23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18ARALIK1998CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 13 Geçici bütçe karanndan vazgeçilirken Petrol-İş Sendikası, 1977'den bu yana bütçeleri inceledi Kayııak sermayeye, yokhık işçiye BANUSALMAN ANKARA - Petrol-lş Sendikası, 1977"den 1999 yılına uzanan bütçe ince- lemesi sonucunda, bütçelenn "özel ser- maye birildın aracına" dönüştürüldüğü- nü saptadı. Sendıkanın araştırmasına göre 500 büyük firmaya verilen özendirme ve devlet para yardımlannın, 1997 yılında SSK'ye yapılan katkıdan yüzde 11 daha fazla olduğu belirlendi. "Şart tasarruf olması nedeniyle bütçeyı yeni hüküme- tin yapması gereğiyle "geçici bütçe" çı- • Rapora göre, 1977'de yüzde 2.5'lik payla sınırlı olan faiz ödemeleri, 1999'da bütçenin yüzde 38'ini kapladı. 500 büyük firmaya verilen özendirme ve devlet para yardımlannın, 1997 yılında SSK'ye yapılan katkıdan yüzde 11 daha fazla olduğu saptandı. kanlması karanndan. DSP Genel Baş- kanı Bülent Ecevit'in koalisyon turlannı sürdürmesi üzerine vazgeçildi. 55. hü- kümetın. hazırladıği bütçenin tamamlan- ması ısteği üzerine TBMM Plan ve Büt- çe Komısyonu bugün toplanacak. Ko- misyon Başkanı BiltekinOzdemirin ver- dığı bilgiye göre, 1 günlük çalışma ve 2 günlük rapor yazımmın ardından bütçe genel kurula gidecek. Petrol-tş Sendikası'nın "1977'den 1999'a Bütçe: Kaynakkr Sermayeye, Yok- sunluk İşçilere" başlıklı araştırmasında. 1999 bütçesinde sosyal harcamalara ola- bıldiğınce az pay ayrılırken, faiz ödeme- lerine yaklaşık yüzde 38'Iık pay bırakıl- dığına dıkkat çekildi. 1999 bütçesinde başlangıç ödeneğine göre sapmanın. 1997 ve 1998'e göre daha büyük olacağı sav- lanan ıncelemede, "1999yılıborçyükü- nün çokağır olduğu biryıL. kısa vadeli ye- niborçlanmalaryapılabilirve faizödeme- leriyüzde40'lan aşabib'r. Bu durumun ger- çekleşme ihtimali kriz koşullan nedeniy- le artmıştır'' uyansında bulunuldu. Incelemede, 1999'da yüzde 44.4'lük fiyat artışı öngörüsüyle yapılan yüzde tŞ DUNYASINA AVANTAJ KKDF'de kriz düzenlemesi ANKARA(AA)- Kredılerdenyapılan Kay- nak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) ke- sintisinde yeni düzenlemelere gidildi. Üretim sektöründe yaşanan krize karşın alınan önlem- lerpaketinde duyurulan "Türkiye'de yerleşik Idşilercc yurtdışından sağlanan ortalama va- desi asgari 1 yıl olan dö\iz kredflerinden KKDF kesintisi alınmayacag)'' açıklanırken, banka- larca kullandınlan krediler ve finansman şir- ketleri tarafından kullandınlan kredilerde KKDF kesintisi yüzde 10'dan yüzde 8'e, ban- kalarca kullandınlan diğer kredilerde ise yüz- de 6'dan yüzde 3'e çekildi. Merkez Bankası 'nca yapılan ve dünkü Res- mi Gazete'de yayımlanan düzenlemeler 1 Ocak 1999'dan itibaren uygulanacak. CJNLEMLERÎNMALIYETI HaüneJ ye8 trüyonlukfatura ANKARA(AA)-Tekstildeki kriz nedeniyle pamuğun sanayıcilere 6 ay vadeli ve sıfır fa- izle satılmasının Hazine'ye malıyetinın "şim- dflik" 8 trilyon lira olduğu belirtiliyor. Birliklerin ellerindeki stoklann sadece 300 bin tonunu bu uygulama için tahsis et- meleri öngörülürken birliklerin sanayicilere 6 ay vade ve sıfır faiz ile verecekleri pamu- fun birlik alım fiyatı ile dünya satış fiyatı ara- sındaki fark Hazine tarafından karşılanacak. Bu farkın yaklaşık 8 trilyon lira düzeyinde olacağı tahmin ediliyor. Hem Asya krizutden hem de yanlış politikalardan dolayı tekstfl sektörii bugün işten çıkarmalann enyoğun görüldüğü iş kotu. Işsizliğin devleteyükii 78.7trilyon ANKARA(CumhuriyetBürosu)- Yüzbinlerce işçinin atılması nede- niyle yeniden gündeme gelen "işstz- lik sigortası"nın yasalaşması duru- munda devlete maliyeti 78.7 trilyon lira düzeyinde olacak. Alt sırurdan prim ödeyenlere ayda 24 miryon 329 bin 943 lira işsizlik ödeneği verile- cek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanlıği'nca hazırlanarak Başbakan- lık'a gönderilen ve bakanlann im- zasına açüan İşsizlik Sigortası Ya- sa Taslağı'nda, fonun yıllık geliri- nin 275.4 trilyon lira, giderinin ise 197.5 trilyon lira düzeyinde olması öngörülüyor. İşsizlik Sigortası Fonu'na devlet ve işçinin yüzde 2, işverenin yüzde 3 oranında prim ödemesi gerekiyor. 980 bin kişi ka- mu sektöründen, 3 milyon 920 bin kişi özel sektörden ve 71 bin 465 ki- şi 506 Sayılı SSK Yasası geçici 20. maddesi kapsamındakilerden olmak üzere sigortanm 4 milyon 971 bin 465 kişiyi kapsaması bekleniyor. Yılhk geliri 275 trilyon İşsizlik Sigortası Fonu'nun işçi- lerden almacak 78.7 trilyon lira. iş- verenlerden alınacak 118 trilyon li- ra düzeyindeki prim geliri ve 78.7 trilyon lira düzeyindeki devlet kat- kısıylabirlikte toplam 275.4 trilyon liralık yıllık gelirine karşılık, 142.6 trilyon lira tutanndaki işsizlik öde- neği ve 54.9 trilyon lira düzeyinde- ki hastalık sıgortasından oiuşan 197.5 trilyon lira yıllık giderinin olması öngörülüyor. Taslağın yasalaşması durumun- da, alt sınırdan prim ödeyenlere ay- da 24 miryon 329 bin 943, ortalama ücret üzerinden prim ödeyenlere ay- da 30 milyon 476 bin 940 ve üst sı- nırdan prim ödeyenlere ayda 39 mil- yon 66 bin 723 lira işsizlik ödeneği verilecek. 52'lik harcama artışı ve gelir hedefleri- nin gerçekçi olmadığı belirtildi. Son ver- gi yasasının getirdiği bağışıklıklar ve bu- nalım nedeniyle beklenen vergi gelirinin gerçekleşmesinin zor olduğu savunuldu. "Bu durumda öngörülenyüzde 233 ora- nındaki bütçe açığının daha 99'un Uk dö- nemierinde arrması kaçıntinıaz gözük- mektedir. Harcamalar artarken, vergi tahsilaa hacminin düşmesi, bütçe açığını kontrol edflemez btçimde arttn-abUir" de- nilen incelemede, genel seçimlerin 1999 yılında yapılmasıyla, yatınm harcamala- n ve personel ödemelennin artabileceği belirtildi. Incelemeye göre: • 1977 yılında yüzde 34.7. 1992'de yüzde 42.4 olan personel ödemelennin bütçe ıçindeki payı 1999'da yüzde 25.7'ye düşüyor. Faiz odemelerine 1977'de yüz- de 2.5 olan bütçe aktanmı. 1999'da yüz- de 37.6'ya kadarçıkıyor. Yine 1977'de ya- tınmlara yüzde 22.9'luk pay aynlırken, 1999'da bu oran yüzde 6'ya kadar indi- riliyor. • Yüksek faizli. risksiz Hazine iç borç- lanma kâğıtian. özel kesimin sermaye bi- rikimindeönemüyer tutuyor. 198Tden son- ra iç borçlanmanın payı artarken; 1983 yılında yüzde 37.9 olan bütçe içindeld iç borç faizlcrinin toplam faiz rutanna ora- nı 19%'da yüzde 88.8'e kadar yüksekii. • Sosyal harcamaların kısılması 1980'den itibaren hızlandınldı. Eğitım, sağlık ve sosyal hizmetlerin bütçedeki toplam payı 1986 yılında yüzde 15.2'yle en düşük düzeyden 1992'de yüzde 25.7'ye çıktı. ancak bu oran 1998'de yüzde 10.7'ye kadar ındırilirken; 1999 yılında da yüz- de 11.9'lukpay öngörüldü. 1989 yılında eğitim, sağlık, kültürve sosyal yardım har- camalan toplamı 100 kabul edildiğinde bu oran 1998'de yüzde 50'ye düşüyor. • Sosyal güvenliğin bütçeyi kemirdiği iddialanylaözdleştirmeyezemin hazırla- maya çahşılıyor. SSK'nin bütçeden aldı- ğı pay 1994'teyüzde 1.6,1995'teyüzde 3.4, I996'da yüzde 1A 1997'de de yüzde 0.8 düzeyindedir. Tüm sosyal güvenlik siste- nıinc 1999'da bütçeden aynlan pay ise yüzde 8.7 oklu. Yalnızca 500 büyük için- deki özel firmalara aktanlan teşvik ve sübvansrvonJann tutan 1997de SSK'ye ya- pdan bütçe katkısını yüzde 11.4 oranın- da aşmışür. Oysa söz konusu destelderi atan finna sayısı 456'yken, SSK'den yararla- nan nüfus 29 milyonu aşmıştır. • KtT'lenn 1983 yılında yüzde 11.7 olan bütçedeki payı, yüzde 1.3 'e kadar dü- şürülmüştür. Bu oran 1997 yılında yüz- de 1.5 oldu. Reklamda Özdenetıme ÇAĞR Aşağıdakiler, Reklam Özdenetım Kurulu'nun reklamlann denetıminde uyguladığı "Uluslararası Reklam Uygulama Esasları"nın belli başlı kural özetleridir. Bu kurallara aykırı bulduğunuz reklamları (0212) 257 88 70 numaralı faksa bildirin. Mutlaka değerlendirilecek, gerekirse düzelttırilecektir. Reklamlar yasalara ve genel ahlâk kurallanna uygun, dürüst ve doğru olmalıdır. Reklamlar tüketıcının tecrube ve bılgı eksıklıklennı ıstısmar edemez Reklamlarda kullanılan tanıklann gerçek ve tanıklık yaptıklan konuda tecrübelı ya da uzman kışıler olması gerekır Reklamlarda hıçbır rakıp ürun, firma, tıcan faalıyet aşağılanarak ya da alay konusu yapılarak kötülenemez Reklamlar korku duygusundan, batıl mançlardan yararlanamaz, ırk. dın ve cınsıyet aynmcılıgına dayanamaz, şıddetı destekleyemez. Reklamlarda araştırma sonuçlan, ıstatıstıkler ve bılımsel tenmler yanıltıcı bıçımde kullamlamaz. Reklamlar çocukların doğal saflıklannı ıstısmar edemez, onlara zıhınsel. ahlâkî ya da fizıksel zarar verecek ıfade ve göruntüler ıçeremez. Reklamlarda kullanılan doğrulanabılır nıtelıktekı ıddıalann mutlaka kanıtı olmalı ve bunlar ıstendığınde Özdenetım Kurulu'na göstenlmelıdır. Bır urünun yapısı, bıleşımı, amaca uygunluğu. kullanım alan ve olanaklan, mıktan, fiyatı, satış koşullan ve benzen özellıklen konusunda eksık bılgı venlerek. anlam kanşıklığına yol açılarak, abartılı ıddıalar lîe'-r sürülerek tüketıciyı yanıltcı jek/lde reklamı yapılamaz. R E K L A M ÖZDENETİM K Ü R U L U S İŞ TICARETMUSTEŞARLIGI NIN TEKSTIL RAPORU OLUMSUZ Yaürım çok^ teknoloji yetersîz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Dı$ Tıcaret Müsteşarlığı (DTM) raporunda. tekstıl sektörünün dış pazann ve iç tüketımin çok üzennde yatınma gittığıne dikkat çekilirken, "Üredm kapasitesinde görülen bu büyük artışlann, önümüzdeki döncmlerde gerekli tedbirterin aluunaması halinde, ihracatımızda olumsuz gelişmclerv neden olması beklenmektedir" uyansı yapıldı. Sektörün üretim teknolojisı \e yan sanayi gelişimınin yetersiz olduğu, yıllık 2-2.5 milyar dolarlık makine gereksınıminı dışandan karşıladığı saptanan raporda, en büyük pazar konumundaki Avrupa Bırliği'nin (AB) 1996'daki yüzde 65'likpayının 1997'de yüzde 60'lara düştüğü belirtildi. Tekstil dışsatımında tek pazara bağımlılığın sakıncah olduğu anlatıldı. DTM'nin raporunda, tekstil sektöründekı yatınmlardan. üretime \e pazar sıkıntısına kadar uzanan çarpıklıklar ortaya konuldu. Raporda. tekstil sektörünün yüzde 80'inin küçük ve orta boy işletmelerden oluştuğu belirtilirken, bu alanda çalışan 30 binin üzerinde firmanın yaklaşık 10 bininın dışsatımla uğraştığı kaydedildi. Dışsatımın en büyük kısmının "fason üretimle" yapıldığına dikkat çekilen raporda, Türkiye'nin en büyük 500 firmasının 130'unun tekstille uğraştığı belirtildi Raporda. "Sektöre verilen yatınm teşvik belgesi tutannın üretim scktörii içindeki payı, 1996 yıhnda yüzde 42,1997 yılında yüzde 36, zmanlar tarafından "geç kalındı"şeklinde değerlendirilen raporda tekstiî sektörünün dış pazann ve iç tüketimin çok üzerinde yatınma gittiğine dikkat çekildi. Raporda, Gümrük Birliği ile birlikte dışsatımda tek pazara bağımlı olmanın sakmcalan vurgulandı. geliştirmede yetersizdır. • Gerek GB'ye uyum sürecinde yaşanan sorunlar, AB'de görülen durgunluk ve gerekse firmalanmız arasında AB pazannda yaşanan fiyat rekabeti, tersine bir durum yaratmıştır. • Sektörün dışsatımda başta Almanya olmak üzere tek bir pazara yönelmesi, makro ekonomik dalgalanmalardan son derece hızlı ve büyük bir şekılde etkilenen sektörün önemü bir sorunu olarak eözükmektedir. Çözüm önerileri 1998'in Uk 5 ayında ise yüzde 37 olarak gerçekİeşmiştir" denildi. Raporda yer alan diğer saptamalar da şöyle: • Tekstil ve konfeksiyon yatınmlan sürekli artma eğilimindedir. • Yan sanayi ile işbirlığinın güçlendinlmesine gerekli önem \erilmemektedir. • Tekstil \e konfeksiyon makinesi üretimi ülkemızde gelişmemiş olup. yıllık 2-2.5 milyar dolar civanndaki talep dışalımla karşılanmaktadır. Sektör. üretim teknolojisi Raporun çözüm önenlerinde ise. sektörün sigorta kapsamı dışındaki yüzde 60'lık bölümünün kayıtdışı olduğuna dikkat çekildi. Tekstil ve otomotivdekı uzman gümrüklere, demir- çelik ve elektronik alanlannın da ekleneceği belirtildi. Dampingli mallar konusunda ise, GB sonrasında "'/thalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunda Dcgişiklik Vapılmasma tlişkin Yasa"nın çıkanlması gerekiyor. Ancak, 1995 yılı sonunda sevk edilen tasannm hâlâ yasalaşmaması nedeniyle Dünya Ticaret Örgütü'nün anti-damping ve sübvansiyonlar anlaşmalan esas alınarak düzenlemeler yapılıyor. Kapanan firma sayısı. ekim ayında geçen yıla göre yüzde 139 arttı 2 bin 65 firma kilit vurdu.4NKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Istatistık Enstitüsü'nün (DİE) verilenne göre, kapanan firma sayı- sında artış oldu. Kapanan firma sayı- sı ekim ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde I39.28'lik ar- tış gösterdi. Kapanan 2 bin 65 fir- manın 1065'ini toptan ve perakende ticaret, moto- siklet ve motorlu araçlar ile kişisel eşyalar ve ev eş- yalannın onanmıyla uğ- raşan firmalar oluşturdu. DtE'nin kapanan şirket ve firma istatistikleri bül- tenıne göre, bu yıl ekim ayında geçen yılın aynı ayı- na göre kapanan firma sa- yısı yüzde I39'luk artışla 863'ten 2 bın 65'e çıktı. Yıne geçen yıl ekim ayında yeni açı- lan firma sayısı l I49'ken.buyıl busa- yı 638'e düştü. Kapanan firmalann sektörlere göre dağılımı şöyle: "1065'i toptan ve perakende ticaret. Krize karsı bir de olumlu önlem İGS işçi çıkarmayacak Ekonomi Servisi -Tekstil fırmalannın çogu işten çıkarma- lar için sektörel krizi gerekçe gösterirken IstanbulGiyim Sa- nayi (IGS) krizden kurtulmak için işçi çıkarmaya gerek duy- madıklannj söyiedi. İGS Genel Mödür Yardımctsı Engın Çinko, "Krizden en az zaraıia nasıl çıkabiliri/, onu düşünü- yoruz. 1999 yıfanda ne büyüyeceğiz, ne de küçüleceğiz. Sade- ce mevcut durumu muhafaza etmeyi pjanlıyoraz. tşci çıkar- mayı da düşünmüyoruz" dedi. motosiklet ve motorlu araçlar ile kişi- sd eşyalar veev eşyalannmonanmı,361'i imaJat 200'ü inşaat, 173'ü gayrimen- kuLkiralama \eiş faaliyetleri. 78'i ulaş- ürma, depolama ve habeıieşme, 59'u mali-aracı kuruluş faali- yetleri, 45'i otel ve lokan- talar,28'i eğitim,2 l'i diğer toplumsal ve kişisel hiz- met faaliyetleri, 16'sı sağ- lık işleri ve sosyal bizmet- ler, 10'u taran, avcılık ve ormancıhk, 7'si madenci- lik, 2'si bahkçüık." DtE verilenne göre ka- panan 98 şirketin de 40'ı toptan ve perakende tica- ret, motosiklet ve motor- lu araçlar ile kişisel eşya- lar ve ev eşyalannın ona- nrru sektöründe yer alıyor. ÇtFTÇİ DOSTU SADLTJAH USUMİ Şekere Zam mı?.. Insanlanmız iyiye de kötüye de çok çabuk alışıyor- lar. 1980 yılından önce tanm ve hayvancılıkta yaşa- nan güzel günler, çabuk unutuldu. Örneğin, 1982 ve 1983 yıllanna kadar ürün bedel- lerinin çiftçiye taksitle ödendiği hiç görülmemişti. Kenan Evren ve Turgut Özal dönemlerinde taksit- li ve uzun vadeli ödemelere alıştınldık. 1980 yılından önceçiftçi, ürününün bedelini biray içinde alamazsa kıyameti kopanrdı. KlT'ler ve Tanm Sattş Kooperatifleri, hükümetin ilan ettiği fiyatlan ko- ruyamazsa ortalık ayağa kalkardı. Başbakanlar, ba- kanlar ortalıkta dolaşamazlardı. SEK, Et-Balık Kurumu, Yem Sanayii ve Tanm Sa- tış Kooperatifleri Birlikleri, sürekli gelişme içindeydi. Yalnız sol partiler değil, sağ partiler bile kamuoyun- dan çekindikleri için üreticıleri ve kuruluşlannı des- teklemek zorunda kalırlardı. Bu desteklemeler Hazine'ye yük olmaz, aksine kaynak aktanrdı. Şimdi bu güzel günleri çoktan unut- tuk. Daha da kötüsü, hükümetlerin tüccar ve sanayi- ciden yana izledikleri politikalara alıştık. 35 yaş ci- vanndaki insanlarımız Türkiye'nin öteden beri böy- le yönetildiğini sanıyor... Ürün bedelleri aylarca ge- ciktirildiği zaman bile hiç kimse bağırıp çağırmıyor. Kızmakla yetinip geçiyor... Tüccar ve sanayici de çalışma sistemlerini geç ödemelere göre ayarladı. Hatta, aylarca ödeme yap- mamayı hak olarak görmeye başladı. 1980 darbesi, Türkiye'de çok güzel uygulamalan ve alışkanlıkları aldı götürdü. Bunun yerine insan haklanna ve hatta insanlığa aykın bir ortam yaratıl- dı. Türk insanının yaşamına baktığımız zaman bu acıklı tabloyu görememek mümkün değil. • • • Devlet 1998 yılında üreticiden 300 trilyon liralık pancar aldı. Fabrikalannda işledi. Bir kısmını depo- lanna koydu, bir kısmını da piyasaya sürdü... Para- lannın hepsini olmasa bile bir kısmını topladı... Ama, bugüne kadar pancar üreticilerine ayni ve nak- di olarak ödediği para sadece 45 ile 50 trilyon lira. Devletin pancar üreticisine daha 250 trilyon lira bor- cu var... Pancar ekimi 10 ay önce başladı. Üreticiler, eylül ayına kadar ürününe hizmet verdi. Ekimin ardından çapası, sulaması ve sökümü için avuç dolusu para harcadı. Buna rağmen devlet, eylül ayı başında ver- mesi gereken söküm avansını bile üreticiye çok gör- dü... Gerek 250 trilyon liranın, gerekse 15 trilyon liraya yakın avansın ne zaman ödeneceği de belli değil. Ama geçmişteki uygulamalara bakılırsa 1999 yılının nı- san ayında ödeneceği söylenebilir. Halbuki pancar üreticisi, şu sıralarda parasızlıktan kıvranıyor. Değil mazot parası, cebinde çay kahve pa- rası bile yok... Bu yüzden kasabaya gidemeyen köy- lü sayısı bir hayli fazla. Birçok bölgede buğday, arpa, yulaf gibi kışlık ürün- lerin ekimine başlandı. Devletten alacağını tahsil edemediği için yüksek faizli kredilerle işlerini görme- ye çalıştı. Böylece, tohumluğa, gübreye, mazota ve diğer ihtiyaçlanna iki kat fazla para ödemek zorun- da kaldı. Buna karşılık, pancara 16 bin 500 lira fiyat ilan edildiği zaman, dolar 220 bin lira civanndaydı. Do- lar şu anda 300 bin liranın üstüne çıktı... Nisan ayı- na kadar belki de 350 bin lirayı geçecek... Böylece, 250 trilyon lira alım gücü de yan yanya düşecek ve çiftçinin ihtiyaçlannı karşılamaya yet- meyecek. Şeker Şirketi geçmiş yıllarda mart veya nisan ay- lanna kadar satışlardan sağladığı paralarla üreticiye olan borçlannı öderdi. Bu yıl ise hem şeker şirketi- nin hem de Pankobirlik'in satışlan düştü. Geçmiş yıl- larda şeker satışlan günlük 6 bin ile 6 bin 500 kiloy- du. Bu yıl ise gerek Şeker Şirketi'nin gerekse Pan- kobirlik'in günlük satışlan 3 bin 500 kiloyu geçmiyor. Aradaki 3 bin tonun nereden ve nasıl geldiği ise merak konusu... Bazılanna göre bu şekerier çeşitli yollardan yurda kaçak olarak veya bilemediğimiz gizli depolardan piyasaya sürülüyor. 18 Nisan'da genel seçim var. Hangi hükümet olur- sa olsun 250 trilyon lirayı seçimlerden önce ödemek isteyecektir. Bu kadar yüklü birparayı bulabilmek için de ilk akla gelen, şekere yüklüce zam yapmaktır. Önümüzdeki günlerde böyle bir sürpriz olursa kim- se şaşmasın... Avrupa yardımı reddetti • STRASBOURGKAA)-Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği'nin 1999 yılına ilışkin hazıriadıği bütçeden Türkiye'ye yapmak istediği mali yardımı reddetti. AB Konseyi'nin "Türkiye ile mali işbirliği" yardımı kaleminden Ankara'ya vermek istediği 50 milyon ECU tutanndaki yardım, Avrupa Parlamentosu'nun dün yapılan bütçe oylamasında kabul edılmedi. Söz konusu yardımın yasal bir temeü olmadığı gerekçesiyle bu karan aldığını açıklayan Avrupa Parlamentosu, yardımın verilmesi için önce AB Bakanlar Konseyi'nin "mali işbirliği yönetmeliğinı" hazırlaması gerektiğini ileri sürdü. zt< Gursıu TAKSİM SERGİ SALOIMU HJDA III (i mnı Saaf.17.00-19.00 Konuklarımızla söyleşip, kitaplannı imzalayacak İstiklal Cad. (Fransız Konsolos/uğu yanı) Taksim Tel: 252 38 81/82
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear