23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17MART1998SALI CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 13 Festivaller öncesi ortakyapımların hangi ölçüte göre ulusalyarışmalara katılacağı gündemde Nereli bu'• Ferzan Özpetek, böyle şeylerin tartışılmasını 'absürcT buluyor. Atilla Dorsay'a göre esas sorun Amerikan sinemasına karşı bir alternatif oluşturmak. Hülya Uçansu, Mustafa Altıoklar ve Agah Özgüç için film, yönetmenin. Sungu Çapan, sinemanın artık uluslararası bir dil olduğuna değinirken, Banş Pirhasan filmin hangi pasaportu taşıyorsa o kadar ülkehin vatandaşı olduğunu savunuyor. CUMHUR CANBAZOĞLU Bu vıl verli filmler ilkolarak 18 Nisan'da Ulus- lararası İstanbul Film Festivali'nde yanşacak: ar- dından vanş Ankara. Antalya \e Adana'da sürecek. FestıvallerarıfeMnde, ortak v apımlann hangi kıs- tasa göre ulusal festıvallere kabul edıleceği konu- su gündemde. Daha önce Antalya Film Festivali'ne kabul edilmeven 'Balkan Balkan'la yaşanan pole- mık. geçen yıl 'Hamam'ın Italva'da ltalyan kim- liğiyle. Türkiye'de de Türk kımligiyle yanşmasıy- la yeniden ale\lenmişti. Bu yıl ıse ortak yapımlar fazla; Antalya yaklaş- tıkça sayılan daha da artacak. Sinema çevrelerin- de tartışılmav a başlanan bu konu üzennde neler dü- $ündüklexinı yönefmenlere, smema eleştirpıcalc- rine ve festıval yönetıcilerine sorduk... Slnemada ırkçılık mı yapacaflız? FERZAN ÖZPETEK: Ben yalnız iyi film. kö- rü filme ınandığım için ülke farkınabakmı>orum. Yönetmenle paravı kımin kovduğu tabii ki önem- li ama örneğın benım filmimde paranın büyük bö- lümünü ttalyanlann vermesine karşın sonucunu gerek Türkıye gerek ttalya alıyor. 'Hamam' gös- terildiği herülkede Türkiye'ye yönelik büyük ilgi uyandınyor. Turkıye bunun farkına gelecek yaz va- racak. Durum böyleyken fılmın Türk mü, ltalyan mı olduğu benim gururumu kınyor. Hudutlan kal- dırmaya çahştığımız bir ortamda böyle şeylerin tartıs>ılması bana absürd geliyor. Sinemada ırkçı- lık mı yapacağız yanı. Olaylara böyle bakmayalım. Asıl mesele alternatif oluşturmak ATtLLA DORSAY: Amenkan sinemasına kar- şı Avrupa sineması kendı içınde bir ortak davranı- şa gidivor. Eurimages kredi vermek için filmlere özellikle ortak yapım şartını getiriyor. Amaç. bü- tün ülke sinema sanayilennı koşut biçimde canlan- dırmak. Temelde son derece olumlu bir yaklaşım bu. çünkü karşıda bü>ük bir güç var. Bu girişimin sakıncası ise ortak yapımlann bazen filmin belli bir kültüre ait olmasını engellemesi; mesela 'Ha- mam' bunun için görkemli bir örnek, çünkü Türk filmi mi, ltalyan filmı mı olduğuna ilişkin çok farklı yorumlar var. Bu gibi tartışmalann artık çok anlamı yok. çün- kü esas mesele Amenkan sinemasına karşı bir al- tematif oluşturmak. Ancak bir araya gelinirse bir alternatif yaratma umudu söz konusu. Dolayısıy- la armudun sapı, üzümün çöpü demeden. ortak yapımlan sıneye çekmek zorunda kalacagız bun- dan böyle. Mllllyet olgusu ortadan kalkıyor SUNGU ÇAPAN: Ben paranın kimin tarafından verildiğinden önce filmı kimın yönettiğine. senar- yoyu kimin yazdıgına. konusuna bakılmasına ta- raftanm. Filmin milliyetini bunlar saptar. Bu dal- larda Türközellikleri öne çıkıyorsa o film Türk fil- midir. Iki güzel örnek var karşımızda: Bırincisi 'Balkan Balkan': yapımcısı Türk ama konu. yönet- men. oyuncular olarak bize çok uzak bir film. Ikin- cisi ise 'Usta Beni Öldürsene'. Eurimages"dan pa- ra alsa da yönetmeniyle, senaryosuyla, oyuncu- suyla o bir Türk filmi. Aslında sinema artık ulus- lararasi bir dıl \e gıderck sermayenin egemen ol- duğu bir sektöre dönüşüvor. Dolayısıyla milliyet olgusu ortadan hızla kalkıyor. Artık yönetmenin kültürü ve yarattığı dünya önemli HÜLYA UÇANSU: Bız bu konuyu zamanında çok tartıştık \e Türk filmi olarak nelenn kabul edileceğıv le ılgılı bir madde getırdık. onu okuya- yım "Türk filmi tanımından. yapımcısı ya da ya- pımcılanndan en az birisi \e >önermeni TC vatan- daşı olan film anlaşılır." Bız yönetmen sinemasına inanıyoruz ve filme. son kertede. imzasını atanın yönetmen olduğuna inanıyoruz. Çünkü artık sı- nırlar kalktı ve tek başına o ülkeye aıt bir şey kal- madı. Yönetmenin kendı kültürü ve yarattığı dün- v a önemli artık Bu konu hlç gündeme gelmemeli MUSTAFA ALTIOKLAR: Filmin sanatsal de- ğerlendirmesinde bence fılmın sahıbi vönetmen. Milliyet konusunun hıç gündeme gelmemesınden yanavım. Ancak yıne de ısrar edilı>orsa. sanatsal anlamda yönetmenin mıllıyetı neyse filminki de o yapındar?oluyor: eğer ticari anlamda degerlendirilirse ma- jör yapımcı önde. Ulusal yanşmalarda bu sorunu ortadan kaldırabilmenin yolu. belki de üç ortaktan hepsinin kendi ülkelerindeki yanşmalara katılma- sını sağlamaktan geçiyor. Bu düzey artışı da geti- recek... Filmin yönetmeni Fransız olsun, bütçenin de yüzde 15"i Türkler tarafından saglansın. Ben- ce bu filmin Türkiye'de festivallerde yanşmasının hiçbir sakıncası yok. Bizde bunu sakınca olarak. büyük balıklarla mücadele kaygısını taşıyan küçük Yeşilçam zekâlan görür ancak. Festivaller gerçeğe uymalı MAHMUT TALt ÖNGÖREN: Çokuluslu ya- pımlan şimdiye kadar yapımcı ve yönetmenmın Türk olmasını göz önüne alarak festivale kabul ettik: ay- nca geniş davranıp yabancı oyuncu \ e teknık dal- lardakiyabancıinsanlaradaödüller\erdık. Yapım- cı konusunda ise ortak > apımlardakı majör, mınör gıbi aynmlara gidildıgınde ışın içınden çıkılama- yacağını düşünüyoruz... Fılmyapmak ıstevenlerbun- dan böyle parayı dışandan bulmak zorundalan de- ğişık sanat çevreleri arasında büyük bir yakınlaş- mayı da saglıyorbu alışveriş. Bence çok yararlı. Aynca bu konuyu festivaller yaratmadı ama orta- daki gerçeğe de festivaller uymak zorunda. Fllmi yapan yönetmendlr AGAH ÖZGÜÇ: Son dönemde Türksinemasın- da tek başına film yapmaya imkân yok. 'Kanşık Pizza' dışında bütün filmler ortak yapım. Eurima- ges olmasa film çekilemeyecek neredeyse. Du- rum böyle oluncaortaklar ortaya çıkıyor ve filmin üç sahibi oluyor ama filmi yapan tek kişi. o da yö- netmen. Parayı kim verirse versin. film; olaya kı- şiliğini, yorumunu, sanatını koyan yönetmenindir bence. Film hangi pasaportu tasıyorsa... BARJŞ PİRHASAN: 'Usta Beni Öldürsene" ni- sanda Almanya'da bir ulusal festivalde yanşacak ama ben Alman değılım. Filmin milliyetinin ne ol- duğu yüz yıl sürecek bir teorik tartışma. Bir yanı gayet net, yani film hangi pasaportu taşıyorsa o ül- kenin vatandaşıdır ve haklanna sahiptir Mesela be- nim filmimin Macar, Alman. Türk pasaportlan var. Auteur teorisini benımsemış insanlar, filmin sahibi yönetmenidir. canıdır diyebilirler; iyi. gü- zel. Ancak festivale filmin ne şekilde kabul edile- ceği. inandığımız fikirlerle ilgili değildır. o ayn bir konudur. Bir filmin kimlik kartında, pasaportun- daki haklan geri alamazsınız Ama çok özel festi- valler yaparsınız. ömeğin Türk Yönetmenler Fes- tivali. birisi deçıkarkameramanlarfestivali yapar. Herkesin böyle bir özgürlüğü var. 3. Uluslararası 20. Yüzyıl Piyano Yanşması'nda birincilik ödülü alan genç piyanist Toros Can 'Oğrenmeiîin yaşı, sınırı ve soııu yok' NURDAN CİHANŞÜMUL Geçen günlerde genç Türk piyanıstı To- ros Can. Fransa'nın Orleans kentinde düzenlenen 3. Uluslararası 20. Yüzyıl Pi- yano Yanşması'nda birincilik ödülünü. Japon piyanistı Ami Fujiwara ıle paylaş- tı. Dokuz gün süren yanşmanın son ge- cesi M. Ravel' in 'Sol El İçin PiyanoKon- çertosu'nu seslendıren genç piyanısti- mizaynı zamanda ilknotadan sonnota- ya performans karşılığı verilen Chevil- lion Bonnaud-Fondation De France Ödü- lü'nün de sahibi. Fondation YvonneLe- febure bursuna layık görülen Can. Alman- ya. Fransa ve Japonya'da konser verme ve Radio France ile CD ve program ya- pımı olanağını da kazandı. Halen Tek- sas Dallas Southern Methodist Üniver- sitesi Sanat Okulu'nda Joaquin Achucar- ro ıle çalışmalannı sürdüren Toros Can, bugüne dek katıldığı yanşmalarda bir- çok ödül kazandı. - Phano derslerine nasıl başladığınızı ve > urtdışına gidiş sürecini anlatır mısı- nız? TOROS CAN - Pıyanoyla ilk tanışmam ilkokul dönemime rastlıyor. Folklor ög- retmenım amatörbirpiyanisttı ve on ya- şında beni piyanoyla o tanıştırdı. Daha sonra değerli bestecilerimizden tlhan Baran ile çalıştım ve müziği onunla ta- nıdım. Daha sonra sınav lara gırdim ve Devlet Konservatuvan'nda dokuz yıl okudum. Bu arada ilk resital deneyimi- mi de orada yaşadım Davetli olarak evınde konuk oldugum Tedd Josebon, • Hep şanslı olduğuma inandım, müzik beni çok değerli sanatçılarla, değişik ufuklarla tanıştırdı. Konser vermeyi seviyorum. Sahne benim için en güvenli ve mutlu yer. Müziği. sanatı paylaşmak ve sevmek büyük bir mutluluk. Türkiye'deki sanat desteğinin yetersizliği oldukça üzücü. Dolayısıyla sanatçı gençler. yurtdışı finansal kaynak aramak zorunda bırakılıyorlar. müziğe bakış açımı değiştirdi. - Türkhe'deki müzik eğitimi ile yurt- dışındaki eğitimi nasıldeğerlendirryorsu- nuz? - Türkiye'deki modera müzik eğitimi yurtdışına oranla sınırlı. Bu, sanata ve- rilen önemin azlığından ve sanatsal çev - renin, eğitimin kapalılığından kaynakla- nıyor. Türkiye'deki sanat desteğinin ye- tersizliği oldukça üzücü. Dolayısıyla sa- natçı gençler. yurtdışı finansal kaynak ara- mak zorunda bırakılıyorlar. Ben örneğin altı yıldır yurtdışında eğitım alıyorum ve altı yıldır beni finanse eden ve maddi. manevi destekleyen yalnızca bazı vakıf- lar. kişiler ve okullar. Bilgi yönünden ise Yale Cniversitesi'nde yaptığım mas- tır eğitimimde çok değerli profesörler- den çok şey öğrendim. Neleri bilmedi- ğimi. daha açılması gereken çok ufuk ol- duğunu gördüm. Yale'dekı eğırımim aka- demık ve çalışma yönünden oldukça yüklüydü ama her şeye değdi. Yurtdışı deneyimlenm olmasa. bu yanşmaya gir- meye cesaret edebilir miydim ya da ka- zanabilir miydim. emin değilım. - Eğitim süreci içinde Türkhe de da- hil olmak üzere birçok ülkede konser verdiniz. llghinasıldeğerlendiriyorsunuz? - Müziğe ılgi Türkiye'de yenı açılan konservatuvarlarla artı>or. Bu da mü- zisyenlere büyük sorumluluk getınyor. Sanat. hayatımızın bir parçası olmak zo- runda ve biz sanatçılar onu yüceltmek ve daha çok sanatsev ere ulaştırmak zorun- da>ız. Her şey eğıtime da> anıyor. Öğren- menin vaşı ve sınırı yok. bazen bunu unutuyoruz. - Özellikleyaprtiannı çalmaktan büyük zevk aldığınız bir besteci var mı? - Genç romantıklerden günümüze ka- dar olan bestecileri yorumlamayı sevi- yorum. Fransız ve Alman ekolünün be- nim için ayn bir önemi var. Özellikle modern Fransız bestecılennin > apıtlan- nı çalmaktan zevk alıyorum. - Fransa'da aldığınızödiille CD\apma ve birçok ülkede konser verme olanağı- na sahip oldunuz. Bunu nasıl değerlen- direceksiniz? - CD. müzik dinleyicilerine ulaşmanın en hızlı \e güzel volu. Bu yanşma son- rasında bö)le bir şevin teklif edilmesi- ni sev ınçle karşıladım. Profesyonel ola- rak yapacağım ilk CD olacak. Yanşma- nın dogası gereğı modern v apıtlan yo- rumlamam ıstenivor bu CD'de. İlk ola- cağı için çok titiz davranmavı düşünü- yorum. Toplam bir yıla sığacak bir ya- rışma olacak. Bu konuda görüşmelerim devam edivor. Bu a>ın 20'sınde Fransız Radyosu'yla röportaj ve resital için tek- raı Paris'e çağnldım. Almanya ve Ja- ponya'da da konserienm olacak. Daha ön- ce buralarda çalmarruştım, büyük bir he- yecan ve mutlulukla hazırlanıyorum bu resıtallere. Hep şanslı olduğuma inandım. müzik beni çok değerli sanatçılarla. de- ğışık ufuklarla tanıştırdı. Konser verme- yi seviyorum. Sahne benim için en gü- venli ve mutlu ver. Müziği. sanatı pay- laşmak ve sevmek büyük bir mutluluk. - Bugüne dek birçok ödül kazandınız. Ödüllere bakış açımz nedir? - Öğrenci oldugum ıçın ödüllere ba- kış açım sanatsal olduğu kadar maddi de oluyor. Son olarak Fransa'da kazandı- ğım bu üç ödül benim ıçın çok önemlıy- di. Sevıyesi yüksek olan bir yanşma ol- masınm yanı sıra 20. yüzyıl müziğinde dünyadaki sayılı yanşmalardan bın. Ya- nşma kavramını ne kadar beğenmesem de evrensel müziğe olan katkısını yad- sıyamam. Müziğin karşılaştınlmasın- dan çok. paylaşılması benim için önem- li. Bu yanşma için çok çalıştım ve ha- zırlanmam uzun zaman aldı. Üç eleme- li yanşmanın solo finalinden sonra ken- dimi daha rahat hissettim. Orkestrayla çal- mak benim için en mutlu ve heyecan ve- rici seçenek. Yanşmanın orkestra (kon- çerto) finalinde Ravel'in 'Sol El İçin KonçertosıTnu çaldım. toplam dört ki- şiydik ve sev iye oldukça yüksekti. Do- ğal olarak sonuçtan da memnunum. 20. yüzyıl müziğinde bilgimı ve deneyimi- mi arttırmak istıyorum, bu ödüllerbenim için oldukça önemli. Varmak istedigim sonnoktadeğil. - Türkiye'de konser vermevi düşünü- yor musunuz? - Uzun zamandırTürkiye'de konser ver- medim, daha doğrusu veremedim. Hat- ta iki yıl Türkıyeye gelmediğim oldu. Sorunlar genelde finansal kaynaklı olu- yor. Türkiye'de de çalmak ıstiyorum. Geçen yıl, CSO ile bir konser yapmak ıstemiştim. ancak mümkün olmadı. Uma- nm böyle bir ftrsat gerçekleşir ve ben de bir Türk piyanisti olarak sanatın yücel- tilmesi ve se\dirilmesinde küçük de ol- sa bir rol alabılınm. İdil Biret Cemal Reşit Rey'de • KültürSenisi- Dünya çapında savısız konser veren ve pek çok yetkın şef yönetimınde çalan ünlü piyano sanatçısı İdil Biret bugün ve perşembe günü saat 20.00'de de Cemal Reşıt Re> Konser Salonu'nda tstanbullu müzikseverlerle buluşacak. Sanatçı, bu akşamkı resıtalinde Beethoven ve Schumann'dan yapıtlar yorumlarken perşembe akşamki programında da Liszt. Chopin ve Rachmaninof'un yapıtlanna yer verecek. 1973 yılından bu yana Devlet Sanatçısı olan Biret. önümüzdeki günlerde Beethoven'ın 32. sonatının kaydını gerçekleştırmeyı planlıyor. Alîabetika' YKY'den çıktı • KültürServisi-lshak Reyna'nın 'Alfabetıka' adlı kitabı, Yapı Kredi Yayınlan'ndan çıktı. lnsanı harf ve alfabe yapan bir varatık olarak tanımlamak mümkün mü sorusuna. kitabında olumlu cevap veren Reyna, harflerin yalnızca ses değerlerinden ıbaret olmadığını da iddia edivor ve kanıtlıyor. A'dan Z'ye bir portre kataloğu ile ortaya çıkan yazar. büyük ve küçük harflerin 'kışilikl*ını' de a>nştırarak harflen betimlıyor, dılin bu temel yapı taşlanna daha yakından bakıvor ve zenginliklerini sergıliyor. Reyna. aynca kitabının ıkınci bölümünde yer alan seçkide, Çetin Altan'dan Apollinaire'e. Albrecht Dürer'den Vladimir Nabokov "a. Georges Perec'ten Giuseppe Ungaretti'ye: harflere "kafasını takmış" yazar ve sanatçıların konuya ilişkin yazıp çizdikJerinı okuyucunun dıkkatıne sunuyor. tzmtt Şetıir Tıyatrosu'nda bu hafta • Kültür Servisi - lzmıt Büyükşehır Beledıyesı Şehır Tıyatrosu. bu ay içinde dönüşümlü olarak Turgut Özakman'ın 'Töre'. Shakespeare'in "Hamlet" ve Anton Çehov 'un kisa oyunlanndan bir derleme olan 'Evlen-me' adlı oyunlan sahneye koyuyor. Tiyatro. Seka Salonu'nda cuma günü saat 20.00'de 'Evlen-me'. cumartesi günü saat 20.00'de 'Töre' ve pazargünü saat 15.00'te "Hamlet' adlı oyunlan sahneleyecek. (0 262 323 39 21) Gülseren Sadak konseri I Kültür Servisi - Gülseren Sadak, cuma günü saat 19.30'da İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Konser Salonu'nda müzikseverlerle buluşacak. İstanbul Belediye Konservaruvan'nı binncılikle bitiren Sadak, Paris'te 9 yıl süren virtüözite egitimını Marguerite Long Et Jaques Thibaud Akademisi'nde tamamladı. Birçok önemli müzisvenle birlıkte çalışan Sadak. yurtdışında da birçok konser \ardi. Polonya'da konser veren ilk Türk sanatçı olan Sadak, aynı zamanda Chopin'in doğduğu evde de konser verdi. Yurtdışında birçok ödül kazanan sanatçı. Sopot Klasik Festivali'nde Chopin resitali verdi. Sanatçı aynca Beyoğlu Şenliyor programı çerçevesinde iki sokak konseri verdi. Ctıristian Slater hapisten çıktı • Kültür Servısi - Oyuncu Christian Slater doksan gün hapis yattıktan sonra iyi halden serbest bırakıldı. 14 Ocak tarihinden beri hapishanede olan 28 yaşındaki sanatçı ıçkı ve kokaın kullandıktan sonra kız arkadaşını ve Marlon Brando'nun üvey kızı Petra'nın erkek arkadaşını dövmek suçuyla yargılanmıştı. Hkret Mualla'nın desenleri Galeri Nev'de sergileniyor • Kültür Senisi - Bugüne dek pek çok ulusal ve uluslararası resim sergisme katılan ve yapıtları halen dünyanın birçok önemli müzesınde sergilenen "Fikret Mualla'nın desenlen"nden oluşan sergı, 4 Nisan'a dek Ankara Galen Nev 'de görülebılır. 1903 yılında doğan sanatçı. Galatasaray LıseM'ne gırdıkten sonra eğitim amacıyla gönderildıği fs\ ıçre'den Almanya'ya geçti. 1921-27 yılları arasında Berlin Güzel Sanatlar Akademisi'nde Arthur Kampf "ın öğrencisi oldu. Türkiye'ye döndükten sonra Galatasaray Lısesi'nde ve Ayvalık'ta bir süre resım öğretmenliği yaptı. Çalışmalannı Istanbul'daki atölyesınde sürdürdü ve 1939 yılında Paris'e yerleşti. Sanatçı. 1967 yılında da yaşamını yitirdi. Ferit Edgü. Muallanın desenlerinden oluşan sergıyi şu şekilde değerlendiriyor: "Küçük. ama bir ressamı. çizgileri ve boyalanyla; yetkinliği ve acemilikleriyle: kararlılığı ve duraksamalan yansıtmasıyla anlamlı bir sergı." Brosnan'dan İrtanda sfeıemasna kado • Kültür Servisi - James Bond fılmleriy le tanınan lrlandalı aktör Pierce Brosnan, Irlandadakı sinema ve televizyon yapımlannın desteklenmesı için bir araya gelen bir topluluğa katılıvor. Sınead Cusack'ın da katılacağı topluluğun bağlı olacağı komisyon, Irlanda film endüstrisini desteklemenin yanı sıra vabancı yapımcılan ülkeye çekebilmek amacıyla vergi indirimlerine başvuracak. Bnezjlyalı şarkıcı Tım Maia öldü • Kültür Senisi - Brezılya'nın en ünlü şarkıcılanndan bın olan Tım Maıa. 55 yaşında yaşama veda etti. 1970'li yıllarda soul müzik ile ünlenen sanatçı aynı zamanda şarkı sözü de yazıyordu. Maia'nın yüzlerce hayranı tedavı görmekte olduğu hastanenin önünde toplanarak onun şarkılannı seslendirdi. Kandemip'den minyatür sergisi • Kültür Servisi-Mimar Sinan Üniversıtesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatlan Bölümü'nden mezun olan \e yüksek lisans programını da avnı fakültede Çini Ana Sanat Dalı'nda yapan Hüseyın Kandemır'ın "Kurtuluş Savaşı ve Köy Yaşantısı' konulu minyatür çalışmalanndan oluşan sergisi bugün Akbank Sanat Galerisi'nde açılıyor. Sanatçı. yapıtlannda kullandığı renkler ve çizgilerle. sanatseverleri geçmişe görürerek. o günlerin sıcaklığını. gururunu yeni bir ifadeyle bir kez daha yaşatmayı amaçlıyor. Sergi, 13 Nisan'a dek izlenebilir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear