23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 0 ARALIK 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER İNSANHAKLARIBİLDİRGESÎ'NÎNKABUL EDİLİŞÎNİN 50. YILINDA VARILANNOKTA Haklan çiğnemeyenülkeyok ÜMİTOTAN ALPERTURGLT BERTANAĞANOĞLU Insan haklan ıhlallerini önlemeve yö- nelik kurulmadık örgütkalmadı. Sözleş- meler, beyannameler bırbmnı ızledi. In- sanoğlu. haklannın çiğnenmemesi ıçın elınden gelenı yapıyor. Ancak yazılı me- tinlere anlan imzalann gücü; şıddetı. sa- vaşı, işkenceyi yenmeye yetmıyor... Her yıl çıkanlan "faturalar" duru- mun ne denli vahim olduğunu gösteriyor. Dünyamızda "Herkesin yaşama. kişisel özgürlük ve güvenlikte olma hakkı"nı "birileri" süreklı "kemiriyor": bunun- la yetinmeyenler. doğaya verdıkleri zarar- la ınsanlığın yaşama hakkını da yavaş yavaş elinden alıyor.. lnsan haklan ıhlallerini önleme çalış- masmda en önemlı metin olarak kabul edi- len "İnsan Haklan Evrensel Bildirge- si"nin "kaleme ahnışının" üzennden tam 50 yıl geçti. Bildirge bundan tam 50 >ıl önce Bir- leşmiş Milletler'in (BM) Paris Kongre- si'nde 48 devletin olumlu o> kullandığı, 8 de\ letin ıse çekimser kaldıgı oylama so- nucu kabul edildi. tnsan Haklan Evren- sel Bildirgesi oluşturulurken 1789 Fran- sız lnsan ve Yurttaş Haklan Bildırge- si'nden yararlanıldı. Türkiye. 6 Nisan 1949 tarihli ve 9119 sayılı Bakanlar Kunılu karanyla bildir- geyı benimseyerek 27 Mayıs 1949 tari- hinde yürürlüğe soktu. EvTensel bildirge- nın kabulünün 1. yıldönümünde 10 Ara- lık tarihi uluslararası kutlama günü ola- rak kabul edildi. b(luJ B»dlrgeniıi20.^1dörramüolan lOAra- hk 1968"de uluslararası kutlama günü. "Dünya tnsan Haklan Günü" olarak kut- lanmaya başlandı. 1998 yılı aynı zamanda insan haklan kavramının ortaya çıkmasının 100. yıldö- nümü. 4 Haziran 1898'de çeşitli politik görüşler tarafından Fransa'nın başkenti Paris'te kurulan lnsan Haklan Birliği ile dünya, insan haklan ka\Tamıyla tanış- mıştı. 1948 yılından beri bu bildirge aracılı- ğıyla insan hakJan konusu dünyamızın en önemli gündem maddelerinden birini oluştururken yerel. ulusal, bölgesel ve uluslararası birçok anlaşmanın doğuşu- na da zemin hazırladı. Dünyadan çeşitli insan haklan örgüt- leriyle Türkiye'den tnsan Haklan Vakfı, tnsan Haklan Derneği ve tzmir Savaş Karşıtlan Derneği'nın raporlanna daya- nılarak hazırlanan "İnsan Haklannın Dünyada ve Türkiye'de 50 Yılı" çalış- masında vanlan sonuç. gerçeğin altını çi- ziyor: "tnsan Haklan Büdirgesf ni ihlal et- meyen ülke yok." Çalışma. insan haklannı ihlal etmeyi "âdet" haline getınniş, bu uğurda huku- ku "devre dışı bırakmış" ülkelerin karne- sının de her geçen yıl daha da kötüye git- tığinı ortaya koyuyor. lnsan haklannın kitlesel ihlallerinde ana neden olarak da savaş gösteriliyor. tnsan haklan karnesi zayıf olan ülkelerin önde gelenleri de şöyle sıralaaıyor: "Afganistan, Cezâyir. Ruanda, Bangla- deş. Bulgaristan. Breziha. Burundi. Ka- merun. Çad, Kolombiya, Hırv atistan, Ci- buti. Gabon, Gambiya. Gürcistan. Yuna- nistan, Guatemala, Gine, Haiti, Hondu- ras, Hindistan. Endonezya. İran. Irak, İs- rail, ttalya, Kerrya. Kuveyt Liberya, Ma- lezya, Lübnan. Libya. Meksika, Nikara- gua. Nambiya. Nîjerya. PakistaiL, Filistin. Panama. Rus\a. Sırbistan, Somali. Güney Afrika. Sudan, Suriye, Tunus, Türkiye, Uk- rayna. Yemen. Zambiva. Arjantin.'1 İhlaDere karşı çabalar Bildirgenin 50. yılında insan haklan- na yönelik yoğun kampanyalar düzenle- niyor. Earth Action şemsiyesi altmda top- lanan 1600 sivil toplum örgütü. hukukun yeryüzünde üstünlügünü sağlayacak Dün- ya Mahkemesi kurulması ve Birleşmiş Milletler'in daha etkin hale getirilmesi için kampanya başlattı. Index on Censorship, tnsan Haklan Bildirgesi'nin ifade özgür- lüğü alanrndaki durumunu ele alan özel bir sayı yayımladı. The Haue Apeeal For Peace girişimi, 21. yüzyıla girerken insan haklannın yeryüzünde egemen kılınması amacıyla 1999'un Mayıs ayında dünya çapında "Banş bir insan hakkıdır. savaşı yok et- menin tam zamanıdır" sloganıy [a bir top- lantı düzenliyor. BM lnsan Haklan Mer- kezi de lnsan Haklan Evrensel Bildirge- si'nin eğitim alanında yaygınlaştınlma- sı amacıyla tüm dünyada dağıtılmak üze- re kitap ve broşürler hazırladı. Avrupa lnsan Haklan Komisyonu'na göre. Türkiye 562 başvuru ile ihlal sıra- lamasında 3. sırada bulunuyor. tnsan Haklan Izleme Komıtesi'ne gö- HUKUKUN YAPıTAŞLARı 1945 Birieşmiş Mületier Şartnamesi 1946 BMİnsan Haklan Komtsyonu 'nun oiuşturulması 1948 Soyhnm sözleşmeleri/tnsan Hak- lan EvrenselBildirgesi 1949 Savaş haüervtdeyanblarm, savaş esirkrinin ve siviüere muamelenin kuralla- nru beMeyen 4 Cenevre Sözleşmesi VlSÜAmıpa İnsan Haklan Sözleşmesi 1951 Mültecilerin statüsünü beÛneyen sözleşme 1952 Kadutlann siyasihaklannın kontıt- masına dairsözleşme 1954 Vatansızlann statüsünün beUrien- mesine dair sözleşme 1956 Köleüğin kaldınlması sözleşmesi 1957 Angaryanın kaldırılmasma dair ILOSözleşmesi 1962 Evlilikte rtzaya dairsözleşme 1965 Irkçı aynmcıhğın kaldınlması sözleşmesi ISfâ LTuslanınısıekonomik, sosyalvekül- türel haklar ile bireysel ve siyasi hakiar söz- kşmeleri 1973 Irk ayrüığma dayanan apartheid rejiminin önlenmesi sözleşmesi 1977 Cenevre sözleşmelerinin ekproto- koUeri 1977 Kadınlara karşı her tûriü ayrana- hğtn engellenmesi sözleşmesi 1984 İşkenceyle mücadele sözleşmesi 1989 Çocuk haklan sözleşmesi 1993 Esfti Yugoslavya için uluslaranm mahkeme 1994 Ruanda için uluslararasımahkeme 1998 BM konferansı sürekli bir L lusla- rarast CezaMahkemesioluşturulmast için bir anlaşma hazırlanması komısunda kara- ravanh. Kaynak: BM 'den aktaran TheEconomist dergisi TüRKÎYE'DE ACIGÜNLER Ükemizde çeteler kendi hukukunu dayatma savaşımı verirken buna karşı çıkanlann çabası coplarla engelleniyor. Tüm yolsuzluk dosyalaruıda adı geçen yetkililere küçücük bir sitem yollayan öğretmenin sonu hapis oluyor. Öğreöneni hapse "yofcu" etmek isteyen ögretmen arkadaşlan da yumruklanıyor, coplanıyor, yeTÎerde sürûkleniyor. Evlatları kaybedilen analara cumartesi günleri, "öğflh" haline getirilmiş biçimde dayak atılıyor. olmazsa biber gazı teneffus ettiriliyor. Gazetecileri öldûren, Manisah gençlere işkence yapan polislerin davalan bir tûrlü bitirilemiyor. Boiu Ünıversitesi öğrencisi Kenan Mak'ı öldürmekten yargılanan ve tutuklu bulunan zanlı bir yıldır mahkemeye çıkanlamıyor. Çevresine duyarlı insanlara gözdağı veriliyor, jandarma karakollanna çekiliyor. Ütkemizi siyanüre, radyasyona boğrnak isteyenlere prim veriliyor. Şiddet tüm topluma dayatıhyor, linç girişimleri olağanrruş gibi gösteriliyor. însanın en önemli hakkı olan yaşam hakkının sonunu getiren ölüm cezası çeşitli bahanelerle kaldınlamıyor. Türkiye. Avrupa lnsan Haklan Mahkemesi 'nde biriken işkence do6yalannm ahında eziliyor, tazminatlar ödeniyor ama vazgeçilmiyor. Baklava çalan çocuklar, harçlara karşı çıkan üniversite öğrencileri hapislere konulurken işkence yapana ceza vermeye kimseler yanaşmıyor. Hukukun üstünlüğünün savTinuIdugu ülkemizde "cüzdan ile vTcdan"ın savaşımı sürûyor... re ise insan haklan açısından, Türkiye en kötüler sıralamasmda 14. sırada yer alı- yor. tnsan Haklan Derneği (İHD) ve Tür- kiye lnsan Haklan Vakfi 1998 yılı Kasım sonu verilerine göre 131 kişi faili meç- hul cinayetlerle, 75 kişi yargısız infaz ve gözalnnda, 2 bin 89 kişi çanşmada, 75 ki- şi de sivıllere yönelik eylemlerde yaşa- mınıyitirdi. 1998 yılı süresince Türkiye'de 31 bin 664 kişi gözalfına almdı.,i998'de 126 dernek, sendika. gazete ve dergı po- lis tarafından basıldı, 116'sı kapatıldı. 11 bin 729 kişi çeşitli nedenlerle işlerinden çıkanldı. Türkiye'de kadınlann yüzde 97'sinin şiddete maruz kaldıgı, ailelerin yüzde 83'ünde erkeklerin her türlü şiddeti uy- guladıgı ve yılda ortalama 15 bin kadı- nın tecavüze uğradığı, her yü 1 miryon 400 bin kadının dayak yediğı. gözaltına alı- nan kadınlann yüzde 80'inin cinsel taciz ve şiddete uğradığı raporlarla belgelen- di. 1998 yılmda 3 kadın tecavüz edildik- ten sonra öldürülürken Güneydoğu'da 77 korucu hakkında tecavüz ve kız kaçırma suçundan dava açıldı. Dünyada ihlaller • Cetıevre'deki BM tnsan HaklanMer- kezi'ne 1992'de >apılan 43 bin ihlal baş- vıırusu. 1993'te 3 kat artarak 125 bine vükseldL • Dünyada 1.5 milyar kişi sağlık hiz- metinden yoksun yaşıyor. • Okuma-yazma bilmeyen 1 mihar Id- şi kültürel haklardan yararianamıyor. • Yaklaşık 1 milyar işsizın yaşadığı dünyada bu sayı ekonomik krizlerle ar- tıyor. • Çoğu Afrika 'da. yaklaşık2 milyar kişi yetersiz besleniyor. • Dünyada 30 milyonu aşkın mülteci var. • Uluslararası \ asalan reddeden 20 ül- kede yılda >aktaşık 200 nıilvon çocuk iş- çi olarak çahştınlıyor. • Dünyada yılda 140 bin kişi gözaltın- da kaybediliyor. • Cezaevlerinde yaşanan olaylar sonu- cu her yıl 3 bin tutuklu ve hükümlü yaşa- mını kaybediyar. • Dünyada 25 ülkede 16 yaşından kü- çük 250 bin çocuk silah altında bulunu- yor. • Etnik sa>aşlar yılda 1 ila 3 miryon ço- cugun ölümünt neden oluyor. Türkiye'deki etkinükler • lnsan Haklan Derneği ve Türkiye lnsan Haklan Vakfı'nın kasım ayında gerçekleştirdikleri konferansta oluşturu- lan çalışma gruplannın hazırladığı rapor ve sonuç bildirgesi bugün saat 10.00'da Ankara'da Harb-Iş Konferans Salonu'nda kamuoyuna açıklanacak. • tzmir Barosu tnsan Haklan Hukuku ve Hukuk Araştırmalan Merkezi ile Çağ- daş Gazeteciler Derneği Ege Şubesi'nin düzenlediği etkinükler kapsamında bu- gün basın toplantısı düzenlenecek ve tn- san Haklan Bildirgesi yurttaşlara dağıtı- lacak. • 12 Aralık'ta DEÜ Rektörlüğü 75. Yıl Amfısi'nde tnsan Haklan Fotoğraf Sergisi açılacak. Sergi açılışının ardından saat 13.30'da gazetemiz Sorumlu Yazıiş- leri Müdürü Fıkret İHdz, Prof. Dr. VfeBLök ve Avukat Mustafa Yılmaz'ın katılacağı panel gerçekleştirilecek. E v r e n s e l b e y a n n a m e n i n m e s a j I a r ı 'Türkiye^demam/mıiçaçıadeğil'İstanbul Haber Senisi - Tüjkiye lnsan Haklan Vak- fı Genel Sekreteri Dr. Seünı Ölça\ beyannamenin ka- bulünün 50. yıldönümü ve insan haklan haftası nede- niyle yaptığı açıklamada devletlerin, tüm siyasal, top- lumsal ve ekonomik düzenlerini insan haklan temelin- debelirlernesigerektigmibelirtti. Ölçer^Günfimüzdön- yasında glooai adaletsiziik, silahlanma yanşı. mafŞ'a \v paramiKtcr örgütlerin şiddeti işkence ve vargısız infaz- lar. ya> gın silahlı çanşmalar sürü>x)r. l hısal çıkarlar in- san türünü \e yeryüzü >aşanuıu. devlet gü\çnligi yurt- taşuı gü\enliğini ulusal kütrür insanm kültürel geo^imi- ni tehdit edjyor" dedi. CHP İstanbul 11 Başkanı Etem Cankurtaran da in- san haklan haftasına yoğun insan haklan ihlalleriyle girdiğimizi belirtti. ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Sa- ruhan Oluç, tnsan Hakîan Evrensel Beyannamesi'nm 50. yıldönümünde, Türkiye'deki manzaranın "îç açKa" olmadığına dikkat çekti. DlSK'e bağlı Lastik-İş Sendikası Genel Sekreteri Haffl Ahuna> Türkiye'nin insan haklarmm en çok ihlal edildiği ülkelerin arasında gösterildiğine dikkat çeker- kea An Grubu Genel Koordinatörü Kemal Köprülü. "tn- san haklan ve demokrafikleşmeyi erteiemek. toplum- sal dinamikleri yaşama geçirememek anlamına ge- lir" dedi. lnsan Haklan Derneği İstanbul Şubesi ve is- tanbul Tabip Odasf nca yapılan yazılı açıklâmalarda ise insan haklannın geliştirilebilmesinin, bireylerin ve ulus- lann aydınlanrnasıyla olanaklı olabileceği belirtildi. Üniversite Öğretim Üyelen Derneği'nce düzenlenen "İnsanHaklan E\rens»H Büdirgesfnin 50. Yddönümfin- de Cnh-ersite-İktidar İlişkisT konulu panel, Yıldız Tek- nik Üniversitesrnde gerçekleştirildi. Dernek Başkanı Prof. Dr. BurhanŞenatalar, üniversitelerin araştırma yap- ma ve yayımlama konusımda iktidarlann sınırlayıcı et- kileriyle karşılaşmalan bakımından sorunlar yaşadığı- nı kaydetti. İstanbul Oniversitesi Sjyasal Bilgiler Fakültesi Öğ- retim Oyesi Prof. Dr. An" llkü Azrak da siyasi iktidar- lann üniversiteye müdahalesinin 50'li yıllarda başladı- gını anımsatarakYÖK Disiplin Yönetmeliği 'ne karşı ÜÖ- UD olarak iptal davası açacaklannı söyledi. 1Ü Cerrah- paşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Ya- na, Türkiye'de üniversitelerin bireyi ön plana almadan sorunlannı çözemeyeceğini savunûrken istanbul Baro- su Başkanı Doç. Dr. YücdSaynMnbilimselözgürlüğün her demokratik ülkede sınırsız otaıasına karşın Türki- ye'de bununsmırlandığını söyledi. 1Ü Hukuk Fakülte- si Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rona Serozan ise taşra üni- vershelerinde şeriatçı örgütlenme korkusuyla özerklik- ten vazgeçihnemesi gerektiğini belirterek bilimsel öz- gürlüğün, insan yaşamına ve onuruna zarar verdiği du- rumlardışmda sınırlandınlmaması gerektiğini kaydetti. Türk Eczacılan Birliği Başkanı Mehmet Domaç da, Türkiye'de insan haklannın hemen her alanında yara al- dığını, en temel hak ve özgürlüklerin bile kullamlama- dığmı söyledi. Domaç, ölüm cezalannın, keyfı gözakı- larm, işkencelerin. yargtsız infaziann, anti-demokrarik yasalarm, özelleştinnelerin, kadm ve çocuk haklanna yönehk saldmlann, çetelerin ve terörün yaşandığı bir ortamda insan haklannın işlerliğinden söz etmenin ola- naklı olmadığını belirtti. Domaç, "50 yılak süreçte 18- kemizin insan haklan konusunda neyi def^tirdiğini ve- ya neyi düzelttiğmi özgürce sorgniayabilmenuı m bir başlangıçolacağıinancında>ız.Çünküülkemİ2İnsanla- nmndemokrasrye,Ö2Şünuğe,banşawinsancayaşanıa- ya obn susuzhıgu açıkür" dedi. Genetiktehtolojisiüegelen sömüriiANKARA (CumhuriyeC Bürosu) - Adnan Menderes Üniversitesi öğretim üyesi Zeynep Kıvdcun Forsman, ge- netik teknolojisinin gelişmiş ülkelere yeni bir sömürü alanı yarattığını belir- terek "GeHşmekte olan ülkelerde has- tahklann tedavisindc kullanan bitki türlerini öğrenip hücre dizilimme ula- şryorlar. Daha sonra da bunun patent hakkmı alıyoriar. Böylece o insanlar ar- ük patent hakkı ödemeden kendi bit- kisini kuIlananıazhalegeB>T)r r dedi. Pa- mukkale Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Dr. Sami Sa- zak, teknolojik ilerlemenin yaratnğı elektromanyetik kirliliğin sağlık hak- lannı tehdit eder hale geldiğine işaret ederek Avrupa'da olduğu gibi cihazla- rm "etektromanyetik uygunluk" dene- timinden geçirihnesini istedi. lnsan Haklan Evrensei Bildirgesi'nin 50. yıldönümünde, dünyadaki büimsel ve teknolojik gehşmelerin insan hak- lanna etkisi tartışıldı. Teknolojik buluş- lann yeni insan haklan ihlal aJanlan ya- rattığı belirtilirken. bunlara karşı yeter- li önlemlerin alınmadığı vurgulandı. Türkiye ve Ortadogu Amme Idaresi Enstitüsü (TODAİE) tarafmdan düzen- lenen "tnsan Haklan KonferansT kap- samında, yeni teknolojilerin yaratnğı âı- laller ortaya konuldu.Adnan Mende- res Üniversitesi'nden Zeynep Kıvıl- cun Forsman, genetik teknolojisinin gelişmiş ülkeler tarafından gelişmek- te olan ülkeleri sömürmek için kulla- nddığını anlattı. Forsman, "Genetik teknolojisindekigelişnıek'ngelişmekte olan ülkelere yönelik yeni bir sömürü formu" dedi. Gelişmiş ülkelenn "ge- netikteknotojismi" kullanarak üçüncü dünya ülkelerinin doğal zenginlikleri- ni sömürdüğünü vurgulayan Forsman, "Birçok gefişmekte olan ülkede, hasta- hklann tedavisinde endemik-özel do- ğal bitkiler kullanıiır. Gelişmiş ülke fir- maian. bu bitkilerin hücre rimlimmi deşifre ederek patent hakkını alryor. Böylece geüşmekte olan ülkeler, kendi bitidJerini kullanmak için patent ücre- ti ödemekzorundakahyorn dedi. Fors- man, "Genkr üzerindeki patent hak- knnn" bir çeşit çağdaş kölelik olduğu- nu belirterek insan kopyalamanın ya- ratacağı sakıncalara değindi. Vücut hakkı üzerindeki mülkiyet devri ve sa- tışının yeni bir kölelik türii olduğunu yineleyen Forsman. "Avrupa Konseyi de,insanm tümorganizma olarak kop- >alanmasını yasakladı. Bunun insanfa- ğa yönelik büyük bir tehdit okiuğunu vurguladı" dedi. Forsman, insan kop- yalamanın kamu otoritesi tarafmdan kötüye kullanılabileceğine dikkat çe- kerek "Ancak organ. doku kooyalana- bfficÇünküinsanhkadınajapîlacakbu kop\aiamalar. neslin geleceğmi belirie- ye«k"' dedi. Dalak, böbrek satışlanna değinen Forsman, "Bu da yeni bir pa- zarolusturacak.Yaniorganpazangûn- deme getecek" dedi. Pamukkale Üniversitesi Teknik Eği- tim Fakültesi öğretim üyesi Dr. Sami Sazak. cep telefonlanndan mikrodal- ga finnlanna kadaruzanan yeni tekno- lojilerin çevre ve insan sağhğı üzerin- de yararüğı tehlikelere dikkat çekti. Sa- zak, elektronik cihazlann kullanımı so- nucu çevTeye elektromanyetik parazit- leryayıldığıru \"urgulayarak "Bupara- ritler, biri günün her saaünde, her yer- deetküh»r"dedi. Amerika'da yapılan bir araştırmada, havaalanına 2 km. uzaklıktaki bankaya ait para çekme makınesınin 1 *ucak-knk habeneşme- sinf bozduğunun saptandığmı belirten Sazak şunlan söyledi: "içaktakikisilerinhav^titehHkede- dfcÇünkii hjanka.elektromanyetik ob- rak uvgun cihaz kullanmamaktadır. Yioe yapılan başka bir araştırmada, atari salonlannın polis haberleşmeleri- ni bozduğu saptandı. EvinLz sitenin enerjisini sağlayan transformatörün flzerinde ise kendinizLçok uyuduğunuz halde ynrgun hissedebüırsiniz. Cep te- (efbolamoz, benzin pompasının.aldıgı- nEbenzimlOkatlazlagösiermesineyol acabilir.Bunungjbiolaylar,gkterek art- maktave bizi rahatsızetmektedir. Tek- noiojinin gelişmesine paraki olarak da artacaknr. Cep telefonunuz, kalp pfli otanbirininatışritminibozabilecek,ta- nTİrhanedecahşançamaşırmakineniî, evdeçal^mayabilecektir."' Sazak. AB ülkelerinde 97'den itiba- ren üretilen ve piyasaya sunulan tüm cihazlann "'efektromam'etik uygunluk" deneöminden geçmldığinı büdirdi. Sa- zak, buönlemlerin Türkiye'de de alın- masını ve üretilen-satılan cihazlariçin belirli standartlar aranmasını istedi. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Carpe Diem n Hermann Hesse'nin romanlarında başını alıp uzun yolculuklara çıkan, bazen bütün gününü bir ağaç artında uyuya kalka gökyüzünü seyirle geçi- ren aylak kahramanlan vardır. Bertrand Russell'ın Aylaklığa övgü'sünü, bizde de Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam romanını büyük bir keyifle okuduğu- mu, aylaklığın felsefesini doruk noktalanna çıkaran yazılara dadandığımı anımsanm. Ancak hiçbir zaman ayiaklığı bir yaşam felsefesi olarak edinemedim, doğru düzgün yaşamadım. Yaşamak istemedim veya anlamadım, anlamak is- temedim belki de. Ama onunla hep bir düşünsel bağım oldu. Üretilmeyen, elle tutulur somut bir şeylere dö- nüştürülmeyen gün/zaman ise karabasan gibi çök- tü üzerime genellikle. Rüyalanma girdi, terletti, üşüttü, uzun sürdüğün- de bazen hasta etti. • • • Dün Aydın Sav "mutlaka okunması" isteğiyle bir elektronik posta gönderdi. Ona da başkalan gön- dermiş. Kim kaleme almış, araştıımaya henüz za- manım olmadı. "Carpe diem", dhye başlıyordu yazı. Bir solukta okudum. Ve üretilmediğini düşündüğüm anlann karaba- san etkilerinin nedenini gördüm. Yazı olduğu gibi aşağıda. ••• "Farz edin ki, her sabah hesabınıza 86.400 Amerikan Dolan kredi veren bir bankanız var, ama bir günden diğerine hiç bakiye devretmiyor. Tutan ne olursa olsun, kullanmadığınız bakiye miktan her akşam iptal edilryor. Böyle bir dummda ne yapardınız? Tabii ki son kumşuna kadar çekerdinizü! Aslında, hepimizin böyle bir bankası var. Adı ZA- MAN Her sabah, hesabınıza 86.400 sanıye kredi veri- yor. Her akşam ise, iyi şeylere yatınm yapamadığınız kısmını silip, hesabınıza zarar kaydediyor. Hiç devretmiyor. Kredi miktanndan bir kumş fazla kullandırmıyor. Her gün size yeni bir hesap açıyor. Her akşam günün bakiyesini yakıyor. Eğer günlük depozitolannızı kullanmadıysanız, bu zarar sizindir. Geriye dönüş yok. Yanndan avans çekmek yok. Bugünü, bugünkü depozitonuzla ya- şamalısınız. Ona yatınm yapın ki, size sağlık, mutluluk ve ba- şan olarak geri dönsün. Zaman akıp gidiyor, gününuzü gün etmeye ba- kn! BİR SENE'nin değerini anlayabilmek için sınıfta kalan bir öğrenciye somn. BİR AYın değerini anlayabilmek için, prematüre bir bebeği dünyaya getiren anneye somn. BİR HAFTA 'nın değerini anlayabilmek için, hafta- lık bir derginin ed'ıtörüne somn. BİR DAKlKA'nın değerini anlayabilmek için, treni henüz kaçırmış bir kişiye somn. BİR SÂNlYE'nın değerini anlayabilmek için, bir k&ayı kıl payı atlatrmş bir kişiye somn. BİR MİLlSANlYE'nin değerini anlayabilmek için, olimpiyatlarda gümüş madafya kazanan kişiye so- mn. Sahip olduğunuz her anı değeriendirin. Daha faz- la değer verin, çünkü onu çok özel biriyle, zamanını harcamaya değecek kadar özel biriyle paylaştınız. Şunu unutmayın ki zaman hiç kimseyi beklemez. Dün artık mazi oldu. Yann ise muamma. Bugün ise avuçlanmızın içinde bize sunulmuş bir armağandıri Bu hafta, ULUSAL DOSTLUK haftası. Dostlar nadide mücevherierdir, şüphesiz. Sizi güldürür, başan için cesaretlendiririer. Size kulak verir, sizinle övgü sözlerini paylaşır ve her zaman kalplerini size açmaya hazırdıriar. Dostlannıza ne kadar değer verdiğinizigösterin... Bu yazıyı dost bildiğiniz herkese gönderin. Yazı eğer size geri dönecek olursa, bir dostluk çemberiniz olduğunu göreceksiniz." • • • "Carpe diem 11 : Günü, anı ya da zamanı yakala- mak anlamında kullanıiır. Insan Haklan Odülü Cumartesi AnnelerFnin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-lnsan Haklan Der- neği (İHD), her yıl gele- neksel olarak verdiği lnsan Haklan Ödülü'ne bu yıl Cu- martesi Anneleri'ni değer gördü. İHD aynca, Sevgi Has- tanesi doktorlanna da te- şekkür plaketı verilmesini benimsedi. Bugün saat 10.00'da Harb-lş toplantı salonunda gerçekleştirile- cek ödül töreninin ardın- dan dernek üyeleri saat 13.00'te Yüksel Cadde- si'ndeki tnsan Haklan Anı- n'nın önünde bir araya ge- lecekler. TMMOB Çevre Mühen- disleri Odası Başkanı Et- nem Torunoğhı mesajında, "Türkr>ç"ninderinbirsha- sal krizle çalkalandığLözeJ- teştirmeuissidikgibisorun- lann günlük yaşamın bir parçası durumuna geldiği bir süreçte yeni dünya dü- zeni, savaşLyoksulugu veaç- hgı dünya halklarma reva gönnüştür" dedi. Torunoğ- lu, evrensel bildirgenin ka- bulünün50. yılmda, ezilen ve sömürülen insanlann her zamankinden dahaçok da- yanışmaya ve birlikte sa- vaşıma gereksinimleri ol- duğunu söyledi. Mesajında Bergama köylülennin di- renişine yerveren Torunoğ- lu, bu direnişin Eurogold şirketini Türkiye toprakla- nndan atma noktasına ge- tirdiğine dikkat çekti. Toru- noğlu, evTensel bildirgenin 50. yılında "çevre hakla"nı insan haklan savaşımının önemli bir parçası durumu- na getirmenin, yok edicili- ğe ve ekolojik talana karşı bir duruşu örgütlemek an- lamına geleceğini belirtti. CHP'liMamakBelediye Başkanı tsmail Degerli de dün yaptığı yazılı açıkla- mada, yeni bir yüzyıhn eşi- ğinde dünyada hâlâ insan haklan ihlallerinin yaşandı- ğını kaydetti. Değerli, "ln- sanhaklan konusundacid- di ve kalıcı yaklaşunlann benimsenebOmesi yalnızca. önceMkle bireylerin bilincien- dirilmesi ile mümkün oia- biHr. Bunun temel şarö ise eğitim alanında, demokra- sive insan haklan bilincinin beyinlereyerleştirflmesi ola- cakbr. Bu bağlamda vapt- lacak ilk şey birbiriyle kan bağı olan demokrasi v« in- san haklannın okullarda zorunhıdersolarak verflme- siohnabdır" görüşünü kay- detti. Mamak Belediyesi, ln- san Haklan Haftası nede- niyle, bugün saat 10.30'da Mamak Erkan Yücel Sah- nesi'nde biretkınlık düzen- leyecek. CananDönmez'in sunacağı programa. Şükrü Erbaş. Hüsevin Şahin, Ay- dın Şimşek. Devrim DirHk- yapan ve Kuvvet Yurdakul şiirleriyle, Kenan Şahbu- dak ve Birgül Gönülal da türküleriyle katılacaklar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear