Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
17MART1998SALI CUMHURİYET SAYFA
KÜLTÜR 13
Festivaller öncesi ortakyapımların hangi ölçüte göre ulusalyarışmalara katılacağı gündemde
Nereli bu'• Ferzan Özpetek, böyle şeylerin
tartışılmasını 'absürcT buluyor.
Atilla Dorsay'a göre esas sorun
Amerikan sinemasına karşı bir
alternatif oluşturmak. Hülya
Uçansu, Mustafa Altıoklar ve Agah
Özgüç için film, yönetmenin.
Sungu Çapan, sinemanın artık
uluslararası bir dil olduğuna
değinirken, Banş Pirhasan filmin
hangi pasaportu taşıyorsa o kadar
ülkehin vatandaşı olduğunu
savunuyor.
CUMHUR CANBAZOĞLU
Bu vıl verli filmler ilkolarak 18 Nisan'da Ulus-
lararası İstanbul Film Festivali'nde yanşacak: ar-
dından vanş Ankara. Antalya \e Adana'da sürecek.
FestıvallerarıfeMnde, ortak v apımlann hangi kıs-
tasa göre ulusal festıvallere kabul edıleceği konu-
su gündemde. Daha önce Antalya Film Festivali'ne
kabul edilmeven 'Balkan Balkan'la yaşanan pole-
mık. geçen yıl 'Hamam'ın Italva'da ltalyan kim-
liğiyle. Türkiye'de de Türk kımligiyle yanşmasıy-
la yeniden ale\lenmişti.
Bu yıl ıse ortak yapımlar fazla; Antalya yaklaş-
tıkça sayılan daha da artacak. Sinema çevrelerin-
de tartışılmav a başlanan bu konu üzennde neler dü-
$ündüklexinı yönefmenlere, smema eleştirpıcalc-
rine ve festıval yönetıcilerine sorduk...
Slnemada ırkçılık mı yapacaflız?
FERZAN ÖZPETEK: Ben yalnız iyi film. kö-
rü filme ınandığım için ülke farkınabakmı>orum.
Yönetmenle paravı kımin kovduğu tabii ki önem-
li ama örneğın benım filmimde paranın büyük bö-
lümünü ttalyanlann vermesine karşın sonucunu
gerek Türkıye gerek ttalya alıyor. 'Hamam' gös-
terildiği herülkede Türkiye'ye yönelik büyük ilgi
uyandınyor. Turkıye bunun farkına gelecek yaz va-
racak. Durum böyleyken fılmın Türk mü, ltalyan
mı olduğu benim gururumu kınyor. Hudutlan kal-
dırmaya çahştığımız bir ortamda böyle şeylerin
tartıs>ılması bana absürd geliyor. Sinemada ırkçı-
lık mı yapacağız yanı. Olaylara böyle bakmayalım.
Asıl mesele alternatif oluşturmak
ATtLLA DORSAY: Amenkan sinemasına kar-
şı Avrupa sineması kendı içınde bir ortak davranı-
şa gidivor. Eurimages kredi vermek için filmlere
özellikle ortak yapım şartını getiriyor. Amaç. bü-
tün ülke sinema sanayilennı koşut biçimde canlan-
dırmak. Temelde son derece olumlu bir yaklaşım
bu. çünkü karşıda bü>ük bir güç var. Bu girişimin
sakıncası ise ortak yapımlann bazen filmin belli
bir kültüre ait olmasını engellemesi; mesela 'Ha-
mam' bunun için görkemli bir örnek, çünkü Türk
filmi mi, ltalyan filmı mı olduğuna ilişkin çok
farklı yorumlar var.
Bu gibi tartışmalann artık çok anlamı yok. çün-
kü esas mesele Amenkan sinemasına karşı bir al-
tematif oluşturmak. Ancak bir araya gelinirse bir
alternatif yaratma umudu söz konusu. Dolayısıy-
la armudun sapı, üzümün çöpü demeden. ortak
yapımlan sıneye çekmek zorunda kalacagız bun-
dan böyle.
Mllllyet olgusu ortadan kalkıyor
SUNGU ÇAPAN: Ben paranın kimin tarafından
verildiğinden önce filmı kimın yönettiğine. senar-
yoyu kimin yazdıgına. konusuna bakılmasına ta-
raftanm. Filmin milliyetini bunlar saptar. Bu dal-
larda Türközellikleri öne çıkıyorsa o film Türk fil-
midir. Iki güzel örnek var karşımızda: Bırincisi
'Balkan Balkan': yapımcısı Türk ama konu. yönet-
men. oyuncular olarak bize çok uzak bir film. Ikin-
cisi ise 'Usta Beni Öldürsene'. Eurimages"dan pa-
ra alsa da yönetmeniyle, senaryosuyla, oyuncu-
suyla o bir Türk filmi. Aslında sinema artık ulus-
lararasi bir dıl \e gıderck sermayenin egemen ol-
duğu bir sektöre dönüşüvor. Dolayısıyla milliyet
olgusu ortadan hızla kalkıyor.
Artık yönetmenin kültürü ve
yarattığı dünya önemli
HÜLYA UÇANSU: Bız bu konuyu zamanında
çok tartıştık \e Türk filmi olarak nelenn kabul
edileceğıv le ılgılı bir madde getırdık. onu okuya-
yım "Türk filmi tanımından. yapımcısı ya da ya-
pımcılanndan en az birisi \e >önermeni TC vatan-
daşı olan film anlaşılır." Bız yönetmen sinemasına
inanıyoruz ve filme. son kertede. imzasını atanın
yönetmen olduğuna inanıyoruz. Çünkü artık sı-
nırlar kalktı ve tek başına o ülkeye aıt bir şey kal-
madı. Yönetmenin kendı kültürü ve yarattığı dün-
v a önemli artık
Bu konu hlç gündeme gelmemeli
MUSTAFA ALTIOKLAR: Filmin sanatsal de-
ğerlendirmesinde bence fılmın sahıbi vönetmen.
Milliyet konusunun hıç gündeme gelmemesınden
yanavım. Ancak yıne de ısrar edilı>orsa. sanatsal
anlamda yönetmenin mıllıyetı neyse filminki de o
yapındar?oluyor: eğer ticari anlamda degerlendirilirse ma-
jör yapımcı önde. Ulusal yanşmalarda bu sorunu
ortadan kaldırabilmenin yolu. belki de üç ortaktan
hepsinin kendi ülkelerindeki yanşmalara katılma-
sını sağlamaktan geçiyor. Bu düzey artışı da geti-
recek... Filmin yönetmeni Fransız olsun, bütçenin
de yüzde 15"i Türkler tarafından saglansın. Ben-
ce bu filmin Türkiye'de festivallerde yanşmasının
hiçbir sakıncası yok. Bizde bunu sakınca olarak.
büyük balıklarla mücadele kaygısını taşıyan küçük
Yeşilçam zekâlan görür ancak.
Festivaller gerçeğe uymalı
MAHMUT TALt ÖNGÖREN: Çokuluslu ya-
pımlan şimdiye kadar yapımcı ve yönetmenmın Türk
olmasını göz önüne alarak festivale kabul ettik: ay-
nca geniş davranıp yabancı oyuncu \ e teknık dal-
lardakiyabancıinsanlaradaödüller\erdık. Yapım-
cı konusunda ise ortak > apımlardakı majör, mınör
gıbi aynmlara gidildıgınde ışın içınden çıkılama-
yacağını düşünüyoruz... Fılmyapmak ıstevenlerbun-
dan böyle parayı dışandan bulmak zorundalan de-
ğişık sanat çevreleri arasında büyük bir yakınlaş-
mayı da saglıyorbu alışveriş. Bence çok yararlı.
Aynca bu konuyu festivaller yaratmadı ama orta-
daki gerçeğe de festivaller uymak zorunda.
Fllmi yapan yönetmendlr
AGAH ÖZGÜÇ: Son dönemde Türksinemasın-
da tek başına film yapmaya imkân yok. 'Kanşık
Pizza' dışında bütün filmler ortak yapım. Eurima-
ges olmasa film çekilemeyecek neredeyse. Du-
rum böyle oluncaortaklar ortaya çıkıyor ve filmin
üç sahibi oluyor ama filmi yapan tek kişi. o da yö-
netmen. Parayı kim verirse versin. film; olaya kı-
şiliğini, yorumunu, sanatını koyan yönetmenindir
bence.
Film hangi pasaportu tasıyorsa...
BARJŞ PİRHASAN: 'Usta Beni Öldürsene" ni-
sanda Almanya'da bir ulusal festivalde yanşacak
ama ben Alman değılım. Filmin milliyetinin ne ol-
duğu yüz yıl sürecek bir teorik tartışma. Bir yanı
gayet net, yani film hangi pasaportu taşıyorsa o ül-
kenin vatandaşıdır ve haklanna sahiptir Mesela be-
nim filmimin Macar, Alman. Türk pasaportlan
var. Auteur teorisini benımsemış insanlar, filmin
sahibi yönetmenidir. canıdır diyebilirler; iyi. gü-
zel. Ancak festivale filmin ne şekilde kabul edile-
ceği. inandığımız fikirlerle ilgili değildır. o ayn bir
konudur. Bir filmin kimlik kartında, pasaportun-
daki haklan geri alamazsınız Ama çok özel festi-
valler yaparsınız. ömeğin Türk Yönetmenler Fes-
tivali. birisi deçıkarkameramanlarfestivali yapar.
Herkesin böyle bir özgürlüğü var.
3. Uluslararası 20. Yüzyıl Piyano Yanşması'nda birincilik ödülü alan genç piyanist Toros Can
'Oğrenmeiîin yaşı, sınırı ve soııu yok'
NURDAN CİHANŞÜMUL
Geçen günlerde genç Türk piyanıstı To-
ros Can. Fransa'nın Orleans kentinde
düzenlenen 3. Uluslararası 20. Yüzyıl Pi-
yano Yanşması'nda birincilik ödülünü.
Japon piyanistı Ami Fujiwara ıle paylaş-
tı. Dokuz gün süren yanşmanın son ge-
cesi M. Ravel' in 'Sol El İçin PiyanoKon-
çertosu'nu seslendıren genç piyanısti-
mizaynı zamanda ilknotadan sonnota-
ya performans karşılığı verilen Chevil-
lion Bonnaud-Fondation De France Ödü-
lü'nün de sahibi. Fondation YvonneLe-
febure bursuna layık görülen Can. Alman-
ya. Fransa ve Japonya'da konser verme
ve Radio France ile CD ve program ya-
pımı olanağını da kazandı. Halen Tek-
sas Dallas Southern Methodist Üniver-
sitesi Sanat Okulu'nda Joaquin Achucar-
ro ıle çalışmalannı sürdüren Toros Can,
bugüne dek katıldığı yanşmalarda bir-
çok ödül kazandı.
- Phano derslerine nasıl başladığınızı
ve > urtdışına gidiş sürecini anlatır mısı-
nız?
TOROS CAN - Pıyanoyla ilk tanışmam
ilkokul dönemime rastlıyor. Folklor ög-
retmenım amatörbirpiyanisttı ve on ya-
şında beni piyanoyla o tanıştırdı. Daha
sonra değerli bestecilerimizden tlhan
Baran ile çalıştım ve müziği onunla ta-
nıdım. Daha sonra sınav lara gırdim ve
Devlet Konservatuvan'nda dokuz yıl
okudum. Bu arada ilk resital deneyimi-
mi de orada yaşadım Davetli olarak
evınde konuk oldugum Tedd Josebon,
• Hep şanslı olduğuma inandım, müzik
beni çok değerli sanatçılarla, değişik
ufuklarla tanıştırdı. Konser vermeyi
seviyorum. Sahne benim için en güvenli ve
mutlu yer. Müziği. sanatı paylaşmak ve
sevmek büyük bir mutluluk. Türkiye'deki
sanat desteğinin yetersizliği oldukça üzücü.
Dolayısıyla sanatçı gençler. yurtdışı finansal
kaynak aramak zorunda bırakılıyorlar.
müziğe bakış açımı değiştirdi.
- Türkhe'deki müzik eğitimi ile yurt-
dışındaki eğitimi nasıldeğerlendirryorsu-
nuz?
- Türkiye'deki modera müzik eğitimi
yurtdışına oranla sınırlı. Bu, sanata ve-
rilen önemin azlığından ve sanatsal çev -
renin, eğitimin kapalılığından kaynakla-
nıyor. Türkiye'deki sanat desteğinin ye-
tersizliği oldukça üzücü. Dolayısıyla sa-
natçı gençler. yurtdışı finansal kaynak ara-
mak zorunda bırakılıyorlar. Ben örneğin
altı yıldır yurtdışında eğitım alıyorum ve
altı yıldır beni finanse eden ve maddi.
manevi destekleyen yalnızca bazı vakıf-
lar. kişiler ve okullar. Bilgi yönünden
ise Yale Cniversitesi'nde yaptığım mas-
tır eğitimimde çok değerli profesörler-
den çok şey öğrendim. Neleri bilmedi-
ğimi. daha açılması gereken çok ufuk ol-
duğunu gördüm. Yale'dekı eğırımim aka-
demık ve çalışma yönünden oldukça
yüklüydü ama her şeye değdi. Yurtdışı
deneyimlenm olmasa. bu yanşmaya gir-
meye cesaret edebilir miydim ya da ka-
zanabilir miydim. emin değilım.
- Eğitim süreci içinde Türkhe de da-
hil olmak üzere birçok ülkede konser
verdiniz. llghinasıldeğerlendiriyorsunuz?
- Müziğe ılgi Türkiye'de yenı açılan
konservatuvarlarla artı>or. Bu da mü-
zisyenlere büyük sorumluluk getınyor.
Sanat. hayatımızın bir parçası olmak zo-
runda ve biz sanatçılar onu yüceltmek ve
daha çok sanatsev ere ulaştırmak zorun-
da>ız. Her şey eğıtime da> anıyor. Öğren-
menin vaşı ve sınırı yok. bazen bunu
unutuyoruz.
- Özellikleyaprtiannı çalmaktan büyük
zevk aldığınız bir besteci var mı?
- Genç romantıklerden günümüze ka-
dar olan bestecileri yorumlamayı sevi-
yorum. Fransız ve Alman ekolünün be-
nim için ayn bir önemi var. Özellikle
modern Fransız bestecılennin > apıtlan-
nı çalmaktan zevk alıyorum.
- Fransa'da aldığınızödiille CD\apma
ve birçok ülkede konser verme olanağı-
na sahip oldunuz. Bunu nasıl değerlen-
direceksiniz?
- CD. müzik dinleyicilerine ulaşmanın
en hızlı \e güzel volu. Bu yanşma son-
rasında bö)le bir şevin teklif edilmesi-
ni sev ınçle karşıladım. Profesyonel ola-
rak yapacağım ilk CD olacak. Yanşma-
nın dogası gereğı modern v apıtlan yo-
rumlamam ıstenivor bu CD'de. İlk ola-
cağı için çok titiz davranmavı düşünü-
yorum. Toplam bir yıla sığacak bir ya-
rışma olacak. Bu konuda görüşmelerim
devam edivor. Bu a>ın 20'sınde Fransız
Radyosu'yla röportaj ve resital için tek-
raı Paris'e çağnldım. Almanya ve Ja-
ponya'da da konserienm olacak. Daha ön-
ce buralarda çalmarruştım, büyük bir he-
yecan ve mutlulukla hazırlanıyorum bu
resıtallere. Hep şanslı olduğuma inandım.
müzik beni çok değerli sanatçılarla. de-
ğışık ufuklarla tanıştırdı. Konser verme-
yi seviyorum. Sahne benim için en gü-
venli ve mutlu ver. Müziği. sanatı pay-
laşmak ve sevmek büyük bir mutluluk.
- Bugüne dek birçok ödül kazandınız.
Ödüllere bakış açımz nedir?
- Öğrenci oldugum ıçın ödüllere ba-
kış açım sanatsal olduğu kadar maddi de
oluyor. Son olarak Fransa'da kazandı-
ğım bu üç ödül benim ıçın çok önemlıy-
di. Sevıyesi yüksek olan bir yanşma ol-
masınm yanı sıra 20. yüzyıl müziğinde
dünyadaki sayılı yanşmalardan bın. Ya-
nşma kavramını ne kadar beğenmesem
de evrensel müziğe olan katkısını yad-
sıyamam. Müziğin karşılaştınlmasın-
dan çok. paylaşılması benim için önem-
li. Bu yanşma için çok çalıştım ve ha-
zırlanmam uzun zaman aldı. Üç eleme-
li yanşmanın solo finalinden sonra ken-
dimi daha rahat hissettim. Orkestrayla çal-
mak benim için en mutlu ve heyecan ve-
rici seçenek. Yanşmanın orkestra (kon-
çerto) finalinde Ravel'in 'Sol El İçin
KonçertosıTnu çaldım. toplam dört ki-
şiydik ve sev iye oldukça yüksekti. Do-
ğal olarak sonuçtan da memnunum. 20.
yüzyıl müziğinde bilgimı ve deneyimi-
mi arttırmak istıyorum, bu ödüllerbenim
için oldukça önemli. Varmak istedigim
sonnoktadeğil.
- Türkiye'de konser vermevi düşünü-
yor musunuz?
- Uzun zamandırTürkiye'de konser ver-
medim, daha doğrusu veremedim. Hat-
ta iki yıl Türkıyeye gelmediğim oldu.
Sorunlar genelde finansal kaynaklı olu-
yor. Türkiye'de de çalmak ıstiyorum.
Geçen yıl, CSO ile bir konser yapmak
ıstemiştim. ancak mümkün olmadı. Uma-
nm böyle bir ftrsat gerçekleşir ve ben de
bir Türk piyanisti olarak sanatın yücel-
tilmesi ve se\dirilmesinde küçük de ol-
sa bir rol alabılınm.
İdil Biret Cemal Reşit Rey'de
• KültürSenisi-
Dünya çapında
savısız konser veren
ve pek çok yetkın
şef yönetimınde
çalan ünlü piyano
sanatçısı İdil Biret
bugün ve perşembe
günü saat 20.00'de
de Cemal Reşıt Re>
Konser Salonu'nda
tstanbullu
müzikseverlerle
buluşacak. Sanatçı, bu akşamkı resıtalinde
Beethoven ve Schumann'dan yapıtlar yorumlarken
perşembe akşamki programında da Liszt. Chopin ve
Rachmaninof'un yapıtlanna yer verecek. 1973
yılından bu yana Devlet Sanatçısı olan Biret.
önümüzdeki günlerde Beethoven'ın 32. sonatının
kaydını gerçekleştırmeyı planlıyor.
Alîabetika' YKY'den çıktı
• KültürServisi-lshak Reyna'nın 'Alfabetıka' adlı
kitabı, Yapı Kredi Yayınlan'ndan çıktı. lnsanı harf
ve alfabe yapan bir varatık olarak tanımlamak
mümkün mü sorusuna. kitabında olumlu cevap
veren Reyna, harflerin yalnızca ses değerlerinden
ıbaret olmadığını da iddia edivor ve kanıtlıyor. A'dan
Z'ye bir portre kataloğu ile ortaya çıkan yazar.
büyük ve küçük harflerin 'kışilikl*ını' de
a>nştırarak harflen betimlıyor, dılin bu temel yapı
taşlanna daha yakından bakıvor ve zenginliklerini
sergıliyor. Reyna. aynca kitabının ıkınci bölümünde
yer alan seçkide, Çetin Altan'dan Apollinaire'e.
Albrecht Dürer'den Vladimir Nabokov "a. Georges
Perec'ten Giuseppe Ungaretti'ye: harflere "kafasını
takmış" yazar ve sanatçıların konuya ilişkin yazıp
çizdikJerinı okuyucunun dıkkatıne sunuyor.
tzmtt Şetıir Tıyatrosu'nda bu hafta
• Kültür Servisi - lzmıt Büyükşehır Beledıyesı
Şehır Tıyatrosu. bu ay içinde dönüşümlü olarak
Turgut Özakman'ın 'Töre'. Shakespeare'in "Hamlet"
ve Anton Çehov 'un kisa oyunlanndan bir derleme
olan 'Evlen-me' adlı oyunlan sahneye koyuyor.
Tiyatro. Seka Salonu'nda cuma günü saat 20.00'de
'Evlen-me'. cumartesi günü saat 20.00'de 'Töre' ve
pazargünü saat 15.00'te "Hamlet' adlı oyunlan
sahneleyecek. (0 262 323 39 21)
Gülseren Sadak konseri
I Kültür Servisi - Gülseren
Sadak, cuma günü saat
19.30'da İstanbul Menkul
Kıymetler Borsası Konser
Salonu'nda müzikseverlerle
buluşacak. İstanbul Belediye
Konservaruvan'nı binncılikle
bitiren Sadak, Paris'te 9 yıl
süren virtüözite egitimını
Marguerite Long Et Jaques
Thibaud Akademisi'nde
tamamladı. Birçok önemli müzisvenle birlıkte
çalışan Sadak. yurtdışında da birçok konser \ardi.
Polonya'da konser veren ilk Türk sanatçı olan Sadak,
aynı zamanda Chopin'in doğduğu evde de konser
verdi. Yurtdışında birçok ödül kazanan sanatçı.
Sopot Klasik Festivali'nde Chopin resitali verdi.
Sanatçı aynca Beyoğlu Şenliyor programı
çerçevesinde iki sokak konseri verdi.
Ctıristian Slater hapisten çıktı
• Kültür Servısi - Oyuncu Christian Slater doksan
gün hapis yattıktan sonra iyi halden serbest bırakıldı.
14 Ocak tarihinden beri hapishanede olan 28
yaşındaki sanatçı ıçkı ve kokaın kullandıktan sonra
kız arkadaşını ve Marlon Brando'nun üvey kızı
Petra'nın erkek arkadaşını dövmek suçuyla
yargılanmıştı.
Hkret Mualla'nın desenleri
Galeri Nev'de sergileniyor
• Kültür Senisi - Bugüne dek pek çok ulusal ve
uluslararası resim sergisme katılan ve yapıtları halen
dünyanın birçok önemli müzesınde sergilenen "Fikret
Mualla'nın desenlen"nden oluşan sergı, 4 Nisan'a
dek Ankara Galen Nev 'de görülebılır. 1903 yılında
doğan sanatçı. Galatasaray LıseM'ne gırdıkten sonra
eğitim amacıyla gönderildıği fs\ ıçre'den Almanya'ya
geçti. 1921-27 yılları arasında Berlin Güzel Sanatlar
Akademisi'nde Arthur Kampf "ın öğrencisi oldu.
Türkiye'ye döndükten sonra Galatasaray Lısesi'nde
ve Ayvalık'ta bir süre resım öğretmenliği yaptı.
Çalışmalannı Istanbul'daki atölyesınde sürdürdü ve
1939 yılında Paris'e yerleşti. Sanatçı. 1967 yılında da
yaşamını yitirdi. Ferit Edgü. Muallanın
desenlerinden oluşan sergıyi şu şekilde
değerlendiriyor: "Küçük. ama bir ressamı. çizgileri ve
boyalanyla; yetkinliği ve acemilikleriyle: kararlılığı
ve duraksamalan yansıtmasıyla anlamlı bir sergı."
Brosnan'dan İrtanda sfeıemasna kado
• Kültür Servisi - James Bond fılmleriy le tanınan
lrlandalı aktör Pierce Brosnan, Irlandadakı sinema
ve televizyon yapımlannın desteklenmesı için bir
araya gelen bir topluluğa katılıvor. Sınead Cusack'ın
da katılacağı topluluğun bağlı olacağı komisyon,
Irlanda film endüstrisini desteklemenin yanı sıra
vabancı yapımcılan ülkeye çekebilmek amacıyla
vergi indirimlerine başvuracak.
Bnezjlyalı şarkıcı Tım Maia öldü
• Kültür Senisi - Brezılya'nın en ünlü
şarkıcılanndan bın olan Tım Maıa. 55 yaşında
yaşama veda etti. 1970'li yıllarda soul müzik ile
ünlenen sanatçı aynı zamanda şarkı sözü de
yazıyordu. Maia'nın yüzlerce hayranı tedavı
görmekte olduğu hastanenin önünde toplanarak
onun şarkılannı seslendirdi.
Kandemip'den minyatür sergisi
• Kültür Servisi-Mimar Sinan Üniversıtesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatlan
Bölümü'nden mezun olan \e yüksek lisans
programını da avnı fakültede Çini Ana Sanat
Dalı'nda yapan Hüseyın Kandemır'ın "Kurtuluş
Savaşı ve Köy Yaşantısı' konulu minyatür
çalışmalanndan oluşan sergisi bugün Akbank Sanat
Galerisi'nde açılıyor. Sanatçı. yapıtlannda
kullandığı renkler ve çizgilerle. sanatseverleri
geçmişe görürerek. o günlerin sıcaklığını. gururunu
yeni bir ifadeyle bir kez daha yaşatmayı amaçlıyor.
Sergi, 13 Nisan'a dek izlenebilir.