23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 TEMMUZ 1996 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Mezarcı'nın eezası onaylandı • ANKARA (ANKA) - Bandırma'da 1993 >ıh Kuş Cenneti Festivali'nde yaptığı konuşmada Atatürk'ün manevi kişiliğine hakaret ettigi gerekçesıyle 18 ay hapse mardcüm edilen eski Istanbu! bağımsız millervekıli Hasan Mezarcf nın hapse girmesi kesinleşti. Yargıtay 11. Ceza Dairesi, Mezarcı hakkındaki ceza karannı oybirliğiyleonayladı. Bu durumda halen Almanya'da bulunan Mezarcı, Türkiye "ye giriş yaptığında yakalanarak tutuklanacak ve 7 ay süreyle hapiste kalacak. TBMM'de su davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP Kararnan Milletvekili Zeki Ünal. Meclis kürsüsüne su fırlatma olayı sonrasında kendısTne hakaret ettiği gerekçesıyle TBMM Başkanvekilı Kamer Genç'ten 500 mılyon lira tazmınat istemınde bulundu. Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde başlayan davanın dünkü duruşmasmda yargıç, haberin yayımJandığı gazetenin getirilmesi ve taraflann ekonomik ve sosyal durumlannın saptanması için duruşmayı erteledr. CHP, benzetme rekortmeni • ANKARA (ANKA) - CHP Gcnel Sekreteri Adnan Keskin. DYP'yle RP arasında koalisyon görüşmelen başladığı andan itibaren iki partinin oluşturdugu hükümete rekor say ıda isim taktı. Keskin, son olarak koalisyona "yalı gülü. yafan bülbülü hükümeti" deyiminı yakıştırdı. Keskin hükümete, "imam nikâhlı beraberlik". "kara para aklama operasyonu". "kapalı davet usulü milletvekili ihalesi yapan hükümet" gibi benzetmelerde bulunurken, gazetecilerin sorusu>i>renne * "Bu kadar deyimi bulmak için düşünmeye. zorlanmaya gerek yok. Zaten bır bölümünü vatandaş buluyor" dedi. Tepki, seminer adı değiştiptti • ANKARA (ANKA) - Konrad Adenauer Vakfi'nca düzenlenecegi duyurulan "Türk demokrasısi için siyasi partiler gerekli mi?" konulu seminerin ismi. TBMM Başkanı Mustafa Kalemli'nin tepkisi üzerine "Türk demokrasisi için siyasi panilenn gerekliliği" ismini aldı. Kalemli. seminerin ısmine "Demokrasini özünü oluşturan. \azgeçilmez temel unsurlart sayılan siyasi partilerin Türk demokrasısi için gerekli olup olmadığı gibi bir tartışma bana göre gereksiz. yararsız ve abesle uğraşmaktan başka bir anlam taşımaz" dıyerek karşı çıkmıştı. Muftu agır cezada • ANKARA (AA)- Mamak Müftüsü olduğu dönemde. kazıntılı. silintili ve tahrifatlı belgeleri imzalayarak 820 milyon 939 bin 600 liralık zimmet suçuna neden olduğu gerekçesıyle haklannda da\a açılan Yenimahalle Müftüsü Mahmut Saruhan ile bir kısım personel ve devletin paralarından hile ile bu parayı zimmetine geçirdiği iddiasıy la Mamak Müftülüğü mutemedi Mehmet Moral'ın yargılanmalanna devam edildi. Sanıklar hakkında 15'er yıla kadar ağır hapis cezaları talep ediliyor. Mahkûm kaçtı • AKHİSAR (AA)- Manisa'nın Akhisar Içesinde. tedav i için lastaneye görürülen nahkûm firaretti. Akhisar ?ezae\ i'nden tedav i için lastaneye götürülen Jayrarn Gülmez (26). ıjleklerindeki kelepçeden urtularak jandarmalann linden kaçtı. Yetkililer. dam öldürmek suçundan ükümlü Gülmez"in )alaman Yanaçık 'ezaev i"nden de 2.5 ay nee firarettiğini ve bir jre önce yakalanarak .khisar Cezaevi'ne stırildiğini belirttiler. Hükümette sorun çokAJNKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Güvenoyu tartjşmalan nedeniyle bir haftadır icraata başlayamavan REFAHYOL'u. ilk aşamada. memur ve emekli maaşlanna temmuz ayında yapılacak artış. Çekiç Güç'ün • Türkiye'deki görev süresi ve olağanüstü hal uyguJamasının uzatılması, asgari ücretin artışı gibi önemli kararlar bekliyor. Gümrük Yasası'nda değişiklik yapan tasan. PTT'nin T'sinin satışına ilişkin yapılacak yeni düzenleme, kara para ile mücadele tasansı gibi acil olarak çıkması gereken yasalar da hükümetm gündeminin ilk sıralarında olacak. 24 Aralık seçımlerinin ardından kurulan ANAYOL hükümetinin. DYP Genel Başkanı Tansu ÇUJer"in, hakkındaki belgeli yolsuzluk suçfamalanna ilişkin Meclis soruşturması önergelerini Rıdvan Budak ANAP'ın da desteklemesi üzerine tıkanması. alınması gereken çok sayıda karar \e çıkması zorunlu yasaların REFAHYOL hükümetine aktarılmasına neden oldu. REFAHYOL hükümeti, ilk aşamada, memurlara 15 temmuzda verilecek maaşlara. 1996yılı Bütçe Yasası çerçevesinde yapılması gereken zam oranını belirfeyecek. Hükümetin, aynca. 31 temmuzda sona erecek Çekiç Güç'ün Türkiye'deki görev süresi ile olağanüstü hal uygulamasının uzatılmasına ilişkin TBMM kararı için ay sonuna kadar zamanı var. RP'nin, muhalefetteyken ret oyu verdiği Çekiç Güç'ün görev süresinin uzatılması konusunda sıkışacağına dikkat çekiliyor. ABD. Çekiç Güç'ün Kuzey Irak'taki karargâhının Türkiye'ye taşınması istemini reddetmisti. Hükümet. geçen yıl ağustos ayı başında belirlenen asgari ücretin arttınlmasına ilişkin çalışmalan da bu ay sonuna kadar tamamlamayı programlıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı NecatiÇelik, asgari ücretin en geç ağustos ayı başında belirleneceğini ve bu tarihten itibaren yürürlüğe girecegini bildirdı. Hükümetin. zorunlu olan bu kararlar dışında, son 6 aydır belirsizliğini koruyan para piyasalan. özelleştirme. üretim ve dış ticaret dengeleri gibi makro ekonomi politıkalarını da şekillendirmesi gerekiyor. Hükümetin önünde acil olarak ele alması gereken bir diğer »üreç de özellikle gümrük birliği çerçevesinde Avaıpa Birliği'yle yapılan protokolleregöre yılbaşında yürürlüğe girmesi gereken yasalann çıkanlması. Buna göre, TBMM'ye sunulmasına karşın komisyonlarda tutulan Gümrük Yasası'nda değişiklik yapılmasına ilişkin tasan, kara para ile mücadele tasansı. fikn ve sinaı mülkiyet haklannın korunmasına ilişkin tasarılann yasalaşması için çalışmalann hızlandınlnıası gerekiyor. REFAHYOL'un programına göre. hükümetin ilk çalışmalarından birinı de PTT'nin Tsinin özelleştinlmesıne ilişkin yasa tasansı ile Tasarrufu Tesv ik Hesabı'nın tasfiyesıni öngören tasan oluşturacak. Tasarrufu Teşvik Hesabı'nın tasfiyesine ilişkin daha önce hazırlanan tasan. emeklilikten önce hesapta toplanan birikimini almak isteyenlere. paralannın 8 yıldır faızlendırilmiş nema bölümünün ödenmemesinı öngörüyordu. Hükümet, tasanyı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nun. hükümlerin çalışanlann aleyhine olduğu yönündeki görüşü üzerine geri çekti. 'Meclis'eduyulan güven sarsılıyor'Istanbul Haber Servisj - DİSK Genel Başkanı Rıd- van Budak, güvenoyu alan RP-DYP koalisyon hükü- metini sert bir dille eleştir- di. Milletvekı transferlerinın demokrasivı yaraladıgını belirten Budak. "Baa mil- letvekillerinin ahlaki deger- lerizedelev en tutum veda\ - ranışlan. bu ov lamanın top- lum nazannda meşruiyeti- ni ortadan kaJdırrmştır" de- di. Budak. "Şimdi Başba- kan Erbakan'dan beklenen. yıllardır anlatıp durduğu 'adil düzenı' ile işsiz. aşsız, yoksul halka ne verebitece- ğini göstermektir*'dedı. DİSK Başkanı Budak 54. hükümetin güvenoyu alma- sının ardından yaptığı ya- zılı açıklamada. güvenov- laması sürecinde, Türkiye yakın dönem siyasi tarihinın en çırkın pazarlıklannın ız- lendiğini. "milletvekili paza- n"ndan. "milletvekili borsa- srndan söz edıldiğini be- lirtti. Budak. milletvekili adaylannın. partilerin ken- di üyelen dışlanarak lıder- ler tarafından belirlendiği ve halka onaylatıldığı bir seçim sisteminden başka bir sonuç çıkmasının da bekle- rfemeyec'eğıni söyledi. Halka karşı sorumluluk duymayan. parti liderleri- ne. kişisel çıkanna hizmet etmekten başka bir diişün- cesi olmayan kişilerin. o partiden bu partiye "trans- fer" olmalarının en başta demokrasiyı yaraladıgını. toplumun TBMM'ye olan güvenini sarstığını vurgu- layan Budak. açıklamasın- da şu görüşlen savundu: " Bu çerçevede bakıkuğın- da. bugün Mecliseatısı altın- da gerçekleşen 54. hüküme- tin gü\enoylamasının pek bir anlamı voktur. Gerek hükümetin kurulmasındu ğündeme gelen çirkin pa- zarlıklar. gerekse <nlanıa ön- cesindeki ba/ı nıiIİervekille- rin ahlaki değerleri /edele- ven tutum vedavranışlan.bu o\ lamanın toplum na/ann- dâ (TK'snıivrtiniortadan kal- dırmıştır." Çırkın pazarlıklar ve çü- rümüs ilişkilerüzenndesağ- lıklı politıkalar üretilmesi- nin olanaklı olmadığını dü- ^ündüklerıni belirten Bu- dak. "Şimdi Başbakan Er- bakan'dan İH'klenen. v ıllar- dır anlatıp durduğu adil düzenı' ile işsiz aça. voksul haika ne verebilecegini gös- termektir" dedi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART TutukJu jakınlanna destek venen Mahmut Almak polislertarafindan döv üldü. Şİ.MDf DE BliNL OYLAVAL/M! RET=? KABUL=? 'Dönenlerkoalisyonıı J ndatmnsfer incüenANKARA (CumhumtfBü- rosu) - RP-DYP hükünietinın güvenoyu sürecı. lıderler dü- zeyındeki büyük çaplı karar degışikliklerinin vanı sıra TBMM 'de son dönemlenn en renkli ve hızlı transferlerine de sahne oldu. Muş Milletve- kili Erkan Kemaloğlu. ANAP grubunda şeref v e particilıkten bahsettikten bır hafta sonra. "Davanamadım" ha>kınşla- nyla DYP've geçerek millet- vekili arkadaşlannı şaşırtır- ken. ANAP Van Milletvekili Mustafa Ba\ram. "Ben erke- ğimparti degjstirmenı" dedık- ten iki gün sonra RP'li oldu. DYP Mardın Mil- letvekili Muzaffer Ankan. laık rejım karşıtı uv- gulamalann sorumluluğunu üstlenmemek ama- cıyla avnldığını açıkladığı partisine. "Neyaph- ğımı biiemezhaJdeyim. Dü^ünce>eteneğimi kav- bettim" diyerek geri döndü. RP-DYP hüküme- tinin kurulduğu süreçte ilk vön değiştirenler. li- derleroldu. DYP Genel Başkanı TansuÇiller, ay- larboyunca ağırdille eleştirerek bölücülükle suç- ladığı RP ile koalisyon masasına oturdu. Başba- kan Necmettin Erbakan da "RP ile koalisyon yapmakülkeyeinaııetnr*'diyen vekendisini Mer- cümek yolsuzluğunun yanı sıra eroın kaçakçılı- ğıyla suçlavan Çiiler'i, ıktidara gelmek ıçtn hü- kümet ortaği olarak tercıh ettı Çıllerhakkında 3 ayn Meclis soruşturması açılmasını sağlayan Er- bakan, görüşmeleröncesinde ısrarla üzerine gıt- tiği bu dosyalan koalisyon pazarlığı vaptı. Büyük çoğunluğu, Erbakan'ın hükümet kur- magörev ini almasının ardından. RP-DYP hükü- metinin çatısmın kurulduğu döneme rasîlayan is- tifalardan bazı ömekler şövle: Mustafa Bayram: Bcnerke- Muzaffer Ankan: Ne yap- ğim, parti değişrirmem. tıgımı bileme/ haldeyim. Adil Aşırım: DSP lıstesımlen Iğdır milletve- kili olarak gırdığı parlamentoda, vernın etmesi- nın hemen ardından 10 ocakta ANAP'a kaiıldı. N'ecdet \lenzir: Hükümetm kurulmasının he- men ardından 2^ hazıranda ıstıfa etti ve bağım- sız kaldı. Kubtlav Llygun:Güvenoylamasmdan 5 gün ön- ce 3 temmuzda DSP'den istıfa ederek DYP'ye katıldı. Hâlâ anlaşılamavan nedenlerle 3 gün sonra DSP've geri döndü. Erkan Kemaloglıı:Partıalık ve şereften söz et- tiği AN'AP grubundan bır hafta sonra -1 temmuz- da DYP saflanna geçerken "Daha fazla da>ana- madım"dıye havkırması ANAP'lılan şaşırttı. Mehmet Korkmaz: 6 temmuz cumartesı gü- nü. "Yaptığım \icdani muhasebenin sonucunda >e ülkeningelm-ği için veballi birMrumluluk ta- şımamakdüşüncesiylegü\enmlanıasında rvtınu kullanacağınTdedı. DYP genel başkan vardıın- cılarıv la yaptığı görüşmenın ardından ~ temmuz pazar günü. "BBP'nin karan beni yeniden dü- şünmeye itti. Seçmenin baskılan dogrultusunda Mehmet Korkmaz: BBP'- Erkan Kemaloğlu- Davana- nin karan benidüşündürdü. madı Çiller'e koştu. \icdanımı dinledim. Medva açıklamalanmı sap- tırdı.vanli'jlar vaptı. Sahlmışlıkla suçlandık. Ge- nel merkeze geterek satılmış oJnıadığımı ortava koydum" dıverek karannı deC'iştırdığıni bildir- dı." Mustafa Bayram: Hakkında çıkan transfer sövlentilerinin ardından düzenlediği basın top- lantısında, "Doğduğıımdahabama,erkekçocu- ğunoldudivemüjdeledikr. Benerkeğim parti de- ğişn'rmem'" dedi. Bu açıklamadan bır gün sonra gece saatlennde RP Genel Merkezı nm kapısın- da görülünce. "Nakındakicamive namazkılma- ya gelmistim" dedi. Güvenoyuna 18 saat kala RP'ye geçmesinin gerekçesini açıklarken, ken- dısine güv enmeyen ANAP yöneticilerinin tav ır- larından rahatsız olduğunu ve onurunun incın- dığını sovledı. -\\AP'lıİara. "Ben size nüvük birsürpriz vapacağım" dedığı ıçın son dakıka- da geçış yaptığını açıkladı Muzaffer Ankan: DYP'den aynlırken "So- rumluluk her partideki laik düzeni savunan ve Atatürk ilkelerine bağlı bütün millenekilkrintn- dir. Dtmokratik ve laik bir cumhuriyet olarak variığımt- n sürdüahilmenıi/ için sorum- luluğumuzun \icdan muhase- besini çok iyi yapmak zorun- da>'iz"dedı. DYP'şegendön- düğünü açıkladığı dünkü ba- sın toplantısı, özetle şöyle ge- lıştı. - Neden geri döndünüz? - DYP genel başkan yar- dımcılanyla görüştüm, çok bü- yük bir baskı altında olduğu- mu öğrendım. Laık cumhurı- yeti sav unmak son derece önemli, ama aılem ve ben bü- yük zan altında kaldık. - Bu yaptığınız dansözlük olarak değerlendi- rilivor? - Bunun dansözlük neresinde. Bunu söyleyen basıp. - İdeolojik tarafinız nedir? - Ben DYP içinde sosyal demokrat bır insa- nım. Bu karanmı açıkladıktan sonra 500 telefon aldım. 3 tanesi onayladı. Kitle örgütlen beni ara- madı. - Tabanınıza sormamış mıydınız? - Tabanıma danışmıştım, ama hepsini bulama- dım. - Yaptığınız.MecBs'in saygmlığınagölgedüsür- müyor mu? - Onu siz degerlendirin. Çok büyük bir baskı altındayım Müthış «tres ve kramp içindeyım. Düşünce yeteneğimı kaybettim. Ne yaptığımı biiemez haldeyim. - Milletvekilliğinden isrifav ı düşündüniiz mü? - Düşündüm. aıleme de söyledım. . -Sonuç? - Sonucu sörüvorsunuz. 'SlFIRNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR REFAHYOL hükümetinin kurul- masıyla, basın tekelleriyle Erba- kan arasındaki tartışma kızıştı. Büyük basın tekellerinin REFAH- YOL koalisyonu aleyhinde kam- panya yürütmeleri Erbakan'ı çok kızdırdı. Özellikle bazı gazete ve TV kanallannın REFAHYOLa ve- rilecek güvenoyunu dramatik ha- le sokmalan ve koalisyona verile- cek güvenoyunu engellemek ama- cıylayoğun propaganda kampan- yası yürütmeleri RP'lilen çileden çı- kardı. Türkiye, 12 Eylül'den bu yana ağır bir diktatörlüğe mahkûm edil- di. 1982 Anayasası ve 12 Eylül dönemindeçıkanlan kanunlar. Tür- kiye'yi cuntafardonemı Latın Ame- rikası'na çevırdı. Basın da bu ağır baskılardan nasibini aldı. Basın Yasası ağırlaştırıldı. idareye bu- yük yetkiler tanındı. Gazeteciler yazıları nedeniyle hapislere atıldı- lar. Gazeteler kapatma tehdidiyle sındırildiler. Baskı, tekelleşmeyi de berabe- rinde getirdi. Muhalif ve orta bü- yüklükteki bir gazeteye yaşama şansı neredeyse bırakılmadı. Ba- sının iktidara bağımlılığı arttı. Ga- zeteler ayakta kalabılmek için ık- Basmın Onurunu Korumak tıdarla, mesleğin gerektirdiğinin ötesinde ihşkilere girdiler Basmın örgütlenmesi zorlaştırıl- dı. Gazetecı örgutlerı baskılaryü- zünden uzun yıllar seslerini çıka- ramad/lar. Basın dalında sendika- laşma sıfıra indırildi. Bugün hiçbir büyük medya kuruluşunda sendı- ka yok. Kurmaya kalkışana da ka- pı gösteriliyor. Basın özgürlüğü yok, basının- mali özgürlüğü yok. Bu nedenle basının kımliği yok. İstedıği gibi yazamayan, gerçeği halkına ilet- mekteki engelleri aşamayan ga- zetecınin de kimliğı olduğu söy- lenemez. Türkiye'de özgür basın olduğunu kimse iddıa edemez. Bazı gazeteciler sırtlarını devlet ıçındeki güçlere dayayarak mes- leklerinı sürdürüyorlar. Bazıları, patronların kredı ilişkılerini ayarla- yarak büyük paralar kazanıyorlar. Bazıları da bir dıni örgütlenmenin ıçıne gırerek kendılerıne bir yer edinmeye çalışıyorlar. Düşündü- ğünü özgürce yazrnaya kalkan ve- ya haberı patronlarına ve devlete rağmen halka ulaştırmaya çalışan gazetecınin Türkiye'de işi çok zor. Başına türlü belalar gelebilir. işin- den olabilir, aç kalabılir, hapse atı- labilir. Bir kısım gazeteci hiç se- sini çıkaramazken ve sesi boğu- lurken bazılarının sesi de inanılmaz ölçüde yüksek çıkıyor. Öyle basın mensuplan oluştu ki. bunlarher ko- nuda son kararı kendilerınin vere- ceği gibi bir duyguya kapıldılar. Çok fazfa canları sıkılınca. devle- tin bır yerlerınden mesajlar getır- diklerini bile söy'emekten çekin- mediler. Dünyada, bir gazeteci- nin en kötü özelliğı olarak devlet- le ve iktidar sahiplerıyle kurduğu yakın ilişkı gösterilir. Bu ulkede ıse devlet buyüklerinın yatak odala- nna gırdiğini söyleyerek övünen ga- zeteciler itıbar kazandılar. Aylardır süren hükümet krızi sı- rasında devletlü gazeteciler ölçü- yü lyıce kaçırdılar. Kimin kim/e ko- alisyon kuracağı bılesankı bunla- rın yetki alanına gıriyormuş gibi bir hava ıçıne girdiler. RP'nin bü- yüyup gelışmesi üzerıne kafa yor- mayan, rating uğruna bunlara her türlü prımı verenler son dakikada uyanıverdiler ve bağırmaya baş- ladılar: "Laiklik tehlikede..." Tansu Çilter'e, Mesırt Yılmaz'a ılkesiz desteklersağlayanlar. bu li- derlerin ezan, Kuran edebiyatına hiç tepki göstermediler. Bu partı- lenn Güneydoğu'dakı yangının üzerine benzin dökmeleri, bu ar- kadaşlanmızı hiç rahatsız etmedi. Yerlerde sürüklenen "Cumartesı Anneleri" onlann yüreğini yakma- dı. Her gün 30 gencın yaşamını yi- tirdiği ülkede bunlar paralarına pa- ra kattılar. inanılmaz bir lüks için- de yaşamaktan utanmadılar. RP, batan Türkiye'nin yükselen gücü. Türkiye battıkça siyasal is- lam yükseliyor. Türkiye'de halk baskı altına alındıkça, devlet acı- masızca her özgürlük isteğinın uzerınesaldırdıkça, insanlarçare- sizlik içinde RP'ye sarılıyorlar. Basın, bunlara karşı çıkıyor mu? Gazeteciler, mesleğin onurunu korumak ıçın ne yapıyorlar? Örneğin iki basın tekeli araların- da anlaştılar ve diğer bütün basın kuruluşlannı yok edebılecek karar- lar aldılar. Buna onurlu (!) kalem- lerimiz ne ölçüde tepki gösterdi- ler? Erbakan, öfke içinde basın te- kellerine çatarken somut bir du- rumdan yola çıkıyor. Erbakan'a ve onun İslamcı siyasi çizgisine ömür boyu karşı çıkan bır gazeteci ola- rak şaşırmıyorum. Ne diyor Erba- kan;' "Bunlann kredılerini kestin mi değişivehrler ve uysallaşırlar", "İki basın tekelı anlaştt, dığerga- zetelen yok etmek istiyortar"... Siyasi İslam ve RP, Türkiye için bir çıkış yolu değil. Bunu süreç içinde görecegız. Tarıhın küflenmiş sayfalarına dönerek bır başarı el- de etmek mümkün olmayacak. RÇ balonu, çok uzun olmayan bir süreç içinde sonecek. Ama Tür- kiye'nin gericiliğe mahkûm olmak- tan kurtulması için hâlâ çok emek gerekiyor. Bu konuda en çok basın emek- çilenne görev düşüyor. Halka ger- çeği ulaştırmak dünyanın en zor işlerinden birisı. Onurlu basın üze- rine cilalıyazılaryazmakyerine, "yıl- lardırkime hizmet ediyoruz" diye düşünsek daha tyı olacak. POLTIİKA GÜNLUGU HİKV1ET ÇETİIVKAYA Rantiye... Bizim gazetelere şaşıyorum... Sanki. •şeriatın ayak sesleri'ni yeni duymaya baş- ladı bizım meslektaşlarımız. Sanki. daha önceleri '^e- riatınayaksesleri'duyulmuyordu. karayobaz çetele- ri ellerinde 'pompalı av tüfekleri'yle Istanbul'un va- roşlarında gövde gösterisı yapmıyorlardı. Sanki, da- ha önceleri Afganistan, Cezayir, Iran ve Suudi Ara- bistan'dan VfA)a/rna//'şerıatçılarGazi Mahallesi'nde, Ümraniye'de cami cami, ev ev dolaşmıyorlardı. Hepinize günaydın, Erbakan Hoca'nın deyişiyle de sabah şeriflerinız hayır/ı olsun!.. REFAHYOL güvenoyunu aldı ve Necmettin Erba- kan ile Tansu Çiller derin bir oh çekti. Sapına kadar Atatürkçü Paşamız, DYP KiNs Milletvekili Doğan Gü- reş ise oylamaya katılmayıp, Armutalan'da olup bi- tenleri izledi. Zaten Atatürkçülüğe de bu yakışırdı. ANAP'tan Cemil Çiçek, Abdülkadir Aksu, Ali Coşkun ve Korkut Özal'ın oylama bitip, REFAH- YOL'un güvenoyu almasından sonra, genel kurula gi- rip 'retVermelerine ne denir? Bağlı oldukları tarikat- ların siyasal yaşamda ne denli güçlü olduğunu gös- terir... Necip milletimize REFAHYOL hayırlı, uğurlu olsun; bizim laik, demokratik basınımız da hacıyla bacıyı ar- tık yüreklerinin münasip bir yerine koysun. Koyarken de şöyle düşünsünler: "Bu işte bizim hiç günahımızyok mu?" Kımi 'kalemler', k/mi 'köşe dönücü' eski yağdan- lıklar, bilumum takkesız liboşlar, dönek Marksistler, ikin- ci cumhuriyetçi maskaralar, soytarılar "Bizneleryap- tık" diyerek eski defterleri karıştırsınlar, eğer zaman bulabilirlerse... Ama hiç sanmıyoruz, tümü de bir V dönüşü ya- pacaklar, Erbakan Hoca'nın önünde diz çöküp yal- varacaklar: "Aman Hocam bizyaptık senyapma, patronumu- zun saygı ve sevgilerini getirdik, size olan güven ve bağlılığmı iletmek istedik...'' Bu mücadelede topu topu iki elin parmağı kadar kalacağız; dönek Marksistler, takkeli ve takkesiz li- boşlarla kavgayı sürdüreceğiz... Eh. bu arada Hoca'nın 'adil düzen'\ni de görece- ğiz... • . Hayır hayır görmeyeceğiz... Çünkü takkesiz liboşlar şimdiden kıvırtmaya baş- ladılar bile... Diyorlar ki: "RP tek başına iktidara gelmedi..." • • • Erbakan Hoca diyor ki: "Basın davalan birayda sonuçlanacak?" Acabaalacak-verecek, çek-senet, cinayet, boşan- ma vb. davaları kaç ayda sonuçlanacak? Hoca bu konuda bir şey söylemiyor... Erbakan, basını susturmak için kollan sıvamış, şim- dil/k gözdağı veriyor... Şu promosyon işine, gazete ve dergi dağıtımında- ki 'tröstleşmeye' REFAHYOL nasıl engel olacak? Hocamıza dokunmuyorlar, o ne yaparsa ses çıkar- mıyorlarsa patronların başlarına bir şey gelmez... O zaman ne yapmah? Kimi gazetelerin yaptığı gibi Hoca'ya sıcak yaklaş- malı... Bu işi en iyi Akşam gazetesi yapıyor... Vatanı bile 'önce vatan' diyerek sarıp sarmalayıp sattıklarına göre bu pazarlamacılıkta şimdilik ilk sıra- dalar... Eh, bravo doğrusu! Geç kalanlar 'hapı yuttu' demektir... Bakalım önümüzdeki günler neler olacak ve bizim laik demokratik cumhuriyeti savunan gazetelerimiz na- sıl bir tavır sergileyecek?.. Ben çok merak ediyorum! • • • Şeriatçı gazetelerin dünkü başlıklarına baktınız mı? İşte bir tanesi: "Egemenlik Oylaması!.." Neden egemenlik oylarnasıymış, okuyalım: "Bugünkü güvenoylaması; hayali ihracatçılar ve gecelık faizlerle palazlanan rantiye çevreleri ile dev- letbankalannı hortumlayan medya ağalannın egemen- liğine son verip, millet egemenliğini yeniden tesis etme egemenliğini tanıyor..." Yandı gülüm keten helvam!.. Tansu Bacı Emlak Bankası'yla Halk Bankası'nı kap- mış, Hacı Erbakan Ziraat Bankası'yla Vakıfbank'ı al- mış... Sonra ne olmuş? Devlet bankalarını hortumlayan medya ağalannın, rantiyecilerin egemenliğine son verilecekmiş!.. Bu milletin yüzde 9O'ı gerçekten Aziz Nesin usta- nın söylediği gibi aptal mı? Bu milletin yüzde 90ı ger- çekten, kavşaklarda yeşil ışık yandtktan 15 saniye son- ra mı geçiyor? Şimdilik yorum yok! fzleyeceğiz!.. Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet Cetinkaya <<< Planet.com. TR Atatürk düşmam öğretmene soruşturma UFl K TEKtN ADANA - Adana Sabancı Anadolu Tekstıl Meslek Lı- sesi öğretmeni Müslüm >ün- men. "Atatürk"a hakaret et- tiği" gerekçesıv le şikavet edı- lınee hakkında dava açıldı. •'.Atatürk'ün Yunanlı olduğu- nu" sövlediği ve kız öğren- cileri "nı'kâh düşer" diyerek el sıkışmamalannı telkin et- tiği savlanan din dersi öğret- meni Yurtmen. "Çekememez- lik nedeniyle şikavet edildiği- ni" söyledi. Kent merkezindekı Saban- cı Lisesf nde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olj- rak görev vapan Müslüm Yurtmen. Mılli Gazete ve Za- man Gazetesi'ndedegünde- megetirilen bir tartışma ne- denı\leşikavetedildi. Dinci gazetelerde "türbanlıöğren- ciyetükürüldü''' başlıgıv la da dıle getirilen haberlerin ar- dından bir öğrenci velisinın >aptığı ^ikâvetten sonra Mil- lı Eğilinı Müdürlüğü hareke- te geçtı. İki rnüfcttisin yaptı- ğı soruşturma sonunda suç- lu görülen öğretmen Müslüm Yurtmen hakkında önce 65" savılı Devlet Memurları Ka- nunıfna göre işlem vapıldı vebirgünaylıktankesmece- zası uvgulandı. Müfettişle- aynca Adana Valiliği'ne ılet- tikleri soruşturma raporuylj ılgılı olarak suç duyurusun- da da bulundular. "Sİzelıikâh düşerJ Bir öğrenci velisininresmi şıkâyetine göre öğretmen Müslüm Yurtmen'la ilgili sav- lar şöv le: "Atatürk benim atam de- ğil. Atatürk Yunanlıdır. Be- nim kökenim Göktürklerden gelivor. Artık votişkinsini/. başörnjsü takın. Sizlere ni- kâh düşer.erkekterletokalaş- mavın. «ünahtır. Ölü>e savgı duruşunda bulunulmaz. \an- lışbu. Olsa olsa fatiha okunur, dijen bir ögretmenin bulun- masından esef duvuvorum. Buokıj/dan gönderilmesi için Suç duyurusu üzerine so- ruşturma yapan Adana Cum- huriyet Savcısı Mehmet Ali K'utça, 58! 6 savılı Atatürk Alevhinde İşlenen Suçlarla İlgili Yasa'va dayanarak da- va açtı. Gelecek hafta başın- da 6. Aslıye Ceza Mahkeme- sı'nde 3 yıla kadara hapis ce- îası istemiyle vargılanacak olan Din Dersı öğretmeni Müslüm Yurtmen, C'umhu- nyet'in sorıılan üzerine "Ben 10 kasımda Atatürk \e laik- liği anlatmış kişivim. Dindar - dinsiz av nmı japmam. Ben kendim kadııılarla tokalaşno- rum. Çekememezlik jü/ün- den şikavet edildim" dedi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear