23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet îmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç • Genel Yayın K.oordınatörü HikmetÇe- tinkaya # Yazıışlen Muduru tbrahim Yüdıt • Sorumlu Müdür. Fikret tlkiz 9 Haber Merkezı Muduru Hakan Kara # Görsel Yonetmen. Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu • Istthbarat Cengiz •\ ıldınm • Ekonomı Mehmet Saraç • K.uttur Handan Şenköken 9 Spor Vbdülkadir V ücelman • Ntakaleler. Sami karaören 9 Duzeltme Abdulkh V aaa 9 Fotograf Erttoğan Köseoğlu •Bügı-Eklge Edibe Buğra 9 Yun Haberlen. Mehmet Faraç YaMn Kurulu tlhan Selçuk (Başkan). Orhan Eriırç, Oktay Kurtböke. Hiktnet Çetinkaya. Şükran Soner. Ergun Balcı, tbrahim \ ıldız. Orhan Bursah. Mustafa Balba\. Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Ataturk Bulvan Ncv 125.Kat4.Bakanhklar-AnkaraTel 4195020(7hat). Faks. 4195027 • lzmır Temsücısı Serdar Kınk, H. £iya BK. 1352 S.2,3Tel:4411220, Faks.4419117*Adaiıa Temsilcısr Çetin Yiğenoğlu. lnönü Cd 119 S. No: 1 Kat 1, Tel 363 12 11, Faks-363 12 15 Möessese Mudurii tstûn \kmen t Kootdınatöt Ahmet Korulsan 9 Muhasebe Bâlent Yma-«Idare Hüse>in Gürer • l$letme Önder Çefik • Bıİgı- lşlem Nail Wl t Bılgısa>at Sıstetn Mürüvet Ç0er«SaQş FaziletKıaa MEDYA C: • Yonetım Kurulu Başkanı - Genel Müdur Giilbin Erduran 9 Koordınator Reha Işıtman 9 Genel Mudûr Yardımcıa Se>d»Çob»n Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61,Faks 5138463 Ya>ıntU>aa \e Baun: Yeni Gün Haber \jansi, Basm ve Yayıncılık A Ş TıAocagi Cad '<) 41 Cagalo&Iu 34334 Ist PK 246 Istanbul tel (0/212) 51205 05 (20 hat) Faks (0.212)513 85 95 2MART1998 İmsak:5.05 Güneş: 6.31 Öğle: 12.24 tkindı: 15,29 Akşam: 18.02 Yatsı: 19.23 Transparan yınegözde • Haber Merkezi- ltalya"nın Milano kentinde 27 Şubat'ta başlayan moda gösterileri tüm hızıyla sürüyor. 100'ün üzerinde modacının sonbahar-kış modellerinin tanıtıldığı defilelerde, transparan giysiler yine dikkat çekiyor. Çek model Eva Herzigova'nın sundugu, tasanmcı Gai Mattiolo tarafından hazırlanan giysi, transparan akımının cesur örneklennden biriydi. (Fotograf: REUTERS) Yaz saati uygulaması • ANKARA (AA) - Yaz saatı uygulamasına bu yıl, 29 Mart'ta baslanıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanhğı yetkililerinden ahnan bilgiye göre, 28 Mart Cumartesi'yi 29 Mart Pazar'a bağlayan gece 01.00'de, saatler bir saat ileri alınacak. Yaklaşık 500 milyon kilovatsaat (kwh) elektrik enetjisi tasarruf edilmesi beklenen bu yüki uygalama, 25 Ekim 199.8 tarihinde sona erecek. Yedi ay sürecek uygulamayla. yaklaşık 10 trilyon lıra tasarruf sağlanmış olacak. ÖSS için geri sayım • ANKARA (ANKA)- Yüzbınlerce öğrencinin kaderini belirleyecek ünıversite sınavlan için geri sayım başlıyor. Adaylar bu ayın sonunda yapılacak Öğrenci Seçme Sınavı'nda. üç saat süreyle 120puanbarajını aşmak ıçın ter dökecek. ÖSS'ye yaklaşık bir milyon 300 bin öğrencınin katılmasının beklendiğini belirten ÖSYM Başkanı Dr. Fethi Toker. kopya olaylannın önlenebilmesi amacıyla ÖSSveÖYS'delOayn soru kitapçığının kullanılacağını bildirdi. Halkalı'da oüak kavgası • tstanbul Haber Servisi - Halkalı'da boş bir araziyi sahiplenen iki v ailenin hayvan otlatma '' kavgası, lOkişinin yaralanmasıyla sonuçlandı. Oüak yüzünden kavgaya tutuşan Ağnlı Gündük ailesiyle Erzurumlu Peksoy ailesindeki yaralılann durumlannın iyi olduğu bildirildi. Yoksulluk haritası • AISKARA(ANKA)- Birleşmiş Milletler Kalkınma PTOgrarru (UNDP) katkısıyla Türkiye'nin yoksulluk haritası çıkanlacak. Türkiye ile UNDP arasında imzalanan "Türkiye'deki Yoksullukla Mücadele Stratejileri Üzerine Ulusal Diyalog" konulu proje belgesi Bakanlar Kurulu tarafından onaylanarak. Resmi Gazete'de yayımlandı. 150 bin dolara mal" olacak projenin Ankara ve Diyarbakır'da uygulanacağı bildirildi. Damştay, Altan Akat döneminde ahnan 'korumama kararlanm' iptal etti Kiütür kıynlu dımlıırulclu• ANAYOL ve REFAHYOL'un Koruma Genel Müdürü Altan Akat tarafından yürürlükten kaldırtılan 1996 öncesi 'korumacı ilke kararlan' Daruştay karanyla yeniden geçerlik kazandı. Buna göre, kültür varlığı niteliğindeki yapılar 'yıkılmadan' restore edilecek ve Mimarlar Odası restorasyon projelerini denetlemeye yeniden başlayacak. Haber Merkezi - Danışfay 6. Dairesi, korumacı çevrelerin 'kültür katiiamT şeklinde tanımladıklan 1996 yüvna ait Koruma Yüksek Kurulu ilke kararlannı iptal ederek, 1995 yıhnda alınrruş 378 No'lu koruma ilke karannı yeniden yürürlüğe koydu. lstanbul Mimarlar Odası tarafından Kültür Bakanhğı eski Koruma Genel Müdürü Altan Akat tarafından hazırlanarak Yüksek Kurul'a onaylatılan ilke kararlannın iptali için açılan davada, Damştay 6. Dairesi söz konusu yeni ilke kararlannı "hukuka ve kamu yaranna aykın" buldu. Damştay'm 11.11.1997 tarih ve 1997/4876 esas sayılı karanyla yeniden yürürlüğe giren 1995 yılına ait 378 sayılı ilke karan. dönemin koruma kurullannda görev yapan Prof. Dr Doğan Kuban. Prof. Dr. Raci Bademli, yüksek mimar Oktay Ekinci \e Doç. Dr. Emre Madran'dan oluşan bir komisyon tarafından hazırlanmış ve dönemin kültür müsteşan Prof. Dr. Emre Kongar başkanlığındaki Koruma Yüksek Kurulu'nca da onaylanarak 28.2.1995'te yürürlüğe sokulmuştu. Kültür varlığı mtehğindeki yapılann. 'maü-i inhidam' (yıkılmak üzere. tehlikeli durumda) olmamalan halinde •vıkilmadan restore edilmeieri' kuralını benimseyen 378 sayılı ilke karannda, proje ve uygulamalann denetlenmesinde de 'Mimarlar Odası denetimi" \e 'mimann sorumluluğu' önkoşul olarak kabul edilmişti. 378 sayılı ilke karan aynca. özellikle Boğaziçi'nde daha önce uygulanmakta olan, "eski durumu kesin bilinemeyen, yok olmuş yapriann yerinde yeni yapı yapümasr uygulamasına da son vermişti... Konımaya Akat darbesi 1996 yılı Mart ayında ANAYOL'un Kültür Bakanı Agâh Oktav Güner'in yeniden oluşturduğu Koruma Yüksek Kurulu, dönemin koruma genel müdürü Altan Akat'ın birçok eskı ilke karanyla birlikte 378 No'lu karan da ortadan kaldıran yeni ilke kararlan taslaklannı 19 Nisan 1996"da kabul ederek bütün bu korumacı kurallan kaldırdı. Mimarlar Odası da bu yeni kararlar için iptal davası açtı... Damştay'ın son karanyla, 378 sayılı ilke karan yeniden yürürlüğe girerken, REFAHYOL döneminde koruma sürecinden dışlanan Mimarlar Odası da mimari projeler üzerinde denetim hakkına bir kez daha kavuşmuş oluyor... Cesar Onur Ödülü kazanan üç isimden biri de ABD'li oyuncu ve yonetmen Clint Eastwood oldu. East^ood, tö- renden sonra verilen yemekte eşi Dina Ruiz Ue birfikte ödülün coşkusunu yaşadı. (Fotoğraflar: REUTERS-AP) 'Bttinen Şarkı'ya 7Cesar MİŞELPERLMAN PARİS - Fransız sinemasımn 23. Cesar ödülleri önceki akşam sahip- lerini buldu. Her yıl olduğu gibi dü- zenlenen görkemlı törende, ünlü yo- netmen Alain Resnais'nın 'On Con- nait la Chanson'u en iyi film ödülü- ne hak kazandı. Bunun yanı sıra, fılm Andre Dussolier i\e en iyi erkek oyuncu, ikinci erkek rolünde Jean- Pierre Bacri, ikinci kadm rolünde AgnesJaoui ile de ödüllendinldı. Ja- ouı ile Bacri aynca 'On Connait la Cnanson' fılminin orijinal senaryo- su için de birer Cesar elde etti. Ote yandan, sanatsal ve teknik alanlar- ••\f daki başanlanyla, Alain Resnais, toplam 7 Cesar kazanmış oldu. Aynca, en iyi erkek yonetmen ödü- lünü Luc Besson kazanırken ilk kez buna layık görüldüğüne de dikkat çekti. En iyi kadın oyuncu sıfatvm, 'Mariuse*Jeannette' fılmindeki oyu- nu için de Ariane Ascaride elde et- ti. Bu arada, çeşitli dallardaki ödül- lerinyanı sıra en iyi yabancı fılm ödü- lünü de 'Les Vırtuoses' ile Mark Herman'a venldi. Cesar ödül törenini izleyenler ara- sında, Kültür Bakanı ve hükümet sözcüsü Catherine Traiutmann. es- ki Kültür Bakanı Jack Lang ve ön- ceki akşamki törenin başkanı, 'yeni uluslararası star\ Juliette Binoche dikkati çekiyordu. Bu arada, gecenin 'de> yıkltzlan', MichaelDouglas,Clint Easrwood ve Jean Luc Godard da geceyı izleyen- lere ellerinden geldiğince Fransızca hitap etmeye çahştı, Aralannda, Fransızcayı doğal ola- rak konuşan Godard bir ara sahne- den izleyicilere seslenerek yabancı- lann Fransa'ya savaş dahil. birçok alanda katkıda bulunduklannı vur- guladı. Salondakiler, bu tutumu kuv- vetlice alkışladı. Tüm davetliler, da- ha sonra geceyi Fu Champs-Elyse- es'deki ünlü Fouquet's lokantasında noktaladı. ÖDÜLLER Besson'unilkCesar'ı. Beyin fonksiyonları araştırmalarının sonucu Dişi erkekten 'uyanık' ASUMAN ABACIOĞLU İZMİR- Erkek ve dişilerin dış görünüş ve üreme fonksiyonlan açısmdan belirgin olan farklıhklan, beynin yapı ve işleyi- şinde de ortaya konuldu. Araştırmalar, cinsiyet hormonlanmn gelişim dönemin- de ve erişkinlikte beynin gelişmesinı ve fonksiyonunu etkilediğini gösterdi. Beyin ve davranışta cinsiyet farklılık- lanna ilişkin olarak Ege Üniversitesi'nde sıçanlar üzerinde yapılan deneyler, çarpı- cı sonuçlar ortaya koydu. Morris Su Tan- kı denilen bir havuzda eğitilen sıçanlara, yüzerek bir platformu bulabilmeleri öğre- tildi. Platformu bularak sudan kurtulma- lan 'ödûl' anlamına gelen sıçanlann, dişi veerkek olmalannın, öğrenmelerinde fark- lıhk yaratmadığı gözlendi. Ancak platfor- mun yeri değiştirildiğinde, erkek ve dişi sıçanlann farklı davrandıklan belirlendi. Dişi sıçanlann hepsi, derhal yeni ve gö- rünür platformu fark edip ona yönelerek sudan kurtuldular. Oysa erkek sıçanlar alıştıklan eski yerine yöneldiler. EÜ Beyin Araştırmalan ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şakire Pöğün, dişi sıçanlannplatformu 'görerek bulma', erkek sıçanlann ise çevredeki ipuçlanndan yararlanarak bulma gibi farklı stratejiler uygulamalannın nedenlerini bulmak için bir dizi daha deney yaptıklannı söyledi. Cin- siyet hormonlanmn beyinde etkili olduğu görüşüyle, erişkin sıçanlardaki üreme or- ganlannı çıkardıklannda sonucun değiş- mediğini, ancak ergenlik döneminde ay- nı uygulamayı yaptıklannda, dişi sıçanla- nn da 'erkek sıçanlar' gibi davrandıklan- nı gördükleritü belirten Pöğün, deney so- nuçlanyla ilgili olarak şu yorumu yaptı: Dişiler objeleri görûyor "Dişiler görseU erkekler ise bir denizci- nin yılduiardan yarartanıp yön bulması gibietraftaki ipuçlannı kuDanarak platfor- mu bukhılar. Gflnlük yaşantımıza uygular- sak.kadınlar\«kın objeleri görmekte,bul- makta daha başanh, oysa erkekler bir şe- hirdeyön bulmayi daha iyi >apabiliyorlar. Üreme organlan çıkanlnuşsıçanlara bak- üğımızda bir da\raruş farkı gözlenmiyor. Demekki problem çözme stratejileri eris- kinlik döneminde hormonlardan bağun- sız. Ancakeğer dişisıçanlann yumurtalık- lannı ergenlik döneminden önce çıkarür veenşkinlik dönemindetestetabitutarsak, erkeklere benzer da\ randıklanru görüyo- ruz. Demek ki ergenlik donemindeki hor- monal dengeler. beynin çahşmasuu yon- lendirki olabttrvor." 1V1S1111 istcr! Yem Molfıs bcbck bczı, bu dogai ıstegı karşılamak ıçın. ustün Alman teknolojısi> lc öze! olarak ürccıldı Bcbcgin cıldının daıma kunı ve \iımuşak kalmasmı saglavan Drv&Soft tabakası ıslakhgt amnda cmcn \e dışan sızmasınt cngclkvcn Sitptremta tab&kast, Snehrmaz Bantian. sık. kontrol ımkanı saglavan Surrkh KuUamİabikn YaptştâH Bantlan \c hcr vaşcakı bcbcğm \ücuduna tam u\um &ağla>an Oztf ElasnJt BelBanrn\e Molfi*. bırbebek bezınde aranan tüm Üstûn ozelhklcn ıçcrcn, kjz >e erttek bebckİcnn bır\ık.cc kuHanabtlcccklen çağdaş bıt unın Bfbtğı tçtn daıma en tyıstm tsteyen tum anndtnn yent tercthu Hayai Ttmtzltt t* Sağhi ('runlrn nden Molftx Bebek Bnu. İ İhti •V î'-fc. ır^haı^M... Herjejtm — ı**«w' ıstrytn anneUr ve lehtiUrt tçin-.. Eniyi yonetmen Besson PARİS(AA) - Fransa'nın Oscar'ı olarak kabul edilen Cesar Sinema Ödülleri sa- hıplerini buldu. Cesar Onur Ödülleri. ABD li Michael Douglas. CMntEastwoodve ünlü Fran- sız yonetmen Jean-Luc Go- dard'a venldi. Diğer ödül- lerin dağılımı şöyle oldu: • En iyi film: Alain Res- nais'nın *On connaitta cnan- son" (Bılmen Sarkıl • En iyi yonetmen: "Le Cinquie- me Element" (5'incı Ele- ment) fılmıyle Luc Besson. • En iyi erkek oyuncu: "On connaitlachanson" filmin- dekı rolüjle Andre Dusso- lier. • En iyi kadm oyuncu. "Maurius ve Jannette" ad- h filmdeki rolüyle Ariane Ascaride. • En iyi yabancı film: Ingiltere'den Mark Herman'ın yönettığı "Vır- tüözler". • En iyi yardım- cı erkek oyuncu: "On con- naitlachanson" filmindeki rolüyle Jean-Pierre Bacri. • En iyi yardımcı kadın oyuncu: "On connaitlachan- son" fılmindeki rolüyle Ag- nesJaoui. • Ümit veren ka- dın oyuncu: "Unfrere" (Bir Erkek Kardeş) adlı fimde- ki rolüyle EmmadeCaunes. • Ümit veren erkek oyun- cu: "Nettoyage a Sec" (Ku- ru Temızleme) adlı filmde- ki rolüyle StanislasMerhar • En iyi kurgu: Alain Cha- bat'nm "DidJerr adlı filmı. • En iyi orijinal ya da uyar- lama senaryo: "On connait lachanson" filmi ile Agnes Jaoui ve Jean-Pierre Bacri • En iyi film müziği: "Wes- tern* fılmiyle BemardoSan- doval. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Daha Nasıl Söylesin? lamıştır. Menemen / Bergama karayolu, bızım bağtn az öte- sınden geçerdı; o yıllarda, 'alafranga' adı Şose, halkdilını dondürememış, 'susa yolu' diyor; trafiksey- rek, gecelen, uzaktan arada bir panltı peydahlanır, kara ıncır ve dut ağaçlannı yalayıp geçer bılinmez han- gi kamyonun farlan! Menemen / Karşryaka arasın- daki, yirmi kılometrelık şosede, henüz deve kervanla- n gidip gelıyor; en önde, kulaklan düşük eşeğine ku- rulmuş, -zamanın uzakyol TIR şoförü demek olan- şiş- man ve pırasa bıyıklı kervancıbaşı: 30'lu yıllar, 'erken' Cumhuriyet döneminin 'demiryolu politikası'btrtün hızıyla yürüyor! Neden, karayolu değil de, demiryolu (ve denizyo- lu)? Çünkü 'yoksul' ve 'mazlum' Cumhuriyet, ucuz, kolay ve halkçı bir ulaştırma politikası tasarlamış; ka- rayolu, geniş ölçüde, otomobil fetişizmine baglt bir çözüm, o fetişizm ülkemizde geçers'ız, geçerli de ol- sa, kimsede o para yok! Konuşmuşuzdur, karayolu, hele 'otoyo/' belâsını, başımıza sardıran, 'Sistem'le içli dışlı olmamızdır. O ünlü Baker raporlan, Tornbo- urgh raporlan, Randall raporlan! İyi de, bu raporlara 'hayır' demesini bilmesi gereken, 'demiryolu politi- kası'run tasanmcısı ve uygulayıcısı, CHP olmakgerek- mez miydi? Dıyememiştir: çoğumuzun zannı hilâfına, o politika CHP döneminde terk edilir. Hem de, nasıl bir gerekçeyle!.. 'Yol Dâvamız', meğerse neymiş? 1948yıhnda, 'YolDâvamız' başlıklı bırbroşüryayım- lanıyor, ikinci başlığı aynen şudur: '9 Yılda 23.054 Kilometre'; sebebi bas'ıt, çünkü 'yol seferbertiği baş- lamış\ bunu zamanın Bayındırlık Bakanı 'resmen' açıkîamış, aynı bakan, kemal-ı ciddiyetle bu kitapçı- ğa bir önsöz döşenir, orada yumurtladığı 'kerâmet' şudur: "...Cumhuriyet devrinde, yurdun bir an önce kalkınmasında yollann ehemm'ryeti ilk günden tak- dir edilmiştir. Devarnlı bir gayret ve güçlüklerden yılmayan bir azim ktsa zamanda, 3.604 kilometre demiryolu yapılmasını sağlamıştır. 2.000 kilomet- re daha ray döşemek, ana şebekenin tamamlan- masına kâfi gelecektir..." ... 20/30yıl önce demiryollan başta, şoseler ikin- ci planda gelirdi. Fakat bugün iş değişmiştir. Her türlü motorlu nakil vasıtalarının gelişmiş olması, şoselerin ehemmryetini birdenbire artırmıştır. Bil- nassa ordulan motoriarla cihazlamak zarureti, şo- seleri ön plâna almayı aynı zamanda bir millî sa- vunma ihtiyacı haline koymuştur. Şimdi artık şo- seler, ekonomik, sosyal ve askeri bakımlardan, ehemmiyetleri herkesçe kabul edilen bir mevzu- dur." (Yol Dâvamız, Önsöz, Ekim 1948. Ankara) Araya Baker'ler, Tombourgh'lar, Randall'lar girin- ce, 'demiryolu şebekesi' ne çabuk 'tamamlanıyor'; karayollan, bir anda nasıl 'ekonomik, sosyal ve askerî' bir 'ehemmiyet' kazanıyor görüyor musunuz? Sanki 'Kemalist' Cumhuriyet 'demirağlar' projesine karar verdiği zaman, karayollan yokmuş da, ansızın keşfe- dilmiş! işin asıl 'acıklı yanı', bu satırian yazan Bayın- dıriık Bakanı 'nın, CHP'nin o yıllarda pek itibarettiği bir politikacı olmasıdır ki, 'Şalcı Nihat' namıyla da meş- hur olan Nihat Erim Bey'dir; 'Şalcılık', demokrasinin ilk zamanlannda, muhalefet biraz palazlanınca, mumâ- ileyhin. 'hürriyetlerin üzerine gerekirse bir şal ör- tüleceğini' beyân etmesinden doğuyordu; mamafih, ararejimlerin birinde, başbakanlığı üstlenerek, bu 'ört- me' keyfiyetini, başarıyla uygulayabileceğini de kanrt- Bunlar,blrblrinln türevldlr... Hep söyiemez miyim? 'Soğuk Savaş' siyasetçile- ri ve siyasi partileri, birbınnin 'türevidir'; bunlann ne Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nın ınkılapçılığıyla il- gisi kalmıştır, ne de 'ericen' Cumhuriyet döneminin ih- tilâlciliği ile! Düşünsenıze, CHP'nin Bayındırlık Baka- nı Nihat Erim'in karayolları 'gerekçesini', DP Bayın- dırlık Bakanlan'nın ağzından, neçok duymuşuzdur, he- le AP'Iİ ve DYP'lileri, hiç kanştırmıyorum! Karayollan yapıldı da kötü mü oldu? Kötü olur mu, elbetteTürkiye gibi büyük ve geniş bir ülkede, her tür- lü ulaştırma hizmetı gerçekleştirilecekti; tartışılan iyi mi kötü mü olduğu degildir, 'öncelik' sırasıdır; In- kılap hükümeti, 'önceliği' ulusallık, kamusallık, toplu taşımacılığa yatkınîık açısmdan, demiryolla- nna (ve denizyollanna) vermişti: Haklıydı da!.. Bir kere, bu yollar hem güvenliydi hem ucuzdu; ay- nca, otomobil fetişizmine yenilmiş, karayollan savaş meydanına dönmüş bir ülke olarak; bu gün o haklılı- ğı, elle tutulacak bir somutlukta görmekteyiz: Bir şe- hirden bir şehre mal göndermek, ateş pahası, yolcu- luk ölümü göze almaya bedel; en önemlisi, demır ve den'ızyollarının 'ihmali' ile başımıza ne işler açtığımız, yeniden o projelerin gündeme alınmasıyla, kanrtlan- mış bulunuyor. YalncOnunlamı.ya 'übera/6a/c/ş'gazetesinde, Rüş- dü Saracoğlu tarafından açıklanan o raporun söyle- dikleri? Ekonomi bürokrasisinden üç kilit isim', Baş- bakanı uyarmışlar, o uyan şu ılginç noktalan içeriyon "...1980'li yıilann ilk döneminde, enflasyon cep- hesinde sonuç alınamamasının temel nedenlerin- den birisi, kısa zamanda giderini geri ödeme ye- teneğini taşımayan otoyollar vb. gibi altyapı yatı- nmlanna büyük ölçüde ve dış borçlanmaya dayan- mak suretiyte ağırlık verilmiş olmasıdır..." "...özellikle yeni otoyol ve havalimanı yatrtmla- n yapılacağına ilişkin karar ve açıklamalar, errflas- yonla mücadeleyi hedefleyen bir programla bağ- daşmadığı için toplumsal beklenfleri olumsuz yön- de etkilemiş bulunmaktadır..." (Sabah, 24 Aralık 1997) Bu da Hberamğin 1 açmazı... Bu da, 'liberalliğin' açmazı: 'Kalkınmayı' sistem'in dayattığı 'model' içinde gerçekleştirmeye kalkış- tın mı; üretimi bırakıp, tüketıme ağırlık veriyorsun, üre- tim olmadı mı, yatınm imkânlann daralıyor, o zaman gel- sin yabancı sermaye', yâni 'özelleştirme' ve 'küre- selleşme'l Halbuki, Cumhuriyet'ın ekonomi politika- sı, 'halkçı' ve 'devrimci', 'kamu öncülüğünde bir hcdı sanayileşme politikası' idı: evet, Gazi bunun sos- yalizm olmadığını' (1936) belirtiyor, fakat sonra, şunla- n ilâve ediyordu: "...Türkiye Cumhuriyeti Devteti, Türkiye yata- nında asırlardan beri ferdî ve hususi teşebbüsler- le yapılamamış olan şeyleri, bir an evvel yapmak tstedi; ve görüldüğü gibi, kısa zamanda yapmaya muvaiffak oldu. Bizim tâkip ettiğimiz bu yol, görül- düğü gibi, liberalizmden başka bir sistemdir". (En- ver Ziya Karal, 'Ataturk'ten Dûşünceler 1 , s. 102. İş Bankası Küttür Yayınlan. 1956.) Daha nasıl söylesin?.. http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bllgiyay/yazar/ailhan.htlm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear