı belli. Şimdi bir kitap okuyorum, adı bir lngiliz yazann kaleme aldığı "Genoci- de Files" (Soykınm Dosyası). Bu kitap, Türk toplumunun nasıl toplu imhanın eşiğine kadar geldiği Akritas ve Yanardağ planlannı açıklı- yor. Biz 'geçmişe gömülü kalalım' demiyoruz. ama madem kı sordunuz 'Türkiye'nin sonıtn- luluğu var mı' diye, şimdi biraz geriye gitmek mecburiyetinde kaldım. Türkiye ile GB'ye gi- dilmesi karşılığında Rumlar ile tam üyelik mü- zakereleri başlatılması karannın alınmasında, Türkiye'nin hiçbir teşviki ve ihmali yok. Tam Öleb4ydokhiy işkencedavası sürüyor NECATİ AYGIN İZMİR-Gözaltındagördüğü iş- kence sonucu yaşamını yitiren Ba- ki Erdoğan'la ilgili dava, dört yılı aşkın süredir devam eden "mara- tondan" sonra karar aşamasına geldı. Mahkemeler arasında "me- İdk dokuyarT dosya, son olarak Aydın Ağır Ceza Mahkemesi'ne geldi. Bugün yapılacak otunımda, savcı sanık polislerle ilgili esas hakkındaki görüşünü açıklayacak. Aydın ve ilçelerinde gerçekleş- tirilen DHKP-C operasyonunda, Baki Erdoğan II Ağustos 1993 günü Söke'de kaldığı bir yakını- nın evinde gözaltına alınmıştı. DHKP-C örgütü üyesi olduklan ıddiasıyla gözaltına alınan 13 kişi- nin sorgulan sürerken, sorgulama- nın 10. günü olan 20 Ağustos 1993 günü Baki Erdoğan rahatsızlan- mış. Aydın Emniyet Müdürlü- ğü'ne çağnlan doktor ve sağlık gö- revlilerinin uyanlan üzerine 21 Ağustos 1993 gecesi Aydın Dev- let Hastanesf ne kaldınlarak teda- vi altına alınmıştı. Ancak Erdoğan, 22 Ağustos 1993 günü yaşamını yitirmişti. Cenazesi gizlendi Baki Erdoğan'ın cenazesi bü- yük bir gizlilik içinde emniyet gö- re\ lilerinin nezaretinde memleke- ti olan Sıvas'ın Divriği ilçesine bağlı Yozyatağı Köyü'ne götürüle- rek toprağa verilmişti. Oğlunun Aydın Devlet Hastanesi'nden ve- rilen raporda belirtildiği gibi "so- lunumyetmezliğinden'' değil, gör- düğü işkence sonucu yaşamını yi- tirdiğini öne süren baba, oğlunun gömülmeden önce fotoğraflarını çektirip şikâyet başvurulanna ek- lemişti. Baba Erdoğan'm avukat- lan. normal prosedür çerçevesin- de. önce Aydın Cumhuriyet Baş- savcılığı'na polis memurlan İbra- him Türedi. Abdurrahman Çetin- kaya, Cahit Sandıkçı. Ali KumaL Ayhan ErdaL Necmettin Aydın Ka- ya hakkında işkence yaptıklan sa- • Gözaltında işkenceden ölen Baki Erdoğan'ın davası karar aşamasına geldi. Yıllarca mahkemeler arasında gidip gelen dosya, son olarak Aydın Ağır Ceza Mahkemesi'ne geldi. Bugün yapılacak duruşmada, savcı, sanık polislerle iligili esas hakkındaki görüşünü açıklayacak. Gözaltında ölen Baki Erdoğan, annesi ile biıiikte. vıyla suç duyurusunda bulunarak sanıklann TCK'nin 243. maddesi gereğince cezalandınlmalannı ta- lep ettiler. Ancak soruşturmayı yürüten Aydın Cumhuriyet Savcısı. sanık- lar hakkında. "işkence" ile adam öldürmekten takipsizlik karan ve- rirken TCK'nin 245. maddesinde belirtilen "efrada kötü muamele- den" Aydın Asliye Ceza Mahke- mesi'nde dava açtı. Aydın Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava sürer- ken Erdoğan'ın avukatlan. suçun ağır cezalık olduğunu savunup dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesi gerektiğini öne sü- rerek Nazilli Ağır Ceza Mahke- mesi'ne itiraz ettiler. Ancak a\Ti- katlann bu istemi reddedildi. Avukatlar, Türkiye "de iç hukuk yollannın tükendiği gerekçesiyle davayı Avrupa lnsan Haklan Ko- misyonu'na götürdüler. AİHK. avukatlan n başvurusunu gündeme alırken gelişmeleri gazete haberle- rinden öğrenen dönemin Adalet Bakanı Sevfî Oktav'ın talimatıvla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yazılı emir yoluyla dosyayı Aydın Cumhuriyet Savcılığı'ndan istedi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı inceleyerek Nazilli Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği ta- kipsizlik karannı bozma istemiy- le Yargıtay 8. Ceza Dairesi'ne gön- derdi. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, takip- sizlik karannı bozarak dosyayı, Aydın Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Yargıtay'ın bozma kara- n üzerine 28.3.1995 tarihinde dü- zenlenen ek iddianame ile sanık- lar hakkında TCK'nin 243. mad- desi gereğince Baki Erdoğan'a iş- kence yapmaktan dava açıldı. İşkence raporu Bu arada avukatlar Izmir Tabip Odası'nca düzenlenen raporda, Baki Erdoğan'ın travma sonucu gelişen akciğer ödeminden öldü- ğünü içeren lzmir Tabip Odası'nın raporunu mahkemeye sundular. Rapor, Aydın Ağır Ceza Mahke- mesi tarafından dikkate alınarak Adli Tıp Genel Kurulu'na gönde- rildi. Adli Tıp Genel Kurulu'nca düzenlenen raporda lzmir Tabip Odası'nca hazırlanan rapora ek olarak, hukuki bir değerlendirme yapıldı. Raporda sanıklann eylem- lerinin "kasdı aşacak biçimde adamöMürme" fiilini düzenleyen TCK'nin 452/2 maddesi kap'sa- mında değerlendirilmesi gerekti- ği vurgulandı. Avukat Hülya Üçpınar \ e Meh- met Yatar. mahkeme heyetine sun- dukları dilekçede, sanıklann TCK'nin 452 2 maddesi uyannca yargılanmasını istediler. Yargıla- manın 4 yılı aşkın süredir devam ettiğini belirten avukatlar şunlan söylediler: "Sanık polislerin a>ıı- katiannın da\ a> ı uzatmak için yap- tıklan itirazlann tümü dikkate alı- narak her seferinde dosya yeniden Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Yargılama sürecinde yeniden başa döndürüldü. Bu duruşmada dava- nın sonuçlanmasını diliyoruz." Ozelleştirme yargıya goturuluyor AKIN BODUR İSKENDERUN - TBMM Anayasa Komis- yonu Başkanı ve CHP Genel Sekreter Yar- dımcısı Atilla Sav, hükümetin son yaptığı özelleştirmelerin anayasaya aykın olduğunu öne sürdü. Sav, CHP'nin konuyu Anayasa Mahkemesi"ne götürme kararı aldığmı belirt- ti. Bir panele karılmak üzere seçim bölgesi ls- kencierun'a gelen CHP Genel Sekreter Yar- dımcısı Atilla Sav, aralannda tSDEMtR ve Sıvas Demirçelik'in de bulunduğu son özel- leştirmelerin Türkiye Cumhuriyeti Anayasa- sı'na aykın olduğunu ileri sürdü. Sav şunlan söyledi: "Bttindiği gibi Anayasa Mahkemesi daha önce bazı özellestirmc işlemterini iptal etti. Bu iptailerde hep ortaknokta özeltostirmenin hu- kuki altyapısımn ha/ırlanıp. hazıriannıadığı, bu konu Ue ilgili kanuni önlemlerin alınıp alın- madığı noktasında toplanmaktadır. Öyle gö- rünü>w ki ISDEMİR ve Sıvas Demirçelik'in özellestirilmesi ile ilgili hukuki ahyapı hazjr ol- madığından bu özelleştirıneler de anayasaya aykındır." CHP Meclis Grubu'nun yargı yoluna baş- vurması için yeter sayıda milletvekili bulun- madığını \nrgulayan Atilla Sav. diğer vekil- lerden de destek beklediklerini belirtti. Hatay MilleUekili Sa\ konuşmasını şöyle tamamla- dı: "CHP. özelleştirmeler konusunda başm- dan beri dikkatli da\ ranmaktadır. Ne pahası- na olursa olsun ozelleştirme yapılnıasına kar- şı özenli bir izleme politikası güdüyonız. Dev- letin mal varhğuun konınması. yok pahasına elden çıkanlmasına baştan karşıyız. Yalnız Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunmak için 110 miUetvekilinin im/ası gereki>or." tersine o zaman görüşlerimiz AB dosyalarına kaydedildi. Biz böyle bir denklemi hiç kabul etmedik. AB'yi, Rumlar ile müzakerelere baş- ladıklan anda Kıbns sorununun çözümüne yö- nelik parametrelerin ortadan kalkacağı konu- sunda sürekli uyanyoruz. fc AB sahtecilik yapıyor' - AB'nin aldığı kararlar ile Türkiye'nin uya- nlannı dikkate alnıadığı gözleniyor. Siz ne di- yeceksiniz? Batu: Zaten Lüksemburg'da Kıbnslı Türk- ler. adadaki diğer azınlaklarla; Maroniler ve Ermenilerle aynı kefeye konuldu. Bu çok me- şum bir zihniyetin ifadesi. Biz hâlâ sağduyu- nun egemen olacağı umudunu korumak istiyo- ruz. Sağduyu şudur; bu dengelerin tahribinden \azgeçilmelidir. Işin özü budur. Kıbns'ta iki toplum arasındaki -ki onlar 1960 cumhuriye- tinin eşit ortaklandır- dengeyi daha fazla tah- np etmesinler. Türkiye ve Yunanistan arasın- da zaten bozduklan dengeyi daha fazla tahrip etmesinler. Tahribe devam etmeleri adanın ebediyyen bölünmesi sonucunu getirecektir. Şimdi bir kere ortada uluslararası hukuka ay- kın olarak yapılan bir tam üyelik başvurusu var. Ve bunu başta tngiltere olmak üzere AB, bilakis geçerli ve meşnı bir tam üyelik başvu- rusu olarak kabul ediyor ve Kıbns Rum kesi- mini ilk kategori adaylardan biri olarak ilan ediyor. Bu uluslararası hukukun açık bir ihla- lidir. 'Kıbns Cumhuriyeti BM'nintanıdığıada- nın meşnı yönetimidir' kolaycılığının ve sah- teciliğinin arkasına saklanıyor. Rumlann meş- nı olmayan bir başvurusuna dayanarak Kıbns- lı Türkleri müzakere sürecine davet etmek abesle iştigaldir. Kıbnslı Rumlann gayrimeş- nı ve haksız tam üyelik başvurusu şemsiyesi altındaki sürece KKTC'nin katılımı, bizim ve Kıbnslı TürkJerin 40 yıldır sa\nnduğumuz tüm ilkelerin reddi anlamına gelecektir. Türkiye'ye rağmen adada bir çözüm olmayacaktır. - Kıbns'ın garantörierinden tngiltere nasıl bir çözüm peşinde? Batu: Edinburgh zirvesine ve daha önce- den Kuzey Kıbns Türklerine vize koyma ka- ranna bakarsak İngiltere'nin bugüne kadar adil ve dengeli bir tutum izledi- ğini söylemek çok zor. Bu bir sorun. - Yakınlarda Cumhur- başkanı Süleyman Demirel baskanlığında bir zirve y%- pılması düşünülü\or. Kıbns stratejisi gözden geçirikcek mi? Batu: Sayın Demirel, Türkiye'den KKTC'ye su götürülmesi projesi için adaya gidecek. 23 Nisan he- deftarihtir. -Rusya Rumlara S-300 sanşı ile neyi amaçhyor? Batu: Onlara sorarsanız "ticari" diyorlar. Ancak böylesine gelişmiş silahlan Rusya'dan başka Rumlara satan başka bir ülke de yok. BM Güvenlik Konseyi da- imi üyesi olan Rusya'ya so- rumluluklannı hatırlatıyo- nız. Güvenlik Konseyi ihti- laflı bölgelere bu tür silah- lann satılmamasını öngörü- yor. 'lOmilsaçmalığı' -Yunanistan ile diyalogsü- recinden umutlu musunuz? Batu: Yunanistan'ın Ege'de kendine göre var ol- duğunu savunduğu kıta sa- hanlığı ve Kardak konulan- nın Lahey Adalet Divanı'na götürülmesi önerisi bir al- datmacadır, diyalogdan kaç- ma bahanesidir. Bunlann ciddiye ahnacak yönü de yoktur. - Bu arada Ege'deTürk ve Yunan savaş uçaklannın bir- birlerine çok yaklaşmalan ile ortaya çıkan tehlikeli 'it dalaşı' nasıl sona erdirile- cek? Batu: Zaman zaman olan bu olaylar Yunanistan'ın 6- 10 mil saçmahğından olu- yor. Taciz var, önleme var, 'it dalaşı' var ve bunlann kaynağı bir ucube olan Yu- nanistan'ın 6 mil karasulan, 10 mil hava sahası iddiasıdır. Bütün bu gerginlıklerin te- melinde bu yatıyor. O ihlal dediğimiz ıddialann teme- linde yüzde yüze yakını Yu- nanistan'ın 6-10 mil iddi- asından kaynaklanıyor. Yu- nanistan bu iddiadan vaz- geçmiyor ve bu çerçevede hiçbir gü%en arttıncı önle- mi kabul etmiyor. NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR oral.calislar(a raksnet.com Hüsamettin Cindoruk, Deniz Bay- kal'ın "ara rejim" tehdidinden söz etmesi üzerine, "Biz zaten ara rejim hukuku için- de yaşıyoruz. Gelin bu ara rejim hukuku- nu değiştirelim" demişti. Komutanlarta hü- kümet arasındaki gerilim sırasında da, sık sık ara rejim kanunlan gündeme geldi. Komutanların bildirisinde yer alan "Türk Sılahlı Kuvvetleri anayasa veyasalann ken- disine verdiği görevleri, bundan önce ol- duğu gibi bundan sonra da eksiksiz olarak yerine getirmeye devam edecektir" sözle- ri de, bir yasal duruma işaret ediyordu. 27 Mayıs 1960'ta ilk kez yasalarda yer alan Mılh Güvenlik Kurulu, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 yılındaki değişikliklerle önemli bir karar ve yönetim merkezi haline dönüş- tü. Hükümetle, Silahlı Kuvvetler arasındaki tartışma. biranlamdayetkitartışması. Baş- bakan Mesut Yılmaz, "irtica ile nasıl mü- Ara Rejimden Çıkış... cadele edileceğine hükümet karar verir" derken, Silahlı Kuvvetlerin, "bunu (irticay- la mücadeleyi) yaparken de hiç kimsenin bu görevini hatırlatmasına ihtiyacı yoktur" diyor. Bu tartışma, yalnızca irtica ile sınırlı olarak düşünülmemeli... Türkiye'nin temel sorunlannda MGK olağanüstü yetkilere sa- hip bir kurum olarak varlığmı sürdürüyor. "İrtica ile mücadele " tartışmasına kadar, son 10 yıldır temel konularda, sivillerle as- kerler arasında, ciddi bir ayrılık olmadı. Böyle olmadığı için, sivillerle askerler ara- sında krize yol açacak bir gelişme de orta- ya çıkmadı. ilk kriz 28 Şubat 1997'de MGK toplantısında gündeme geldi, Refah Parti- si'nin temsil ettiği siyasal Islama karşı Si- lahlı Kuvvetlerin ınisiyatifiyle alınan karar- lar, REFAHYOL'un sonunu getirdi. Mesut Yılmaz hükümeti bir azınlık hü- kümeti olmasına karşın, siyasal islamâ kar- şı beklentiler nedeniyle ve Türkiye'nin için- de bulunduğu krize karşı toplumun deste- ğini kazandı. Siyasal Islama karşı alınan önlemler konusunda başlangıçta fazla bir sorun çıkmadı. Ancak süreç içinde, uygu- lama ve bazı önlemler konusunda hükü- metle, Silahlı Kuvvetler arasında ayrılıklar olduğu kamuoyuna yansımaya başladı. Işte bu noktadan itibaren, kimin ne ka- dar görevli ve yetkili olduğu tartışması gün- deme geldi. Burada içerik mi, yoksa yön- tem mi önemliydi? Yani Silahlı Kuvvetler "ir- tica ile mücadeleyi yeterli bulmadığı" için mi, yoksa "Bu görev benim yetki alanıma giriyor, kurallan ben belirlerim" dediği için mi, kriz tırmanışa geçmişti? Bildiri öncesi tartışmalara bakılırsa, hükümetle Silahlı Kuvvetler arasında uygulamaya ilişkin ko- nularda, yani içerik konusunda (türban ya- sağı, siyasi Islama destek verdiği düşünü- len sermayeye karşı alınacak önlemler, Fethullah Gülen cemaatine karşı tutum) bir ayrılık söz konusuydu. Bu aynlık, kamuoyu önünde bir tartış- mayı da beraberindegetirdi. Çünkü bu an- dan itibaren alınacak önlem tartışmasın- dan çok, kimin yetkili olduğu tartışması ön plana çıktı. Yasalar, anayasa yeniden açıl- dı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, önceki gece birTV programına anayasa ile gelmişti, hükümetin ve Silahlı Kuvvetlerin yetkilerinitekertekerokudu. Silahlı Kuvvet- lerin, hükümetin emrinde olduğunu anlatan bölüme dikkat çekti ve komutanların açık- lamasının da bu yönde olduğunu belirtti. Bunalım şimdilik aşılmış görülüyor. Si- yasi Islama karşı hükümet, önlemlerini sûr- dürecek. Silahlı Kuvvetlerin de bu konuda- ki duyarlığı, önlemlerin daha etkili olmasın- da bir rol oynayacak. Siyasal Islam, Türia- ye'yi yönetenlerin (sivil-asker) 50 yıllık ic- raatlannın ürünü. Bu nedenle kısa sürede bir sonuca ulaşılması mümkün değil. Yüz- de 20'lik oy potansiyeliyle, demokratik bir sistem içinde değişerek ve demokratlaşa- rak kendisine bir yer bulması en akılcı ço- züm. Temel mesele, Türkiye "ara rejim "den nasıl kurtulacak? Sivil bir yönetım tarzına nasıl kavuşacak? Son gerilimin belki oe önemli bir faydası oldu. Bu sorulara yen- den cevap aramamızı gündeme getirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear