Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 OCAK 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Cumhuriyet
kadmlarmın
mesajı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Deıpokrasi Için Kadm
Platformu ile
Cumhuriyetçi Kadınlar
Derheği Sözcüsü Şenal
Sanhan, Kurtuluş
Savaşı'ıun bağımsızlıkçı
ve özgürlükçü geleneğine
sahip çıkan kadınlann
1997 yılında şeriatçı ve
sönrçûrgeci iktidan
sarstığını söyledi.
Sanhan, yeni yıl
mesa^ında, kadınlann
geççn yıl ülkenin içinde
buîunduğu tehlikelere
karşı en etkin çözümün
bir arada ve örgütlü
olmanın bilinciyle
hareket ettiklerini
belirterek "Kadınlar,
1996 yılında devleti ele
geçiren şeriatçı ve çeteci
güçlere karşı 15 Şubat'ta
gerçekleştirdikleri kadın
yürüyüşü ile önemli bir
direnme noktası
olduklannı kanıtladılar.
Şeriatçı ve sömürgeci
iktidar kadının gücüyle
sarsildı" dedi.
Seçkiner,
Küçük'e sahip
çıko
• ANKARA (UBA)-
E>evlet Bakanı Yücel
Seçkiner, Susurluk
olayına adı kanşan ve
hakkında çeşitti ıddialar
ortaya atılan Giresun
Jandarma Bölge
Komutanı Tuğgeneral
Veli Küçük'e sahip çıktı.
Sıvas CHP Milletvekili
Mahmut Işık'ın,
"Küçük'ün görev yaptığı
yerlerde baskın, soygun,
yol kesme've faili meçhul
cinayet sayısı nedir"
sorusuna Seçkiner,
"Küçük'ün görev yaptığı
yerlerde iddia edildiği
gibi dikkat çeken tarz ve
miktarda olay cereyan
etmemiştir" dedi.
Seçkiner, Tuğgeneral
Küçük'ün, Türk Silahlı
KuVvetleri Atanma
Yön&meliği'ne uygun
Olarak Giresun'a
neşuio 3
Türk -•• •-* -
gemilerine
Yunan sorgusu
• ÇANAKKALE (AA) -
Çanakkale Bağazı'ndan
Ege Denızi'ran
ulusiararası sulanna çıkış
yapan gemilenn, Yunan
deniz kuvvetlerine bağlı
savaş gemikri tarafından
sorguya çekildiği
öğrenildi. Edinılen
bilgiye göre, önceki gün
gece yartsından sonra,
Bozcaada'nın batı bumu
9 mil açığındaki
ukıslaYası bölgeye
yerleşen iki Yunan savaş
gemisi, Çanakkale
Boğ«zı'ndan çıkış yapan
gen^eri önce ışıldak ile
uyari'p, daha sonra telsiz
anonslan yaparak kimlik
bılgîlerini istedi. Sabah
05.00'e kadar devam
edeç sorgulama
karştsında tedirgin olan
kaptanlar, durumu Türk
yetkililerine de ilettiler.
Börgeye, Türk savaş
gemilerinin'gelmesi
üzerine, sorgulama işini
sona erdıreh Yunan
gemileri, olay yerinden
htzla uzakİaştılar.
TRT'de atama
pekoru
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
REFAHYÖL iktidannın
sbna itfrmesinin ardından
TRT-tfe 3 ay içinde 150'e
yâkıH atama, kadro
değfşîkliği ve istifa
yaşandığı öğrenildi. TRT
GenklMüdürü Yücel
Yener'in göreve
başjamasımn ardından
eyljıj, ekim ve kasım
aylannda kujumda
başjatilan k^dro
hareketinden, genel
müdür yarchmcılanndan
muhabirlere kadar çok
sayıda çalışan etkilendi.
Haber Dairesi Başkanı
Okay Göçer'in görevine
son verilerek lnceleme ve
Araştırma Kurulu
üyelığine getirilmesinin
ardından, yeniden eski
göreyjne atanması
tepkiye yol açtı. Okay
Göçer'den boşalan Haber
Dairesi Başkanlığı'na
atanan Ahmet Çetin,
Göçer'in dönmesinden
sonra tekrar eski görevi
tnceleme ve Araştırma
Kurulu üyeliğine
getirildi.
1998 beklentilerini dile getiren CHP lideri, iktidara en hazır parti olduklannı söyledi
Baykal: Smıra yaldaştıkANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel
Başkanı Deniz BaykaL Türkiye'yi
bugünkü noktaya yıllardır izlenen sağ
ve sığ politikalann getirdiğini söyledi.
"Sınıra dayandık" değerlendirmesi
yapan Baykal, "Hiçbir parti CHP kadar
iktidara hazır değü" dedi.
Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan
Baykal, hükümeti şöyle değerlendirdi:
"Enflasyonla mücadele programı
koyamadı. Enflasyonu yeneceğine kendi
bürakratlarını bile üıandıramıyor.
IMF'yi inandıramıyor. Bunun
Susurluk skandalı
Ağar ve
Bucak
ifade verecek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Do-
kunulmazhklanmn kaldınlmasının ar-
dından Anayasa Mahkemesi 'ne yaptıkla-
n itiraz reddedilen, Susurluk skandalının
odağındaki isimler DYP milletvekilleri
Mehmet Ağar ile Sedat Bucak, gerekçe-
li karann hazırlanmasmın ardından lstan-
bul Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM)
Başsavcılığı'na ifade verecekler. Ifade-
lerinin ardından iddianame düzenlenerek
dava açılması dunımunda, Ağar ve Bu-
cak, haklanndaki suçlamalar konusunda
lstanbul DGM'de yargılanacaklar.
Savcılık ifadelerinin ardından, iddia
makamının Ağar ve Bucak'ı tutuklanma-
lan istemiyle yedek yargıçlığa çıkarma-
sı dunımunda DYP milletvekjllerinin tu-
tuklanmalan gündeme gelecek.
Susurluk'ta 3 Kasım 1996'da meydana
gelen kazanın ardından lstanbul Devlet
Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığfnca
yürütülen soruşturma sonunda hazırla-
nan fezleke 30 Ocak'ta TBMM Başkan-
lığı'na sunulmak üzere Adalet Bakanlı-
ğı'na gönderilmişti.
11 Aralık'ta dokunulmazlıklan kaldı-
nlan Ağar ve Bucak, 17 Aralık'ta Ana-
yasa Mahkemesi'ne başvurarak dokunul-
mazlıklannm kaldınlmasına ilişkin TB-
MM karannın iptal edilmesini istemiş-
lerdi. Anayasa Mahkemesi, önceki gün
yaptığı toplantıda, Bucak'ın itirazını oy-
.£ birliğiyle, Ağar'jn itirazını ^se bazı bö-.
'
c
l(}mlerinde öyçokluğuyla, baiı'tioffi^e-
rinde de ey^bjrliğiyle reddetmişti.
• Verdiği desteğe karşın koalisyonu eleştirmeyi sürdüren Baykal,
"Enflasyonu yeneceğine kendi bürokratlannı bile inandıramıyor
IMF'yi inandıramıyor. Bunun sonucunda bahane arayışı geldi. Şimdi
de kendilerine destek verenleri suçlama aşamasına geldiler" dedi.
sonucunda bahane arayışı geldi Uzun
süre enkaz edebiyatı yapblar. Şimdi,
kendilerine destek verenleri suçlama
aşamasına geldiler." 1998'in bir arayış
yılı olacağını belirten Baykal, bu yılın
kaybedihnemesi gerektiğini söyledi.
Baykal. "Eğer 98 kaybedilirse Türkiye
çok zor toparianır. Artık sınıra geldik"
dedi. CHP lideri, "98'de seçim
görünüyor mu" sorusuna, "Böyle
grtmeyeceği görüldü. Yeni çıkış yohı
bulunacakör" karşıhğını verdi.
Türkiye'yi bugünkü noktaya merkez
sağ ve sığ politikalann getirdiğine
dikkat çeken Baykal değerlendirmesini
şöyle sürdürdü; "Bir yanda mega
•"'Biykal. CHP\leki yüksetişm ana nedeninin savunduldannm arkasmda obnalann-
'dan kaynaklandığını söyieyerek, "Bunun sonucunda 1997'de yükselişe girdik" dedi.
zengmler bir yanda artan fakirtik. Gelir
uçurumu, genç işsizler sayısı tehlikeü
düzeyde. Sosyal sorunlar hukuk krizine
dönüşüyor. Olumsuzluklar otoyollara
dökülmeye başladı. Toplum, moral
bozukluğuna ve umutsuzluğa
sürükleniyor. Özellikle hukukun ükah
ohnası toplumda ildlem yararjyor. Vergj
ahnak yerine borç ahyoriar." Krizden
çıkışm yeni bir siyaset anlayışıyla
gerçekleşebileceğini söyleyen Baykal
şöyle devam etti:
"Bu yeni siyaset anlayışı pazarda, köşe
başında saalmıyor. Bu anlayış sosyal
demokrat anlayıştır. Avrupa'da 1970'li
80'li yıllarda sağ politikalar hâldmdi.
Şimdi sol var. 15 Avrupa ülkesinden
İ3'ünü sosyal demokrat iktidariar
yönetiyor. Bunlann 10'unda da
başbakan sosyal demokrat Bu dalga
Türldye'ye de getecek. O görülüyor.
Türkrye'de dört başı mamur bir sosyal
demokrat iktidar denenmedi. Sol
partilerin etkisiz konumdaki iktidar
ortaklıklanndan da sonuç çıkmıyor. Bu
tür iktklaıiarda sol partUer vitrin görevi
görûyor." tktidar için çok ciddi
hazırhklar içinde olduklannı söyleyen
Baykal, ülke gündeminin yoğunluğu
nedeniyle bunu istenen ölçüde topluma
aktaramadıklannı, 1998'debuaçıdan
daha etkili politika izleyeceklerini
vurguladı.
Proje ve kadro
Baykal, CHP konusunda şunlan
söyledi: "İki temel çahşmamız sürüyor.
Proje ve kadro. İktidara gelmiş
partilerin hiçbiri CHP'nin şu andaki
durumu kadar iktidara hazır degiL
Bunu iddiayla söylüyoram. Önümüzdeld
dönemde kadro zenginleşmesi
konusundaki anlayışımızı ortaya
koyacağız. 1995'ten bu yana CHP ne
söylemişse onun arkasmda olmuştur.
Bunun sonucunda 1997'de vükselişe
girdik. Yükseiişin ana nedeni budur."
Bu yılın CHP açısından kurultay
sürecinin tamamlanacağı yıl olacağını
söyleyen Baykal, "Olağanüstü
günlerden geçiyoruz. Kurultay süreçleri
geneDikle partilerin içe döndüğü
dönemdir. Ama CHP dışa dönük
sorumluluğunu da yerine getirecektir.
CHP demokratik bir parti. Demokratik
tartışma süreci yaşanıyor. Bunu uyumlu,
bütünleşmiş bir tutarhhk içinde
yapıyoruz. 1998 umut yıh. Sol yüksetiyor,
Türkiye bu süreci yakalayacak.
GlobaDeşme derken bunun sosyal
demokrat süreci de var" diye konuşru.
Koalisyonun üç lideri Yılmaz-Ecevit-Cindoruk, uyuşmazlıklan çözmek için bir araya geliyor
Hiikümette 'giiven' zirvesiANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) -Hükümet ortaklan arasın-
da ekonomiden dış politikaya
değin uzanan görüş aynlıklan
üçiü zirvede masaya yatınlacak.
Başbakan Mesut Yılmaz. Başba-
kan Yardımcısı Bülent Ecevit ve
DTP Genel Başkanı Hüsamettin
Cindorukyann biraraya gelerek,
hükümetin ilk 6 ayının değerlen-
dirmesini yaparken, "görüşayn-
hklan"nın giderilmesi için yön-
tem belirleyecekler.
Başbakan Yılmaz'm başkanlı-
ğında gerçekleştirilecek olan li-
derler zirvesinde, ekonomide
çok başlılığın giderilmesinden,
kabine üyeleri arasındaki çeliş-
kili açıklamalara son verilmesi,
Susurluk olayına değin bir çok
konunun masaya yatınlması
bekleniyor.
Başbakan Yılmaz, liderler zir-
vesi öncesinde yapılan hazırhk-
lar çerçevesinde bakanlıklann
teftiş kunıllanndan sürdürülen
soruşturmalar konusunda bilgi
istedi. Zirvede ağırlıklı ele alın-
ması beklenen konular özetle
şöyle:
- Zirvenin en önemli günde-
mini, ekonomideki "çok başh"
görüntüye son verilmesinin oluş-
turması bekleniyor. Hükümetin
DSP ve DTP kanadında, ekono-
miden sorumlu ANAP'lı Devlet
Bakanlan Güneş Taner ve Işm
Çelebi arasındaki uyumsuzluk
rahatsızlık yaratıyor. Bu duruma
son verilmesi için kabine deği-
şikliğinin de gündeme gelebile-
ceği belirtiliyor.
- Hükümet ortaklannın birbi-
rinden "habersiz" açıklama yap-
malan nedeniyle yaşanan sıkın-
tılann giderilmesi amacıyla,
Başbakan Yardımcısı Ecevit'in,
"Bakanlar Kurulu'nda konuşul-
mayan konularda demeç veril-
memesi" önerisi getireceği öğ-
renildi. Başbakan Yılmaz'm "6
ay zam yok" açıklamasından kı-
sa süre sonra çarketmesi, ortak-
lar arasında sorun yaratmıştı.
- ANAP kanadının "özeDeştir-
me" polikasının da masaya yatı-
nlması bekleniyor. Özelleştir-
meye karşı çıkmayan DSP'nin,
"yağmaya" neden olacak hata-
lara izin verilmemesi görüşünü
dile getireceğine dikkat çekildi.
- Avrupa Birliği'nin Lüksem-
burg zirvesinin ardından başla-
Yasa değisikligi ve fezlekeler goruşülecek
TBMM'nin gündemi dokunulmazlık
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - TBMM yeni yılda da
"dokunulmazJtğT konuşacak.
Yılbaşı nedeniyle 10 günlük ta-
tile giren TBMM'nin öncelikli
gündemini milletvekili doku-
nulmazhğının sınırlandınlması-
na ilişkin anayasa değişikliği ile
TBMM Anayasa Adalet Karma
Komisyonu'nda bekleyen fez-
lekeler oluşturacak.
TBMM Genel Kurulu'nda,
ilk tur görüşmeleri geçen yıl ya-
pılan anayasanın dokunulmaz-
lıklarla ilgüi 83. maddesinin de-
ğiştirilmesi, 1998 gündeminin
de ana konusunu oluşturacak.
îktidarpartilerinin "reddedflir"
endişesiyle yaklaşık 1.5 aydır
askıya aldığı anayasa değişikli-
ği önerisinin 2. tur oylamasma
ilişkin takvim ise henüz belirle-
nemedi.
TBMM Anayasa-Adalet Kar-
ma Komisyonu'nun da günde-
mindeki dokunulmazlık fezle-
keierini hızla sonuçlandırması
bekleniyor. Komisyonun fezle-
keleri karara bağlaması ile do-
kunulmazlıklann kaldınlması-
na ilişkin anayasa değişikliği
konusunda milletvekillerinin
daha "rahat" hareket edecekle-
ri, böylece öneriye desteğin da-
ha da artacağı görüşü dile geti-
riliyor.
yan yeni dönem için "6 ay için-
de Türkiye'yi tatmin edecek bir
yöntem bulunmaması dunımun-
da aday lık başvurusunu geri çek-
me" karan çerçevesinde değer-
lendinne yapılacak. ABD ve
Rusya ile işbirliği olanaklan gö-
rüşülecek.
ANAP Genel Başkan Yardım-
cısı Agâh Oktay Güner, dün yap-
tığı açıklamada, CHP'ye uyan-
da bulundu. Halkın uzun zaman-
dır özlemini duyduğu reformla-
n gerçekleştirmek istediklerini
belirten Güner, şu görüşleri kay-
detti:
"Hükümete dışardan destek
veren CHP'nin, reform kanun
tasanlarının yüce Meclis'ten ge-
çip uygulamaya intikal etmesin-
de önemli sorumluluklan ve gö-
revi vardır. Reformlar uygula-
maya girince CHP, bu başanmn
şerefîni h ükümet ortağı partiler-
İe haklı olarak bölüşecektir. Bu
sorumluluk, CHP'nin kesin des-
tek taahhüdünde kamuoyuna
huzur ve inanç vermesiyle sağja-
nır. Aksi halde reform projeleri-
ne girmek mümkün ounaz."
IRMIKIAYDEV ENGİN
Yılbaşı telaşı arasında kayna-
dı gitti. "Dansedip yeni yılı mı
kutlamalı, sahura kalkıp oruç
mu tutmalı; yoksa her ikisi bir-
den mümkün mü ve caiz mı"
gibi çok önemli (!) teoloji tartış-
malan arasında tadını çıkarma-
ya olanak bulamadık.
Oysa yılbaşında aldığımız en
güzel armağanlardan biriydi.
Hani çamsakızı çoban armağa-
nı örnegi, küçücük ama değer-
li bir armağan.
Ağar - Bucak ikilisinin Ana-
yasa Mahkemesi'ne yaptıklan
itirazın geri çevrilişinden söz
ediyorum. Koskoca 1997'de
ülke gündeminin tepesine ve
çoğumuzun yüreğine oturan
"Susurluk Kördüğümü"nöe
önemli bir adım atıldı. Artıkgöz-
lerini süze süze, gözümüzün
içine baka baka ağır devlet
adamı edasıyla ortalıkta dola-
nan Mehmet Ağar'ın da, ha bi-
re "Konuşursam ortalık kanşır"
deyip bir türlü konuşamayan
Sedat Bucak'ın da yargıç kar-
Çam Sakızı, Çoban Armağanı...
şısına çıkanlmalarının önünde
engel kalmadı.
Ama asıl iş şimdi başlıyor.
O yüzden küçük bir armağan
dendi. Degerli ama küçük.
Bugüne kadar olan, o kaçınıl-
maz "hesaplaşma"nın koşulla-
rının yaratılmasından ibaretti.
Bu noktaya ulaşılıncaya kadar
yaşadıklanmız anımsanırsa,
bundan sonrasında aşılması
gereken zorluklar, engeller ko-
lay kavranır.
Yargıç karşısına çıkmamak
için ellerinden geleni yaptılar.
Yargıç karşısına çıkanlmamala-
rı için adamlara gizli - açık des-
tek yağdı. Sorunu iki-üç özel
tim tetikçisiyle bağlayıp, dos-
yayı kapatıvermek için akla ge-
len her yol denendi. Eğer yurt-
taş bilinci zayıf, sivil eylem ge-
leneği cılız Türkiye'de, milyon-
larca yurttaş şaşılası (ve övü-
nülesi ve alkışlanası) bir inatla
koca bir yıl boyunca iz sürme-
seydi; medyada bir avuç da
kalsalar kördüğümün ilmikleri-
ni bırakmayan, "Eee, bu da sık-
tı artık ama" tepkilerini göze
alarak yıl boyu "Susurluk da
Susurluk, ille de Susurluk!" di-
ye tutturan gazeteciler olma-
saydı bugün bu noktaya geline-
meyecekti.
•••
Şimdi bir koca sınav başlıyor.
Susurluk'tan bıkanlar, Susur-
luk'u bir süre ilgilenilip, bir süre
sonra da unutulabilecek bir ol-
gu gibi bir yana bırakanlar bu
yargıya hiç katılmayacak: "Ner-
den çıktı bunun bir sınav oldu-
ğu, hele hele bir koca sınav ol-
duğu?" filan diye dudak büke-
cekler.
Büksünler.
Bir koca sınav başlıyor şim-
di. Önce yargı erkinin sınavı.
Yargı aygrtı hukukun egemen
olduğu bir devleti savunabile-
cek mi? Yoksa devletin kutsal-
lığı palavrasına kapılıp, devletin
yüce çıkariannı korumak baha-
nesi ile Ağar'ı "yetkisini kötüye
kullanmak" ya da "Pasaport
Kanunu'na muhalefet" gibisin-
den sade suya tirit suçlardan
yargılayıp, hamamın namusu-
nu kurtarma çabasına mı gire-
cek?
Bitmedi. Başkanı "Susur-
luk'u çözmezsem başbakanlık
bana haram olsun" diyen Hü-
kümet'in sınavı başlıyor.
Gerçekten hükmedebilen bir
hükümet olup olmadığı sınana-
cak. Yargı erkinin önüne devle-
tin bilgi ve belgelerini eksiksiz
sürecek; işi yokuşa süren, delil
karartan, bildiğini okumayı,
devletin asli sahibi gibi davran-
mayı huy bellemiş başka erk
odaklannı hizaya getirebilecek
mi? MİT bilgi akışını sağlamaz-
sa sorumluları da kulağından
tuttuğu gibi yargıç karşısına mı
dikecek, yoksa, gene olay piş-
kinlikle geçiştirilecek mi? Polis
örgütünün tabanına yayılmış,
tavanına yerleşmiş çete des-
tekçileri ayıklanacak mı, yoksa
televizyon ekranlanndan, san-
ki bu sorunlan çözecek başka
bir güç varmışçasına "MİT bil-
gi, Genetkurmay destek vermi-
yor. Polis de söz dinlemiyor"
gibisinden bildik mızmız yakın-
malar mı dinleyeceğiz?
Ve yurttaşın sınavı başlıyor.
Öyle koltuğundan kalkıp
elektrik düğmesine bir iki bas-
makla temiz topluma, hukuk
devletine ulaşılamayacağını ya-
şayarak öğrenmiş (olması gere-
ken) yurttaşın sınavı.
Yeni yılın ilkyazısı "Kolaygel-
sin" diye bitmişti.
Bu yazı da öyle.
POLflİKA GÜMJJGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Oruç Baba...
Şehremini, Eminönü ve Taksim'den insan man-
zaralan...
Oruç Baba Türbesi'nin önündeki kalabalık, Tür-
kiye'nin nereden nereye geldiğini göstermesi bakı-
mından oldukça ilginç...
Bir kadın, televizyon kameralannın önünde konu-
şuyor:
"Dilek tutmaya geldik. Inşallah dileğimiz kabul
edilir..."
Soru:
"Dileğinizi öğrenebilir miyiz?"
"Oğlum yıllardır işsiz, iş bulması için dilekte bu-
lundum..."
Bir başka kadın:
"Kızım hasta, iyileşmesi için dua etmeye gel-
dim..."
Soru:
"Hastalığı nedir?"
Yanıt:
"İki yıldır başı ağnyor..."
Bir yanda sirke ve ekmek dağıtanlar, öte yanda
dilek tutanlar...
Yatıra, büyüye, su falına inanan bir toplum olduk
ikibin yılına iki kala...
Ellerini ve cüzdanlannı Oruç Baba'nın türbesine
sürenlere gazeteciler soruyor:
"Sizin dileğiniz nedir?"
Yanıt:
"Zengin olmak!.."
Umudu yok olan bir toplumun gerçek yüzünügö-
rüyoruz; acılannı unutmak isteyen insanlanmızın ça-
balannı televizyon kutusundan izlemeye çalışıyo-
ruz...
Yüzlerce insan ramazanın ilk gününde Eminönü
ve Taksim'de kurulan çadırlarda yemek kuyruğuna
girmişler...
Şöyle bir baktım hiçbirisinin gözlerinde bir pırıttı,
mutlulukyok...
Birisi anlatıyor:
"Bir saattir buradayım henüz sıra gelmedi..."
Öteki:
"İki kap yemek lokantada 1 milyon lira, üç kap
yersen 1.5 milyon lira. Sıraya girdik bekliyoruz. If-
tanmızı açarsak para vermeden karnımızı doyura-
cağız..."
Dışanda hava soğuk...
Oruç Baba Türbesi'nin önünde umut arayanlar,
Eminönü ve Taksim'de oruç bozmak için sıraya gi-
renler gri gölgeler içinde çoğalmayı sürdürüyor...
• • •
lstanbul Ataşehir'in kuzey yönü...
Ataşehir'i bir dere yatağıyla kesen yörede gece-
kondulaşma hızla sürüyor...
Ataşehir'de oturan bir okurumuz diyor ki:
"Adam gecekondumun yanına iki direk dikip ho-
pariöryeheştirmiş. Sabah akşam hopariörden dua
okunuyor. Hopariörün sesi de sonuna kadar açılı-
yor..."
Okurumuz "Nereye şikâyetedeceğim" deyip ek-
liyor ".
"Bunun dinle imanla ilgisi yok. İsteyen orucuriü
tutar, isteyen tutmaz. İsteyen namaz kılar, isteyen
kritnaz. Buradadrn ticaretiyapılıyor. Gecekorfduîaş-
maya kılıf bulifnuyor..."
Din tacirlerinin işi bu!..
Hazine alanlanna önce bir cami temeli atılıp ar-
dından gecekondu yapılıyor...
Camiler ibadet için değil!..
Ya ne için?
Cami yapanlar buraları iş merkezine dönüştürü-
yorlar. Yani altında dükkânlar oluyor...
Arsa parası yok, cepten harcama yok!...
Bir demek kuruyor ya da bir vakıfla işi başlatıyor-
sunuz...
Elinde makbuzla para toplayanlar, hem yüzde 25
komisyon alıyor hem de mal-mülk sahibi oluyorlar...
Bu vurguna kim 'dur' diyecek?
Halkımız ise Oruç Baba Türbesi'nde ya da Emi-
nönü ve Taksim'de kurulan çadırlarda bekleşiyor...
•••
Şeriatçı gazetelerin başlıklanna bakıyorum:
"Zulüm, 98'e devretti..."
Acaba neler yazmışlar 1998'in ilk günü?
"Ve Ramazan.
Ve98.
Bir elde Kur'an, bir elde kadeh, yeni yılla biriikte
ramazana girdik..."
Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Öz-
den'in emekliye aynlmasına ne diyoriar?
"Özden de 'eski'di!.."
Neredeyse zil takıp oynayacaklaıi
Sonra?
"Örtüzedeler 1998 'de de yılmayacak..."
Yalanla, dolanla bir yılı geride bıraktı şeriatçı ba-
sın...
Oruç Baba Türbesi'nde umut arayanlar Türki-
ye'nin acı, ama gerçek yüzü...
Televizyon kameralanna konuşan kadının sesi ise
kulaklarımda:
"Kızımın ikiyıldırbaşı ağnyor, çare bulamadık, son
umudumuz Oruç Baba..."
Nediyorsunuz?..
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (a raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Göklıaıı Çapoğlu
parti kuracak
ANKARA (ANKA)- Si-
yasetteki olası gelişmeler,
yeni bir partinin kurulma
çalışmalannı da hızlandır-
dı. Ankara Milletvekili
Gökhan Çapoğlu, 1998
yılında parti kuracaklan-
nı belirterek, "1998\ihice-
risinde yapılacak seçimle-
regirmeye çalışacağız" de-
di.
DSP'den ihraç edilen
Ankara Milletvekili Gök-
han Çapoğlu başkanlığın-
da kurulan "Değişen Tür-
ldye Platformu", yeni bir
parti kurulmasına yönelik
örgütlenme çalışmalannı
30 ilde tamamladı. 55. hü-
kümetin de başansızlıkla-
nnın ortaya çıkmaya baş-
ladığını iddia eden Gök-
han Çapoğlu, yaptığı açık-
lamada, "Türkiye siyase-
tinde önemli boşluklar var.
Bu partilerie bir yere gidi-
lemeyeceği ortaya çıktL
Yepyeni bir programla
kurmayı planladığımız
partinin, önümüzdeki ge-
nel seçimlere katılabihne-
si için çahşmaları çok hız-
lı biçinıde sürdürüj'oruz''
dedi.
Kurmayı planladıkları
partinin adını "Demokra-
tik Değişim Partisi'' koy-
mayı düşündüklerini bil-
diren Çapoğlu, seçimlere
de TBMM 'de bir grup ku-
rarak gidebileceklerini
söyledi. DSP Genel Baş-
kanı BülentEcevit'in ülke
barajını da yüzde 5'e dü-
şürmeyi düşündüğünüan-
latan Çapoğlu, "Bu koşul-
lar alünda yeni bir parti-
nin iktidar ouna şansı da
çok yüksektir" diye ko-
nuşnz.