23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 EYLÜL 1996 CUMARTESİ 12 HABERLER REFAHYOL'un kaynak paketleri, Türkiye'nin "ev sahipliği" altında alınan kararlann tam tersini içeriyor Hükümet 'HABITAT düşmanı'OKTAY EKİNCİ Geçen îıazıran Eyında Jstaabul'da ger- çekleşen BM HABİTAT-II Zirvesi'nin ko- lay unutılmayacak tartışmalanndan birisi de RP'li teleciyelerin "Bizi b« konferans- tan dışhywlar"' şeklindeki çıkijlanydı. Örneğn Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdogan'a göre, kentleşm: politikalannda "adil düzenin önerileri»e"engel olunmak ısteniyordu. Nitekim une bu düşünceyle RP'li beledi- yeler "aliernatif HABITÂT toplantıları" düzenlemışler. hatta "alternatif raporlar" bile yazaıak kitaplar halinde oasıp dağıt- mışlardı... Şimdi se Erbakan hükümetinin özel- likle "kajnak" bulma söylemıyle öne çı- kardığı kentleşme ve çevreyle ılgıli polita- lara bakıliığında. daha 3-4 a> önce HA- BITAT-1I zirvesınde -kabul gören"ilkeler bir yana. ooğrudan •'RP'li belediyeci ve uz- manlann" savundukları görüşiere bile tü- müyle ters düşen bır "icraatla" karşı kar- şıyayız. Denebilir kı REFAHYOL, özel- likle "yağmadan pa> aimaya çalışan" ve ülkenın hemen tüm ulusal zengıniıklennı yine para bulmak ıçin "satışa çıkarmaya" niyetlenen bir hükümet olarak, dünyanın belki de en "anti-HABITAT" iktidarları arasmda yer ahnak üzere. Bu iktidann. ay- nı anda HABITAT-II'ye "ev sahipliği" yapmış bir ülkeyi yönetmesı ise hiç kuş- kusuz Türkiye adına 20. yüzyılın belki de en büyük "talihsizligi" olsa gerek. Kaynak değil 'yağma' paketi Öyle görünüyor ki yine Erbakan'ın TBMM"deki hükümet programı görüşme- lerinde bir "başbakan" olarak kürsüye çı- kıp. Cumhurbaşkanı Demirel'in "konfe- rans başkanlığını" yaptıâı bu Dünya Kent Zinesi hakkındaki'"Ben bu HABİTATın ne olduğunu anlamadım** şeklindeki ko- nuşması da sadece kendini değil. tüm "kadrrdannı" bağiıvor. Çünkü. hazıran ayında kent ve çevre tahribatına karşı "radikal" karşı çıkışlar yapan \e veşıli. doğayı. ormanı, suyu ko- rumaktan söz eden RP'li uzmanların. ör- neğin "ünar aflT ya da "'ormanlaruı tu- rizmcilere tahsisi" gıbı son günlerdeki "yağma paketlerine" hemen hıçbir itiraz- lan duyulmuyor... Dılerseniz şimdı. HA- BITAT-II Zirvesi'nde benimsenen ve Tür- kiye'nin de onaylamış olduğu kimi ilke ve kararlarla birlikte. aynı konulardaki RE- FAHYOL politıkalanna kısaca göz atahm. Aşagıdaki derlemede, sıyah dizilmiş ilk paragraflar, HAB1TAT-1İ belgelerındeki vurgulamalardır. îkıncı paragraflardaki yorumlanmıza dayanak oluşturan uygula- ma örneklerini ise Cumhuriyet okurlan ve kamuoyu zaten yakından biliyor... Planlı kentteşme ilkeleri - "Kent planlamaM ve vönetiminin, ko- nut. ulaşım. istihdam olanakian. çevresel koşullar ve toplum hizmetieriyle entegras- yonu sağlanmaudır." (HABITAT Günde- mi Taahhütler) REFAHYOL'un. Hazine arazılerindeki imar planlanna aykın ve kentsel çevre de- ğerlerini tahnp eden kaçak yapılaşmayı para karşılığında meşrulaştırma girişimi, bu "taahhütk" çelişıyor... Pemokratik dfyalog - "\erel öndertiğe olanak açmak ve de- mokratik idarev i teşvik etmek; (_) karar- lann alınmasında ilgili kamu. özel ve hü- kümet dışı taraflar arasında divaloğu giiç- lendirmek." I HABITAT Gündemi/taah- hütler) REFAHYOL. bu diyalog sürecinde de REFAHYOL kararları dinlemiyor 7 HABITAT-II raporlannda kamu arazileri planlı kentleşme için 'rezerv alan' olarak belirlendi. REFAHYOL ise bu alanlan yok eden işgalcileri para karşılığında affetmek peşinde... 2 Konut sorunu için kamu mülkiyetindeki kiralık evlerin yaygınlaştırılması HABITAT çözümleri arasındaydı. REFAHYOL ise lojmanlan satarak Türkiye'nin bu hazır olanağını bile yok edecek... s"\ 1992 Rio Çevre Zirvesi'nde Gökova ~\ Termik Santralı'nı kapatma sözü vererek +S HABITAT-II'yi İstanbul'a çeken Türkiye, şimdi bu sözü zorunlu kılan kendi mahkeme kararlannı bile dinlemiyor... HABITAT günlerinde hükümet dışı sivil kuruluşlarla işbirliği sözleri verilmesine rağmen. meslek odalarına ve demokratik kurumlara yönelik dışlayıcı tutumlar artarak sürüyor. 5 Türkiye'nin anti-HABITAT uygulamaları arasında yer alan orman arazilerinin yatırımlara tahsisinden artık vazgeçilmesi gerekirken, kaynak paketinde yeni ormanlık alanların da satışı yer alıyor. •^HABITAT-II'de eleştirilmesine rağmen, f \ REFAHYOL ülkeyi otomobıl \J mezarlığına çevirecek kararlar alıyor. Aynca, tüp geçit yerine Boğaziçi Köprüsü de yine gündeme geliyor. REFAHYOL'un kaçak \apılu>mayı ve kent yağmasını "tahrik eden" politikası, HABITAT-II zirvesinde benimsenen ka- rariann yaşama geçmesini "engeÜejen" bir çizgi izliyor.. son yıllarda atılan kımı olumlu adımları geri alıyor ve kendi ideolojisıne aykın gördüğü sivil kurumları etkisiz bırakı- yor... Ağaçlandırma alanlan - "Mevcut orman kaynaklan koruna- rak ağaçlandırma teijvik cdilmelidir. (...) bunun yanı sıra bozulmuş ve ormansızlaş- hnlmış arazilerde rehabilitasyon ve yeni- den ormanlaşhrmaya gidilmeiidir" (Küre- sel Eylem PlanLGündem 21.) Daha önce tahsisi ve 49 yıllığına kira- laması yapılmış ormanların "yaradmcıla- ra sadşı" şeklindeki kararlar da bu HABI- TAT sözünün "inkârT anlamına geliyor. Aynca yine REFAHYOL. son kaynak pa- ketine göre yeni bazı ormanlık alanlan da turizmcilere tahsis etme hazırlığında... Ula$ım politikası — - "Otomobil dışındald mobilite altema- tiflerini vurgulayan uiaşım politikalan ge- liştirilmelu entegre ulaşım (demiryolu, de- nızyolu) ve arazi kullanım planlamasına ağirlık verilmelidir." (Küresel Eylem Pla- nı) REFAHYOL, Avrupa'daki işçilerimızin tasarruflarını çekebilmek için Türkiye'yi "otomobil işgaüne" daha çok açıyor. Böy- lece yine karayolunu özendıreceİc olan bu politikaya koşut olarak karayollarının si- yasi kökenli bürokratlan da İstanbul'a tüp geçitten önce yeniden "3. köprüyü" öne- nvorlar... Ekosistemlere saygılı geli$me - "Küresel çevremizi sürdürebilmek ve insan yerieşimlerindeki vaşam kalitesini iyileştirmek amacıvla. kendimizi üretim. ulaşım ve yapısal yerleşimlerde sürdürüle bilir düzenlere; kirlenme\i önlemeve, eko- sisternlere saygılı olma\a \e gelecek kuşak- lann nrsatlannın önünün kesilmcsini en- geflemeye adıyonız_" (Istanbut Deklaras- yonu-Nİd.lO) Aydın Idare Mahkemesi. benzer gerek- çelerle Yatağan. \eniköy \e Gökova ter- mik santralları hakkında "kapatma" ka- ran aldı. REFAHYOL'un Bakanlar Kuru- lu ise. hukuku açıkça çiğneyerek. aynı sanrallan yine "çevreye savgısız nitelikle- riyle'" çalıştıfmalflan ç'^kinrniyor. SİT alanlarında sorumluluklar - "Tarihsel. kültüreL mimari. doğal. din- $d ve manevi değer tasıvan yapüann. anıt- lann. açık alanlann ve yerleşim duzenkri- nin komnmasını. onanmını ve bakımım destekleveceğiz.*' (Istanbul Deklarasyonu- Md. ! 1 )' REFAH\OL hükümetinin Kültür Ba- kanlığı. Istanbul'da ve Ege'de SlT kararla- nnı yavgınlaştıran koruma kurulu üyeleri- ni görev lerinden alan ANAYOL dönemin- deki "siyasi bürokrasm'" bakanlık yöneti- minde tutmaya devam ediyor. Aynca RP'li beledıyeler. SlT'leri kal- dırmak ve "Koruma kurullannı etkisiz kılmak* için RP'ti Küttür Bakanı'yta bir- likte çabalannı yoğunlaştırmış durumda- lar. Erbakan ise satışa çıkarabilmek için SlT alanlarına da göz diktiklerinı artık eizlemiyor... 2 GUN SURECEK SM toplum kuruluşlan buluşacak • HABITAT Izleme Komitesi'nin çagnsıyla bugun ve yann Tstanbul'da bir araya gelecek olan sivil toplum kuruluşlan, İTÜ Maçka Sosyal Tesisleri'nde Kent Zirvesi sonuçlannın Türkiye'de yaşama geçmeşı için "nasıl bir yol izleneceğini" tartışacaklar. İstanbul Haber Servisi - Geçen haziran ayında Istanbul'da yapılan BM HABITAT-2 Dünya Kent Zirvesi'nde alınan kararlann yaşama geçirilmesi için özellikle "shil toplum kunıluşlanna" (STK) düşen görev ve sorumluluklar, iki gün sürecek toplantılar halinde yine tstanbul'da tartışılacak. HABITAT-2'ye Türkiye'den katılan STK temsilcilerinin Kent Zirvesi sonrasındaoluşturduklan "HABITAT fzleme Komitesi" tarafından düzenlenen toplantılar dizisi. Cumartesi ve Pazar aünleri Maçka'daki İTÜ Vakfı Sosyal Tesileri'nde gerçekleşecek. Türkiye'nin değişik yörelerinden STK'Ierin geniş katılımıyla sürmesi beklenen tartışmalann ana başlığı "HABITAT Nasıl İzlenecek?" şeklinde belirlendi. Bu amaç doğrultusunda "Birinci Hazırhk Toplantısı" olarak duyurulan program ise her iki gün için de saat 10.00'da başlıyor ve 18.00'de sona eriyor. 3-16 Haziran 19% tarihlerinde "vüzyılımızın son büyük uluslararası buluşması" tanımlamasıyla Istanbul'da gerçekleşen HABITAT-2 Kent Zirvesr'nde. BirlcşrrrişMilletler konferans tanhinde ilk kez "hükümet dışı kuruluşlann" da etkin katılımı sağlanmıştı. Ev sahibi olması nedeniyle Türkiye'den de bu konferansa yoğun olarak katılan bu kuruluşlar, yine HABITAT-2'nin "sivil toplum kuruluşlannın kararlarda ve sorunların çözümünde hükümetlere ortak olmalan" yönündeki genel kararını yaşama geçirme ilkesıni benimsemişlerdı. Konferansın üzerinden yaklaşık 4 ay geçtikten sonra, yine Türkiye"deki STKTerin bir araya gelerek, Kent Zirvesi'nin sonuçlannı v-e uygulamaları izleme yöntemlerini belirlemeleri özel bır önem taşıyor. HABITAT izleme Grubu'nun çağrısıyta gerçekleşecek toplantılarda. tartışma ve değerlendirme oturumlannın yanı sıra HABITAT sonuçlanna yönelik atölye çalışmalan da yapılacak. Kaçak kentleşme ve imar affi için zirve bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu'nda başlıyor KenÜeşmenîn sorunları masaya yaürılacakİstanbul Haber Servisi - REFAHYOL'un ikinci kaynak paketinde de yer alan "imar afB" politikası, kaçak yapılaşmayla da baglantıh olarak masaya yatınlıyor. TMMOB İstanbul meslek odalannca bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu'nda gerçekleştirilecek forum ve panellerde "yerel yöneticikr, uzmanlar ve meslek odalan temsilcileri", yasadışı kentleşmenin sorunlannı ve imar affının çözüm olup olmadığını 5 tartışacaklar. Düzenleme komitesinden yapılan açıklamada. "Büyükşehir Belediye Meclisi'nin. kent sorunlannın tartışıldığı ve tüm kente ait bir demokratik yerel parlamento olarak kabul edildiği" vurgulanarak "Bu nedenle İstanbul'un geleceğini yakından ilgilendiren bu sorunun tarbşılması için Büyükşehir .Meclis Salonu çok özel bir anlam taşıyor" denildi. Bugün saat lO.ÖO'da açılış konuşmalanyla başlayacak olan forumlarda üç oturum yapılacak. "Yerel YöneticÜer Taröşıyor'' başlıklı birinci oturumu^TMMOB Başkanı Yavıız Önen yönetecek ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Marmara ve Boğazlar Beledıyeler Bırliğı Başkanı ve îzmit Büyükşehir Belediye Başkanı Sefa Sirmen. Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Nabi Koçak, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Oztürk. Esenyurt Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan ile Bakırköy Belediye Başkanı Ahmct Bahadırlı tartışmacı olarak katılacaklar. İTÜ Rektörü Prof. Dr. Gülsün Sağlamer'in yöneteceği "Uzmanlar Tarüşıyor" başlıklı ikinci oturumda. hukuk alanında Prof. Dr. Aydın Aybay. planlama alanında Prof. Dr. Sümer Gürel, ekonomik analizler açısından Mustafa Sönmez. toplumbilim bağlamında Prof. Dr. Emre Kongar. kentleşme ve gecekondu ilişkisinde Dr. Deniz Şahinler v e kent-toplum sağlığı açısından Doç. Dr. Mithat Kıyak görüşlerini sunacaklar. Forumun öğleden sonrakı üçüncü oturumunu ise gazetemiz yazarı Oktav Ekinciyönetecek ve bu bölümde de inşaat, harita ve kadastro, mimar, şehir plancılan odalarının yanı sıra Türkiye İnşaat Müteahhitleri İşverenleri Sendikası ile İstanbul l'mumi Emlak Komisyonculan Derneği temsilcileri söz alacak. Kapanış oturumu, panel şeklinde gerçekleşecek. Panelin konuşmacılannı ise İstanbul Büy ükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Birol Tortop, harita mühendisi Dr. Erol Köktürk. yüksek mimar Haluk Alatan. Konutbirlik temsilcisi Cemal Gökçe, koruma kurulu eski üyesi Prof. Dr. Ayda Eral ve Kent Dinamikleri Enstıtüsü kurucusu Bilrin Toker oluşturuyor. Kaçak kentleşme ve imar affı konusunda izleyicilerin de görüş ve katkılanyla sona ereceği bildirilen tartışmanın sonuçlan ise daha sonra rapor halinde hükümete ve kamuoyuna açıklanacak. ÇjÖR ÜŞ / UĞUR CANKOÇAK Türkiye artık müseccel suçludur. Avrupa insan Hakları Mahkemesi Türkiye'yi Avrupa insan Haklan Söz- leşmesi'nin 8. maddesini ihlalden, yani köy yakmaktan mahkûm etmiştir. 1987 yılından bu yana bireysel başvuru hakkı- nı kullanan yurttaşlar, Avrupa insan Haklan Mah- kemesi'ne birçok kez başvuruda bulunmuşlardı. Bunlardan bir hayli önemli olanları; Güneydo- ğu'da bir binbaşının köylülere dışkı yedirmesi ola- yı, ikincisi de Türkiye Komünist Partisi'nin yöne- ticilerinin uzun süren yargılamalarıyla ilgiliydi. Her iki davada da Avrupa İnsan Haklan Komisyonu Türkiye'yi suçlu bulmuş, ancak sözleşmenin 28. maddesi uyarınca uzlaşmaya çağırmıştı. Her iki davada da başvuranlar, yani dışkı yedirilen köy- lüler ve TKP yönetıcileri belli miktarlarda paralar karşılığında davalanndan vazgeçmişler, devletle uzlaşmayı kabul etmişlerdi. Böylece devlet suç- lu olmaktan kurtulmuştu. Hukuki sonuç bakımından bu davalar hiç gö- rülmemiş addedilir. Ancak bizim basınımızda bu davalarla ilgili olarak "Türkiye mahkûm oldu" şek- linde bilgi verilmişti. Oysa ki bir mahkûmiyet yok- tu. Eğer başvuranlar uzlaşmaya varmasaydı mahkûmiyet olabilırdi. Kelekçi Köyü yakma ola- Türkiye 8. Maddeyi İhlalden Mahkûm yında ise başvuru hakkını kullanan Hüseyin Ak- dıvar ve 6 arkadaşı 28. maddedeki uzlaşmayı ka- bul etmedikleri için dosya komisyondan divana gitti ve divan Türkiye'yi mahkûm etti. Buradaki mahkûmiyet çok ilginç; Avrupa insan Haklan Sözleşmesi'nin 8. maddesi aynen şöyle diyor: "Herkes özel yaşamına ve aile yaşamına, ko- nutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanılmasına resmi bir makamın müdahalesi, demokratik bir toplumda ulusal gü- venlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, kamu düzeninin korunması, suçların önlenmesi, sağhğın veya ahlakın ve başkalannın hak ve hür- riyetlerinin korunması için gerekli bulduğu ölçü- de ve yasa uyannca olması koşuluyla gerçekle- şebilir." Görüldüğü gibi madde çok ilginç; yurttaşın ko- nut özgürlüğüne devletin bazı koşullarda bazı sı- nıriamalar getirebilecegini kabul ediyor. Bunlar- dan bir tanesi ulusal güvenlik ve kamu güvenli- ği, bir diğeri de suçların önlenmesi. Ancak, "ya- sa uyannca" koşuluyla mümkün... Şimdi Türkiye 8. madde uyannca mahkûm ol- duğuna göre burada yasa uyarınca yapılmış bir işlem olmadığına Avrupa İnsan Haklan Divanı ka- rar vermiş demektir. Yani Türkiye'de güvenlik güçlerinin yasadışı işler yaptığı uluslararası yüce divanca saptanmış ve mahkûm edilmiştir. Bu da- vada Türkiye'nin mahkûmiyetine neden olan ikin- ci madde 25. maddedir. 25. madde de Avrupa İn- san Haklan Sözleşmesi'ni imzalayan devletlerin yurttaşlannın Avrupa İnsan Haklan Mahkeme- si'ne bireysel başvuruda bulunabileceğini hükme bağlayan maddedir. Türkiye bunu da ihlal etmiş- tir. Buradaki ihlal de şöyledir Bireylerin Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'na başvurabilmesi için iç hukuk hükümlerinin tüketilmesi gerekmekte- dir. Kelekçi Köyü'nde oturan yurttaşlar köylerinin yakılmasından sonra iç hukuk gereği olarak baş- vurduklan hermerciden geri çevrilmişlerdir. iç hu- kuk tüketilmediği halde divana başvurmuşlar, di- van da devleti yurttaşın hukuk araması konusun- daki çabalarına yardımcı olmamaktan ötürü bir kez daha suçlu bulmuştur. Aslında 1987 yılında Türkiye bireysel başvuru hakkını kabul ederken "birta- kım sınırlamalarla başvurvlabileceğini" kabul etmiştir. Bu sınırlamalar genel sekreter ve diğer devletler tarafından hoşnutsuzlukla karşı- lanmıştı. Ömeğin Türkiye Anayasası'nın başlan- gıç kısmında ve 13. maddesinde ortaya koyulan ilkelere uygun biçimde bu başvurunun kabul edi- lebileceğini bildirmiş olmasına rağmen komisyo- na şimdiye kadar yapılan çeşitli başvurular ulus- lararası insan haklan dernekleri ve komisyonlan- nın ve Türkiye'den İnsan Haklan Demeği ile İn- san Haklan Vakfı'nın saptadıklan binlerce insan hakları ihlalinin bir birikimi sonucunda bu mah- kûmiyet gerçekleşmiştir. Bundan sonra devlet eğer Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'nden im- zasını geri çekmeyecekse bir daha Avrupa insan Haklan Sözleşmesi'ne aykırı hareket edemeye- cektir. İkincisi de Avrupa İnsan Haklan Komisyo- nu bu konuyla ilgili, yani köy yakmayla ilgili bü- yük bir ihtimalle devlete uyan yazacak ve bu ko- nuyu izlemeye alacaktır. 0 bakımdan yurttaşlar olarak güvencemiz bir miktar artmıştır. Devletin bundan böyle insan haklarına daha saygılı dav- ranacağı umudundayız. POLÎTtKA VE OTESİ MEHMED KEMAL . . .Ülkücüler Koğuşu Ülkücü Oral Çelik, 17 yıl sonra yakalanıp getirildi. Tartışması şürüyor. Abdi Ipekçi'yi Ağca mı öldürdü, Çelik mi? Ölen ölmüş, vuran kaçmış, tartışması bize düşüyor. Elberte öldüren aranıp bulunacakır, katili bulmak devlete düşer. Ağca mı, Çelik mi? Ölüm, ikisinden birinin omzunda. Mafya geleneğinde öldürme önemlidir. Geçende bir mafya lideri övünürken: • "Benim 13 tane leşim var." Küçümsüyor, "ölüye" "leş" diyordu. Sonunda bir tetikçinin elinde kendi de "teş" oldu. Böyledir kavanoz dipli dünya! Çelik, mahpusanede bir koğuşa konacaktı. Ülkü- cülerin çoğunlukta olduğu koğuşa koymuşlar, bu si- ze bir şey söylemiyor mu? Orda güvenlik altında ola- cakttr. Abdi ipekçi'nin katili aranıp durmuştur. En çok üzerinde durulan da Çelik'tir. Neden? Çelik'i en çok katil olarak Uğur Mumcu suçlamış- tır da ondan... Uğur Mumcu, "İpekçi'nin gerçek katili Oral Çelik'tir" demiştir. Üstünden zamanaşımı geçse de araştınlacaktır, soruşturulacaktır. İpekçi'nin katili bulunacaktır. Pa- pa'yı öldürmek isteyen Ağca'ysa. Ipekçi'yi bir yol kavşağında öldüren de Çelik oluyor. Oral Çelik, Pa- pa'ya suikast girişimınde Ağca'yla beraberdir. Elde- ki veriler bunu kanıtlıyor. Oral Çelik, hiç kuşku yok ki ülkücü bir militandır, kimliği sorulduğunda, "Ulkücüyüm..." diyor. ~ Ülkü... Mefkûre... Ideal... T Ideal... Mefkûre... Ülkü... llkin ideal sözcüğünden başlayalım, dilimize Fran- sızcadan girmiştir, Fransızcaya da Yunancadan. Ideal. 1. Ülkü, mefkûre. Dilimize Arapçadan girmedir. Ziya Gökalp, bu ek- sikliği görünce Fikr'den türetmiştir. Tıpkı sözden söz- cük gibi. (Örnekler). Ülkü ise 1. Amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey, ideal. 2. Fel. Gerçekte olmayıp yalnız düşüncede var olan, düşünceyle kavranabilen ideal. 3. Insanı duyular dünyasının üstüne yükselten. Ülkücü bir ülküsü. mefkûresi olan kimse.. Türkçülük, Turancılık, mefkûrecilik uyulan kavram- lardı. Pantürkizmin peşinden insanlargiderdi. Turan- cılık, Ittihat ve Terakki Partisi'nin şiarı olmuş, peşin- den insanlar koşmuştur. Bir de bilimsel Türkçülük var ki Türklüğün yaranna çalışır, bize Asya'dan gelmiştir. Turancılık, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra siyasal bir ülkücülük olarak belirmiştir. Savaşın bitiminden sonra özellikle kendini göstermiştir. Siyasal kadrolaş- mada başı Alparslan Türkeş çekmiş, siyasal biröğ- retiye çevirmiştir. Ayrılmalar, bölünmeler olmuşsa da esen siyasal fırtınalann dinmesinden sonra kendini to- parlamıştır. Son seçimlerde oy bakımından gerile- miştir. Oy dalgalanmaları, Meclis'egiremeyinceyan- daşlannı şaşırtmıştır. Buna bölünme gözüyle bakan- lar vardır. Türkeş, ülkücülüğü sıcak tutmuştur. 17 yıl sonra Oral Çelik'in gelip ülkücülüğe sarılması, koğu- şunu seçmesi akımın gücünü gösterir. Mafyayla hâ- lâbaş ediyor. i B U L M A C A SEDAT YAŞAYAH SOLDAN SAĞA: 1/ Sanmsaklı yo- ğurt ve patlıcanla yapılan bir türme- ze. 2/ Yabancı... Insanın varolabil- mesi ıçin doğayı değıştirmesi ve doğayı değıştirir- ken kendini de de- ğiştırmesı sürecı. 3/Lğurgetıreceği- ne ınanılan şey... Bir nota. 4/ Böl- meli göçebe çadı- n... Eskı dilde te- razı. 5/ Bır nota... Gerçek- te yeri olmayıp zıhinde ta- sarlanan. 6/ Horoz ve hin- dinin tepesınde bulunan kırmızı deri uzantısı... Ba- lık yakalama aracı. II Dı- 4 van edebiyatında bilmece şeklinde dü2enlenmış şı- ir... Motorlu taşıtlann elekmğıni sağlayan aygıt. 8/ Lluslararası Çalışma Örgütü'nün simgesi... Al- tının. simgesinı aldığı La- tince adı. 9/ Dava... Lantan elementinin simgesi. • V UKARIDAIS AŞAĞIYA: ! 1/ Aşın ve engellenemeyecek biçimde kanamalarla ortaya çıkan kalıtsal hastalık. 2/ Birlikten yoksun ve anlaşamayan gemi mürettebatı için kullanılan sözcük. 3/Nazi partisinin hücum kıtasını simgeleyen harfler... Ruslann ünlüdestanı. 4/Üstüaçık vedörttekerleklı birat arabası... 196O'lı yıllar- da doğan ve '"reggae"ye dönüşen Jamaika müziği. 5/ Kes- kin kokulu doğal madde... Sanı. 6/Gözün ağ tabakası... Sınıri boyu. 7/Terbiyesiz kimse... Bır cıns av köpeğı. 8/ Yapım... "Nazlı yâr kölen olayım Kabul eyle yenne" (Kara- caoğlan).9/Güvenilır... lnsanlarazenginlikvemutlulukge- tıreceğineinanılanmitolojikkuş. - i ANTALYA MAHKEME SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI Esas: 1993/90 Antalya-Merkez Muratfaşa mahallesi 6602 ada, 2 par- selde kayıtlı taşmmaz Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkeme- si'nin 1992 1108 esas, 1993-793 sayılı karan geregince satılacaktır. Tapu kaydına göre 234.00 m2 genişliğinde olup üze- nnde iki ve tek katlı vağma yapı tarzında yapılmış bina- lar mevcuttur. Parsel bitişik nizam olup4 kat ınşaata mü- saıttir. Mahalli rayiçlere göre m2'si 15.000.000 TL.'den muhammen bedeîi 4.435İX)0.000 TL'dır. 1. Satış: 21.10.1996 günü saat 16.00-16.10 arasında Antalya Adliye Sarayı Kat: 3 No: 22'de açık arttırma ile yapılacaktır. Bu satışta değerinin %75"ini bulmadığı tak- dirde 31.10.1996 günü aynı yerde ve aynı saatte 2. arttır- ma yapılacaktır. 2. satışta ise değerinin o ö40 ve mahke- me masraflannt geçtiği takdirde en çok arttırana ihale edi- lecektir. Satış peşın para iledir, ancak isteyen alıcıya 20 günü geçmemek üzere mahil verılebilir. Satışa iştirak e- den değerin %20 si nispetinde teminat yatırması şarttır. thaleye katılan şartnameyi götmüş ve mündereceatını ka- bul etmiş sayılacaklan. başkaca bilgi almak isteyenlerin memurluğumuzun 1993 90 esas sayılı dosyasına başvur- maları ılan olunur. Basın: 106735 Bahçelievler Lisesi'nden almış olduğum mezuniyet belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. BÜLEKTSERKAN UYSA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear