23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
r, SAYFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ 1996 ÇARŞAMBA 14 KULTUR Lella Cuberii Anne Sofie\on Otter Victoria de Los Angeles GalinaCorçakova Sesleriyle büyüKiyorlar... COŞKUN TUNÇTAN PARİS- Dünyaca ünlu yazarlar. bes'tecıler. çeşıtli dallarda büyük sanatçılar aramızdan lemelli aynldıklannda, artık onlann yerini kimse dolduramaz diye hayıflanıyoruz. Halbuki, heryeni kuşak. yazının ve sanatın her alanında yepyenı ve hayranlık uyandıran adlardan hiç yoksun değıl.. Son aylarda. gerek sahnede. gerek plaklardan zevkle dınlemek fırsatını bulduğum, çoğu genç ama şimdiden dünya çapında ün salmış bırkaç ses sanatçısına değıneyım öncelikle. Angela Cheorghiu Romanyalı. Müzik Akademisi'ne 14 yaşmda girmtş. 1990'da mezun olmuş Aradan ikı yıl geçmeden. Londra'da. Covent Garden'da. Mozart'ın "Don Giovanni"sınde. uluslararası kariyen başlamış. Ardından "Turandot", "La Boheme" ve "Carmen"de büyük roller \enlmış ona. Sonra Viyana Operası'nda, New York Metropolitan'da oynamış. Nihayet, geçen yıl. Sır Georg Solti'nin yönetımındekı orkestranın eşliğinde canlandırdığı "La Tra\iata'" daki Violetta ile, günümüzün en yetenekli sanatçılannın ilk safında oldugunu kanıtlamış. Plaklannın yapımı için salt Decca şirketıyle sözleşme imzalayan Angela'nın ilk yayımlanan kayıtlan. "La Traviata"nın tümü, bir de "Aryalar" adı altında, ünlü operalardan seçilmiş 11 parça. Şimdiden planlanmış başka kayıtlan ona yakın. Bunlann arasında üç opera var: "La Boheme", "Aşk İksiri" ve "Faust".. Birönceki kuşaktan olan Edita Gruberova Çek. Parıs'te bu kış verdiği konser, ünlü ve kocaman Pleyel salonunu hıncahınç doldurmuş olan müzikseverlen öylesine mest etti kı eğer onlann dinmek bilmeyen isteklerine uysaydı. bu ses şöleni sabaha dek sürecekti! Dünyanın en ünlü operalannda. en şanlı / talya'dan Kore'ye, her biri farklı bir ülkeden gelen sekiz kadın opera sanatçısı... Dünya sahnelerinde şimdi onlar konuşuluyor: Angela Gheorghiu. Edita Gruberova, Anne Sofie von Otter, Sumi Jo, Galina Gorçakova, Cecilia Bartoli, Lella Cuberli ve elbette Victoria de Los Angeles... festıvallennde. çeyrek >"üzyıldır sürekli başrollen canlandıran sanatçıyı hıç unutmamak ıçin. bir kez dınlemek yeterli! Sesinin berraklıgını, gücünü. anlatım zenginlığını. çoğunluğu EM1, Decca ve Nightıngale'ce yayımlanmış çok sayıda plaklan aracılığıyia tanımak da olanaklı. Anne Sofie von Otter tsveçlı. Şu sıralarda en çok satılan plaklar listesinin başlannda onun kaydettigı kendi ülkesinin ezgılen \ar: "VVings in the Night." 1984'ten bu yana. çeşitli ülkelerde (Nevv York. Berlin. Viyana. Tokyo ve daha birçok büyük kentin operalannda) sürekli başroller canlandıran bu nefis seslı sanatçı Stockholm'de doğmuş. san öğrenimini en çok lngiltere \e Avusturya'da yapmış. Tümü Deutsche Grammophon şırketınce yayımlanan plaklannın say ısı muazzam. Kimileri opera, kimileri lied türünde. Sesinin özgün bırtathlığı var. Koreli Sumi Jo... Edita Gruberova Sumi Jo Koreli. Seul'de doğmuş. Genç ve güzel. Şan ve piyano öğrenimini, aynı zamanda. Italya'da yapmış. Herbert \on Karajan'ın onun sesıne hayranolması sonucunda 1990'da başlayan uluslararası sanat yaşamı bugüne dek sürekli görkemlesiyor: Avusturya'dan Şili'ye. Fransa "dan Amerika"ya. Belçika'dan Israil'e. yani ülkeden ülkeye. bu arada tabıi anayurdu Kore'ye de aralıksız çağınlıyor. Heryerde başarılı. Çeşitli şırketlerce (Decca, Erato, Phılıps. Deutsche Grammophon. Sony, Samsung, Yirgın.. ) yayımlanan plaklannın bırçoğu satış rekorları kırıyor. Bunlardan bırınin adı "Mrtuoso Arias". koloratur bir soprano içın değışık operalardan seçilmiş en zor parçalardan oluşuvor. Galina Gorçakova. Rus Şan öğrenimini kendı ülkesınde yaptı. sahnede ilk adımlarını yıne orada başanv la artı. Çok geçmeden, 1991 'den başlay arak uluslararası ünlü bir sanatçı oldu. Bir yıl rol aldığı ya da alacağı operaları saymak, kendısıne verilen değeri yansıtmaya yeterli: "Madama Butterfly" (Italya ve Japonya). "Aida" (Hollanda ve Almanya). "Yazgının Gücü" (Fransa). "Maça Kızı" (Fransa ve Avusturya), "Don Carlos" (lngiltere), "Tosca" (Amenka ve lngiltere, herseferinde Placido Domingo ile birlikte)... Bunların dışında. yine bu yıl. dünyanın dört köşesinde, kah bir opera turnesı çerçeve.sinde. kah tek başına verecegı resıtallerde alkışlanacak. Plaklannın tümü, 1994'ten bu yana Phılıps şirketince yayımlanıyor. Cecilia Bartoli ttalyan. Gençliğıne karşın ünü çok büyük. Onu çağımızın en beğenilen sanatçılarıvla birlikte dünyanın en ünlü sahnelerinde. her sefennde başrollerde seyretmek sürekli olanaklı. Kuşağının sanatçılannın en güzellerınden üstelık; yürek yakıcı bir Akdeniz tadı var bakışında. gülüşünde. Sesı de okşayıcı, dolgun. güçlü. Repertuvan şimdiden çok geniş Plaklannın tümü Decca şırketınce yayımlanıyor Aralannda "Sevil Berberi"nın ve "La Cenerentola"nın tümü ve çeşitli resıtaller var. "A Portait" adlı antolojide Mozart'ın. Rossini'nın. Schubert"in yapıtlarından seçilmiş parçalar Cecilia'nın yeteneğiyle daha da güzelleşmişler. Lella Cuberli Amenkalı. Teksas'ta doğmuş. Ama adının da yansıttığı gibi atalan İtalyan. Şan ögrenimini Dallas'ta tamamladıktan sonra. 1975te Macaristan'da. "La Traviata"'nın başrolünde. sahnedekı ilk büyuk başarısını kazannıış Ardından, ülkeden ülkeye giderek başlattığı pariak kariyen hâlâ sürüyor. Milano'nun La Scala'sı. New York'un Metropolitan'ı. Paris ve Salzburg operalan. sık sık alkışlandığı sahneler arasında. Özellıkle Rossinı, Bellini ve Donizetti'nın vapıtlannda, "bel canto'' dıye nıtelendinlen türde, olağanüstü başanlı sayılıyor. Fonit Cetra şırketınce yayımlanan bir plak ("Momenti di bel canto"! bu türdeki yeteneklerinı kanıtlıyor. Bu kış Paris'te verdiği resital de çok beğenıldı \ ictoria de Los Angeies Ispanyol. Sanat ya^amına yanm yüzyıl önce başlamış olmasına karşın hâlâ adı bir afı^te yeralınca salonları tıklım tıklım dolduran, her resıtalinin sonunda tekrar tekrar sahneye çağrılan. aralarında çok sayıda gençlenn de bulunduğu hayranlan tarafından kcndisine bir yıgın kocaman çıçek buketı sunulan. haylı ılerlemış olan şimdiki yaşında bile kusur^uz tekniğiyle şanseverleri mestcden büyük. çok büyük bir sanatçı. Bu sefer, her bıri değişik bir ülkeden gelen. >ekiz degerli kadın sanatçıdan bahsettim. Onlar kadar yetenekli ve bir çoğu genç erkek operacılar da bol. Başka bir yazımın konusu olacak onlar 10 yıldır sessizliğini koruyan Yoko Ono'nun yeni albümü "Rising" Avrupa'da Beatles "Antoloji"den daha çok beğenildi Yoko Ono'nun yeniden doğuşu Kültür Servisi - Yoko Ono yeniden doğdu. 1960'ların efsanevı rock topluluğu Beatles'ı dağıtan' kadın olarak tarihe geçen ve Beatles hayranlannın düşmanlığını kazanan Yoko Ono. 10 yıllık bir sessızlıkten •^onra Beatles'ın "Antoloji" albümüyle aynı sıralarda pıyasaya çıkardığı "Rising" albümüy le. "Antoloji"den daha iyı eleştıriler aldı. Amenka, Avrupa ve Japonya'da John Lennon'dan olan oglu Sean Lennon'ın topluluğu IMA ile birlikte bir dızı konsere hazırlanan Yoko Ono. müzık çevrelerinden ilk kez aldığı »olumlu' tepkı karşisinda şaşkın: "Rüyamda görsem. inanma/dım" dıyor. "Belki artık benimle uğraşmaktan sıkıldılar. Hakkımda o kadar olumsuz şeyler söylendi ki. sövlevecek bir şe> kalmadı! O zaman da şaşkınlık içindeydim. neden bu kadar düşmanlık uyandırdığımı anlayamıvordum. Şimdi de şaşkınım. Ama en azından. olumlu bir şaşkınlık bu." 196O'lı yıllarda, John Lennon ile tanıştığı sıralarda Avrupa ve Amenka'da tanınan bir fluxus sanatçısı olan Yoko Ono, 1970'li yıllarda kendi adınt taşıyan Plastıc Ono Band topluluğu ile çeşitli albümler çıkarmış, ancak pek beğeni kazanmamıştı. tşin ilginç yanı, Yoko Ono'nun yeni albümü "Rising"ın. tarz olarak o eskı albümlerinden çok da farklı olmaması. Ono'nun 20 yıl sonra müzık piyasasında bu kez 'tutmasf. müzık eleştirmenlerınce müzıkseverlerin değişen beğenılerıvle açıklanıyor: Björk ve PJ Harvey gibi etkın kadın şarkıcılann kabul gördüğü bir çağda. Yoko Ono'nun zamanında müziksevere 'tuhaf gelen tarzı artık beğeniyle karşılanı>or. 63 yaşındakı Yoko Ono için 'rüzgânn >önü*. 1992 yılında pıyasaya çıkan ve tüm şarkılannı içeren altı CD'lik * 4 Onobox" derleme albümüyle değişmeyebaşladı. Albümde. Yoko Ono'nun 19601ı yıllarda John Lennon ile birlikte yaptığı kimi parçalar da yer alıyor. Yeni albüm "Rising"de ise. oglu Sean Lennon ile çalışmış Yoko Ono. Başta "Hiroşima" adlı biroyun için bestelenecek iki şarkı projesiyle başlayan "Rising"in öyküsü. Sean Lennon'ın annesiyle birlikte bir albüme ımza atmak arzusu üzenne boyutlanmış. Yoko Ono. "Aslında benim müziğimi tanıyıp tanımadığını bile bilmiyordum" dıyor. oğlu Sean ıçın. "John'un (Lennon) müziğini dinlemesini. öğrenmesinL, babasının tarihini bilmesini istivordunı tabii. Ama kendi mü/iğim konusunda çekingen da\ randım. belki de annelik içgüdüsüvle bilmivorum. Avnca benim yaşadığun sorunian vaşasın istemedim hiç. Benden yana olacağına, Beatles"dan yana görünmesi daha iyi olur diye düşündüm." Yoko Ono'nun vaklaşık 25 yıldır kendı nıüzığiv le ön plana çıkmamasının. ya da müziğini bir anlamda "sa\unmamasının', medyanın kendine gösterdıği düşnıanlıktan başka nedenlen de var. 1930-40'lı yıllann Japonya'sında. tutucu. geleneksel bir ortamda buvüven Ono'ya babası, "Boşuna besteci olmaya çalışma" demış "Hiç başanlı kadın besteci v^r mı?" Yoko Ono. hiç yüreklendinlmeden bir şeyler üretmeye çalışmanın zorluklarından söz edıyor. Sbko Ono'nun "Rising" albümünde, "Ask the Dragon" başlıklı bir şarkı var: "Bir kuşa neden o kadar yüksekten uçtuğunu stırun... Bilmcın, diyecektir, uçuvorurn işte..." Bu sözlerin kendisiyle bir ilgiM olup olmadığı sorulduğunda. ~Aslında... evet. işte benim yaşamımın özeti" dıve \anıtlı\or Istanbul'daJapon davulları Kültür Servisi- Bu y\l lzmir'de düzenle- necek olan Japon Kültür Haftası'nın açılışı bugün lstanbul'da gerçekleştiriliyor. Türk Japon Dostluk Derneğf nin önceki yıllarda tstanbul ve Ankara'da düzenlediğı "Japon Kültür Haftasr kapsaoıında bu yıl Türkı- ye'vegelecek çeşitli Japon gruplar arasında yer alan Tamakkoza Dav ul Gnıbu bugün ıkı gösten sunuyor. Saat 16.00'da Kanal lskele Meydanf nda gerçekliştınlecek gösteri ak- şam 19.30'daTaksim Meydanf nda tekrarla- nacak. Konuyla ilgili olarak görüştüğümüz Türk Japon Kültürel Dayanışma Derneği Genel Sekreten Kanji İshimoto2-4 ağustos tanhle- ri arasında gerçekleştırecek haftamn dönü- şümlü olarak beş yıldır Türkıye ve Japon- ya'da yapıldığını söyleyerek, bu etkınlılenn ikı ülk'e arasındaki ılışk'ılenn gelişımine bü- yük yarar sağladığı inancında. Bu yıl Iz- mir'de yapılacak Japon Kültür Haftası bo- yunca gerçekleştirilecek etkınlikler için yüz kadar Japon sanatçı. egıtımcı ve sporcu Tür- kiye'ye geliyor. Japon geleneksel sanatla- nndan ve sporundan örneklenn sunulacagı hafta içınde Türk ve Japon kadınlan arasın- da da bir tanışma toplantısı yapılacak. 'Origami'den (kâğıt katlama sanatı) 'aki- do'ya (geleneksel Japon sporu). 'çay sero- monisi'nden 'ıkebana'ya(çiçeksüslemesa- natı ) kadar Japon kültüriınü yansıtan çeşitli aktivitelerdenoluşanetkınliklerarasında Ja- pon geleneksel lemsılı sanatının ünlü ısmi Tamakkoza Da\ ul Gnıbu' nun gösterilen ay- n bir yere sahıp 23 kışıden oluşan topluluk. ay nı zamanda bir drama topluluğu olarak da tanınıyor 1985 'te kurulan Tamakkoza Dav ul Grubu. 1988 v ılından ben y urtdışı festivallerıne ka- tılıyor. Şımdıye kadar Almanya, Ispanya. Romanya. Fransa, Amenka ve Kanada'da göstenlenni sunan grup. lzmır gösterılenni tamamladıktan >onra. 5 ağustostan itibaren sırasıyla Çeşme. Bergama. Bursa ve Amas- ya'da da gösteriterinı tekrarlayacak. Adalet Ağaoğhı yarın ameliyat oluyor Avrupa Tophıhığu Korosu Adana'da ADANA (Cumhuriyıet Bürosu) -Çukurova Devlet Senfonı OrkesJası, yeni sezonu 4-5 ekım tanhlennde Avrupa Topluiuğu Korosu ile birlikte açacak. Luduıg V'an Beetho- ven"ın ^.Senfoni' ve % Korolu Fantazi' yapıt- larının seslendırılcegı konserde ÇDSO'ya 100 kışilık AT korosu eşlık edecek. Orkestra ve Koro'yu şef Emin Güven Vaşlıçam yöne- tecek. Çukurova Devlet Senfonı Orkestrası Şefi ve Sanat Yönetmeni Emın Güven Yaşlıçam. tüm masraflan Avrupa Topluluğu tarafından karşılanacak konserle ılgıli çalışmalan sür- dürdüklerinı, olaym Türkiye açısından bü- yük önetn taşıdığım behrterek şunlan söyle- di: "Bir yıldır bu işin üzerinde çalışıyo- ruz. Ağustos sonu >a da evlül başında son göriişmeler için Avrupa'va gidece- ğim.Brüksel ve İtalva'da çeşitli temaslar- da bulunacağım.Konser tarihini 4-5 ekinı cuma >e cumlartesi günleri olarak belir- ledik. Konser, Adana'da Çukurova Devlet Senfonı Orkestrası Salonu'nda gerçekle- şecek.Konserin tüm masraflan \T tara- fından karşılanacak. Bu etkinlik . Türki- ye'nin Avrupa ile görüşmelerinin sürdü- ğü bu dönemde kaynaşma açısından çok önemli.Sanatın yumuşaklığı, kaynaştırıcı- lığı, politika açısından varar sağlayacak." Çukurova Devlet Senfonı Orkestrası'nın. kuruluşundan bu yana geçen çok kısa dö- nem ıçensınde önemli gelışme kaydettığını. çok değerlı sanatçılara sahıp oldugunu vur- gulayan \aşlıçam.AT Korosu'yla birlikte çalmaktan büyük mutluluk duyacaklarını belirterek şövle dedı: "Avrupa Topluluğu Korosu 23 değişik ülkeden toplam 100 sa- natçının bîr arava gelmesiyle oluşmuş.Bu korovla vereceğimiz konser hem orkestra- mız. hem Adana'nın kültürel >aşamı, hem de Türkive açısından çok önemli ve sağlayacağı yarar çok fazla." Kültür Servisi- Geçen hafta pazartesı günü Sanyer sahihnde kendi sine araba çarpması sonucu ağır yaralanan y azar Adalet Ağaoğlu, dokuz gündür sürdürdüğü y aşam mücadelesı sonunda yaşamsal tehlikeyi atlattı. Şışli Etfal Hastanesi Yoğun Bakım Servısınde kalan Ağaoğlunun durumu geçirdiği kazanın, yaralannın agırlığı göz önüne alındığında oldukça iyı. Yazar kaza anına kadar olan her şeyı hatırlıyor ve şu anda bılınci tamamen açık. Ağaoğlu'nun durumundaki bu olumlu gelişmeler sonucunda doktorları, artık bir sorun kalmadığına karar vererek sağ bacağındaki kınk ıçın 1 ağustos perşembe günü ameliyat edileceğini bıldirdiler. DEFNE GOLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Ölüm Sözleri Kimi şairlerin, yaşamlarına kendi elleriyle son ver- meleri üstüne çok düşünmüşümdür. Mayakovski, sonsuzca benimsediği, uğrunda savaştığı sosyalızmin kuruluş sürecinde kendi eliy- le yaşamına son vermiştir. Pavese, uzun faşizm yılları boyunca baskı altın- da yaşarken değıl de, 1950'de, ülkesi ve halkı öz- güıiüğe kavuştuktan sonra canına kıymıştır. Bu intiharlardatoplumsal koşullardan çok, birey- sel iç dünyanın o sıradaki bungunluğu rol oynamış- tır kanımca. Mayakovski intihar ettiğinde, henüz yirmi sekiz yaşında olan Nâzım Hikmet, "Resimli Ay" dergi- sınde "Muazzam Şair Mayakovski Neden İntihar Etti?" başlıklı bir yazı yazarak, bu intihar üstüne dü- şünmeye başlar. Ancak bu yazıdaki düşünceleri ola- yın yalnızca toplumsal boyutuna ilışkındir, bırey ola- rak Mayakovski'nin o günlerdekı iç dünyasından söz etmez: bireysel etkenler henüz şairimizin gün- demıne gırmemıştır. N/îayakovski'nin intihar ettiği yıl yazmaya başla- dığı Benercı Kendini Niçin Öldürdü? adlı kitabında da bırdevrimcınin hangi koşullarda kendini öldüre- bıleceğı sorununu ışler. Yanıt: Devrimci, hareketin gelışmesini engelleyıci bir konuma düşmüşse, an- cak intihar hakkı vardır. "Kavgada I kendi kendini öldüren I lanetli bir / cenazedır I benim için: I ölü- süne / ellerimiz ! dokunamaz. I Arkasından I ma- tem marşı I okunamaz." Nâzım Hıkmet'ın yaşamındaki en önemli döne- meçlerden biri henüz yirmi yaşındayken devrim Rusyası'na gıtmesıyse, bir başkası da ülkesinde otuz altı yaşında ve suçsuzluğu apaçık ortadayken 1938'de yırmı sekiz yıl hapse hüküm giymesidir. Hapıshane yılları, şıirierinde de açıkça görüldüğü gi- bi onu delıfışek şaırlikten çıkarıp olgun bir insan yapmıştır. Yıllargeçmiş, amauğradığı haksızlığın düzeltilme- si yolunda hiçbir ilerleme sağlanamamıştır. Bu büyük haksızlık karşısında, kendisine canını ortaya koymaktan başka bir seçenek bırakılmadı- ğında açlık grevi yapmaya sürüklenmıştir. "... bu karanm, herhangi biryeıs, bir yılgınlık, bir korkaklık, bir sabırsızlık neticesi değildir. Sabırtı. şu- uriu, ümitlıyım. Fakat hakkın ve hakikatin ortaya çık- ması için meydana hayatımı atmaktan başka imkâ- nım kalmadığına kaniim. Bundan doiayı bu son im- kânımı şuurla, ümitle kullanıyorum. Hakkın ve ha- kikatin tecellısi uğrunda ölürsem de bu sizin baba~- nıza layık bir ölüm olacaktır." (Nâzım ile Piraye, s. 333) 30.3.1950'de başladığı ilk açlık grevine bir süre sonra ara verır. 2 mayısta yeniden başladığı açlık grevı ıse 19 mayısa dek sürer. "Açlık Grevinın Be- şıncı Gününde" adlı son derece dokunaklı şıirinde "yaşamakta devam edeceğim yanı başınızda" der. • İntihar, sonunda bireysel bir eytemdir, anlıktır; aç- lık grevi ise onu yapanların gösterdikleri irade kar- şısında toplumu derin bir iç hesaplaşmaya sürük- ler ya da sürüklemesi gerekir. Bir ya da bir grup ınsan, gözünüzün içıne tjaka baka, kendi ıradelerıyle aylar süren bir ölüm yötcu- luğuna başlıyor. Toplum vicdanı denen bir şey var- sa işte onu sınamanın zamanı! Son ikı aydır cezaevlerindeki yüzlerce insanın gi- riştıği açlık grevleri ne yazık ki toplumumuzun tari- hine yeni bir yüz karası olarak yazılacak. İkı ayı aş- kın süre boyunca kılımız kıpırdamıyor, ancak ölüm- ler başlayınca, daha fazla ölüm olmasın noktasın- da bir çaba başlıyor. Ne acıklı bir sonuç! Bu denli ölümseverlikle birtoplumun nasıl birge- leceği olabilir dersinız? BLGÜN RL'MELİHİSARl KONSERLERİ kapsamında saat 2l.00'de Sıbel Tüzün konserı izlenebilir. (265 80 22 -265 42 36) AKSANAT'ta bugün saat 12.30 ve 17.30'da yönetmenlığıni H. Ross'un yaptığı 'True Colors* adlı film Inuilizce orijinal haliyle laser-disc'ten izlenebilir. (252 35 00-01-02)' SAHAF Kİ LTÜR MERKEZİ'nde saat 19.00 da "Şiir tşliöinde Şiir Inceleniyor" başlıklı söyleşi yer alıyor.(4İ4 42 06-349 81 42) YILDLZ DIŞ KAR\KOL BtNASI Etkinlikleri kapsamında saat 18.30"da Prof. Dr. Necati Inceoğlu'nun 'Mimarlıkta Eskizler" başlıklı söyleşisi yer alıyor. (227 69 10-11) ENKA VÂKFI etkinlikleri kapsamında saat 21.30'da Sadi Gülçelik Spor Sitesi'nde Martin Chambil'in yönettiği, "Golden Eye" adlı film izlenebilir. TARANTA BABU KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ etkinlikleri kapsamında saat 19.00- 21.00 arasında Necati Cumalı'nın ^iir akşamı yer alıyor. K Ü L T Ü R • Ç İ Z İ K K A M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear